BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ: ” KİVİ ALERJİSİ ” ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Şermin diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başında, bekar ve çalışan bir kadındı. Kendisiyle 2020 yılında çalışmaya başladığımızda ana konumuz iş hayatıyla ilgili sorunlardı. Ancak seanslarda ilerlerken başka alanlarda da geri-bildirimler aldığım için hem alerji hem de psiko-biyoloji konusuna örnek olması açısından bu vakayı paylaşıyorum.

2. SEANS: Bu seansta ana karnı ve 0-6 yaş dönemine bakmaya niyet ederek bir araya gelmiştik. Ana karnı dönemini keşfederken annesinin çocuk denecek yaşta kendinden çok büyük yaşta biriyle zorla evlendirildiğini, yaşı küçük olduğu için birkaç sene sonra Şermin hn’a hamile kalınca resmi nikah yapıldığını ve bir çocuk gelin olarak bu dönemi bir nevi tecavüz hisleriyle geçirdiğini öğrendim.

Hamilelik sürecini yalnız, desteksiz ve korkularla geçiren annenin doğumu da oldukça zor geçince apar topar sezaryene alınıyordu.

Doğumdan sonra 0-3 yaş dönemine dair önemli bir anıyı keşfediyorduk ki Şermin hn kendiliğinden başka bir anıyı hatırladı.

Buradan sonra Şermin Hn ergenlik döneminde geçen ve taciz içeren birkaç anıyı daha hatırladı ve bu sebeple seansın akışı mecburen değiştirmek zorunda kaldık. Bu taciz anlarını daha önce hiçbir yerde kimseyle konuşamadığını belirttiği ve olumsuz etkilendiğini gördüğüm için bu konuya öncelik verip beden terapi ağırlıklı ilerledik. Ana karnı ve 0-6 yaş dönüştürme konusunu ise başka bir zamana bıraktık.

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-Kg bağlantısı

-Sık idrara çıkma

-Yaşam enerjisi düşüklüğü ve

-Kivi alerjisinin bu konularla bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

-Ana karnı dönemini keşifte kaldığımız için, bir sonraki seansta mutlaka ana karnından başlayarak ilerle.

NOT: Geri-bildirim ve NOTLAR bölümleri vakanın ikinci bölümünde yer alacaktır.

KAYGI VE KORKULAR HAKKINDA BİR VAKA

Standard

D4

İsmine Defne diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarının başında, evli, çocuklu ve yurtdışında yaşayan çalışan bir kadın. Kendisiyle yıllar önce Türkiye’de bulunduğu bir sırada hem bireysel hem de Bağlar Çalışması ile birer kez çalışmıştık.

Bu sefer yurtdışında olduğu için ve dünya çapında devam etmekte olan Covid 19 etkileri sebebiyle yüz yüze çalışamayacağımız için online seans yapmaya karar verdik.

Çalışmaya geliş sebebi: Sürekli kızının başına birşey geleceği korkusu ve özellikle su ile ilgili  konularda aşırı kaygılanma.

D1Seansa başlamadan evvel yaptığımız ön görüşme bölümünde, 3 yıl önce kızı Türkiye’de iken kendisinin olmadığı bir tatil ortamında havuzdan çıkarken merdivene çarparak yaralandığından bahsetti. Şu anda yurtdışında bulundukları ülkede her haftasonu tekneyle açılarak gölde yüzdüklerini ve eskiden böyle bir korkusu olmamasına rağmen son dönemde tekne rüzgar sebebiyle her yan yattığında göle düşmekten ve özellikle de kızının başına birşey gelmesinden korkmaya başladığını belirtti. Gölün suyunun bulanık olması sebebiyle kaygıları daha da artıyordu.

Bunun haricinde seansta çalışma konumuz olmamasına rağmen ek bilgi olarak son aylarda ara sıra burnuna soğan kokusu geldiğinden bahsetti. Bunun üzerine soğan kokusunun onun için ne ifade ettiğini sorduğumda hiç hoşlanmadığı bir koku olduğunu ekledi. Normalde olmayan bir koku duymasının tıbbi bir soruna dayanma ihtimali olabileceğini, bazı hastalıklarda kişilerin burnuna farklı kokular gelebileceğini belirterek bu konuda önlem olarak ilk etapta mutlaka bir tıp doktoruna gitmesi gerektiğini hatırlattım ve sonra asıl seans konumuz olan kızına yönelik son dönemde oluşan kaygılarını seçtik.

Kendisiyle uzun zamandır seans yapmadığımız için seans başında kısa eklenti temizliği ile başlatmayı önerdim. Kabul edince seansa o şekilde başladık.

 

seans

 

Bedeninde yoğun duyarlılıklar olması ve yüksek sayıda eklenti algılaması sebebiyle ilk etapta eklenti çalışmak zorunda kaldık:

1.EKLENTİ: 3 Ay önce mart ayında, Covid 19’un yeni çıktığı dönemde bir iş seyahati nedeniyle uçağa binmek zorunda kaldığı gün çektiği eklenti grubu:

a) Covid 19’a yakalanma korkusu nedeniyle çektiği 5 eklenti

Etkileri: Neredeyse her gün baş ağrıları; cinsellikten uzaklaşma;  çocuğu için daha çok kaygılanma; kafa karışıklığı, unutkanlık, dalgınlık nedeniyle son 3 aydır işlerine odaklanamama; ses tonunun arada tizleşmesi ve kendini ifade etmekte zorlanma; diyet konusunda iradesizlik ; daha öfkeli ve tahammülsüz olma gibi etkileri olmuştu.

D3b) O iş seyahatinde diyetini bozduğu için kendine duyduğu öfke sebebiyle çektiği 4 eklenti

Etkileri: Gerginlik; daha depresif ve karamsar olma; son 3 aydır daha çok üşüme; boğazında ara sıra oluşan gıcık ve işyerinde yeni gelen eleman sebebiyle kaygı ve endişelere sebep olmuşlardı.

2.EKLENTİ: 2 Yıl önce kızının yaşadığı bir kazada o sırada arkasında olmasına rağmen durumu engelleyemediği için hissettiği suçluluk duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Sinüslerde hafif ağrılar

Bu bölümde bu eklentileri çekme nedenlerine kısaca baktıktan sonra eklentileri gönderdik.

E8

Defne hn’ın herşeyi kontrol etme arzusu nedeniyle sürekli huzursuz oluşu, her şekilde kendini suçlu hissetmesi ve öfke sorunu dikkatimi çektiği için biraz bu konuda bilgi aldıktan sonra içsel çocuk çalışması yaparak seansı noktaladık.

Seans sonunda kendime aldığım özel notlarda:

-2 aylık bebekken kreşe verildiği

-sürekli hastalanması nedeniyle ilkokula başladığı dönemde annesinin iş hayatını bırakmasından dolayı suçluluk duyduğu

-anne ve baba ile kopuk olması vb nedenlerle ilerde ana karnı+0-6 yaşa regresyon çalışmasına ve gerekirse Bağlar Çalışması’na katılmasını tavsiye ettim.

 

g2

4 GÜN SONRA:
Eylül’cüm ben de sana yazacaktım. Kalp kalbe karşıymış.
1 gün sonra değişik bir durum yoktu fakat kendimi sırtımdan yük kalkmış gibi hissediyorum ilk günden beri.
Seans sonrası bugün ilk kez tekneye çıktık, ve normal şartlardan çok daha yüksek bir rüzgar vardı tekne defalarca yattı ve korkum kalmamıştı.
Ayrıca sana bahsettiğim bir soğan kokusu durumu vardı ya şok şok şok o da geçti. ❤❤❤
Sana bütün desteğin için teşekkür edecektim.
………………
Çok teşekkür ediyorum yeniden.
sevgiler 

 

 

5 GÜN SONRA:

Evet kısa temizliği her gün yapıyorum

ayrıca bugün de çıktık, rüzgar daha sertti korkmadım aksine çok keyif aldım. bu kadar kısa sürede bu kadar değişiklik beklemiyordum açıkçası.
çook çok sevgiler  “
 2 HAFTA SONRA:
Tekne ile ve bulanık deniz ile korkularımı epey aştım.

Koku şimdilik yok gibi.

çok yoğun bir hafta oldu kendimi dinleyemedim bile 
Ama çok çok iyi hissediyorum.
Tekrar çok çok teşekkür ediyorum ….
❤🙏🏻      “
D516 GÜN SONRA:

” …….

8 aydır süren kol ağrım da geçti, inanamıyorum..
tekrar teşekkür ediyorum ❤❤❤
2️3 GÜN SONRA:
” ……..          ………..       ……..
ben farkettim ki ben de kızıma yansıma yapıyorum.
Dün hele o kadar eksik yanlış ve kötü hissettim ki, bir baktım ..X..(kızı ) ile bir sohbetimize, aynı şeyi ben de ona yapmışım.
Yani kızımı sürekli eleştirip kendime göre yontmaya çalıştığımı farkettim. çok üzüldüm…O dimdik yürüyen ..X..’den eser yok.
Yaptığı herşeyi eleştiriyorum diye o kadar sinmiş ki benim onayımı almadan hiçbirley yapmıyor artık, yapsa da beni üzer mi ben kızar mıyım derdinde. içim yandı kavruldu.
Ama olayları hiç bu denli net yaşayıp anlamamıştım.
Kaldı ki aynı babamın bana yaptığını ona yapıyorum.
Ben otoriteden ne kadar korkuyırsam o da güçlü karakterli arkadaşlarının yanında güçlü duramıyor, hep onların boyunduruğu altında.
evet büyük bir aydınlanma yaşadım
paylaşmak istedim seninle de.
Vakayı elbette paylaşabilirsin,
…………………………  “
Ş11
NOTLAR:
1- Bebeğin anneye yöneliminin erken dönemde kesintiye uğraması nedeniyle çocuk anneden, hatta bazen babadan bile duygusal olarak uzaklaşabilir.
Bu vakada bebek 2 aylıkken kreşe verilmişti ( o dönemde çalışan annelerin doğum izni kısıtlı olduğu için ) ve çocuk 8 yaşına gelene kadar sürekli hastalandığı için annesi sonunda iş hayatını bırakarak çocuğuna kendisi bakmayı tercih etmişti.
Uzunca bir süre içe çekilmiş olan çocuklar artık ihtiyacı olanı anneden istememeyi öğrenirler. Hayatlarını sürdürürken normal güdüleri olan ihtiyaçlarını anneden talep etme ve alma yetisini,  artık anne tamamen geri dönmüş olsa bile kaybedebilirler.
Bu sebeple, Defne Hn’ın düşündüğünün aksine ilk etapta baba ile ilişkisine değil anne ile ilişkisine bakacağız.
2-Burada detaya girmediysem de bu konunun, sürekli aç dolaştığını söylemesine rağmen bir türlü kilo verememesi ile de ilgisi var.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR TETİKLENME HİKAYESİ

Standard

B2

İsmine Büşra diyeceğim danışanım, 30’lu yaşlarının sonlarında bekar ve çalışan bir kadındı. Kendisiyle 2017’nin yaz aylarından beri ara ara gerektikçe yani konu benim alanıma girebilecek bir konu oldukça çalışıyoruz. Aslında uzun zamana yayılmış bir çalışma olduğu için toplu olarak kitabıma ayırdığım vakalardan biriydi ancak beden terapi ile ilgili bir örnek olması açısından burada sadece 11. seansımıza yer vereceğim.

2020 başlarında yaptığımız 11. seansa başlamadan evvel 10. seanstan sonraki dönemde bilmem gerekenlerle ilgili geri-bildirimlerini sorduğumda:

1- X.. dizisini ( çocuk istismarı temalı bir dizi ) izledikten sonra tetiklendim. Belim ve omuzlarım ağrımaya başladı. Bu normalde de çok stres yaşadığım zamanlarda ara ara olurdu yani yıllardır vardı.

2-İki sene önce yoga yapmaya başlayana kadar bedenimle bağlantım yoktu. Yoga yapınca iyi geliyor ama sonradan tekrar o halime dönüyordum.*

3-İşlerimdeki artış devam ediyor. Sadece benim sağlık durumum sebebiyle ertelemeler oldu. Hala yeni müşteriler geliyor.

 

Bu geri-bildirimlerden sonra ..X.. dizisini izledikten sonra tetiklenen konusu ile ilgili sorular sormaya başladım. Hatırlayabildiği kadarıyla 6-11 yaş arasında yaşadığı tacizleri kronolojik olarak not ettim.

 

seans

 

Seansa başladığımızda verdiğim komut üzerine Büşra hn ilk tacizin yaşandığı, henüz 2 yaşında olduğu ve normal şartlarda hatırlamadığı bir sahneye geçiş yaptı. Burada kendime aldığım özel notta ” ayaklarını sıkarak içeri büküyor bu sahnede ” yazmışım. Ailece gezmeye gittikleri bir günde gezmeye gittikleri ailenin oğlu tarafından başka bir odaya götürülüyor ve orada ergen yaşlarda olan ailenin oğlunun soğuk ellerini kıyafetinin içine sokarak bedenine dokunduğunu söylüyordu.

 

B3Bir Sonraki Taciz: 4 Yaşında enişte tarafından gerçekleştiriliyordu. Bu sahneyi de seans sırasında verdiğim komut üzerine hatırladı. Benzer şekilde bir aile gezmesi sırasında şeker verme ve oyun oynama bahanesi ile evin yatak odasına götürülerek yatağa uzandırılıyordu. Bu oyun adı altında geçen sohbet sırasında kapının kilitlendiğini ve pantolonunu çıkaralım mı diye sorulduğunu hatırladı. Bu esnada pantolon çıkarılmasına tepki verince oyun kıyafet üzerinden ilerliyordu.

Buradan itibaren zaten ön görüşme sırasında hatırladığı :

6 yaş: Komşunun kocası tarafından sıkıştırılmaları

B4

8 Yaş: Sokakta yürürken mahalledeki marangoz tarafından çağırılarak ardından kapının kapatılması ve marangoz masasının üzerinde taciz edilmesi ile ilgili anı ( ki burada sadece taciz değil, buradan çıkamayacağım galiba ve beni öldürebilir düşünceleri de olduğu için şu ana kadar olan sahneler arasındaki en olumsuz kareler buradaydı. Tam anlamıyla bir tecavüz gerçekleşmemiş olsa da oradan çıktığında tecavüze uğramış gibi hissettiğini, donup kaldığını ve kimseye birşey anlatmadığını belirtti. Ayrıca o dönemde bu donukluğu annesi tarafından farkedilmediği için annesine içerliyor ve o günden sonra kimseyle birşey konuşmamaya karar veriyordu. )

9-10 Yaşları: Yakın çevresindeki ergen yaştaki bazı erkekler tarafından dokunmalar ve zorla öpmeler içeren sahneleri

sırasıyla beden terapi ağırlıklı çalışarak dönüştürmeye çalıştık.

Ek olarak seans sonunda sınır belirleme konusunda yine bedeni içeren extra bir çalışma yaparak seansı noktaladık.

 

Kendime aldığım özel notlarda:

-Kilo konusuna katkısı olacağını düşünüyorum. Takip ederek karar ver.

-24 Gün önce yapılan 10. seanstan bu yana kiloda değişim başlamış mı diye görmek için  yine ofiste bulunan aynı tartı ile tartılmasını rica ettiğimde, kilosunun 1,4 kg azalmış olduğunu gördük.

-İlerde tetiklenme sürerse gölge hayat çalışılmalı.

 

12

3.GÜN:

” Merhaba Eylül Hanım,

Kendimi çok iyi hissediyorum. 18 yaşındaki hallerim gibi içim içime sığmıyor, enerjim cok yukseldi. Bedenim bariz bir sekilde ısındı, onceden kendimi isitmam cok zordu. Ara ara aglama istegi geldi. Babama ne kadar özlem duyduğumu ve annemi ne kadar sevdiğimi hatırlayıp bayagi bir agladim. Agrilarim cok buyuk bir oranda azaldılar. 
Teşekkür ederim:)    “
9.GÜN:

Merhaba Eylül Hanım,

B6Kendimi çok değişik hissediyorum. Bu bir hafta içerisinde neden bir partnerimin olmadığını düşünerek ve buna üzülerek geçirdim. Yakınlığa ne kadar ihtiyacım olduğunu fark ettim. Nasıl bu kadar doğal olan bir isteği bunca zaman kendimden bile saklamaya çalıştigima inanamadim ve buna ne kadar enerji harcadığımi gördüm. Bugün itibariyle buna üzülmemin beyhude olduğunu düşünmeye başladım. Sanki o tren kaçmış gibi düşünürken, neden şimdi içinde huzurlu hissettigim bir ilişki yaşamayayım diye düşünmeye başladım. Bu ihtimali düşünmek bile fazlasıyla enerjik hissettiriyor. Artik agri hissetmiyorum. Bundan sonra yapacagim ve yapmak istedigim her seye enerjimin yetecegini düşünüyorum ve bunu düşünürken  heyecanlanıyorum. 
Çok teşekkür ederim 🙂    “
Konu artık ilişkilere geldiği için kendisine birkaç kitap önerisi içeren emaille cevap verdim.
Bu seanstan kısa bir süre sonra başka bir konu için randevu talebinde bulunduğundan yaklaşık 1 ay sonra tekrar bir araya geldik. O seanstan sonraki geri-bildirimlerle bu seansın geri-bildirimlerinin karışmaması için ilerleyen tarihteki geri-bildirimleri buraya eklemedim.
Ş11NOTLAR:
1-*: Büşra Hn’ın yoga yaptığı zaman kendisini daha iyi hissedip daha sonra tekrar eski haline geri döndüğünü belirtmişti.
Tüm ruhsal travmalarımız zaten beden hafızamıza kaydedilirken, söz konusu olan bedene yönelik bir tehlike-zarar içeren ( taciz, tecavüz, fiziksel şiddet-dayak, kaza, ameliyat vb ) travma olduğu zaman işin içine bir de bedenin yaşadığı travma giriyor. Bu tip durumlarda kişi o anda acıya dayanamadığı noktada-hissetmemek için ruhunun bir parçası bedeninden ayrışabiliyor. Şamanlar buna ” ruhun kayıp parçası ” derler. Konuyu ruh, beden, zihin bütünlüğü olarak ele alırsak, aynı anda hem bedenin hem ruhumuzun yaşadığı bir travmada bu ayrışma çok daha güçlü olabiliyor. Dolayısıyla bedende olmayı gerektiren bir faaliyet olan yoga yaparken iyi hissedebilirsiniz ancak orada ciddi bir ayrışma varsa bunu ancak o çok derinlerdeki yarayla yüzleşerek ve gerekli dönüştürme işlemini yaparak ve yine bedenle çalışarak şifalandırabilirsiniz. Ancak o zaman kaybettiğiniz ruh parçanız size kalıcı olarak dönebilir.
B5
Benzer bir yorumu başka danışanlardan da duymuştum: ” Eylül hn,  daha önceden yoga yapmadan duramazdım 3 gün. İçimde sürekli sıkıntı ve kötü hisler olurdu. Şimdi bunlar çok çok azaldı ve çok uzun zamandır yoga yapmıyorum. Buna rağmen kendimi kötü hissetmiyorum…” . Bu sebeple ayrışma konusunun önemine değinmek için biraz detaya girdim.
2- Yıllardır online seans yapmama kararımda etkili olan en önemli sebep, konunun beden terapi gerektirebilecek bir konu çıkabilme ihtimalidir. Beden terapi için mutlaka yüz yüze çalışmayı tercih ediyorum.
Karantina sürecinde artık online görüşmelere başladıysam da burada bile ön görüşme yapmadan direkt olarak seans için randevu vermiyorum. Ön görüşme sonrasındaki değerlendirme bölümünde şu konular şu teknikle online olabilir ama şu konular mutlaka yüz yüze görüşme gerektirir gibi yorumlarda bulunuyorum. ( Eğer konusu benim alanıma giriyorsa )
3-Bu vakada Büşra hn geçmişinde uzun yıllar psikoterapi görmüş ve farkındalığı yüksek birisi olması sebebiyle ..X..dizisini izledikten sonra tetiklendiğini farketti. Burada çok küçük yaşta olanları normalde hatırlamasa da sonuçta beden kayıt tuttuğu için benzer bir hikaye ile karşılaştığında ağrıları daha da arttı. Bu örnek, şimdiki hayatta yaşanan bir travmanın tetiklenmesine örnek olarak paylaşıldı ama tetiklenme konusu o kadar geniş kapsamlı bir konu ki tetiklendiğiniz şey bazen bireysel olarak sadece size ait bir anı bile olmayabilir.
Bu hassas konuyu yazmama izin verdiği için Büşra Hn’a tekrar teşekkür ederim.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

KİLO ALMA-VERME DENGESİZLİĞİ ÜZERİNE BİR VAKA ( 3. Bölüm )

Standard

F1

Fulya Hn ile Bağlar Çalışması’ndan 8 gün sonra ikinci bireysel seans için bir araya geldik. Seansa geçmeden önce birkaç geri-bildirimde bulundu:

1-Herkes bakışların değişmiş, yüzünün ifadesi değişmiş diyor. Eşim bile story’deki fotoğrafımı görünce, ne kadar canlı bakıyorsun dedi. ( eşi o sırada yurtdışındaydı ve sosyal medyada paylaştığı fotoğrafı için yorumda bulunmuştu )

2-Bağlar Çalışması sonrası, iki gün yemeğe saldırdım, sadece tatlı yedim. Tatlı benim bütün dünyamdı. Hatta rahat rahat tatlı yiyeyim diye rejim yapardım.

 

Bu geri-bildirimlerden sonra seansa başladık. Fulya hn henüz seansa başlamadan evvel son günlerde ışığa hassasiyetinin arttığından ve evlenmeden önce başına gelen bir olay nedeniyle eklentiden şüphe ettiğinden bahsetti. Bunun üzerine seansa direkt olarak kısa eklenti temizliği ile başladık. Fulya Hn bu sefer 2’nin üzerinde eklenti algıladı.

 

1.EKLENTİ: Ailesinin , 2004 yılında evlenmek istediği zaman, kendisine karşı tarafın ailesi tarafından büyü yapıldığını düşünmesi sebebiyle onu bir hocaya götürdüklerinden bahsetti. Bu hocaya 6 ay boyunca gidilip gelindiğini, sırf anne-babası kendisinde herhangi birşey olmadığını görürlerse belki evlenmesine razı olurlar umuduyla bu hocaya gitme fikrine karşı çıkmadığını ekledi.

Bu noktada ortaya çıkan bilgi, bu hocaya gidip gelme sürecinde o mekandan kendisine bilinçli olarak 6 tane bedensiz, negatif varlığın yüklendiği idi ( ailesinin bilgisi dışında ). Bu nasıl oldu diye sorduğumda ise o 6 aylık sürecin nasıl geçtiğini ve kendisine nasıl bir işlem uygulandığı ile ilgili bilgiler verdi.

Etkileri: Aniden sinirden ağlamalara; sol gözünün aşırı derecede ağrımasına yol açmışlardı. Bu konuda son 5 sene içinde defalarca doktora gittiğinden ama herhangi bir sorun tespit edilemediğinden bahsetti. Son çare olarak en sonunda gözlüğünün camının değiştirilmesine karar verilmişti fakat hassasiyette değişiklik olmamıştı. Bu eklentiler, tokken bile yemek yemesine ve kilo almasına da sebep olmuşlardı.

Eşiyle ve çocuklarıyla yurtdışında birlikte yaşadıkları eve girdiği andan itibaren çok öfkeli olmasına, eşine ve çocuklarına bağırmasına sebep olmuşlardı. Bu bölümü anlatırken kafasında karıncalanma olduğundan bahsetti. Ayrıca migren tarzında yoğun baş ağrıları yaratmışlar ve diğer insanlara göre vücut ısısının daha yüksek olmasını sağlamışlardı. Lisede iken hep yün çorapla yatan biri iken şu anda Avrupa’nın oldukça soğuk bir ülkesinde yaşarken yün giyemeyip kışın ise sırf hasta olmamak için giydiği paltoyla bile önü açık olarak dolaşmasına sebep olmuşlardı. El bileklerinde güçsüzlük ve sol el bileğinde ağrı yaratmışlardı.

Burun kaşıntıları, sol gözde seğirmeler, karında şişkinlik- gaz, ellerde ve üst damağında uyuşmalarla da ilgileri vardı. Yanlış anlamalar, hemen sinirlenme ve o dönemden başlayarak bu yıla kadar ani öfke patlamaları olduğu zamanlarda kızlarına vurmasına sebep olmuşlardı.

Enerji düşüklüğüne, aşırı uyumasına, çocuklarını okuldan alıp eve getirmeden önceki 1 saatlik arayı bile yemek yapmak yerine uyuyarak geçirmesine, sürekli burnunun kaşınmasına sebep olmuşlardı.

 

F4.jpg

Ben, geçmişimde böyle şeylerle ( hoca, büyü vb ) alakası olmayan, lafının bile geçmediği bir çevrede yetişmiş biri olarak bir insanın başka bir insanın hayatını herhangi bir şekilde etkileme olasılığına inanmazdım. Hatta eskiden nazara bile inanmazdım. Dolayısıyla böyle vakalarla karşılaştığımda meraktan bazı detaylar sorarım ki farklı insanlardan aldığım bütün bu bilgileri bir havuzda toparlayıp insanların bu şekilde kandırılmamaları için ilerde topluca bir dosya ya da kitapçık hazırlayacağım. Burada Fulya Hn’a da bazı detaylar sordum.

Hocanın karısıyla birlikte bu işi yaptığını, kadının içine birtakım varlıkların girerek adamın sorularına yanıtlar verdiğini , bunları izlediği esnada çok korktuğunu söyledi.

 

**********

Uzun ve detaylı etkileri öğrenme bölümünden sonra bu eklentileri gönderme bölümüne geçtiğimizde* diğerlerinin gittiğini ama ellerinde bulunan 2 adet eklentinin hala gitmediğini belirtti.

Bu tip durumlarda daha önceden edindiğim izlenim, eklentileri kendinize çekmenizin sebebine çalışılmadığı müddetçe bu varlıkların asla gitmediği yönünde olduğu için sebebini sorguladım.

 

F5Bu noktada, eşine karşı suçluluk duygusu olduğunu farketti. Nedenini irdelediğimizde, o hocalar tarafından kendisine verilen bir adet muskanın şu anda hala yurtdışında ailesiyle birlikte yaşadığı evde olduğunu ve bunun eşi ve çocukları üzerinde olumsuz etkileri olması sebebiyle ruhen kendini suçlu hissettiğini ekledi.

Bunun üzerine; ülkesine döner dönmez evindeki o içinde ne yazdığını bile bilmediği muskayı uygun bir şekilde evden uzaklaştırmasını tavsiye ettim. Bunu yaptığı zaman da hem kendini hem evini kısa eklenti temizliği ile temizleyerek koruma uygulamasını tavsiye ettim. Hatta bunu gerçekleştirdiği zamandan sonra evde yaşayanlarda herhangi bir değişiklik olup olmadığı konusunda bana bilgi vermesini rica ettim. Aksi takdirde benim için bütün bu konuşmaların bir önemi yoktu yani İngilizce’deki argo tabiriyle ” HOT AIR ” dı. Sonuçta değişiklik olduğu takdirde ben bu bilgileri dikkate alarak kenarda biriktirdiğim vaka havuzuna ekleyecektim.

