BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ: ” KİVİ ALERJİSİ ” ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Şermin diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başında, bekar ve çalışan bir kadındı. Kendisiyle 2020 yılında çalışmaya başladığımızda ana konumuz iş hayatıyla ilgili sorunlardı. Ancak seanslarda ilerlerken başka alanlarda da geri-bildirimler aldığım için hem alerji hem de psiko-biyoloji konusuna örnek olması açısından bu vakayı paylaşıyorum.

2. SEANS: Bu seansta ana karnı ve 0-6 yaş dönemine bakmaya niyet ederek bir araya gelmiştik. Ana karnı dönemini keşfederken annesinin çocuk denecek yaşta kendinden çok büyük yaşta biriyle zorla evlendirildiğini, yaşı küçük olduğu için birkaç sene sonra Şermin hn’a hamile kalınca resmi nikah yapıldığını ve bir çocuk gelin olarak bu dönemi bir nevi tecavüz hisleriyle geçirdiğini öğrendim.

Hamilelik sürecini yalnız, desteksiz ve korkularla geçiren annenin doğumu da oldukça zor geçince apar topar sezaryene alınıyordu.

Doğumdan sonra 0-3 yaş dönemine dair önemli bir anıyı keşfediyorduk ki Şermin hn kendiliğinden başka bir anıyı hatırladı.

Buradan sonra Şermin Hn ergenlik döneminde geçen ve taciz içeren birkaç anıyı daha hatırladı ve bu sebeple seansın akışı mecburen değiştirmek zorunda kaldık. Bu taciz anlarını daha önce hiçbir yerde kimseyle konuşamadığını belirttiği ve olumsuz etkilendiğini gördüğüm için bu konuya öncelik verip beden terapi ağırlıklı ilerledik. Ana karnı ve 0-6 yaş dönüştürme konusunu ise başka bir zamana bıraktık.

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-Kg bağlantısı

-Sık idrara çıkma

-Yaşam enerjisi düşüklüğü ve

-Kivi alerjisinin bu konularla bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

-Ana karnı dönemini keşifte kaldığımız için, bir sonraki seansta mutlaka ana karnından başlayarak ilerle.

NOT: Geri-bildirim ve NOTLAR bölümleri vakanın ikinci bölümünde yer alacaktır.

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

A1İlk seanstan 16 gün sonra Açelya Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan önce aldığım geri-bildirimleri ve farkındalıkları aşağıdaki gibi:

1-Seanstan sonraki ilk hafta Türkiye’de olmamla daha huzurlu ve bağımsız hisettim. X ‘de ( Avrupa’da bir ülke ) iken erkek arkadaşım üzerinden bir hayat yaşadığımı ve bunun beni içten içe rahatsız ettiğini farkettim.

2-Benim bu son 7 senem çalışmamam üzerine kurulu. Kendi ayaklarım üzerinde duramama konusu 7 senedir var. Ondan önceki zamanlarda kendi ayaklarım üzerinde durduğumu düşünüyordum ama öyle değilmiş.

A5Örneğin: Sigara ve içki vardı, 2012’de bıraktım. Erkek arkadaşıma karşı kişi bağımlılığım vardı. Ondan ayrıldığımda ise bir kız arkadaşıma bağlanmıştım. Herşeyimi ona anlatıyordum, bir kişiye yükleniyordum. Karşı taraf da sonunda kaçıyordu. Yakın 2 kız arkadaşım da aynı şekilde davrandı. En başta beni çok sevdikleri için kompanse ediyorlardı ama 5 sene sonra artık telefonumu açmamaya ya da bana daha az zaman ayırmaya başlıyorlardı. Normal olarak kendi erkek arkadaşlarına vakit ayırmak istiyorlardı. Ben de kinlenip ” Görür o benim erkek arkadaşım olunca ” diyordum.

3-Hayatımda birçok şeyi ( yeme-içmesel olarak ) şak diye kesebiliyorum. Mesela süt ürünleri gibi…pat diye kesebiliyorum. Ama benim için bir kişiyi bırakmak çok zor. Bence şu andaki ilişkimin ………..( Erkek arkadaşı da danışanım olduğu için burada sansür uyguladım )………………….         ……………….. Erkek arkadaşım çok çalışıyor ve bana az vakit ayırıyor. Uzun süre hiç birbirimize dokunmadığımız oluyor…haliyle ben de artık birşeyleri talep etmeyi bıraktım.

 

A6

4-Bütün ikili ilişkilerim hep ayrılma üzerine kurulu. İlişki bir ayını doldurunca hep ayrılmak istiyorum. Karşı taraf evet de dese, hayır da dese sürekli inişli-çıkışlı oluyor. Hep ayrılıp, 1 hafta içinde barışarak devam ediyorduk. Bu sorun benden kaynaklanıyor.

 

 

 

seans

 

Daha seansa başlamadan evvel yatağa uzandığında eklenti olduğuna dair bedensel duyarlılıklar hissettiği için biraz bekledim. İlk seansta olduğu gibi tekrar bedeninde dalgalanmalar olur gibi titremeler olunca bu sefer seansa eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 2-3 Senedir kendisinde bulunan, yalnızlık duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Yalnızlık korkusuna ve panik duygusuna yol açmıştı. Tembellik ve ağırlık yaratmıştı. ( Çok bilgi alamadığımı not ederek bir sonraki eklentisine geçmişim. )

 

2.EKLENTİ: Suçluluk duygusu ile çektiği, 15 yıldır kendisine bulunan bir eklentiydi.

Etkileri: Ayaklarının altının sürekli soğuk olmasına sebep olmuştu.

 

3.EKLENTİ: Yalnızlık duygusu ile çektiği 3 adet eklentiydi ve hepsi birbiri ile bağlantılı bir konuyu içeriyordu.

Etkileri: Öfke ve inatçılığa sebep olmuşlardı. Hareket kabiliyetinin olmamasına, tembelliğe ve kendi deyimiyle hımbıllığa yol açmışlardı. Dışlanmışlık duygusuna; ilkokul 1’den üniversite bire kadar süren şişmanlığa sebep olmuşlardı. Okulda konsantrasyon sorununa, zihinsel dağınıklığa sebep olarak dolaylı yoldan başarısız olmasına katkıda bulunmuşlardı. Ayrıca ellerinde karıncalanmaya ve kollarında güçsüzlüğe yol açmışlardı.

 

A74.EKLENTİ: 11 Yaşında yatılı okula gittiği dönemde yalnızlık duygusuyla çektiği 30’un üzerinde olduğunu belirttiği gezinen enerjilerdi.

Etkileri: 3. Eklenti bölümünde belirtilen etkilerle benzer etkilere yol açmışlardı. Ayrıca seansta bedenindeki istemsiz hareketlere de sebep olmuşlardı.

11 Yaşındaki dönemi içeren bir çalışma yaptıktan sonra tüm eklentileri göndererek seansı noktaladık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Eklenti çekme sebeplerine çalışırken bilgi almakta zorlandım. Söylediğinden daha yüksek sayıda eklentisi olduğunu ve trans geçişi olumsuz etkilediklerini düşünüyorum.

-Yalnızlık duygusunun kaynağına çalışılmalı.

-Bundan sonraki süreçte BAĞLAR Çalışması ile ilerlemekte fayda var çünkü en büyük sorun anne ile bağlanma. Bağlar ile daha hızlı ilerlenebilir.

g2

 

1.GÜN:

Dün ve bu sabah çok üzgündüm. İçimden erkek arkadaşımla kavga edip durdum hatta gece kabusluydu. Ve çok ama çok sıcaktı. butun pencereleri actım ancak bir kaç kere uyanmam gerekti kesinlikle deliksiz uyumadım ve sabah 7.30’da uyandım yinede. Dünkü gece ve sabah ilk saatlerdeki hissim daha çok içimde bir boşluk oluşmuş gibi bir histi.

Sevgiler  ”

 

7.GÜN:

Günaydın,

İlk 3 gün çokça yoğundu, ilişkilerin abc’sini okurken her sayfada deli gibi ağladım neredeyse. İçimdeki yaraları görmek topluca çok fazla geldi sanırım. Bir de seansta yaptığımız anne olma kavramı ve duygusal olarak kendimi kitlemiş olma halim tekrar tekrar yaşadığım birşey oldu. Bu iki konu içimi dağladı tekrar tekrar. Anne olmayı niye kabul edemediğimi anlamaya çalıştım. Son günler daha enerjik daha anlayışı yüksek geçti. İnsanlarla ( sokakta tanımadıklarım, bi anlığına gördüğüm ) aramda olan bağı sezdim bu çok özel ve muhteşem bir histi. Kitabı zihnim daha da açılarak okumaya devam ediyorum ağlamak şu anda saçma geliyor mesela:)

Sevgiler  ”

 

 

Açelya hn, bu 2.seanstan yaklaşık 11 gün sonra yapılacak olan Bağlar Çalışması’na katılarak orada da 2 seans almaya karar verdi. ( Yurtdışından gelen danışanlar çok sık Türkiye’ye gelemedikleri için gelmişken en az 2 seans olacak şekilde vakit ayırmalarını tavsiye ediyorum.)

Bağlar Çalışması ile ilgili bölüm vaka yazısının 3. bölümünde yer alacaktır.

 

( Devam edecek….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

A1

İsmine Açelya diyeceğim danışanım, 40’lı yaşlarının başlarında, yurtdışında yaşayan  bir kadındı. 2019 yaz aylarında ilk defa bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Mesleki özgüven problemimi ve genel özgüven problemimi çözmek ” yazmıştı.

