SABRİ’NİN HİKAYESİ ( 2. Bölüm )

Standard

Birinci bölümde bahsettiğim şekilde bir rehberlik aldıktan sonra çalışmamıza başladığımızda, Rana Hn’ın baba sisteminden birşey taşıdığını farkettik . Burada enteresan bir şekilde konu Sabri isimleri üzerinden ilerledi. Rana Hn’ın kendinden önce doğup 3 yaşındayken ölen abisi Sabri’ydi ve aynı isim kendisine verilmişti. Baba sisteminden üst kuşaktan bir dedenin adı da Sabri’ydi.

Sabri Dede’nin babası savaş döneminde Arnavutluk’taki ilk eşi vefat ettikten sonra ilk göç ettiği Yunanistan’da evlenip çocuk sahibi olmuş, daha sonra onları terk ederek Bulgaristan’a göç etmişti. Bulgaristan’da tekrar evlenip çocuk sahibi olmuş, sonra onları da terk ederek Türkiye’ye göç etmişti. Sabri Dede böyle bir babanın Türkiye’de doğan ilk çocuğuydu. Sabri Dede’nin sisteminden gelen ağır etkileri içeren detaylı bir çalışma yaptık.

Çalışmadan bir gün sonra: ” Merhaba Eylül hanım , Dünkü çalışmada dedemin şeker hastalığı ve benim gece kalkıp yemem üzerine çözülmeler olmuştu. Dün gece ilk defa gece kalkıp tatlı yemedim .  “

Kendisine verdiğim cevapta, normalde bu kadar hızlı bir gelişme beklemediğimi ama güzel bir gelişme olduğunu, bunun sadece o güne has bir durum olup olmadığını anlamak için bir süre daha gözlemleyip bilgi vermesini rica ettim.

2 HAFTA SONRA: ” Yıllardır her gece uyanıp tatlı, çikolata yerdim. Bağlar Çalışması’ndan sonraki geceden bu yana hiç kalkıp tatlı yemedim.

8 AY SONRA: ( Vakanın yazım aşamasında sorduğumda )

” …. Hala geceleri kalkıp tatlı yemiyorum. Takıntılı düşüncelerim çok azaldı.

NOTLAR:

1-Bu çalışmada gördüğünüz gibi, biz aslında Rana Hn’ın yıllardır kalkıp geceleri tatlı, çikolatalı ürünler yediğini bilmiyorduk. Hayatının ilk 5 yılında adının Sabri Can olduğunu ve annesinin kendisine hala bu isimle hitap ettiğini de bilmiyorduk. Dolayısıyla bu konu başlığını seçerek bir araya gelmemiştik ancak sistem öylesine eş-zamanlılıklar yarattı ki, aslında bize ” siz bu konu için bir araya gelmediniz ama Sabri’ye dikkat edin ” dedi. Aldığımız sonuca göre yorum yaparsak; Rana hn şeker hastası değildi fakat her gece tatlıya saldırması ile Sabri Dede’nin şeker hastalığının sebepleri arasında bir bağlantı vardı .

SABRİ

2-Bağlar Çalışması’ndan sonra farkettim ki bizim bahçedeki kedi Sabri ile Rana Hn fiziksel olarak da benziyorlardı. İkisi de sarışın, aynı tonlarda yeşil gözlere sahipti. Kedi Sabri, diğer sokak kedilerine göre daha narin , güzel bir hayvandı ve havalar ilk soğuk yaptığında hastalanıp aksırıp tıksırmaya ve nefes almakta zorlanmaya başlayınca ona bir klube yapıp içine polar mont serdim. Neyse ki özel bakımla kendini toparladı. Bu vakayı yazarken notlarda görüp hatırladım ki Rana Hn da astım nedeniyle nefes alma problemi yaşayıp sprey kullanıyordu.

3- Rana Hn ile bir seans daha çalıştık. Orada konu başlığı farklı olup Sabri ile ilgisi olmadığı için muhtemelen burada yer almayacak. Bu vakanın yazılma nedeni; bazen seçtiğimiz konular dışında konular çıkabileceği ve eş-zamanlılık konusuna farklı bir örnek teşkil etmesiydi.

Vakayı yazmama izin verdiği ve taslak metinleri hızlı onayladığı için Rana Hn’a tekrar teşekkür ederim.🙏

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

SABRİ’NİN HİKAYESİ ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Rana diyeceğim danışanım 40 yaşlarında, evlenmiş-boşanmış, 1 çocuğu olan ve çalışan bir kadındı. Kendisi ile temmuz 2021’de yaptığımız online ön-görüşme öncesinde doldurduğu formda çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Değersizlik duygusu; sevmeyi bilmiyorum ve bu insan ilişkilerimi etkiliyor ” yazmıştı.

Değersizlik duygusu: Son yıllarda daha çok farkında olsa da aslında çocukluktan beri yaşadığı bir duygu olduğunu, ailede herhangi bir karar alınırken kendisine fikrinin hiç sorulmadığını belirtti. İkili ilişkilerde her ilgi gösterene karşılık verme ve daha sonra olmadığında sürekli o kişiyi düşünerek saplantı haline getirme ve bu durumdan zorlukla kurtulabildiğini ekledi.

Sevmeyi bilmeme konusu: İlişkilerde herhangi bir şeyi sorun olarak görmediğini ama insanların kusurlu yanlarını görerek onları sürekli düzeltmeye çalıştığını söyledi.

Online ön-görüşmelerde tüm hayatını ilgilendiren çok fazla soru sorduğum için bütün detaylara burada yer vermiyorum. Bazı önemli detaylar:

-küçükken ortaokul dönemine kadar çok sık fiziksel şiddet yaşadığını, şu anda ise annesinin sözleriyle dövdüğünü, küçüklükten beri tartışmalı bir iletişimlerinin olduğu

-köken ailede kendisinden önce doğup çocukken ölen bir abisi olduğu

-eşinden boşanma aşaması dahil fiziksel şiddet yaşadığı

-anne ve baba tarafında farklı ülkelerden göç hikayeleri olduğu

-çocukluğundan bu yana takıntı bozukluğu olduğunu ( titizlik , temizlik ve bazı şeyleri defalarca kontrol etme ) ama psikiyatristin OKB boyutunda olmadığını belirttiği

– geçmişinde anksiyete bozukluğu nedeniyle ilaç tedavisi uygulandığı

Kendime aldığım özel notlarda:

  1. İlk seansta eklenti çalış ( ön-görüşmede öğrendiğim bazı detaylar nedeniyle )
  2. Bağlar Çalışması’na uyan çok konu başlığı var. Yazın yüz yüze yapmaya başlayacağımız ilk çalışmaya katılabilir
  3. Küçükken ailede, evlendiğinde ise eşlerden fiziksel şiddet olduğu için ilerde beden terapi ağırlıklı bakmak gerekebilir yazmışım.

BAĞLAR ÇALIŞMASI: 2021 Ağustos başında yaptığımız yüz yüze Bağlar Çalışması’nda sıra Rana Hn’a geldiğinde ben kendisiyle konuşmaya başlamadan önce bir anda bahçeye 1 ay önce gelen minik kediyi hatırladım ” Aa, bugün gelmemiş. Bir önceki Bağlar’dan bir-iki gün önce yaklaşık 2 aylık minicik bir kedi gelmişti. Annesi tarafından terkedilmiş veya annesini kaybetmişti…hem çok küçüktü hem de o kadar sesli ağlıyordu ki bahçede aradık ama saklandığı için bulamadık. Adını da Sabri koymuştum…aslında bir hikayesi var Sabri’nin. ” dediğim anda Rana Hn şaşkın şaşkın bana bakarak ” Sabri benim adım dedi.

-Nasıl yani ? ( benim yüzüm ondan daha şaşkın oldu çünkü benim üniversiteden tanıdığım bir arkadaşımın çocukluk arkadaşıydı ve adı Rana olarak geçiyordu .)

-Adım Sabri benim

Sessizlik …. ( mavi ekran 😀 )

– Senin adın Rana değil miydi ?

– Bana önce Sabri Can ismi koyulmuş. Ben ilkokula başlayacağım zaman değiştirmişler. Benden önce doğup ölen abimin canı bende yaşasın diye annem bana hala Sabri Can der.

Asistanlar bu eş-zamanlılık karşısında şok vaziyette izliyorlardı. Normalde Bağlar Çalışmalarında konuşma yasağı vardır. Sadece çalışma öncesinde konu başlığıyla ilgili konuşuruz ve ben de üst üste yapacağımız çalışmaları yetiştirmek için arada hiç geyik muhabbetine girmeden direkt konuya girerim.

Ancak sıra Rana’ya geldiğinde aniden kalkıp balkondan bahçeye bakıp üstüne Sabri’nin hikayesini anlatmam ilginçti. Aslında bu bir çeşit rehberlikti. Eğer kediden bahsetmesem, Rana’nın hayatını bu kadar etkilemiş olan bu durumdan haberdar olmayacaktım.

NOT: Sabri’nin küçüklük hallerinden bir foto sağda. Şimdi kocaman delikanlı oldu. Vaka fotosu ise gizlilik kuralları gereği her zaman temsili resimlerden seçiliyor ve vakanın ilk taslak metni yazılıp danışan onayından geçtikten sonra ekleniyor.

( Devam edecek….. )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

İLİŞKİLER HAKKINDA BİR VAKA: ( 3. Bölüm: Bağlar )

Standard

Beste hn ile ağustos 2020’de 5. seansımızı yaptıktan yaklaşık 2 ay sonra Bağlar Çalışması için bir araya geldik.

BAĞLAR ÇALIŞMASI:

Burada çalıştığımız konu: Takıntılar

Bu grup çalışmasında Beste Hn’ın takıntılarının aile sistemiyle bağlantısını araştırdığımızda ortaya çıkan bilgi: Babasının Beste hn’ın annesiyle evlenmeden önce gençliğinde, Beste hn ile hemen hemen aynı yaşta yaşadığı bir travma ve bu travmanın sır olarak kalmasıyla ilgili bir konuydu. Bu sırlar, babasının mesleğiyle alakalı olduğu için detayları ailede hiçkimse tarafından bilinmiyordu. Mesleği ile ilgili yaşadığı sürtüşme sonucu kendi içinde yaşadığı bilişsel çelişki*, bir çeşit kafa karışıklığı yarattığından işin ucu yurtdışına tayinini istemeye kadar uzanmıştı. O yaşlarda oldukça idealist, vatansever ve işini severek yapan bir genç adamın ülkesini terk etmesine kadar varacak derecede önemli konunun ne olduğu bizim çalışmamız için önemli değildi. Ebeveynlerin yaşadığı ve halledilmemiş, sır olarak kalmış büyük travmalar, bazen o aileye doğan çocuklardan birini etkileyebileceği için biz sadece bu konunun etkisi üzerine bir çalışma yaptık.

26 GÜN SONRA:

Eylül hanım, 
Son Bağlar da yaptığımız çalışmada bu durum senin para akışını etkiler demiştiniz. Bağlar çalışmasından sonra 3 farklı şirket beni arayıp iş için görüşmek istediklerini söyledi. Birini 3 hafta önce reddettim verdikleri teklifi az bulduğum için fakat yine de kendi maaşımın üzerinde bir teklifti. Şuanda da 2 yer ile görüşüyorum yine iş için. Maaş anlamında iyi bir teklif vermeleri halinde 2 şirketten biri ile anlaşacağım. Anlayacağınız kariyerimde bir takım gelişmeler yaşanmaya başlandı
Sevgiler
 “

48 GÜN SONRA : ( vakayı yazarken son geri-bildirimini sorduğumda )

Eylül Hanım Merhaba,
Size daha önce bahsettiğim iş tekliflerinden birini kabul ettim. Maaşımda güzel bir artış oldu. Son gelişmeler bu şekilde 🙂
Sevgiler

NOTLAR:

1-Bilişsel Çelişki Kuramı: Leon Festinger tarafından 1957’de ortaya atılmış bir sosyal psikoloji kuramıdır. Bu kurama göre kişiler tutumları ve davranışları arasında bir tutarlılık olmalıdır. Kişinin, birbiri ile tutarsız iki veya daha fazla bilişinin ortaya çıkardığı psikolojik gerginlik-huzursuzluk haline bilişsel çelişki denir. Festinger’e göre kişiler tutum, davranış ve inançları arasında bir uyum-tutarlılık arar ve bu gerginliği azaltmaya çabalar.

İnsanların böylesi bir durumda gerginlikle baş edebilmek için değiştirebilecekleri yegane şey tutumlarını değiştirmektir. Böylece gerginlik ve huzursuzluğu azaltabilirler. Ayrıca kişiler, söz konusu tutumla davranış arasındaki çelişkiyi, kendilerini bu hareketi yapmaya zorlayan duruma, kişiye veya ortama yükleyerek gerginliklerinden kurtulmaya çalışabilirler.

2-Yukarıdaki vakada, Beste Hn’ın babasının yaşadığı çelişkinin daha iyi anlaşılabilmesi için farklı bir örnek vereceğim.

Herhangi bir ülkede asker, polis, istihbarat birimleri ve tüm bunların bağlı olduğu kurumlar arasında şöyle bir durum olduğunu düşünelim. Bir birim için makbul kabul edilen bir durum , başka bir birim için makbul olarak görünmeyebilir. Bu ise birimlerin yetki alanında bir takım çelişkiler yaratabilir. Bu bilişsel çelişkide kişi, baskı altında tutum değil ama belki davranışını değiştirmek zorunda kalabilir ancak bu o kişinin iç dünyasında yaşadığı huzursuzluğun %100 olarak giderildiği anlamına gelmez.

3- Ebeveynlerimizin çözümlenememiş travmaları, biz o sırada hayatta olmasak bile bir şekilde hayatımızı etkileyebilir. Bu vakada Bağlar Çalışması’ndaki sır konusuna çalıştıktan sonra Beste Hn’dan babasının yurtdışına gittiğinde kendisiyle aynı yaşta olup olup olmadığını öğrenmesini istedim. Gelen cevapta babasının aynı yaşta yurtdışında gittiğini öğrendik.

Vakayı yazmama izin verdiği için Beste Hn’a teşekkür ediyorum.

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

İLİŞKİLER HAKKINDA BİR VAKA (1. Bölüm: Ebeveynlerin Etkisi )

Standard

Kendisiyle ilk defa 2016 yılında üniversite öğrencisi iken çalıştığım ve konularını geçmişte vaka yazısı olarak yazdığım Beste Hn ile ilgili geçmiş hikayeleri aşağıdaki yazılarda bulabilirsiniz:

/https://regresyongunlugu.com/tag/akademik-stres/ ( 3 bölüm halinde )

Beste Hn ile 4. seansımızı 2018 yılında ekim başında yapmıştık.

Bu çalışmaya geldiğinde aldığım geri-bildirimler:

1-Eylül ayındaki Bağlar Çalışması’na katılmıştım. Aslında babamla ilişkime bakmak istemiştim ama konu anneme bağlanmıştı. Annemin kendi annesiyle olan bağlanma şeklinin benim annemle bağlanmamı etkilediği ortaya çıkmıştı. İlişkimizde henüz çok büyük değişim farketmedim ama o çalışmadan sonra anneme karşı anlayış geliştirdim, empati duyabiliyorum.

2-Mayıs 2018’deki son regresyon çalışmasından sonra daha çok su içmeye başladım.* Eskiden hiç aklıma gelmezdi.

3-Bir whatsapp grubum vardı. 5 kişilik üniversite arkadaşlarıydık. Bir gün buluşma planı yapıp gruba attım. Kimseden cevap alamayınca da gruptan çıktım. Eskiden olsa hatayı kendimde arar ve üzülürdüm. Şu anda kötü hissetmiyorum.

4-İşe gireli 2 ay oldu. İşten memnunum. ..X.. Firmasının genel müdürlüğünde pazarlama ve satış departmanındayım.

Seçtiği Konu: Fiziksel veya duygusal olarak etkilendiğim bir erkek olduğunda, onu görünce geriliyorum. Göz göze gelmemeye çalışıyorum uzak duruyorum. Şu anda hoşlandığım biri var işyerinde. Ama sevgilisi varmış. O yüzden uzak duruyorum. Kontrolü kaybetme korkum var. Kontrolü kaybedersem, kendimi küçük düşürürüm. Bir önceki kişide de böyle oldu. Onun sevgilisi olduğunu bilmiyordum ama öğrendiğimde de içimden keşke beni tercih etse diye geçirmiştim.

Bu çalışmada regresyon değil Bağlar Çalışması’nı bireysel olarak uygulamayı tercih ettim. 2016’dan beri tanıdığım ve aileden başka birileriyle de çalıştığım için hikayelerdeki etkiler paralellik gösterince ebeveynlerine ait olduğunu bildiğim bir hikayenin etkisine bakmak istedim. Buradaki hikaye Beste Hn’ın babasının ilk nişanlısı ile birlikteyken ayrılıp aynı işyerindeki annesi ile evlenmesi ile ilgiliydi.

Bu sebeple babasının ilk nişanlısını sisteme dahil ettiğimiz bir çalışma yaptık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Hem annenin hem de babanın aynı meslek grubundan olmaları ve bu mesleğin toplumda dışlanmışlık duygusuna yol açabilecek bir meslek olması dolayısı ile Beste Hn’ın hayatına etkileri olabilir. İlerde bu konuya bakılabilir.

-Anne ve babanın babaları yani dedeler de aynı meslektenmiş. Bu durum toplumsal dışlanma ve mesafeli ilişkiler getirebilir. Bu konu daha da önem kazandı. Mutlaka bakılmalı.

NOT:

1-*: Bugüne kadar yaptığım çalışmalar sonrası edindiğim geri-bildirimler doğrultusunda oluşan istatiktiksel bir bilgi: Anneyle bağlanma sorunu olan ( özellikle ciddi kopukluk olan ) danışanların hayatları boyunca neredeyse yok denecek kadar az su içtiklerine şahit oldum. Anneyle bağlanmayı şifalandırmak üzerine yaptığımız çalışmalardan bir süre sonra kendiliğinden oluşan bir bedensel tepki olarak daha fazla su içmeye başlamaları, benim için sembolik olarak anlamlıdır. Anne=yaşam, yaşam ise su demektir.

2-Bundan 15-20 yıl önce birisi bana, ebeveynlerimizin geçmiş ilişkilerinin ( nişanlılarının veya evliliklerinin ) de hayatımızı etkileyebileceğini söyleseydi muhtemelen inanmaz belki hurafe olarak görüp dalga bile geçebilirdim. Ancak sistemik bakış açısına göre eski ilişkiler de sisteme dahildir ve bu durum az veya çok, çocuklardan bir tanesini etkileyebilir. İspanya’da geçen, izlediğim bir vakada uçuk bir örnek olarak çocuklardan birinde bir tür deri hastalığına sebep olduğunu bile izlemiştim.

( Devam edecek…..)

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

Okumaya devam et

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

A1İlk seanstan 16 gün sonra Açelya Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan önce aldığım geri-bildirimleri ve farkındalıkları aşağıdaki gibi:

1-Seanstan sonraki ilk hafta Türkiye’de olmamla daha huzurlu ve bağımsız hisettim. X ‘de ( Avrupa’da bir ülke ) iken erkek arkadaşım üzerinden bir hayat yaşadığımı ve bunun beni içten içe rahatsız ettiğini farkettim.

2-Benim bu son 7 senem çalışmamam üzerine kurulu. Kendi ayaklarım üzerinde duramama konusu 7 senedir var. Ondan önceki zamanlarda kendi ayaklarım üzerinde durduğumu düşünüyordum ama öyle değilmiş.

A5Örneğin: Sigara ve içki vardı, 2012’de bıraktım. Erkek arkadaşıma karşı kişi bağımlılığım vardı. Ondan ayrıldığımda ise bir kız arkadaşıma bağlanmıştım. Herşeyimi ona anlatıyordum, bir kişiye yükleniyordum. Karşı taraf da sonunda kaçıyordu. Yakın 2 kız arkadaşım da aynı şekilde davrandı. En başta beni çok sevdikleri için kompanse ediyorlardı ama 5 sene sonra artık telefonumu açmamaya ya da bana daha az zaman ayırmaya başlıyorlardı. Normal olarak kendi erkek arkadaşlarına vakit ayırmak istiyorlardı. Ben de kinlenip ” Görür o benim erkek arkadaşım olunca ” diyordum.

3-Hayatımda birçok şeyi ( yeme-içmesel olarak ) şak diye kesebiliyorum. Mesela süt ürünleri gibi…pat diye kesebiliyorum. Ama benim için bir kişiyi bırakmak çok zor. Bence şu andaki ilişkimin ………..( Erkek arkadaşı da danışanım olduğu için burada sansür uyguladım )………………….         ……………….. Erkek arkadaşım çok çalışıyor ve bana az vakit ayırıyor. Uzun süre hiç birbirimize dokunmadığımız oluyor…haliyle ben de artık birşeyleri talep etmeyi bıraktım.

 

A6

4-Bütün ikili ilişkilerim hep ayrılma üzerine kurulu. İlişki bir ayını doldurunca hep ayrılmak istiyorum. Karşı taraf evet de dese, hayır da dese sürekli inişli-çıkışlı oluyor. Hep ayrılıp, 1 hafta içinde barışarak devam ediyorduk. Bu sorun benden kaynaklanıyor.

 

 

 

seans

 

Daha seansa başlamadan evvel yatağa uzandığında eklenti olduğuna dair bedensel duyarlılıklar hissettiği için biraz bekledim. İlk seansta olduğu gibi tekrar bedeninde dalgalanmalar olur gibi titremeler olunca bu sefer seansa eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 2-3 Senedir kendisinde bulunan, yalnızlık duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Yalnızlık korkusuna ve panik duygusuna yol açmıştı. Tembellik ve ağırlık yaratmıştı. ( Çok bilgi alamadığımı not ederek bir sonraki eklentisine geçmişim. )

 

2.EKLENTİ: Suçluluk duygusu ile çektiği, 15 yıldır kendisine bulunan bir eklentiydi.

Etkileri: Ayaklarının altının sürekli soğuk olmasına sebep olmuştu.

 

3.EKLENTİ: Yalnızlık duygusu ile çektiği 3 adet eklentiydi ve hepsi birbiri ile bağlantılı bir konuyu içeriyordu.

Etkileri: Öfke ve inatçılığa sebep olmuşlardı. Hareket kabiliyetinin olmamasına, tembelliğe ve kendi deyimiyle hımbıllığa yol açmışlardı. Dışlanmışlık duygusuna; ilkokul 1’den üniversite bire kadar süren şişmanlığa sebep olmuşlardı. Okulda konsantrasyon sorununa, zihinsel dağınıklığa sebep olarak dolaylı yoldan başarısız olmasına katkıda bulunmuşlardı. Ayrıca ellerinde karıncalanmaya ve kollarında güçsüzlüğe yol açmışlardı.

 

A74.EKLENTİ: 11 Yaşında yatılı okula gittiği dönemde yalnızlık duygusuyla çektiği 30’un üzerinde olduğunu belirttiği gezinen enerjilerdi.

Etkileri: 3. Eklenti bölümünde belirtilen etkilerle benzer etkilere yol açmışlardı. Ayrıca seansta bedenindeki istemsiz hareketlere de sebep olmuşlardı.

11 Yaşındaki dönemi içeren bir çalışma yaptıktan sonra tüm eklentileri göndererek seansı noktaladık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Eklenti çekme sebeplerine çalışırken bilgi almakta zorlandım. Söylediğinden daha yüksek sayıda eklentisi olduğunu ve trans geçişi olumsuz etkilediklerini düşünüyorum.

-Yalnızlık duygusunun kaynağına çalışılmalı.

-Bundan sonraki süreçte BAĞLAR Çalışması ile ilerlemekte fayda var çünkü en büyük sorun anne ile bağlanma. Bağlar ile daha hızlı ilerlenebilir.

g2

 

1.GÜN:

Dün ve bu sabah çok üzgündüm. İçimden erkek arkadaşımla kavga edip durdum hatta gece kabusluydu. Ve çok ama çok sıcaktı. butun pencereleri actım ancak bir kaç kere uyanmam gerekti kesinlikle deliksiz uyumadım ve sabah 7.30’da uyandım yinede. Dünkü gece ve sabah ilk saatlerdeki hissim daha çok içimde bir boşluk oluşmuş gibi bir histi.

Sevgiler  ”

 

7.GÜN:

Günaydın,

İlk 3 gün çokça yoğundu, ilişkilerin abc’sini okurken her sayfada deli gibi ağladım neredeyse. İçimdeki yaraları görmek topluca çok fazla geldi sanırım. Bir de seansta yaptığımız anne olma kavramı ve duygusal olarak kendimi kitlemiş olma halim tekrar tekrar yaşadığım birşey oldu. Bu iki konu içimi dağladı tekrar tekrar. Anne olmayı niye kabul edemediğimi anlamaya çalıştım. Son günler daha enerjik daha anlayışı yüksek geçti. İnsanlarla ( sokakta tanımadıklarım, bi anlığına gördüğüm ) aramda olan bağı sezdim bu çok özel ve muhteşem bir histi. Kitabı zihnim daha da açılarak okumaya devam ediyorum ağlamak şu anda saçma geliyor mesela:)

Sevgiler  ”

 

 

Açelya hn, bu 2.seanstan yaklaşık 11 gün sonra yapılacak olan Bağlar Çalışması’na katılarak orada da 2 seans almaya karar verdi. ( Yurtdışından gelen danışanlar çok sık Türkiye’ye gelemedikleri için gelmişken en az 2 seans olacak şekilde vakit ayırmalarını tavsiye ediyorum.)