 

g2

1 GÜN SONRA: (Hala Türkiye’de iken )

” İyi geceler,

Bugün sakin bir gün geçirdim. Hep evdeydim. Işık hassasiyetim çok azaldı. Akşam gözlüksüz dışarı çıktım, hiç rahatsız olmadım. Yemek yemem normaldi. Tatlı yemedim. Özellikle çikolataları göz önüne koydum. Hiç birinden yemedim. Ama dün gece hiç uyumadım. Gözlerimi kapatamadım. Hala da uykum yok.  Umarım bu gece uyuyabilirim.

2. GÜN :

Günaydın,
Gece sağ bacağım kendiliğinden hafif kasılır gibi oldu. Küçük kızım uykusundan uyanıp kabus gördüğünü söyledi. Bende 7 kere ayetel kürsi okudum. Sonrasında farkına varmadan uykuya dalmışız.  “

Bu geri-bildirim üzerine ülkesine ne zaman döneceğini sorduğumda 2 gün sonra yola çıkacaklarını belirtti.

8.GÜN: ( Yurtdışında Kendi Evinde İken )

” Merhaba Eylül Hanım,

Dediklerinizi aynen yaptım.  Evdeki muskayı attım, evimi temizledim. Herşey yolunda. Kendimi çok iyi hissediyorum.  Okula başladığım ilk gün herkes bana ne kadar gençleştiğimi söyledi. Hatta geçen akşam eşim bile dedi. Size ne kadar teşekkür etsem az. Umarım herşey gönlünüzce olur.
Sevgiler

Bunun üzerine, uyku sorununun düzelip düzelmediğini ve tatlı ataklarının ne durumda olduğunu sorduğumda aynı gün verdiği yanıt:

Hiç birşey kalmadı. Mesela bugün öğle arası arkadaşlarla yemek yemeğe gittik. Ben sadece çay içtim.  Bu benim için imkansız ötesi birşeydi. Ama gerçekten hiçbirşey istemedim.
Birde birşey daha demek istiyorum; muskayı akşam saatlerinde attım. Sabah kalktığımda attığım elimin ortası 5 kuruş büyüklüğünde morardı. Bütün gün öyle kaldı. Ertesi gün geçti. Bunun onu atmamla bir ilgisi olabilir mi yoksa sadece tesadüf mü?

Kendisine verdiğim yanıtta: bu konuda emin olamadığımı ama o eliyle tutup attığı için olabileceğini söyledim. Sonuçta ben de hiç bilgim olmayan bir konuda bir ilk yaşadığım için net açıklama yapamadım ama benim için burda önemli olan kısmı şuydu: Evden gönderdiğiniz için elinizde morarma yaratan şey, sizin için iyi birşey olamaz. Onu evden çıkarttıktan sonra kendisi ve çocukları rahat uyku uyumaya başladıkları için de evden göndermekle iyi birşey yaptığını düşünüyorum.

Bu yazının kontrolü ve onayı için kendisine taslak metni gönderdiğimde 20 kasımda aldığım geri-bildirim:

Çok çok güzel olmuş. Hiçbirşeyin eklenmesine veya çıkarılmasına gerek yok. Bu arada kendimle ilgili bir bilgi de vermek istiyorum:  artık akşam yemeği bile yemiyorum.  İmkansızı başarmak beni inanılmaz mutlu ediyor.  Bugün korkunç şekilde yorgunum ama hiçbir yerim ağrımıyor. Bu anlar benim için çok kıymetli. Kendimi zorlasam yorgunluğumun bile tadını çıkarabileceğim.
Herşey için tekrar teşekkürler. İyi akşamlar.

Bu iştah değişiminin kilosuna yansımaya başlayıp başlamadığını sorduğumda aldığım yanıt:

Şimdiden 5 kilo verdim. ”  ( 30-35 günlük sürede )

8

NOTLAR:

1- Bu tarz “sözde hoca” hikayeleriyle karşılaştığım ilk seans bu değil malesef. Son bir-iki yıl içinde buna benzer başka vakalarla da karşılaştım. İlk rastladığımda şaşırıyordum çünkü bu tip bir etkiye maruz kalan kişilerin hiçbiri cahil insanlar değillerdi. Bu sözde hocalar tarafından kandırılan kişilerin içlerinde akademisyenler, psikologlar, Kuran Kursu hocaları, yöneticileri bile vardı. Bu SÖZDE hocalar kendilerini çok iyi niyetli, şifa amaçlı muska veren kişiler olarak tanıtıp bir şekilde onları etkileri altına almışlardı. Kendilerine danışan yollanmasını sağlayacak şekilde karşı tarafta etki yaratanlara bile rastladım.

Benim bildiğim İslam’da, bir insanın hayatına etki edecek herhangi bir şey-ritüel yapmak; o insana kötü enerji yollamak; o insanın özgür iradesine müdahale edecek şekilde o kişiye birtakım negatif etkisi olan varlıklar yüklemenin adı büyüdür ve büyü yapmak da yaptırmak da en büyük günahlardan biridir.

Bu vakada, güya kızına karşı taraf büyü yaptırdı, kızım ondan dolayı bu adamdan vazgeçmiyor diyerek kızını hocaya götüren baba kötü niyetli miydi? Hayır, kendince kızını kurtarmaya çalışıyordu. Ama götürdüğü yerde kızına yapılan ve verilen şey asıl büyü etkisi yaratmıştı. Torunları bile orda verilen muska nedeniyle evlerinde uyuyamıyor, kabuslar görüyorlardı. Ne zamanki o muska evden gitti…torunları bile normal uyku uyumaya başladılar.

O yüzden, içinde ne yazdığını bilmediğiniz hiçbir şeyi üstünüzde veya evinizde taşımamanızı tavsiye ederim. Arapça bilen bir tanıdığınıza, yakınınıza sorabilirsiniz.

İlla ki birşey taşımak istiyorsanız, Kuran’da bir çok sure var. Onların açık olarak yazılmış halini evinizde taşıyabilirsiniz. Kendiniz açıp Kuran’da olan sureler okuyabilirsiniz, korunmak için dua edebilirsiniz ama lütfen gücünüzü böyle kişilere teslim etmeyin.

2-* : Bu büyü konusu ortaya çıktığı zaman bunu gönderdiğimizi söyledim. Buraya ek açıklama yapmak istedim ki yanlış anlama olmasın.

Ben hiçbir şekilde bu varlıkları görmüyorum. Seansta danışan da birşey görmüyor. Yani korkulacak herhangi bir sahne yaşanmıyor…korku filmlerindeki gibi kareler olmuyor. Bütün bilgileri danışan üzerinden alıyorum. Yani onun üzerinde ne olduğunu, ne zaman geldiğini, nasıl geldiğini sorularla buluyoruz . Bunlar sadece negatif bir enerji formu ve sebebine çalıştığımız zaman artık tutunacakları birşey kalmadığı için gidiyorlar. Extra olarak kinesiyoloji kullanarak gidip gitmediğini test ediyorum. Zaten bunu da danışanın bedenen rahatlamasından ve ilerleyen tarihlerdeki geri-bildirimlerini takip ederek anlayabiliyoruz.

Bizzat bedenlerindeki değişimi gözümle görmesem, herhalde asla inanamazdım.

3- Kilo vermeye başlamasının asıl sebebi: Bağlar Çalışması’nda aile ilişkilerine ve özellikle baba ile ilişkisine detaylı çalışmış olmamızdır. Bu seanslar sırasında benim için piyangodan çıkan eklentiler, sadece iradesiz olmanızı sağlayabilirler ve belki abur cubura yönlendirebilirler. Ancak içinizdeki derin duygusal boşluğun nedenlerine yani duygusal beslenmenizin sebeplerine çok detaylı bakmadığınız müddetçe kilo vermek adına yapacağınız zoraki herşey geçici bir etki yaratacaktır.

Kilo sorunu, çok katmanlı bir konudur ve herkesin duygusal beslenme sebepleri farklı olabilir. Bu yüzden herkes için genel-geçer olarak uyguladığım paket bir programım yoktur. Ancak kişiyle bire-bir çalışarak ve gözlemleyerek sebepleri bulabiliriz.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

KİLO ALMA-VERME DENGESİZLİĞİ ÜZERİNE BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

F1

 

BAĞLAR ÇALIŞMASI:

İlk bireysel seanstan yaklaşık 3 ay sonra Fulya Hn ile bu sefer Bağlar Çalışması için bir araya geldik.

seans

 

1.SEANS: Köken aile ilişkileri temalı bir çalışma yaptık. Bu çalışma sırasında dikkatimi çeken konu, Fulya Hn’ın babası tarafından görülme ve onaylanma isteği oldu.

Babasının kendi ebeveynleriyle olan ilişkilerinin de Fulya hn ile babası arasındaki ilişki üzerinde etkisi olduğunu farkettik. Bunu dönüştürecek şekilde bir çalışma yaptık.

 

2.SEANS: Aynı gün yaptığımız bu ikinci seansta Fulya Hn, konu olarak kilo sorununu seçti. Kilo temalı yaptığımız seans sırasında babaanne üzerinde Fulya hn’ın babasını da etkileyecek şekilde regresyon terapide eklenti olarak isimlendirdiğimiz bir bilgiye rastladık ki bu, grup çalışmalarında çok rastladığım bir durum değildir.

Babaanne bu eklentiyle mücadele olarak güçlü hissedebilmek için extra kilo kalkanı oluşturmuştu. Fulya Hn’ın onayladığı üzere baba tarafında babaannenin de kilo sorunu vardı ve ailede babaanneye en benzeyen kişi kendisiydi. Babaanneden beri ileri gelen bu eklenti konusuna çalıştıktan sonra seansı sonlandırdık.

***

Bağlar Çalışması’ndan 3 gün sonra Fulya hn:

İyi akşamlar Eylül Hanım,

Ben bu ayın 17 sine kadar burdayım. Eğer programınız çok yoğun değilse regresyon randevusu yapabilir miyiz? ” yazarak ülkesine dönmeden önce bireysel seans talebinde bulundu.

 

F4Bağlar Çalışması’ndan 4 gün sonra:

” İyi akşamlar ,

Sizinle paylaşmalı mıyım bilmiyorum? Ama içimden bir ses size demem gerektiğini söylüyor.
Pazar günkü bağlar çalışmasından sonra kendimi çok enerjik ve mutlu hissetmeye başladım. Ama normal olmayan birşey daha oldu: tatlı komalarına giriyorum. Aklımda yemekten çok tatlı var. Maalesef , aynı çocukluğumdaki gibi gizli yiyorum. Çok sıkıntıdayım. Gece herkesten sonra yatıyorum çünkü birşeyler yiyorum. Sanki kontrolden çıktım.
Bilmiyorum, normal mi?

Kendisine verdiğim cevapta, küçükken yaşayamadığı bastırılmış duygularının şimdi açığa çıktığını ve tamir fazı süresi içinde iştah artışının normal olabileceğini söyleyerek bu durumun tamir fazı içinde geçmeyip devam etmesi halinde bana mutlaka bilgi vermesini rica ettim.

Bağlar Çalışması’ndan 8 gün sonraya denk gelecek şekilde ikinci bireysel seansımız için sözleştik. Bu seansla ilgili bölüm, vaka yazısının üçüncü bölümünde yer alacaktır.

F33GERİ-BİLDİRİM: Bağlar Çalışması’ndan sonra tamir fazı süreci daha uzun sürdüğü için ve bu tamir fazı süreci içinde ikinci bireysel seansı Fulya Hn ülkesine dönmeden önce gerçekleştirdiğimiz için, geri-bildirimler bir sonraki yazının sonunda topluca yer alacaktır.

Ancak elimizde şöyle bir geri-bildirim var. Fulya Hn’ın babaannesini ve babasını içeren eklentiyle ilgili seanstan sonra, yani Bağlar Çalışması’nı yaptığımız günden sonra, Fulya Hn’ın babasının yıllardır süren baş ağrıları tık diye geçmiş. Başka şehirde yaşayan babasının yaptığımız çalışmadan ve içeriğinden haberi yoktu. Bu da bana, babaanneyle ilgili olarak çıkan eklenti bilgisinin doğru olduğunu hissettirdi.

Yıllardır geceleri uyuyamayan, yoğun baş ağrıları yaşayan babanın ağrısının tık diye geçmesi sebebiyle durumdan çok etkilenerek 1-2 ay sonraki Bağlar Çalışması’na kendisi için katıldığını da burada eklemek isterim.

( ………devam edecek )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

KİLO ALMA-VERME DENGESİZLİĞİ ÜZERİNE BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

F1

İsmine Fulya diyeceğim danışanla temmuz 2019’da ilk defa bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” kilo alıp vermemin dengesizliği ” yazmıştı.

40 yaşlarının başlarında olan Fulya hn evli, çocuklu, çalışan bir kadındı ve yurtdışında yaşıyordu.

Kilo alıp verme konusunda verdiği örnekler arasında:

-2-3 ayda 10 kg verip, 7 kg’sunu geri almak

-5 Sene önce 3 ay içinde 17 kg verip, 1 sene içinde 19 kg olarak geri almak vardı.

Diğer 2 kardeşi oldukça ince olmalarına rağmen Fulya hn küçüklükten beri hep toplu bir çocuk olduğu için ilk diyetini ailesinin baskısıyla henüz ilkokulda iken uygulamak zorunda kalmıştı.

Baba tarafındaki kadınların hepsinin 100 kg’nun üzerinde olduğunu, bu durumun babasının şişman kadın sevmeyerek kg takıntısı geliştirmesine sebep olabileceğinden bahsetti.

Detaylı yaptığımız ön görüşmeden sonra kısa eklenti temizliği ile başladığımız seansın henüz başındayken eklenti algıladığı için seansımıza eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 7 Yıldır kendisinde bulunan, 2012 yılında on yıllık küslükten sonra babası ile ilk konuşmaya başladığı yıl kendisine, suçluluk duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Şu anki eşiyle evlenmek istediğinde ailesi özellikle de babası evliliğe karşı çıkmıştı. Fulya hn 4 yıl boyunca belki babası ikna olur diye beklemişti ama babasının kararı değişmemişti. Bu sebeple ailesinin onayı olmayan bir evlilik yaparak yurtdışına yerleşmişti. Bu süreçte babası 2012 yılına kadar kızıyla görüşmeyi reddetmişti.

Bu sebeple 2012’de gelen eklentisi, babasına karşı susması yönünde bir etki yaratmak için gelmişti.

F2Etkileri: Hayır diyememesine ve sürekli insanları kırdığını düşünmesine sebep olmuştu. Kabızlık, yorgunluk, ağırlık, sanki depresyondaymış gibi sürekli uyumasına ve yemek yemesine sebep olmuştu. Ayrıca sol göz civarı migren gibi şiddetli ağrılar yaratmıştı.

Eklentisini gönderdikten sonra babasına öfke konusuna giriş yaparak seansı noktaladık.

 

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-Bağlar Çalışması ile ilerlenmeli. 3 Ayrı bölgeden göç eden ataları var.

-Halaların hepsi kilolu. Kg sebepleri araştırılmalı.

-Baba çok katı. Baba temalı çalışılmalı.

yazmışım.

 

g2

 

1.GÜN SONRA:

Günaydın Eylül Hanım,

Dünkü seanstan sonra birşeyler yeyip eve gittim. Gece yatana kadar korkunç bir şekilde bir baş ağrım vardı. Hatta sol tarafım daha şiddetliydi. Kızlar gözümün küçüldüğünü söylediler.
Şu anda iyiyim . Birazdan yola çıkıcaz. “

9. GÜN:

” Günaydın Eylül Hanım,

Bu güne kadar kendimi çok iyi hissettim. Hiçbir sorun yok. Sadece dün çok başım döndü ve kendimi halsiz hissettim. Dün babamla beraberdik acaba ondan mı diye düşündüm?
Bu arada babamla da çok çok iyiyiz. Sanırım bu durumun kendi de farkında, o da çok mutlu. Haftaya çarşamba dönüyorum. Ama 3.10–18.10 tarihleri arası tatilim. Eğer bu arada herhangi bir bağlar çalışması denk gelirse büyük ihtimal gelebilirim.
Size iyi çalışmalar diliyorum. “

1 AY SONRA:

Merhaba Eylül Hanım,
Şu ana kadarki durumumdan çok mutluyum. Daha aktif, neşeli ve dinç hissediyorum kendimi. Seans sonrası konuşmuştuk bağlar çalışması için, ekimde gelebileceğimi söylemiştim. 01.10 tarihine bilet aldım. Bir-iki haftalığına İstanbula geliyorum. O süre zarfında herhangi bir randevu olanağı var mı acaba?
Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
Sevgiler

                                                **********************

Kendisine verdiğim cevapta, sık sık gelemeyeceği için Bağlar Çalışması’na katılması halinde gelmişken 2 seans almasını önerdim. O da önerimi kabul etti ve bir sonraki çalışmamızı farklı teknikler kullandığım grup çalışması olan BAĞLAR ÇALIŞMASI’na katılacak şekilde organize ettik.

( …………………devam edecek )

NOTLAR Bölümü, 3. bölüm yazısının sonunda yer alacaktır. Bu yazının son düzenleme işleri bitmek üzereyken fonda çalan şarkının bu vakaya cuk oturduğunu hissettiğim için şarkıyı sizlerle de paylaşıyorum. Sözlere dikkat…

ŞARKICININ ŞARKISI

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

BENİM HİKAYEM-1. Bölüm( Troid Sorunu)

Standard

E1.jpg

Bugüne kadar hep danışanlardan örnekler verdim. Bu seferlik kendi vakalarımdan birini paylaşayım.

Bundan 2 sene önce, Mersin’de olduğum dönemde hayatımda ilk defa bir sene içinde hızlıca 8-10 kg aldığım bir dönem oldu. Geçmişte spor yapan biri olarak bunu spor ve diyet eşliğinde verebileceğimi düşünerek uzun aradan sonra tekrar spora başladım ve aynı zamanda sıkı bir diyet uyguladım. Normal şartlarda, haftada 4-5 gün ağır idman yapmasam bile ( ki 4 dk’lık bir tabata’dan sonra salondan dili dışarda çıkan insanları düşünürsek, bunun gibi bir sporu kalabalık bir grupla 50 dk boyunca yaptıktan sonra üstüne 50 dk da eğimli yürüyüş yaptığınızı hesaba katın ) sadece bu diyet ile bile bayağı kilo vermem beklenirken, 1 aylık sürenin sonucunda yapılan ölçümlerde kilomda hiçbir değişiklik olmamıştı ama bedenimde bazı bölgelerde sıkılaşma olmuştu. Sonuç oldukça şaşırtıcı olmakla birlikte ilk ay için normal olabileceğini düşünerek 1 ay daha devam ettim.

Bu süreç devam ederken, aynı zamanda ayda 1 kere İstanbul seyahatlerim olduğu için yaklaşık 10 gün spor yapamadığım bir dönem oldu. Bu vesileyle belimde başlayan esneklik kaybı ve ağrının sporla bir ilgisinin olmadığını anlamış oldum. Mersin’e döner dönmez spor hocama danıştığımda bel fıtığının genelde o bölgeden başladığını ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi.

 

E2Doktor, MR neticesinde L4-L5 arasında orta düzeyi biraz geçmiş bir fıtık bulunduğunu, ameliyatlık durumda olmadığını, tedavi uygulayacağını söyledi. Bu bahsedilen tedavi ise sadece ağrı kesici ve kas gevşeticilerden ibaretti ve artık ömür boyu hareketlerime dikkat etmem gerekiyordu. Geçici hastalıkları pek önemsemezdim fakat bana anlatıldığı şekliyle fıtık o bölgenin hiçbir zaman eski haline dönemeyeceği, sporu bırakmam gerektiği şeklinde olunca hastaneden çıkarken bilinçaltımdaki DJ çoktan George Michael”ın şarkısının “ I’m never gonna dance again.…..”  bölümünü bozuk plak gibi tekrar tekrar çalmaya başlamıştı… Geri dönüşü olmayan bir durum olması ve tüm hayatımı etkileyecek olması dolayısıyla bayağı üzülmüştüm.

Bu arada aile geçmişi ve genetik miras konusu pek aklıma gelmemişti. Ne yaparsam yapayım kilonun değişmemesi, metabolizma hızının durma noktasına gelmesi ilk etapta herhangi bir hastalık çağrışımı yapmamıştı. Fakat troid bezleriyle ilgili ciddi sorun yaşamış olan ablamın uyarısıyla troidime baktırmak üzere bir doktora gitmeye karar verdim. Çıkan sonuçlara göre troid bezim çok az çalışıyordu yani tıbben ” hipotroid ” denilen hastalık teşhisi konulmuş oldu. Doktorum 6 haftalık bir tedavi sonucunda tekrar test yapıp sonuçları görerek ilacın dozaj durumuna karar vereceğini söyledi.

 

E4.jpg

Çoğunuzun bildiği üzere, troid bezi çok az çalıştığında bu bezin salgıladığı hormonlar dışardan bir takım haplarla takviye olarak alınıyor. Ve bu hap hergün sabah uyanır uyanmaz ve kahvaltıdan 20 dakika önce alınması gereken bir ilaç olduğu için her gece yatarken yanıma hapımı ve suyumu koyarak güne öyle başlıyordum.

Hayatım boyunca hiçbir dönemde kronik bir hastalığa bağlı düzenli ilaç kullanmadığım için sabah ilk iş güne ilaçla başlamak psikolojime pek iyi gelmemişti. Belki bu hastalığı ömür boyu yaşayanlar için şımarıklık gibi gelecek ama kendimi sanki yaşlanmış gibi hissetmeye başlamıştım.

Hem arkadaşlarım içinde çok doktor olduğu için hem de her tıbbi sorunda danıştığım doktor kuzenim olduğu için biraz etraflıca araştırmaya karar verdim. Araştırırken de o dönemde bana seansa gelen doktor bir danışanımdan bu hastalığın ne kadar yaygın olduğunu, neredeyse hergün kendisine gelen her 3 kişiden birinde troid sorunu olduğunu ve kendisinde bile son haftalarda troid problemi başladığını öğrendim. “ Acaba yediğimiz, içtiğimiz şeylere birşeyler mi karıştırılıyor ki bende bile oldu bu sorun ” dediğinde bayağı şaşırmıştım.

İnternette yaptığım araştırmalarda genelde bu sorunun tek çaresinin ömür boyu ilaç kullanımı olduğu yazıyordu. Bu ise benim kabullenebileceğim bir durum değildi. Dolayısıyla hastalığın ardındaki etmenler eğer psikolojik bazlıysa bunu benim bedenim bir nedenden ötürü oluşturduysa, bu sorunun altında yatan etmenleri bulup dönüştürebilirsem, bedenimin bu sorunu çözebileceğine inanarak çözüm arayışına girdim.

Terzi kendi söküğünü dikemez ” sözü bizim mesleğimizde de geçerli olduğundan, herhangi bir danışana uyguladığım kalitede bir seansı kendi kendime uygulayamayacağım için hemen bir meslektaşımdan randevu aldım.

İlacı kullanmaya başlayalı daha 1 ay olmuştu ki kullanım devam ederken bu meslektaşımla hipotroid odaklı bir seans yaptık. Ortaya, o güne kadar hem eğitim dönemimde hem de sonrasınra çok seans almama rağmen o güne kadar henüz ortaya çıkmamış olan bir bilgi çıktı.

E5.jpgBilinçaltından çıkan bu hikaye benden önce 7 aylık bebekken zehirli ishal nedeniyle kaybedilen ablamla alakalı bir konuydu. ( Benzer konuyla seansa gelen kişileri yönlendirmemek adına, burada açığa çıkan bilgilerin ne olduğuna girmeyeceğim ).

Sonuçta ortaya çıkan bilginin doğruluğunu test edebilmek imkansızdı. Ama o günden sonra benim troid bezim tekrar düzenli çalışma sürecine girmiş olacak ki aradan birkaç gün geçtikten sonra dışardan takviye olarak aldığım ilaç bende yavaş yavaş yan etki yapmaya başladı. Kalp çarpıntısı, yoğun halsizlik, sıcak basması, huzursuzluk nedeniyle yataktan kalkamadığım bir gün olunca yine doktor olan kuzenimi aradım. Ona doktorumun Mersin’de olması sebebiyle ancak 1 hafta sonra kontrole gidebileceğimi ama hali hazırda ne yapmam gerektiğini sordum. O da ilacın dozajını yarı yarıya düşürerek bir an evvel tekrar gidip test yaptırmam gerektiğini söyledi.

 

E6.jpg1 Hafta içinde Mersin’deki ilk gittiğim doktoruma tekrar gittiğimde yapılan yeni testlerde bütün troid değerleri normal seviyede çıktı. Doktorum buna pek inanmak istemedi çünkü o ömür boyu ilaç kullanmam gerekeceğini düşünüyordu. O yüzden 6 hafta sonra tekrar test yaptırmam gerektiğini belirtti. İkinci 6 hafta sonunda yine gittiğimde troid değerlerim yine normal seviyede çıktı.

Bu seanstan sonraki 1 sene içinde yeme-içmemde ve günlük rutinimde hiçbir değişiklik olmamasına ve hatta sporu bırakmış olmama rağmen 9 kilo kendiliğinden gitti. Öncesindeki dönemde vücudumda çok ödem vardı. O şişkinlikler de indi. Bu sene ise sağlıklı beslenmek adına bir profesyonelden destek almaya başladım. Yaklaşık 3 aydır her hafta olan çalışma programıma göre bana 3 ana ve 1-2 ara öğünden oluşan bir liste veriliyor. Bu liste sayesinde eskiden yediğimden daha fazla yemek yediğimi söyleyebilirim. Böylece troid bezimin az çalıştığı dönemden kalma vücutta extra stoklanmış yağlardan da bir 7 kilo kilo daha gitti ve ben 10 sene önceki kiloma tekrar dönmüş oldum. Metabolizma yaşım da 8 yaş aşağı indi.

 

Bu sene yeni beslenme şekline geçmeden önce yaptırdığım tüm testlerde ise troid değerlerim yine normal seviyede çıktığı için hala sağlıklı şekilde çalışıyor olması sebebiyle son yıllarda oluşan extra yağlanmalar kendiliğinden gitmeye başladı.

Şu anda 53 kiloyum ve artık bu sınırda kalmaya devam ediyorum. 2 Sene önce troid sorunumundan habersiz yaptığım spor, haftada 4-5 gün 50 dakika boyunca grupla yaptığım ağır idman üstüne 50 dk eğimli yürüyüş veya bisikletti. Beraberinde diyet uygulamama rağmen kilo 1 gram bile değişmediği gibi bacaklar Roberto Carlos olup belimi fıtık etmem yanıma kar kalmıştı. ( Neyse ki fıtık sorunundan da tesadüfen tanıştığım bir yöntemle kısa sürede kurtulmuştum. O ise ayrı bir hikaye konusu  )

E3Son 3 aydır yaptığım yoğun bir spor yok. Arada yürüyüş yapamazsam evde max. 10-15 dk’lık tabata tarzında bir spor yapıyorum. Ek olarak hergün aynı saatlerde yiyecek şekilde çok sağlıklı besleniyorum. Dışarda bir etkinlik olmadığı müddetçe bütün yemeklerimi kendim pişiriyorum. Hiç aç kalmadan ve arada canımın çektiği birşeyi listede olmasa bile az da olsa yiyerek programı bozduğum halde hala yağdan kilo vermeye devam ediyorum. Dolayısıyla kilo vermek için ilk yapılması gereken önce, sistemin düzenli çalışıp çalışmadığını kontrol etmek diyebilirim. Sistem sağlıklı çalıştığı zaman illa ki düzenli bir beslenme programı ile hiç zorluk çekmeden bütün kilolarınızdan kurtulabiliyorsunuz.