Açelya hn erkek arkadaşının iş nedeniyle yurtdışına gittiğini ve kendisinin de ona eşlik ederek 2 yıldır yurtdışında yaşadığını belirtmişti.

Yaklaşık 7 yıldır çalışmıyordu ve son 2 yıldır erkek arkadaşına bağımlı bir hayat yaşıyordu. Bu sebeple daha çok mesleki anlamdaki özgüven probleminden şikayetçi idi.

Tüm hayatını ilgilendiren sorular sorduğum uzun ön-görüşmemizde aldığım bazı bilgiler:

-anne ve babası çalışan insanlar oldukları için ve o dönemde şu anki gibi bir doğum izni süresi olmadığı için bebekken kendisine bakacak kimsenin bulunmadığı

-0-3 Aylık bebekken, annesinin kendisini lojmanda telefon ahizesini yanında açık bırakarak işe gittiği; bebek ağladığı zaman annesinin veya babasının eve gelip ilgilendiği

A3

-doğduktan sonra ilk hafta içinde annesinin göğsünün yara ve iltihap olduğunu ve o günden sonra bir daha süt içmediği

-tek çocuk olduğu ve 1,5 yaşından itibaren kreşe gönderildiği

-ilerleyen yaşlarında babasının genelde evde olmadığı, işten çıktıktan sonra arkadaşlarıyla kağıt oynayarak geç saatlerde eve geldiği

-annesinde sayısı net olmayan birkaç düşük ve kürtajlar olduğu

-küçükken mahalle bakkalının kendisini ve bazı arkadaşlarını taciz ettiğini dışardan duyan annesinin bunu duyduğunda “ Ama o bize hasta yolluyor ” demesinden olumsuz etkilendiği

-30’lu yaşlarda iken kendisine bir psikiyatrist tarafından ADHD ( hiperaktivite ) teşhisi konulup o dönemlerde 2-3 sene ilaç tedavisi uygulandığı; bu sürenin sonunda tedaviyi kendi isteğiyle sonlandırdıktan sonra yıllardır ilaç kullanmadığı

 

seans

 

İlk defa gelen herkese kısa eklenti temizliği ile başlattığım için bu seansa da öyle başladık. Daha yatağa uzanıp derin nefesler almaya başlar başlamaz bedeninin çok yoğun şekilde sarsılmaya başladığını gördüm. Sanki çok üşüyen biri gibi yatakta dalga hareketi yaparak sallanmaya başlaması çok rastladığım bir durum değildir. ( Bugüne kadar 7 yıl içinde belki 2 ya da 3 kere rastlamışımdır )

Bunun üzerine Açelya Hn’a daha önce bedenen böyle birşey yaşayıp yaşamadığını sordum. Yurtdışında katıldığı bir meditasyon kampında benzer şeyin olduğundan bahsedince, bu meditatif çalışmaya rehberlik eden birinin bulunup bulunmadığını ve müdahale edip etmediğini sordum.

A4Brezilyalı bir şamanın liderlik ettiği bu çalışmada şaman kendisine bunun korkulacak birşey olmadığını ve sakin kalmasının yeterli olacağını ve onun koruması altında olduğunu bildirmişti. Bu sorunun derin meditasyon anlarında bir kere de nefes çalışması yaparken yaşadığını ekledi.

Bu bölümde beden çok yoğun birşey(ler)in etkisi altında ve hareketli olduğu için kendime özel bir not ekledim…” Bedeni sanki doğum yapar gibi ileri geri istemsizce, elektrik veriliyor gibi hızlıca sarsılıyor, ilerdeki seanslarda bunun bir daha olup olmadığına bak.”

Bu sarsılmaların doğum travmasıyla ilgisinin olduğunu kinesiyoloji ile teyit ettikten sonra ilk seansa beden terapi içeren doğum travması konusuyla başlamak zorunda kaldık. Dolayısı ile ön-görüşmede seçtiğimiz konu ile ilerleyemedik.

Bu doğumu travmatik yapan başka bir faktör; sezaryen ile gerçekleşen doğumda anneye o dönemde narkoz olmadığı için eter verilmiş olması ve annenin doğum sırasında yaşanan herşeyi duymuş olmasıydı. Tamamen beden terapi uyguladığım bu bölümden sonra, bu konu ile ilgili detayları annesinden öğrenmesini rica ederek seansı noktaladım.

 

Kendime aldığım özel notlarda:

-Yurtdışında yaşadığı ve Türkiye’ye kısa süreli geldiği için bir bireysel seans daha yaparak nasıl ilerleneceğine takip ederek karar ver.

-Bağlar Çalışması’na uyan çok konusu var.  …….   ………   …………  vb. konulara mutlaka Bağlar ile bakılmalı.

g2

 

7.GÜN:

Selamlar,

İlk 24 saat; Seans sonrası sadece uyudum diyebilirim. Eve gittim 17.30 gibi uyudum, arada uyanıp minikbi altar yapıp bir mum yakıp, bişeyler yiyip tekrar uyudum. ilk 24 saat aklımdaki tek soru ama ben daha önce bağımsız özgür kendi ayakları üstünde duran bi insandım son 7 yıl olan bu çalışmama hali bağımlılıktan mı yani, oldu.

Son bir hafta çok yoğundu, genelde yalnızdım, ve enerjim çok iyiydi. Hatta regl’yken bile normalde sancılı geçtiği için yatarım bu sefer aktif olmam gerekti ve bunun için pek mırın kırın etmedim. Istanbulda olmanın çokrahatlatıcı olduğunu, burdayken kendimi kimseye karşı borçlu hissetmediğimi farkettim.

Bugün hiç olmadığı kadar üzgünüm, çok üzgünüm. Sürekli ağlamak istiyorum ama olamıyor, kalbim çarpıyor ve ağrıyor. Şu anda oluşan belli bir nedenden ötürü değil bu his.

Benim bugün istanbula gelmem gerekti son anda, carsamba veya persembe yazlığa dönmem gerekicek yine. Salı öğleden sonra 17.00 civarında müsait olabilir misiniz bir sonraki seans için?

Teşekürler

 

Belirttiği tarihte programım müsait değildi fakat yurdışına dönmeden önce tekrar bir boşluk ayarlayıp 2. seans için randevulaştık.

 

( Devam edecek…….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

MİKS BİR VAKA-II ( 4. Bölüm )

Standard

Z1

Zuhal Hn, uzak bir şehirden geldiği için, üçüncü seanstan bir gün sonra dördüncü seans için tekrar biraraya geldik.

Ön-görüşmede doğum şekli, süresi ve 0-6 yaş dönemine dair bazı sorular sorduktan sonra hemen seansa geçtik.

 

seans

Ana karnı dönemini keşfederken 8. günde giden bir kayıp ikizi olduğunu algıladı.

7 Aylık olduğu bir sahnede, babaannesinin ev işleriyle ilgili bir konuda annesine bağırdığını, annesinin karşılık vermek istediğini ama veremediği algıladı. O esnada annesinin sol göğsünün ağrıdığını ekledi.

8 Aylık olduğu bir sahnede; babasının annesiyle birlikte olmak için zorladığını ve annesinin bırakıp gitmek istediğini ama yapamadığını ve bu sebeple bu sahnede anne-babasının ayrılmalarından korktuğunu algıladı.

Doğum anı kolay ve sorunsuz geçiyordu. Doğduktan sonra annesinin kucağına verildiğinde annesinin ağladığını, doğumun kolay geçmesi sebebiyle mutlu olduğunu ama yine kız çocuğu olmasından dolayı biraz kırgın olduğunu belirtti. Annesinin sütü, doğumdan 12-13 saat sonra gelmeye başladığı için ilk gün kendisine mama veriliyordu.

Babasıyla ilk karşılaşma anında babasının kendisini kucağına alıp şefkatle baktığını ve ” Yine mi kız? ” diyerek annesine gülümsediğini söyledi. Bu cümle sebebiyle Zuhal hn olumsuz etkilenmiyordu fakat annesinin babasına karşı mahçup hissettiğini farketti. Babasının kucağındayken, annesinin kucağında olduğundan daha güvende hissettiğini, babasının yüzüne çok güzel baktığını anlattı.

 

Z12

 

0-1 Yaş Arası: Annesinin uyudu sanarak kendisini salıncağa yatırdığı bir sahnede, annesi odadan çıkar çıkmaz onun arkasından gitmek istediği için ayağa kalkmaya çalışırken beşik şeklindeki yüksek salıncaktan yere düştüğünü ve başının arkasını çarptığını algıladı. Bu sahnede çok ağlıyordu ve annesi başka bir odada olduğundan sesini geç duyup dönüyordu. Bu sahnede annesinin kucağında sakinleştirilmeye çalışırken dahi ağlamaya devam ediyor ve terk edilmiş hissediyordu.

 

 

2 Yaş: Bağırsaklarında sürekli bir ağrı olduğundan bahsettiği bu sahnede, annesiyle gezmeye gittiklerinde kaşla göz arasında yerde bulduğu bir toplu iğneyi yutuyordu. Yuttuktan hemen sonra annesi tarafından farkediliyordu fakat çoktan yutmuş olduğundan annesi hiçbirşey yapamıyordu. Toplu iğneyi dik bir şekilde yutsa da boğazında ve midesinde acı hissediyordu. Annesi tarafından o gün doktora götürülmediğini , annesinin telaşını gördükçe daha da çok korkup ağladığını anlattı. Toplu iğne yüzünden 2 gün boyunca bağırsaklarında sancı çektikten sonra tuvaletini yaptığında iğneyi çıkardığını ve çıkış anında acı hissetmediğini belirtti.