Bağlar Çalışması ile ilgili bölüm vaka yazısının 3. bölümünde yer alacaktır.

 

( Devam edecek….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

EGZAMA HAKKINDA BİR VAKA ( 2.Bölüm)

Standard

 

 

Tülay Hn ile ilk seanstan 52 gün sonra tekrar bir araya gelebildik. İlk seansın sonunda yazdığım geri-bildirimlerini aldıktan hemen sonra ilk seansa geçtik.

Henüz koltuğa uzanır uzanmaz defalarca esnemeye başlaması, evde kısa eklenti temizliğini uygularken aynı şeyin olduğunu hatta meditasyonlarında da olduğunu belirtmesi üzerine seansa yine kısa eklenti temizliği ile başlama kararı aldık. Ayrıca ilk seans sonunda kendime aldığım özel notlarda, hala beklediğim eklentileri olduğunu not ettiğim için çalışmamızı bu yönde ilerlettik.

 

seans

 

1.EKLENTİ:

2-3 Hafta gibi kısa bir süredir kendisinde bulunan, boşanmayı düşündüğü dönemde doların yükselmesiyle beraber artan endişeleri ve gelecek kaygısı ile çektiği 2 adet eklentiydi. Çocuklara bakabilecek miyim diye çok kaygılandığı bir günde çekmişti.

Aslında eşinin kira ödemek dışında eve ve çocuklara hiçbir maddi katkısı olmadığını, kafasında yoğun olarak boşanma konusunu düşündüğü bir anda eklenti çektiğini belirtti.

2 Eklentinin Etkisi: Endişe sebebiyle son 2-3 haftadır para biriktirmeye başlamasına sebep olmuşlardı.

Bu eklentileri kolaylıkla gönderdik.

 

2.EKLENTİ:

Aynı ofisi paylaştığı iş arkadaşıyla sohbet ederken, kendisinin arkadaşından daha çok iş alması sebebiyle aralarında maddi konuları masaya yatırdıkları bir günde kendisine gönderilen 3 adet eklenti algıladı. Bu eklentiler de sadece 10 gündür bende dediğinde son 2-3 hafta içinde ne olduğunu sorguladık.

O dönemde boşanmak istediği için, acaba eşime karşı haksızlık mı ediyorum gibi bir suçluluk duygusuna girmişti. Eşi, çocukların okulla ilgili bazı ödemelerini yapacağını söylediği halde yerine getirmemişti. Bu sebeple ödemelerle ilgili tartışmaların yaşandığı bir dönemde boşanma kararını netleştirmişti. İlk 2 eklenti grubu da boşanmasıyla ilgili olduğu için bu konuya biraz daha derinlemesine girdik.

T2.jpg

8 Yıllık evliliği boyunca eşinin kendisine ve çocuklara hiçbir maddi katkısı olmadığı için bayağı bir öfke biriktirmişti. Öfkesine çalışırken, yıllardır eşine de annelik ettiğini ve artık yorulduğunu söyledi. Her ne kadar aralarında anlaşmalı olarak boşanmaya karar vermiş olsalar da, 8 yıl süren bu ilişkide sayfanın doğru bir şekilde kapatılması için ilişkiyi tamamlama çalışması yaptık. Bu sırada, geçmişte eşinden ayrılmayı çok istediği ama söyleyemediği bir gün “ Ayrılamıyorum bari ölsün..keşke ölse ” diye içinden geçirdiği eski bir anı hatırladı. Bu tip anlara da baktıktan ve dönüştürdükten sonra 8 yıllık evliliği boyunca kendine çektiği herhangi bir eklenti olup olmadığına baktık.

 

3.EKLENTİ: Evliliği boyunca çektiği eklentiler

A ) 6 Yıl önce eşine çok öfkeli olduğu bir gün, eşiyle birlikte olduğu anda çektiği 1 adet eklentiydi. Bu eklentinin karın bölgesine yerleşmiş olduğunu belirtti.

Etkileri: İştahın açılmasına, gereksiz şeyler yemesine, özellikle et grubunu o dönemde çok fazla yemesine, karında şişkinlik ve gaz sorunlarına yol açtığını söyledi. 6 Yıl boyunca özellikle yemek yeme konusunda etkilediği belirtti.

Bu bölümde yeni bir geri-bildirim daha eklemek istedi:

T8İlk seanstan bugüne kilo kaybım var, belim inceldi, göbeğim inceldi. Karnımda hep bir şişkinlik olurdu, indi ” .

B) Yine eşine öfkeli olduğu bir anda yaşanan cinsel birliktelik sırasında rahim bölgesine yerleşen bir eklentiydi.

Etkisi: Rahimde miyom oluşumuna sebebiyet

Evlilik döneminde eşe öfkeyle çektiği tüm eklentileri gönderdik.

 

 

4.EKLENTİ:

14 Yaşında iken ilk defa regl olduğunda, annesinin bunu sanki çok kötü birşey olarak algılaması ve kızı regl olmaya başladı diye 2-3 gün boyunca suratının asılması üzerine kendini çok yalnız hissettiği bir dönemde 1 adet eklenti çekmişti.

Bu Eklentinin Etkileri: Daha eril ve verici olmasına, daha çok sevilmek için ailesi ve eşi dahil herkese bakmasına; 14 yaşından beri konuşurken boğazında gıcık varmış gibi hissedip sürekli boğaz temizleme sesi çıkarmasına; erkeklere karşı daha sert olmasına; burnunda kaşıntılara; içeriye doğru geniz akıntısına; yorgunluk ve ağırlık hissine yol açmıştı.

Bu eklentisini biraz zor gönderdik.

 

5.EKLENTİ:

5 Yıldır kendisinde bulunan, özel bir konuyla ilgili suçluluk hissettiği dönemde oluşmuş 2 adet eklentiydi. Vücudunda idrar kesesi ile rahim arasında olduklarını algıladı.

Bu 2 Eklentinin Etkileri: Gece sık tuvalete kalkmasına; 2. çocuktan sonra 3. bir çocuk istemesine; hamile olmadığı halde sol memesinde şişlik ( süt bezi şişliği ) oluşmasına; burunda kaşınmaya yol açmışlardı.

Bu eklentileri de gönderdikten sonra seansı tamamladık.

 

g2

 

3.GÜN:

Bugün biraz kesik öksürüğüm var burun kaşıntım olmadı. Biraz saç dibimdeki egzamam kabuklandı. Bunlar tamir fazı sayılıyorsa bunları yaşadım.

Bu geri-bildirim üzerine ” Saç dibindeki egzama geçti demişsiniz. Tekrar mı hareketlendi yoksa zaten kabuklu muydu? ” diye sordum.

Cevabı: ” Evet hareketlenme oldu kaşınma yok direk kabuk oluştu. ”

 

6.GÜN:

” Seans çıkışında arabamı çekmişlerdi epeyce peşinden koşturdum. İlk kez başıma geldi böyle bir şey 🙂 Ertesi gün kanamam oldu hafiften. Ben de regl oldum sandım ama devam etmedi.* Burnum bugün çok kaşındı oğlumda da başladı kediye alerji geliştirdik.Kediden uzaklaşınca geçiyor. Eşimin gitmesi ile kedinin gelmesi aynı döneme rast geldiği için ayrılık çatışması oldu sanırım. Dışarıdaki erkekler bana karşı daha nazik. Önceden trafikte çok kavga ederdim erkeklerle. Reaksiyonlarımız değişti. Dün 2 kez trafik kazası geçirecektim son anda hızlı davrandığım için olmadı. Annem seansın ertesi gecesi rüyasında yeşil gözlü sarışın bir kız bebek dünyaya getirdiğimi görmüş bu da enteresan geldi bana. Düşüklerimi de öyle imagine etmiştim. Eşimle ilgili de biraz kafam karıştı acaba gerçekten doğru bir karar mı veriyorum diye düşünmeden edemiyorum. ”

 

 

B23 GÜN SONRA:

Tülay hn, ilk defa BAĞLAR ÇALIŞMASI’na katıldı. Burada seçtiği konu “ Terkedilme korkum yüzünden bağ kuramıyorum. Aşık olursam, o kişi beni terk eder. O yüzden aşık olmamalıyım gibi bir düşüncem var. ” idi.

Yaptığımız çalışma esnasında annesiyle bağlanma şekline bakarken annesinin Tülay Hn henüz 2,5-3 yaşındayken evi terkederek 1 ay sonra eve geri dönmesinin, annesiyle bağlanma sorunundaki olumsuz etkileri üzerine çalıştık.

BAĞLAR ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ GERİ-BİLDİRİM:

Tülay hn, o güne kadar hep kadınlardan zarar gördüğünü ve genelde kadınlarla sorun yaşadığını; Bağlar Çalışması’ndan sonra bu durumun değiştiğini ve artık kadınlarla daha iyi anlaşmaya başladığını belirtti.**

 

***

 

2. SEANSTAN 26 GÜN SONRA:

” Egzemam artmadı. Kalçamdaki kaşıntı eşim gelince çoğaldı , o gidince yine geçti.  ”

T9Bir de erkeklerle çok çatışırdım trafikte sosyal alanlarda yani mutlaka bi saçmalık yaşardım şimdi olmuyor. Bana daha kibar nazik davranıyorlar beklemediğim kadar yardımcı oluyorlar. Hatta bir gün arabam yolda kaldı hiç olmayacak bir yerde kimse durmaz derken 7 adam uğraştı arabamla geceydi ve çok serindi hava. Erkeklerden yardım almaya başladım***  ama enteresan bir şekilde eski eşim elini ayağını tamamen çekti ev kirasını bile ödemiyor artık. Fitnessa başladım ek olarak. Çok tembeldim o konuda. Daha enerjik, daha çabuk hareket ediyorum. ”

 

SEANSTAN 29 GÜN SONRA:

Aşağıdaki emaili aldım.

” Merhaba dün çok enteresan bir şey yaşadım bu türde bir şeye rastlamışsınız diye sormak istedim.  ……..( Danışan gizliliği nedeniyle burada sansür uygulandı-Eklenti şüphesi yaratan bir durumla ilgili yorumumu sordu. ) …………. ”

 

Daha önce böyle bir vakaya rastlamadığımı ama google’dan araştırdığımda okuduğum hurafe tarzındaki bilgilere inanmaktansa, seans içinde bire-bir sorgulayarak danışandan alacağım bilgilere daha çok güvenebileceğimi belirttim. Bunun üzerine 3. seans için randevu talep etti.

 

v9

 

NOTLAR:

1-Bu vakanın başlığında her ne kadar ” egzama ” temalı gibi görünse de, okuduğunuz üzere ilk iki seansta ön plana çıkan eklentiler sebebiyle şu ana kadar egzamanın sebebine odaklı bir çalışma gerçekleştiremedik. Fakat ilk seanstan sonra 8 yıldır her türlü tedaviye rağmen geçmeyen egzamalar yüzölçümü olarak 3’te 1’e indi. İkinci seanstan sonra da kaşıntılar durarak stabil hale geldi. Buradan anladığımız sonuç; eklentiler egzamayı artırıcı bir etki yaratmıştı fakat sorunun kaynağı eklentiler değildi. Bu sebeple Tülay Hn’a başka bir zaman sırf egzama odaklı bir çalışma yapabileceğimizi belirttim.

 

2-Tülay Hn’ın kalçasındaki kaşınmaların eşi varken artması, o yokken kesilmesi benim için extra bir bilgi olduğundan,  ilerdeki seanslar için bir kenara not ettim. Psiko-biyoloji eğitiminde bu tarz sorunların altında yatan psişik nedenlerle ilgili biraz bilgi edindiğim için egzamayla ilgili neye bakmam gerektiği hususunda bana fikir vermişti.

 

3-Tülay hn’ın çok yüksek sayıda olan eklentilerini ilk 2 seansta gönderdikten sonra onunla artık çok daha kolay ve rahat çalışabileceğimi düşündüğüm için artık egzama konusuna ağırlık vermek isterken, Tülay Hn’ın yukarıda sansürleyerek belirttiğim-yaşadığı ilginç bir olayı paylaşması sebebiyle bu kez başka bir konu başlığı için tekrar bir araya geldik. Bu üçüncü seansımızda trans geçişi engelleyebilecek herhangi bir eklenti algılamayınca, benim önerim üzerine ana karnı ve 0-3 yaş dönemine bakmaya başladık. Bu üçüncü seansın gözlem süresi devam ettiği için ileride yazılacak.

 

4-a) *: Seanslardan sonra nadiren bazı danışanların normalden birkaç gün daha erken regl olduklarına rastladım. Bu tip durumlar tamir fazı etkisi olarak nadiren olabiliyor. ( özellikle dişilikle ilgili sorunlar varsa )

b)-  **: Tülay Hn’ın dişil enerjiyle ilgili sorununa çalıştığımız için bu alanda iyileşme olduğunu düşünüyorum.

c)- *** : Tülay hn, ilk defa seansa geldiğinde kocası ve annesi dahil olmak üzere tüm aileye ebeveynlik eden, eril yönü güçlü ve aşırıcı verici bir kadındı. Eril-dişil enerjide dengelenme oldukça, erkeklerle kavga etmek yerine onlardan yardım almaya açık hale gelmeye başladı. Bu da benim için dişil enerjiyle ilgili başka bir iyileşme göstergesi.

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

BİR ERKEK DANIŞAN HİKAYESİ: ” İşlerim Bir Türlü Yolunda Gitmiyor…”

Standard

G2

İsmine Gökhan diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarının ortalarında, evli ve çocuklu bir danışandı. Kendisi ile şu ana kadar sadece ekim 2017’de tek bir seans yapabildik.

Gökhan bey o sırada işsizdi ve çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” İşlerimin bir türlü yolunda gitmemesi ” yazmıştı. Ön-görüşmemiz sırasında konuştuğumuz detaylardan farkettik ki Gökhan bey her 2 senede bir en az 3-5 ay süreyle de olsa mutlaka işsiz kalıyordu. Yaptığı hiçbir iş, girdiği hiçbir yeni iş kolunda işler yolunda gitmiyordu ve hep dış koşullar sebebiyle sonlanıyordu.

Öğretmen bir babanın oğluydu ve küçüklüğü maddi sıkıntılar içinde geçmişti. Kendisi de bu alanda eğitim almış olmasına rağmen sırf küçüklüğündeki gibi maddi zorluk çekmemek için öğretmenlik yapmak yerine, yurtdışına giderek hem çalışmış hem de master yapmıştı. Yurtdışında bulunduğu süreçte çalıştığı işten iyi paralar kazanmış ve Türkiye’de iki ev sahibi olmuştu. Gelgelelim, evlenip Türkiye’ye dönünce işler hiç de umduğu gibi ilerlememişti.

G3Başvurduğu sektörde yöneticilik vasıflarında iş ararken kendisine garsonluk teklifi geliyordu. Bu sebeple farklı sektörlerde sıfırdan başlayarak çalışmaya başlamıştı. Bazı işlerin parası azdı, bazıları süreye bağlı proje işiydi ve 2 sene dolduğunda otomatik olarak işsiz kalıyordu. Sonunda arkadaşlarıyla kendi şirketini kurmuştu fakat bu işte de para kazanamamışlardı. Hatta 7 ay hiç iş yapamadıkları dönemler bile olmuştu. Sonunda bu işi de kapatmak zorunda kalarak kurumsal bir şirkette satış departmanına girmişti fakat tam 2 seneyi doldurmak üzereyken bu işinden çıkartılmıştı.

Bana seansa geldiğinde 3 aydır çalışmıyordu. Ön-görüşmemiz sırasında ” Başvurular yapıyorum. Görüşmeler de yapıyorum ama dönüş bile olmuyor ” dedi.

İlk defa seansa gelen herkese sorduğum sorulardan sonra seansa başladık.

Yoğun bir eklenti algılamadığı için ilk seansta ana karnı ve 0-6 yaş dönemine bakmaya karar verdim.

Gökhan bey, normal doğumla, 9 aydan 1-2 hafta önce ve kolaylıkla doğduğunu hatta ebe gelene kadar doğduğunu belirttikten sonra seansımıza geçtik.

 

seans

Anne karnındaki dönemi keşfederken Gökhan bey 4 aylık olduğu bir sahnede çok donuk olduğunu, annesine ait bir eklentinin olduğunu ama algılayamadığını belirtti.

Başka herhangi bir sahne keşfedemediğimiz için doğum travmasına bakmak istedim.

Doğum anında görmediği, bilmediği bir yere gidiyor olmanın verdiği yoğun korku vardı. O esnada annesinin korktuğunu hissettiği için daha da korktuğunu belirtti. Bu bölümdeki başka bazı detaylardan dolayı kendime ” anneyle bağlantısında kopukluk var ” diye özel bir not almışım.

Babasıyla olan kısma baktığımızda ise pek bir sorun görünmüyordu. Babaya, annesine olduğundan daha çok yakınlık duyuyordu ve onu görünce mutlu oluyordu.

Her ne kadar 0-6 yaş arası travmalarına bakmak istediysem de Gökhan bey hiçbir erken dönem anısına geçiş yapamadı. Bu sebeple ana karnı dönemini dönüştürmeye başladık. Fazla anıya değinemediğimiz için extra zamanım vardı. Bu zamanı Gökhan bey’e başka türlü nasıl yardımcı olabilirim düşüncesiyle kullanmak istedim.

G4

Bu bölümde anne-babasını ve atalarını içeren bir çalışma yaptık. Bunun sebebi ; Gökhan bey’in hem annesinin hem babasının tarafında ayrı bölgelerden göç hikayelerinin olmasıydı. Özellikle anne tarafının Yunanistan’dan göçleri çok yakın tarihliydi ve buraya detaya girmeyeceğim bazı travmatik detaylar içermekteydi.

Anneanne annesini doğurmadan önce en az 3 tane düşük yapmış ve kendi hayatındaki travmatik olaylar sebebiyle Gökhan bey’in annesiyle çocukken pek ilgilenememişti. Bu noktada Gökhan bey, kendisinin de küçükken benzer kaderi yaşayarak annesi tarafından değil de daha çok ablası tarafından bakıldığını ekleyince, bu bölümde daha çok anne tarafına ağırlık verdim.

Gökhan bey’in seans içinde donuk olması, bazı anlara geçiş yapamaması yakın tarihli ve travmatik göç hikayesi olan çoğu danışanda rastladığım bir etki olduğundan, bunun onunla ilgili birşey olmadığını biliyordum. Bu sebeple seanstan sonra Gökhan bey’e ilk fırsatta Bağlar Çalışması’na katılmasını tavsiye ettim. ( NOT: Bağlar Çalışması, regresyon dışında teknikler kullandığım, daha çok aile veya atalardan gelen travmatik etkilere çalıştığım bir grup çalışmasıdır. ) Gökhan bey 3 aydır işsiz olduğu gerekçesiyle yakın zamanda bu çalışmaya katılamayacağını ama ilerde katılmaya çalışacağını belirtti.

 

g2

1.GÜN:

” Eylül Hanım Merhaba,

Şu an için basit bir halsizlik dışında gayet iyi hissediyorum. Düşünce olarak biraz rahatlama oldu.
Bunların dışında iş için 2 yerden haber bekliyordum ve bu sabah ikisinden de maalesef olumsuz yanıt aldım ve biraz üzüldüm.
Fakat genel olarak iyiyim.
Teşekkürler

8.GÜN:

” Merhaba Eylül Hanım,

Bir hafta sonunda fiziksel olarak herşey gayet iyi.
Bu hafta içinde iş olarak CV im bir çok şirkete gitti. Daha olumlu hissediyorum.
Hatta ilk defa annem bize destek olmak için biraz para göndermiş.* Daha önce yaptığı birşey değildi.
Umarim işlerimiz en kısa zamanda yoluna girer.
Selamlar 
***
Bu son geri-bildirimden sonra Gökhan bey’den herhangi bir haber alamadım. Danışanlar yazmadığı müddetçe gelişmelerden haberim olmadığı için de, ben ilk zamanlar kendi kafamda ” Herhalde kaliteli bir trans geçiş olmadığı için Gökhan bey’in beklediği gibi bir çalışma olmadı ya da hayatında hemen olumlu birşeyler olmasını bekliyordu ve hemen olmayınca devam etmek istemedi..” gibi düşündüm ve Bağlar Çalışması tavsiyemi bir daha hatırlatmadım.
1 YIL SONRA: 
İlk defa randevu almak için yazan bir kişi bana emailinde kendisinin Gökhan bey’in referansıyla yazdığını, onun referansının kendisi için çok kıymetli olduğunu belirtince açıkçası şaşırdım çünkü seanstan sonra 1 yıl geçip hiç haber almayınca çalışma konumuzla ilgili hiçbir gelişme olmadı sanmıştım. Dolayısıyla bu vakayı biraz geri-bildirimlerin önemine dikkat çekmek için de paylaşmak istedim. Danışanlara her zaman seans sonunda ” Çalışma konumuzla ilgili olarak hayatınızda önemli birşey olursa bana yazabilirseniz iyi olur çünkü ben sizi ancak geri-bildirimleriniz sayesinde takip edebilirim. ” derim fakat genelde unutulur.
Referans verdiğine göre Gökhan bey’de olumlu birtakım şeyler olmuş olmalıydı diye merak ederek ben de Gökhan bey’e emaille gelişmeleri sordum. İlk aldığım cevap:

Eylül Hanım Merhaba,

Evet (X  kişisi)’ne sizi tavsiye ettim.
Hatırlayabilirseniz daha çok işimle ilgili size gelmiştim.
Şu an yaklaşık 1 senedir çalışıyorum. Farklı bir sektörde iş hayatıma devam ediyorum. İşlerimin yavaş yavaş yoluna girdiğini düşünüyorum.  
Ayrıca eşim de, bende olumlu değişikliklerin olduğunu söylüyor. Özellikle kendisine karşı.
Bildirim yapmadığım için kusura bakmayın. Bu konu çok aklıma gelmedi.
Yazdığınız için teşekkür ederim.”
***
Bu cevap üzerine eşinin farkettiği değişimleri sorarak eğer izin verirse vaka olarak yazmak istediğimi belirttim. Aldığım cevap:

Eylül Hanım Günaydın,

İlginiz için teşekkür ediyorum.
Öncelikle bloğunuzda isim vermeden paylaşabilirsiniz. Benim için bir sakıncası yok.
Seanstan tam 1 ay sonra iş buldum. Üstelik şimdiki patronum olan kişi benimle çok çalışmak istedi. İlk görüşmeden sonra ısrarla arayıp hemen işe başlamamı istedi ki bu iş benim için farklı bir sektör.
Şu anda kazancım çok olmasa da düzenli çalışıyorum ve borçlarımı bitiriyorum. Daha önce kendi işimi yapmak istedim ama bir türlü olmamıştı.
Kendime daha fazla güvendiğimi hissediyorum. Bu sektörde başarılı olduğumu düşünüyorum ve yakın gelecekte daha iyi olacağını biliyorum.
Eşim bendeki değişiklikleri sık sık söylüyor aslında. 
Onu daha iyi anladığımı söylüyor, önceden sanki benim gözümde bir perde varmış ve o perde kalkmış gibi diyor.
Daha önce bir konu üzerinde konuşup ortak hemfikir olmak zordu fakat şimdi oturup ortak kararlar alabiliyoruz, önceden benim dinler gibi göründüğümü aslında dinlemeyip kendi bildiğimi okuduğumu söylüyor.
Ayrıca bana söylediği, hayatımın kontrolünün şimdi daha çok kendi kontrolümde gördüğü. Önceden kontrolsüz bir şekilde oradan oraya savrulduğumu düşünüyormuş.
Şimdi iş konusunda ve gelecek konusunda kafamın daha net olduğunu söylüyor.
Eylül Hanım şimdilik hatırladığım bu kadar. 
Çok teşekkürler  “
Ş11
NOTLAR:
1-“Hatta ilk defa annem bize destek olmak için biraz para göndermiş.”*:  Bu gelişme benim içim çok manidar çünkü seansın son bölümünde yaptığımız özel çalışmada özellikle anne ve anne üst kuşaklara odaklı bir çalışma yapmıştık. Seansın üzerinden 1 hafta geçtikten sonra o güne kadar hiç maddi destekte bulunmamış olan annesinin kendiliğinden para yardımı yapması, yaptığımız çalışmaların aslında sadece çalıştığımız bireyleri etkilemediğini gösteriyor. Biz kendi içimizde değiştiğimiz zaman çevremizin tepkilerinde değişim olabiliyor.
2- Neden anne, göç, ataların anavatanı konularını önemsediğime gelince; anneyle bağlanma şeklimiz yaşamla bağlanma şeklimizi, ikili ilişkilerimizi, alma-verme dengemizi, parayla ilişkimizi ..vb konuları etkiler.
Eğer annemiz daha önceden yaşadığı bir travma nedeniyle üzgünse ve biz küçükken bizimle bizim istediğimiz şekilde ilgilenememiş ise, bu annenizin sizi hiç sevmediği anlamına gelmez. Sadece o anda sizin istediğiniz şekilde sevememiştir.
Annemle bağlanma şeklimde sorun varsa, büyük olasılıkla ikili ilişkimde sorunlar yaşarım. Gökhan bey’in eşiyle olan iletişiminde olan iyileşme bu alanda da şifalanma olduğunu gösteriyor.
Bu şekilde çok detay ve örnek verebilirim ama bu vakadaki en önemli ayrıntıya aşağıda değineceğim.
3-Gökhan bey’in annesi Yunanistan’da doğmuş ve yaklaşık 2 yaşındayken bütün evlerini, mallarını, tarlalarını orada bırakarak zorunlu olarak Türkiye’ye gelmişler. Bir yerden göç etmek zorunda kalmak ve üstüne üstlük bütün mallarını orada bırakıp başka bir ülkede herşeye sıfırdan başlamak zorunda kalmak, Gökhan bey’in annesi ve ailesi için zorlu bir durum ve ciddi bir travma.
İkinci önemli ayrıntı; Yunanistan’da doğan bir çocuk anavatanı olarak Yunanistan’ı görür. Oradan zorunlu olarak başka bir yere ( kendi ülkesi olsa bile ) gittiğinde bir uyum sorunu yaşar, hatta kendi ülkesinde dışlanabilir.
Şimdi gelelim en önemli detaya: Gökhan bey her 2 sene dolmaya yakın hep dış faktörler tarafından işinden oluyor, ya iflas ya kovulma ya da projesi sonlanıyordu. Aslında Gökhan bey, sadece annesinin ve annesinin ailesinin travmasını tekrar ediyor. Yurtdşındayken iyi kazanırken evlenip Türkiye’ye yerleştikten sonra çok çalışmasına rağmen para kazanamaması bile bir nevi atalarının travmasının tekrarı gibi sanki.
5
Malesef sadece kendi travmalarımızın etkisi altında değiliz. Ebeveynlerimiz çok travmatikse, onların halledemediği bazı işleri tekrar edip duruyoruz. Ta ki farkedip çözümleyene kadar. Freud’un ” tekrarlama güdüsü ” veya ” yineleme takıntısı” olarak tanımladığına benzer şekilde, bilindışımızdaki çözülememiş şeyleri bu sefer hatasız olarak gerçekleştirmek üzere tekrar edip duruyoruz. Bu noktada, çözümlenmemiş bu işlerin de farkında değilsek, Jung’un dediği gibi bütün bu olan bitenlere ” kader ” deyip geçiyoruz.
Bu yüzden hayatımızdaki döngülerin, tekrar eden sorunların farkında olmakla işe başlayabiliriz…Bu vesileyle Gökhan bey’i tebrik ediyorum ve yazmama izin verdiği için teşekkür ediyorum. Kaliteli bir trans geçişten daha önemli olan, her zaman açık bir kalple seansa gelmektir.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU- 9. Bölüm

Standard

a1

 

ONUNCU SEANS:

9. Seanstan 2 ay sonra, mayıs 2017’de Berna Hn ile tekrar biraraya geldiğimizde bu sefer konu olarak ilişkiler konusunu seçti ve ” artık bir ilişki yaşamak istiyorum ama bugüne kadar hep kendime evlenemeyeceğim kişileri çektim. ” diye ekledi.