 

Ş11

NOTLAR:

1-Bu sağlık sorununu yaşadıktan sonraki dönemde psiko-biyoloji eğitimi aldığımda troid sorunlarının ardında çok fazla sayıda etmen olduğunu gördüm. Benim örneğimdeki soruna sebep olan konuyu bu sebeple belirtmedim çünkü bu sefer aynı hikayeye sahip olan herkes aynı sonucu alacağını düşünebilir. Bu altta yatan sebepler bazen topluca tek kişide bulunabilir, bazen sadece bir travma konuyu tetikler, bazen de genetik miras devrededir. Dolayısıyla her sorunda bu bu yüzdendir, şu şu yüzdendir, çalışmıyorsa sebebi budur gibi genelleme yapmamak gerekir.

2-Kısa süre içinde hızlıca kilo alma eğilimine girdiğinizde ilk gideceğiniz yer bir spor salonu değil de bir tıp doktoru olursa benim durumuma düşmemiş olursunuz. İlk önce bedeninizde herşeyin tıkıt tıkır çalışıp çalışmadığını, hormonlarınızda bir dengesizlik olup olmadığını kontrol ettirmelisiniz. Ondan sonra size uyan bir beslenme programı uygulayan profesyonellerden destek alabilirsiniz.

3-Bu vakada benim için tek seansın yeterli olmasının sebebi, benim hala ara ara kendi üzerimde çalışıyor olmamdır. Terapiye ihtiyaç duyduğumda başvurduğum, farklı alanlarda çalışan birçok terapistim var. Eğer hayatımda ilk defa terapi alsaydım, belki de tek seans yeterli olmayacak ve sebepleri araştırıp çalışmaya devam etmek gerekecekti.

4-Kısa sürede sayıya yönelik hedefi olan ağır kilolu kişilere bunun bir süreç gerektirdiğini baştan açıklarım. Nasıl ki 50 kiloyu 1 ayda almadıysanız, kendinize de biraz zaman vermeniz gerekir. O yüzden dış görüntü veya sayı odaklı kişileri genelde almamaya çalışırım. Fakat, şunu da belirtmeliyim ki, seanslarda hiçbir zaman kilo odaklı çalışmadığımız halde, sorunlarını hallettikçe kilolarından da özgürleşen çok danışana rastladım. Eğer kilolarınız tıbbi sorunlara dayanmıyorsa, siz ruhsal açıdan hafifledikçe bedeniniz de bu duruma tepkisiz kalmıyor.

Bir diğer önemli detay ki bunu psiko-biyoloji eğitiminde de duymuştum: siz o kilolarla savaştığınızda hep aktif stres fazında kaldığınız için sonunda kazanan kilolar oluyor. Ama kilolu halinizle bile barış içindeyseniz ve kendinizi her halinizle kabul edip seviyorsanız, kilolar artık onları takıntı haline getirmediğiniz zaman hizmetini tamamlayıp kendiliğinden size veda edebiliyorlar. Yeter ki siz onların neye hizmet ettiğini görüp kabul etmeye açık olun.

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

 

 

MİKS BİR VAKA ( 3. Bölüm )

Standard

BEda Hn ile ikinci seansı yaptıktan sonra birkaç kere Bağlar Çalışması’na ( regresyon dışında teknikler kullandığım grup çalışması ) katılım durumuyla ilgili haberleşmiştik. O dönemde  Bağlar Çalışması’na katılamadığı için son haberleşmemizin üzerinden 1,5 yıl geçmişti ki 2018 başlarında kendisinden oldukça karamsar bir email aldım. Bu emailinde görüşmediğimiz dönemde olanlardan, sorunlardan ( küçük yerde yaşaması sebebiyle babasının olumsuz imajından,  iş bulamayışından, sağlık sorunlarından, eşiyle olan durumlardan..vb ) bahsediyordu. Emailin sonunda yakın zamanda olamasa da seanslara devam etme isteğinden de bahsediyordu.

Emaili okuduğum hafta yakında Bağlar Çalışması olacaktı ve katılımcılardan birinin işi çıktığı için gelemeyeceğini bildirmişti. Benim ise bu grup çalışmasında extra olarak 1 asistana ihtiyacım vardı. Bu grup çalışmasında sayı önemli olduğu için Eda Hn’a o haftasonu yapılacak grup çalışmasında bana asistan olarak eşlik etmek isteyip istemediğini sordum. O ortamda bulunmak, kendisine seans yapılmasa bile diğer seansları izlemek veya bazı çalışmalara temsilci olarak eşlik etmek bile onun için şifalandırıcı olabilecekti.

Eda Hn, büyük bir memnuniyetle kabul etti ve İstanbul dışında yaşamasına rağmen o çalışma için günübirlik olarak seyahat ederek bütün gün bana eşlik etti.

Kendisinden yardımcı olmasını istediğim çok ufak-tefek işlerin dışında, kendisinden kesinlikle beklemediğimiz işleri de yaptı. Hatta kendisini bu sebeple şaka yollu uyardığım bile oldu.

Bu çalışmanın üzerinden yaklaşık 2 aya yakın bir süre geçmişti ki geri-bildirim olarak aşağıdaki emaili aldım:

 

g2

” Eylul Hanim, merhaba

Şubatta asistan oldugum Bağlar Çalışmasından sonra bilmeniz gereken cok onemli gelismeler oldu. Ozellikle netlesmesi icin bugune kadar bekledim. Netlestigi icin yaziyorum. 
– ise girdim, hem de yabanci bir firmada, yabanci bir patronla calisiyorum ( yurtdisinda yasama istegim vardi hep soyledim mi bilmiyorum ve yabanci dilimi gelistirmek istiyordum. Patronum beni ilerde yurtdisi ortaklarina yonlendirebilir ve cok ileri goruslu ve anlayisli biri)
Ustelik maasim asgari ucretin ve beklentimin cok uzerinde oldu.
E7.jpgIs gorusmesinde ne kadar istersin diye sormuslardi hic cevap vermedim bu pozisyon icin ne kadar oduyorsaniz onu odeyebilirsiniz kabulum dedim, aslinda bu kadar zorluk icinde asgari ucrete bile raziydim fakat oyle de soyleyemedim. Bir ay deneme suresi verdiler. Daha yeni doldurdum ve patron benden memnun oldugunu benimle devam etmek istedigini soyledi. Daha 1. ayimi bile tamamlamadan tam maasimi odedi, .X…( asgari ücretin çok üstünde bir rakam )… TL. Hala inanamiyorum. Bu bulundugum kucuk yer icin cok iyi bir maas sukurler olsun ki yolum size cikti, engellerimi kaldirip sifalanmamda yardimci oldunuz. Beni Bağlar Çalışmasına asistan olarak aldiginiz icin cok tesekkur ederim, sayenizde oldu bu, o gun yol parasini bile borcla bulmustum. Ufak ufak borclarimi odeyebilecegim. Size ne kadar tesekkur etsem az.. Regresyon ve hele ki Bağlar Çalışmasından sonra cok farkli biri oldum ciktim. Pozitifligim her anima yansiyor ve insanlar bunu hissediyor. Isyerinde tabi ki ufak tefek puruzler ve agresif insanlar oluyor ama gulup geciyorum. Biliyorum ki benim icin sadece andan ibaretler, simdi varlar, sonra olmayacaklar. Regresyon ve Bağlar’dan once cok siddetli bir agresifligim vardi. Artik eser kalmadi diyebilirim. Yine sinirleniyorum tabi bazen ama eskisi gibi ofke patlamalari olmuyor. En kisa zamanda randevulasacagim sizinle yeniden. Esim de gelmek istiyor size. Onun da ciddi problemleri var ve artik cozume kavussun istiyor. Sanirim yazmis size en kisa zamanda gorusursunuz umarim o da sifalanir benim gibi. O da cok iyi bir insan gercekten ve iyiyi guzelligi hakediyor. Umarim en kisa zamanda planlarsiniz. 
Sevgiyle selamliyorum sizi ❤️”
 Üstteki emaile ek olarak 1 Gün sonra aldığım emailde:

” Eylul hanim, 

Heyecandan diger gelismeleri paylasmamisim. 
1-esimin annesi bize mahkeme acmisti, esime ait evin tapusu icin açılan bu davayi kazandik ev artik bizim oldu, insallah tasinmayi da planlariz yakin zamanda. 
2- bir de enteresan sekilde 6 kilo verdim. Bunu da ekleyeyim. bilginize. “
E8
Kilo verme konusunun Bağlar Çalışması’ndan sonra olup olmadığını, eğer çalışma sonrası olduysa bunun nasıl gerçekleştiğini sorduğumda aldığım yanıt:

” Evet, hemen sonrasinda oldu, hatta tam tarih hatirlamam da su sekilde, 14 subatta esim aksam yemek hazirlayalim dedi, salcali makarna filan yapariz dedi,tamam dedim, en sevdigim yemektir normalde cok fazla yerim (en az 2 dolu tabak) ama garip bir sekilde o aksam eskisi gibi yiyemedim, kucuk bir kase kadar yedim ve doydum. Sonra ki gunlerde hep azar azar yemek yedim, cunku istahim yok gibi, yada bir insan icin normal porsiyon bu belki ama bana istahsizlik gibi de geliyor olabilir. Bilmiyorum. Ama eskisi gibi kitliktan cikmis gibi yemek yiyemiyorum. Babam bu sekilde besleniyor mesela. Adam kac kere gozumuzun onunde bogulma tehlikesi gecirdi yemek yerken, nefes almadan yiyor. Yemek yerken cikardigi ses cok afedersiniz dogada avini parcalayan vahsi hayvan gibi. Cok enteresan. Simdi yazarken dusundum de benim yemek yemem de onunkine benziyormus. (Belki sadece ses cikarmiyorumdur, bilmiyorum belki cikariyorumdur)

En sevdigim yemeklerin hicbirini eskisi gibi yiyemiyorum. Porsiyonlarim kuculdu, bu sekilde 2 aya yakın sürede 6 kilo vermis oldum. Bende anlamadim nasıl oldu  “.
Ş11
NOTLAR:
1-Bu vakayı paylaşma nedenim; danışan şifalanmaya karar verdiği zaman ve harekete geçtiği zaman değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteren güzel bir örnek olmasıydı.
Bu vakada danışan en son grup çalışmasında herhangi bir seans almamasına rağmen, bugüne kadar Bağlar Çalışması’na katılıp da bu kadar kısa süre içinde hem iş, hem kilo, hem yaşam enerjisinde artış anlamında çok yönlü değişim geçiren çok az sayıda kişiden birisi oldu. Yani, siz gerçekten karar verdiğinizde ve o konuyla ilgili aksiyona geçmeye gönüllü olmanız halinde ancak bir şifalanma veya değişim süreci başlıyor. Bu sürecin ne kadar süreceği ise danışanın hem ne kadar hazır olduğu hem de gerçekten isteyip istemediği ile ilgilidir.
 E8
2 Eda Hn, 1,5 yıl sonra bu kış yazdığı ilk emailde neredeyse yaşamdan vazgeçme noktasındayken kısa sürede bu sonucu nasıl alabildi diye oturup düşündüğümde aklıma yatan tek açıklama : Eda Hn, o 1,5 yıllık sürede öyle şeyler yaşamıştı ki resmen kendi deyimiyle bir dip yaşamıştı. Tıpkı denizin derin bir yerinde denize atlamışsınız da ayaklarınız tabana değdikten sonra ordan aldığınız ivmeyle yüzeye çıkmaya başlamışsınız gibi…Eda Hn da o noktada denizin yüzeyine çıkmak için bedeniyle extra bir çaba harcamıştı. ( Cebinde yol parası olmadığı halde kalkıp şehirdışından İstanbul’a günübirlik gelmek ciddi bir çabadır. )
Bu sebeple danışanlarda en aradığım özellik motivasyonlarıdır. Çünkü bu seanslarda yüzleştiğiniz konular, eğer ciddi bir motivasyonunuz yoksa, hiç de devam etmek istemenizi sağlayacak eğlenceli konular değildir.
Hatta öyle ki; bir keresinde meslek olarak yapmasa da geçmişte psikoloji okumuş bir danışandan seanstan sonraki haftalarda aldığım bir geri-bildirim emailinde şu cümleyi duyduğumda durumu daha iyi anladım: “……..     ………..  Aklıma takılan tek konu; size gönderdiğim ilk maili hatırlıyor musunuz bilemedim, normalde hayatında kilo dışında bir problem ve sorun yaşamayan, mutlu olan, şükreden bir insanım ancak seans sonunda eklenti temizliği ile başlayan bu sürecin altından birçok çözmem gereken problem olduğu ile yüzleştim ve bu beni oldukça fazla düşündürdü.. her ne kadar sonunda rahatlama olsa da manevi olarak o koltukta geçirdiğimiz zaman insan ruhu için yüzleşmelerin yaşandığı oldukça ağır bir süreç ve bu beni korkuttu biraz diyebilirim…     …     ……………… ” . 
Samimi paylaşımı hoşuma gitmişti. Ve ben kendi adıma , diğer danışanlara karşı biraz daha esneyip anlayış kazanmış oldum. Çünkü mesleğe ilk başladığım yıllarda ” insanlar neden hem şikayet edip hem de değişmekten bu denli korkarlar-neden şifalanmak istemezler ” konusunda şu andaki kadar öngörüye sahip değildim. O yüzden kendisine de teşekkür ederim, bu cümlesiyle biraz daha yargısız olmamı sağladığı için.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-7. Bölüm

Standard

ŞY1

SEKİZİNCİ SEANS:

Konu: Dişilik üzerine çalışmaya niyet etmiştik ama seans öncesindeki ön-görüşmede eklentiden şüphelendiğim için önce eklenti durumuna bakılmalı şeklinde not almışım.

1.Eklenti: Yalnızlık duygusuyla çektiği ve 2010’dan beri taşıdığı bir enerjiydi. Sağ kolunda kütle gibi bir ağırlık yaratıyordu ve bu durumu özellikle son 1 haftadır hissettiğini söylüyordu.

Bu eklentisinin üzerindeki olumsuz etkileri oldukça fazlaydı:

-kendisini çaresiz hissettiği her durumda içe kapanmasına ve insanlarla ilişkilerini koparmasına

-kendisini kadın gibi hissetmemesine; dış görünümüne gerekli özeni göstermemesine, bakımlı olmak-temiz olmak gibi şeyleri 6 yıldır ihmal etmesine

-aşırı derecede yemeğe düşkün olmasına, her mutsuz olduğunda yemeğe ve özellikle tatlılara saldırmasına

-hayatında çok fazla gel-git yaratmasına, olayların hep negatif taraflarını görmesine yol açmıştı.

Bu eklentisini biraz zor gönderdik çünkü acıdan ve çaresizlikten beslenmenin hoşuna gittiğini belirtti.

2.Eklenti: Eski erkek arkadaşı ile bağlantılı bir çeşit lanet enerjisiydi. 2014 yılından beri taşıyordu. Burada bir ilişkiyi tamamlama çalışması yapmak durumunda kaldık.

3.Eklenti: 1 Yaşındayken köydeki evlerinin önünde çektiği bir enerjiydi. Bugüne kadar birçok seansta bu eklentisini gizlemiş olması ilginçti. Yüzünde bazı seanslarda zaman zaman farkettiğim dalga geçer gibi bir gülümseme ifadesinin sebebiydi. Hatta bir seansta kendisine açıkça : ” Eğer seni tanımıyor olsaydım ve bu ifadeyle ilk defa seansa gelmiş olsaydın muhtemelen bir daha randevu vermezdim ” .  demiştim.

O anda farketti ki karşısındaki insanı üst seviyeden biri olarak nitelendirdiği her durumda yüzünde bu sahte, dalga geçer gibi ifade oluyordu ve rahatsız olsa da buna engel olamıyordu. Bu eklentisi de hep tatminsiz, huzursuz ve sevgiye aç olmasına katkı sağlamıştı.

4.Eklenti: Sırtında bir geçmiş yaşam izi olarak algıladığı için kısaca bir keşif yaptık. Zengin bir ailenin kambur kızıydı. 45 Yaşına kadar içe dönük bir hayat yaşamasına ve yalnız ölmesine sebep olmuştu. Ölürken kamburu sebebiyle Tanrı’ya duyduğu yoğun öfkeyi farketti. Bunun üzerine neden böyle bir hayat yaşadığına da kısaca baktık ve dönüştürdük.

Tam seansı noktalamak üzereyken yeni bir eklenti algıladı.

5.Eklenti: Kuzeni tarafından 2008’de gönderilen bir lanet enerjisiydi. Sol gözünün diğerinden farklı olmasına, daha küçük görünmesine sebep olmuştu. Ayrıca hiçkimseye güven duyamamasına sebep olmuştu.

Bu son eklentiden sonra seansı noktaladık.

 

g2

1.Gün

” Merhaba eylül hanım,

Seans sonrası ilk günüm rahat geçti.herhangi bir fiziksel yorgunluk hissetmedim.sadece yoğun şekilde baş dönmem vardı 2 gün boyunca.enerjimde ciddi bir Artış var...”
8.Gün

Merhaba eylül hanım nasılsınız

İlk defa size mail atarken bu kadar isteksizim konu yerine isim isim yerine konu falan yazmalar bir sürü aksilik oldu
1. Hafta boyunca el ve ayak eklemlerimde ciddi ağrılarım oldu fakat hepsi geçti
2 .bu hafta boyunca dışarı çıktığımda herzaman gittiğim yerleri sanki ilk defa görüyormuşum gibi farklı bir hisle izledim sanki gözümde bir perde varmış ve kalkmış gibi
3.sol gözümde beddua enerjisinden kaynaklanan küçülme düzeldi artık eşit gözlere sahibim çok mutluyum.ayrıca kuzenim ve onunla yaşadığımız problemle ilgili de bende bir esneme oldu hala görüşmüyoruz fakat bu durum beni eskisi kadar üzmüyor
4.hafta boyunca dönem dönem eskisi gibi gülme eğilimlerim olsa da oldukça azaldı bunu farkedebiliyorum.sanırım gönderdiğimiz eklentiden sonra insanların bana yaklaşımları da değişti.daha sıcak ve samimiler .tanımadığım telefonda konuştuğum müşteri ilişkileri danışmanıyla çok ilginç bir diyalog yaşadım .ayrıntı vermicem çok uzun olur.beni hiç tanımayan sadece sesimi bilen bir İnsan olarak bana konuşma süresince sürekli fiziksel ve ruhsal vs özelliklerimle ilgili iltifatlarda bulundu.bende normalde böyle durumlarda karşımdakine her zaman haddini bildirip mesafeyi korurdum.hiç kızmadım şaka gibi olayı pek anlatamadım ama siz beni anladınız
5.dün arkadaşlarımla ayda bir toplanıp yaptığımız …. çalışmamız vardı dün ilk defa kendimi o ortama topluluğa ait hissettim.karakterlerin içine tam olarak girebildim.bu Harika birşey benim için
6. gelelim kilo ve alışveriş konusuna,eskisine göre çok daha fazla yemeye başladım.tıkınırcasına yemiyorum fakat yemek yemekten aşırı haz alıyorum kendimi durduramıyorum.alışveriş bu hafta boyunca gereksiz harcamalar yaptım hatta şu anda bu maili de yapılan bir alışveriş seansının ardından yazıyorum.sanırım bu problem sabotajcı yanımla alakalı değil
Bütün iyileşmelerde önce konunun bir dip yaptığını, bu yüzden tamir fazı dönemindeki iştah artışına takılmayıp birkaç hafta daha takip etmesini tavsiye ettim.
1.Ay

merhaba eylül hanım nasılsınız seansın üzerinden 1 ay geçti .size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.

1. bu seans sonrası benim için en sevindirici gelişme insanların bana karşı olan bakış açılarının değişmesi oldu. gönderdiğimiz eklenti ile beraber resmen yüzümden bir maske kalkmış gibi.insanlar artık benim daha sıcak ve daha olumlu biri olduğumu düşünüyor .bende bu şekilde hissediyorum daha sakin ve pozitif bir insan oldum. eklenti kaynaklı o itici görüntü ve davranışlarım gidince ki ben bunun farkında bile değildim,insanların bana olan yaklaşım ve konuşmaları çok değişti.

2. bir diğer güzel gelişme ise sol gözümde beddua enerjisinden kaynaklanan küçülmenin düzelmiş olması.bu düzelme  bütün yüz konturüme yansıdı.eskiden gülerken genelde dudağımın sol kısmı kapalı sağ tarafı aralık olurdu örn yarım ağız gülme şekli gibi.bu durum tamamen düzeldi en güzeli de gözlerimin ikisi de eşit büyüklükte kısmı felçli görüntüm düzeldiği için çok mutluyum.

3. bağlar çalışmasına bağladığım bir durum gelişti. tabi bu sizin bakış açınızla bir gelişme sayılırmı bilmiyorum ama.babam vergi borcu sebebiyle bankadan kredi kullanamıyordu.hesaplara el konulur çünkü bu durumda paranız olsa da kullanamazsınız.borçlarınızı düzenli ödesenizde hiçbir banka size kredi vermez.geçen konuştuğumda bankadan kredi alabileceğini ve işini geliştirebileceğini söyledi.

olumsuz devam eden durumlar

1-yemek yeme durumunda herhangi bir düzelme olmadı.kilo almaya devam ediyorum.seansın üzerine 3 kg almış durumdayım.tıkınırcasına yemiyorum ama yediğim yemekten keyif aldığım söylenemez.

2-alışveriş problemi.

kilo ve alışveriş bunlar benim hayatımı sabote eden 2 önemli başlık ve bunları çözmeden başka hiçbirşeye odaklanamıyorum.* partner evlilik dişil enerji artık bu konulara bakmam lazım birazda ama olmuyor bi türlü ……………..    ”

 

3 Ay Sonra:

  merhaba eylül hanım nasılsınız uzun zaman oldu.öncelikle güzel gelişmelerden bahsedelim .sizinle ağustos ayı içerisinde çalıştığımız 61 kiloda sabit kalma sorunu ile ilgili seanstan sonra bir gelişme olmamıştı. akabinde ekim ayı içerisinde yaptığımız seansta ortaya çıkan sabotajcı kimlik çalışmamızın üzerinden 5 hafta geçtikten sonra bir anda karar vererek diyetisyene gittim. biliyorsunuz daha önce de böyle bir sürecim olmuştu fakat hüsranla sonuçlandı.15 kasımda başladığım bu sürecimde bugün itibariyle 5.5 haftada 5 kilo verdim. başlangıç kilom 65.100 gram idi. 61 kilo civarında 1.5 hafta boyunca bir duraksama oldu ama ben herşeye rağmen düzeni bozmayınca o direnci kırdım.. bu sürecin diğerinden farkı nedir derseniz şöyle özetleyeyim`;

-öncelikle tıkınırcasına yeme krizlerimin hiçbirini yaşamadım ki bu durum biz sizinle çalışmaya başladığımızdan itibaren ara ara tekrarlayan bir durumdu tamamen düzeldi hissediyorum

-sürekli canımın tatlı istemesi ve karbonhidrat krizlerine girmem tamamen düzeldi artık kendi irademi kullanarak besin grupları arasında dengeleme ve seçim yapabiliyorum.yani masada bir sürü tatlı pasta çikolata vs seçenekler olsa da ben çoğunlukla ya bunları tüketmiyorum yada çok az bir miktar alıp kendimi durdurabiliyorum. bunu yapmak için kendi irademle savaşmıyorum spontane bir biçimde oluyor

-evde düzenli olarak yemek yapmaya başladım ve bundan gerçekten keyif alıyorum.bazen ne kadar vaktim olmasa da asla dışarı da kalorili ve sağlıksız besinler tüketmiyorum ve eve gelip kendi yemeğimi yiyorum.bu konu neden önemli benim en büyük harcama kaynaklarımdan bir tanesi de sürekli abur cubur ve dışarda yemek yeme durumuydu

-bu öyle bir duygu ki aslında benim normalim buymuş  kilo ile ilgili takıntımdan kurtulduktan sonra kilo vermeye başladım ve bu sürecim beni o kadar mutlu ediyor ki

-bir diğer gelişmede önceden olsa hayatımda bir olumsuzluk olduğunda iyi giden herşeyi  boşverip tabiri caizse kendimi salıverir herşeyden vazgeçerdim ama bu süreçte hiçte öyle olmadı .aksine gerek işte gerek kendi hayatımda zorlandığım süreçlerden geçtim.ama kendime şöyle dedim  hayatında iyi giden şeyler var ve bir kaç olumsuzluk yüzünden bunları feda etmemelisin artık bunu ayrımını çok net yapabiliyorum.eskiden olsa diyeti boz kendini yemeğe ver bunlara artık hayatımda yer yok

-birde arkadaşlarım ekim ayında ki seanstan bu yana sürekli çok sevimli çok iyi olduğumu tabiri caizse yüzüme nur indiğini huyumun değiştiğini söylüyorlar .eh tabi seansta  ortaya çıkan itici ve sabotajcı kimlikten sonra bunun olması gayet normal

-bağlar çalışmasından dolayı babamın parasal durumlarında iyi gelişmeler oldu.elindeki parayı tutamayan adam hatırı sayılır bir miktarda para biriktirdi şaşkınlık içerisindeyim darısı başıma diyorum. bolluk bereket yağıyor resmen işyerine

bu kadar iyi gelişmenin yanında soğan kabuğu misali ortaya çıkan yeni durumlarda mevcut.           …………   …………………….

…              ………………………………………

….                …………………………

konuyu toparlamak gerekirse sizinde dediğiniz gibi sonuca değil sürece odaklı gitmek lazım.sizinle uzun zamandır çalışıyoruz ve ben ilk başladığım noktadan o kadar uzaktayım ki her geçen gün daha iyi ve güzele giden bir hayatım oldu.hep kötüye odaklı değil iyi şeyleri görerek yaşamak lazım o zaman kötü giden durumları düzeltmek içinde inancımız ve enerjimiz oluyor.her zaman başaramıyorum bu dediğimi ama ne olursa olsun içimizde korumamız gereken en kıymetli şey bir gün herşeyin iyi olacağına dair umudumuzu yitirmemek ve bir köşede oturup ağlanıp sızlamak yerine hayatımızla ilgili sorumluluk alıp harekete geçmek  “

 

v9

 

NOTLAR:

1-*Berna Hn artık doyumlu bir ilişki yaşamak istediğini söylüyordu ve bu doğrultuda çalışmaya başlamaya niyet ettiğimizde birçok eklentisi çıktığı için odağımızı değiştirmek zorunda kalmıştık. Artık bir sonraki seansta bu konulara bakalım diye ertelediğimizde ise bu sefer daha önceden iyileşme gördüğümüz konuların tekrar hortlaması dikkatimi çekmişti. Hem kendi içinde bu durumları düşünüp tartması için, hem de hortlayan bazı sorunların kendisini demotive etmesiyle bu sefer biraz uzun ara verdik. Ben ise bu direncin sebebini merak etmekteydim ama danışan yüzleşmeye kesin kararlı ve istekli olmadığı müddetçe danışman olarak elimizden birşey gelmediği için onun ruhunun hızına saygı duyarak bekledim.