 

Z114 Yaş: Annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiği bir sahnede, saçlarının kesilmemesi için çok ağlıyordu. Bakımının zor olması sebebiyle annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiğini ve babasının buna engel olamadığını belirtti. Saçlarının zorla kesilmesi, o anda çocuk bilinciyle, kayıp duygusu yaşamasına sebep olmuştu ve hatta annesinin kendisini sevmediğini düşünmesine sebep olmuştu.

 

5 Yaş: Annesinin babasıyla birlikte işte olduğu bir anda kendisine bakan ablası tarafından dövüldüğü bir sahneyi keşfettiğimizde etrafta kendisini koruyacak kimse olmadığını düşünüyor ve çok yalnız hissediyordu.

Bütün bu sahneleri keşfettikten sonra, bu sahnelerin Zuhal Hn üzerindeki etkilerini dönüştürmeye çalıştık. Bedenine zarar gelen durumlar olduğu için buradaki travma izleri için beden terapi uyguladık.

 

Bu arada, ana karnı dönemi içinde kendisine eklenen bir eklenti daha algılamıştı. O eklentiyi de seans senasında gönderdik.

 

12

3 GÜN SONRA:

” 4.seanstan sonra üzerinden 24 saat geçti biraz da geç kaldım yazmakta, seans çıkışı epey yorgundum zaten yorucu olacağı bilgisini vermiştiniz, gene de o gece yürüyüşümü yaptım güzel vakit geçirdim rahat uyudum boğazımdaki acı ( NOT: TOPLU İĞNE SAHNESİYLE İLGİLİ BEDENDEKİ İZ )  bir iki gün sürdü ama ruhumdaki kayıp parçayı bulmuş olmak beni inanılmaz rahatlattı, malumunuz kayıp ikiz sendromu olduğum seans esnasında ortaya çıktı, ondan sonra ertesi gün arkadaşlarımla görüştüm hayata daha uyumlu ve olumlu dinginleşmiş olduğumu farkettim, eski olumsuz ruh halim de ortadan kalkmıştı ciddi bir huzur vardı üzerimde, kendimi yeniden keşfetmenin hazzı da tabi. 0-7 yaş aralığına baktık sizinle, bu dönemde çok fazla olumsuz şeylerin yaşanmamış olması beni sevindirdi ben daha olumsuz bir tablo bekliyordum, açıkçası 3. ve 4. seans benim hayatımın dönüm noktası oldu kendimi ilk kez tanıdığım ve anladığım kendimle yüzleştiğim yüklerimi bıraktığım inanılmaz güçlü seanslardı, enerji artışı karamsarlığın olumsuz etkilerinin geçmesi beni inanılmaz rahatlattı ve mutlu etti ben size çok ama çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, sevgilerle. ”

Z38. GÜN:

” Merhaba Eylül hanım, son iki seansın üstünden bir hafta geçti bu sürede gayet iyi normal zamanlarımdan fazla enerjik huzurlu ve sakindim, ölme isteğimde azalma oldu yüzde yetmiş civarı, çektiğim tarifsiz acılar da hemen hemen çok azaldı dünyaya ve hayata daha uyumlu hissediyorum kendimi, önceden düzenin bir parçası gibi bile hissedemez kendimi atılmış itilmiş dışlanmış hissederdim. Uykularım düzenli dinlenmiş olarak kendiliğimden uyanıyorum hala burnumdan rahat nefes alabiliyorum, öfke kontrolü konusunda epey iyiyim, insan ilişkilerimde aile içi ilişkilerimde inanılmaz bir rahatlama oldu o görünmez tıkanıklık çözüldü, içimi kemirip kafamın içinde dönüp duran sancılar acılar bir bir azaldı, etkileri yaşadıkça daha çok yazacağım size çok teşekkür ederim. ”

 

20 GÜN SONRA:

 Seanstan sonra harika bir iki hafta yaşadım her anlamda rahatladığım bir süreçti, hatta eminim etrafımdakiler bendeki bu durumu kıskandı ama elimde değil aşırı enerjik ve pozitiftim durduğum yerde duramayacak kadar iyiydim, ta ki Y ( Şehir ismi ) ‘e dönmeden önceki akşama kadar, 26 ağustos sabah yola çıkmadan evvel ailemle bir tartışma yaşadım, aslında olay benle ilgili değildi genel olarak geçmiş olaylarla ilgili konuşuluyordu nasıl olduysa konu bana geldi ve benim hatalarım üzerinden konuşulmaya başlandı zaten geriye yani Y’ ( şehir )ye dönmek konusunda gergindim ayrılık yaşayacağım yeni bir hayata başlayacağım vb. için endişeli ve gergindim ki ailemin bana karşı kullandığı suçlayıcı ve aşağılayıcı dilden epey rahatsız oldum ve kendimi tutamayıp istemediğim tepkiler verdim sinirlendim geçmişe yönelik olumsuz konuşup kalp kırdım tatsız ayrıldık, bu durum bir süre beni olumsuz etkilediyse de tekrar toparlandım bi hafta içinde olumsuz etkiler üzerimden kalktı yeni bir hayata başladım burda. Etrafımdan olumlu yorumlar aldım yüzüne renk gelmiş, çok iyi görünüyorsun vb şekilde, ölme isteğim ara sıra yoklasa da kesinlikle eski boyutta değil sadece minicik anlarda olup geçiyor kendimi ikna ve teselli edebiliyorum, önceden canım hiçbir şey yapmak istemezken şimdi gayet istekli bir halde yaşıyorum evimi düzenlemeyi günlük işler yapmayı kendi sevdiğim şeylerle meşgul olmayı kendime yetmeyi başarabiliyorum, burun tıkanıklığım normalde Y ( şehir )  şartlarında had safhada olurken geldiğimden beri problem yaşamıyorum gayet güzel nefes alabiliyorum kendimi dinç, dingin ve olumlu buluyorum, önceden kitap okuyamazdım okuyabiliyorum, gereksiz muhabbetler yapmıyorum olgunlaştığımı büyüdüğümü hissediyorum ilk defa, sağlık problemlerim konusundaki şikayetlerim mesela astımım çok azaldı, alerjilerim aynı şekilde azaldı, sırt ağrılarım azaldı kendime karşı duyduğum öfke terse döndü kendimi sevmeye başladım, içimde kanayıp duran yara kapandı, içten içe sürüp duran eski hesaplaşmalarım nerdeyse bitti, eski eşime karşı duyduğum öfke vb duygular tamamen ortadan kalktı hiç umursamaz bir duruma geldim nerdeyse hiçbir olay yaşamamışım gibi oldu, sadece eski eşim yakın arkadaşlarıma telefon aracılığıyla ulaştı hala benden haber almaya çalışıyor ama ben gene umursamıyorum onda da bu durumun sonlanmasını bekliyorum, karşıma çıkmadı çünkü aşırı meyli olsa karşıma çıkacağına inanıyorum, açıkçası kendimi başka biri gibi hissediyorum, çünkü eskiden olsa kendimle başbaşa kalmak istemezdim direkt kendimi suçlayacak birşeyler bularak huzursuz olurdum şimdi ibadetlerimi elimden geldiğince yerine getirecek kadar istekli ve huzurlu hissediyorum önceden çoğu ibadetimi yerine getiremezdim, kısacası bende büyük bir değişim var hem de gözle görülür şekilde, umarım bu enerjimi artıracak ve koruyacak yolu da bulurum çünkü kendime çok iyi geldim, yaşamayı hayatta olmayı seviyorum gözlerimin içi gülüyor… Size çok ama çok teşekkür ediyorum, yazdığınız 3.bölüm için kolaylıklar sevgiler iyi çalışmalar.

******************

1 Ay Sonra ( Vaka yazısının teyidi için telefonda konuştuğumuzda ) : Göğüs kafesinde bir yarık varmış gibi tanımladığı, tarif edemediği bir acı şeklinde hissettiği durumu ve ayrıca geceleri yoklayan ölme isteği düşüncesinde değişiklik olup olmadığını sordum. Her ikisinin de tamamen geçtiğini belirtti.

 

Ş11

NOTLAR:

1- KAYIP İKİZ SENDROMU: Bknz. ekteki vakanın ” NOTLAR ” bölümü:  BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 2. Bölüm )

2- Bu seansta, danışanın bedenine zarar gelen kaza, dayak, saçın zorla fiziksel şiddet uygulanarak kesilmesi gibi sahneler vardı. Bu bölümleri çalışırken yoğun beden terapi uyguladık çünkü bedenimizin de travmalarla ilgili bir hafızası var.

3- İlerde gelmeyi düşünen danışanları yönlendirmemek adına, Zuhal Hn’ın göğüs kafesinde hissettiği acının ve ölme isteğinin hangi konuyla alakalı olduğunu, orada nasıl bir işlem yaptığımızı ve neden bu seanstan sonra tamamen geçtiği gibi konuları seans içerisinde özellikle belirtmedim.