İlişki konusuyla ilgili olarak komut verdiğimde kendiliğinden bir geçmiş hayata geçiş yaptı.

Bu geçmiş hayatında fakir bir ailede, farelerin kaynadığı bir ortamda mutsuz bir çocukluk geçiriyordu. Babasının alkolik ve sert bir adam olduğunu, annesini sürekli eleştirerek bağırdığını ve bu sebeple her ikisine de öfke duyduğunu söylüyordu. Babasına hergün alkol aldığı ve zayıf bir adam olduğu için, ama asıl öfkeyi kendisini savunmadığı ve ezdirdiği için annesine duyuyordu. Ve henüz daha 7 yaşlarındayken ” BÜYÜYÜNCE ZENGİN BİRİYLE EVLENİP KENDİMİ BU HAYATTAN KURTARACAĞIM, ANNEM GİBİ OLMAYACAĞIM ” şeklinde bir karar veriyordu.

Evlerde hizmetçilik yaparak adım adım planını uyguluyor ve sonunda zengin, yakışıklı ve bekar kişilerin olduğu bölgelere odaklı olarak işinde ilerliyordu.

19 Yaşına geldiğinde yeni girdiği işinde önce servis yaparken evin bekar ve zengin sahibini adım adım baştan çıkarıyor ve birlikte oldukları bir geceden sonra “mağdur, kirletilmiş kızı ” oynayarak onunla bir daha birlikte olmaktan kaçınıyordu. Bu esnada aslında ” içimde ona karşı hisler var ama duygularımı serbest bırakırsam hedefimden uzaklaşırım ” diyerek kaçan kovalanır taktiğini uyguluyordu.

2-3 Ay sonra evleniyorlar ve evlendikten 4 ay sonra ise kocasından ilk tokadını yediği bir sahnede başına darbe alarak hafıza kaybına uğruyordu. Hafıza kaybına uğradıktan sonra evden kaçtığını ve 6 yıl boyunca sokaklarda aç susuz yaşadığını, aşevlerinden ve çöpten beslendiğini, bir süre sonra artık erkek kıyafeti giyip saçını da kestiğini anlatıyordu.

25 Yaşına geldiğinde intiharla sonlanan bu hayatın etkilerini dönüştürdükten sonra seansı noktaladık.

İlk defa ilişki odaklı bir geçmiş hayat çalıştığımız bu seansın sonunda Berna Hn aşağıdaki bağlantıları kurdu:

1-Amaç ve hedeflere yönelik duygularımı her zaman arka planda bırakıyorum ve duygularıma izin vermiyorum.

2-Şimdiki hayatımda da seçtiğim karakterlerin her zaman sosyal sınıfına, fiziksel görüntüsüne önem verdim. Seçtiğim insanlarda ” ben bu kişiden ne fayda sağlayabilirim ” olarak bakıyorum. Bu kişileri bir basamak olarak görüyorum.

3-Tıpkı bu geçmiş hayattaki karakter gibi bu hayatımda cinsellik yaşarken yine soğuk ve mesafeli hissediyorum. Karşı tarafa da öyle hissettiriyorum. Bunu sanki görev icabı yapar gibi yapıyorum. Hatta ilk sevgilim bundan rahatsız olduğunu açıkça söylemişti.

4-İkili ilişkilerimde partnere yeterli sevgi ve hakettiği ilgiyi göstermeyip onları değersiz hissettirerek, onlardan da tepki olarak değersizlik duygusu alıyorum.

 

g2

3.GÜN:

” Eylül hanım nasılsınız kusura bakmayın dün atmam gereken mail ancak bugün atabildim.seanstan sonra genelde yorgun olurdum ama aksine çok enerjik durumdaydım.mutluluktan bi göbek atmadığım kaldı .gece de heyecan ve mutluluk vardı içimde .kendimi daha duygusal ve sakin hissediyorum. ”

11.GÜN:

Eylül hanım merhaba nasılsınız
Tamir fazı dönemi genel olarak sakin geçti.mümkün olduğunca evde dinlendim ve ailemle vakit geçirdim.yazmak istediğim başka şeyler de var ama kafam biraz karışık net değil o yüzden biraz daha bekleyip yazacağım.bu süreçte farkettiğim ve aslında ben önemsemesemde hayatımı etkilediğini anladığım durumlar var.ilişki çalıştığımız için hoşlandığım kişiyle karşılaşmak için sabırsızlanıyorum. Sevgiler

 

24.GÜN:

” Merhaba eylül hanım nasılsınız

Yaptığımız seans ile ilgili yeni bir ilişkiye başlamadım ama hoşlandığım biri var henüz kendisiyle herhangi bir iletişime girmedik .tabi bu durumda benim aşırı derecede utangaç olmamın etkisi de var. ilginç olan eskisine oranla çok daha fazla insanların dikkatini çektiğimi farkettim.
 
Bağlar çalışması ile ilgili geri-bildirim: 
Bitmemiş ilişki çalışmamız :çalışma yaptığımız kişi ile alakalı ciddi bir nötrleşme yaşadım çok iyi geldi onda da aynı şekilde bu durum söz konusu sanırım çalışma da bana söylediğiniz ” bu durumdan gizli haz duyuyorsun bunun farkında değilsin ” cümlesi çok etkili oldu.en güzel tarafı da ben her zaman etrafımda evli çocuklu nişanlı tiplerin olmasından şikayet ederdim şimdi o insanların hepsi etrafımdan temizlendi.  Sevgiler

 

40.GÜN:

” eylül hanım merhaba nasılsınız bugün facebookta ki yazınızı okudum. Birşeyi korkudan, alışkanlıktan veya boşluktan yapıyorsanız : ” Geçmiş olsun.

…………………………………………….hayatımda yaşadığım boşluğu doldurmak için sürekli spor yapıyorum.sinemaya gidiyorum vs yapabileceğim ne varsa yapıyorum en son eve geldiğimde de yorgunluktan sızıp uyuyarak ertesi gün kalkıp işe gidiyorum.insanlar bana sürekli ne kadar enerjiksin bu kadar şeyi yapmaya nasıl vakit buluyorsun diyor ama bilmiyorlar ki bunların hepsini yalnızlıktan yapıyorum.şöyle oturup düşününce gerçekten hiç arkadaşım yok olanlar da sürekli güzin ablaları yada dertlerinin çaresiymişim gibi sürekli bana sıkıntılarını anlatıyorlar.kaliteli vakit geçirmiyoruz yani bu sebeple de onlarla da görüşmeyi bıraktım.bu yeni bir olay mı  derseniz değil yıllardır bu durumdayım ama artık gerçekten çok ağır geliyor.ben artık yeni insanlarla tanışmak verimli ve kaliteli vakit geçirebileceğim arkadaşlar edinmek istiyorum. ben mi kendimi insanlardan soyutluyorum onlar mı bir sebepten dolayı benden uzak duruyor bilmiyorum .yada soğuk ulaşılmaz görünmez miyim yada ben gözümün önünde olan biteni mi görmüyorum .sorular sorular…hayatımda ki bu derin boşluğu doldurmak için sürekli yeni şeyler yeni oluşumlar peşindeyim.maalesef bir süre iyi geliyor bu yaptıklarım ama eninde sonunda aynı noktaya dönüyorum.sağlıklıyım bir işim var kültürlü donanımlı bir insanım bekarım vs uygun bütün kriterlere sahipken zihnimde nasıl bir girdabın pençesindeyim ki hiç arkadaşım yok bir sevgilim yok bu kadar yalnızlık çekiyorum,

yeni boşluk doldurma uğraşım aktif olarak spor yapmak ama normal sınırlar gelmesin aklınıza . …………….. neyse ki yapılan spor ve sağlıklı bir beslenmenin karşılığını oldukça fit bir vücut olarak geri alıyorum . sevgiler

 

3,5 AY SONRA:

” merhaba nasılsınız eylül hanım farkettim ki size attığım en son mailin üzerinden 1.5 ay geçmiş içimden size yazmak geldi.

öncelikle biraz olumlu durumlardan bahsedelim.görüşmediğimiz bu süre içerisinde mali durumumu iyileştirmek adına bazı adımlar attım.ben memur olduğum için sabit bir gelirim var.bir yerden piyango çıkmadığı sürece bunun artma şansı yok.bende bu konuda ki uçuk beklentilerimi bi kenara bırakıp e ticaret olayına başladım. internet üzerinden kullanmadığınız yada sıfır eşyalarınızı satabileceğiniz siteler var .bunlara üye oldum ve satış yapmaya başladım. hem evimde ki fazla eşyalardan kurtuluyorum hemde elime para geçiyor.bu durum sayesinde ben sadece bu işi biliyorum başka iş yapamam başarılı olamam yargımı kırmış oldum. ticaret yada herhangi başka ne iş olursa yapabileceğimi gördüm.bu konu uzun zamandır aklımdaydı ama aslında şu durumdan sonra daha fazla netlik kazandı.ailemin yanına kesin dönüş kararı aldım ve bundan sonra herşey bir anda gelişti.sanki evren doğru ve net bir karar aldığım için benim önümü açtı.böylece aslında eşyaları elimden çıkararak dönmeye hazırlık yapmaya başladım.hatta arkadaşlarımla konuşurken farketmeden ben giderken bu eşyamı sana hatıra bırakırım tarzı cümleler kurmaya başladım.ben bile şaşırıyorum bu duruma

ailevi olarak ta güzel gelişmeler var.uzun zamandır iş yerimizi değiştirmek istiyorduk fakat bir türlü uygun bir yer bulamadık.şu anda tuttuğumuz iş yeri yıllar önce bakıp fiyatından dolayı tutmadığımız bir yerdi.bu sefer dükkan sahibi çok ılımlı davrandı hem fiyatı düşürdü hemde biz acayip harika bir dükkan tuttuk. babam ev borcundan dolayı başka bir borca girmek istemiyordu fakat şu anda sıfır bir araba aldık ayrıca da işi büyütme planlarını da hızlandırdı. yani anlaycağınız babamda bende kafamızda ki sınırları kaldırıp risk almaya ve büyümeye karar verdik.bu durum beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam

ailemin yanına geri dönme kararı beni acayip olumlu etkiledi.inanılmaz pozitif ve enerjik bir ruh haline  büründüm.tabi ki henüz bu kararımı aileme açıklamadım.çünkü söyledikten sonra işler acayip hızlanacak biliyorum .dönmek konusunda tereddüt yaşamıyorum fakat bazı korkularımda yok değil.yeni bir çevre orda ki insanlar beni nasıl karşılayacak .büyük bir şehirde uzun zamandır yaşıyorum ve küçük bi yere taşınmak orda kendimi kısıtlanmış hissedermiyim bu tip korkularım var . o yüzden de bu kararımı bir türlü ailemle paylaşamıyorum.

diğer taraftan dönmek için ruhsal olarak hazır olduğum için eskiden yaşadığım bazı durumlar tekrarlıyor.12 yıl önce X şehrine geldiğimde ailemin yaşadığı şehirdeki bütün herkesle bağımı kopardım eş dost akraba arkadaş okul çevresi şimdi de aynı şeyi burda ki çevreme yapıyorum kendimi onlardan soyutlamaya başladım. normalde zaten çok ortam insanı değilim insanlarla görüşmek bana yük geliyor bu durumda nasıl değişir bilmiyorum .zaten bu sebeple de bir ilişki yaşama olasılığı çok düşüyor. yeni insanlar ve yeni bir çevre düşüncesi beni korkutuyor. sevgiler

v9

 

NOTLAR:

1-Bu seanstan sonra Berna Hn ile çalışmaya uzun bir ara verdik. Bu süreçte Berna Hn’dan çok sık olmasa da ara ara güncel bilgi alıyorum. Henüz şehir değiştirme kararını hayata geçirmediğini, bu konunun askıda olduğunu belirtti.

2-İlişki cephesi: Berna Hn,  ara ara sosyal bir ortamda karşılaşıp hoşlandığını söylediği kişi ile yaptığımız son seanstan sonra bir daha hiç karşılaşmadığını söyledi. Şu anda hayatında şehir değiştirme konusunu netleştiremediğini ve düzenini bozmakla ilgili endişeleri olduğunu ekledi. Aslında yakın bir ilişki yaşamak istemediğini farkettiğini ve bu konunun ancak hayatının diğer alanlarıyla ilgili belirsizlik ortadan kalktığında belki değişebileceğini söyledi.

3- Eğer kendinize sürekli bir araya gelemeyeceğiniz, ya da yakın bir ilişki yaşamak istediğinizi söylemenize rağmen hep bir engeli olan kişileri çekiyorsanız belki de yakın bir ilişki için yeterince hazır değilsinizdir. Özellikle hep nişanlı, evli erkekleri çekiyorsanız bu da bir çalışma konusudur.

4- Sanılanın aksine, ben çalışmalarımda size ilişki koçluğu yapmam. ” Bu çocuk senin ruh eşin, aman bırakma.” , ” Bu kişi sana uygun değil, terket ” gibi danışanı yönlendirici cümleler kurmam. Ben seanslarda sadece sizin yaşadığınız soruna ilişkin altta yatan nedenleri araştırırım. Eğer bu alandaki sorun spesifik bir konu değilse ( Ör: Ahmet’le iletişim sorunu, eşe ..konusunda öfke ..vb ) ve hayatınız boyunca ilişkiler alanı hep sorunlu olduysa, bu iş tek seanslık bir iş değildir. Kişinin ilerleme hızı da danışandan danışana farklılık gösterdiğinden gözleme dayalı ve zamana yayılan bir çalışma yaparız.

 

” Eğer bir kadın güçlü bir erkekle yüzleşemezse, annesine dönmeli ve partneriyle/eşiyle ilişkisinde derinleşmeden önce annesinden enerji almalıdır. Bu süreç zaman alabilir ve kişinin , kadınla erkek arasındaki olgun bir ilişkiye ne derece hazır olduğuna bağlıdır.   

                                      Svagito R. LIEBERMEISTER  “

 

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ: “MİGREN”

Standard

m1

İsmine Ceren diyeceğim danışanım 20’li yaşlarının sonunda, oldukça alımlı, bekar ve çalışan bir kadındı. Yaz ortalarında seansa ilk kez geldiğinde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebi bölümüne ” ikili ilişkilerde tekrarlayan olaylar ” yazmıştı.

İki uzun ilişkisinde de terk edildikten kısa süre sonra erkek arkadaşları genelde ailelerinin buldukları biriyle evleniyorlardı. Üçüncü ilişkisi de tam ilk seansa geldiği gün basit bir mesajla bitmişti. Bu ilişkisinde evlilik düşünülüp konuşulurken erkek arkadaşının ebeveynlerinden birinin vefatı sebebiyle diğer evebeynini yalnız bırakmamak için onun bulunduğu şehre taşınmasıyla beraber ilişkileri çıkmaza girmişti. Ceren hn, erkek arkadaşının ebeveyninin yaşadığı küçük ilçede mesleğine devam edemeyeceği için evlenerek en azından o ilçenin bağlı bulunduğu büyük şehre taşınmayı kabul etmişti fakat erkek arkadaşı bu isteğini geri çevirerek ayrılmayı tercih etmişti.

Tüm ilişkilerinin ortak teması: Hiçbirinde ilişkiye severek başlamamasıydı. Bütün ilişkileri genellikle karşı tarafın yoğun ilgi-alakası ile başlıyor, bir süre sonra Ceren hn karşı tarafa kalbini açmaya başladığında nedense hep sorunlar başlıyor ve bir şekilde terkediliyordu.

Bu uzun ilişki yaşadığı kişilerden birine gerçekten aşık olmuştu ve hayatımda aşık olduğum tek ilişkim diye tanımlamıştı. Fakat bu kişi de Ceren Hn’ı maddi anlamda zayıf bularak ilişkiyi bitirmiş ve çok kısa bir süre sonra zengin bir ailenin kızıyla evlenmişti.

Anne ve babası o daha ilkokuldayken evleri ayırmışlardı. Babası başka bir kadına aşık olmuş ve hem annesini hem aşık olduğu kadını aynı anda idare etmeye kalkmıştı. Annesi bir süre durumu kabullense de bir müddet sonra işle ilgili parasal bazı nedenlerden dolayı hukuken de ayrılmışlardı. Babası bu arada eski sevgilisiyle beraber yaşamaya başlamıştı. Buna rağmen çocuklarını ziyaret etmek için her geldiğinde çocukların anneleriyle yaşadığı eski evlerinde kalıyor ve eskisi gibi hayatlarına her alanda müdahale ediyordu.

m4Ceren hn, sürekli tartışma ve kavgalarla geçen travmatik bir dönem olduğu için 8 yaşından öncesine ait hiçbir anıyı hatırlamıyordu. 8 yaşına dair hatırladığı tek anı  babasının annesine şiddet uyguladığı bir sahneydi.

Bu esnada kendisinin yoğun sinirsel baş ağrılarının olduğundan, stresli olduğu her an veya alkol aldığında başının ağrıdığından bahsetti. ( NOT: Bu esnada form üzerinde de, seans sırasındaki ön görüşme bölümünde de migreni olduğunu söylemeyi unutmuştu. Ben bunu ancak seanstan aylar sonra migreninin yok olduğunu söylemek için aradığında öğrenecektim. )

M10.jpgKendisiyle bir geçmiş hayat çalıştık. Bu geçmiş hayatında annesi fakir olduğu için babasını ezen ve onu terkedip pavyonda çalışmaya başlayan bir kadının pavyonda büyüttüğü kız çocuğuydu.

Ülke olarak Küba ve 60’lı yıllara yakın bir dönem olduğunu söylemişti. Daha sonra pavyona gelip giden bir İngilizle evleniyor ve ona bağımlı bir hayat sürüyordu.

m8Evliliklerinin üzerinden çok geçmeden bir gün eşiyle yatakta uyurlarken evlerine giren çok iri cüsseli bir adam önce eşini öldürüyor sonra da Ceren hn’a tecavüz ediyordu. Bu esnada kocasının yasadışı işlerle uğraştığını, uyuşturucu satıcısı olduğunu ve o iri cüsseli adamın bağlı bulunduğu grubun mallarını çaldığını tesadüfen öğreniyordu.

Tecavüz sahnesinden sonra iri cüsseli adamın arkasından üstüne atladığında ise adam tarafından itiliyor ve başını duvara çarparak kafa travması sebebiyle ölüyordu. Ölüm anında iken karnında minik bir bebeği olduğunu ve elini karnının üzerine koyarak öldüğünü farketti.

Bu hayatın izlerini beden terapi ile dönüştürdük. O esnada migreni olduğunu bilmiyordum ama baş ağrılarından bahsettiği için başına özel bir çalışma yaptık.

Seans sonunda rehberi ona ” Güçlü olmayı ve kendini korumayı abartma. Anın tadını çıkar. Başına gelen herşeyi affet..” dedi.

 

g2

 

1 Gün Sonra:

Merhaba Eylül Hnm;

Seanstan sonra baş dönmesi ve yorgunluk yaşadım.Seans esnasında karın bölgemdeki ağrı ara ara oldu.Başımın tepesinde ağrı değil ama değişik bir ağırlık vardı.Dinlenmek istiyorum devamlı.Ruh halimde ara ara çok neşeli ara ara çok durgunum.Devamlı bu hayatımda ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiler  “

 

14 Gün Sonra:

” İlk gün baş dönmesi yaşadım ardından 1 hafta boyunca baş ağrısı çektim çalışma yaptığımız yerde.Daha sonrasında baş ağrısı çekmedim.Rüyalar görmeye başladım,art arda bir sürü.Çalışmadan 3-4 gün sonra uyku ve uyanıklık arasında başımda iri birinin durduğunu hissettim eskiden çok korkmama rağmen o an korkmadım gözümü açtığımda kayboldu .Hergün eklenti çalışmasını yapıyorum ve beni daha dinç hissettiriyor.Düşüncelerim değişmeye başladı artık hayatın bir deneyim olduğunu düşünüyorum ve herşeye rağmen hayatın güzelliklerinin olduğunu biliyorum.Eskiden kızdığım insanlara kızmamaya başladım onların da bana öğretmek istedikleri vardı diyorum.Daha pozitif olmaya başladım.Bir sonraki seansımızı heyecanla bekliyorum. Sevgiler,saygılar...”

***

M2.jpgSeanstan yaklaşık 11 hafta sonra migreninin geçtiğini belirtmek için yazdığında bir migreni olduğundan haberdar olduğum için kendisine bunu ne zamandır, ne sıklıkla ve ne şekilde yaşadığını sordum.. Aldığım cevap:

***

Yaklaşık 7-8 yıl öncesinde başladı baş ağrılarım.Doktora gittim,strese bağlı olarak ve regl öncesi ve sonrası hormonların değişiminden dolayı migren atağı geçirdiğimi söyledi.Seanstan önce ayda 1-2 kere şiddetli baş ağrısı geçirirdim.Regl öncesi veya sonrası,üzüldüğümde,ağladığımda,strese girdiğimde yaşardım.Hastaneye gider iğne yaptırırdım.Baş ağrısıyla beraber mide bulantısı da yapardı.Seanstan sonra yaklaşık olarak bir hafta baş ağrısı yaşadım.*  Hergün şiddeti azalan bir ağrıydı.** Daha sonrasında 1-2 kere baş ağrısı yaşadım ama bunlar açlıktan ve susuzluktan olan sızı gibi hafif ağrılardı.Seans öncesindeki dönemde çok şiddetli geçiyordu.Özellikle üzüldüğümde ve ağladığımda acıdan kendimi hastaneye zor atardım.Seanstan sonra üzüldüğüm konular oldu, ağladığım zamanlar da oldu hiçbir şekilde şiddetli migren atağı geçirmedim. Sevgiler...”