2-Bir sonraki seansımızı ise 5 ay sonra gerçekleştirdik. ( Arada Bağlar Çalışması’na da katıldığı için bazen danışanlara uzun ara vermemiz gerektiğini benim tavsiye ettiğim durumlar da olur ). 9. Seansın özetini ise bir sonraki bölümde bulacaksınız.

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-6. Bölüm

Standard

a1

YEDİNCİ SEANS

Konu: Beden ağırlığı 60 kiloya inince bedenin direnç göstermesi ve yeme dürtüsünün tetiklenmesi

Altıncı seanstan yaklaşık 3,5 ay sonra Berna Hn ile tekrar bir araya geldiğimizde bu hayatında 5 yaşındayken eklenti çektiği bir sahneden yola çıkarak bir geçmiş hayat çalıştık.

Bu geçmiş hayatında doğumda annesini kaybeden bir erkek çocuğuydu. Kimsenin kendisini umursamadığı düşüncesiyle bebekliği boyunca sürekli ağlıyordu ve özel bakıcısı olmasına rağmen aç kalıp ölmekten korkuyordu.

Tipik bağımlı karakter olduğu bu hayatta 20’li yaşlardayken kız arkadaşı tarafından terk edilince kendini aç bırakarak cezalandırıyordu. Sigara ve içki parasını kazanmak için gündelik işler yapıyor ve hayatını hastalıklı, çelimsiz biri olarak barakalarda geçiriyordu.

Boşa yaşanmış, ziyan edilmiş bir hayat olarak tanımladığı bu hayatı 40-45 yaşlarında bir parkta alkol komasına girdiğinde sonlanıyordu. 1.80’e yakın boyuna rağmen öldüğünde 48-49 kg civarında olduğu için neredeyse kaburgalarının sayıldığını ve aşırı zayıflamış olduğunu ekliyordu.

Ruhsal boyutta aldığımız bilgilerden en önemlisi; 20 yaşında kız arkadaşı tarafından terk edildikten sonraki dönem içerisinde kendisi de ” babam bir gün beni terk ederse acı çekmeyeyim ” düşüncesiyle babasını terk ettiğiydi. Ayrıca kendisini terk ettiği zaman depresyona girdiği kız arkadaşını görünce şaşırarak” Çok güzel bir kız değil aslında. Onu sevmiyorum bile..sadece şefkatli olması hoşuma gitmiş  ” diyerek kız arkadaşını annesinin yerine koyduğunu farkettiğini söyledi.

Bu geçmiş hayatın olumsuz etkilerini dönüştürdükten sonra başka eklenti olup olmadığına baktığımızda akrabalarından biri tarafından bu hayattaki annesine gönderilmiş bir lanet ( beddua ) enerjisini keşfettik. Bu enerji aslında annesine gönderilmişti ama anne kanalıyla kendisine de geçmişti. Bu eklentiyi de temizledikten sonra seansımızı sonlandırdık.

 

a2

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra aldığım email: 

Merhaba eylül hanım
Dün seanstan hemen sonra ciddi bir enerji artışı oldu.dün gece rahat ve deliksiz hiç uyanmadan uyudum.gece birçok rüya gördüm ama hatırlamıyorum.sabah geç uyandım bugün kendimi biraz yorgun hissediyorum vücudum da kol ve bacaklarımda ağrılar var.genel olarak iyi ve enerjik hissediyorum
Sevgiler

7 Gün sonra aldığım email: 

” Merhaba eylül hanım nasılsınız
İlk 2 gün tatlı yediğim zaman aşırı derecede mide bulantım oldu .daha sonra ki günlerde bu durum düzeldi .yemek yeme durumumda herhangi bir azalma yada artış yok .tamir fazı süresince uykularımda hep huzursuzdum.hatta bazı geceler huzursuzluktan uykuya dalmakta sorun yaşadım.genel olarak rahat bir tamir fazı dönemi yaşadım. Moral ve enerjik olarak modum gayet iyi durumda.
Seansta ortaya çıkan geçmiş hayat ve bu esnada keşfettiğimiz duygu ve düşünce durumları bu hayatımla birebir aynı şeyler: kıskançlık sürekli ilgi bekleme sevmediğim insanlara sırf yalnız kalmamak ve şevkat duyguları yüzünden bağımlı olma ve ayrılınca da bütün hayatımı kendi ellerimle mahfetmek,insanları kendimden uzaklaştırma ve bu sebeple kendimi dışlanmış hissetmek ,ilişkileri çocuk bilinçle yaşamak,babaya karşı duyulan yoğun suçluluk hissi Sevgiyi almakta direnç
Çocukluk dönemimde de çok huysuz bir çocukmuşum hep ağlarmışım annem ne Zaman bana biberonla süt verse hep susuyormuşum daha o yaşlarda yemek ilgi kodlamasını yapmış olabilirim
Dip not: bu bilgi sizden saklanmadı sadece teyzemlerin yazlığını gittiğimiz için tetiklenen anılar oldu. Teyzemin eşi tarafından elle taciz edildiğimi hatırladım bir kaç kez ve taciz ettiği bölge vajina bölgesi yaş olarak 6-7 yaşlarındaydım.
Bu hayatta da baktığım zaman bana dokunulmasından hoşlanmam arkadaş ilişkilerimde de ikili ilişkilerde de birde ……………………….. yapılması midemi bulandırıyor bununla bağlantılı olabileceğini düşünüyorum.
Kilo ile ilgili sürecimi takip edeceğim
Sevgiler

 

Ş11

NOTLAR:

1- Berna Hn sağlık sektöründen olduğu için eklentilerin bol miktarda bulunduğu bir yerde çalışıyor. Yukarıdaki seansın üzerinden 1 ay geçmeden bu tarzda birşeyden şüphe ettiğimiz için tekrar randevulaştık. Eklentiler tek başına bile kilo sebebi olabildiği için Berna Hn’la çok yönlü bir çalışma yapıyoruz.

2-Üstteki geçmiş hayatta ölüm sebebi alkol gibi görünse de aslında kendisini aç bırakarak ölüme terk ediyordu. ( gizli intihar ). Bu sebeple bu hayatında 60 kg’un altına indiği zaman bedeni alarm veriyor ve yemeye başlıyordu.

3-Bu seanstan sonra kilo durumunu takip etmeye devam edeceğiz. Şimdilik kilonun seyri daha durağan bir hale geldi diyebiliriz ama asıl almak istediğimiz sonuç, üniversite yıllarından bu yana asla ulaşamadığı ve ideal kilosu olarak tanımladığı 53-55 kg aralığı olduğu için biraz daha uzun vadede takip edeceğiz gibi görünüyor.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-5. Bölüm

Standard

a1

ALTINCI SEANS
Bir önceki seansın sonundaki notlarda da belirttiğim üzere Berna Hn’ın yeme ataklarıyla ilgili inişli-çıkışlı bir dalgalanma yaşanıyordu ve bu durum sadece geçmiş hayat bağlantılı değildi. Bu sebeple 29.04.2016’da tekrar bir araya geldiğimizde öncelikle kısa bir eklenti temizliği yaparak başladık. Bu esnada Berna Hn şimdiki hayatında küçüklüğündeki bir anıya gitti. Bunun üzerinde beden terapi ağırlıklı çalıştığımız bir seans oldu.
Kendisiyle ilk seansımızda eski erkek arkadaşının fiziksel şiddeti ve tecavüzünü çalışmıştık ve o seanstan sonra kilolarında azalma olmuştu fakat bugüne kadar bildiğim başka tacizi yoktu. Ön görüşmede bu soruları mutlaka sorduğum için geçmişinde başka taciz olmadığı şeklindeki notlarımın tersine seans içinde hissettiğim kadarıyla bedeninde özellikle cinsel bölgede bu tarzda bir kalıntı enerji vardı.
Küçükken ailede yaşadığı bazı fiziksel şiddet sahnelerini dönüştürdükten sonra tam da bu kalıntı enerjiyi algıladığım ama kendisinin söylemesi için beklediğim an geldiğinde, Berna Hn’ın tuvaleti geldi. Bu sebeple kısa bir mola verdik. Ardından seansa devam ederken biraz da benim zorlamamla 7-8 yaş civarı eniştesi tarafından taciz edildiği bir sahneyi keşfettik. Kendisi bu sahneyi keşfederken tıpkı o dönemde yaptığı gibi kıkır kıkır gülmeye başladı…Bu durumun hoşuna gittiğini ve eniştesinin kendisini o esnada sevdiğini sandığını söyledi.
Yine 7-8  yaşlarındayken bu eniştenin 15-18 yaş arasındaki 2 oğlu tarafından da taciz ediliyordu ve yine aynı şekilde bunu bir oyun sanıyordu.
Aynı enişte tarafından son taciz edilişinde ise yaşı 14-15 olduğu için artık birşeylerin yanlış olduğunun farkına varıp korkuyor ve donup kalıyordu.
Bütün sahneleri dönüştürüp bedenle de çalıştık.
a2
GERİ-BİLDİRİMLER:
Gece rahat uyudum uykum herhangi bir sebeple bölünmedi. herhangi bir ağrı yada yorgunluk hissetmedim.sadece bugün normalden fazla tuvalete çıktığımı farkettim. Işık hassasiyetim şu anda yok.
Sevgiler
7 Gün Sonra:
Eylül hanım merhaba
Fiziksel açıdan kendimi çok yorgun hissettiğim bir dönem geçirdim.son iki gündür bi öfkeli bi ağlamalı bir ruh hali içindeyim.kafamın içi karmakarışık durumda .sık idrara çıkma problemi ilk günden sonra geçti.annem daha önce de yanlarına dönmem için istekte bulunurdu fakat son bir haftadır nerdeyse hergün söylemeye başladı .bu dönemde ailemin yanına gelmek iyi mi oldu kötü mü anlayamadım .kafam çok karışık şu anda
Sevgiler 
Bu seanstan sonra, BAĞLAR isimli grup çalışmasına da katıldığı için üzerine 3 ay ara verdik ve biraz durumları gözlemlemek istedik.
3 ay sonra bugüne kadar farkettiği tüm sorunlarını özetlediği emaili:

” merhaba eylül hanım nasılsınız uzun bir yazı olacak sabrınız için şimdiden teşekkürler…

 1-) köpeklerle ilgili korkma durumunda azalma söz konusu artık hayatımı eskisi kadar etkilemiyor.bu durumla ilgili farkettiğim durum genel olarak bir hayvan fobim var .aslında hemen hemen hepsini görünce önce bir irkiliyorum.
 2-) askere giden o kişiyle  alakalı geri döndüğünde tekrar eski süreçleri yaşar mıyım korkusu vardı fakat korktuğum gibi olmadı. aksine ona karşı duygusal açıdan o kadar nötr ve sakinim ki kendime şaşırdım. Bağımlılık çalışmanın önemini bir kez daha anladım.
 
3-)kilo ile ilgili sürecim iyi gidiyor.verdiğim kiloları enteresan bir biçimde geri almadım.fakat dikkatimi çeken bir şey belli bir kilonun altına düşünce hemen beyin olarak ben bu kiloları geri almalıyım olgusunun oluşması ve panik halinde yemek yemeye başlamam.yani geçmişe dönüp baktığımda sürekli 60 kilo civarına gelince tekrar aynı şekilde yemeye başlamam gibi.
 
4-)takıntılı  ve kaprisli bir insan olduğumun farkına vardım.özellikle bu konuda arkadaş çevreme ve geçmişte partner adaylarıma çok zorluklar yaşatmışım.bu konu şu an neden bu kadar önem kazandı. şu an hoşlandığım biri var ve onun da bana karşı boş olmadığını biliyorum.fakat bu konuyla ilgili bir adım atamıyorum. ciddi anlamda KAYGI KORKU ENDİŞE VE YETERSİZLİK DUYGUM var. örn..eğitim durumu benden daha iyi benden daha çok parası var benimle ne işi olur gibi…
 
5-)alışveriş konusuyla alakalı artık hiçbir sorunum kalmadı.harcamalarım düzene girdi.
 
6-)eş partner ile alakalı farkettiğim durum yeni tanıştığım bir kişiyle ilgili önceleri çok hevesli oluyorum fakat bir süre sonra o kişinin yada durumun olumsuz taraflarını görüyorum yada olmayan şeyleri sorun ediyorum.eleştirmeye başlıyorum o kişiyi beğenmiyorum ve ondan uzaklaşıyorum.
 
7-)dokunulma ve temas fobim var.bu durum herkese karşı değil hayatımda çok değer verdiğim insanlara karşı annem babam çok sevdiğim yakın kız arkadaşlarım partner gibi,iş yerinde yada sosyal çevremde herhangi biriyle el sıkışmak sarılmak yada yanlışlıkla bana temas etmesi herhangi bir sorun teşkil etmiyor.
 
8-)para konusuna gelecek olursak gereksiz  harcama yapmıyorum fakat ne zaman kenara para koymak istesem yada bunu aklımdan bile geçirsem hemen o miktarı elimden çıkartacak bir durum söz konusu oluyor .mesela bu ay terapi  için ayırdığım parayı kenara koydum daha sonra kullanmak üzere ev sahibim bir hafta önce arayıp kiraya zam yaptı.
  
9-)başladığım herşeyi yarım bırakıyorum. bu bir kurs olabilir bir ilişki  yada aklınıza gelebilecek herşey olabilir .bana iyi gelecek herşeyden bir süre sonra sebepsiz bahanelerle uzaklaşıyorum.hayatımda ki bu yarım kalmışlık hissi beni çok etkiliyor.kendimde yeni birşeylere başlama cesareti bulamıyorum ya yine yarım bırakırsam korkusuyla
 
tabi bu yazdıklarım genel olarak olumsuz bir tablo çizmiş olabilir ama genel olarak hayatım daha iyi durumda ve olmaya da devam edecek buna inanıyorum.bu yazdığım durumların hepsi bende uzun süredir mevcut , bazıları eski ilişki sürecimle başlamış bazıları daha önce önümde ki bazı şeyleri çözümleyince ancak şimdi farkedebildim bu durumları.
 
sevgiler
 v9
NOTLAR:
a31-Sık  idrara çıkma konusu: Taciz vakalarında sıklıkla karşılaştığım bir durumdur. Ama her vakada belirttiğim üzere her sık idrara çıkan kişiyi tacize uğramıştır diye genelleme yapamıyoruz. Üstelik bu vakada tacizi yaşayan çocuk o anda istismar edildiğini anlamamıştı bile ama çocuğun ruhu ve bedeni bunu yanlış bir enerji olarak hafızasına kaydetmişti. Bu sebepler diyebiliriz ki, çocukluk travmalarınızı hatırlamıyor olmanız, onların hayatlarınızı olumsuz etkilemediği anlamına gelmez.
2-Yeme ataklarını bir şekilde durdurmuştuk fakat bu sefer de Berna Hn’ın 60 kiloya kadar indikten sonra orada direnç gösterdiğini farketmiştik. Bedeni 60 kilonun altına düştüğü zaman bunu bir tehlike olarak algılıyor ve yeme dürtüsü tetikleniyordu. Bir sonraki seansta neden 60’ı gördüğünde alarm verdiğinin sebebine baktık. Bu seans da bir sonraki vaka olarak yazılacak.
3-Berna Hn ile uzun süreli bir çalışma yaptığımız için çalışmadığımız konuları da içeren uzun geri-bildirimini  sizlerle paylaştım. ( Ör: Köpek korkusu )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-4. Bölüm

Standard

ŞY1

18.03.2016’da Berna Hn ile bir kez daha bir araya geldik. Şehirdışından gelip gidiyor olması sebebiyle seans aralıklarımız yaklaşık 40 gün civarı aralıklarla sürüyordu ve her yeni seansta daha önce bilmediğimiz yeni bir durum ortaya çıkmaya başladığı için son 3 seansın konusu tabir-i caizse beklemediğimiz yerden çıkıyordu. Özellikle de Berna Hn, seansa gelmeden önce tetiklenen bir bünyeye sahip olmasaydı sanırım işimiz çok zor olacaktı çünkü alttaki seansta ruh sağlığı yerinde değilken ölen bir alt kimlik ve dolayısıyla keşfi beni bir hayli zorlayan bir geçmiş hayat hikayesi var. Seans notlarına geçmeden önce son günlerinin nasıl geçtiğini sorduğumda Berna Hn’ın yine tetiklenmiş bir vaziyette seansa geldiğini farkettim.

 

 

DÖRDÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

1-Seans sonrası tamir fazı bittiği andan itibaren sırtımda sanki kanatlarım çıkıyormuş gibi yoğun bir ağrı var. Onun dışında ayak bilekleri ve dizlerin yan tarafları ( eklem bölgeleri ) ağrıyor. Baş ağrısı da var. Gözlerimdeki hassasiyet iyice arttı. Bunların hepsinin aynı zamanda olduğu da oluyor.

O12-Tamir fazı bittiği andan itibaren uyku sorunum başladı. Sabahları zor kalkıyorum. Özellikle son 1 haftadır 2,5 saat civarı uyuduğum için enerjim düşük.

3-Evde durmak istemiyorum. Eve girince de çıkmak istemiyorum.

4-Çok su içmeye başladım.İçerden birşey kuruyor gibi hissediyorum. Şu anda 2-3 lt civarı içiyorum. Eskiden bu kadar içmediğim için dikkatimi çekti.

5-Çok üşüyorum. Yüzüm ve başım yanıyor..vücudum üşüyor.. ( Berna Hn çoktan seansa geçiş yapmaya başlamıştı bile….)

 

 

 

BEŞİNCİ SEANS

Daha konuşurken seansın etkileri başladığı için çok kısa bir metotla bunun bir geçmiş hayat izi olduğunu anladıktan sonra hemen ilk sahneye geçiş yaptık.

046-7 yaşında güzel giyinmiş bir kız çocuğu olarak ormanlık bir alanda patikadan yürüyerek altında bank olan bir ağacın altına gelip oturuyordu. Gelirken yolda şarkı söylediğini ve çok mutlu hissettiğini söylüyordu. Bu sahnede verdiği daha başka birçok detay vardı ama içimde birşeylerin doğru olmadığına dair bir izlenim de uyanmaya başlamıştı. İngilizce tabiriyle herşey gerçek olamayacak kadar iyiydi. ( too good to be true ).

Bu sebeple hayatın başka anılarına bakmak istedim ve zorluk derecesi: “yeni mezunken denk gelse belki terapiste mesleği bırakmayı düşündürecek zorlukta”  bir seansta adım adım ilerlemeye koyulduk.

***

3-4 YAŞ: İzbe bir yerde, eski bir binanın balkonunda salıncakta sallanıyordu. Yine orman vardı ve yalnızdı. Beni buraya bırakıp gittiler diyordu ve sonrasında içerden gelen babaannesini algılıyordu.

***

O52 YAŞ: Bu dönem dudaklarının dikili olduğundan ve konuşamadığından bahsediyordu. Anne-babası 2 yaşında iken onu babaannesine bırakıp başka bir yere gidiyorlardı.

Hergün annemlerin beni bıraktığı saatte salıncağa binip sallanarak onları bekliyorum, sürekli ağlıyorum ama gelmiyorlar. ”  diyordu.

 

***

 

076-7 YAŞ: Artık dudakları dikili değildi. ” Babaannem dikişleri kesmiş, konuşabiliyorum” diyordu. Bu yaşa geldiğinde evdeki babaanesine veda ederek ayrılıyor ve anne-babasını bulmak için o ilk sahnedeki patika yoldan ormana doğru yürüyordu. Orada bulduğu bankta 16-17 yaşına kadar oturduğunu söylediği an aslında ölmüş ve arafta kaldığını anladığım andı.

 

***

 

8 YAŞ: Yine arafta geçen bir sahneydi. ( Buraya kadar anlattığı  birçok sahne ve detay oldu ama buraları kısa geçiyorum. Birazdan neden kısa geçtiğimi anlayacaksınız )

O6

7-7,5 YAŞ: İntihar ederek öldüğü anı keşfettik. Anne-babasının kendisini istemediğini düşünüp terkedilmiş ve yalnızlık duygularıyla birlikte kendini iskeleden suya bırakıyordu ve yüzme bilmediği için boğularak ölüyordu.

 

***

 

Ruhsal boyutta iken bile gerçekleri algılayamadığı için önce bozulan algıları düzelterek işe başladık. Buradayken şizofreni gibi bir hastalığı olduğunu ve olmayan şeyleri oluyormuş gibi anlattığını farketti. Aslında doğuştan omurilikte sorunu olan yatağa bağımlı bir çocuk olduğunu, 8 yaşına geldiğinde ailesinin şehirdışında bir işleri için 2-3 günlüğüne giderken kendisini komşularına emanet ettiklerini ( babaanne diye anlattığı kadın ) ama gittikleri yerde bulaşıcı bir hastalık nedeniyle öldükleri için geri dönemediklerini, onların ölüm haberlerini aldıktan sonra ruh sağlığının tamamen bozulduğunu ve günlerce ağladıktan sonra yemek yemeyi reddederek açlıktan kendini öldürdüğünü söylüyordu. Komşu kadın geldiğinde yemek yiyormuş gibi yapıp sonrasında kusuyordu.

 

O12Buradaki sahnelerden birinde Tanrı’ya çok öfkeliydi. ” Kötürüm olduğum için sana hiç kızmadım ama tek dayanağım olan ailemi aldığın için sana çok kızgınım ” diyordu..Hayatın adil olmadığını, kendini öldürerek bir nevi adaleti sağladığını söylüyordu ve bu sahneleri anlatırken yoğun katarsis yaşıyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede rehberi ona bu hayatta yalnızlığı deneyimlemek ve hayatta kalabilmek için birilerinin bakımına muhtaç olmadığını, tek başına da varolabileceğini öğrenmeye geldiğini hatırlattı.

Tanrı’nın huzuruna çıktığı anda ise kendini yere çökmüş, başı öne eğik ama vücudundan alevler çıkacak kadar kızgın olarak gördü.

Kötürüm olduğum için sana hiçbir zaman öfke hissetmedim. Ama anne-babamı benden neden aldın? Onlar benim tek mutluluk kaynağımdı.

Tanrı: Onlar zaten benimdi. Sen de benimsin…

O14Bunu duyduğunda bir anda yüzünde gülümseme belirdi ve bana ” Bir anda aydınlanma yaşadım. Sanki tüm cevabımı aldım. İçimdeki boşluğun dolduğunu hissediyorum..etrafımda bir ışık huzmesi oldu..her yer ışık artık. ” dedi.

O anda anladı ki ruhunun planında bedensel engelli olarak doğmasının özel bir anlamı vardı. “Tanrı’dan gelen herşeyi kabullenmek için seçmişim ve bunu gerçekten de kabul etmişim ama sonrasında annemi-babamı HERŞEY yerine koymuşum ve Tanrı’yla olan bağımı unutmuşum” dedi.

 

Bu geçmiş hayattan taşıdığı olumsuz izleri şifalandırdıktan sonra hayatı tamamen dönüştürdük. Son aşamada rehberi ona şimdiki hayatıyla ilgili özel bir tavsiyede bulundu: ” Seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenmelisin. Başına gelen şeylerden dolayı başkalarını suçlama.

 

 

O11.jpg

GERİ-BİLDİRİMLER:

1.GÜN: “Boğaz ağrım sabah çalışmaya gelirken hala biraz vardı fakat şimdi yok sırtımda ki ağrı da baya bi azaldı dün akşam geç uyudum fakat uykuya dalmakta problem olduğu için değil enerjik hissettiğim için uyumadım bugün de gayet iyi hissettim gün boyunca kendimi.

Berna Hn şehirdışından geldiği için ve her ay çalışma şansımız olmadığı için kendisini seanstan bir gün sonra yaptığım ve farklı teknik uyguladığım bir grup çalışmasına aldım. Dolayısıyla tamir fazı etkilerinin daha yoğun ve normalden çok daha uzun yaşama ihtimali olabileceğini belirttim .

7. GÜN:Eylül hanım nasılsınız
Tamir fazı dönemiyle ilgili size bilgi vermek istedim
Genel olarak vücudumda ki ağrılar geçti .uykularım düzene girmeye başladı .rahat bir tamir fazı dönemi geçirdim fakat dikkatimi çeken bir durum var.6.gün sabah uyandığımda rahat nefes alamadığımı farkettim bu durum gün boyunca devam etti .bugün de biraz azalmış olsada bu durum devam ediyor.kendini ifade edememe problemi de daha bariz bir şekilde ortaya çıktı resmen konuşurken cümle kuramaz haldeyim . Yemek yeme durumu da devam ediyor .fiziksel olarak ta yüz ve boyun bölgemde sivilceler çıktı normalde adet dönemlerimde dönemsel olarak 1 yada 2 sivilcem olurdu fakat bu sefer ciddi şekilde sivilcelendim.duygu ve düşünce olarak daha pozitif bir süreçteyim
Sevgiler

 

20. GÜN:

09merhaba eylül hanım nasılsınız

uzun zaman olduğu için size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.vücudumda ki tüm ağrılar tamamen geçti.uyku düzenim normale döndü.eski enerjik ve neşeli halime döndüm.hatta çoğu zaman kendimi şarkı söylerken ve dans ederken buluyorum.aynaya baktığımda eskisi gibi gözlerinin içi gülen kızı görmek çok güzel bir duygu.en önemlisi de huzur duygusunu fazlasıyla yaşantımda hissediyorum.o kişiyle alakalı duygusal açıdan ciddi rahatlamış durumdayım.
gelelim olumsuz belirtilere en son seansta ortaya çıkan yeme bozukluğu devam ediyor.bağımlı şekilde karbonhidrat tüketiyorum.dolayısıyla da kilo almaya devam ediyorum. ( * )
kendini ifade problemi yazı aşamasında düzeldi fakat konuşma aşamasında aralıklarla da olsa devam ediyor.
yeni farkettiğim üç durum var .birincisi başkalarına karşı sınırlarımı etkili biçimde çizememek (**) ikincisi de hayatımla ilgili gerekli kararları almak fakat bunları uygulamaya koymamak için hep bir bahane bulmak.bahane bulmasam da o gün mutlaka bu kararımı baltalamak adına fiziksel belirtiler gösteriyorum.örneğin çok aşırı çalışmasam bile kendimi çok yorgun hisstemek ,baş ağrısı gibi
üçüncü durum en yakın arkadaşımı kıskanmaya başladım.bana hayatıyla ilgili olumlu birşey anlattığı zaman sevincine ortak olmak yerine onun moralini bozacak şeyler söyleyebiliyorum.bazen hiçbirşey yokken bana söylediği birşey yüzünden ona karşı ani çıkışlarım oluyor.sadece bu kişiye karşı böyle tavırlar sergiliyorum
sevgiler “
8
NOTLAR:
1-*: Anladık ki 5. seanstan sonra ortaya çıkan tıkınırcasına yeme durumu , ruhsal sağlığı yerinde olmadan ve kendini aç bırakarak öldüğü bu geçmiş hayatla bağlantılı olsa da sadece bu hayatla sınırlı değil.Bu geçmiş hayattaki durum sebeplerden biri ama tek başına yeterli değil ve bakılması gereken başka önemli durumlar var. ( Bir sonraki seansta tesadüfen keşfettiğimiz bu sebebi gelecek ay ayrı bir vaka olarak yazacağım. Neden tesadüfen bulduğumuz ise başlı başına ayrı bir konu başlığı ve bence çok önemli bir konu )
2-**: Berna Hn’ın alanla ilgili de bir sorunu olduğu ortaya çıktı ki bu sınır çizememe sorunu bir sonraki seansta keşfettiğimiz durumla da iç içe bir konu.
3- Berna Hn’ın algıları bozulmuş alt kimliğinin şimdiki hayatında defalarca uyarıldığına yaptığımız şimdiki hayat seanslarında daha önce de şahit oldum. ( Bknz:  BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3 ) Kayıp ikiziyle ayrışma anında da algıları bozulmuştu.
Bu tarz seanslar oldukça zorlayıcı seanslar olsa da kendisine bana bu konuda bayağı deneyim kazandırdığı için ayrıca teşekkür ederim çünkü bu algı düzeltme konusunda bir kısayol keşfetmeme sebep oldu.
4- Berna Hn’ın kişi bağımlılığında ciddi bir rahatlama vardı ve artık o takıntı haline getirdiği kişinin aklına bile gelmediği zamanlar yaşıyordu. Ailesi ile işler yolunda ilerliyordu ve yaptığımız grup çalışmasının da katkılarıyla buzlar eriyordu ama tuhaf bir şekilde bedeni bize yeme bozukluğu konusunda hala birşeylerin eksik olduğu sinyalini veriyordu..Bu durumun ardından ne çıkacağını açıkçası ben de çok merak etmeye başlamıştım. Bunu 5. Bölümde bulacaksınız…
(Devam edecek…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

PARA BLOKAJI

Standard

E1

İsmine Büşra diyeceğim danışanım seans yaptığım şehirlerden birine yaklaşık 1200 km’lik yol katederek gelmişti. Kendisi 30’lu yaşların sonlarında, üniversite mezunu türbanlı bir kadındı  ve başından bir evlilik geçmişti. Çok uzun zamandır çalışmadığı için boşandıktan sonra çocuğuyla beraber annesinin yanına taşınmıştı.