4- Zuhal Hn’ın hiçbir yere ait hissetmeme sorununda iyileşmeler başladı. Fakat atalarından gelen bazı etkiler taşıdığını da hissettiğim için, bu konuya ilerleyen tarihlerde BAĞLAR ÇALIŞMASI isimli, regresyon harici-farklı teknikler kullandığım grup çalışması içinde özel olarak bakacağız.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR DOĞUM TRAVMASI HİKAYESİ-2. Bölüm

Standard

M6

 

Melike ile ilk seansımızdan 9 hafta sonra ikinci seans için tekrar biraraya geldiğimizde bu süreçte farkettiği geri-bildirimlerini sorarak seansa başladım. Aldığım bilgiler:

1-Önceden halamlara çok bağlıydım. Onlara hiç laf söyletmezdim. Ama bu aralar onlara öfke duymaya başladım. Eskiden olsa onların yanında sabahtan akşama kadar durabilirdim. Son 1 haftadır, iftarı yapar yapmaz hemen eve gitmek istiyorum. Bunun sebebi; halalarımdan birinin hayatıma annemden bile fazla müdahae ettiğini farkettim. Bu konu benim içimde birikmiş. Diğerlerine ise sebepsiz bir öfkem var. Bu aralar hiç yanlarına gitmek istemiyorum.

2-Kısa eklenti temizliğini pek yapmadım. Aklıma gelmiyor.

3-Eskisi kadar kafama herşeyi takmıyorum.

4-İlk seansa kadar olan dönemde ellerim çok titriyordu. Titremesi çok azaldı. Babamın işyerine gittiğimde de hala titrediğini farkettim. Sebebini anlamadım.

5-Evdeki kardeşimle, seanstan sonra aram daha iyi oldu.

6-Mide ağrılarım ve bulantım seanstan sonra tamamen geçti.

7-Yemek konusunda çok iştahlı değilim ama az da olsa yemek yiyorum. Bu süreçte, hiç yemek yemediğim gün olmadı.

 

seans

 

Ön-görüşmede eklentiden şüphe ettiğim için seansı eklenti temizliği ile başlattım. Bu esnada bedeninde yoğun duyarlılıklar olduğu için seansı eklenti temizliği yönünde ilerlettik.

1.EKLENTi GRUBU:

8 Yıldır kendisinde bulunan, kuzenlerinden birinin düğünü sırasında meydana gelen tartışma sırasında öfkeyle çektiği bir eklenti modeliydi. 3 Farklı model içeren toplam 18 tane eklenti çekmişti. Bu eklentileri onun daha öfkeli, daha alıngan biri olmasına ve insanlardan korkmasına sebep olmuştu. Ayrıca eklentilerden bir bölümü, ellerinin titremesinde etkili olmuş, mide bulantısı ve ağrılara yol açmıştı.

Bu bölümde eklenti çekmesine sebep olan ve bütün sülaleyi etkileyen konuya ve kuzeniyle olan ilişkisine detaylıca değindikten sonra eklentileri gönderdik.

Bu seanstan bir gün sonra ilk defa Bağlar Çalışması’na katıldı. Bu çalışmada ise köken aile ilişkilerine çalıştık.

 

12

 

28 Gün sonra ( 3. Seans öncesinde aldığım bilgiler ):

1-Yıllardır görüşmediğimiz kuzenim …Abla’yı neredeyse hergün düşünür ve üzülürdüm. Acaba napıyor, neden gelmiyor diye sürekli kafamdan geçirirdim. Seanstan sonra artık düşünmemeye başladım. Onun konusu akrabalar arasında yine geçti. Bu sefer hiç etkilenmedim. Eskiden olsa üzlüp balkona çıkardım. Şimdi, içimden onun kaderine saygı duyduğumu söylüyorum. Annem yanımda olduğu bir an onun yüzüne de sesli olarak söyledim. Annem de gülerek ” Süper, kızım. Böyle devam et ” dedi.

2-Seanslardan sonra şu da oldu. Eskiden halamlara çok bağlıydım. Arkadaşlarımla planım varsa bile iptal eder ve eğer halamlar toplanmışsa onlarla görüşmeyi tercih ederdim. Artık bunu zorunluluk gibi yapmıyorum. Toplandıklarında yine arıyorlar. O anda işim varsa ya da canım gitmek istemiyorsa gitmiyorum. Bu durumu annem farketti ve bundan memnun. ” Ben gittiğim zaman bile senin canın gelmek istemiyorsa gelme ” diyor. Ben de bu sefer arkadaşlarımla görüşmeyi tercih ettim.

3-Elimin titremesi, ikinci seanstan sonra daha da azaldı, %10’lara indi. ( NOT: Bu esnada ellerinin titremesine baktık. Belli bile olmayacak derecede azalmıştı. ) Artık çayları doldurabiliyorum.

4-Eskiden konuşurken insanların gözünün içine bakamaz, göz teması kuramazdım. Şimdi bakabiliyorum. ( NOT: İlk seans sırasında hiç göz teması kurmadan konuştuğunu hatırlıyorum. Üçüncü seans öncesindeki ön görüşmede ise tamamen göz teması kurarak konuştuğunu gördüm. ). Artık yolda yabancı birine birşey sormam gerekse bile sorabiliyorum. Eskiden hiç soramazdım.

 

Ş11

NOTLAR:

1-Melike’ye küçükken disleksi tanısı konulmuştu ve bu yaşına kadar hiç göz teması kurmadan iletişim kurmuştu. İkinsi seanstan sonra tamamen göz teması kurmaya başlaması, genelleme yapmamak kaydıyla bu durumun değişebilir olduğunu göstermesi açısından sevindirici bir gelişmeydi. Üçüncü seansımızda ise disleksi nedeniyle özel eğitim aldığı dönemde yaşadığı birkaç soruna baktık.

2-İlk seansta yazdığım doğum travması Melike’nin tüm hayatını etkilemiş sonuçlar doğurmuştu. Ellerinin titremesi, doğum sırasında yaşadığı şok üzerinde çalıştıktan sonra azaldı ve ikinci seanstan sonra nerdeyse yok denecek seviyeye indi. Bu yüzden bedene yönelik travmatik anlarda öncelikle bedenle çalışırım. Beden hafızası çoğu vakada bize neye bakmamız gerektiği yönünde yol gösterir.

3-İlk seanstan itibaren Melike’de en çok dikkatimi çeken diğer önemli konu; olgunlaşma-bireyselleşme ve aileden ayrışmaya başlaması oldu. Regresyonla bireysel çalışıp aile ve ikili ilişkilerini içeren konularda ise grup çalışması yapmıştık. İlk seansla üçüncü seans arasında katıldığı 2 adet Bağlar Çalışması’nın etkisiyle tamamen aileye endeksli bir hayattan, artık kendi kararlarını verebilen, arkadaşlarıyla da sosyalleşmeye başlayan bir birey olmaya başlaması benim açımdan diğer bir sevindirici gelişme çünkü hayatı tamamen anne-baba ve halalar ekseninde dönüyordu. Bebeklikten bir genç kıza dönüşümünü bu kadar kısa sürede beklemiyordum. Değişime bu kadar açık olduğu için kendisini tebrik eder ve vakayı yazmama izin verdiği için de teşekkür ederim.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR DOĞUM TRAVMASI HİKAYESİ-1. Bölüm

Standard

M6

 

19-20 Yaşlarındaki Melike’nin akrabalarından birkaçı daha önce danışanım oldukları için kendisi de seansa gelmeye karar vermişti. Seans için bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” kaygı; korku ” yazmıştı.

M1Melike’ye 5 yaşında disleksi tanısı konulmuştu. Ön görüşmemiz sırasında ne tip durumlarda kaygıları ve korkuları olduğunu sorduğumda kendisinden aşağıdaki bilgileri aldım:

-Yakın çevresindeki insanlar ; özellikle anne ve babasıyla ilgili konularda ( ..X Kişi… şu konuyu öğrense acaba üzülür mü?, acaba teyzem anneme kırıldı mı? …vb ) kaygılanıyordu.

-Kaygılandığı anlarda midesine ağrı giriyordu. Mide sorunuyla ilgili daha önceden doktora gitmişti fakat yapılan tetkiklerde midesiyle ilgili hiçbir sorun çıkmamıştı.

-Midesine ağrı girdiği zaman bulantı da eşlik ediyordu ve stresli olduğu anlarda yemek de yiyemiyordu. Hatta bazen tüm gün yemek yemediği oluyordu.

 

M3.jpg

 

Annesinden aldığım bilgiler doğrultusunda: 

Melike, 8 aylıkken sezaryenle doğmuştu. Doğduktan sonraki dönemde 2 hafta kadar kuvözde kalmıştı. Bebekliği boyunca da sık sık havale geçirmişti.

 

Kendisine 5 yaşında disleksi ( özel öğrenme güçlüğü ) tanısı konulunca konusunda uzman bir eğitmenden 7. sınıfa kadar özel ders almıştı.

Annesinin hamileliği boyunca sürekli kanamaları olmuştu ve düşük riski vardı. Doğuma 3-4 haftalık bir süre kaldığında anne hastalanmış ve ateşlenmişti. Yüksek ateşin bebeğin kalbine zarar verebileceği, kalp ritminde zayıflık yaratabileceği şüphesiyle doktoru tarafından muayene edilirken annesinin suyu gelmişti. Muayene sırasında gerçekleşen bu durum üzerine bebeğe zarar gelmemesi anne hemen doğuma alınmış, doğum normal yollardan gerçekleşmeyince ise sezaryen ile gerçekleşmişti.