 E8
Seanstan yaklaşık 5 ay sonra 2. Seans için biraraya geldiğimizde:
1-Bu hayatta aşık olduğum tek kişi dediği eski ilişkisinde kendisini maddi anlamda zayıf görüp zengin bir ailenin kızıyla mantık evliliği yapan eski erkek arkadaşı bir yerde karşılaştıktan sonra Ceren hn’ı arayıp ısrarla görüşmek istemiş, hayatında biri olup olmadığını, evlenme planı olup olmadığını sormuş. Ceren hn ise bir kere görüşüp yüzleşme yaşamış. Karşı taraf hem evliliğine devam etme hem de kendisi ile ara sıra görüşmek niyetinde olduğunu hissettirince içinde söylenmemiş hiçbir söz bırakmadan bu konuyu noktalamış ve kesin olarak HAYIR demişti.
2-Seanstan 15 gün sonra,  seansa geldiği gün ayrıldığı son erkek arkadaşı ona geri dönmüş ve tekrar denemişlerdi. Aynı sorun sebebiyle kısa sürede tekrar ayrılmışlardı. Bu sefer Ceren hn, evlenme planları yaparken aralarında anlaştıkları konuya uymadığı için ve aynı sebeple bittiği için kendini kandırılmış hissediyordu, erkek arkadaşına yoğun öfke duyuyordu ve artık ona sevgim kalmadı diyordu.
 v9
                                                                         
NOTLAR:
 1- BONUS FAYDA: Seanslarda çalışma konusu olarak seçmesek bile zaman zaman farklı alanlarda da iyileşmeler elde edilir. Bunları ancak seanslardan sonraki süreç içerisinde danışanın geri-bildirimleriyle gözlemleme şansımız olduğu için önceden kestiremediğimiz bu durumlarla ilgili sağlanan olumlu gelişmelere ” bonus fayda ” deriz.
2-*: Seanslardan sonra ilk 7-10 günlük döneme tamir fazı evresi deriz. Bu dönemde kimi danışanlarda hiçbir fiziksel semptom gelişmezken, kimi danışanlarda baş ağrısı, bağırsak hassasiyeti, yorgunluk, iştahta azalma veya artma, uyku ihtiyacı vb semptomlar oluşabilir. Bunlar vücudun iyileşmeye verdiği tepkilerdir.
3-**: Tamir fazında ortaya çıkabilecek semptomlar ilk gün yoğun olsa bile her geçen gün azalarak geçer ve kişi genelde 1 hafta içinde normale döner. Bu sürecin takip edilerek zamanında terapiste bilgi verilmesi önemlidir.
( Ceren Hn ile çalışmaya devam ediyoruz. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR GAY’İN HİKAYESİ-1.Bölüm

Standard

g2

38-40 yaşlarındaki danışanım Can bey bir sanatçı ve aynı zamanda özel bir üniversitede akademisyenlik yapıyor . Seansa ilk geldiğinde doldurduğu formda çalışmaya geliş sebebi olarak iki konu yazmıştı:

1-İş anlamnda potansiyelimi kullanamadığımı düşünüyorum

2-Özel hayatımda son 8 yıldır yalnızım. 8 Yıl önce biten ilişkime takılı kaldığımı düşünüyorum.

Uzun süren ön görüşmemiz sırasında geçmişte Avrupa’daki bir ülkede ödül aldığını bunun ardından kendine çeşitli kapılar açılacağını düşünürken Türkiye’den hiç bir destek alamadığını öğrendim.

Birkaç sene önce Türkiye’ye döndüğünde ise Türkiye’nin en büyük firmalarından birinin kendisine sponsorluk teklif ettiğini fakat bir takım talihsizlikler sonucunda anlaşmanın son anda direkten döndüğünü söyledi. Akabinde akademisyenlik sürecinin başladığını ve haftanın bazı günlerinde özel bir üniversitede ders verdiğini ekledi.

 

 

g1Can bey ile ön görüşmemiz sırasında öğrendiğim bir bilgi beni şaşırttı. Kendisi 2010 yılında uzun süreli ilişkisi bitince kendisi gibi gay olan bir psikologa gitmişti. Psikologun ona söylediği ” Senin bu ağlamaların 19. yy İngiltere’de Viktorya dönemindeki kadınların ağlamalarına benziyor. Yurtdışındaki gay yaşamı  daha çok sekse odaklı..Sen de kendine 2-3 tane seks partneri edin ve bu işleri bırak.Flörtleri ve romantik bakış açını bırak ve işine gücüne bak..”  kendisine çok aşağılayıcı geldiği için terapileri yarım bırakmıştı.

 

 

 

SEANS:

İlk defa seansa gelen her danışana uyguladığım üzere kısa bir eklenti temizliği ile seansa başladık. Bu esnada dikkatimizi çeken ciddi bir eklenti olmadığı müddetçe, danışanın o gün seçerek geldiği konuyu çalışırız…Bu seans ise ilk etapta eklenti çalışmak durumunda kalacak şekilde ilerledi.

Algıladığı ilk eklenti kendisi henüz doğmadan önce bir akrabası tarafından annesine gönderilmiş bir büyü enerjisiydi. Büyünün gönderilme amacını ise ” Doğacak çocuğu hiçbir zaman bir baltaya sap olamasın, ailesine felaketler getirsin,  acılar çeksin ..” olarak algıladığını belirtti. Tüm bunları anlatırken büyünün kim tarafından kime yaptırıldığını ve o sırada yanında yaptıran kişinin yanında kim olduğuna kadar birçok detay gördü.

Bu büyü o kadar etkili olmuştu ki Can bey büyünün etkileri arasında aşağıdaki detayları da saydı:

-Annesinin zor hamilelik geçirmesi

-Doğumda annenin neredeyse yaşamını yitireecek duruma gelmesi

-Can bey’in 2,250 kg olarak küçük doğmasına sebep olması

-Can Bey’in bütün uzuvlarının küçük kalmasına sebep olması

-Çok yetenekli bir sanatçı olmasına rağmen bütün işlerinin hep direkten dönmesine yol açması

 

Algıladığı 2 . eklenti ise yine aynı akraba tarafından Can Bey’in doğumundan birkaç yıl sonra yapılmıştı. Bu seferki büyünün amacı: ” Soyları devam etmesin..” şeklindeydi. Bir sonraki kardeş de bu büyüden nasibini almıştı. Hatta Can Bey’in belirttiğine göre kız kardeşi de lezbiyendi ama alenen bilinmiyordu.

3. Eklenti diz kapaklarında duyarlılık yaratan bir geçmiş hayat iziydi. Bu hayatında çok başarılı bir askerdi ve sorumlulukları yüzünden çok aşık olduğu kadınla birlikte olmuyordu. Ölüm anında ise bundan dolayı büyük pişmanlık duyuyordu.

Bu geçmiş hayatın izlerini dönüştürdükten sonra seansımızı noktaladık.

 

12

 

Seanstan 1 gün sonra:

Eylül hanım merhaba,

Dün gece sabaha kadar uyuyamadım. 6’ya doğru uyudum ve 12-13.00 gibi kalktım. Afedersiniz ishal oldum. Biraz kırgınlık var ruhumda ve vücudumda.. Neden ben diye sormadan edemedim. Biraz gözlerim doluyor. Neyse bugün sadece akşam eksersiz yapacağım 21.00 gibi. Bir öğün yiyebildim. Terapiyi soranlara adınızı verdim ama detay anlatmadım. Dün ve bugün birkaç gündür olduğu üzere Amerika’da ve farklı ülkelerde iş baktım ve bazılarıyla iletişime geçtim. Bugün dinleniyorum müzik dinliyorum. Böyle bir süreç yaşıyorum. 
 
Desteğiniz için teşekkür ederim.
 
Sevgilerimle
 

Seanstan 9 gün sonra:

Merhaba Eylül hanım,

Gelişmeler şöyle. Daha önce kararlaştırılan günleri alınmış üç iş görüşmem vardı ve özel hayatımda iki kişi ile tanışma gerçekleşti.
 
1.üniversite arkadaşım ve ortağı bana ortak iş teklif etti. Burda finansı onlar sağlıyor. Lansmanı önümüzdeki günlerde  yapılacak.
 
2. Bir üniversite ile görüştüm, hocalık için cevap bekliyorum. 
 
3. Bir Türk  …. ekibi ile ortak çalışma ve ….. projesi görüşüldü.
 
4. İki erkek arkadaş adayı ile tanıştım ama elektrik alamadık, karşılıklı olmadı. 
 
5. Spor yapmada zorlandım kaldırdığım ağırlıklar yarı yarıya düştü. Hiç spor yapmak gelmiyor içimden. 
 
6. Geç uyuyup geç kalkma durumu var. Gerçi sosyal medya ve telefon elimden düşmüyor ve bu kalkışma olayı da ruhsal açıdan olumsuz etkiledi. 
 
7. İshal bugün geçti. 
 
Durum böyle şu an. 😊
 

Seanstan yaklaşık 2 ay sonra 2. seans için bir araya geldik. Bu seansın özeti ise daha sonra 2. bölüm olarak yazılacak.

 

 

Ş11

 

NOTLAR:

1-İSHAL KONUSU: Bir önceki vakadaki danışanda daha hafif şiddette olsa da seanstan sonra ishal durumu yaşandı. Bugüne kadar yaptığım eklenti seanslarındaki genel gözlemlerime göre kişi üzerinde etkili bir büyü varsa seanstan sonra vücut bu etkileri atarken kişi normalde her zaman kabızlık yaşayan biri olsa bile ishal olabiliyor.

Can Bey’in seansında 2 tane çok etkili büyü çıkmıştı. Hatta büyü o kadar güçlüydü ki soyun devamı gelmesin diye yapıldığı için kendisinin gay olmasında da etkili olduğunu belirtmişti Bugüne kadar ilk defa böyle bir etkiye rastladığım için ve büyüleri temizledikten sonra Can Bey’in hayatında gerçekten olumlu gelişmeler olmaya başladığı için kendisinden bu vakayı yazmak konusunda özel izin istedim. Can Bey’in 7 gün süren tamir fazı boyunca ishalinin sürmesi, büyünün gerçekten de çok çok etkili olduğunu ve kendisinde ciddi bir temizlik olduğunu gösteriyor. Bu arada bu durum sizi korkutmasın…bugüne kadar ilk defa Can Bey’de bu kadar yoğun semptomlar yaşandı, yani her eklenti seansı sonrasında herkes ishal olmuyor.

2-Bu vakayı paylaşmak isteme sebeplerimden birisi de gaylerin yaşadığı sorunlara ve zorluklara dikkat çekmek. O sebeple vakanın isminde ve içeriğinde ” gay ” kelimesi kullanıldı. Onun dışında eğer çalışma konumuzla ilgisi yoksa ve kendisi özellikle belirtmiyorsa hiçbir danışana cinsel “yönelimini” özellikle sormuyorum..

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

BOL EKLENTİLİ BİR TACİZ VAKASI-2. Bölüm

Standard

T1.jpg

İlk seanstan yaklaşık 70 gün sonra 2. seans için Bahar Hn ile tekrar bir araya geldiğimizde seansa başlamadan önce, bu aradaki geçen sürede kendisinde farkettiği herhangi bir değişiklik  olup olmadığını sordum.

Aldığım cevap: ” Son 15 gündür birşey farkettim. Eskiden beri hayatımda hep derin bir keder, sebebini bilmediğim bir acı vardı. O artık yok. ”

İkinci seansa başlarken Bahar Hn son 1 senedir cinsel bölge civarında gezinen bir enerji algıladığını söyledi. Bu durum bazen her gece oluyordu, bazen de arada sırada oluyordu. Tacizle bağlantılı bir durum olsaydı ilk seans sonrasında tamamen geçmesi gerekirdi ama hala farklı yerlerde gezinmeye devam ettiği için eklenti durumuna bakmak istedim.

Yaptığımız eklenti taramasında toplam 15 tane eklenti olduğunu teyit etti. Bunun üzerine süremiz yettiğince bakabildiğimiz kadarına çalıştık. Bu esnada dikkatimi çeken birşey oldu. İlk seansta sadece tek bir sahneyi keşfedip dönüştürmemiz bile çok uzun sürmüşken ve trans geçişte sorun yaşanmışken, bu sefer Bahar Hn kolaylıkla transa geçebiliyordu.*

Eklentilerin bazılarını yalnızlık duygusuyla çekmişti. Bunlardan bir tanesi gözünün bozulmasına bile yol açmıştı. Bu şekilde en az iki eklentisini gönderdik.

Asıl bahsettiği ve cinsel bölgede gezinen enerji olarak tanımladığı eklentiye sıra geldiğinde ise kendi adıma neredeyse bir yaşıma daha girecektim. Çünkü bu enerjinin, çalıştığı kurumdaki 2 erkek yönetici tarafından gönderilen bir tür büyü olduğunu, orada çalışan kadınların kendilerine boyun eğmeleri amacıyla böyle bir yöntem kullandıklarını algıladı. Yapılan büyünün sonucu olarak yöneticisiyle işle ilgili birşey konuşmaya ve ” hayır ” demeye niyet ederek gittiği her konuşmanın sonucunda o kapıdan ” hayır ” diyemeden dışarı çıkıyordu. Bu enerjiyi temizlerken çok yoğun olarak tuvalete gitme ihtiyacı duyduğu için kısa bir mola vermek zorunda kaldık.

Başka bir eklentisine bakmaya başladığımızda 15-20 sene önce ilişki yaşadığı birisiyle bağlantılı bir eklenti algıladı. Bu enerjiyi o kişiyle ilgili yaşadığı suçluluk duygusuyla çekmişti.

Çalıştığımız son eklenti ise yine eski bir sevgilisi ile bağlantılı bir enerji çıktı. Çoğu suçluluk veya yalnızlık duygusuyla çekilmiş enerjilerdi ve hepsi bir araya geldiğinde Bahar Hn’ın bütün ikili ilişkilerini olumsuz etkiliyorlardı.Uzun zamandır hayatına kimse girmiyordu. Bu gezinen enerjilerin bedeni üzerinde de birçok olumsuz etkisi vardı.

 

 

12

 

Seanstan çıktıktan birkaç saat sonra aldığım mesaj:

Eylul hnm sizden çıktım ya ufacik bisey oldu hala guluyorum. Otoparka giderken bir kozmetik mağazasından bisey almam gerekiyodu bi ugradim. Biri yanima geldi ve sizinle tanismak istiyorum dedi falan kibarca reddettim tabi. Ciddiye alcak halim yok ama bu bile olmuyodu uzun zamandir. Mesaj alindi yani 👏👏👏
Ha bir de eve zor attim kendimi ki ben kronik kabiz olarak ilacla bile cikamiyorum cogu zaman. Sabah gelmeden önce de olmustu ancak birlestirebildim kafamda, bence ufak ama degistigini gosteriyor bunlarr. Sevgiler..”

 

Seanstan 1 hafta sonra aldığım email:

Eylul hnm mrb

Cok bir artis olmasa da eskiye gore daha iyice enerjim.

Hissettigim sey de yogunluk olarak azaldi ama hala var bu da canimi sıkıyo acikcasi. Ama genel anlamda daha iyi hissediyorum.”

Seanstan 13 gün sonra:
Eylul hnm mrb,
Eskiye oranla cok daha iyiye gidiyor durum. Cok cok azaldi o hissiyat tam bitmedi ama varla yok arasi diyebilirim. Bu bile cok rahatlatti beni bir de daha acik hissediyorum kendimi kafamin ici daha netlesti ve tutumlarimda bir yumusama gozlemliyorum cunku sert bi tarafim da vardir benim o gitti sanki 🙂 daha bi yumusadim daha dingin hissediyorum kendimi. Bence bunlar super.
Seanstan 25 gün sonra:
Eylul hnm mrb
Benim o hissiyat ( vücudunda gezinen enerjiler ) tamamen gitti haber vermek istedim. Cok mutluyum ve rahatladim bu konuda. Cok tesekkur ediyorum tekrar. Sevgiler. ”
Ş11
NOTLAR:
1-*: Küçükken taciz vb ağır travmaları olan kişilerin o esnada yaşadıkları disosiasyon sebebiyle bazen bedensel farkındalıklarının daha az olması veya yaşadıkları tedirginlik nedeniyle seansta zor trans geçiş yapmaları çok normal bir durumdur. Bu tarz danışanlarla ilk seanslarımız genelde zorlu geçer. Bu vakada Bahar Hn ile ilk seansımızın 3 saat sürmesi ama bunun 1-1,5 saat süren seans bölümünde sadece 5 dakika süren bir tacizi keşfedebilmemiz de bu tarzda bir seanstı. Ama gördüğünüz üzere, bir sonraki seansta işler tam tersine döndü ve bilgileri gayet rahat alabilmeye başladık. O yüzden ilk seansta aşırı derecede zorlanmış olmanız, bütün seanslarınızın aynı zorluk seviyesinde geçeceği anlamına gelmez.
2- Regresyon terapi seanslarında ilerleme hızımız, danışana ve konuya bağlı olarak değişir. Bazen 5 dakikalık bir tacizi 3 saat çalışmak gerekir. Bazen 2 saatte 2 geçmiş hayatın çözümlenmesini birden yaparız. Bazen kişinin ruhu başka bir konuya dikkat çeker ve ona bakmak gerekir..bazen ise danışan bazı travmalarını hatırlamaz ve başka bir konuyu çalışmayı düşünürken bedende öyle semptomlar olur ki bedenin hafızasına kulak vermek gerekir. Neticede beden, ruh ve zihin hepsi bir bütündür ama hepsinin hafızası ayrıdır ve mesajlara kulak vermek gerekir.
3-Büyü konusuna gelince; bu işi yapmasaydım asla fikir sahibi olmayacağım hatta böyle bir ortamda yetiştirilmediğim için eskiden kesinlikle inanmadığım bir konuydu…Ama işim gereği o kadar çok örneğine rastladım ki ülkemizde bunun peynir-ekmek  gibi yaygın olduğunu, hiç beklemediğim kişilerden çıktığını söylemeden geçemeyeceğim. Doktorundan da akademisyeninden de büyü çıktığına şahit oldum…yani bu işin cehaletle falan ilgisi yok, resmen bir kültür meselesi haline gelmiş.
Bu konuda şimdilik söyleyebileceğim tek birşey var :” Eğer nelere sebep olduğunuz hakkında en ufak bilginiz olsaydı asla yapmazdınız.” Öyle vakalar var ki; kişilerde tıbben çözümü olmayan sağlık sorunları yaratmışlar. Ve çoğunda da bu işin mağduru konuyla hiç alakası olmayan bir torun da olabiliyor çünkü genel gözlemim, bir anneye büyü yapılmışsa, ondan doğan bütün çocuklar da bu işten nasiplerini az ya da çok alıyorlar. İlerde daha çok örneğini paylaşacağım.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

BOL EKLENTİLİ BİR TACİZ VAKASI-1.Bölüm

Standard

b2

İsmine Bahar diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarda bir kişisel gelişim uzmanı. Regresyon terapisi için benden ilk randevu aldığında seans için gayet istekli ve heyecanlı olmasına rağmen tam da seansa birkaç gün kala orta kulağında iltihaplanma  içeren ağır bir gribal hastalığa yakalandı.*

Bu sebeple ilk seansa gelemedi ama yaklaşık 1 ay sonra tekrar randevu alıp geldiğinde bu sefer Cihangir’de seans yaptığım binanın sokağında rastlaştık ve yukarıya beraber çıktık. Benim için enteresan olduğundan akımda kalan bir detay olarak o gün ne sabahki ne akşamki seansta elektrik kesilmedi ama onunla yukarı çıkacağımız zaman elektrik kesildi ve biz asansör yerine elimizde cep telefonu ışığıyla yukarıya çıkabildik. Ancak biz içeri girdiğimizde elektrik gelmişti.

Ön görüşme sırasında kendisinden aldığım bilgiler doğrultusunda bana gelmeden önce aşağıdaki çalışmalara katılmıştı:

-Aile Dizimi: 3 seans

-John of God’a katılım ( fiziksel bir hastalık sebebiyle )

-Kuantum Terapi: Geçmişte almıştı.

-Somatik Deneyimleme: Halen devam ediyordu

Doldurduğu formda çalışma konusu olarak  ” İlişkiler Konusundaki Tıkanıklıkların Çözümlenmesi” yazmıştı.

b4Uzun bir ön görüşmeden sonra seansa başladığımızda vücudunun çeşitli yerlerinde gezinen bazı enerjiler hissetti fakat trans geçiş konusunda ciddi anlamda sorun yaşadık. Oldukça zorlayıcı denemelerimden sonra cinsel bölgede algıladığı enerji üzerinden keşif yapmaya çalışırken 3 yaşında iken dedesi tarafından taciz edildiği bir sahneyi algıladı. Taciz esnasında bedenden ayrıştığı için ** ( psikiyatristlerin disosiasyon olarak tabir ettikleri konu )  bu anı keşfederken aşırı derecede zorlandık.

Taciz şu şekilde gerçekleşiyordu: Küçükken evlerinde kalan dedesi, evde kimsenin olmadığı bir anda ebeveynlerin yatak odasında 3 yaşındaki torununun üzerine kıyafetli olarak uzanıyor ve sağ bacağını okşayarak sol kulağına*** ” Bu oyunu kimseye söylemeyeceksin ” diyordu.

Küçük çocuk bu olanlara anlam veremiyor ve korkudan kimseyle paylaşmıyordu. O esnada yaşadığı travma nedeniyle bedenden ayrışmış olduğu için de konuyu hayatı boyunca hatırlamadan hayatına devam ediyordu.

Oldukça zorlayıcı bir konu olduğu için 3 saat süren ilk seansımızı sadece bu anıyı dönüştürmeye ayırdık. O güne kadar birçok çalışmaya katılmış ama henüz yüzeye çıkmamış olan bu konunun teke-tek ve güvene dayalı bir ortamda çıkmış olması sebebiyle onun adına sevindim çünkü bir grup çalışması içerisinde ortaya çıksaydı muhtemelen daha da zorlayıcı bir deneyim olabilirdi.

 

12

 

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylul hnm mrb,

Dunden beri az zaman gecmesine ragmen cok farkli hissediyorum kendimi. Cok rahatladim genel olarak. Sabah kalktigimda sol kulagim biraz agriyodu birkac kez gun icinde de tekrar etti. Hic dusus yasamadim yasayacagimi da sanmiyorum oncesinde yasayip bitirmistim o dususleri gibi hissediyorum cunku. Cok huzurlu hissediyorum gercekten icimde bitmis gibi. . Bu arada cok zor varabildim dun eve 3 saat kadar surdu ve hep esnemeyle gecti. aksam da cok erkenden yataga yapistim resmen ve cok derin uyudum hic kalkmadan. Bugun bir dinginlik var icimde ve huzur. Haber vermek istedim.”
Seanstan 9 gün sonra:

” Eylul hanim mrb,

2 gun once geri bildirim yapmistim ( NOT: Bahsedilen email bana ulaşmamıştı )  ama aradan bir iki gun gibi kisa bir zaman gecmesine ragmen ben kendimi cok ama cok iyi hissediyorum ve bunu yaptigimiz seansa bagliyorum. Tesekkur edip bilgilendirmek istedim.”
Seanstan 1 ay sonra attığı emailde, ilk seansa başladığımızda cinsel bölgede dolaştığını farkettiği bir enerjiyi hala hissettiğini ve bunun uzun zamandır kendisinde olduğunu söyledi. Ben de kendisinin seansta en az 2 eklentisi olduğu yönünde bilgi verdiğini ama ilk etapta taciz çalışmak zorunda kaldığımız için eklentilere bakamadığımızı, onlara da mutlaka bakmak gerektiği için tekrar gelmesi gerektiğini tavsiye ettim. Bunun üzerine 2. seans için yazışmaya başladık. Bu seanstan 2 ay sonra 2. seans için bir araya geldiğimizde ise tamamen eklenti odaklı bir çalışma yaptık. Bu seansı 2. bölümde paylaşacağım.
8
 
NOTLAR:
1-*: Bahar Hn’ın bana gelmeye niyet ettiği andan itibaren tam da seansa gelmesine 2 gün kala ağır bir gribal enfeksiyon geçirmesi tesadüfen değildi. Aslında farkında olmadan iyileşme sürecini başlatarak tamir fazına girmişti.
2-**: Psikiyatristlerin disosiasyon dedikleri konuya şamanlar ” ruhun kayıp parçası ” derler. Travma konusunu çok önemsediğim ve bedenle çalışmanın önemini defalarca gördüğüm için bana ilk defa seansa gelen herkese çok kısa da olsa bu konudan bahsederim. Herkese çizerek anlattığım bu konuyu, belki yakın zamanda fırsat bulursam videoya çekerek internete de yüklemeye düşünüyorum.
3-***: Bunu anlamak için psiko-biyoloji eğitimi almaya gerek yok ama psiko-biyoloji eğitiminden de bildiğim bir bilgi: Evet, bazılarınızın tahmin ettiği gibi, danışanın dedesi 3 yaşındayken onun sol kulağına eğilerek tehdit etmişti. Ve Bahar hn bana seansa gelmeden birkaç gün önce çocukluk yıllarından bu yana ilk defa orta kulak enfeksiyonu yaşamaya başlamıştı..Bu  ilk etapta sizlere ürkütücü gelebilir ama olaya tamir fazı olarak bakarsanız aslında orada bedenin iyileşmeye karar verip bunun için bir seferberlik başlatması olarak yorumlayabiliriz. Buna ek olarak; Bahar Hn o günden bu yana yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen bir daha kulak enfeksiyonu yaşamadı.
4-Bu vakayı neden paylaştım? Emin olabilirsiniz ki daha önce buna benzer yüzlerce seans yaptım hatta daha ağır vakalara rastladım. Bahar Hn yazmama izin verdiği için yazabildim ve bu vesileyle sizlere bedenle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedim.
( DEVAM EDECEK…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

SİGARA BIRAKTIRAN EKLENTİ SEANSI

Standard

sigara

 

İsmine Sanem diyeceğim danışanım 20’li yaşlarında bir üniversite öğrencisi…Bana mayıs 2016’nın başlarında ilk defa geldiğinde doldurduğu formda çalışmaya geliş sebebi olarak ” sürekli tekrarlanan korku ve ilişki problemleri, yarım bırakma ”  yazmıştı.