Bana geldiğinde doldurduğu form üzerinde yazdığı kilo ve para blokajı gibi sorunlar uzun süreli çalışılması gereken konulardı ama başka sorunlarının da olduğunu öğrenince kendisinden öncelik sıralamasına göre bir liste yapmasını rica ettim. Öncelik sırasına göre yaptığı konu listesi aşağıdaki gibi:

1-para
2-aidiyet sorunu
3-kilo sorunu
4-nefes darlığı

İlk seans konusunu para blokajı olarak belirledikten sonra ön görüşmemize başladık. Ön görüşme sırasında:

-20’li yaşlarda evlendiğinde ailesinin kendisini reddettiğini ama 10 yıl sonra boşanınca tekrardan annesinin evine döndüğünü

 

one man hearing voices-Eski eşi Ahmet’le ilk tanıştığında, Ahmet’in kendisinin ” melek” olduğunu söylediğini ve zamanla kendisini de buna inandırdığını; tanışmalarının üstünden çok süre geçmeden evlendiklerini

-Eski eşin  “…”( bir erkek ismi ) isimli bir varlıktan emir aldığını ve zaman zaman da kendisini bu tarz konuları kullanarak korkuttuğunu, birçok konuda kendisine yalan söylediğini ancak boşanma esnasında öğrendiğini

 

-10 yaşında bir kızı olduğunu ve çocuğun babasını çok sık göremediğini ve babayla sağlıklı bir iletişimleri olmadığını

-Ailesinin baştan beri bu evliliğe karşı olduğunu, eski eşinin yalancı biri olduğunu en baştan anlayarak kendisine uygun görmediklerini ve bu yüzden evlilikleri boyunca kendisini yalnız bıraktıklarını ama bu dönemde bir tek babasının kendisini ara sıra aradığını öğrendim.

 

E3Küçükken, babasıyla ilgili özel bir durum yüzünden uzun yıllar babasından uzak kalmıştı. O dönemde yaşadığı travmaların çoğu babasıyla bağlantılı konulardı.

Yukarıdaki yazdığımız konulara ek olarak dinle ilgili ciddi bir çelişki yaşıyordu çünkü yıllar önce kaybettiği ve çok sevdiği babası ateist görüşe sahipti. Kendisi ise 20’li yaşların sonunda eski eşinin de etkisi ile türban takmaya ve namaz kılmaya başlamıştı.Şu anda da aynı şekilde hayatına devam ediyordu. ( Not: Danışanlarımla yaptığım seanslarda kişilerin hangi dine veya mezhebe ait olduklarıyla ilgilenmem. Hatta regresyon terapisi, psikiyatristlerin tesadüfen buldukları bir metot olduğu için konuyu anlatırken dini terimler kullanmamaya özen gösteririm fakat burada danışanın yaşadığı çelişkiyi açıklayabilmek açısından detay belirtmek durumundayım. )

Seansa başladığımızda bu hayatında 15 yaşındayken geçen önemli bir sahneden benzer bir geçmiş hayata geçiş yaptık. Bu geçmiş hayattan bazı sahneler:

E9

 

3 Yaş: Annesi ile babası kavga ederken korkudan masanın altına saklanıyordu. Orada beklerken babası annesine şiddet uyguladığı için pat pat diye vurma sesleri duyuyordu.

20 Yaş: Babası başka bir kadın için evi terk ediyordu. Bu sahnede çok çaresiz ve terkedilmiş hissediyordu. Bir taraftan da hem annesine hem de basına kızgındı ama en çok annesine kızıyordu ve ” Babamı bu kadar kızdırmasaydı babam gitmezdi. Keşke annem babamı daha çok sevseydi..Annem çok soğuk bir kadın..” diyordu.

25 Yaş: Eşini savaşa gönderdiği bu sahnede yine terk edilmiş hissediyordu ve yoğun katarsis yaşıyordu.

E1133 Yaş: Bar gibi, ahşap bir ortamda içki içiyordu. ” Buraya ait hissetmiyorum ama burada olmak zorundayım. Sanki et parçası gibiyim.” diyordu. Sonrasında da orada çalışan bir hayat kadını olduğunu , omuzları açık elbisesi ile şuh kahkahalar atarken aslında çok duygusuz olduğunu ekliyordu. Bu sahnede biraz ilerlediğimizde kendisiyle birlikte olmaya gelen erkeklerden biriyle üst kata çıktığını, adamın çok sarhoş olduğunu, ayakta duracak hali bile olmayıp bir ara üstüne kustuğunu ve sonra küfür etmeye başlayıp bıçakla boğazını keserek kendisini öldürdüğünü söylüyordu.

 

IMAG0017.JPG

( İçimden Kuşlar Göçüyor )

Öldürüldüğü sahnede çok donuk ve tepkisizdi. Onu öldüren adam tarafından gizlice bir yere gömülüyordu. Dolayısıyla öldüğünü kimse bilmiyordu. Bu sahneyi keşfederken “ Gözüm açık gidiyorum. Annem de yok, kimsem de yok. ” diyordu.

Ruhsal boyuttayken savaşa gönderdiği eşinin 1. Dünya Savaşı’nda Fransa tarafında savaşan bir asker olduğunu, evliliklerinin 3. ayında eşinin savaşa gönderildiğini  ve daha savaş bitmeden orada öldüğünü, kendisi hayattayken eşinin ölüm haberini bile alamadığını algıladı.

Bu geçmiş hayatında hem babası hem de eşinin gitmesinin plan gereği olduğunu hatırladı. Kendisini öldüren sarhoş adamın ruh sağlığının yerinde olmadığını ve bir anda kendini kaybederek boğazını kestiğini algıladı.

Rehberi ile bir araya geldiği sahnede rehberi ona “Kurban rolünü oynadın hep. O kolayına geldi. ” dedi.

 

 

Bu geçmiş hayatı dönüştürme bölümüne geçtiğimizde kendisi bugüne kadar hiçbir danışandan duymadığım bir cümle kurdu ve hayatı dönüştürmek istemediğini söyledi.Ben de kendisine eğer dönüştürme kısmını yapmazsak seansı yapmamızın pek bir anlamı olmadığını, bu geçmiş hayattan taşıdığı izler için mutlaka beden terapi içeren bir  çalışma yapılması  gerektiğini belirttim. Bunun üzerine ikna oldu ve beden terapi içeren bir çalışma yaptık.

E5

Bağlantılar:

1- Sevgi dolu bir ortamda büyümeme rağmen bu hayatımda da 3 yaşında masanın altına saklanmıştım.

2-O geçmiş hayattaki annem ve babam, bu hayattaki annem ve babama benziyordu.

3-Bu hayatımda da hep terk edilme duygum var. Bu hayattaki babam kendi inandığı dava uğruna 12 yıl bizden uzak yaşadı. Oradaki babam da başka bir kadın için gidiyordu.

 

 

E8.jpg

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan sonra kaldığı eve geçtiğinde meraktan biraz tarihi araştırma yapmış ve geçmiş hayatındaki dönemle ilgili bilgi toparlamaya çalışmıştı. Mesajını “ … çok harika bir deneyimdi bugün yaşadığım, teşekkür ederim. gelişmelerden haberdar edeceğim. sevgiler..” diyerek bitiriyordu.

Seanstan 1 gün sonra:

” Merhaba Eylül Hanım,

Öncelikle şunu söylemeliyim ki kendimi çok hafiflemiş ve rahatlamış hissediyorum. Kafamdaki sisler dağıldı. Hayatımdaki pek çok sorun aslında neredeyse tek bir nedene dayanıyormuş. Kendi hayatımın sorumluluklarından kaçmak… bu cümle yıllardır kafama takılan pek soruya da açıklık getirdi. Aslında kendimi kurban moduna ayarladığımı bazı bazı seziyordum ama bu kadar net fark etmek ve onu dönüştürmek gerçekten çok iyi geldi.
Uygulamadan sonra oldukça yorgun hissettim tabi bunun normal olduğunu söylemiştiniz zaten. Akşam yemeğinden sonra da başımın sol yanından şiddetli bir ağrı girdi. hemen gözlerime tülbent bağlayıp uyudum. iki saat civarı deliksiz uyumuşum. uzun zamandır rüyalarla bölünen uykusuzlukların üstüne o iki saatlik uyku ilaç gibi geldi.
Evinde misafir olduğum arkadaşım ben eve gelmeden hemen önce rüyasında beni görüyormuş, üzerimde su yeşili bir elbise başımın üstünü işaret ediyormuşum görmüyor musun diyerek, o da görmeye çalışınca başımdan dumanlar tüttüğünü anlamış, onlar mutluluk dumanlarıymış diyor. sonra bulunduğumuz mekan da elbisemdeki su yeşili rengine bürünmüş. çok manidar geldi bana bu rüya…
terapiden sonra bir cafede oturup soluklandım. orda hemen İstanbul’da başvurusunu yaptığım işleri iptal ettim. çünkü anladım ki burada bir iş bulma çabam tamamen annemden ve sorumluluklarımdan kaçmak içindi. eve döndüğümde ne oldu biliyor musunuz 🙂 abim aradı ve ..( Anadolu’da bir şehir )’de  iyi bir iş olduğunu ve benim adıma başvuracağını söyledi. bu tesadüf olabilir mi !
ben eski eşimle evlenirken sadece ailem değil bütün çevremden kopmuştum, arkadaşlarım, işim, müzik grubum, hobilerim hepsinden kopmuştum. herkes beni terketmişti ve ben bunun sorumluluğunu hep eski eşime atmayı ve ona bağımlı bir hayat sürmeyi seçmiştim. halbuki aile bağımlılığından sıyrılıp kendi başımın çaresine bakmayı öğrenmem için bir planmış bu da demek ki… Ahmet ( eski eş ) evlilik hayatımızda iki kere boynuma bıçak dayamıştı benim ve tavrım tıpkı seansta beni öldüren adama karşı olan duyarsızlığım gibiydi. kendimi savunmadan öylece korkusuz hissiz beklemiştim beni kesse orda ölsem hiç umrumda değil yani. ilginç değil mi. demek geçmiş yaşamda almadığım dersim burda da devam ediyor böyle.
neyse lafı daha fazla uzatıp vaktinizi çalmayayım. çenem düştü terapiden sonra :)) son söz, ben hep çocuk kalmışım, kendi işini yapamayan, herşeyi başkalarından bekleyen bir çocuk. ilk defa gerçek anlamda büyüdüğümü hissediyorum. sorumluluklarımı üstlenmeye hazırım artık. teşekkürler.. Sevgiler. “
E127. Gün:

Merhaba Eylül Hanım,

..(Yaşadığı şehir ve ilçe adı )..’dan sevgilerimi gönderiyorum 🙂 bu sabah itibariyle evime dönmüş bulunuyorum. dikkat ettiyseniz artık evim diyebiliyorum. Zira şu hiç bir yere ait olamama duygusu uçmuş gitmiş görünüyor. mağduriyet duygusu da aynı şekilde uçup yerini kendini sevip güvenmeye bırakmış görünüyor.
istanbulda iken eski bir tanıdıkla geçmişe dair konuştuk da, benim eski eşim Ahmet’le evlenmeden önceki sıkıntılı dönemlerimde yaptığım bazı şeyleri anlattılar. ben bunları hiç bir şekilde hatırlayamıyorum. çok şaşırdım. hani ön görüşmede hatırlıyor musunuz aynı döneme ait sorularınızda takılıyordum da bilgi mi saklıyorum acaba diye düşünmüştünüz. oysaki hatırlamadığım daha neler varmış. Eylül hanım bu derece unutmak mümkün mü? ben Ahmet’le tanışmadan önce üç yıllık bir ilişkim vardı ve onun isteği ile sevgililik durumumuza son vermiş ama on yıllık dostluğumuzu bitirememiştik. o süreçte ben yine terkedilme sendromumu devreye sokup kendimi mağdur ve kurban moduna sokmuşum demekki. o zaafiyet anında Ahmet’in ruhsal rahatsızlıklarından etkilenmiş olabilir miyim? o dönemde herkes bana düşman bi tek Ahmet sevgili görünüyordu nedense. belki de ağır bir depresyon geçirdim de farkında olmadan atlattım.
 
neyse ya çok ayrıntıya girmeyeyim. eylül hanım tek cümle ile nasıl hissettiğimi soracak olursanız “sanki yıllardır yattığım komadan uyanmış gibiyim”
 
ana başlığımız olan para konusunda yeni kapılar açılıyor, çok güzel bir projemiz var, çalışmalara başlıyorum. aidiyet sorunu yüzünden bulunduğum her ortamdan kaçma isteğim artık yok. her ortamda ait hissedebiliyorum. sanırım kendimi buldum da ondan. nerde olursam olayım tam merkezimdeyim. Tablet telefon oyunları ve sigara bağımlılığı konusunda yüzde 50-60 azalma söz konusu. Geçmişi düşünürken hissettiğim derin acılar yerini sevgiyle kabullenmeye bıraktılar. Kızımı babasına teslim ederken gösterdiğim metanet de aile bağımlılığı konusunda adım attığımı gösteriyor. Şimdi kızım babasıyla (..yaşadığı yere çok uzak olan başka bir şehir )’de ama benim içimde ne bir hüzün ne bir boşluk var. Kafam rahat, sadece özlüyorum normal bi şekilde.

Regresyondan sonraki bir iki gün özellikle babamı yolcu ettiğim o siyah arabalı sahne gözümün önüne geldiğinde aynı hüzün, aynı ağlama isteği oluşuyordu. O da zamanla kayboldu. ( NOT: ÇALIŞILAN KONUYA BAĞLI OLARAK, BAZEN TAMİR FAZI DÖNEMİNDE BİRKAÇ GÜN HÜZÜN OLABİLİYOR AMA SONRA GEÇİYOR )

Terapi esnasında en çok nerde zorlandığımı biliyor musunuz? Geçmiş yaşamında keşke dediğin ne var sorusunda çok zorlandım. Ve siz orda gerçekten çok önemli bir blokajı çözdürdünüz. Keşkem yok diyorum inatla herşey olması gerektiği için olmuş diyorum. İşte burda kaderi yanlış anlamak, başa gelen herşeyi kabullenmek, vardır bunda da bir hayır şeklinde boyun eğmek vardı. Sizin orada ısrarla sormanız sonucu o son cümleler ağzımdan taşarcasına kontrolüm dışında dökülüverdiler: keşke kendimi daha çok sevseydim, keşke kendime değer verseydim, keşke bana yapılanlara izin vermeseydim… bu bence en önemli noktaydı.

Bir de annemle ilişkimde düzelme var. Annemin hep daha soğuk olduğunu düşünürdüm. Bugün son 10 yıldır ilk defa beni döndüğümde sıcak karşıladı. (NOT: ŞİFA, ÇOĞUNLUKLA SADECE KATILAN BİREYLE SINIRLI OLMAZ. BAZI ÇALIŞMALARDA, DANIŞANIN BAĞLANTIDA OLDUĞU TÜM SİSTEMİN DE BU ŞİFADAN ETKİLENDİĞİNİ ÇOK DAHA NET VE KOLAY ANLAYABİLİRİZ. )

Yine lafı uzattım kusura bakmayın. Siz ne düşünüyorsunuz hakkımda, sizce ikinci bir seansa ihtiyacım var mıdır? 

Sizi sevgiyle kucaklıyorum. iyi ve güzel haberlerle tekrar görüşmek üzere hoşçakalın.”
 E14.jpg
Seanstan 6-6,5 ay sonra , Ocak 2016’da kendisi ile tekrar irtibata geçtiğimizde:
Merhaba 🙂
Epeydir size uzun uzun yazmak istediğim şeyler vardı. Bunlardan biri evet işe girdim. Çok da keyifli bir iş.  “…. ” yapımını öğretiyorum, bir yandan da öğreniyorum tabi. İki ay önce de nişanlandım. Sigarayı da bıraktım.”
 
“Nişanlandığım kişiyi yeni tanıdım aslında ama sanki bin yıllardır tanıyor gibiyim. İlginç olan onun da aynı hissediyor olması. Bazen o fransız hayatimdaki üç ay evli kalabildiğim eşim mi acaba diye geliyor aklıma. Çünkü yaşadığım sevgi duygusu neredeyse aynı. Çok enteresan bir duygu. Tabiki o mu değil mi bilemeyiz. Önemli olan ben kendimi artık gerçekten değerli hissediyorum. Mağdur değil kendi başının çaresine bakabilecek gücü olan biriyim artık. Kadinligimla barışıyorum. Migren de kayboldu. Genel olarak gerçekten çok mutlu ve huzurluyum. Yalnız son zamanlarda kafama takılan tek konu annemle ilgili. Halen çözemediğimiz birşeyler var. Hala kavga ediyoruz. Bunu hangi bilgi deneyimini öğrenmek için tasarlamış olabileceğimi bulmaliyim. …. Bunun dışında evlilik hazırlıkları, ev kurma gibi yorucu ama keyifli bir surecteyiz. İlk fırsatta sizinle yine gorusmek isteği kalbimin bir köşesinde duruyor.  Uzun oldu yine 🙂 sevgiler...”

 

E15.jpgSeanstan 7,5 ay sonra:

Eylül hanım merhaba,
Kafama takılan birşey oldu. Nisanlimla ayrıldık biz. İlişki tam uç ay sürdü. İliskimizin ilk başlarında sanki geçmiş yasamimdaki 3 ay evli kalıp büyük aşk yaşayıp, sonra savaşa askere gönderip bir daha görmediğim eşim gibi hissetmistim. Ve bu da 3 ayda bitecekmis korkusu yasamistim. Sonuçta sebep her ne ise birbirimizi sevdiğimiz halde ayrıldık. Şimdi acaba ben kendim farkında olmadan olayları manipüle mi ettim acaba diye kafama cok takılıyor. Bu konuda yorumunuz ne olabilir. Vaktiniz olunca  yazarsanız çok sevinirim.
Sevgiler…..”

Kendisine verdiğim cevapta :

-seansın üzerinden uzun süre geçtiği için ve seans notlarını yanımda taşımadığım için o esnada seans içeriğini hatırlamadığımı   ( Arşivim şimdilik Mersin’de güvenli bir yerde ama ben sürekli seyahat ediyorum )

-bir seansta karşılaştığımız ilişki 3 ay sürdü diye bu hayatta da öyle olacağı anlamına gelmediğini ; herşeyi bu kadar analiz ederek kurala bağlamaya çalışmanın doğru olmadığını

-ilişkinin bitiş sebebini anlamaya çalışmak ve bunu başka bir hayata dayandırmaya çalışmak yerine eğer bu kişiyi gerçekten seviyorsa sonucu değiştirmek üzerinde düşünebileceğini

-bilmediğim bir konu ( ilişkinin süreci ) hakkında yorum yapmamın mümkün olmadığını  ve bir fikrim olsa bile danışanı yönlendirmenin etik olmadığını belirttim.

Kendisiyle son yazışmamız bu şekilde kalmıştı. Bu yazının ilk taslağı bittiğinde kendisine emaille attığımda ise işte yoğun olduğu için ancak akşam bakabileceğini söylemesi tahmin edersiniz ki hoşuma gitti. Eskiden sürekli kafasında birşeyleri analiz etmeye çalışan ve gününün büyük bir bölümünü internette geçiren bir kişiyken şimdi bana anında dönemeyecek kadar işinde yoğun olması seans konumuzun “para blokajı” olduğunu düşünecek olursak benim için iyi bir gösterge.:)

Kendisinden 8 Nisan 2016’da Bu yazıyı Yazdığımda Aldığım Son Email (9,5 ay sonra )

” Merhaba Eylül Hanım,
Sizinle çalışmamızın ilk maddesi para sorunu idi. Hep kıtı kıtına param ya olur ya da hiç olmazdı. Şimdi ise hayatımın en güzel işinde çalışıyorum. Sabah 9 dan 15:00 e kadar süren, rahat bir ortamda, ve en sevdiğim …  oyuncakları yaparak, hem egleniyor hem de kazanıyorum.  …..’da eğitmenim. Gerçi asgari ücret alıyorum ama yaşadığımız ilçede yetiyor da artıyor bile.
Çalışma basliklarimizdan biri de aidiyet problemi idi. Kendimi hiç bir yere ait hissedemiyor, her nereye gidersem gideyim yabancı gibi oluyordum. Şimdi o duygudan eser yok. Ben her yere aitim artık.
Çalışmamız sırasında mağdur psikolojisi içinde olduğum ve bağımlılık ilişkileri kurduğum durumunu gozlemlemistik. Fransadaki geçmiş yaşamımda önce babamın terk etmesi, ardından eşimin  üç ay sonra savaşa gidip dönmemesi beni hayli yıpratmış, hayattan bezmiş bir hale sokmuştu. Ve akabinde bir gazinoda fahişelik yaparken bir sarhoş tarafından bıçaklanarak öldürülürken gözümü bile kirpmamiş, ölüme teslim olarak hayatımi savunmamistim.
Rehberimle gorusmede ise bana hayatıma sahip çıkmam ve  kendi ayaklarım üzerinde durmam gerektiğini söylemişti.

Çalışmadan sonra regresyonda şahit olduğum herşey üzerine düşünecek çok vaktim oldu. Hele en son yaşadığım 3 aylık nişan olayı bana çok şey öğretti. Baştan sona tüm hayatım ile fransadaki geçmiş yaşamımı karşılaştırdığımda o kadar benzer durumlar vardı ki. Bundan şunu anlıyordum. Geçmiş yaşamımda almam gereken dersimi almamistim. Çok sevgili eşimi ömrümün sonuna kadar beklemiştim. Ve onsuz perişandım. Şimdiki hayatimdaki  nişanlımla aramızda öyle bir yoğun duygu akışı vardı ki inanin geçmiş yaşamdaki eşimle aramızdaki duygularla tıpatıp aynıydı. Çalışmadan sonra duyguları çok net hatırladığımi söylemiştim. Sanki fransadaki eşim tekrar gelmiş ve almam gereken dersi bana tekrar veriyordu. Ben de kalpten kendisine teşekkür ve sevgi göndererek uğurladım. Nihayetinde hayatıma en güzel şekilde devam ediyorum. Kendi ayaklarım üzerinde duruyorum. Mağdur olmadigimi , bolluk içerisinde olduğumu biliyorum. Bağımlılık ilişkileri kurmamda  bu mağduriyet hali sebeb oluyordu. Hep bir kurtarıcı bekliyordum. Halbuki kurtarıcı kendimmişim :))
Şimdi hayatımın görünen kısmı ortalama bir hayat gibi gorunuyor olabilir ama idrak seviyesi açısından eskiye göre çok daha farklı bir noktada olduğumun farkındayım.
Ha bu arada en önemli nokta 😉 annem.
Çalışma esnasında annem tüm güzelliği ile karşımda durmuş fakat neredeyse tek kelime etmemişti. Şimdiki annemle de küçüklüğümden beri hep problem yaşıyorduk. En son 2 ay önce küsmüş ve sus pus olmuştuk. En çok bu konu üzerine düşünüyor ve çözemiyordum. O iki aylık süreçte önce nefret etmemeyi öğrettim kendime. Nötr kalmayı başardım. Sonra birden farkettim ki, bu hayatta beni en çok zorlayan, kendisinden kactigim halde daha beterlerinin karşıma çıktığı, ve kaderî bir plan olarak dönüp dolaşıp yine aynı noktaya geldiğim annem ile olan sorun her ne idiyse cozemezsem bu dersin takrarlanacaginin farkındaydım. Sonra farkettim ki annem aslında benim bir aynamdi. Benim kendi içimde bir türlü kabul etmediğim, diktatör, kontrolcü, titiz, kavgacı vs taraflarimdi. Once bunların bende olduğunu kabullendim. Ve fark ettim ki bu hayatta beni en çok zorlayan kişi olarak annem aslında ruhsal planda beni en çok seven varlıktır. Bunu fark ettiğim anda müthiş bir sevgi akışı oluştu anneme karşı. Babamin ölüm yıldönümünde gittim öptüm sarildik barıştık Bundan sonra ne yaparsa yapsın eski etkiler oluşmayacaktır bende.

Ek olarak artık migren ağrıları çekmediğimi, nefes daralmasınin yuzde doksan azaldığını ve kilo veremesem bile kilo alma korkumun kalmadığını belirtmeliyim.

Sonsuz sevgilerimle

Ş11

 

NOTLAR:

1-Genelde seansa gelen danışanların çalışılacak birden fazla konu başlıkları olur. Yukarıda gördüğünüz konu başlıkları arasında belki ” nefes darlığı ” hariç diğerleri oldukça genel konulardır ve herbiri için en az birkaç seans çalışmak gerekir. Kilo konusu mesela,  tek başına uzun vadeli çalışılması gereken bir konudur.