 

M5Melike, doğumdan hemen sonra 12 gün küvözde kalmış, annesiyle beraber taburcu edilip eve gönderildikten sonra evde hiç uyanmayınca tekrar hastaneye götürülmüş ve bu sefer de 14 gün daha küvözde kalmıştı. Bu 14 gün süre içinde sık sık havale geçirdiği bilgisi doktor tarafından annesine verilmişti.

0-5 Yaş Arası: Akranlarından birazcık geri kalması ve zor yemek yemesi dışında başka bir sorun farkedilmemişti.

 

 

ŞU ANDA DEVAM EDEN MEVCUT SORUNLARINI SORDUĞUMDA ALDIĞIM CEVAPLAR:

1-Baş Ağrısı: Haftada 2-3 kere başımın bir yanı ( şakaklardan birinin çevresinde ) zonklar. Genelde uyuyunca kendiliğinden geçer. Bu yıllardır olan bir sorun. Bu konuyla ilgili doktora da gitmiştim fakat MR çekilip bakıldığında herhangi birşey çıkmadı.

2-Ellerde Titreme: Çocukluktan beri var. Mesela evde misafir varken çay götürürsem, ellerim heyecandan titriyor, yanaklarım kızarıyor. Biraz utanıyorum. Bu durumdan çok rahatsız oluyorum çünkü utanmamam gerekn yerde bile utanıyorum..mesela misafir yakın bir akrabaysa bile oluyor.

3-Aşırı Kaygı: Mesela bugün seansımı beklerken sabahtan beri aynı kafede saatlerce oturduk. ( BENİM NOTUM: Seansa uzak bir şehirden gelmişlerdi. İlk seansa Melike’nin kuzenini, sonra kendisini aldığım için annesiyle birlikte dışarda bir kafede 3-4 saat beklemek durumunda kaldılar. ) Bu kafedeki adamlar-garsonlar acaba bize birşey derler mi diye kaygılandım. Annem “ burası kafe, birşey olmaz ” dediği halde ben yine de taktım.

4-Stres Durumu : İnsanların içine girmek istiyorum ama diyelim ki birinin doğumgünü var. 1 Hafta önceden davet edildiğimde hemen kafama takıyorum. Acaba nasıl geçecek diye düşünüyorum.

 

seans

 

Seansa başladığımızda öncelikle kısa bir eklenti temizliği yapıp ciddi birşeye rastlamazsam direkt ana karnı dönemine bakmayı düşünüyordum ki Melike direkt olarak bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetmeye başladı. Sanki koltuk sallanıyor gibi titremeler ve dönme oluyor dediği anda kısa bir metotla bunun doğum travması olduğundan emin olduktan sonra hemen doğum anına regresyon yaptık.

Doğum sırasında annesinin hissettiği panik duygusunu sahiplenmişti ve bedeninde yoğun izler taşıyordu. Bu sebeple yoğun olarak beden terapi uyguladığımız ve özellikle de küvözde kaldığı döneme de baktığımız bir seans oldu. Annesinin yoğun ateşle doktora gittiği andan itibaren gerçekleşen her bir olay travma üstüne travma yarattığı için annesiyle sağlıklı bir bağlanma gerçekleşememişti. Bu sebeple doğduktan sonraki küvöz döneminin etkisini de dönüştürmeye ve annesiyle sağlıklı bir bağ kurabilmesine çalıştık.

Beden üzerinde çok çalıştığımız bir seans oldu.

 

 

12

 

1.GÜN:

” Merhaba Eylül hanım,

İlk akşam ağlama isteği geldi ağladim
Sonra kendimde bi rahatlık hissediyorum
 anneme karşi iyi hissediyorum
Sizi çok seviyorum
1 HAFTA SONRA:

” Merhaba Eylül hanım

Bu haftam çok güzel geçti kendimi çok iyi hissediyorum bu hafta hiç başim midem ağrimadi kafama hiç birşey takmadım .Anneme sinir olmuyorum aramız gayet iyi çok mutluyum. Çok rahatlamiş hissediyorum. Sevgiler
2 HAFTA SONRA:

” Eylül hanım merhaba

Bu hafta çok rahatladım kendimi çok iyi hissediyorum kaygı ve korkularım geçti dişarda daha rahatım ellerimin titremesi geçti baş ve mide ağrılarım geçti. Teşekkür ederim
Sevgiler

23 GÜN SONRA:

” Merhaba Eylül hanım

Herşey yolunda ara sıra kafama birşeyler takılıyor ama eskisi kadar değil. Baş ve mide ağrilarım geçti. Elim eskisi kadar çok titremiyor .Sevgiler 
26 GÜN SONRA : ( Annesine gözlemlerini sorduğumda )

Özellikle öfke nöbetleri geçti. Daha sakin, kaygı durumu çok farketti.

Ellerindeki titreme çok azaldı. Çok teşekkür ederiz. ….. …………….”
Ş11
NOTLAR:
1- Bu seans,  bebek ana karnında iken annenin yaşadıklarının, doğum sırasında yaşanılanların ve üstüne 2 farklı kuvöz döneminin bebek üzerindeki etkilerini çok net göstermesi açısından önemliydi. Travma üstüne travma yaşanması ile etkiler katlanmıştı ve biz ilk seansta bunlardan sadece birkaçına bakabilmiştik. Bu sebeple bir kere beden üzerinde çalışmanın tüm sorunları için yeterli olmayacağını bilerek bir süre daha gözlemlemek isterken Melike’nin daha ilk ayında kaydettiği değişimler beklediğimin çok üstünde oldu. Bu da başka sorunları açısından da bize umut verdi.
2-Ana karnındaki bebekler, annelerinin duygu-düşüncelerinden etkilenirler ve hatta bazılarını sahiplenirler. Bu sebeple anne adaylarına tavsiyem; sadece bebeğiniz doğduktan sonra olanlar değil, o sizin karnınızdayken olanlar bile önemli olduğu için bebeğinizle henüz ana karnındayken bağ kurmaya başlamanız önemlidir. ( Özellikle de sorun anlarında )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

MİKS BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Eda diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başlarında, yeni evli bir kadındı. Seansa ilk kez geldiği 2016’nın yaz aylarında Cihangir’de seans yapıyordum.

Doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne:

” 1- Maddi sıkıntılar ; 2- Aile ilişkilerim  ”  yazmıştı.

E1Hayati tehlikesi yüksek olan ciddi bir ameliyattan sonra hayatında radikal kararlar alarak yeni bir hayata başlamıştı. İyi bir işi ve kazancı varken, geçirdiği ameliyattan sonra kendisini maddi anlamda kullandığını farkettiği nişanlısıyla yollarını ayırmasına ayırmıştı fakat hala eski nişanlısından kalan borçları ödüyordu.

Bu arada geçirdiği ameliyattan sonra uzun süre raporlu olduğundan iş hayatına bir süre ara vermek zorunda kalmış , sonrasında ise başka şehirde yaşayan baba ocağına dönmüştü. Baba ocağına döndüğü şehirde hem  kendi işini kurmuş, hem de evlenmişti.

Küçük yaştayken anne-babası boşanmış, şartlar gereği kardeşiyle birlikte bir süre babasıyla kalmışlardı. Annesi sonradan velayet davası açtıysa da davayı kazanamamış ve babalarıyla kalmaya devam etmişlerdi.

Alkolik ve çapkın olarak tanımladığı babası annesinden sonra hiç evlenmemiş fakat 3 ayrı kadından çocuk sahibi olmuştu. Annesi ise 2 evlilik daha yaparak son evliliğinden 2 çocuk sahibi olmuştu. Eda hn, babadan olan 2 kardeşini hayatında hiç görmese de anne tarafından olan kardeşleriyle yılda 1 kez de olsa görüşüyordu.

E2Babasından 19 yaşına kadar şiddet görmüştü.  Bunlardan bir tanesiyle ilgili verdiği örnekte  15 Yaşındayken babası ona intihar mektubu imzalarak kızını zorla pencereye çıkarıyordu ve oradan kendisini atmasını istiyordu. Babası bunu sadece tehdit amaçlı yapmış olsa da, yaşadığı travma ruhunda derin yaralar açmıştı.

Eda hn, babası gibi kendisinin de yaklaşık 7-8 sene önce alkol problemi yaşadığı bir dönem olduğunu ve bu sebeple bir hastanede 10 gün kadar alkol tedavisi gördüğünü ekledi.

Şimdi eşiyle yeni bir hayat kurmuşlardı ve her ikisi de ailelerinin desteğiyle yaşamlarını devam ettiriyorlardı.

Hem geçmişin izleri, hem de şu anda yaşadığı zorlukları bir nebze olsa aşabilmek için seansa gelmişti.

 

 

seans

 

Çalışmaya kısa bir eklenti temizliği ile başladık. Eda Hn 4 tane eklenti olduğunu teyit edince seansımıza eklenti temizliği ile devam ettik.

1.EKLENTİ:

26 Yıldır kendisinde bulunan bu eklentisi ense bölgesine yerleşmişti. Çocukluk yaşlarından beri eşlik eden bu eklenti boyun ve ense ağrılarına sebep olmuş, ayrıca ikili ilişkilerini olumsuz etkileyerek onu bir nevi yalnızlaştırmıştı.

2.EKLENTİ:

Sol diz kapağına yerleşmiş olan bu eklentisi 5 yıldır ondaydı. Bu eklentisi sol dizinde ve ayaklarında ağrı yaratmış, ayrıca insanlara karşı daha anaç olmasına sebep olmuştu.