Kendisi ile ön görüşmeye başladığımızda bana 16 yaşından bugüne kadar yaşadığı tüm ilişkilerin garip bir şekilde karşı tarafın nedensizce ve kaçar şekilde giderek bittiğini söyledi. Daha sonra hepsiyle bir gün bir yerde karşılaştığında bu kişiler açıklayamadıkları birşeyler olduğunu, kendisini sevdiklerini ama yanında duramadıklarını söylüyorlardı. Bu durum tam tamına 7 kere üst üste aynı şekilde gerçekleşince artık Sanem Hn bu konuya bir çözüm bulma amacıyla regresyon terapisine karar vermişti.

 

T4Yaşadığı son ilişki ise 3 ay sürmüştü. En son 1 ay önce bir aradalarken erkek arkadaşının bir anda kalbinin çarpmaya başladığını, panik atak gibi birşey geçirip birden ağlamaya başladığını, sonra soğuk soğuk terlediğini ve bu durumu yaşadığı için de ilişki için “bitsin ” dediğini aktardı. Bu durum yaşanmadan 5 dakika öncesine kadar ise aralarında hiçbir sorun olmadığını, artık 7. kez yaşandığı için bu duruma şaşırmadığını bana gülerek anlatıyordu.

 

 

 

Aile öyküsüne baktığımda:

 

-annesi ve babası henüz Sanem hn 10 aylık bebekken boşanmışlardı. Sanem hn 8 yaşındayken annesi, babasıyla tanışması için onu ilk defa babasının işyerine götürmüştü ama eve döndükleri zaman babası annesini arayarak kızını bir daha getirmemesi gerektiğini söylemişti

-babasıyla 20 yıl boyunca hiç görüşmemişti. ( 8 yaşındaki gün hariç ). 20 Yaşındayken yine bir sevgilisinden ayrıldığında artık canına tak etmiş ” Ben herhalde beni bırakacaklar korkusunu karşı tarafa hissettiriyorum ve bir şekilde bu adamları itiyorum.” diyerek bu korkuyu yenebilmek amacıyla babasının ofisine gitmişti. O esnada babasının yanında , annesinden boşanmasının üzerinden tam 20 yıl geçtikten sonra yeni evlendiği eşi de varken kalkıp kendisine sarılmıştı..O gün yüzeysel bir sohbet olsa da hem babası hem de eşi Sanem hn’a çok iyi davranmışlardı.

-babasıyla 20 yaşından sonra görüşmeye başladığında bir gün babası ona ” ben sana küçükken bu durumu açıklayamayacağım için görüşmekten korktum ” demişti. O günden sonra da babasını 5 ay önce kaybedene kadar ayda bir birlikte yemek yeme şeklinde görüştüklerini hatta annesiyle babasını hastanede ziyaret ettikleri gün onlar içeri girdiği zaman babasının vefat ettiğini söylemişti.

 

T1Travmatik biten birkaç ilişki modeline baktıktan sonra seansımıza başladık. İlk defa gelen her danışana yaptığım üzere öncelikle kısa bir eklenti temizliği ile seansa başlayıp sonrasında ilişkiler temalı çalışmayı planlıyordum ki enerji temizliği sırasında Sanem Hn’ın yüzü hafiften sola doğru kaymaya ve burun ile dudak arası bölgesi sola doğru büzülmeye başladı. Bu hareketi üst üste tekrarladığı için ve bu durum geçmediği için bunun eklenti kaynaklı olup olmadığına bakmak istedim…O andan itibaren de seansımız tamamen bir eklenti seansı formatında geçti.

 

Kendisinden aldığım bilgi 2 tane eklentisi olduğu şeklindeydi:

 

BİRİNCİ EKLENTİ:

T316 Yaşında sol bileğini keserek intihar etmiş , sarışın, kıvırcık saçlı madde bağımlısı genç bir kızın enerjisiydi.

Bu enerjiyi 2013 yılında sevgilisinden ayrıldıktan sonra üniversiteyi de 1. sınıftayken bıraktığı bir dönemde kendisine çekmişti. O sıralarda ciddi bir ruhsal çöküntü yaşadığı için kendisine böyle bir bağımlı karakteri çekmişti. Bu esnada anladık ki dudaklarının sola doğru büzülüp birşey üflüyormuş gibi yaptığı hareket aslında bu bağımlı karakterin içtiği sigara, ot gibi maddeleri içerken yaptığı duman üfleme hareketiydi..

Bu eklentiyi kendisinden gönderdiğimizde yaptığı hareket de anında geçti.

 

 

 

İKİNCİ EKLENTİ:

T2Bu eklenti, 5 yıldır görüşmediği Fatoş isimli arkadaşı tarafından kendisine gönderilen bir lanet enerjisiydi. Bu esnada Sanem Hn beni oldukça şaşırtarak arkadaşının kendisine beddua ettiği ana kadar her detayı gördü. Sebep tamamen bir yanlış anlaşılmadan ibaretti ama geçmişte yaptığı başka bir hatadan dolayı ruhu kendisini suçlu hissettiğinden ötürü karmik olarak kendini borçlandırmıştı. Ve sırf bu arkadaşının gönderdiği lanet ( beddua  ) enerjisi sebebiyle  son 2 ilişkisinin de olumsuz etkilenerek sadece bu sebeple bittiklerini gördü.

Kendisinin enerji alanını bu 2 farklı eklenti modelinden temizledikten sonra önlem olarak bir tarama daha yaptım. Başka eklenti algılamadığı için, tüm bu temizliği kısa sürede halledebildiğimiz için extra sürem de olunca anne ve babasıyla olan ilişkisine kısaca bakmak istedim.

Bu bölümde annesinin doğuştan ufak bir bedensel sorunu olduğunu, babasıyla aynı işte çalışırken babasının annesiyle parası ve işi için evlendiğini, aslında annesini hiç sevmediğini algıladı. Babasının annesinden boşandıktan sonra kendi ailesine bakmak için annesinin evine geri döndüğünü, her zaman kendisini annesinden üstün gördüğünü algıladı.

 

 

geribildirim

 

İlk gün emailleştiğimizde: ” Eylül hanım merhaba dün biraz başım ağrıdı aniden erkenden uyumuşum, normalde hep zor uyuduğum için bu benim için değişiklik. Onun dışında iyiyim, şimdilik bu kadar. iyi çalışmalar diliyorum size.”

4. Gün:” Eylül hanım merhaba, şu anlattığım, benim için travma resmen dediğim eski sevgilim yazdı ve çok garip sigara içiyordum normalde, içemiyorum 3 gündür midemi bulandırıyor. Çok teşekkür ederim tekrar size, görüşmek üzere.”

8. Gün: ” Eylül hanım merhaba, dün yazamadım bütün gün çok başım ağrıdı. bunun dışında bir gelişme olmadı, sevgiler.”

Sigara konusunda son durumu ve sigaraya ne zaman başladığını sordum.

9. Gün: “ içtim aslında ama az, ilk 5 gün hiç içemedim. Normalde 2009 yılından beri içiyorum.”

24 Gün sonra 2. seansımız için bir araya geldiğimizde kendisine bu arada olan ve bilmem gereken gelişmeleri sorduğumda: ” Son 1 ay içinde hiç alerjim olmadı. Normalde bu kadar uzun süre alerjisiz geçmezdi. 1 Hafta olmasa bile diğer hafta mutlaka olurdu.

GÜNCELLEME ( 01.08.2016 )

3 Ay sonra aldığım emailde:  Alerjisinin seans tarihinden itibaren hiç tekrarlamadığını bildirdi.

 

NOT: Doldurduğu formda doğuştan beri alerijileri olduğunu ve dönem dönem ilaç kullandığını yazmıştı. Bunun da geçmesi bizim için BONUS FAYDAydı.

 

-” Seanstan sonra sigara içemedim. Hatta tiksinmem mantıksız geldiği için kendimi zorlamadım . İlk hafta tamir fazı sebebiyle içemiyorum sandım ama 1 ay oldu. Normalde 1 paket içiyordum. 1 pakete çıkarma tarihim haziran 2013’e denk geliyor. Sigaraya başlangıcım ise 2007-2008 civarı tek tük içerek oldu.” 

-” Son 3 aydır 22’sinde regl oluyordum. Bu ay 10 gün gecikti. ”

-“Eski sevgilim aradı ( sondan 1 önceki ) yani beni aldatıp şiddet uygulayan kişi. Babam için başın sağolsun dedi. Konuşmak istemediğimi belirtip konuşmayı kısa kestim yoksa o muhabbeti uzatmak istedi.

 

Bu yazı taslağını kendisine gönderdiğimde ilk seansın üzerinden yaklaşık 2,5 ay geçmişti..hala sigara içmiyordu.

 

 

 

 

NOTLAR:

F181-Bugüne kadar çok fazla sayıda eklenti seansı yaptım, çok fazla türde eklentiye şahit oldum ama bu vaka, eklenti kaynaklı sigara içilebildiğini gördüğüm ilk vakadır. Eklentiyi ışığa gönderince, sigara alışkanlığı da kendiliğinden ortadan kalktı ki çalışmaya başlarken terapi hedefimiz bu değildi. O yüzden lütfen genelleme yaparak, her sigara içenin eklenti kaynaklı içtiğini düşünmeyiniz..

2-Danışanım Sanem hn, farkındalığı yüksek ve sorunlarla yüzleşecek kadar cesur bir genç kadın. Bana geldiğinde çözüm konusunda oldukça kararlı ve istekliydi. Sorunlarını sanki başkasına aitmiş gibi gülerek anlatması ön görüşme sırasında dikkatimi çekmişti..Bunun sebebini eklentiyi gönderirken anladık. Bir insan kendisinden bir başkası gibi bahsediyorsa yüksek ihtimalle bir eklentisi vardır.

3-Eklentileri göndermekten ziyade , onları kendinize neden çektiğiniz konusu daha önemlidir. O yüzden bol miktarda eklentiniz varsa, sebepleri üzerinde uzun vadeli çalışma yapmanız gerekir. Kimi zaman ise sadece bir eklenti, tek başına birçok sorununuzun kaynağı olabilir. O yüzden ilk defa seansa gelenlere mutlaka kısa bir eklenti temizliği yapıp bakarım. Eğer bariz olarak dikkatimi çeken bir eklenti varsa, o gün sizin seçtiğiniz konu yerine eklentilerinize çalışırız. Alanınızın temiz olması, yapacağımız diğer çalışmaları daha verimli kılacağı için eklenti konusu oldukça önemlidir. Hatta öyle eklenti türleri vardır ki sizde tıbben sebebi bulunamayan çeşitli ağrı ve sızılara yol açabilir.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

 

 

 

 

BİR KADINA ŞİDDET HİKAYESİ

Standard

8

 

Bu vakayı ilk defa facebook sayfasında yazacağımı duyurduğumda kullandığım cümle şuydu: ” Bugün neredeyse 1 sene önce çalıştığım bir danışan aradı ve bu süre içinde olanları anlattı. Çok şaşırdım. Vaka olarak yazılacak. ”

Normalde bırakın 9 ay önce yaptığım bir seansın içeriğini hatırlamayı, ben geçen hafta yaptığım bir seansın içeriğini bile hatırlayamazken, bu danışanın konusunu hemen hatırlamıştım. Çünkü hem konusu ve yaşadığı şiddet beni etkilemişti, hem de boy boy çocuğu olduğu için bir daha gelememesi aklımda yer etmişti ve açıkçası umutsuz olduğum bir konuydu. Okuduğunuz zaman neden şaşırdığımı anlayacaksınız..

6Bundan 8,5-9 ay önce bir yaz günüydü…. Seans yaptığım şehirlerden birine biraz uzak bir ilçeden gelen danışanım seansa gelebilmek için yaşları 8’in altında olan 3  çocuğunu birilerine emanet ederek gelmişti. İsmine Hatice diyeceğim bu danışanım üniversite mezunu, türbanlı bir ev hanımıydı ve yaşı daha 30 bile değildi.

Doldurduğu formda konu bölümüne ” Eşimle olan problemler” yazmıştı. Ön görüşmeye geçtiğimizde eşinin sürekli dışarıda arkadaşlarıyla gezip tozmasından ve kendisini aldatmasından bahsetmeye başladı. Ayrıca eşi tarafından hem sözlü , hem de fiziksel şiddete maruz kalıyordu. Eşine karşılık verdiği zaman kendisini tehdit ettiğini “ Ben seni öldürmezsem rahat etmeyeceğim. Sen çok geçimsizsin. ” dediğini ekledi. Eğer suyuna giderse ve karışmazsa işler biraz daha iyi gidiyordu.

En son kavgaları bana gelmeden 2 gün önce gerçekleşmişti. Hatice Hn ikindi saatinden itibaren eşini cep telefonundan aramış ama bir türlü ulaşamamıştı. Gece geç saatte eve gelen eşine ” İkindinden beri arıyorum, eve neden gelmiyorsun ” diye sorunca  ise ” Bana karışamazsın. Sana hesap vermek zorunda değilim ” şeklinde bir karşılık almıştı.

Kavga ettikleri o gün eşinin boğazını sıkıtığını, sesleri duyan komşuların polis çağırdıklarını ama ağlamaktan polislerle konuşamadığını ve eşinden şikayetçi olmadığını belirtti.

 

Aileler tanıştığı için kocasını küçüklükten beri tanıyordu. Evliliğinin başından beri hep mutsuz olmasına rağmen belki de ona bağımlı olduğunu düşünüyor ve çocukları sebebiyle başka bir alternatif düşünemiyordu.

Uyuşturucu madde  kullanan eşinin birkaç kere kendisine de içirdiğini, bu maddeyi aldığında bir kez başı dönüp bayıldığını söylüyordu. Eşi bu maddeyi aldığında sürekli cinsellikten bahsetmek istiyor, kendisinin ise tam tersi olarak daha çok Tanrı’yı düşündüğünü ve ” Şu an kötü birşey yapıyorum, beni affet ” diye dualar ettiğini ekliyordu.

 

7En çok da eşinin aynı apartmandaki 2 komşuyla da birlikte olduğunu duyduğunda çok üzülmüştü. Bunun üzerine eşinin uyuşturucu kullandığını kayınbiraderi ile paylaştiğinda ise yine tehdit edilerek ” Beğenmiyorsan defolup gidersin ” şeklinde bir karşılık aldığını söyledi.

Köken aile hikayesine baktığımda ise şu detayları not etmiştim:

-Anne ve baba o daha ilkokula başlamadan boşanmışlar

-Babası iş için başka bir şehirde yaşarken annesinin üstüne başka bir kadın getirmiş..Annesi o sırada Hatice Hn’a hamileymiş..Annesi bebeği düşürmeye çalışmış ama başarılı olamamış

-Anne ve baba boşandıktan sonra 19 yaşına kadar olan süre boyunca babasını sadece 1 kez görebilmiş

-Baba başka bir şehirde kendine bir hayat kurmuş. Orada 2. eşinden de boşandığını duymuşlar.

-Anne 2. evliliğini yapmış ve üvey babasının maddi durumu iyiymiş.

-Annenin 2. evlilikten 2 çocuğu daha olmuş ve Hatice Hn onları da kardeş olarak görüp gayet yakın ilişkiler kurmuş

-Aynı anne-babadan bir abisi daha varmış. Abisi de Hatice Hn’ın eşine yakın bir profil çizdiği için abisinin karısı da Hatice Hn gibi çok mutsuzmuş.

 

Seansa başladığımızda  ilk gittiği sahne 5 yaşındayken yaşadığı travmatik bir andı. O yüzden ana karnı içeren bir şimdiki hayat regresyon seansı şeklinde ilerledi. Açıkçası, Hatice Hn’ın bu şartlarda yaşarken , yakın bir zamanda tekrar seansa gelebileceğinden şüpheliydim..o yüzden sürem elverdiğince küçüklükte yaşadığı travmaların üzerinden geçmek istedim.

Ana karnını keşfettiğimizde:

-Annesi Hatice Hn’a 3 aylık hamileyken babasını terkedip başka bir şehirdeki ailesinin yanına gitmişti. Aldatıldığı için eşini terketmişti ama gittiği yerde de çok kısıtlandığı için mutsuzdu.

10-Annenin Hatice Hn’a 8 aylık hamile olduğu başka bir sahnede, anne ile baba tekrar bir aradalardı ama bu sefer babası annesini kapının önüne koyuyordu. Burada kalbinin sıkıştığını ve ikisine de çok kızgın olduğunu çünkü ikisinin de aslında birbirlerini aldattıklarını söylüyordu. ” Doğmak istemiyorum ” diyordu , ” Doğmak istemiyorum. “…

-Doğum anını keşfettiğimizde yine annesinin kendi ailesinin bulunduğu şehirdelerdi. Doğduğunda herkese ve herşeye öfkeli olduğunu, o gün herkesin kendisine acıyarak bakmasından çok rahatsız olduğunu söylüyordu.

 

 

11-Baba ile ilk karşılaşma anını keşfettiğimizde Hatice Hn artık 4-5 yaşlarına gelmişti. Başka bir şehirde yaşayan baba polislerle eve geliyor ve kızını alıp götürmek istiyordu. Hatice Hn ise babaya karşı öfkeli olduğundan üst kata kaçıyordu. O sahnedeki duygularını tarif ederken ” Babamı bıçaklamak, ona zarar vermek istiyorum..Bizi bıraktığı için öfkeliyim ” diyordu. Sonunda polis zoruyla da olsa babası hem abisini hem kendisini evden alarak çıkıyor, çocuklarını önce yemeğe sonra da parka götürüyordu.Salıncakta sallanırken tüm duyguları birbirine karışmıştı Hatice Hn’ın..Salıncakta sallandığı için mutluydu ama geçmişten dolayı babasına hala öfkeliydi.

-6 yaşındaki bir sahnede üvey babası tarafından uygulanan küçük bir fiziksel şiddet ve cezalandırma sahnesi vardı. Burada asıl öfke üvey babaya değil, evde olmasına rağmen olaya hiç tepki vermeyen annesineydi.

 

Hatice Hn, trans geçiş konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadığı ve iyi işbirliği yaptığı için bu sahneleri hızlı hızlı keşfedince birkaç taciz ve dayak sahnesine de yer vermiştim. Onlara ayrıca beden terapi içeren bir çalışma yaptım.

 

3

Hatice Hn’ın bana söylediği başka bir konusu daha vardı. Din konusunda yoğun takıntıları vardı ve sürekli vesvese halindeydi. Ayrıca cinsel konularla ilgili de çocukluğundan itibaren süregelen bir tiksinme sözkonusuydu. Bununla bağlantılı olduğunu hissettiğim çocukluk anılarından birinde daha 5-6 yaşlarındayken annesi ile üvey babasının kapısı açık olan odasından içeri girdiğinde yerde yarı çıplak olduklarını görüyor ve tiksiniyordu. O anda annesini de “kötü kadın ” gibi algıladığını anlatmıştı. Biraz daha büyüdükten sonra başka bir dönemde de annesinin mahalleden tanıdıkları bir adamla fazla haşır neşir olduğundan rahatsızlık duyuyor ve annesinin üvey babasını aldattığını düşünerek annesine müthiş bir öfke duyuyordu.

Böyle bir aldatma sahnesini bire-bir görmese de annesinin o adamla görüştüğünden neredeyse emindi. O andan itibaren öyle nefretle doluydu ki artık oralardan kaçıp gitmek istiyordu. Sonrasında da zaten öfkesinden dolayı hastalandığını ( hastalığı öfkesinin yarattığını seans içinde farketti ) ve bir süre evde yatmak zorunda kaldığını ekledi.

15Tüm bu sahneleri dönüştürmeye başladığımızda siz de tahmin edersiniz ki bolca öfkenin açığa çıktığı bir seans oldu. Beden terapiyi yoğun olarak kullandık. Anne ve baba ile çalıştığım bölümlerde öfke enerjisi gidince babasını bile çok kolay affedip hatta sarılmak istemesi beni şaşırttı.

Annesine empati göstermeye başladığı bir sahnede sol omzuna ağrı girdi.

Dönüştürmeye başladığımız andan itibaren ilk etapta cinsellikten iğrenme, tiksinme şeklinde anlattığı bölümlerde artık böyle hissetmediğini belirtti.

Notlarıma bakarken eşiyle ilgili bölümde eşinin ona ” Herşey güzel olacak ” diye bir msj verdiğini yazmışım. Ne yalan söyleyeyim, bu vakayı yazarken seans notlarımda görünce yine şaşırdım.

Rehberi ile bir araya geldiği anda ise rehberi  ” Çok mutlu olacaksın.Üzülme… ” demişti.

Kendime aldığım özel notta ise ” 7 yaşında olanlara ve abi ile ilişkisine bak ” demişim. Ama bir daha çalışmadığımız için o not seans notlarımda öylece kalmış.

 

12

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Hatice Hn aktif olarak email kullanamıyordu. Çocuklar tüm vaktini alıyordu. O yüzden kendisiyle seanstan sonraki günlerde 2 kere konuştuktan sonra bir daha hiç konuşamadık. O ilk haftaki görüşmede öğrendiğim kadarıyla çocuklarını da alıp bir süreliğine evden uzaklaşmıştı. Gittiği yerde telefonu bile iyi çekmediği için bir daha hiç haberleşemedik.

Bundan yaklaşık 8,5 ay sonra sanırım hala benim facebook sayfamı takip ediyormuş ki orada geri-bildirim konusunda verdiğim örnekleri görünce telefon açıp kendi yaşadıklarını anlatmak istemiş.

 

8,5 Ay İçinde Olanlar:

Annemle aram düzeldi. Eşim neredeyse muhteşem biri haline geldi. Üstelik yıllardır istiyordum ama almıyordu. Bana bir araba bile aldı.Bütün kötü alışkanlıkları bitti. Hayatım düzene girdi. Teşekkürler..  ”

Ben: ” Nasıl yani, gerçekten mi Hatice Hn…  ” şeklinde ilk bocalamadan sonra bunların ne zaman olduğunu yani yaklaşık tarihleri sordum ve yazmasını istedim.

Cevabı: ” Seanstan 2 ay sonra annemle aram düzeldi. Seanstan 6-7 ay sonra yani yıl sonunda eşim de değişti.Bütün kötü alışkanlıklarını bırakma kararı aldı. Hatta yılbaşından bu yana namaza da başladı.

Benimle uzun vadeli çalışan danışanlarım bilirler, işim sözkonusu olduğunda yani seans anında biraz mesafeli ve ciddi olurum. Hatta bugüne kadar fazlasıyla otoriter davranmak zorunda kaldığım kişiler de olmuştur. Ama bu geri-bildirimleri alırken şaşkınlıkla gülmek arasında gittim geldim. Hatice Hn bana getirmek istediği başka birilerinden bahsetmeye başladı ve böylece aramızda farklı bir diyalog gelişmeye başladı. O ana kadar kendimi tutmaya çalıştım amaaaa…  En sonunda Hatice Hn, bana ” Eşim bu tarz şeylere inanmıyor ve size geldiğimi bilmiyor ama kendisi gelmeden onun için mesela işleri için birşeyler yapabilir miyiz sizle? ” dediğinde artık o noktada koptum ve gülmeye başladım. ” Bakın Hatice hn, ben hoca ya da büyücü değilim…. bunları ben yapmadım. Bakın adımı PANTOLONLU EYLÜL HOCA’ya falan çıkarmayın lütfen . Amannn haa :)) ” dedim.

Telefonu kapatmadan evvel bu vakayı yazmak için ön onayını da aldım ve kendisinin izniyle de ufak tefek sansürler uygulayarak paylaşıyorum.

 

 

8

NOTLAR:

1-Bu vakayı farklı bir örnek olduğu için ve regresyon terapisinin dinle hiçbir ilgisinin olmadığını, her düşünceden danışanın bu çalışmaya geldiğini göstermek için paylaştım. Bugüne kadar bu terapiye yurtdışında yaşayan ateist görüşe sahip kişiler de geldi, Karadeniz’in bir kasabasında yaşayan türbanlı ev hanımı da geldi.