Her konunun ilk oluştuğu ana giderek dönüştürmeye çalıştığımızda, yaşadığınız bütün sorunların kaynağını aynı geçmiş hayat içinde veya bu hayatınızdaki aynı travmatik anda bulacaksınız diye bir kural yok. Veyahut da çok katmanlı genel bir konuyu tek seansta %100 çözeceksiniz diye de bir kural yok.

Bilinçaltıyla çalıştığımız ve mekanik bir iş yapmadığımız için gelen her kişiden ne gibi bir sorun çıkacak , o sorunla ilgili açtığımız çekmecenin altından ne çıkacak, kişi çıkan bu şeye nasıl tepki verecek gibi konuları önceden kestirmemiz mümkün olmuyor. İlk defa gelen her danışana uzun uzun, şemalarla çizerek bunun mantığını anlattığım halde, bazı danışanlarda gözlemlediğim eğilim şu:  belki 50 yılın birikimi olan çok katmanlı bir sorunu ile gelerek o sorunu 2 saatte tamamen çözüp gitmek istemeleri ve seans öncesinde anlattığım tüm detayları unutmaları …

Eğer bana üstteki vaka hakkında yorumumu sorarsanız, para konulu bir vaka olarak ele alırım ve yıllarca hiç çalışmamış bir insanın şu anda çok sevdiği bir işi hem öğrenerek hem öğreterek tutkuyla yapmasının, üstüne para da kazanmasının çok önemli bir adım olduğunu düşünür ve sonuçtan dolayı kendisini tebrik ederim. Ama bu seansın kilo sorunu, ilişkiler konusu vb başka konular için yeterli olacağını asla düşünmem çünkü sadece para sorununa odaklandığımız bir seanstı. Nasıl ki bir kalp ameliyatı olup, hastaneden çıktığınızda aynı anda 6,5 derece olan gözünüzün+ çürümüş dişlerinizin+böbreklerinizdeki taşların da iyileşmesini ve hatta yüzünüzdeki sivilce lekelerinden eser kalmamış olduğunu beklemiyorsanız; bir seansta çalıştığınız tek konudan sonra hayatınızdaki diğer bütün sorunlarınızın da sihirli bir değnek değmişçesine geçmesini beklemeyiniz.

2-Bu vakada en ağır basan konu KURBAN MOD konusu idi. Bu açıdan değerlendirdiğimde yukarıda koyu renkli işaretlediğim bölümde danışanın da belirttiği gibi:” ben hep çocuk kalmışım, kendi işini yapamayan, herşeyi başkalarından bekleyen bir çocuk. ilk defa gerçek anlamda büyüdüğümü hissediyorum. sorumluluklarımı üstlenmeye hazırım artık. teşekkürler..” , bir kurban modelini en kolay böyle tanırsınız. Onlar hep mağdurdur, hep terk edilmişlerdir, felek hep onlara vurmuştur…hatta ileri boyut KURBAN MODsa gelen vurmuştur, giden vurmuştur. Güvendiği dağlara hep kar yağmıştır da o yine de ayakta kalabildiği için KİBİR bile geliştirip ” Yıkılmadım, ayaktayım ” demiştir…Başına gelen herşeyden hep başkaları sorumludur. Çevrenizdeki insanlar arasında en çok şikayet eden, en çok yaygara koparan, hiçbir zaman eyleme geçmeyen kişilere bakarsanız hepsi mutlaka KURBAN MOD’undadır.

Dolayısıyla, Türkiye’de en çok bulunan insan modeli de KURBAN MOD’dur. Toplum olarak çok meyilliyiz…kendi acılarımızdan kaçınmak için tv’de izlediğimiz dramlara üzülmeyi tercih ederiz.

3-Para Blokajı Konusu: Para sorununun kaynağına baktığımızda sandığınız gibi başrolde para olma ihtimali diğer ihtimallere nazaran genelde düşüktür. Bugüne kadar yaptığım seanslar arasındaki istatistiklere bakarsak, sorunun ardında yatan etmen çoğunlukla başka korku ve bağımlılıklarımız olduğu şeklinde. O yüzden rahatlıkla söyleyebilirim ki, sizin bilinçaltınızda böylesine bir korku veya bağımlılık varken; sabahtan akşama kadar ” Para benim dostum, parayı yok şöyle severim böyle severim, para hayatımı kolaylaştırıyor…şimdi kendime ihtiyacım olan tüm bolluk-bereketi çekiyorum...” vb türden olumlamalar yapmanız veya bunları kamyon arkası yazısı gibi bir yerlere yazmanız-asmanız çoğunlukla işe yaramaz. Bu durum, tahterevalliye oturmuş 94 kg’luk bir adamın karşısına 6 kg’luk bir kediyi koyup, kedinin adamı havaya kaldırmasını beklemeye benzer.

Örneğin: Param olmadığı için annemle kalıyorsam ve onunla bırakın bu hayatımdaki alamadığım sevgiyi, geçmiş hayattan tamamlanmamış bir işim varsa; senaryo gereği ben ancak parasız kaldığımda annemin yanında olabiliyorsam ve onun sevgisini öyle alabiliyorsam,  bu hayatta kendimi parasız bırakırım. Dolayısıyla ancak ruhumun dönüp bakmam gereken yaralarına bakmadan, farkettiğim sorunlarımla yüzleşmeden, bağımlılık ve korkularım üzerinde bir bir çalışmadan para konumu da çözemem.

4-Regresyon Terapisi ile çalışmak, soğan kabuğuna benzer. Her seansı bir kabuk soyma olarak düşünürseniz, hayat devam ettiği müddetçe hep yeni bir kabukla karşılaşacağım demektir. Yani bir seansta soğanın cücüğüne ulaşma yönünde bir kısayol ( shortcut ) metot henüz keşfedilmedi ..Eğer keşfedilseydi, emin olun ben de hala kendi üzerimde çalışıyor olmazdım..Ben hala kendimde farkettiğim yeni bir durum veya sorun olursa, gidip terapist bir arkadaşımdan seans alıyorum.

5-Bu vakada kendi tablolarımdan birini kullandım. ( İçimden Kuşlar Göçüyor -2009 -yağlı boya )

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3. Bölüm

Standard

ŞY1

 

Üçüncü seansın üzerinden 42 gün geçtikten sonra Berna Hn ile tekrar bir araya geldiğimizde bu sürede olan biten gelişmeleri kısaca not ederek başladım. Bir önceki bölümden hatırlarsanız, alışveriş bağımlılığı çalıştıktan sonra Berna Hn asıl konuyla karşılaşmaya hazır oldu ve takıntı haline getirdiği bir ilişkisinden bahsetmeye başladı.

 

ÜÇÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

Ş21-..Y..( Takıntı haline getirdiği kişi)’yi çok kafama takmaya başladım. Geçen ay başından bu yana aramızda hiçbir yakınlaşma olmadı . Cinsellik yaşanıp da ertesi gün sosyal ortamlarda karşılaştığımızda bana hiçbirşey yaşanmamış gibi daha soğuk ve mesafeli davranıyor. Kendisini 3-4 senedir tanımama ve benim için çok özel biri olmamasına rağmen, bu davranışı artık beni rahatsız etmeye başladı. Onu takıntı haline getirdiğimi düşünüyorum. Saçma bir şekilde beni önemsemesini, beni sevmesini istiyorum.

2-Son 15-20 gündür alışverişle ilgili de tetiklenmeye başladım.

b12

 

DÖRDÜNCÜ SEANS

Yukarıdaki geri-bildirimleri alırken Berna Hn’ın kurduğu birkaç cümle ve kullandığı bazı kelimeler dikkatimi çekti. Bir “KAYIP İKİZ SENDROMU”* olma halinden şüphelenerek çalışmamı bu yönde ilerlettim. Sorularıma çoğunlukla “evet” şeklinde yanıt alınca da bu ihtimali mutlaka kontrol etmek istedim.

Ana karnı regresyonu ile başlattığımız seansın keşif bölümü benim için oldukça zorlayıcı oldu. Hatta bugüne kadar en zor keşfettiğim kayıp ikiz vakam diyebilirim.

Berna Hn’ın anne karnında ikiziyle ilk iletişim kurduğu an 20 günlük olduğu gündü.

25 Günlük olduğunda ikizi ondan ayrışıyordu. Bu anı ” Benden kopuyor..bir parçamı alıyor gibi acı duyuyorum. ” şeklinde tarif ediyor, hatta o sahneyi keşfederken sırtında da acı hissediyordu.

Bu ayrışma anında bir taraftan ikizinin gittiğine seviniyor fakat diğer yandan da ” Bir parçamı alıp benden götürdüğü için endişeli ve öfkeliyim” diyordu.

***

Ş8Anne karnında olduğu dönemde 6 aylıkken keşfettiğimiz bir sahnede, boğazına kordon dolandığı için nefes almakta zorlandığını, boğulur gibi olduğunu ve paniğe kapıldığını söylüyordu. Bu bölümü derinlemesine incelediğimde aslında bir nevi intihar teşebbüsü olduğunu ve altta yatan düşüncenin ” Burada değil, ikizimin yanında olmalıydım. Ölmek istiyorum. ” olduğuydu. Sonunda vazgeçip yaşamaya karar veriyor ve kendini kordondan kurtarıyordu ama anne karnında 8,5 aylık olduğu zamana kadar hala bu kararından emin olmadığı için kontrolü elinde tutmak istiyordu.

***

Doğum kanalına girmeye başladığında ise çok yoğun bir kömür kokusu aldığı için midesi bulanıyordu. ( Doldurduğu formda doğum tarihine baktığımda kışın doğduğunu gördüm. Seans bitiminde de evlerindeki kömür sobasına ait olduğunu teyit etti )

Doğum anına ve ondan sonra çok kısa bir döneme baktık çünkü anne karnını keşfetmemiz bayağı uzun sürdü.

 

Ş9Dönüştürmeye başladığımızda bu sefer kayıp ikizini daha kolay algıladı. Aslında gitmesini istemediğini ve bundan dolayı derin üzüntü yaşadığını farketti. İkizi ona, gittiği için üzülmemesi gerektiğini, herşeyin planlandığı gibi olduğunu ve görevinin orada bittiğini söyledi. İkizinin bu yolculuğunda rehberlerini algılayana kadar ona destek olmak üzere orada bulunduğunu ve gitmesi gereken vakitte gittiğini algıladı.

 

***

Kordon dolanması dahil tüm sahneleri dönüştürüp şifalandırdıktan ve anne-babasıyla olan bağlanma şekline çok kısa baktıktan sonra seansı noktaladık. Berna Hn şehirdışından geldiği için akşam uçağına yetişmesi gerekiyordu. O yüzden seans süresinin uzamamasına ve onu hemen yolcu etmeye çalıştım. Tam kapıya doğru yönelirken o gün ikimizin de neredeyse ikiz gibi giyindiğimizi görünce seans konusunun altından ” kayıp ikiz sendromu” çıktığı için ona gönderme yaparak ” Pantolonlarımız da aynı olsa tam ikiz olacakmışız  ” şeklinde bir espri yaptım. Bu esnada Berna Hn sabah erkenden uçakla gelip seans saatini beklerken Taksim’den aldığı pantolonunu gösterdiğinde ise tüylerim diken diken oldu çünkü tam da benim üzerimdeki pantolonla aynı model bir pantolon almıştı. Bu konudaki rastlantılar öyle çok dikkat çekiciydi ki hatta bu konuyla bağlantılı olarak facebook sayfasında ” OKUYABİLİRSEN EĞER, HERŞEY BİR AYETTİR…   ”  başlıklı bir yazı yazmıştım.  ( Yazının başlığına tıklayınca açamayanlar için aşağıda )

 

geribildirim


GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra emailleştiğimizde: ” Merhaba eylül hanım yoğun başağrısı vardı bütün vücudumda Sızı şeklinde Ağrılar oldu .sabah gözümü açtım yine o kişiyi düşünmeye başladım fakat farklı olarak ona karşı nefret yada sevgi duyguları hissetmedim daha çok aramızda ki süreci düşündüm nerde hata yaptım Nasıl olmalıydı gibi . Sevgiler

Aynı gün: “Dünkü mide bulantısı hissi bugün de devam ediyor söylemeyi unutmuşum. ”

beauty girl crySeanstan 7 gün sonra: ” Merhaba eylül hanım nasılsınız?
Bugün tamir fazında 7.günüm size bilgi vermek istedim .genel olarak rahat bir dönem geçirdim ilk gün mide bulantısı ve başağrısı oldu.5.güne kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadım fakat 5, gün ağlama krizi geldi belki o kişiyi seanstan sonra ilk defa görmüş olmamın etkisiylede olabilir .o günden itibaren mutsuz bir ruh haline girdim
Sevgiler

Bu son emailden sonra kendisine o kişiyi hergün gördüğü bir ortamda bulunduğunu sandığımı ve bu karşılaşmanın 5. günde olmasının özel bir sebebi olup olmadığını sordum.

Aldığım cevap: ” Aslında aynı  serviste çalıştığımız için hergün görüşüyorduk fakat seans sonrası nedense denk gelemedik teşekkür ederim .Sevgiler

12. Gün: ” …..  …     …Kendimle ilgili son duruma gelince boşlukta gibiyim o kişiyi eskisi kadar düşünmüyorum fakat belki bunda o kişinin şu an askere gitmesinin de etkisi olabilir 5-6 ay onu görmeyeceğim.fakat döndüğünde onunla tekrar ilişki kurmamak adına kendime şu anda tam anlamıyla güvenemiyorum .”

Bu bilgi üzerine, 5 ay sonra nasıl davranacağını şimdiden düşünmesine gerek olmadığını ve bu kişiye olan takıntısını çalışmaya başladığımız için normalde hergün gördüğü bir insanın 5-6 ay boyunca çevresinde olmayacağı şeklindeki bir bilginin önemli olduğunu ve bu tarz önemli durumları bilmem gerektiğini hatırlattım. Bu durum ağlama krizinin de bu vedalaşma  dönemine denk gelmesi sebebiyle benim için daha anlaşılır oldu çünkü bu kişinin askere gideceği bilgisini seanstan  5 gün sonra öğrenmişti.

Ş316. Gün:merhaba eylül hanım nasılsınız?

tamir fazının 5.gününden itibaren sürekli ağlama krizleri yaşıyorum aralıklı olarak. dün sabah duyduğum bir şarkı yüzünden gözlerim doldu  çünkü ben çocukken babam arabada bu tarz şarkılar dinlerdi hep gezmeye giderken. akşamına eve geldim hiç sebep yokken deli gibi ağlamaya başladım. bu sabah sizin önerdiğiniz kitaplardan birini okurken yine gözlerimden istemsiz bir biçimde yaşlar süzülmeye başladı. bu aralar bende durum böyle bu süreç daha ne kadar devam edecek bilemiyorum ama hayatın bütün yükü omuzlarıma çökmüş gibi hissediyorum.
sevgiler
16.-21. Gün Arası: İlk seansı vaka olarak yazmaya başladığım için yazı taslağı ile alakalı olarak haberleştik.

21. Gün: ” merhaba eylül hanım nasılsınız

 öncelikle ağlama krizlerim son buldu.
normalde bu durumu seansa geldiğimde bildirmeyi düşünüyordum fakat 3 gece üstüste aynı rüyayı görünce ve içerikler de aynı olunca bildirmek istedim. belki sizin 4. seans ile ilgili yazınıza da bir faydası olur.
10 şubat 2016 gün boyu ciddi bir mide bulantısı ve baş dönmesi yaşadım.rüyama gelecek olursak sürekli birilerine birşeyler söylemeye çalışıyordum fakat konuşamıyordum sanki boğazımda bir yumru vardı. konuşmak istediğim kişilerin hepsi benim geçmişte yada şu an yaşantımda olan bana yaptıkları yüzünden  birşeyler söylemek  isteyip de söyleyemediğim kişilerdi. eski erkek arkadaşım, kuzenim,  arkadaşlarım gibi…
boğazımda ki yumru hissi ve ışık hassasiyeti durumu tamir fazından sonra hemen ortaya çıkan belirtiler aslında .malum havalardan dolayı bir enfeksiyon başlangıcı olup olmadığından emin olmak için biraz bekledim .
11 şubat 2016 rüyamda tanıdığım bir arkadaşım benimle alay ediyordu cümle tam olarak şöyle {bu güne kadar ne başardın ki bunu da yapacaksın }bende cevap vermek istedim ama konuşamadım.sürekli bu durum tekrarlanıyordu.sonra rüyamda bir anda yatağım da yukarıya doğru yükselemeye başladım hiç durmadan fakat bu his beni rahatsız etmedi.yükselirken {değişime direnmiyorum ve onu kabul ediyorum }diye bir cümle sarfettim.sonra tekrar yatağıma geri düştüm.uyandığımda başımda 3.göz dediğimiz bölgede yoğun olmak üzere müthiş bir ağrı vardı.ışık hassasiyeti mevcutttu.sırtımda da seans sırasında hissettiğim yoğun ağrı mevcuttu.
tamir fazından sonra tıkınırcasına yemek yemeye başladım iki hafta da aldığım 4 kilo bunun kanıtı.
 
konuşma ve iletişim problemleri yaşamaya başladım.yazarken, konuşurken size attığım bu mailde de belli oluyor aslında cümleleri kurmakta zorlandım.
sevgiler.

 

***

 

Tekrarlayan rüyaları not etmesini istedim.

22. Gün: ” Terapi defterime not aldım eylül hanım . Yeme problemi o kişi gittikten sonra başladı zaten onun gidişi ve tamir fazının bitimi aynı güne denk geliyor .”

40. Gün:Günaydın eylül hanım teşekkür ederim iyiyim siz nasılsınız 
 mantık olarak o kişiyle alakalı ne yapmam gerektiğini biliyorum fakat yine de duygusal olarak kendimi gözden geçirdiğim de 1 çalışma daha yapmak faydalı olacak gibi. Bir de kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum . Yeme içme durumları aynı devam ediyor fakat enteresan biçimde sadece karbonhidrat tüketmek istiyorum nerdeyse doğru düzgün hiç yemek yemiyorum .uyku düzenim yok sabahları çok yorgun ve mutsuz uyanıyorum 
Sevgiler.
42. Gün: Bir daha bir araya gelmeye karar verdikten sonra  iletişim problemi konusunu sorduğumda ” İletişim problemi devam ediyor eylül hanım” şeklinde cevap verdi.
***
Ş11
NOTLAR:
1-*: KAYIP İKİZ SENDROMU:  Kayıp ikiz sendromu ilk kez 1945 yılında Stoeckel tarafından tanımlanmıştır. Tıbbi araştırmalara göre her hamileliğin 1/8’i ikiz olarak başlıyor. Fakat bu ikizlerden bir tanesi ilk 28 gün içinde çoğu anne ikiz hamilelik yaşadığının farkında bile değilken ölüyor ve bazen hafif ağrı ve küçük kanamalarla vücuttan atılıyor. Yaşanan bu fiziksel durumun geride kalan ikiz açısından da birçok fiziksel ve psikolojik etkileri oluyor.
2- Berna Hn’ın bu seanstan sonra ilk defa yüzleştiği ve ” boşluk ” diye tanımladığı şey aslında hepimizin içinde hissetmekten korktuğumuz ve yüzleşmekten kaçındığımız bir alan. Bağımlıklarımız ise bizi bu boşluğu hissetmekten alıkoyan kaçışlarımızdır.  Eğer gerçek özgürlüğe ulaşmak istiyorsak bu boşluğun içinden geçmemiz gerekir. Burası spiritüellerin ” ruhun karanlık gecesi ” de dedikleri yerdir.
Krishnananda**, bu boşluk kavramını İLİŞKİLERİN A, B, C’si kitabında çok güzel anlattığı için çalıştığım her danışanıma bu kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ederim.

**: Krishnananda (Dr. Thomas Trobe) California ve Harvard Üniversiteleri’nde eğitim görmüş bir psikiyatrdır.

3- Bu yazı dizisini, bir seans regresyon terapisi alıp kapıdan çıktığında bambaşka bir hayatı olacağını düşünen, seansın hemen akabinde sihir ve mucizeler bekleyen insanlar için özellikle yazmak istedim.Çünkü malesef bu beklenti ile gelen ve regresyon terapisini tek seanslık bir iş sanan kişilere rastladım.

Ör: Basit bir baş ağrınız olduğunda bir ağrı kesici alırsınız ve ağrınız geçer. Ama vücudunuzu kanser hücreleri sarmışken ( mecazi anlamda ) , bir tane ağrı kesici almak ve ertesi gün hiçbir sorununuz kalmayacağını beklemek beyhude bir bekleyiştir… Hayatta herşeyde olduğu gibi, terapi işinde de emek vermek gerekiyor. Armut piş ağzıma düş şeklinde bir anlayışa sahipseniz, size önereceğim en son yer regresyon terapisi. İnanın, seansların çoğu hiç de eğlenceli geçmiyor. Neredeyse gittiğimiz her sahne küçük ya da büyük travmatik bir anı içeriyor. Bugün burada okuduğunuz vakaların ve şifalanmaların çoğu gözyaşları içeriyor.

 

4- Bu şifalanma işi gerçekten de bir yolculuk ve bu yolculuk sırasında o en derinlerde sakladığınız yaralarınızla ancak sizin kaldırabileceğiniz hızda ve dozda ilerliyoruz. Şu anda bu bölümde yer verdiğim seans, Berna Hn açısından belki bugüne kadar en zorluk çektiği seans oldu. Aramızdaki uzak mesafe sebebiyle uzun aralar vermemiz ise belki onun açısından daha zorlayıcı oldu. Ama bundan sonra neler olacağını bilemeyiz. Bundan sonrası belki de Mevlana’nın da dediği gibi : ” Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.. ” .

 

(Devam edecek…..)

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

 

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-2. Bölüm

Standard

ŞY1

İlk 2 seansın üzerinden 2 ay geçtikten sonra Berna Hn ile tekrar biraraya geldik. Bu sefer yeni seansımız için ön-görüşme yapmaya başlamadan evvel bu 2 aylık sürede bilmem gereken önemli birşey olup olmadığını sordum. Bu arada fiziksel görünümünde bir değişiklik olduğunu hissettim ama emin olamadığım için kendisine sordum. Aldığım geri-bildirimler aşağıdaki gibi:

  1. İlk 2 seans sonrası 2 ayda 6 kg gitti. Eskiden de deniyordum ama 1-2 gün sonra diyeti bırakıyordum. Bu sefer biraz dikkat etmeyle 6 kg gitti.
  2. Uyku düzenim çok düzeldi. Uykuya dalmakta ve uyanmakta sorun yaşamıyorum artık. Eskiden hep dayak yemiş gibi kalkıyordum. ( Bir önceki seansta rüya kapanı ile ilgili gördüğü rüyayı hatırladık )
  3. Eskiden melankolik biriydim, herşeyi kafama takardım. Artık takmıyorum. Uzun yıllar boyunca melankolik olunca, insan bu duruma önce bir afallayıp şaşırıyor.
  4. Sezgilerim ciddi derecede kuvvetlendi. Kahin gibi değilim ama birçok şeyi öngörebiliyorum. Başkalarının hayatına dair bile sezgilerim oluyor. Bakış açım çok genişledi.
  5. İlk seansa geldiğimde sık idrara çıkma sorunu vardı. İlk 2 seanstan sonra geçti.

                                                 ÜÇÜNCÜ SEANS

ŞY4

Bu seansta hangi konuyu çalışmak istediğini sorduğumda ilk sıraya ” alışveriş bağımlılığı ” konusunu koydu. Bu konunun ilk ilişkisiyle beraber başladığını, 2008’den bu yana dönem dönem hortladığını ve son 2 haftadır yine gündemde olduğunu belirtti. Alışveriş yaptığında sadece 10 dakikalığına da olsa kendisini güçlü ve değerli hissediyordu.

ŞY8Bu konuyla bağlantılı bir geçmiş hayat çalıştığımızda 5-6 yaşlarında yaşlarında hali vakti yerinde bir ailenin tek çocuğu olduğu bir hayata geçiş yaptı. Bu hayatta astım gibi bir hastalığı olduğu için fazlaca koruma altında yetiştiriliyordu ve dışarıya çıkmasına izin verilmediği birgün kendini, üzerine hiçbir kalın kıyafet almadan ormana doğru deliler gibi koşarken buluyordu. En sonunda nefesi birden tıkanıp dizlerinin üstüne çöktüğünde boğazını tutuyor ve nefesi kesiliyordu. O esnada eve hayli uzak mesafede olduğu için yardım da alamıyor ve ormanda tek başına ölüyordu.

ŞY9Çok kısa bir hayat olmasına rağmen ilk etapta arafta kaldığı bir sahneden giriş yaptığımız için keşfi biraz zorlu olan bir seans oldu. Birçok bilgiye ruhsal boyutta erişebildik. Babasının ailesinin isteği üzerine annesiyle zorla evlendirildiğini, çocuk sahibi olmayı istemediğini, o yüzden evde babasının kendisine karşı kayıtsız olduğunu algıladı. Bu sebeple aslında babasını cezalandırmak istediği için evden kaçtığını ve kaçarken öleceğini bildiğini hatırladı.

Bu geçmiş hayatı baştan sonra dönüştürdük ve ileride bakmak üzerine kendim için birkaç özel not alarak seansı noktadım.

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra haberleştiğimizde: ” Seanstan sonra ki ilk günüm sakin geçti. dün akşam rahat uyudum rüya görmedim.herhangi bir huzursuzluk hissi yoktu.bel bölgem deki ağrı gün boyu devam etti.biraz iştah artışı var . ” diye yazdı.

Seanstan 7 gün sonra emailleştiğimizde:

” Merhaba eylül hanım. Bel bölgemdeki ağrı geçti genel olarak bu hafta boyunca hiç Ağrı’m olmadı .kendimde ciddi bir enerji artışı gözlemledim .alışveriş yapma konusuna gelince hala içimde birşeyleri alma hissi var fakat enterasan biçimde alışveriş yapmıyorum bu duyguya rağmen 5.gün gördüğüm rüyada beni rahatsız edecek derecede bir müzik sesi vardı ve bu sesten dolayı uykumdan uyandım hatta uyandığımda biraz başım ağrıyordu. Sevgiler

ŞY108. Gün:  İlk defa şu ana kadar gayet önemsiz ve geçmişte kalmış biriymiş gibi anlattığı ilişkiden bahsetmeye başladı: ” Kişi bağımlılığı konusuna çalışmamız gerekecek sanırım çünkü bahsettiğim kişiye doğru ciddi bir yönelme durumum var.

8. Günden itibaren bahsetmeye başladığı ilişkisi hakkında ne kadar mutsuz olduğunu öğrenmem üzerine kendisine neden bu kadar önemli detayları seanstan sonra anlattığını sorduğum ve bunun üzerine detaylı yazıştığımız bir gün oldu. Böyle bir konu gündemdeyken alışveriş bağımlılığı konusunun tekrar tetiklenebileceğini ve yetersiz kalacağını belirttim. Bunun üzerine aşağıda göreceğiniz üzere danışan sürekli olarak başka konular ve sorunlar bulmaya ve ” … … bu konuya da çalışmamız gerekecek sanırım ” diyerek asıl sorunu ertelemeye başladı:

13. Gün:

” merhaba eylül hanım nasılsınız? kendimi son 2 gündür çok halsiz ve mutsuz hissediyorum.sanki köşeye sıkışmışım gibi .evde durmak istemiyorum eve mümkün olduğunca geç geliyorum sonrada yemek yiyip yatıyorum.sürekli bir ağlama hissi var içimde .mide bulantılarım ve baş ağrım var .sanırım bir sonraki seansın konusu benim açımdan belli oldu. sizede bahsettiğim ….. kişiyle ilgili çalışmamız gerekecek. çünkü fazlasıyla bu konu kafamı meşgul ediyor.düşünmeden duramıyorum. yani bunu size söylerken çok utanıyorum ama …    ……  …  . Alışveriş konusuna gelince eskisi gibi canım sürekli alışveriş yapmak istemiyor.birşeyi almadan çok düşünüyorum.hatta bugün kendimce çok şaşıracağım bir cümle kurdum ev almak istiyorum dedim herkese  bir anda sanırım köklenme ihtiyacım açığa çıktısevgiler. 