3.EKLENTİ:

Sağ arka kürek kemiğinin üstünde bir kütle ( mecazi anlamda ) gibi algıladığı bu eklentisinin kendisine başka biri tarafından gönderildiğini algıladı. 8 Yıldır taşıdığı bu eklentisi

-devam eden sırt ağrıları

-öfke ve agresiflik

-takıntılar

-işlerinin kötü gitmesi ve bereket sorunlarına sebep olmuştu.

 

4.EKLENTİ:

Başının sol üst tarafına yerleşmiş bir eklenti modeliydi. Sadece 2 aydır kendisine eşlik ettiğini algıladığı bu eklentisi son 2 aylık süreçte biraz boşluk duygusuna ve baş ağrısına sebep olmuştu.

 

Eda Hn, neredeyse bütün eklentilerini terk edilme duygusu ve yalnızlık duygusu ile çekmişti. Seanstan sonra Eda hn’a bu seansın tek başına yeterli olmayacağını ve çok fazla konu başlığı olduğu için biraz uzun soluklu bir çalışma yapmak gerekeceğini söyledim.

 

g2

 

Seanstan 11 gün sonra:

” Merhaba, Eylül hn,

Belirgin olarak ilk bir kaç gün başağrılarım oldu. Işık hassasiyetim oldu. 
Genel olarak öfkemle başa çıkabilmeyi öğrenmeye çalışmamda sizin eklenti temizliği ile ilgili söyledikleriniz çok faydalı oldu.
Seanstan çıkınca eşimi aramıştım, sesine ne oldu dedi. Çok neşeli ve bambaşka biri gibi konuştuğumu ve buna çok şaşırdığını söyledi. 

Ailemle yaşadığım sorunlarla yüzleşmeye başladım, hatta onların da yüzleşmeye başlamalarını sağladım. Biraz sürtüşme ve ses yüksekliği oluyor. Ama idare ediyoruz.

Kesinlikle artık boynum ağrımıyor. O ağrı her zaman olurdu ve çoğu zaman uzun süre oturmakta zorlanırdım. Kendimi bildim bileli boynum hep ağrırdı ve hep yaşam kalitemi olumsuz etkilerdi.
Bunun dışında içsel anlamda biraz karamsarlaştım diyebilirim.
Ölüm çok yakınımda gibi geliyor. 
Ölümden korkmuyorum ama eşim ve ailemin bana bir şey olacak diye korkuları var. Belki onların bu tavrından bana da öyle geliyor olabilir. 
Herhangi bir sağlık problemim yok çok şükür. 
Ama öyle geliyor bana bazen. 
Sanki yapacak işlerim var ama ne olduğunu bilmiyorum.
Hani böyle evden çıkarken evde önemli bişi unutmuşsunuzdur gibi bir his olur ya, tam olarak öyleyim. Hep “Ne yapacaktım ? ” durumu yani. 

Günümü eğlenceli geçirmeye çalışıyorum. 

İş anlamında yeni bi oluşuma girecektik, ama mevzuatsal sıkıntılara takıldık.
Maddiyat ile ilgili her geçen gün ödemeler artıyor. Ailemin zengin olan kısmıyla konuştum biraz ama onların destek olacağı yok. (En azından konuştum, bugüne kadar hiç öyle bişi yapmamıştım) 
Ve ben ne zaman işe gitmek istesem hastalanıp yatak döşek kımıldayamacak şekilde yatıyorum. Sürekli uyumak istiyorum. 

Şimdilik bu kadar. Varsa da aklıma gelmiyor.

Tamir fazı semptomu sordunuz, yine bambaşka şeyler yazdım. 
Çünkü kimse sizin gibi “nasılsın” diye sormuyor.
Hoş kalmanız dileğiyle.  Sevgiler.

 

 

 

*: Mesleğe ilk başladığım yıllarda, tamir fazı dönemini danışanın nasıl geçirdiği konusunda dosyamda bilgi olması gerektiğini düşünerek, eğer danışandan hiç dönüş olmamışsa mutlaka ya arar ya da emaille bilgi almaya çalışırdım. Biraz mükemmelliyetçiliğin vermiş olduğu görevini tam yerine getirme isteği, biraz da bunu yapmama imkan verecek kadar vaktimin olması sebebiyle işi sıkı tutar, tabiri-i caizse danışanın yakasına yapışırdım.  Zaman içinde bu durum değişti. Son 1-1,5 yıldır bu sorumluluğu tamamen danışana bıraktım. Seanstan sonra ne tip durumlarda bilgi vermeleri gerektiğine dair bilgi veriyorum. Özel dönemleri belirtiyorum. Bunun dışında,  eskisi kadar sıkı takip etmiyorum. Yukarıdaki örnekte Eda hn’ın kastettiği şey bu: Seanstan sonra ses çıkmayınca ” İlk hafta herhangi bir semptom yaşadınız mı? ” diye sormuş olmamla ilgili. Yani, danışanlara öyle sürekli ” nasılsınız? ” diye sormuyorum. Yanlış anlama ve öyle bir beklenti olmaması için eklemek istedim..)

 

( Devam edecek…….)

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR GAY’İN HİKAYESİ-2. Bölüm

Standard

C1

Can Bey ile ilk seansın üzerinden 2 ay geçtikten sonra 2. seans için bir araya gelebildik. Seansa başlamadan evvel kendisine bu sürede herhangi bir gelişme olup olmadığını sorduğumda aldığım geri-bildirimler:

-Seanstan önce iş anlamında flört ettiğim üniversite arkadaşımla iş anlaşması yaptık. Haftada 3-4 gün danışmanlık vereceğim.

-Önceki üniversitemden daha iyi bir üniversiteye geçtim. Burada maaşım %35-40 civarı artmış oldu.

-Farklı bir şehirden görüştüğüm firma vardı.Onlardan seminer talebi aldım.

-Uluslararası bir organizasyondan davetiye aldım. ( NOT: Danışan gizliliği sebebiyle organizasyon adını belirtmedik )

-Yurtiçi bir firmadan da önümüzdeki sene için bir teklif aldım.

C2

-Ufak flörtlerim oldu. Bir tanesiyle tatil yaptık ama yürümedi, uyuşamadık. Bir diğer denememde ise şehirlerarası mesafeye yenik düştü.

-Birlikte yaşadığım kız kardeşimle evleri ayırmaya karar verdik.

SEANS

Konu: İkili ilişkiler seçmiştik fakat henüz seansa başlarken hissetttiği duyarlılıklar nedeniyle çocukluk travmalarına bağlı öfkesine çalışmak zorunda kaldık.

Bu sahnelerden birinde çok küçükken dans ettiği için akrabaları tarafından eleştirildiği bir sahne vardı. Erkekler dans etmez diye azarlanıyordu.

4-5 Yaşında: Anneanne ve babası arasında geçen tartışmalara şahit olduğu için çok olumsuz etkileniyordu.

5-6 Yaşında: Kızlarıyla oynadığı için bir komşuları tarafından evden kovuluyordu.

7 yaşında: İlkokul öğretmeni tarafından uygulanan yoğun fiziksel şiddet vardı.

Bütün bu travmatik sahneleri dönüştürdükten sonra babasıyla ilişkisine çalıştık. Son olarak ise benim “ tamamlanmamış ilişki* olarak gördüğüm eski sevgilisi ile ilişkisine kısaca çalıştık.

12

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylül hanım günaydın,

Dün gece 11.30 gibi uyudum. Çeşitli rüyalar gördüm karmaşık. Sabah büyük abdestim kanlı çıktı. Dün sizden sonra uzun uzun yürüdüm. Tarifsiz bir huzur ve hafiflik vardı. Çok dikkat çektiğimi de eklemeliyim, erkek ve kadınlar dikkatle göz göze geliyordum. Genelde bu çok olur ama sanki biraz daha fazla dikkat çektim. Kahve alıp parkta yayıldım çimlere. Herkes çok kibardı bana karşı aslında ben Dünya’ya kibardım ondan dolayı.

Yeni şirkete gittim arkadaşlarımla çalışacağım yere. Tadilat devam ediyor ama harika bir yer olmuş. Simit aldım bir girdim içeri bunlar uyuşmuş dans ettim :))) bunların enerjisi acayip yükseldi.

19.30 gibi çıkıp .. bir balıkçıya girdim müthiş güleryüzlü bir esnaf.

Sonra da uyudum.

Sevgiler

Seanstan 5 gün sonra:

“Eylül hanım merhaba,

 Yeni gelişmeler hakkında bilgi vermek isterim. İlk hafta Pazartesi ve Salı günü .. Üniversite’sinde ki derslerime başladım. İlk iki gün çok keyifli ve pozitif geçti.  Okulun ağırlığı kariyerimin gelişimine yarıyor. Güzel bir atmosfer var, üniversite havasını soluyorum.
 
Üniversiteden arkadaşlarla işe haftaya Çarşamba başlayacağız. Öyle haber verdiler.
 
Dün akşam …… ..açılış partisine davetli katıldım. Bizim iş piyasamız çok çirkin ve ego içeren bir ortam. Açıkçası bana zamanında kötü bedeller ödeten kimseler ile yüz yüze geldiğimde çok geriliyorum. …….Zaman zaman kısa eklenti temizliğini tekrarladım.
 
Ünlü bir halkla ilişkiler firmasının ortağının ” senin  isminin ve marka değerinin oldugunu goruyorum “demesi beni onore etti. demekki onca sıkıntı boşuna değilmiş.. …..
…….
 