Beden ölünce herşeyin sona ereceğini düşünen insanlara bile ilk defa geldiklerinde mutlaka bu işin mantığını çizerek anlatırım. Eğer kişi illa ki herşeyin bu yaşamdaki bedeni öldüğünde sonlanacağı görüşündeyse, o kişiyle sadece şimdiki hayat ve ana karnı regresyonu çalışırım.

Kişinin neye inandığı beni ilgilendirmez ama kişinin iyileşmeye olan inancı ve isteği beni çok ilgilendirir çünkü motivasyon ve teslimiyet gerçekten de şifalanmada fark yaratıyor.

2-Yukarıdaki vakada beden terapi, travma ve içsel çocuk içeren bölümler vardı. Bugün yaşadığımız travmaların bazıları geçmişte yaşanan travmaların tekrar edilerek yaşanmasından oluşur.BİR EBEVEYNİNİZDEN NE KADAR ÇOK NEFRET EDERSENİZ, ONUN ÖZELLİKLERİNİ KENDİNİZE O KADAR ÇOK ÇEKERSİNİZ. NEFRETİNİZ SİZİ O EBEVEYNİNİZE DAHA ÇOK BAĞLAR. ZAMANLA O NEFRET ETTİĞİNİZ EBEVEYNE BENZEDİĞİNİZİ FARKETTİĞİNİZ ZAMAN DURUN VE ŞÖYLE BİRKAÇ ADIM GERİYE GİDİP ONLARIN YAŞADIĞI ZAMANA VE KOŞULLARINA BAKIN. SONRA DA EĞER YAPABİLİRSENİZ, SADECE BU DÜNYAYA GELMENİZE VESİLE OLDUKLARI İÇİN BİLE OLSA ONLARA İÇTEN BİR TEŞEKKÜR EDİN.

3-” Pantolonlu Eylül Hoca ” espirisine gelince; eğer bu blogu uzun zamandır takip ediyorsanız, şifayı verenin ben olmadığımı her zaman yazıyorum ve söylüyorum. Burada Hatice Hn’ın inancının ve niyetinin gücü (dualarının payı ) yadsınamaz. Ve en önemlisi ise evinden ayrılıp gittiği zaman bile gösterdiği sabır ve teslimiyet duygusu azımsanamaz.

Diyeceğim odur ki; hayatta gerçekleşme ihtimaline inanmadığınız birşeyden faydalanamazsınız. Dolayısıyla Hatice Hn kendi inancı ve iradesiyle bu sonuca ulaştı. Ben ise sadece aracı oldum..ve herzaman yaptığım gibi sadece seansı yönettim.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

….

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3. Bölüm

Standard

ŞY1

 

Üçüncü seansın üzerinden 42 gün geçtikten sonra Berna Hn ile tekrar bir araya geldiğimizde bu sürede olan biten gelişmeleri kısaca not ederek başladım. Bir önceki bölümden hatırlarsanız, alışveriş bağımlılığı çalıştıktan sonra Berna Hn asıl konuyla karşılaşmaya hazır oldu ve takıntı haline getirdiği bir ilişkisinden bahsetmeye başladı.

 

ÜÇÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

Ş21-..Y..( Takıntı haline getirdiği kişi)’yi çok kafama takmaya başladım. Geçen ay başından bu yana aramızda hiçbir yakınlaşma olmadı . Cinsellik yaşanıp da ertesi gün sosyal ortamlarda karşılaştığımızda bana hiçbirşey yaşanmamış gibi daha soğuk ve mesafeli davranıyor. Kendisini 3-4 senedir tanımama ve benim için çok özel biri olmamasına rağmen, bu davranışı artık beni rahatsız etmeye başladı. Onu takıntı haline getirdiğimi düşünüyorum. Saçma bir şekilde beni önemsemesini, beni sevmesini istiyorum.

2-Son 15-20 gündür alışverişle ilgili de tetiklenmeye başladım.

b12

 

DÖRDÜNCÜ SEANS

Yukarıdaki geri-bildirimleri alırken Berna Hn’ın kurduğu birkaç cümle ve kullandığı bazı kelimeler dikkatimi çekti. Bir “KAYIP İKİZ SENDROMU”* olma halinden şüphelenerek çalışmamı bu yönde ilerlettim. Sorularıma çoğunlukla “evet” şeklinde yanıt alınca da bu ihtimali mutlaka kontrol etmek istedim.

Ana karnı regresyonu ile başlattığımız seansın keşif bölümü benim için oldukça zorlayıcı oldu. Hatta bugüne kadar en zor keşfettiğim kayıp ikiz vakam diyebilirim.

Berna Hn’ın anne karnında ikiziyle ilk iletişim kurduğu an 20 günlük olduğu gündü.

25 Günlük olduğunda ikizi ondan ayrışıyordu. Bu anı ” Benden kopuyor..bir parçamı alıyor gibi acı duyuyorum. ” şeklinde tarif ediyor, hatta o sahneyi keşfederken sırtında da acı hissediyordu.

Bu ayrışma anında bir taraftan ikizinin gittiğine seviniyor fakat diğer yandan da ” Bir parçamı alıp benden götürdüğü için endişeli ve öfkeliyim” diyordu.

***

Ş8Anne karnında olduğu dönemde 6 aylıkken keşfettiğimiz bir sahnede, boğazına kordon dolandığı için nefes almakta zorlandığını, boğulur gibi olduğunu ve paniğe kapıldığını söylüyordu. Bu bölümü derinlemesine incelediğimde aslında bir nevi intihar teşebbüsü olduğunu ve altta yatan düşüncenin ” Burada değil, ikizimin yanında olmalıydım. Ölmek istiyorum. ” olduğuydu. Sonunda vazgeçip yaşamaya karar veriyor ve kendini kordondan kurtarıyordu ama anne karnında 8,5 aylık olduğu zamana kadar hala bu kararından emin olmadığı için kontrolü elinde tutmak istiyordu.

***

Doğum kanalına girmeye başladığında ise çok yoğun bir kömür kokusu aldığı için midesi bulanıyordu. ( Doldurduğu formda doğum tarihine baktığımda kışın doğduğunu gördüm. Seans bitiminde de evlerindeki kömür sobasına ait olduğunu teyit etti )

Doğum anına ve ondan sonra çok kısa bir döneme baktık çünkü anne karnını keşfetmemiz bayağı uzun sürdü.

 

Ş9Dönüştürmeye başladığımızda bu sefer kayıp ikizini daha kolay algıladı. Aslında gitmesini istemediğini ve bundan dolayı derin üzüntü yaşadığını farketti. İkizi ona, gittiği için üzülmemesi gerektiğini, herşeyin planlandığı gibi olduğunu ve görevinin orada bittiğini söyledi. İkizinin bu yolculuğunda rehberlerini algılayana kadar ona destek olmak üzere orada bulunduğunu ve gitmesi gereken vakitte gittiğini algıladı.

 

***

Kordon dolanması dahil tüm sahneleri dönüştürüp şifalandırdıktan ve anne-babasıyla olan bağlanma şekline çok kısa baktıktan sonra seansı noktaladık. Berna Hn şehirdışından geldiği için akşam uçağına yetişmesi gerekiyordu. O yüzden seans süresinin uzamamasına ve onu hemen yolcu etmeye çalıştım. Tam kapıya doğru yönelirken o gün ikimizin de neredeyse ikiz gibi giyindiğimizi görünce seans konusunun altından ” kayıp ikiz sendromu” çıktığı için ona gönderme yaparak ” Pantolonlarımız da aynı olsa tam ikiz olacakmışız  ” şeklinde bir espri yaptım. Bu esnada Berna Hn sabah erkenden uçakla gelip seans saatini beklerken Taksim’den aldığı pantolonunu gösterdiğinde ise tüylerim diken diken oldu çünkü tam da benim üzerimdeki pantolonla aynı model bir pantolon almıştı. Bu konudaki rastlantılar öyle çok dikkat çekiciydi ki hatta bu konuyla bağlantılı olarak facebook sayfasında ” OKUYABİLİRSEN EĞER, HERŞEY BİR AYETTİR…   ”  başlıklı bir yazı yazmıştım.  ( Yazının başlığına tıklayınca açamayanlar için aşağıda )

 

geribildirim


GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra emailleştiğimizde: ” Merhaba eylül hanım yoğun başağrısı vardı bütün vücudumda Sızı şeklinde Ağrılar oldu .sabah gözümü açtım yine o kişiyi düşünmeye başladım fakat farklı olarak ona karşı nefret yada sevgi duyguları hissetmedim daha çok aramızda ki süreci düşündüm nerde hata yaptım Nasıl olmalıydı gibi . Sevgiler

Aynı gün: “Dünkü mide bulantısı hissi bugün de devam ediyor söylemeyi unutmuşum. ”

beauty girl crySeanstan 7 gün sonra: ” Merhaba eylül hanım nasılsınız?
Bugün tamir fazında 7.günüm size bilgi vermek istedim .genel olarak rahat bir dönem geçirdim ilk gün mide bulantısı ve başağrısı oldu.5.güne kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadım fakat 5, gün ağlama krizi geldi belki o kişiyi seanstan sonra ilk defa görmüş olmamın etkisiylede olabilir .o günden itibaren mutsuz bir ruh haline girdim
Sevgiler

Bu son emailden sonra kendisine o kişiyi hergün gördüğü bir ortamda bulunduğunu sandığımı ve bu karşılaşmanın 5. günde olmasının özel bir sebebi olup olmadığını sordum.

Aldığım cevap: ” Aslında aynı  serviste çalıştığımız için hergün görüşüyorduk fakat seans sonrası nedense denk gelemedik teşekkür ederim .Sevgiler

12. Gün: ” …..  …     …Kendimle ilgili son duruma gelince boşlukta gibiyim o kişiyi eskisi kadar düşünmüyorum fakat belki bunda o kişinin şu an askere gitmesinin de etkisi olabilir 5-6 ay onu görmeyeceğim.fakat döndüğünde onunla tekrar ilişki kurmamak adına kendime şu anda tam anlamıyla güvenemiyorum .”

Bu bilgi üzerine, 5 ay sonra nasıl davranacağını şimdiden düşünmesine gerek olmadığını ve bu kişiye olan takıntısını çalışmaya başladığımız için normalde hergün gördüğü bir insanın 5-6 ay boyunca çevresinde olmayacağı şeklindeki bir bilginin önemli olduğunu ve bu tarz önemli durumları bilmem gerektiğini hatırlattım. Bu durum ağlama krizinin de bu vedalaşma  dönemine denk gelmesi sebebiyle benim için daha anlaşılır oldu çünkü bu kişinin askere gideceği bilgisini seanstan  5 gün sonra öğrenmişti.

Ş316. Gün:merhaba eylül hanım nasılsınız?

tamir fazının 5.gününden itibaren sürekli ağlama krizleri yaşıyorum aralıklı olarak. dün sabah duyduğum bir şarkı yüzünden gözlerim doldu  çünkü ben çocukken babam arabada bu tarz şarkılar dinlerdi hep gezmeye giderken. akşamına eve geldim hiç sebep yokken deli gibi ağlamaya başladım. bu sabah sizin önerdiğiniz kitaplardan birini okurken yine gözlerimden istemsiz bir biçimde yaşlar süzülmeye başladı. bu aralar bende durum böyle bu süreç daha ne kadar devam edecek bilemiyorum ama hayatın bütün yükü omuzlarıma çökmüş gibi hissediyorum.
sevgiler
16.-21. Gün Arası: İlk seansı vaka olarak yazmaya başladığım için yazı taslağı ile alakalı olarak haberleştik.

21. Gün: ” merhaba eylül hanım nasılsınız

 öncelikle ağlama krizlerim son buldu.
normalde bu durumu seansa geldiğimde bildirmeyi düşünüyordum fakat 3 gece üstüste aynı rüyayı görünce ve içerikler de aynı olunca bildirmek istedim. belki sizin 4. seans ile ilgili yazınıza da bir faydası olur.
10 şubat 2016 gün boyu ciddi bir mide bulantısı ve baş dönmesi yaşadım.rüyama gelecek olursak sürekli birilerine birşeyler söylemeye çalışıyordum fakat konuşamıyordum sanki boğazımda bir yumru vardı. konuşmak istediğim kişilerin hepsi benim geçmişte yada şu an yaşantımda olan bana yaptıkları yüzünden  birşeyler söylemek  isteyip de söyleyemediğim kişilerdi. eski erkek arkadaşım, kuzenim,  arkadaşlarım gibi…
boğazımda ki yumru hissi ve ışık hassasiyeti durumu tamir fazından sonra hemen ortaya çıkan belirtiler aslında .malum havalardan dolayı bir enfeksiyon başlangıcı olup olmadığından emin olmak için biraz bekledim .
11 şubat 2016 rüyamda tanıdığım bir arkadaşım benimle alay ediyordu cümle tam olarak şöyle {bu güne kadar ne başardın ki bunu da yapacaksın }bende cevap vermek istedim ama konuşamadım.sürekli bu durum tekrarlanıyordu.sonra rüyamda bir anda yatağım da yukarıya doğru yükselemeye başladım hiç durmadan fakat bu his beni rahatsız etmedi.yükselirken {değişime direnmiyorum ve onu kabul ediyorum }diye bir cümle sarfettim.sonra tekrar yatağıma geri düştüm.uyandığımda başımda 3.göz dediğimiz bölgede yoğun olmak üzere müthiş bir ağrı vardı.ışık hassasiyeti mevcutttu.sırtımda da seans sırasında hissettiğim yoğun ağrı mevcuttu.
tamir fazından sonra tıkınırcasına yemek yemeye başladım iki hafta da aldığım 4 kilo bunun kanıtı.
 
konuşma ve iletişim problemleri yaşamaya başladım.yazarken, konuşurken size attığım bu mailde de belli oluyor aslında cümleleri kurmakta zorlandım.
sevgiler.

 

***

 

Tekrarlayan rüyaları not etmesini istedim.

22. Gün: ” Terapi defterime not aldım eylül hanım . Yeme problemi o kişi gittikten sonra başladı zaten onun gidişi ve tamir fazının bitimi aynı güne denk geliyor .”

40. Gün:Günaydın eylül hanım teşekkür ederim iyiyim siz nasılsınız 
 mantık olarak o kişiyle alakalı ne yapmam gerektiğini biliyorum fakat yine de duygusal olarak kendimi gözden geçirdiğim de 1 çalışma daha yapmak faydalı olacak gibi. Bir de kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum . Yeme içme durumları aynı devam ediyor fakat enteresan biçimde sadece karbonhidrat tüketmek istiyorum nerdeyse doğru düzgün hiç yemek yemiyorum .uyku düzenim yok sabahları çok yorgun ve mutsuz uyanıyorum 
Sevgiler.
42. Gün: Bir daha bir araya gelmeye karar verdikten sonra  iletişim problemi konusunu sorduğumda ” İletişim problemi devam ediyor eylül hanım” şeklinde cevap verdi.
***
Ş11
NOTLAR:
1-*: KAYIP İKİZ SENDROMU:  Kayıp ikiz sendromu ilk kez 1945 yılında Stoeckel tarafından tanımlanmıştır. Tıbbi araştırmalara göre her hamileliğin 1/8’i ikiz olarak başlıyor. Fakat bu ikizlerden bir tanesi ilk 28 gün içinde çoğu anne ikiz hamilelik yaşadığının farkında bile değilken ölüyor ve bazen hafif ağrı ve küçük kanamalarla vücuttan atılıyor. Yaşanan bu fiziksel durumun geride kalan ikiz açısından da birçok fiziksel ve psikolojik etkileri oluyor.
2- Berna Hn’ın bu seanstan sonra ilk defa yüzleştiği ve ” boşluk ” diye tanımladığı şey aslında hepimizin içinde hissetmekten korktuğumuz ve yüzleşmekten kaçındığımız bir alan. Bağımlıklarımız ise bizi bu boşluğu hissetmekten alıkoyan kaçışlarımızdır.  Eğer gerçek özgürlüğe ulaşmak istiyorsak bu boşluğun içinden geçmemiz gerekir. Burası spiritüellerin ” ruhun karanlık gecesi ” de dedikleri yerdir.
Krishnananda**, bu boşluk kavramını İLİŞKİLERİN A, B, C’si kitabında çok güzel anlattığı için çalıştığım her danışanıma bu kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ederim.

**: Krishnananda (Dr. Thomas Trobe) California ve Harvard Üniversiteleri’nde eğitim görmüş bir psikiyatrdır.

3- Bu yazı dizisini, bir seans regresyon terapisi alıp kapıdan çıktığında bambaşka bir hayatı olacağını düşünen, seansın hemen akabinde sihir ve mucizeler bekleyen insanlar için özellikle yazmak istedim.Çünkü malesef bu beklenti ile gelen ve regresyon terapisini tek seanslık bir iş sanan kişilere rastladım.

Ör: Basit bir baş ağrınız olduğunda bir ağrı kesici alırsınız ve ağrınız geçer. Ama vücudunuzu kanser hücreleri sarmışken ( mecazi anlamda ) , bir tane ağrı kesici almak ve ertesi gün hiçbir sorununuz kalmayacağını beklemek beyhude bir bekleyiştir… Hayatta herşeyde olduğu gibi, terapi işinde de emek vermek gerekiyor. Armut piş ağzıma düş şeklinde bir anlayışa sahipseniz, size önereceğim en son yer regresyon terapisi. İnanın, seansların çoğu hiç de eğlenceli geçmiyor. Neredeyse gittiğimiz her sahne küçük ya da büyük travmatik bir anı içeriyor. Bugün burada okuduğunuz vakaların ve şifalanmaların çoğu gözyaşları içeriyor.

 

4- Bu şifalanma işi gerçekten de bir yolculuk ve bu yolculuk sırasında o en derinlerde sakladığınız yaralarınızla ancak sizin kaldırabileceğiniz hızda ve dozda ilerliyoruz. Şu anda bu bölümde yer verdiğim seans, Berna Hn açısından belki bugüne kadar en zorluk çektiği seans oldu. Aramızdaki uzak mesafe sebebiyle uzun aralar vermemiz ise belki onun açısından daha zorlayıcı oldu. Ama bundan sonra neler olacağını bilemeyiz. Bundan sonrası belki de Mevlana’nın da dediği gibi : ” Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.. ” .

 

(Devam edecek…..)

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

 

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-1. Bölüm

Standard

ŞY1

İsmine Berna diyeceğim danışanım 20’li yaşlarının sonlarında, genç, bekar ve çalışan bir kadındı. Seanslara şehirdışından geldiği için ilk kez 2015 yılı-ekim ayında bir araya geldiğimizde yol maliyetlerini de düşürmek amacıyla 1 gün arayla 2 seans çalıştık.

İlk defa geldiğinde doldurduğu form üzerinde yazdığı konular para ve ilişkiler konusuydu. Her iki teması da oldukça genel ve tek başına en az 3-4 seans çalışılması gereken konular olduğundan uzun bir ön-görüme sonucunda kendisi ile ufak bir çalışma planı yaptık.

İLK SEANS

ŞY2Hem kendisinde hem ailesinde yüksek sayıda düşük-kürtaj hikayesi olduğu için ve farklı farklı hikayelerini dinlerken dikkatimi çeken konular olduğu için öncelikle bu konuya bakmak istedim. Aile sistemini de içeren kapsamlı bir çalışma yaptık.

İKİNCİ SEANS ( İlk Seanstan 1 Gün Sonra )

24 Saat çok kısa bir süre olmasına rağmen, seanstan sonra herhangi bir tamir fazı semptomu yaşayıp yaşamadığını ve farklı bir durum yaşayıp yaşamadığını sorduğumda:

Normalde haftasonu 9.30 civarı uyanırım. Bugün 8.30 civarı uyandım. Kendimi dinç hissettim. İçime dönmüş, etrafımdaki hiçbirşeyden etkilenmiyor gibiydim.

Sabah ışıktan rahatsız oldum. Öğlene kadar devam etti. Öğlen 13’te tekrar uyudum ..gün ışığından rahatsız oluyordum. 15.30 gibi kalktığımda geçmişti.

Gece enteresan birşey oldu. Normalde yalnız yaşamanın etkisi olarak gece 5-10 kere açarım. Bu sefer daha çok uyandım. Uyandığımda objeleri algılayamadım. Karışık rüyalar gördüm. Yatağımın başında rüya kapanı vardır. Rüyamda bir kadın onu alıp karşı duvara attı ve ” Buna ihtiyacın yok ” dedi. Rüya orada bitti. Bir anda dehşete kapıldım çünkü bir anda biri geliyor ve bana sormadan benim sevdiğim birşeyi atıyordu.

Burada ben , ” Rüyadaki kadın kimdi, tanıdık biri miydi ? ”  diye sorduğumda biraz bekleyerek ”  Haa.. o sizdiniz ” dedi. Bunun üzerine şaşırarak gülümsedim.

Öğlen yattığımda rüyamda evimin koridoruna işedim. O kadar çok yaptım ki bitmedi…sanki 3-4 kişi yapmış kadar işedim. Ama sonunda pelvic bölgemde rahatlama hissettim.

ŞY3

İkinci seans konusu: Şimdiki hayatında bedenine uygulanan fiziksel şiddet ve hatta tecavüz ( erkek arkadaşı tarafından beraberliğe zorlanma ) olduğu için öncelikle beden terapi ağırlıklı bir seans yaptık. Ben bir psikiyatrist değilim fakat anlattığı örnekler dolayısıyla eski erkek arkadaşının pek de ruh sağlığı yerinde olan biri olduğunu söyleyemeyeceğim. Uzun süren ilişkileri boyunca anlık reaksiyonlarla defalarca boğazını sıkmış ve kendisini tehdit ederek ilişkinin devam etmesini sağlamıştı. Böylesi bir ilişkiden sağ salim kurtulduğu için şanslıydı.

Bu seansın bir yerinde babaya olan öfkesine de çalıştık.

NOT-1: Mix bir vaka olduğu için bu danışanın 3. ve 4. seanslarını da ayrı ayrı yazacağım. Böylelikle bir danışanın devam eden regresyon terapi yolculuğunu adım adım görme şansınız olacak.

NOT-2: Şifalanma bir süreçtir. Bazı insanların sandığı gibi, danışan 1 seans alıp kapıdan çıktığı andan itibaren olan hayatında bambaşka bir insan olmuyor. Seans sırasında yüzleştiği konuları kabullenebilmesi ve içselleştirebilmesi oranında şifalanma oluyor ve bu durum da ancak geri-bildirimlerle gözlemlenerek takip edilebiliyor. Yüksek ego genelde sorun yaratıyor ama aşağıdaki özellikler ise tam tersi olarak şifalanmada fark yaratıyor:

– ruhsal zeka ( farkındalık )

– yüksek motivasyon ( sorunu çözme isteği )

-işbirliğine açık olma ( danışmanla seans sırasında ve sonrasında işbirliği yapma ve terapiye dair tavsiyelerini dikkate alma )

( Devam edecek……..)

Sevgiler,

Eylül Erdoğan

BİR ERKEK DANIŞAN VAKASI

Standard

İsmine Erdem diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarda, bekar, 7-8 yıllık ilişkisini evliliğe taşıma aşamasında olan genç bir adamdı. Hayatı boyunca yaşadığı içsel sıkıntılarının evlilik aşamasında tavan yapması sebebiyle kuzeni Selma Hn ile dertleşirken, benden daha önce bir seans alan Selma Hn’ın da önerisi ile regresyon terapisini denemeye karar vermişti.

i2Randevu için yazışma sırasında çalışmak istediği konuyu sorduğumda bana ” Benim problemim, hayattan zevk alamamak ve sürekli bir iç sıkıntısı durumu.” demişti. Evlenme hazırlıkları yapan genç bir adamın stres yaşaması normaldi ama yine de boyutunu ve ne zaman başladığını anlamak için birkaç soru daha sordum. Bana verdiği cevapta : ” Açıkçası hayattan zevk almama durumu ne zaman başladı tam olarak hatırlamıyorum. Fakat annemin desteklemediği bir evlilik yapma arefesindeyim. Belki, bu arada kalma durumu sıkıntılarımın sebebi olabilir diye düşünüyorum. İç sıkıntısı durumu sanırım hafif depresyon boyutunda. Ayrıca bir yerde fazla kalamama durumum var. Yani arkadaşlarımla bir yere oturduğumda en fazla 2 saat sonra oradan ayrılıp, yalnız kalma isteği oluşuyor.Geceleri işim dolayısıyla fazla uyumuyorum. Uyku düzenim yok denebilir. 48 saat uyumayıp, daha sonra 15 – 16 saat uyuyorum. Mutsuzluk durumum da değişkenlik gösteriyor. Çok mutlu ve enerjikken birden bire mutsuz ve enerjisiz hissediyorum. ” diyordu.