ŞY1117. Gün:
” maddi problemlerime yol açan durumlardan bir tanesi de başladığım işleri hep yarım bırakmam örneğin ingilizce kursuna başlayıp yarım bırakmam o tatmin duygusunu tam olarak yaşayamadığım için hep yeni arayışlar içerisindeyim. bu hayatımda bir çok noktada böyle maalesef o yeni arayışlarda parasız olmuyor. geçen düşünürken aklıma geldi .seans olarak başladığı işi bitirememe duygusuna da çalışmak gerekecek sanırım .bu arada harika bir iş çıkardınız artık mağazaya girip ihtiyacım olan bir şeyi almak için bile 50 sefer düşünür hale geldim. sevgiler.
İş ciddi hale gelince ve danışan bu konuyla yüzleşmeye hazır olunca 1 ay sonra tekrar randevulaştık. Bu seans ise bir sonraki vakanın konusu olacak.
ŞY13.jpg
NOTLAR:
1-Mix bir vaka olduğu için sizlerle paylaşmayı seçtiğim bu yolculuğun üçüncü seansında görmenizi istediğim en önemli şey: Danışan bir konuyla-sorunla yüzleşmeye hazır olmadığı müddetçe, danışman olarak bizlerin hiçbirşey yapamayacağı konusu. Bu vakada danışanın yaşadığı ilişki türü üçüncü seansımıza kadar onu hiç rahatsız etmiyordu.
Üçüncü seansta babadan sevgi alamadığı için gizli intihar dediğimiz şeyi yapan, algıları bozulmuş küçük bir çocuk vardı. Seans içinde size çok bahsetmediysem de o küçük çocuğun bozulan algıları üzerine ayrıca beden terapi yaptık. Ancak ondan sonra seans akmaya başladı ve birçok bilgiye ruhsal boyutta erişebildik.
2-Bağımlılık çok katmanlı bir konudur. Burada da gördüğünüz üzere alışveriş bağımlılığı ile başladık ama ikinci adımda kişi bağımlılığına geçiş yaptık. Kişi bağımlılığı birçok insan tarafından ya hiç bilinmez, ya yanlış algılanır, bazen de takıntı veya aşk sanılır. Bazen aşkla karıştırıldığında kişi yaşadığı şeyin aşk olmadığını mantıken bilir ama asla onsuz bir dünyayı hayal bile edemediği için tüm hayatını öyle geçirebilir. Hiçbir zaman sigara, uyuşturucu gibi madde bağımlılıkları kadar önemsenmez ve dikkate alınmaz ama benim en çok önemsediğim konuların başında gelir. Neden derseniz, sigaranın, alkolün veya uyuşturucunun zararlı olduğu herkes tarafından bilinir ve buna yönelik önlemler alınarak tedavi merkezleri kurulur. Bu tarz bağımlılığı olan kişiler bazı durumlarda idare bile edilir.
Ama hiçbir zaman bir kişi bağımlısının ne yaşadığını, ne kadar acı çektiğini dışarıdan bakarak anlayamazsınız. Birçok intiharın veya cinayetin altında yatan ana sebep dışarıdan görüldüğü gibi o anda kişinin alkol veya uyuşturucu almış olması değil ( buzdağının görünen kısmı ),  daha da altında yatan sebep kişi bağımlılığıdır. Kişi bağımlılığının da altında bambaşka dinamikler vardır . Bu konu soğan kabuğu gibi o kadar katmanlıdır ki tek bir seans bağımlılık konusunda çoğunlukla yetersiz kalmaktadır.
3-Bu konuyla bağlantılı olarak öğrendiğimde çok şaşırdığım konulardan biri , DSM*‘nin ( Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders )  son sürümü olan DSM V’te sadece madde bağımlılıklarını değil, madde istismarı ile seyreden kompulsif davranışlara ek olarak madde istismarı ile seyretmeyen kompulsif davranışları ( seks bağımlılığı, kumar bağımlılığı, internet bağımlılığı vb ) da MADDE KULLANIMI ve BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI kategorisi altında sınıflandırmış olması. Bu da demek oluyor ki bağımlılık davranışı dünyada ancak ve ancak 2013 yılından itibaren tanınmış oluyor.
* : Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ” Ruhsal Bozukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı ” dır.
4– Danışanın geri-bildirimlerini sadece birkaç yerde sansür uygulayarak orijinal haliyle bıraktığım için birçok noktalama ve yazım hatası var. Bilerek o şekilde bıraktım.
( Devam edecek…)
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

KİLO SORUNU ( 3. Bölüm )

Standard

h

İrem Hn ile ilk 2 seansımızı 15 gün ara ile yapmıştık ve bu seans özetlerini daha önce sizlerle paylaşmıştım.

3. Seans için tekrar bir araya geldiğimizde kendisine o aradaki süreçte olan gelişmeleri sordum. Seans öncesi aldığım geri-bildirimler şöyleydi:

a) Anneye olan öfkem seanslardan önce çok daha yoğundu. Şu anda azalma olsa da öfkem devam ediyor. Mesela şu anda aynı evde konuşmuyoruz.

b) Baba ile iletişimim kopuk. Onun eve maddi katkısının az olduğunu düşünüyorum. Evin ihtiyaçlarını annemin maaş kartıyla ben hallediyorum. Babam ise parasını harcamayıp biriktiriyor. Benim maaş ise borçlarıma gidiyor.

 

m

c) Bu süreçte 3 kg verdim. Spor salonuna yazıldım ama haziran ortası gibi başlayacağım. Biraz protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum ama herhangi bir diyet listesi uygulamıyorum. Eğer canım tatlı isterse bile sadece tadımlık da olsa yiyorum.

Aldığım notlara göre İrem Hn’ın kendi görüntüsü-kilosu, spor kararı ve uyguladığı beslenme düzeni ile ilgili herhangi bir sorun görünmüyordu ama İrem Hn’ın en baştan beri farkettiğim ve mutlaka bakılması gereken konuları arasında gördüğüm ebeveynlere öfke ve kibir konuları vardı. Bu konuyu çözümleyemediğimiz müddetçe kendisi çok istese de ebeveynlerinden asla özgürleşemeyecekti ve onlarla yaşamaya devam etmek durumunda kalacaktı. Başka bir konusu olan para sorunu yaşaması bile bununla bağlantılı gibi görünüyordu. Kendini öyle bir borç altına sokmuştu ki 40 lı yaşlarda olmasına rağmen hala onlarla yaşamaya mecbur kalacağı bir hayat yaratmıştı..aslında hem tek başına yaşayabilmesine olanak sağlayacak bir işi, hem de part-time olarak yaptığı bir ek-işi olmasına rağmen, sürekli bir kısır döngü şeklinde devam eden para sorunu yaşıyordu.

 

yAslında 3. seans randevusunu konuşma aşamasında niyetimizi ilişkiler konusuna giriş yapmak olarak belirlemiştik çünkü şimdiki hayatında hep sorunlu ilişkiler yaşamış ve çok kısa süren sorunlu bir evlilik yaşamıştı. Ama ön-görüşmemizin sonunda vardığım kanaat, (regresyon terapisi dışında extra olarak aldığım başka bir psikoterapi yöntemine göre ), danışanım İrem Hn’ın annesine saygısı yoktu. O yüzden kendine bu tarz, asla bir araya gelme ihtimali olmayan türden ilişki modellerini çekiyordu. Ayrıca henüz görüşmemizin başında bile anne ile öfke problemi olduğundan bahsetmişti. O yüzden bu 3. çalışmamızda annesi ile olan bağlanma şekline bakmaya karar verdim ve bu konuda farklı bir psikoterapi yöntemi kullanmayı tercih ettim. Dolayısı ile bu 3. seansı bir regresyon terapi seansı olarak değil de bu seanslardan bağımsız olarak arada kullanılmış farklı bir metot olarak okumanızda fayda var.

 

Yaptığımız çalışma, danışanın annesi ile olan ilişkisini bilinçaltında nasıl algıladığını gösteren bir çalışmaydı:

a) Tahmin ettiğim üzere, danışanın annesi ile güvenli bir şekilde kurulmuş bir bağlantısı yoktu. Ölmüş olan ve ağır bir kader yaşamış olan anneanne ile anne arasındaki kopukluk, burada anne ile danışan arasında da bir şekilde tekrarlıyordu. Çocukların anneanneye öfkeli olmalarında ise başka dinamikler etkiliydi. Bu bölüme bakıp danışanın annesi ile ilk defa bağlantı kurmasını sağladık. Anneannenin D. Anadolu’daki ezilmiş kadın atalarına kadar giden kapsamlı bir çalışma oldu.

zb) Bunun dışında tamamen alan sayesinde keşfettiğimiz ve danışanın da seans içerisinde doğruladığı başka bir durum daha tespit ettik. İrem Hn’ın annesi, şu anki eşiyle yani İrem hn’ın babasıyla evlenmeden önce gençliğinde başka birini sevmişti ve onunla evlenmek istemişti. Fakat ailesi onun daha eğitimli ve iyi bir işi olan kişi ile yani İrem Hn’ın şu anki babası ile evlendirmişlerdi. Terapi sırasında bu ilişkinin tamamlanmamış bir ilişki olduğunu, eski sevgilinin hala orada takılı kaldığını, İrem Hn’ın ise sistemdeki bu durumdan etkilendiğini farkettik. Bu bölüm üzerinde de bir çalışma yaptıktan sonra seansımızı sonlandırdık.

 

Seanstan sonra İrem Hn oldukça rahatlamış ve hafiflemiş görünüyordu. Hatta eve gittiğimde kendisinden aşağıdaki mesajı aldım:

”  Eylül hanım iyi akşamlar. Bu çalışma çok iyi geldi. İyi ki buna karar verdiniz, çok etkilendim. Özellikle anneannemin ağrılarını bildiğiniz sahneden çok etkilendim. Benim için doğru insan olduğunuzu biliyordum. Bir kere daha anladım. Kendimi çok yorgun ama huzurlu hissediyorum. Tekrar teşekkür ederim herşey için. Sizinle gidebileceğim son noktaya kadar gitmek istiyorum. Karanlık hiç nokta kalmasın istiyorum. Bir sonraki seansı sabırsızlıkla bekliyeceğim. Sevgiler.  ….Evren bilinmezlerle dolu. Hergün yeni birşey öğrenmek çok etkileyici. İyi akşamlar.  ”

Birkaç gün sonra haberleştiğimizde ise dayısı ile beraber anneannesinin mezarını ziyaret etmeye gittiklerini söyledi. Sesi mutlu geliyordu. Yaptığımız seanstan sonra böyle bir ziyaret planması ve bunun için yaklaşık 100 km yol yapması çok manidardı.

vSeanstan yaklaşık birkaç hafta sonra haberleştiğimizde uykusuzluk sorununun geçtiğini, önceki dönemlere göre daha rahat uyuduğunu, seanstan sonraki dönemde annesi ile tekrar konuşmaya başladıkları belirti. Fakat İstanbul’da olduğum bir dönemde kendisinden aldığım emaile göre bu sefer baba ile çatışmışlardı . Artık tek başına yaşamak istiyordu fakat bunu gerçekleştirebilecek finansmana şu anda sahip değildi ama bir taraftan da ruhu baba ile olan sessiz çatışmayı da gün yüzüne çıkararak çözmesi gerektiğini gösteriyordu.

Gördüğünüz gibi, bu çalışmadan sonra yavaş yavaş bolluk-bereket konusuna da giriş yapmış bulunuyoruz. Bunu etkileyen tek bir faktör yok ama danışanımla beraber önümüze çıkan ve iç içe geçmiş her sorunu dönüştürerek ilerleme kararı verdiğimiz için bir süre daha kendisi ile çalışmaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Ortalama ayda bir kere çalışarak süreç içerisinde durumu gözlemleyebilmemize imkan verecek şekilde süre bırakarak yolumuza devam ediyoruz.

Kendisi ile bu hafta 4. seansımızı yapmaya karar verdik. O seansta çalışılacak konuya, seans öncesi aldığım geri-bildirimlere göre karar vereceğiz. Bu arada danışan gizliliği diye bir kural olmasaydı her seans öncesinde kendisinin fotoğraflarını çeker ve kişinin değişen enerjisinin görünümünü zamanla nasıl değiştirdiğini sizlere de göstermek isterdim ama maalesef etik kurallar gereği böyle birşey yapmamız mümkün değil.

Bu arada geçen hafta kendisi ile karşılaştığımızda yeni birkaç şey daha farkettiğini söyledi ki bunlar benim için çok önemli detaylardı:

1-İrem Hn, annesiyle olan bağlantısına baktığımız bu seanstan sonraki hafta içerisinde vücudunda yoğun ısı artışı olduğunu* ve birkaç gün boyunca iştahının çok arttığını** ama sonra normale döndüğünü belirti.

2-Artık anneannesi aklına geldiğinde kalbinin sıkışmadığını, kendini çok daha rahat ve huzurlu hissettiğini söyledi. Eskiden anneannesine karşı kendini hem borçlu hem de suçlu hissediyordu. Sebebini daha önceki vakalardan birinde tesadüfen keşfedip dönüştürmüştük.

 

j

NOTLAR:

1-Bu blogta regresyon terapisi üzerine yazdığım için onun dışında kullandığım yöntem olursa, çok detaya girmeden sadece neye baktığımızı aktarıyorum. Dolayısı ile bu bölümü okurken bunu gözönünde bulundurmanızı rica ederim. Regresyon Terapisi ile de anne ile bağlanma şeklimize bakabiliriz , hatta anne dışında birçok kişi ile aynı anda karşılaşabiliriz. Ama ben burada bizzat enerjinin içinde olarak anneye özel bir çalışma yapmayı tercih ettim.

2-Tamamlanmamış eski ilişkiler konusu, ilerdeki ilişkileri de etkileyen önemli bir konudur. Bunun ne kadar önemli olduğunu bilseydiniz, kapıyı çarpıp gitmeden önce iki kere daha düşünürdünüz. Son zamanlarda bu tarz seanslara sık sık denk geliyorum.

Yaşadığınız olaylar sırasında sizin kendinizi suçlu veya suçsuz hissetmeniz önemlidir. Ama ilahi bir vicdan mekanizması vardır ki o sizin kendinizi nasıl hissettiğinizden daha da önemlidir. Kimisi buna ilahi adalet gibi isimler takar ama ” kollektif vicdan” demek daha doğru olur. Neyi, niçin yaptığınızı bilmeden yaparsınız, kendi bilincinizin dışında bir güç tarafından yönetilirsiniz. Çünkü sistem kişilere herzaman eşit yaklaşır ve denge ister.

3-Bu yaşamınızda anne veya babaya duyduğunuz öfke negatif duygularınız sadece bu yaşamla bağlantılı değildir. Bazen bakarsınız ki kişinin bu yaşamda anne-babası ile görünürde bariz bir sorunu yoktur, mantıklı bir gerekçesi yoktur ama taraflardan biri bazen bastırılmış bir öfkeye sahip olabilir. Bunun nedenine baktığınızda, kaynağını bambaşka bir yaşamda bulabilirsiniz. Eğer kaynağa gidip sebebi görüp kabul etmezseniz, dönüştürmezseniz belki de ömrünüz bu bastırılmış öfkenin sebebini anlamadan gelir ve geçer.

Örnek vermek gerekirse; normalde anne-babaya çok düşkün gibi görünmeyen çok bağımsız yaradılışlı bir insan, sırf başka bir hayatta ebeveynleriyle kalan eksik bir parçayı tamamlamak için 40’lı-50’li yaşlardan sonra bile olsa ailesinin yanına dönmeyi ve başka yaşamda eksik kalmış olan o zamanı tamamlamayı seçebilir. Ruh, eksik kalan şeyi herzaman tamamlamayı seçer. Ama insan zihni deneyimin içindeyken bu davranışın bilinçaltındaki sebebini asla bilemeyeceği için, genelde kendine uygun zemin yaratmak adına ailesinin yanına dönmek zorunda kalacağı olayları yaratmayı seçer ve derinlerde kalan gerçek sebebin farkında olmayabilir.

Buradan şunu çıkarmayalım; her 40 yaşından sonra ailesinin yanına dönen kişi başka yaşamda eksik kalan birşeyi tamamlamaya çalışıyor diye genelleme yapamayız. Burada sadece bir örnek veriyorum ve herzaman dediğim gibi her vakanın kendi içerisinde çok özel olduğunun altını çizmek istiyorum.

4-* : İrem Hn’ın sonradan farkedip bana aktardığı geri-bildirimlerin benzerini, daha önce anne ile bağlanma şeklini içeren şekilde regresyon terapisi yaptığım danışanlardan da duyduğum olmuştu. Bildiğiniz gibi seanstan sonraki tamir fazı döneminde herkesin tepkisi farklı şekilde olabiliyor. Anne ile olan bağlanma konularında ilk günlerde iştah artışı olabilmekte çünkü şifalanma sırasında vücudunuz daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu ise özellikle karbonhidratlı veya şekerli şeylere geçici bir aşerme şeklinde olabiliyor. Geçici bir etki olduğu için bu konuda çok fazla panik yapmaya gerek yok.

5-**: Burada İrem Hn açısından oldukça önemli bir geri-bildirim daha var. Kendisi ile yaptığımız 2 .seansta şimdiki hayat regresyonu çalışmıştık. Doğum sahnesinde ( o kadar iyi hatırlıyorum ki ) çok üşümüştü. O kadar çok üşümüştü ki ben Mersin gibi bir yerde, üstünde battaniye olmasına rağmen ısıtıcı birşey açmak zorunda kalmıştım. O sahnedeki üşümesini gördükten sonra “ Kışın mı doğdunuz? ” diye sormuştum. ” Evet ” demişti. Buradaki üşüme sadece kışın doğmasıyla bağlantılı değildi. Anne ile bebek arasındaki mesafeyi de anlatıyordu. Annesinin kucağında olan ve annesinin sevgisini-sıcaklığını hisseden bir bebek hiçbir zaman o kadar çok üşümez. Kısacası buradaki üşüme sadece fiziksel bir üşüme değildi.

Bu detayı göz önünde bulundurduğumuzda, İrem Hn’ın bu seanstan sonraki hafta çok ısındığını hissetmesi şifalanma süreci ile bağlantılı. Mersin’de yaşadığı için haliyle biraz terlediği bir hafta olmuştu ama önemli olan annesi ile olan bağının şifalanmasıydı. Nitekim annesi ile de konuşmaya başlamaları da yine aynı haftaya denk düşmüştü.

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki vakada görüşmek üzere…

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

KİLO SORUNU ( 2. Bölüm )

Standard

xBir önceki yazımda belirttiğim üzere İrem Hn, ilk seanstan sonra ciddi bir öfke patlaması yaşamaya başlamıştı. Bu kadar yoğun öfkenin açığa çıkmasının sebeplerine ilk yazıda değinmiştim. Bu yoğun öfkenin açığa çıkması üzerine, tamir fazının bitimine müteakip kendisiyle 2. bir seans yapmayı düşündük ama işlerinin yoğunluğu sebebiyle vakitlerimizi ayarlayamadık. Bunun üzerine ilk seanstan 2 hafta sonra yeniden bir araya geldiğimizde önce kısa bir ön-görüşme yaptık. Uzun süreli bir çalışmaya niyet ettiğimiz için kendisine bilmem gereken yeni durumlar olup olmadığını ve yeni geri-bildirimlerini sordum. Aldığım cevaplar aşağıdaki gibi oldu:

1-Tamir fazı dediğiniz ilk bir hafta boyunca hüzün, öfke ve ağlama isteği oldu ama en yoğun hissettiğim öfkeydi. Hatta bir gün öfke patlaması yaşadım. Yedi gün bittiğinde öfke azaldı. Daha sakin ve dingin oldum. “( tamir fazı bittiğinde genelde semptomlar biter )

2-Alışveriş isteğim azaldı. Hergün soluğu markette alan, gerekli-gereksiz harcama yapan biriydim. Çikolata ve şekerli şeylere son yıllarda aşırı bir zaafım vardı. Bunda %60 civarında azalma oldu. Stok yapardım. Buzlukta kıyma varken, gider yine stok yapardım. Bütün balkonumuz yiyecek stoğuyla doluydu. Anneme ” onlar bitmeden yeni birşey alınmayacak, sadece yeşillik ve meyve alınacak, dolapta birşey kalmayacak. ” dedim. O da şaşırdı. ”

3-” Yeme isteğim azaldı. Önceden sürekli aklımda yemek olurdu. Şu anda başka şeyler de yapıyorum, yemeğe odaklanmıyorum. Abur cuburu bıraktım. Sadece çorba ile bile doyabiliyorum.

4-” Evdeki fazla eşyaların beni yorduğunu farkettim. Artık kendime ait, az eşyalı, beni yormayacak, sadece istediğim gibi yaşayabileceğim bir evim olsun istiyorum. ” ( Danışan ebeveynleriyle yaşıyordu. İlk defa kendine ait bir ev sahibi olma isteğinden bahsediyor. Başka bir konuyla bağlantılı olarak değerlendirdiğimde bu da oldukça olumlu bir gelişme)

5-” Parayı çok gereksiz yere harcadığımı farkettim. Aldığım şeyler beni mutlu etmiyor. Onun yerine artık değişik yerleri gezmek istiyorum.

6-” Kendime bir yaşam planı yaptım. Ayrıca geçen hafta boyunca alışveriş sitelerinden gelen tüm emailleri sildim.

7-” Uyku ilk 7 gün boyunca daha yoğun oldu ama gittikçe azaldı. ”

 

Bu geri-bildirimleri not ettikten sonra o gün için kafamdaki plan şimdiki hayat regresyonu çalışmaktı. İrem Hn’ın anne-babası ile iletişimi çok iyi değildi ve şimdiki hayatının erken safhalarında kendine güveninin oldukça düşük olduğundan bahsetti. İlkokula dair hiçbir anısı yoktu ki bu benim için o dönemde travmatik birtakım olayların olabileceğinin göstergesiydi. Ortaokulda derslerinde çok zorlanmıştı. Lisede ise hayatını oldukça etkileyen bir platonik aşkı vardı. Hatırlarsanız bir önceki vakada, bu hayattaki lise öğretmeninin o geçmiş hayattaki babası olduğunu görmüştü.* (NOTLAR bölümünde bu konuyla ilgili uzun bir açıklama yapacağım.)

 

kg11İrem Hn’ın çok kısa ve travmatik bir evliliği olmuştu. Ayrıldıktan sonraki süreçte psikolojik sorun da yaşamıştı. Dolayısı ile şimdiki hayatında bakmamız gereken çok konusu vardı. O yüzden öncelikle buradan başlamak istedim. Kendisi ile ana karnı sürecinden başlayarak 6 yaşına kadar ilerleyebildik.  Ana karnında annesine gönderilmiş olan bir eklenti algıladı. Eklenti dolaylı yoldan kendisini de olumsuz etkiliyordu. Başka bir sahnede ise annesi kendisine 9 aylık hamileyken banyoda ayağının kayıp düştüğünü algıladı. Annesinin kendisiyle bağ kurmasını istediğini, korktuğunu söyledi. İlerleyen sahnelerde ise sanki annesi tarafından istenmiyormuş gibi hissettiğini söyledi.

Doğum sahnesine yaklaştığımızda doğmak istemediğini, annesinin kendisine güven vermediğini ve bu hayata ait olmak istemediğini söyledi. Tahmin ettiğiniz üzere, bu düşüncelerde olan bir bebeğin vaktinde ve kolay doğması beklenemezdi. Beklenen tarihten geç bir tarihte ve oldukça uzun süren zorlu bir doğum sonrasında doğduğunu algıladı. Doğduğu anda yabancı enerji diye tanımladığı eklenti yine o odadaydı. Eklenti ona ” hep seninle olacağım, çok mutsuz olacaksın, seni hiç sevmeyecekler ” gibi birşeyler söyledi. Daha doğduğu andaki düşüncesi ” buraya gelmemeliydim ” oldu. Annesi onu çok yorgun bir şekilde emziriyordu. Danışan burada annesinin sanki kendisini emzirmek istemediğini hissedip sinirlendi. Babası ile ilk karşılaştığı anda ise anne-baba arasındaki iletişim eksikliği kendisini rahatsız ediyordu. Ama ortama babası geldiğinde kendini daha güvende hissediyordu. 

 

191-1,5 yaş civarında annesi ve babası arasında gerginlik olan bir ana baktık. Babasının yanlış bir evlilik yaptığını düşündüğünü algıladı. Bu sahnede sevgisini göstermediği için annesine kızıyordu.

2 yaş civarındaki başka bir sahnede babası annesiyle birlikte olmak istiyordu ama anne kabul etmeyince ortamda yine gerginlik yaşanıyordu ve annesi ağlıyordu. Buradaki çocuk hali aslında herşeyi algılayor ve birbirlerini sevmedikleri için hem anneye hem babaya kızıyordu.

3-4 yaşında geçen başka bir sahnede annesi ile arasında yine kopukluk algıladı.

5 yaşında olduğu bir sahnede apartmandaki komşularının oğlu tarafından merdiven boşluğunda taciz edildiği bir sahne vardı. ( Malesef çok sık karşılaştığım bir tablo bu…nerdeyse çalıştığım her kadın danışanın en az 1 tane taciz vakası oluyor. Kimisi çok hafif etkileniyor, kimisi ise tüm hayatını etkileyecek derecede ağır oluyor ) Bu sahnede 5 yaşındaki çocuğun korkuyla karışık kafasında oluşturduğu kayıt ” bana kötülük yapacaktı, izin vermedim. bütün erkekler kötüler.” şeklindeydi.

 

z6 yaşındaki son sahnemizde ise bir aile kavgasına şahit oluyorduk. İçinde dayı, teyze, anne ve anneanne vardı. Olay esnasında anneanne kendi çocuklarından biri tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyordu. Danışamın çocuk hali olayları korku ve şaşkınlıkla izliyordu.

Bütün bu sahneleri ana karnından itibaren dönüştürdük. Ana karnındaki eklentiyi çekme sebebi olarak ise aşırı anaçlık ve korumacılık yani annesini koruma isteğini keşfettik. Yalnız burada en önemli nokta, danışanın annesini eklentiden koruyamadığını ve eklentinin hala annesinin üzerinde etkili olduğunu algılaması oldu.