Özel hayatımda beni sosyal medyadan bulmuş olan kişiyle Cuma gunu bir araya geleceğiz. Dun partide cektigim resmi instagramda paylaşınca, “tabi bizim haberimiz yok .. 🙂 ” diye yazmış.   ….  ………………… ( sansür uygulandı )
 
Durumlar bende boyle :))
 
sizden yeni terapi için randevü rica ederim.
 
Kardeşim ile geçinemiyorum. Hep eskiye dayalı ve ego sorunları. Ayrıca sosyal ilişkilerimde bu tarz ortamlarda karşılaştıgım iş açısından bana geçmişte kotuluk eden insanlara karşı içimde dehset bir ofke var. Ayrıca kendimi onaylanmamış, yetersiz, başarısız hissediyorum onlarla karşılaşınca..anneme karşı muthiş ofkeliyim yıllardır. ……………
……………………   …………………………….”
Seanstan 21 gün sonra:

” Merhaba Eylül Hanım,

Son gelişmeler şöyle..,

1.Okul 3.cü haftaya girdi iyi gidiyor ancak 2-3 saatimi kırptılar.

2.  ………………’da sergim var su an. Bugün açıldı. Sergilemeyi iyi yapamamışlar ama ben sosyal medyada paylaştım. ….. Reklamın iyisi kotusu olmaz.

3. Bugün yurtiçi firma ile çalışmaya başladık. Ödememi aldım.

4. Özel hayatta tanışmalar oluyor bakalım hayırlısı ne diyelim umutsuz yaşanmaz. Hayat arkadaşına niyet ettim Allah büyüktür diyorum.

5. Sağlığım moralim iyi eksersizlerimi aksatmamaya ( çok yorgun olursam yapmıyorum ) ancak beslenmemi sağlıklı tercih ve öğünlerle sürdürüyorum çok şükür diyorum herşey için.

6. Kardeşim haftasonu yeni evine geçiyor.

7. Annem burda. Hiç anlaşamıyoruz. Çok zıt karakterleriz pek konuşmuyoruz evin içinde. Babamla aram eskisinden daha iyi…….

Sevgiler “

Ş11NOTLAR:
1-Danışan kolaylıkla bulunup-tanınabilecek biri olduğu için ve kimliğinin açığa çıkmaması için bu vakada bolca sansür uyguladık. Bu sebeple hiçbir organizasyon veya üniversite ismi paylaşmadık ve bazı bilgileri ise hikayenin akışını etkilemeyecek şekilde değiştirdik.
2-Kendisi seanslardan sonraki süreçte birkaç kere seans için gelmeye niyet ettiyse de iş hayatı çok yoğunlaştığı için 7 aydır seansa gelemedi. Eğer gelebilirse çalışmaya devam edeceğiz.:)
3-TAMAMLANMAMIŞ İLİŞKİ: ” Teşekkür ederim” diyemediğiniz kişiden ayrılmazsınız. Eğer geçmişte ilişki yaşadığınız kişileri onure edebilirseniz şu andaki mevcut ilişkinizdeki kişi de rahatlar.
Bazen ilişki yıllar önce bitmiştir ama kişi suçluluk duygusu vb duygularla ilişkisini halen devam ettirmektedir. Ya da öyle danışanlara denk gelmişimdir ki kadının kocası yıllar önce vefat etmiştir ve kendisi ağzıyla “hayatımda artık yeni bir hayat arkadaşı istiyorum ” der. Lakin seans içinde baktığımızda eski kocasına duyduğu nefreti o kadar güçlüdür ki hala eski kocasıyla evli olduğunun farkına bile varamaz. Hayatınıza doğru insanı çekmek istiyorsanız öncelikle geçmiş defterleri doğru şekilde kapatmak gibi bir göreviniz var.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BOL EKLENTİLİ BİR TACİZ VAKASI-1.Bölüm

Standard

b2

İsmine Bahar diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarda bir kişisel gelişim uzmanı. Regresyon terapisi için benden ilk randevu aldığında seans için gayet istekli ve heyecanlı olmasına rağmen tam da seansa birkaç gün kala orta kulağında iltihaplanma  içeren ağır bir gribal hastalığa yakalandı.*

Bu sebeple ilk seansa gelemedi ama yaklaşık 1 ay sonra tekrar randevu alıp geldiğinde bu sefer Cihangir’de seans yaptığım binanın sokağında rastlaştık ve yukarıya beraber çıktık. Benim için enteresan olduğundan akımda kalan bir detay olarak o gün ne sabahki ne akşamki seansta elektrik kesilmedi ama onunla yukarı çıkacağımız zaman elektrik kesildi ve biz asansör yerine elimizde cep telefonu ışığıyla yukarıya çıkabildik. Ancak biz içeri girdiğimizde elektrik gelmişti.

Ön görüşme sırasında kendisinden aldığım bilgiler doğrultusunda bana gelmeden önce aşağıdaki çalışmalara katılmıştı:

-Aile Dizimi: 3 seans

-John of God’a katılım ( fiziksel bir hastalık sebebiyle )

-Kuantum Terapi: Geçmişte almıştı.

-Somatik Deneyimleme: Halen devam ediyordu

Doldurduğu formda çalışma konusu olarak  ” İlişkiler Konusundaki Tıkanıklıkların Çözümlenmesi” yazmıştı.

b4Uzun bir ön görüşmeden sonra seansa başladığımızda vücudunun çeşitli yerlerinde gezinen bazı enerjiler hissetti fakat trans geçiş konusunda ciddi anlamda sorun yaşadık. Oldukça zorlayıcı denemelerimden sonra cinsel bölgede algıladığı enerji üzerinden keşif yapmaya çalışırken 3 yaşında iken dedesi tarafından taciz edildiği bir sahneyi algıladı. Taciz esnasında bedenden ayrıştığı için ** ( psikiyatristlerin disosiasyon olarak tabir ettikleri konu )  bu anı keşfederken aşırı derecede zorlandık.

Taciz şu şekilde gerçekleşiyordu: Küçükken evlerinde kalan dedesi, evde kimsenin olmadığı bir anda ebeveynlerin yatak odasında 3 yaşındaki torununun üzerine kıyafetli olarak uzanıyor ve sağ bacağını okşayarak sol kulağına*** ” Bu oyunu kimseye söylemeyeceksin ” diyordu.

Küçük çocuk bu olanlara anlam veremiyor ve korkudan kimseyle paylaşmıyordu. O esnada yaşadığı travma nedeniyle bedenden ayrışmış olduğu için de konuyu hayatı boyunca hatırlamadan hayatına devam ediyordu.

Oldukça zorlayıcı bir konu olduğu için 3 saat süren ilk seansımızı sadece bu anıyı dönüştürmeye ayırdık. O güne kadar birçok çalışmaya katılmış ama henüz yüzeye çıkmamış olan bu konunun teke-tek ve güvene dayalı bir ortamda çıkmış olması sebebiyle onun adına sevindim çünkü bir grup çalışması içerisinde ortaya çıksaydı muhtemelen daha da zorlayıcı bir deneyim olabilirdi.

 

12

 

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylul hnm mrb,

Dunden beri az zaman gecmesine ragmen cok farkli hissediyorum kendimi. Cok rahatladim genel olarak. Sabah kalktigimda sol kulagim biraz agriyodu birkac kez gun icinde de tekrar etti. Hic dusus yasamadim yasayacagimi da sanmiyorum oncesinde yasayip bitirmistim o dususleri gibi hissediyorum cunku. Cok huzurlu hissediyorum gercekten icimde bitmis gibi. . Bu arada cok zor varabildim dun eve 3 saat kadar surdu ve hep esnemeyle gecti. aksam da cok erkenden yataga yapistim resmen ve cok derin uyudum hic kalkmadan. Bugun bir dinginlik var icimde ve huzur. Haber vermek istedim.”
Seanstan 9 gün sonra:

” Eylul hanim mrb,

2 gun once geri bildirim yapmistim ( NOT: Bahsedilen email bana ulaşmamıştı )  ama aradan bir iki gun gibi kisa bir zaman gecmesine ragmen ben kendimi cok ama cok iyi hissediyorum ve bunu yaptigimiz seansa bagliyorum. Tesekkur edip bilgilendirmek istedim.”
Seanstan 1 ay sonra attığı emailde, ilk seansa başladığımızda cinsel bölgede dolaştığını farkettiği bir enerjiyi hala hissettiğini ve bunun uzun zamandır kendisinde olduğunu söyledi. Ben de kendisinin seansta en az 2 eklentisi olduğu yönünde bilgi verdiğini ama ilk etapta taciz çalışmak zorunda kaldığımız için eklentilere bakamadığımızı, onlara da mutlaka bakmak gerektiği için tekrar gelmesi gerektiğini tavsiye ettim. Bunun üzerine 2. seans için yazışmaya başladık. Bu seanstan 2 ay sonra 2. seans için bir araya geldiğimizde ise tamamen eklenti odaklı bir çalışma yaptık. Bu seansı 2. bölümde paylaşacağım.
8
 