İlk randevu tarihimiz 31 Temmuz cuma, akşam 19.00 idi ve ben normal şartlarda seanslarıma 31 temmuzda başlayıp 4 ağustosta tamamlayacak şekilde İstanbul’a gelecekken tam uçak biletimi alma aşamasında biletimi 30 temmuz yerine 29 temmuz olarak almaya karar verdim.Bu vesileyle, çok yoğun olan programımı biraz rahatlatmak ve kendime haftasonu dinlenme molası yaratmak amacıyla Erdem bey’in kuzeni Selma Hn’ın seansını 29 temmuz perşembe gününe çektim. Sebebi Selma Hn ile ilk seansımızda onun transa geçememesi, bu konuda çok zorlanması üzerine ona aile dizimi yapmak durumunda kalmam ve henüz bebekken ölen teyzesi ile özdeşleşmiş olduğunu keşfetmemizdi. Bu özdeşleşme kendisinin sahip olduğu bir çeşit tiroid hastalığı ile de bağlantılı gibi görünüyordu. Aslında Selma Hn’ın bana geliş sebebi tiroid hastalığı değil, sosyal fobi idi ama belli ki ruhu öncelikli olarak çok genç ölmüş bu teyze ile olan özdeşleşme sorununu çözümlememizi istemişti. ( *)

Tahmin ettiğim gibi Selma Hn ile başladığım ilk seans biraz zorlu geçti. Transa geçişte yine zorluk oldu. İyi ki öne çekmişim dediğim bu seanstan sonra akşamı dinlenerek geçirdim çünkü ertesi gün sabahtan akşama kadar 3 seansım vardı ve 3 seans benim için 12 saat çalışmak demekti. O yüzden çok geç saate kalmadan uyudum. Sabaha karşı 5 sularında ani bağırsak faaliyetleri ile uyandım ve tam 2 saat boyunca içimde hiçbir şey kalmayacak ana kadar yatak ile banyo arasında gidip geldim. İshal, sonrasında kusma, soğuk soğuk terleme, yoğun halsizlik, yatağa gittiğimde ise ateş başlamıştı. İçimde hiçbir şey kalmadığı anda bile sessiz bir şekilde kusma hareketi yapıyordum ama içimden birşey çıkmıyordu. O anda bana ne olduğunu anlayamadım. Evet, seans aralarında mecburen dışarda yemek zorunda kalıyordum ama bu durum pek de besin zehirlenmesine benzemiyordu çünkü yemek yiyeli nerdeyse 12 saat olmuştu. Bu şekilde geçen 2 saat ve neredeyse bayılacak dereceye kadar düşen tansiyonla beraber sabah 7-8 olduğunda hastaneye gitmemi gerektirecek bir durum olup olmadığını danışmak için doktor olan kuzenimle konuştum . Sonrasında da günü tamamen yatakta geçirdim. Sırayla tüm seanslarımı iptal etmeye başladım ve doğal olarak akşam 19.00’da Erdem bey ile olan seans da iptal edilenler arasında oldu. Sonraki gün kondisyonum eski haline gelir gelmez de seanslara kaldığım yerden devam etmeye başladım ama bu sefer de tüm randevuların planı değişmek zorunda kaldı. Tamamen tesadüflerle şekillenen ve sıralaması değişen randevularımda ise çok ilginç birşeyi farkettim. Sanki evren öyle bir ayarlama yapmıştı ki evlilik sorunu yaşayanlar aynı güne, değersizlik duygusu yaşayanlar aynı güne, seansını bir gün önce sanıp Beşiktaş’tan motora atlayıp Üsküdar’a yanlışlıkla geçip sonra tarihin yanlış olduğunu farkedip geri dönen danışanlar aynı güne, içsel çocukla problemi olanlar aynı güne, sağlık sorunları olanlar da aynı güne denk geldi. Bu durum beni çok şaşırttı çünkü kendim ayarlamaya çalışsam böyle bir sıralama yapamazdım çünkü gerçekten de bazen danışanın hangi konuda çalışması gerektiğini öngörüşme yapmadan asla önceden bilemiyorsunuz.

i6Asıl ilginç olan diğer konu ise, ancak Erdem bey’le pazar günü akşam seansımızı yapabildiğimizde dikkatimi çekti. Erdem bey seans için geldiğinde ısrarla 2 kere aynı şeyi söyleyince aramızda şöyle bir konuşma geçti:

Erdem Bey : Birkaç gün öncesine kadar hayatımda hiçbir şeyden zevk almıyordum. Ama artık hiçbir sorunum kalmadı.
Ben: Peki bu nasıl oldu? Bu görüşmediğimiz arada belli bir olay mı oldu?
Erdem Bey: Hayır, birşey olmadı.
Ben: ?. ..Ne zamandan itibaren böyle hissediyorsunuz?
Erdem Bey: Cuma, bana ilk seans tarihini verdiğiniz günden beri.
Ben: Seans tarihini öğrendiğiniz gün mü rahatladınız yani psikolojik olarak, onu mu demek istiyorsunuz?
Erdem Bey: Hayır, 31 temmuz cuma günü yani yapamadığımız seansın olduğu gün rahatladım. Ben işim gereği öğlene kadar yatıp o gün öğleden sonra güne başladım. Kalktığım andan itibaren nedense çok iyiydim.:)
Ben: O gün seans yapmamamıza rağmen böyle birşey olması ilginç gerçekten de… Peki bugün ne çalışalım? 🙂

i4Bu şekilde başlayan konuşmadan sonra ön görüşmemize geçtik. Ön görüşme sırasında Erdem Bey’in yaklaşık 7-8 senelik bir ilişkisi olduğunu, kız arkadaşının kendisinden birkaç yaş büyük olduğunu, etnik köken ve kültür olarak aralarında farklılık olduğunu, bu ve benzer sebeplerden ötürü annesinin bu evliliğe sıcak bakmadığını söyledi. Diğer taraftan kız arkadaşını seviyordu ve onun mutlu olmasını istiyordu. Çevresinde mutlu bir evlilik örneği göremediği için kendisinin de evliliğe karşı olduğunu ama kız arkadaşı ile uzun süredir birlikte olmalarından ötürü artık çevresinin evlilik beklentisinde olduğunu ve bu durum gerçekleşmezse kız arkadaşının zor durumda kalacağını düşünüyordu. ” Bütün bunları bir kenara koyarsak, sizin asıl isteğiniz nedir? ” diye sorduğumda bana ” Kız arkadaşımı mutlu etmek istiyorum. Annemin karşı olması sebebiyle çok arada kalıyordum ama sonunda yeni yeni biraz yumuşamaya başladı. ” dedi.

İlk ön görüşmemiz olması sebebiyle biraz uzun süren görüşmemiz sırasında öğrendiğim bazı detaylar:

a) Annesinin henüz ablasını doğurduktan 1-2 ay sonra kendisine hamile kalması. Bu sebeple bebeği kürtajla aldırmayı düşünüp sabah kürtaja gidecekken rüyasında Erdem bey’in kundaklı halinin annesinin eline yapışarak ” Anne beni bırakma ” demesi üzerine annesinin kürtajdan vazgeçmesi.

b) Sert ve hergün alkol alınca bağırıp çağıran bir baba ile onu alttan alan bir anne ile geçirilen küçüklük dönemi.

i7c) 22 yaşında geçirilen bir zatürre hastalığı sırasında hastanede doktorların artık umudu kesip ölümünü bekledikleri bir sırada, uykuyla uyanıklık arasında 1999 depreminde kaybettiği ve çok sevdiği kuzenini görmesi, kuzeninin başında bekleyip kendisine gülümseyerek baktığını söylediğinde annesinin yüzünün bembeyaz kesilmesi ve gördüğü şeyin rüyadır denilip geçiştirilmesi.

Ölmüş kuzenini gördüğü günden 1 gün sonra tamamen iyileşmesi ve 10 gün müşahede altında tutulduktan sonra hastaneden çıkması.(**)

d) Küçükken gördüğü bir kabustan çok etkilenmesi ve hala hatırlaması.

e) Dini inancı gereği reenkarnasyona veya geçiş yaşamlara pek inanmadığı.

 

i9Seansımıza başladığımızda konu olarak evlilik sırasında yaşanan sorunları yani ilişki problemlerini seçtik. İlk geçiş yaptığı sahne şimdiki hayatta ana karnında olduğu bir andı. Ondan sonra ana karnında iken anne baba arasındaki tartışmalı bir anı keşfettik. Doğum anında ise boğazına kordon dolandığı hissetti ve ” Boğuluyor gibi oluyorum. ” dedi.

Annesi ile ilk karşılaştığı sahnede annesinden süt içmekte zorlandı ve rahatsız oldu. (***)

Babası ile karşılaştığı sahnede ise doğumundan dolayı babasının pek mutlu görünmediğini algıladı ve “Babam benim olmamam gerektiğini düşünüyor. ” dedi.

 

i100-6 yaş arasındaki en önemli anları keşfettiğimiz sahnelerden birinde 4 yaşlarında bir çocukken teyzesinin çantasında çikolata var mı diye karıştırırken babası tarafından görülüyor ve sert bir tokat yiyordu. Bu sahnede babaya yoğun öfke ve korku vardı.

8 Yaşında olduğu başka bir sahnede sınıfta yaramazlık yapıyor ve bir arkadaşının defterine zarar veriyordu. Defteri zarar gören kız öğrenci durumu isim vermeden öğretmene şikayet ettiğinde ise öğretmen Erdem bey’e değil de başka bir öğrenciye kızıyor ve kulağını çekiyordu. Bu sahnede yoğun hissedilen pişmanlık ve suçluluk duygusu vardı..kendisi yüzünden kulağı çekilen arkadaşına karşı içten içe suçluluk duyuyordu.

14 Yaşında babayı da içeren başka bir olumsuz olayda ise, Erdem bey ayva yerken ayva boğazına takılıyor ve nefes alamıyordu. Bu sırada su içiyor, yutmaya çalışıyor ama olmuyordu, kesinlikle nefes alamıyordu. Annesi bu sahneyi korku dolu gözlerle izlerken babasının “Düzgün ye ” diye kızması sebebiyle babasından nefret ediyordu. Hatta ayvayı çıkartıp rahatladığı anda babasının boğazına sarılmak isteyecek kadar yoğun öfke hissediyordu.

Bütün bu sahneleri dönüştürürken , annesinin kendisini doğurduğunda babasının askerde olduğunu, babasının annesini iki bebekle baş başa bıraktığı için endişeli göründüğünü, aslında kendisinin doğumundan dolayı babasının mutlu olduğunu algıladı. Bu arada doğum sahnesindeki kordon dolanması sebebiyle beden terapi uyguladık ve o olayın beden üzerindeki etkilerini de dönüştürdük.

i11Başka bir dönüştürme sahnesinde kendisini babasından üstün gördü ve ” Benim olgunluğumda değil ” diyerek babasına acıdığını söyledi. (****)

İlkokuldaki suçluluk hissettiği durumla ilgili de dönüştürme yaptık.

Boğazına ayva kaçtığı için babasının kendisine kızdığını söylediği sahnede ise aslında babasının da boğulacağı için çok korktuğunu ve kendisine o yüzden kızdığını algıladı.

İçsel çocuk bölümünde 7-8 yaşındaki halini duygusuz ve solgun olarak algıladı. 15 yaşındaki halini de mutsuz değil ama yoğun bir duygusu yok olarak tanımladı. İlk defa bir danışanım içsel çocuk bölümünde direnç gösterdi ve görmek istemedi. Bu konuya ilerde derinlemesine bakmak üzere gerekli notlarımı aldıktan sonra son bölüme geçtik. Rehberiyle karşılaştığı bölümde rehberi ona: ” Korkma, ben hep burdayım.” dedi. Rehberinin kendisine güldüğünü ve ” Herşey daha iyi olacak… ” dediğini söyledi.

Çalışmamızın sonunda farkettiği bağlantı:Her yemekte içecek olmadan masaya oturmazdım ve asla içeceksiz yemek yemezdim. Şimdi bunun sebebini anladım. ” ( ayvadan boğulma sahnesi )

Seansımız bittiğinde Erdem Bey çok şaşkındı. ” Hiç bu kadar kolay transa geçeceğimi hatta ağlayacağımı beklemiyordum. ” dedi. Ben de seanslarımızda travmatik anlara gidip dönüştürdüğümüz için ağlamaların sıklıkla olduğunu ve bunun da şifalanmanın bir parçası olduğunu söyledim.

i1Seanstan birkaç gün sonra haberleştiğimizde: ” Seanstan sonra çökmüş durumdaydım. Bugüne kadar moralim sıfırdı. Kimseyle konuşmak istemiyordum ve içime kapanmıştım. Hiçbirşey yapmak istemiyordum. Kız arkadaşımla bile iletişimim yok gibiydi. Seansın bende ters bir etki yarattığını düşünmeye başlamıştım. Bugün kalktığımda nedensiz bir iyimserlik vardı üzerimde. Bugün daha iyiyim anlayacağınız. Umarım bu iyileşme devam eder. Ne durumda olduğumu sorduğunuz için teşekkür ederim. ” dedi.

Ben de kendisine, yoğun geçen seanslardan sonra ilk birkaç gün kişinin depresif hissedebileceğini, içe dönme isteği duyabileceğini, bu sürede daha yorgun hissedip daha çok uykuya ihtiyaç duyulabileceğini; bütün bu semptomların aslında yoğun şifa alındığını gösterdiğini ve en fazla bir hafta içinde geçeceğini belirttim. Zaten birkaç gün içinde iyimserlik geldiğini kendisi de teyit etmişti.

Seanstan 1 hafta sonra telefonda görüştüğümüzde : “ İlk 3 gün bayağı kötü geçti ama 4. günden itibaren düzelmeye başladım. Hatta 4.-5. günde ilk defa hayatımla ilgili hayal kurmaya başladım. Bugüne kadar hiç yapmadığım birşeydi. Babamla uzun zamandır görüşmüyordum, neredeyse 1 senedir telefon ile aramıyordum denilebilir. Geçen cuma günü babamı aradım, halini hatrını sordum ve hayatımda ilk defa onu özlediğimi söyledim. Sevindi ve çok sıcak karşıladı. ”

Evlilik sorunlarını sorduğumda ise; ” O konuyla ilgili hiç sorun kalmadı artık. Annem durumu kabullendi. Haftaya kız istemek için …. şehrine gideceğiz. O yüzden sizin bir sonraki geliş tarihinde yapacağımız 2. seansın gününü belki değiştirmek zorunda kalabiliriz çünkü eğer yine ilk gün semptom yaşarsam seansı alıp ertesi gün kız istemeye gittiğimizde bizim damat niye suratsız diyebilirler.)) ”

i12Bu yazının ilk taslak metnini kontrol etmesi için 20 gün sonra emailleştiğimizde ise :

” İş yoğunluğumdan dolayı hayatımdaki şifalanmaların devam ettiği durumları size bildiremedim. Kusura bakmayın lütfen. Mailinizi okuduğumda aklıma gelenler şunlar:

1-) Özellikle geçtiğimiz hafta ( 10 Ağustos haftası ) hayatım boyunca hissetmediğim bir yüksek enerji ve iyimserlik hali vardı. İşimle alakalı bir çok olumsuzluğa rağmen o kadar pozitif ve mutluydum ki; bu duruma işverenlerim bile çok şaşırdı ve mutlu oldular. 
i132-) Uzun zamandır müzik dinlemekten zevk almadığımı fark ettim. Geçen hafta arabada müzik dinlerken dans ediyordum:)))
3-) Arkadaşlarımla bir mekanda hiç kalkmadan yaklaşık 6 saat oturdum ve sıkılmadım.
4-) Babamla telefonda çok sık görüşmeye başladık ( Nerdeyse 2 günde 1 ) Ayrıca O’nun da bana karşı daha sıcak davrandığını hissediyorum.
5-) Kız arkadaşımla muhabbetimiz öylesine arttı ki, inanmamasına rağmen sizinle yaptığımız terapilere devam etmemi istediğini söyledi.
Genel itibarıyla aradığım huzur ve mutluluğa çok yakın olduğumu hissediyorum.
Sanırım blog yazılarınızdan birinde okumuştum: Elinizde sihirli değnek olmadığını yazmıştınız.
Benim durumuma bakınca; o kadar da emin olmayın bence:)))
En kısa sürede tekrar görüşmek ümidiyle hoşçakalın.               “

 

i18NOTLAR:

1-*: Seanslarda bu gibi durumlara sıkça rastlarım ve kişilere bu tarzda örnekler verdiğim de olur. Mesela hayatınızda birden fazla konu veya sorun var iken bana geldiğinizde, yaptığımız ön görüşme sırasında bir öncelik listesi yaparız. Sonra da öncelik verdiğiniz konuyu seçerek seans yaparız. Bazen benim yönlendirmemle kişinin konusunu netleştirdiği durumlar olabiliyor; bazen de kişinin ruhunun öncelik verdiği konu başka olduğu için ilk önce o konunun çözülmesi gerektiğine işaret edebiliyor.

Örnek vermek gerekirse; şu anda düzenli çalıştığım ve bugüne kadar 3 seans çalıştığım bir danışanım var. Kendisi bana ilk geldiğinde seçtiği konu para blokajı idi çünkü yıllardır maaşına zam yapılmıyordu. Ayrıca kendisinin de başka bir alanda enerji terapisi uyguladığını ve o güne kadar kendi kendine yaptığı çalışmaların dışında Bert Hellinger’den eğitim almış bir aile dizimi terapisti ile de 4-5 seans çalıştığını söyledi. Konuşmalarımızdan hissettiğim kadarıyla para sorununa gelene kadar bakılması öncelikli olan başka sorunları var gibi görünüyordu. Tamamen sezgilerimi kullanarak o anda regresyon dışı bir teknik uygulayarak, aile dizimi ile birşeye çok kısaca bakmak ve ona göre konuyu netleştirmek istedim. İyi ki de bakmışım..çünkü danışanın bilinçaltında annesinin ölümü ile bağlantılı yoğun bir suçluluk duygusu vardı ve yaşamı haketmediğini düşünüyordu. Bunun üzerine o gün regresyon terapisi değil aile dizimi ve travma çalışarak günü noktaladım. Ondan sonraki seanslarda regresyon terapisi ile devam ettik. O ilk seansın sonunda da kendisine şöyle söylemiştim: ” Bilinçaltında ölümü hakettiğini düşünen ve ölmek isteyen bir insana sizce para gelir mi,  sizce o kişi terfi ettirilir mi? Önce yaşama evet demeniz gerekiyor ki ondan sonra diğer konulara bakabilelim. ”

Sonucu mu merak ettiniz? Evet, kendisiyle hala çalışmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar hiç para üzerine seans yapmamamıza rağmen 2. seansımızdan sonra öğrendiğim kadarıyla yıllardan sonra ilk defa hem terfi etti hem de maaşına zam yapıldı.:)

Kısacası; sizin zihninizle yaptığınız plan ile ruhun planı herzaman aynı yönde olmayabilir. Vücudunu kanser hücreleri saran birinin yüzündeki et beni için doktor doktor dolaşmasına benzer bu. Mesajı vaktinde almanız ve yaşama evet demeyi öğrenmeniz gerekir.

i142-** : Burada yazacağım konunun regresyon terapisi ile hiçbir ilgisi yoktur. Danışanın anlattığı duruma  seans sonunda yaptığım açıklamayı sizlerle de paylaşmak istedim çünkü belki de aranızda buna benzer deneyimi olup da korkmuş olan kişiler olabilir. Öncelikle, sanıldığı gibi ruhlar sadece ölmek üzere olan insanları almak için gelmezler. Bazen tam tersine şifa da verirler, ya da mesaj da verip gidebilirler. Ancak belli frekanslar arasında kişi onları çok çok nadiren görür. Danışanın verdiği örnekte onun yoğun bakımda olması böyle bir ortam yaratmış olabilir. Genelde uyku ile uyanıklık arasındaki geçişlerde onları algılayabiliriz. Bu konu ile ilgili tedirgin olmamanız için başka verebileceğim güzel bir örnek de dünyaca ünlü bir medyum olan John of God’dır. Kendisi psişik cerrahiyi ve trans şifasını kullanıyor. Tahmin edin bakalım kimlerden rehberlik alıyor? 30’dan fazla ölmüş doktor ve azizden yani ruh dünyasından.:)

 

i173-*** : Burada yazdığım şey tamamen benim yaptığım seanslarıma dayalı gözlemimdir. Eğer bir bebek annesinden süt içmeyi reddediyorsa ya da çok kısa süreli içip bırakıyorsa, bu bebek ile anne arasındaki bağlanma şekli hakkında ipucu veriyor. Çocuğun annesi ile bağlanma şekli ise hayatla bağlanma şeklini etkiliyor. Dolayısı ile sizin ” Süt emmedi, mama verdik ”  deyip geçiştirdiğiniz bir konu çocuk için o kadar da önemsiz bir konu değil. Bebek için değil annesinin emzirmesi, eğer anne çocuğunun yüzüne bakmadan, duygusuz bir şekilde emzirdiğinde bile bebek tedirgin olabiliyor. O yüzden bebekle daha anne karnındayken bağ kurulmaya başlanması önemli bir konu. Bu konunun daha iyi anlaşılması için ilerde bu konuyla bağlantılı birkaç vaka örneği paylaşmayı düşünüyorum.

i154-**** : Babaya acıdığını söylediği sahnede acımanın altında aslında KİBİR vardı. Bildiğiniz gibi, hangi dinden hangi mezhepten olursanız olun kibir günahtır, hatta hıristiyanlıkta 7 ölümcül günah arasında 1 numarada kibir vardır. Aile dizimi kuramları açısından da baktığınızda ebeveynlere duyulan kibir öyle büyük bir sorundur ki hayatınızın her alanında sorun yaşarsınız. Onlar sadece sizin hayata gelmenize vesile oldukları için bile bir teşekkürü hakederler.

 

5-ANNEDEN AYRIŞAMAMA: Bu vakadaki sorunu iki kelimeyle özetle deseydiniz size bunları yazardım. Bir erkeğin büyümesi, olgunlaşması için öncelikle kendi annesinden sağlıklı bir şekilde ayrışması ve belli bir yaştan sonra artık babaya yönelmesi gerekir. Malesef Türkiye, annesinden ayrışamayan, baba ile bağ kuramayan, dolayısı ile yaşı kağıt üzerinde ilerlese bile ruhen asla olgunlaşamayıp küçük kalan erkeklerin cirit attığı bir ülkedir. Bundan tamamen erkekler sorumlu değildir. Kocasından göremediği ilgiyi büyük oğlu ile telafi eden, gelinini kendine rakip gören, çocuklarını manipüle ederek ayakta kalmaya çalışan zavallı kadınlar da aslında kendi cinslerine ihanet ettiklerinin farkında değillerdir. Bu çark ancak kadınlarımız bilinçlendiği zaman sağlıklı bir şekilde dönecektir. Eğer çocuklarınızın ve diğer kuşakların mutlu olmasını istiyorsanız, onların seçimlerine müdahale etmek yerine onlara her ne olursa olsun her zaman arkalarında olduğunuzu gösterin..böylece hem siz hem de çocuklarınız, hatta torunlarınız mutlu olurlar.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

PROJEKSİYON ( 15.12.2014 Tarihli “KÜRTAJ” başlıklı vakanın devamı )

Standard

p5

Kürtaj başlıklı vakayı okuyanlar belki hatırlarlar Işıl Hn’ı. 30’lu yaşlarda, genç , çalışan ve bekar bir kadındı. İlk seansa geldiğinde çalışma konumuz hayatının her alanında hissettiği yetersizlik duygusuydu. O sırada herhangi bir ilişkisi yoktu, geçmişte bir nişanlanma ve ayrılık dönemi yaşamıştı. Kariyerinde ise bulunduğu departman ve yaptığı iş onu tatmin etmiyordu. Geçmek istediği departman ve şartlar ise oldukça umutsuz görünüyordu.

Işıl Hn ile 2014 yılının aralık ayının başlarında çalışmıştık. Aradan 2-2,5 ay gibi bir süre geçtikten sonra benim önerimle ikinci bir seans daha yapmaya karar verdik. Bu arada, 2. seansımıza başlamadan evvel Işıl Hn’a o süreçte hayatında olan gelişmeleri sordum ve aşağıdaki geri-bildirimlerini not ettim.

woman watching tv in the morning1-Normalde evde tek başıma kalmaktan hiç hoşlanmazdım. Eğer yalnız kalmak zorunda kalırsam ya TV veya ışığı açık bırakırdım ya da gün ışığını görene kadar uyuyamazdım. Şu anda böyle bir şey yok. İlk seanstan sonra geçti.

2-Dışlanmışlık hissi %100 olmasa da neredeyse %90-95 oranında geçti. ”

3-Size geldiğimde işle ilgili bir memnuniyetsizliğim vardı. Şu anda farklı bir departmana geçme konusunda yol açıldı, olumlu gelişmeler var ama halen biraz belirsizliğini koruyor. Netleşmesini bekliyorum.

p2

4-Yeni başlayan bir ilişkim var. 1,5-2 seneden sonra ilk defa bir ilişkiye başladım. Henüz 20 gün oldu, iyi gidiyor. O yüzden şu anda bende kendimi güzel hisssetme, değerli hissetme konusu daha ağır basıyor. Bu seansta ona çalışalım.”