 

t

Tüm aile bireyleriyle bir araya geldikten sonra anneanne ile karşılaştığı sahneden sonra rehberi ona gülümseyerek: “Onları affetmen çok iyi oldu. Artık huzurlu olabilirsin, rahat uyuyabilirsin. Anneannen seni affetti. ” dedi. Bunun üzerine İrem hn anneannesinin ona kırgın öldüğünden bahsetti. Kendisi bir dönemde anneannesinden borç almıştı ama anneannesine ödemeye fırsat olmadan anneannesinin ölüm haberini almıştı. O sırada tayini gereği başka bir şehirde yaşıyordu ve ölümünden önce helalleşme şansı olmamıştı. Bu sahnelerde anneanne ile karşılaşırken yoğun katarsis yaşadı ve şöyle dedi: ” Anneanne, senden aldığım borcu ödeyemediğim için beni affet. Her cuma günü hayır yapıyorum bunun için. Lütfen beni affet. ” O bunları söylerken ve ağlarken, anneannesinin de gözlerinin dolduğunu ve ” Helal olsun” dediğini algıladı. İrem Hn anneannesinee ” Her cuma senin için dua ediyorum, hayrını yapıyorum anneanne” dedikten sonra rehberi ona ” şimdi tamamlandı” dedi.

İrem Hn’la çalışmaya başladığımızdan bu yana para ile ilgili de blokaj yaşadığından bahsetmişti ama kendisinin ölen anneannesine borçlu olduğunu bilmiyordum. Bu bölümde bana lisede çok sevdiği o öğretmenine de borçlu iken öğretmeninin öldüğünü söyleyince bu detayları kenara not aldım. Tek bir seans içinde 40 küsür yılı keşfedip dönüştürmemiz olanaksızdı ama ilerde o bölüme geldiğimizde mutlaka bakılması gereken bir ayrıntıydı. Bu yıllardan geriye kalan tüm negatif izleri şifalandırdıktan sonra seansımızı noktaladık.

 

Geri-bildirimler:

oİrem Hn ile seanstan 1 gün sonra haberleştiğimizde şöyle yazdı:  “ Bu seans bana ilaç gibi geldi. Geçmişle yüzleşmek benim için bir kabus olmaktan çıktı artık. Yeni kararlar alıp uygulamaya koymaya karar verdim. Bazı şeyleri farkettim. Fütursuz cesaretimin kaynağına inmeye başladığımı anlıyorum artık. Huzur…..en yoğun hissettiğim duygu bu oldu dünden beri. Para konusunda çok radikal kararlar aldım. Onunla oyun olmayacağını anlamış bulunuyorum. Bu konudaki yanlış artık hayatımda geri dönülmez sorunlara yol açabilir. Onunla daha ciddi ilişkiler kurup daha dikkatli olmaya karar verdim. Kendi iyiliğim için bu kararları uygulayacağım ancak zorunluluktan çok kendim bunu gerçekten istiyorum. Az eşya ,az yiyecek,az kıyafet bundan sonraki hayat felsefem olacak. Ruhumu yoran herşeyden uzak duracağım. Aralanan kapıdan başını daha neler uzatacak bilmiyorum ama bunu beklemek de keyifli olacak sanırım. Farklı bir gelişme olursa haberleşiriz.  Görüşmek üzere, hoşçakalın. SevgilerEmoji ”

 

rSeanstan 2 gün sonra haberleştiğimizde herhangi bir uyku veya enerji sorunu olmadığını söyledi.

Seanstan 7 gün sonra telefonla konuştuğumuzda sesi çok mutlu geliyordu. Bu seanslardan sonra kendisinde yoğun enerji artışı olduğundan ve artık herşeyi yapacak vakit ve güç bulduğundan bahsetti. Ayrıca seanslara devam etmek istediğini belirtti.

İrem Hn’ın 2. seanstan sonra rahatlaması ve öfke gibi negatif duyguların iyice azalması sebebiyle, yaşadığı para problemini de hesaba katarak kendisi ile ayda bir seans yapalım şeklinde anlaştık.

 

NOTLAR:

1- İrem Hn’ın bu hayatında platonik aşk duyduğu lise öğretmeni, ilk seansımızda kendisinin 1,5 yaşında öldüğü ve Yemen’de geçen bir geçmiş hayatındaki babası olarak karşımıza çıkmıştı. Bu tarz bağlantılara regresyon seanslarında sıklıkla rastlanabiliyor. Özellikle de böyle eksik ve yarım kalan yaşanmışlıklar olduğunda kişi o ruhla başka hayattan kalan eksikliği bu hayatta tamamlamaya çalışabiliyor. Kişinin ruhu bunu biliyor ama insan deneyimi içerisinde kişi bu kişiye karşı hissettiği çekimin ve sevginin sebebini anlayamayıp başka bir şeyle karıştırabiliyor, aşk sanabiliyor. Halbuki evren o kişileri bir aşk yaşasınlar diye değil, eksik kalan birşeyi tamamlasınlar diye bir araya getiriyor. Birçoğumuzun sandığının aksine; ruh eşlerimiz her hayatta aynı kişi olmuyor. Bunu bir ruh ailesi gibi düşünebilirsiniz. Bir hayatta eşiniz olan kişi başka bir hayatta anne-baba veya kardeşiniz olabiliyor. Olaya fiziksel ve insani bakış açısıyla değil de ruhsal olarak bakmaya çalışırsanız daha kolay anlaşılır. Mesela ömür boyu çatışma halinde kaldığınız ve hiç iyi anlaşamadığınız bir kardeş başka yaşamdaki eş olabilir veya oğlunuz olabilir. Bu yüzden içinizde mutlaka yaşayanınız vardır: bazen bir insanı gördüğünüzde işte bu benim evleneceğim insan dersiniz çünkü ruhunuz bilir. Veya sadece 2 haftadır tanışıyorsunuzdur ama sanki bu insanı yıllardır tanıyormuşum gibi dersiniz, beni çok iyi anlıyor, konuşmadan anlaşıyoruz dersiniz. Bunların sebebi muhtemelen ruhlarınızın bu hayatın dışında başka hayatlardan tanışıyor olmasıdır. Bu illa ki o kişiyle aşk yaşayacaksınız ya da evleneceksiniz anlamına gelmez. Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi sadece eksik kalan bir sevginin tamamlanması için bir araya gelmiş olabilirsiniz.

2- Bu vakada gördüğünüz gibi bebeğin doğum şekli, doğum zamanı, ana karnındayken olanlar, doğduğundaki ortam..vb detaylar bir bebeğin hayatını etkileyen konular olduğu gibi aynı zamanda bebeğin daha doğum anında hayata bakışıyla ilgili  bize fikir veriyor. Bir bebek geç doğmuşsa, zor bir doğum olmuşsa, boğazına kordon dolanmışsa bunlar mutlaka bakılması gereken konulardır. Örneğin; boğazına kordon dolanan bir çocuk ilerde hayatı boyunca kapalı yerde kalma fobisi bile geliştirebilir. Bunu zihnen bilmeniz ise sorunu çözmez, mutlaka bilinçaltına ve bedene yönelik bir çalışma yapılması gerekir.

3- Eklenti konusunun ne kadar önemli olduğunu görmüşsünüzdür. Burada daha ana karnındayken algılanan bir eklenti var. Bu eklentinin ne tarz bir eklenti olduğunu biz seans içerisinde anladık ve temizledik. Temizlediğimiz andan itibaren danışanın annesine bakış açısında bile değişim oldu. Bu eklentinin ne tarz bir eklenti olduğuna ve nasıl anladığımıza ise burada yer vermeyeceğim. Bunlar terapistlerin bilmesi gereken teknik konulardır.

4- Dikkat ettiyseniz kilo diye başladık ama konu nereden nerelere geldi. Hiçbir vaka tek konuyu barındırmıyor. Her vaka kendi içerisinde bir sürü extra bilgi arındırıyor. Mesela burada danışanın hep yakındığı para konularına dair de bir giriş gerçekleştirmiş olduk ki bu yine tesadüfen oldu. Ben danışanın anneannesine borçluyken öldüğünü ve bu yüzden vicdan azabı çektiğini vaka içinde bu bilgiyi alana kadar bilmiyordum. Bu detay bile bir insanın alma-verme dengesinde sorun yaratabilir. O yüzden konulara hiçbir zaman tek yönlü bakmamak lazım. Aile ilişkisine bakayım derken para konusu şifalanabilir ya da bazen para konusunu şifalandırayım dersiniz altından aile çıkabilir. Bu yüzden ciddi bir blokajınız varsa, kendinizi bir seans ile sınırlandırmamakta fayda var. Çok fazla iç içe geçmiş sorununuz olduğunda tek seansla tüm hayatınızda mucizevi bir dönüşüm olmayabilir ama ufak çağlı da olsa birşeyler değişmeye başlar.

Düşünün ki İrem Hn’ı o ilk seanstan sonraki haliyle bıraksaydım veya kendisi ilk seanstan sonra yoğun öfke yaşadığı için benimle çalışmaktan vazgeçseydi nolurdu? Bu tıpkı ameliyat masasında hastayı bırakmak gibidir. İrem Hn, etrafına terör estiren ve çok öfkeli biri olarak kalırdı. Hatta ” Regresyona gittim, beni daha beter yaptı” diye ortalıklarda dolaşabilirdi. Nasıl konuştuğu da önemli değil, ama tüm hayatının geri kalanını daha öfkeli ve mutsuz geçirdiğini düşünün. O yüzden bu işlerin işi bilen, eğitimli, etik değerlere bağlı, ne yaptığını bilen kişilerce yapılması çok önemli. Ayrıca ben bu seansları telefon ile yapsaydım, İrem Hn’ın yüz ifadesini göremezdim, katarsislerini yönetemezdim,  beden terapi yapamazdım. Dolayısı ile bedeninde olan bitenden de haberim olmazdı. O yüzden ciddi bir sorununuz varsa herzaman yüz yüze terapi yöntemlerini tercih etmenizi tavsiye ederim.

5- İrem Hn’ın kurduğu tek bir cümleden ve bana verdiği başka örneklerden kendisinde bir ebeveynleştirme ( parentification ) sorunu olabileceği dair de gerekli notumu aldım ve ilerdeki seanslarda bakılmak üzere dosyama kaldırdım.  Her seans içerisinde birçok ipucu barındırıyor.

6- İrem Hn’ın enerjisinde artış olması, kendisinin enerji alanında bulunan birtakım eklentilerin gitmesinden kaynaklanıyordu. Kişi kendi enerji alanını temiz tutarsa ve bu alanı olumsuz etkileyen durumlardan arınırsa, kişinin enerjisinde artış olması her eklenti seansından sonra da rastladığımız bir durumdur. İrem Hn’ın bu enerjiyle neler yapmaya başlayacağı ise bir sonraki seansımızın konusu olsun.))

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

KİLO SORUNU (1. Bölüm )

Standard

kg3İsmine İrem diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarda, geçmişte başından çok kısa süreli bir evlilik geçmiş ve şu anda ailesiyla yaşayan bir devlet memuru. Kendisi ile mart 2015’te çalışmaya başladık ve şu ana kadar 2 seans çalıştık. 3. seansını ise bu hafta gerçekleştireceğiz.

İrem Hn’ın doldurduğu formda çalışmak istediği konu kilo sorunu olarak görünüyordu. Ama ön-görüşmemiz sırasında aldığım detaylara baktığımda sadece şimdiki hayat regresyonu yapılabilecek konuları bile en az 2-3 seans sürecek gibi görünüyordu. Bu hayatındaki travmaları ve verdiği tepkileri de not aldığımda yoğun bağımlılık temasına eşlik eden gizli kalmış kurban mod ve asi ruh temaları da farketmiştim.

Bu yazıda ilk seansımızı özet geçeceğim için şimdiki hayatına ilişkin detaylara ikinci yazımda yer vereceğim.

İlk seansımızda danışanın seçtiği konuyla bağlantılı çalışmak istedim. Yani kilo sorunu ile bağlantılı olan bir ana baktık. İrem Hn hem kolaylıkla bedensel duyarlılıkları hissetti, hem de bir geçmiş hayat sahnesine geçiş yapabildi.

a

İlk sahnede kendini 3-4 yaşlarında, kıvırcık saçlı bir kız çocuğu olarak tarif etmişti. İlerleyen sahnede verdiği detaylar sebebiyle ( annesinin onu görmemesi, duymaması, yazın herkes ince giyinmişken onun üstünde kışlık kıyafetler olması) sebebiyle ailesini bırakıp ışığa geçememiş bir ruh olarak arada kaldığını farkettik.

Bir sonraki komutumda İrem Hn benzer temaya sahip olan başka bir geçmiş hayata sıçradı. Belli ki ruhu aynı deneyimi birçok yaşamında tekrarlamıştı.

 

cBaştan sonra aynı hayatı keşfetmemiz gerektiği için bu 2. geçiş yaptığı hayatı baştan sona keşfettik. 1,5 yaşında sonlanan kısa bir hayattı. Geçiş yaptığı ilk sahnede kendini 1,5 yaşında bir erkek çocuğu olarak beşiğinde yatarken algıladı. Çok hasta ve yüksek ateşli olduğu için sürekli ağladığını söyledi. Yemen’de yaşayan fakir bir ailenin ilk çocuğuydu ve annesinin çaresiz bakışları altında ağlamaktan morarırcasına bir hal alıp sonunda ölüyordu. Bu yaşamında da eklenti olarak kalmıştı ve annesinden ayrılmak istemediği için ışığa geçmemişti. Yaklaşık 1 yıl kadar arada kaldıktan sonra (araf )  ışığa zorlukla geçiş yapıyordu.

 

Ruhsal boyuta geçtiğinde ülkede o dönemde salgın olduğunu ve kızamıktan öldüğünü algıladı. Ruhsal planı gereği hastalıktan öleceğini biliyordu ama gitmek istemiyordu. Hayata ve Tanrı’ya kızgındı. “Neden ben?” diyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede, rehberine sormasını istedim:” Bu çocuğun neyi öğrenmesi gerekiyormuş?” . Rehberi ” Zamanı geldiğinde bazı şeyleri bırakabilmeyi, bırakıp gidebilme cesaretini gösterebilmeyi ” şeklinde cevap verdi.

Bu hayatında da aynı sınavı verdiğini, herşeye çok bağlı olduğunu ve en ufak birşeyini bile kaybedince çılgına döndüğünü söyledi.

O sırada rehberi ona ” Bunu anlaman için sana çok yardım ettim.” dedi.

mRuhsal boyutta anne-babasıyla bir araya geldiği sahnede yoğun katarsis yaşadı. Babası ona ” Senden sonra çocuğumuz olmadı. Seni özlüyorduk oğlum” dedi ve ” Bundan sonraki yaşamında mutlu ol ” diye ekledi.

Burada danışanın bağımlı yapısı yine devreye girdi ve ” Onları seviyorum. Başka bir yaşamda onların yine annem-babam olmalarını istiyorum. ” dedi. Bu bölümde kendisine çok kısaca ruhlar arasında asla ayrılık olmadığından ve sistemden bahsettim.

Rehberi ise ” Öyle olması gerekiyordu, senin suçun değildi. Hastalık vardı ve senin ayrılman gerekiyordu. ” dedi.

İlerleyen aşamada bu hayatı tamamıyla dönüştürdükten sonra rehberiyle tekrar bir araya geldiği sahnede rehberi ona şimdiki hayatına ilişkin şu tavsiyede bulundu: ” Öfkelerinden kurtul. Affedemediklerini affedip özgürleştir, bırak gitsinler. Yüklerinden arın. ” dedi.

 

kBağlantılar: 

1-” O öfkeli halim bu hayatta da vardı. Ölmemek için direnme gücü, gerçekleri kabul etmeme ve inat etme bu hayatta da var.”

2-” O zaman hastalıktan ölmüşüm. Bu hayatımda sağlığıma aşırı derecede dikkat ediyorum ve ölüm korkum var. Hatta bu hayatımda 12 yaşımda çok tehlikeli bir hastalık geçirdim ve 3 ay boyunca ağır ateşle yattım. Doktor benim direncime hayran kalmıştı. ”

3-” Anneme ve babama olan bağımlılığım şimdiki hayatta da var. ”

4-“Bırakamama sorunu var. Ayrıca herşeyi istifliyorum. Oradaki çocuğun ailesi fakirdi..belki de ondan kilo’yu tutuyor olabilirim.”

O geçmiş hayatında, bu hayatından tanıdığın insanlar var mı diye sorduğumda ise : “O geçmiş hayatımdaki annem, bu hayattaki annemin arkadaşı Yasemin Teyze’ydi. Yasemin Teyze’nin evlendikten sonra 5 yıl boyunca çocuğu olmamış. Sonra annem beni doğurduğunda beni o kadar çok sevmiş ki hormonları gelişmiş ve çocuk sahibi olmuş.Ayrıca o geçmiş yaşamdaki babam, bu yaşamımdaki lise öğretmenim. O da geç evlenip geç çocuk sahibi oldu.” dedi.

 

Geri-bildirimler:

İrem Hn ile uzun süreli çalışmaya karar verdiğimiz için kendisinden geri-bildirimleri düzenli olarak yazılı geçmesini talep etmiştim. İlk seanstan sonraki tamir fazı dönemini içeren yazısı aşağıdaki gibi:

” Eylül hanım, ilk gün biraz rahat gibiydim ancak hafif bir yorgunluk vardı, erken uyumayı tercih ettim. Baş ağrısı ve üstümde hafif bir ağırlık oldu ama sabah uyandığımda tüm semptomlar geçmişti.

2. günden itibaren yoğun bir hüzün ve arada önceki hayatlarımı düşündüğüm bir içe dönüş yaşadım. Akşam olunca kendimi yorgun ve bitkin hissettim. Zihnim susmadı.

l3. günden itibaren vücudumda sürekli bir sıcaklık hissettim ve yoğun bir öfkeee… nedenini bilmediğim yoğun bir öfke yaşadım. Tahammülsüzlük….herkese ve herşeye öfkelendim, sebepli ya da sebepsiz….en çok anneme öfkeliydim….nefretle karışık bir öfke duydum ona..Ağlama isteğim oldu ara ara….kendimi yalnız ve değersiz hissettim…öfke beni çok yordu ve enerjimi düşürdü sanki. Özellikle 5. gün çok halsiz ve yorgundum. Enerjimi ne yaparsam yapayım yükseltemedim. Sanki bana ait olan birşeyimi sonsuza kadar yitirmiş kadar hüzünlü hissettim kendimi. ( Muhtemelen İrem Hn’ın yıllardır enerj alanında bulunan güçlü bir eklentisi gitmişti ve ruhu bu yüzden hüzün hissediyordu )

Umarım bugünden itibaren blokajlarım çözülmeye ve kendimi daha iyi hissetmeye başlarım. Bir sonraki çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Sürekli manik depresif bir ruh haliyle yaşamak istemiyorum. Değişken ruh hali beni en çok yoran şey…dinginlik, huzur istiyorum hayatımda. Umarım bunları sonraki çalışmalarda hayatıma yerleştirmeyi başarırım. Herşey için teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.sevgiler….”

İrem Hn yukarıda yazan semptomları yaşarken kendisiyle birkaç kere telefonda görüştük. Tamir fazı dönemini herkes bu kadar ağır atlatmadığı için diğer danışanlarıma göre çok daha sık haberleştik ve kendisine neden bu kadar yoğun öfkenin açığa çıkabileceği konusunda biraz bilgi verdim. 7 günlük tamir fazı bittikten sonra arayı çok açmadan 2. seansımızı yapmamız gerektiğini belirttim ancak İrem Hn’ın o hafta iş ile ilgili yoğunluğu olduğu için 2. seansımızı 15 gün sonra gerçekleştirebildik. Bu 2. seansı bir sonraki yazımda paylaşacağım için burada detaya girmiyorum. Ama görüşmelerimiz sırasında söylediği bazı cümleler aşağıda:

y”  Yaşadıklarımı kentsel dönüşüm projesine benzetiyorum. Yıllardır var olan ama doğru olmayanı yıkıp yerine doğru ve yeni olanı inşa etmek. Bazı yıkımlar kolay, bazıları zor olur. Benimki de zor olanlardan, yapacak birşey yok. Zor bir insanım. Yüzeysel şeyler beni tatmin etmiyor. İçsel huzuru kolay bulamıyorum. Yılların yorgunluğu da var tabi… “

NOTLAR:

1-Bu vaka, uzun süreli bir çalışmanın ilk seansını kapsıyor. Dolayısı ile daha sonra yazınlanacak olan 2. bölümü okumadan herhangi bir yargıda bulunmamanızı tavsiye ederim çünkü bu vaka, şu ana kadar çalıştığım danışanlarım arasında gördüğüm tamir fazı devresini en ağır atlatan iki vakadan biri. O yüzden bu vakaya bakarak genelleme yapmak sizi yanıltabilir. Tamir fazı devresini çok kolay atlatan danışanların oranı çok daha yüksektir.

Paylaştığım vakalar arasında bir tane de böyle örnek bulunmasını istedim. Neyse ki sadece ilk seans sonrası yoğun öfke ile karşılaştık ve ikincisi çok daha farklı geçti.

2-İrem Hn’ın seanstan sonraki birkaç gün neden yoğun öfke hissettiği konusuna gelince; yukarıda detayını vermediğim çok önemli birkaç neden var:

3a) İrem Hn, bundan yaklaşık 8-9 sene önce ciddi bir travma sonrası psikolojik sorun yaşamış ve doktoru kendisinin o dönemde evde yalnız kalmasını istemediği için hastanede 4 ay kadar kalmasını ve tedavi görmesini sağlamıştı. Bu süreç içerisinde kendisine yoğun ilaç tedavisi de uygulandığından yaşadığı sorunlar bir nevi ilaçlarla bastırılmış , İrem Hn’ın sorunu da bana göre aslında uyutulmuştu. Hastaneden yaz aylarında çıkıp ailesinin yanında kaldıktan bir süre sonra da aslında İrem Hn’ın düzelemediğinin farkedildiğini ve doktorunun tekrardan hastaneye yatmasını talep ettiğini söylemişti. İrem Hn ise bu sefer hastanede yatmak yerine uzun süreli rapor alarak bir yurt ortamında kalmayı tercih etmişti.

Geçmişte baskılanmış bu öfke şimdi ilk seansımızdan sonra yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Bu öfkeyi şuna benzetebilirsiniz: vücudunuzun bir yerinde cerahatli bir bölge var ve bu bölge vücudunuzda kalırsa size zarar verecek. Şimdi bu ilk seansla o bölgeye el atılmış oldu ve cerahat temizlenmeye başlandı. O yüzden ilk seansımız  sonrası danışanda olumsuz duygular çıkmaya başlaması çok normal.Tıpkı ameliyattan çıkmış ve cerahati temizlenmiş bir insanın ameliyattan sonra birkaç gün ağrı çekmesi ve nekahat evresi gibi.

b) Danışanım, benle çalışmaya başlamadan önce malesef hiçbir eğitimi olmayan ama regresyon terapisi yaptığını söyleyen kişilerle bir-iki seanslık deneyimi olmuş ve bu kişiler de öfkeyi sadece baskılamasına sebep olmuştu. O yüzden zaman zaman sayfamda da paylaşıyorum, bilinçaltı temizleme-formatlama tarzı 2 günlük seminerlerle yılların birikimi olan bir sorunu çözemezsiniz. Hele hele ki bir insanın geçmişinde ciddi travmaları ve hastanede yattığı bir süreci varsa, o kişiyle seans yapmadan evvel gerçek bir regresyon terapistinin 10 kere düşünmesi gerekir. Eğitimi olsa bile, eğer bir vaka ile başetmekte endişesi varsa o vakayı kesinlikle almamalı. Çünkü ben yaptım-oldu mantığı, o an anlamasanız bile danışana fayda değil, zarar verebilir.

3-Farkettiniz mi bilmiyorum ama danışan ile çalışırken ana hedefim kilo değildi. Çünkü kilo benim için sadece bir gösterge ve çalışmalarımızın vücuttaki yansıması olacak. Kişi ne yapıyorsa yapsın, kilo gitmiyorsa veya gidip geri geliyorsa burda yapılması gereken sürekli diyet şeklinizi değiştirmeniz değil, düşünce şeklinizi kaynağından değiştirmenizdir. Olay kafada bitiyor gibi komik laflar etmeyeceğim çünkü olay kafada bitmiyor.)) Zihinsel yöntemler işe yaramaz malesef çünkü konu zihinden değil bilinçaltından kaynaklanıyor.

eKİLO ne demek? Ben vücudumda birşeyleri stokluyorum-istifliyorum demek. Ben kendimi güçsüz hissediyorum demek. Benim kendimi güçlü hissetmem için ne yapmam lazım? Eğer kendi içimdeki güçten bihabersem, birşeylerden beslenmem lazım. Burdaki beslenme kelimesi sizi yanıltmasın, bu bir yemek de olabilir, enerjisel beslenme de olabilir. Hele ki ben enerjisel olarak beslendiğim bir kaynağımı yitirirsem ne olur? Bozguna uğrayabilirim… yemeğe saldırabilirim. Tok olmama rağmen canım sürekli abur cubur veya tatlı isteyebilir. Kilom arttıkça da ben bilinçaltımda kendimi daha güçlü hissederim çünkü heybetim, ağırlığım artmştır ve tüm dünyaya ben burdayım demektedir. Hayata güvenim olmadığı için de eşyaları stokladığım gibi vücudumda kiloyu stoklarım. Konunun ucu kök çakraya kadar gider. Hatta anne ile bağlanma şeklinize kadar gider ki bu aile dizimi yapan terapistlerin de çok önemsediği bir konudur.

kg5Buradaki danışanım evinde de ciddi stok yapan bir kadın. Derin dondurucusunda en az 6 ay yenecek yiyecek olduğundan bahsetti. Sürekli gereksiz alışveriş yaptığından ve sürekli abur cubur yediğinden. Bildiğiniz gibi, sürekli alışveriş yapmak da bir bağımlılık türü…mutsuz bir insanın geçici bir süre için rahatlama yöntemi. Etki süresi ise yaktığınız bir sigaradan çok farklı değil..

Sonuç olarak, kilo bağımlı kişilik yapısında rastlanan ve tek seansın yeterli olmadığı bir konu. O yüzden danışanımla biraz daha çalışmaya devam edeceğiz.

4-Öldükten sonra bir süre dünyada kalmak, yani arada kalmak da bağımlı kişilik yapısında sık rastlanan bir durumdur. Bunlara İngilizce’de ” EARTHBOUND SPIRITS ” deniyor. Yukarıdaki vakada 1,5 yaşında ölen çocuk anne-babasını bırakmak istemediği için ışığa geçemiyordu ve bir süre ailesinin yanında kalıyordu. Hatta danışanın ilk olarak geçiş yaptığı hayatta tarif ettiği karakter de aslında ölmüş ama öldüğünün farkında olmayan bir çocuktu. Bu, arada kalma konusu da sizi ürkütmesin. Seanslarda hiçbir zaman korkutucu şeyler olmuyor. Hatta diyebilirim ki regresyon terapisi ölüm korkusuna bire-bir olan bir seans türüdür. Çünkü asla uydurmanızın mümkün olmadığı mükemmel bir kurgu ve ilahi bir düzen var. Kişinin bunu farketmesi ciddi bir şifalanmaya yol açıyor. Yazının bir sonraki bölümünde daha detaylı göreceğiz.)

Sevgilerimle…