Geri-bildirimler içerisinde hem kariyerle ilgili olumlu gelişmeler olması hem de yeni başlayan bir ilişkisinin olması hoşuma gitti. Yeni başlayan ilişkisi ile ilgili probleminin ne olduğunu sorduğumda ” Aslında karşı taraftan gelen bir sorun yok. O bana çok iyi davranıyor ama ben sanki güvenemiyor gibiyim. O kadar ilgili ve iyi davranmasına güvenemiyor ve altında birşey arıyor gibiyim. Kendimi çok güzel bulmuyorum, bazen şişman buluyorum. ” dedi.

Bunun üzerine geçmiş ilişkileri üzerine bazı sorular sordum. Geçmişte 2,5 yıl ilişki üzerine bir ayrılık ve tekrar bir araya gelip 1,5 yıllık ilişki yaşadıktan sonra da nişandan döndüğü bir ilişkisi olmuştu. Onun dışında referans alabileceğimiz kayda değer başka bir ilişkisi olmadığını belirtti. Bu ilişkisinin ayrılık kısmı ile ilgili de birkaç soru sorduktan sonra seansımıza geçtik.

p4Öncelikle mevcut ilişkideki duruma baktık. Işıl Hn burada daha önce hiç farketmediği birşeyi keşfetti. Aslında mevcut ilişkide karşı tarafa güven vermeyen, davranışlarıyla mesafe yaratan kendisiydi. Bu şekilde davranmaya devam ederse, bu kişiyi kaybedeceğini gördü. Burada asıl güven uyandırmayan tarafın kendisi olduğunun şaşkınlığı üzerine, bu durumun kaynağına baktık. Kaynak çok fazla uzakta değildi aslında. Henüz bu yaşamda 2 sene önce bitmiş görünen 5 yıllık ilişki , Işıl Hn tarafından aniden bitirildiği ve sayfa sevgiyle kapanmadığı için şu andaki ilişkisinde karşı tarafa güven uyandırmamanın kaynağı olarak görünüyordu.

p6Kısacası; eski nişanlısı ile olan ilişkisi tamamlanmamış olarak görünüyordu ve bu da yeni ilişkisinin yürümesine engel yaratıyordu. Yaptığımız çalışmada eski nişanlısı ile karşılaşarak onunla bir helalleşme sağlandı. Uzlaşma sağlandığı anda karşı tarafla sevgiyle vedalaştı. Çalışmaya başladığımızda eski nişanlısına karşı yoğun öfke hissettiğini söylemişti ama seans bittiğinde kendini hafiflemiş hissettiğini söyledi.

Seansımızdan bir gün sonra haberleştiğimizde akşam kendini biraz yorgun hissettiğini, gece ara ara uyandığını söyledi.

p7Seansımızdan iki gün sonra haberleştiğimizde çok rahat uyuduğunu ve o anda kendini çok iyi hissettiğini söyledi.

Seansımızdan 35 gün sonra haberleştiğimizde ” İlişkim devam ediyor. Şu anda sevgilime olan güvenimde bayağı ilerledim. Çok rahatım. Ama eski nişanlıma ara ara aklıma geldiğinde kızabiliyorum, sonra çabucak geçiyor düşüncelerim. Ek olarak artık geçmişi daha az düşünmeye başladım. İlişkim de bu arada henüz erken olmasına rağmen ciddileşmeye başladı, annelerle tanışma durumundayız.” dedi.

p8İlk seansımızdan sonra annesi ile ilişkisinde de yakınlaşma beklediğim için bununla bağlantılı herhangi birşey olup olmadığını sorduğumda ” Annemle daha çok dertleşmeye başladık. Bana olan güveni ve inancı daha da artıyor, hissediyorum.” dedi.

p9

İş konusunda yeni birşey olup olmadığını sorduğumda ise ” Bu ay sonunda pozisyon değişikliğim duyurulacak. Şimdilik sadece X departmanına geçişim yapılıyor. Maalesef halen outsource ( dış kaynaklı firmaya bağlı ) olarak devam ediyorum. Umarım o da zamanla değişecek.”  dedi.

Ben de kendisine ilk seansımızı yapmadan önceki dönemi hatırlamasını, o dönemde  X departmanına geçmesinin bile bir hayal olduğunu ve düşük olasılığı olan bir durumda güzel bir şans yakaladığı için şükran duyup şükretmenin ona daha olumlu olayları çekebileceğini söyledim ve bu yeni departmanda motivasyonunu yüksek tutmaya çalışmasını tavsiye ettim. Yeni bir gelişme olursa da email atmasını rica ettim.

NOTLAR:

1-IŞIL Hn ilk seanstan sonra hayatının farklı alanlarında birçok olumlu gelişme ile karşılaşınca, özellikle de kariyerinde olumlu gelişmeler olunca seanslara bir süre ara vermek istemişti. Bu eğilime çoğu danışanda rastlıyorum. Ama bu sefer de şöyle bir yanılsama ile karşılaşıyorum. Henüz çözümlenmemiş başka bir hayat alanı, sizin o anki mutsuzluğunuzda etkili olabiliyor. Mesela bu örnekten yola çıkarsak; ilk seansta yetersizlik duygusu diye baktık ama sebep kürtajla alınan bir kardeşin danışanda eklenti olarak bulunması çıktı. Bu eklenti hayatı boyunca danışan ile anne arasında mesafeli bir ilişki gelişmesine de yol açmıştı. Anne ile mesafeli ilişki ise kişilerin hayatları boyunca tüm ikili ilişkilerini etkileyen çok önemli bir konudur. Dolayısı ile anne ile ilişkide şifalanma, ikili ilişkilerinde şifalanma getirdi ve 5 yıllık ilişkiden sonra hayatına 2 senedir kimse girmeyen Işıl Hn bir anda güzel bir ilişkiye başladı. Annesi ile yakınlaşma başladı. Söylediğine göre annesi dahil çevresindeki herkes Işıl Hn’daki bu değişimi hissedip ona ne olduğunu sormaya başladı…….vs vs. Herşey bir zincir gibi iç içe olduğu için hiç ummadığımız alanlarda şifalanma sağlandı. Dolayısı ile Işıl Hn her ne kadar kariyerinde olumlu bir gelişme olunca seansa ara vermek istediyse de bir seans daha çalışmasını ve farklı bir konu seçmesini tavsiye ettim. Bu ikinci seansta,  ilişki odaklı baktığımızda ilişkideki güven sorunu ortadan kalktı ve ilişki derinleşmeye-ciddileşmeye başladı. Eğer bu konuya bakmasaydık belki de Işıl Hn güven vermediğini sandığı ama aslında kendisinin güven vermediği bu kişiyi uzun vadede kendinden uzaklaştırabilecekti. O yüzden iyi ki tavsiyemi dinlemiş ve  ikinci seansa gelmiş diyorum. Bana güvendiği ve tavsiyemi dinlediği için de kendisine buradan teşekkür ediyorum.

2-PROJEKSİYON ( YANSITMA ): Psikolojinin bir numaralı kuralıdır. Kişinin kendinde kabul edemediği duygularını veya bazı yetersizliklerini dış dünyadaki kişilere yansıtmasıdır. Bir çeşit savunma mekanizmasıdır ve kişinin kendini suçlu hissetmemek için bulduğu mükemmel bir kendini kandırma metodudur. Buradaki danışanım Işıl Hn ne demişti hatırlarsınız: “ Yeni bir ilişkiye başladım ama karşı taraf bana güven vermiyor. Onun davranışlarının altında birşey arıyor gibiyim.” Meselenin aslına baktığımızda ise asıl güven vermeyen kişi kendisi çıktı. Konuyu şifalandırmaya çalıştıktan kısa süre sonra ilişkisinde yakınlaşmanın artması ve beraberliği ciddi bir boyuta taşıma kararı ise, baktığımız ve dönüştürmeye çalıştığımız konunun ilişkisine gerçekten fayda sağladığını gösteriyor.

3-KISSADAN HİSSE: Hiç ummadığınız bir konu, sizin bugün yaşadığınız bir ilişki sorununun veya kariyer sorununun veyahut da para sorununuzun kaynağı olabilir. Geniş düşünün, ön yargılı olmayın ve bilinçaltı konusunu hafife almayın. Einstein’ın da dediği gibi:

Man muss die Welt nicht verstehen, man muss sich in ihr nur zurechtfinden. ”

İnsan dünyayı anlayamaz, onu ancak kendi içinde bulabilir.

Sevgilerimle…

EGONUN DİRENCİ-1

Standard

Bu haftaki vakamız toplam iki seanstan oluştuğu ve iki farklı regresyon terapi yöntemi içerdiği için iki bölüme ayırdım.

İsmine Derya Hn diyeceğim danışanım 25-30 yaş aralığında,  daha önce başından bir evlilik geçmiş, Doğu Anadolu’da yaşayan ve çalışan bir bayan. Seans için kendisiyle aylar önce ben İstanbul’da iken emailleşmiştik. Yıllık iznine denk getirecek şekilde ayarlamaya çalışarak seans almak için benim bulunduğum şehre geleceğini söylemişti. İlk niyet ettiği tarihte merdivenlerden düştüğü için belini incitti ve kuyruksokumunda hafif bir eğrilik oluştu. Bu yüzden seansımızı ileri bir tarihe ertelemek durumunda kaldık.

2İyileştikten sonra beni tekrar aradığında spiritüel konuları çok sevdiğini ve regresyon terapisini mutlaka denemek istediğini söyledi. Spiritüel konularla ilgili geçmiş deneyimlerini konuşurken söylediği iki örnek dikkatimi çekmişti. İlk olarak;  3-4 yıl önce Ankara’da oldukça popüler bir merkezde uzman kişiler tarafından iki gün boyunca üzerinde birtakım çalışmalar yapıldığını ( tekniklerin adını özellikle yazmıyorum ) ama bunlardan pek fayda göremediğini söyledi. İkinci olarak ise,  2 yıl önce reiki tarzı enerjilerle çalışmak için şifa teknikleri kursuna yazıldığını ama tam ödeme yapacağı günün gecesinde evine hırsız girmesi sebebiyle kursu bıraktığını söyledi. Evine giren hırsız hem kurs parasını hem de bilgisayarını çalmıştı. Ödeme yapmadan kursa gitmeye çekindiği için daha yolun başında iken kursu bırakmıştı.

 

12Derya Hn bu örnekleri verince aklıma gelen ilk şey, benden de ilk randevu almaya kalktığında birkaç ay boyunca yazışmamız ve tam geleceği hafta merdivenlerden düşmesi oldu. Bu kadar çok aksiliğin her defasında onu bulması bana, sanki bir tesadüf değilmiş gibi gelmişti. O yüzden seans öncesi öngörüşmemiz sırasında konu bir şekilde bu aksiliklere geldiğinde ağzından şu cümleler döküldü: “ Hergün yürüdüğüm bir yoldu, üstelik ayağımda da düz ayakkabı vardı. Nasıl kaydığımı ve düştüğümü hiç anlamadım.” Bu noktada kendisine egomuzun bazen değişime yoğun direnç gösterebileceğinden bahsettim. Seans yapmadan, bu durumun neyden kaynaklandığını asla bilemeyeceğimizi , bazen güçlü bir eklentinin bile kişinin seansa gelmesini engelleyebilecek kadar etkili olabileceğini de ekledim.

 

22Öngörüşme sırasında ilk çalışma konusu olarak ilişkiler konusunu seçmişti.  2 yıl süren evliliğini “Sanki evden uzaklaşmak ve evlenmiş olmak için evlenmiştim. Bir anda oldu herşey, nasıl oldu anlamadım. Daha evlendiğim gün bile ben bu evliliğe, bu eve ait değilim dedim kendi kendime. Boşanınca babam başıma kalkar diye düşündüğüm için 2 sene bekledim ve o sırada normal bir evlilikte yaşanması gereken yakınlık da pek yaşanmadı” şeklinde anlatmıştı.

 

 

6Biten evliliğinden bir süre sonra hayatına girmeye çalışan erkekler olduğunu ama hepsinde de nedense hep aynı şekilde sonuçlandığını söyledi. Hepsi Derya Hn’ın peşinden uzun bir süre koşuyorlar, uğraşıyorlar, hatta evlenme teklifi ediyorlardı ama tam Derya Hn düşünüp ilişkiye ” evet ” demeye karar verdiğinde, tekrarlayan bir döngü olarak aniden arazi oluyorlardı. Hatta telefona bile çıkmıyorlardı. Bu duruma anlam veremiyordu ve sebebini merak ediyordu.

Öngörüşmemiz sırasında birçok soru sorduğum için verdiği örneklerden ilişkilerinde bağımlılık teması olduğunu farkedip kenara gerekli notumu almıştım. Seansa başladığımızda ise kendisiyle şimdiki hayat regresyonu yapmayı seçtik, çünkü Derya Hn inancı gereği geçmiş yaşamlara inanmıyordu. Ayrıca küçüklüğüne dair verdiği örnekler aşırı katı kuralların olduğu bir ortamda büyüdüğünü ve bundan çok etkilendiğini gösteriyordu. O yüzden ana karnı sürecini de dahil ederek 0-6 yaş aralığını çalışmayı uygun bulduk.

 

Derya Hn, bana seansa gelmeden birkaç ay evvel ilaç kullanmak istediği için psikiyatriste gittiğini de söylemişti. Psikiyatrist ise kendisinde ilaç kullanmasını gerektiren herhangi bir durum olmadığını söyleyerek onu psikoloğa yönlendirmişti. 2-3 seanslık psikoterapiden sonra psikologa gitmeyi bıraktığını ve regresyon terapisini denemeye karar verdiğini belirtti.

 

Çalışmamıza başladığımızda Derya Hn transa geçmekte zorlanacağını düşünüyordu ve zihnini geri planda bırakmakta gerçekten zorlanıyordu. Aslında ilk sahnede kolaylıkla transa geçmişti ve bedenindeki duyarlılıkları çok rahat algılamıştı ama kafasında transa geçmeyi zor birşey gibi algıladığı için sürekli zihniyle transa geçip geçmediğini sorguluyordu.

 

23

Keşfettiğimiz sahnelerin birinde Derya Hn 3-4 yaşındaydı. D. Anadolu’da şu anda yaşadığı  şehirde, doğduğu evin bahçesinde oynuyordu. Kendisini tarif ederken ” erkek çocuğu gibi ” ifadesini kullanmıştı. Babasından korktuğunu ve sert tutumundan dolayı ondan nefret ettiğini düşündüğü bir an vardı. O anda gözlerinde yoğun duyarlılık ve batma hissi yaşadı.

 

 

24Başka bir sahnede 2 yaşındaydı. Yaramazlık yaptığı için halasının kendisini korkutmak amaçlı balkondan aşağı sarkıttığı bir sahneye geçiş yaptı. Bu sahnede yine yoğun korku, öfke ve güvensizlik vardı. Ayrıca kendini çok değersiz hissedip bilinçaltında “uslu çocuk olmalıyım ” şeklinde bir kayıt yapmıştı.

 

Anne karnında olduğu bir anda ise kendisini 7 aylık olarak algıladı. Bu sahnede anne rahminin enerjisini çok kasvetli bir ortam olarak belirtti ve çok huzursuzum dedi. Bu huzursuzluğun annesinden ona geçen bir duygu olduğunu anladıktan sonra ise annesinin neden huzursuz olduğunu anlatmaya başladı. Anlattığına göre annesi babası ile evlendikten sonra kocasının ailesiyle yaşamaya başlamıştı. Orada yaşadığı süreçte dışardan gelen gelin olarak kendini dışlanmış ve yalnız hissediyordu. Derya Hn’ın geçiş yaptığı bu sahnede ise evde büyük bir kalabalık vardı ve annesi hamile olarak bir köşede yalnız başına oturuyordu.

 

Konumuz ilişkiler olduğu için seans içerisinde vaktimiz yettiği kadarıyla ergenlik ve lise dönemindeki birkaç önemli anıya da bakmak istedim:

 

1412-13 yaşlarında , hala D. Anadolu’daki doğduğu şehirde yaşıyorlardı ama 3-4 yaşından sonra artık dedesinin evinde değil, bu kez kendi evlerine geçmişlerdi. Annesinin onu masada erkekler konusunda uyardığı ve “…erkeklere dikkat edeceksin, adımıza kötü birşey getirmeyeceksin…” dediği bir sahneye geçiş yaptı. Henüz ortaokuldaydı ve platonik olarak çok sevdiği bir çocuk vardı. Çocuğun da onu sevdiğine emindi ama annesinin uyarıları ve kültürel baskı sebebiyle okul hayatı boyunca erkeklerden çok uzak durduğunu, çok sevdiği bu çocuğa bir kez bile merhaba diyemediğini söyledi.

13 yaşındayken annesi ve babası Akdeniz Bölgesi’ndeki büyük bir şehre taşınmaya karar veriyordu. Yaşadığı şehirden ayrılırken sevdiği çocuğa veda bile edemiyordu ve taşındıkları şehre gittiklerinde üzüntüden hastalanıyordu. Taşındıkları büyük şehre uzun süre ısınamıyordu ve kendini çok mutsuz hisediyordu. Bu sahnede annesine karşı  hissettiği yoğun öfkesine, aşkını yaşayamamaktan kaynaklanan pişmanlık duygusu da eşlik ediyordu.

 

15Diğer bir sahnede, 19 yaşında İç Anadolu’daki bir üniversitede okuduğu bir ana geçiş yaptı. 13 yaşındayken ayrıldıkları şehirde kalan geçmişteki platonik aşkı ile bir şekilde bir araya gelip çıkmaya başlıyorlardı. Birbirlerinden uzakta oldukları için çok az görüşme şansına sahip olarak 1,5 yıl süren bu ilişki Derya Hn’ın mantığının bu ilişkiyi onaylamaması sebebiyle bitiyordu. Görüşmedikleri o 6 yıl boyunca aralarında ciddi bir uçurum oluşmuştu. Sevdiği genç adam, okumayıp çalışmayı ve tüm ailesine bakmayı seçmişti. Başka bir şehre sürekli gidip gelerek onu sık sık ziyaret edebilmesi söz konusu değildi. Derya Hn ise aralarındaki eğitim farkını oldukça önemsiyordu. Aylarca üzülüp ağlamasına rağmen ayrılık kararı aldığını ve asla geriye dönmediğini söyledi. Bu sahnede sevgilisini bir anda bırakıp gittiği için ve ilişkiye devam edemediği için kendini suçlu hissediyordu.

Tüm bu sahneleri keşfettikten sonra hepsini dönüştürmeye koyulduk.  Doğumunun gerçekleştiği esnada kız çocuk olarak doğduğu için babaannesinin kültürü gereği durumdan çok hoşnut olmadığını algıladı ve ona ” Bu evrenin planıydı. Beni bu şekilde kabul etmek zorundasın. Unutma ki senin annen de bir kadın…” dedi.

Diğer sahneleri de tek tek dönüştürerek içsel çocuk bölümüne geçtik. Ardından rehberiyle buluştuğu ana geldik. Rehber kelimesini ilk defa duyuyordu. Ona kısaca açıkladığımda rehberini algılayabildiğini ve onun karşısında gülümseyerek oturduğunu söyledi. Rehberinden herhangi özel bir mesaj algılamadı.

Şifa bölümünden sonra kendisi ile seansı değerlendirmeye başladık:

a) Gözlerinde yoğun baskı hissettiği anı hatırladı ve “ gözlerimde bozukluk var gerçekten de, hatta bu hafta hazır izindeyken göz doktoruna gidecektim. ” dedi. ” Seansta hissettiğim şey gerçek gibiydi ” diyerek de şaşkınlığını ifade etti. Seans esnasında çalışma konumuzla bağlantılı olan ve vücudumuzda kayıtlı olan tüm travma izlerinin açığa çıkabildiği için bu tarz bedensel duyarlılıkların normal olduğunu, bu sebeple Dr. Roger WOOLGER tarafından geliştirilen ” BEDEN TERAPİ” yöntemini uyguladığımızı söyledim.

b) Seans boyunca sürekli su içme ihtiyacı duyduğumu ve ilk defa bir seans sırasında 1 şişe suyu bitirmeme rağmen sanki hiç su içmemişim gibi ağzımda yoğun kuruluk hissettiğimi söyledim. Böyle bir şey bana ilk defa olduğu için dikkatimi çekmişti. O yüzden kendisine gündelik yaşam içinde çok su içip içmediğini sordum. “ Kendimi bildim bileli çok su içerim. Bir kerede en az 3-4 bardak su içerim. Her gece uyandığımda yaklaşık 1 litre su içerim çünkü ağzımda kuruluk oluyor, ne kadar içersem içeyim suyun tadını alamıyorum. ” dedi. Bunun üzerine şeker hastalığı olup olmadığını sordum. Hiç test yaptırmadığını söyledi. Kendisinden doktora gittiğinde bu durumu araştırmasını ve en azından önlem olarak şeker testi yaptırmasını rica ettim.

c) Bana öngörüşmede verdiği özel hayatına ilişkin bir detaya ek olarak seans içerisindeki ilk sahnede kendini erkek çocuğu gibi tarif etmesi, babaannenin erkek torun istemesi, küçüklükte çok bastırılmış bir ortamda büyümesi gibi sebepler yüzünden dişil enerjiye bakılmalı şeklinde not almıştım. Değerlendirme kısmında her ay regl dönemlerini çok ağrılı yaşadığını da söyledi. İlerde bu konulara bakmak üzere ikimiz de gerekli notlarımızı aldık.

d) Seans sırasında babaanne ile karşılaştığı sahnede , kendisini ifade etmişti fakat onu affetmek istememişti. Bu tarz durumlarda danışanı asla karşısındaki kişiyi affetmeye zorlamadığımız için  o bölümü o şekilde kapatmıştık.

***

Derya Hn ile seanstan bir gün sonra konuştuğumuzda ” Seanstan sonra başımda ağırlık gibi hafif bir baş ağrısı oldu, uyuyunca geçti. Akşam hafif bir mide bulantısı da oldu. Diğer günlere nazaran dün gece daha çok kalktım ve her kalktığımda da yarım saat kadar oturdum. Önceki günler kadar çok su içmedim. Dünden beri su içmem azaldı, gece kalktığımda 1 bardak su içebildim. Ben bunun mide bulantım sebebiyle öyle olduğunu düşündüm. Bugün mide bulantım yok. Sabahtan beri çok su içmedim yine. Normalde gece kalktığımda 1 lt su içerdim, hep ağızda kuruluk olurdu. Şu anda ağzımda kuruluk yok.” dedi.

Seansımızın üzerinden 2 gün geçmişti. O gece yatağa yattığımda herzamanki gibi eklentiler için günlük temizlik ve korumamı yaptım ( bu yöntemi seans sonunda danışanlara da öğretiyorum ). Tam gözlerimi kapamış uyumak üzereyken bir anda gözümün önüne yaşlı, kısa boylu, tombul, beyaz tenli, başı kapalı ve çok kızgın ve çatık kaşlı bir teyzenin yüz ifadesi geldi. Tanımadığım birine ait bu yüz ifadesinin Derya Hn’la ilgisi olabileceği fikri de bu bir anlık görüntüye eşlik etti ama üzerinde fazla düşünmeden uyudum.

Ertesi gün öğle saatlerinde Derya Hn beni aradı. Gece biraz tedirgin uyuduğunu, birkaç kez uyandığını , bunların seansla bir ilgisinin olup olmadığını sordu. Ben de”  seanstan sonraki ilk 1-2 gün nadiren de olsa gece uyanmaları olabiliyor. Size öğrettiğim temizlik ve korunma yöntemini uygulayın. Endişe edilecek bir durum yok. Bu arada bana babaannenizin bir resmi varsa gönderebilir misiniz? ” dedim. Fotoğrafı gördüğümde gece uyumadan hemen önce gözümün önüne gelen kızgın teyzenin Derya Hn’ın babaannesi olduğunu anladım. Belli ki Derya Hn’ın babaannesi torunu tarafından affedilmek ve kabul edilmek istiyordu. Açıkçası böyle bir seans benim de başıma ilk defa geliyordu. Normal şartlarda seans öncesi ve sonrası hem mekanı hem de kendimi temizleyip enerjisel koruma altına alırım ve danışanla ilgili bu tarz bağlantılara asla girmem. Ama buradaki babaanne belli ki durumdan aşırı rahatsız olmuştu ve bana bir karelik de olsa görüntüsünü yansıtarak bu konuya tekrar bakmamızı rica istemişti.

Telefon görüşmemizden sonraki günlerde Derya hn daha rahattı.

Seanstan 1 hafta sonra konuştuğumuzda “İlk 3 günü yoğun yaşadım. Onun dışında mide bulantılarım çok azaldı ve geçti. Su içmem ise eskiye oranla azaldı. ” dedi. 7. günden itibaren tamamen normale dönmüştü.

Yıllık izni bitmek üzere olduğu için ve benim yaşadığım şehre çok uzak bir yerden geldiği için 2. seansı da o şehrine dönmeden yapmaya karar verdik. Birçok ilki bir arada barındıran ve benim için de enteresan bir deneyim olan bu seansların ikincisi ise yazının 2. bölümünün konusu.:)

 

(DEVAM EDECEK…)

NOT: Her yazımın altında çoğunlukla eklediğim özel “NOTLAR ” bölümü ikinci yazının altında topluca belirtilecektir.

Sevgilerimle…