NOTLAR:
1-*: Bahar Hn’ın bana gelmeye niyet ettiği andan itibaren tam da seansa gelmesine 2 gün kala ağır bir gribal enfeksiyon geçirmesi tesadüfen değildi. Aslında farkında olmadan iyileşme sürecini başlatarak tamir fazına girmişti.
2-**: Psikiyatristlerin disosiasyon dedikleri konuya şamanlar ” ruhun kayıp parçası ” derler. Travma konusunu çok önemsediğim ve bedenle çalışmanın önemini defalarca gördüğüm için bana ilk defa seansa gelen herkese çok kısa da olsa bu konudan bahsederim. Herkese çizerek anlattığım bu konuyu, belki yakın zamanda fırsat bulursam videoya çekerek internete de yüklemeye düşünüyorum.
3-***: Bunu anlamak için psiko-biyoloji eğitimi almaya gerek yok ama psiko-biyoloji eğitiminden de bildiğim bir bilgi: Evet, bazılarınızın tahmin ettiği gibi, danışanın dedesi 3 yaşındayken onun sol kulağına eğilerek tehdit etmişti. Ve Bahar hn bana seansa gelmeden birkaç gün önce çocukluk yıllarından bu yana ilk defa orta kulak enfeksiyonu yaşamaya başlamıştı..Bu  ilk etapta sizlere ürkütücü gelebilir ama olaya tamir fazı olarak bakarsanız aslında orada bedenin iyileşmeye karar verip bunun için bir seferberlik başlatması olarak yorumlayabiliriz. Buna ek olarak; Bahar Hn o günden bu yana yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen bir daha kulak enfeksiyonu yaşamadı.
4-Bu vakayı neden paylaştım? Emin olabilirsiniz ki daha önce buna benzer yüzlerce seans yaptım hatta daha ağır vakalara rastladım. Bahar Hn yazmama izin verdiği için yazabildim ve bu vesileyle sizlere bedenle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedim.
( DEVAM EDECEK…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-4. Bölüm

Standard

ŞY1

18.03.2016’da Berna Hn ile bir kez daha bir araya geldik. Şehirdışından gelip gidiyor olması sebebiyle seans aralıklarımız yaklaşık 40 gün civarı aralıklarla sürüyordu ve her yeni seansta daha önce bilmediğimiz yeni bir durum ortaya çıkmaya başladığı için son 3 seansın konusu tabir-i caizse beklemediğimiz yerden çıkıyordu. Özellikle de Berna Hn, seansa gelmeden önce tetiklenen bir bünyeye sahip olmasaydı sanırım işimiz çok zor olacaktı çünkü alttaki seansta ruh sağlığı yerinde değilken ölen bir alt kimlik ve dolayısıyla keşfi beni bir hayli zorlayan bir geçmiş hayat hikayesi var. Seans notlarına geçmeden önce son günlerinin nasıl geçtiğini sorduğumda Berna Hn’ın yine tetiklenmiş bir vaziyette seansa geldiğini farkettim.

 

 

DÖRDÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

1-Seans sonrası tamir fazı bittiği andan itibaren sırtımda sanki kanatlarım çıkıyormuş gibi yoğun bir ağrı var. Onun dışında ayak bilekleri ve dizlerin yan tarafları ( eklem bölgeleri ) ağrıyor. Baş ağrısı da var. Gözlerimdeki hassasiyet iyice arttı. Bunların hepsinin aynı zamanda olduğu da oluyor.

O12-Tamir fazı bittiği andan itibaren uyku sorunum başladı. Sabahları zor kalkıyorum. Özellikle son 1 haftadır 2,5 saat civarı uyuduğum için enerjim düşük.

3-Evde durmak istemiyorum. Eve girince de çıkmak istemiyorum.

4-Çok su içmeye başladım.İçerden birşey kuruyor gibi hissediyorum. Şu anda 2-3 lt civarı içiyorum. Eskiden bu kadar içmediğim için dikkatimi çekti.

5-Çok üşüyorum. Yüzüm ve başım yanıyor..vücudum üşüyor.. ( Berna Hn çoktan seansa geçiş yapmaya başlamıştı bile….)

 

 

 

BEŞİNCİ SEANS

Daha konuşurken seansın etkileri başladığı için çok kısa bir metotla bunun bir geçmiş hayat izi olduğunu anladıktan sonra hemen ilk sahneye geçiş yaptık.

046-7 yaşında güzel giyinmiş bir kız çocuğu olarak ormanlık bir alanda patikadan yürüyerek altında bank olan bir ağacın altına gelip oturuyordu. Gelirken yolda şarkı söylediğini ve çok mutlu hissettiğini söylüyordu. Bu sahnede verdiği daha başka birçok detay vardı ama içimde birşeylerin doğru olmadığına dair bir izlenim de uyanmaya başlamıştı. İngilizce tabiriyle herşey gerçek olamayacak kadar iyiydi. ( too good to be true ).

Bu sebeple hayatın başka anılarına bakmak istedim ve zorluk derecesi: “yeni mezunken denk gelse belki terapiste mesleği bırakmayı düşündürecek zorlukta”  bir seansta adım adım ilerlemeye koyulduk.

***

3-4 YAŞ: İzbe bir yerde, eski bir binanın balkonunda salıncakta sallanıyordu. Yine orman vardı ve yalnızdı. Beni buraya bırakıp gittiler diyordu ve sonrasında içerden gelen babaannesini algılıyordu.

***

O52 YAŞ: Bu dönem dudaklarının dikili olduğundan ve konuşamadığından bahsediyordu. Anne-babası 2 yaşında iken onu babaannesine bırakıp başka bir yere gidiyorlardı.

Hergün annemlerin beni bıraktığı saatte salıncağa binip sallanarak onları bekliyorum, sürekli ağlıyorum ama gelmiyorlar. ”  diyordu.

 

***

 

076-7 YAŞ: Artık dudakları dikili değildi. ” Babaannem dikişleri kesmiş, konuşabiliyorum” diyordu. Bu yaşa geldiğinde evdeki babaanesine veda ederek ayrılıyor ve anne-babasını bulmak için o ilk sahnedeki patika yoldan ormana doğru yürüyordu. Orada bulduğu bankta 16-17 yaşına kadar oturduğunu söylediği an aslında ölmüş ve arafta kaldığını anladığım andı.

 

***

 

8 YAŞ: Yine arafta geçen bir sahneydi. ( Buraya kadar anlattığı  birçok sahne ve detay oldu ama buraları kısa geçiyorum. Birazdan neden kısa geçtiğimi anlayacaksınız )

O6

7-7,5 YAŞ: İntihar ederek öldüğü anı keşfettik. Anne-babasının kendisini istemediğini düşünüp terkedilmiş ve yalnızlık duygularıyla birlikte kendini iskeleden suya bırakıyordu ve yüzme bilmediği için boğularak ölüyordu.

 

***

 

Ruhsal boyutta iken bile gerçekleri algılayamadığı için önce bozulan algıları düzelterek işe başladık. Buradayken şizofreni gibi bir hastalığı olduğunu ve olmayan şeyleri oluyormuş gibi anlattığını farketti. Aslında doğuştan omurilikte sorunu olan yatağa bağımlı bir çocuk olduğunu, 8 yaşına geldiğinde ailesinin şehirdışında bir işleri için 2-3 günlüğüne giderken kendisini komşularına emanet ettiklerini ( babaanne diye anlattığı kadın ) ama gittikleri yerde bulaşıcı bir hastalık nedeniyle öldükleri için geri dönemediklerini, onların ölüm haberlerini aldıktan sonra ruh sağlığının tamamen bozulduğunu ve günlerce ağladıktan sonra yemek yemeyi reddederek açlıktan kendini öldürdüğünü söylüyordu. Komşu kadın geldiğinde yemek yiyormuş gibi yapıp sonrasında kusuyordu.

 

O12Buradaki sahnelerden birinde Tanrı’ya çok öfkeliydi. ” Kötürüm olduğum için sana hiç kızmadım ama tek dayanağım olan ailemi aldığın için sana çok kızgınım ” diyordu..Hayatın adil olmadığını, kendini öldürerek bir nevi adaleti sağladığını söylüyordu ve bu sahneleri anlatırken yoğun katarsis yaşıyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede rehberi ona bu hayatta yalnızlığı deneyimlemek ve hayatta kalabilmek için birilerinin bakımına muhtaç olmadığını, tek başına da varolabileceğini öğrenmeye geldiğini hatırlattı.

Tanrı’nın huzuruna çıktığı anda ise kendini yere çökmüş, başı öne eğik ama vücudundan alevler çıkacak kadar kızgın olarak gördü.

Kötürüm olduğum için sana hiçbir zaman öfke hissetmedim. Ama anne-babamı benden neden aldın? Onlar benim tek mutluluk kaynağımdı.

Tanrı: Onlar zaten benimdi. Sen de benimsin…

O14Bunu duyduğunda bir anda yüzünde gülümseme belirdi ve bana ” Bir anda aydınlanma yaşadım. Sanki tüm cevabımı aldım. İçimdeki boşluğun dolduğunu hissediyorum..etrafımda bir ışık huzmesi oldu..her yer ışık artık. ” dedi.

O anda anladı ki ruhunun planında bedensel engelli olarak doğmasının özel bir anlamı vardı. “Tanrı’dan gelen herşeyi kabullenmek için seçmişim ve bunu gerçekten de kabul etmişim ama sonrasında annemi-babamı HERŞEY yerine koymuşum ve Tanrı’yla olan bağımı unutmuşum” dedi.

 

Bu geçmiş hayattan taşıdığı olumsuz izleri şifalandırdıktan sonra hayatı tamamen dönüştürdük. Son aşamada rehberi ona şimdiki hayatıyla ilgili özel bir tavsiyede bulundu: ” Seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenmelisin. Başına gelen şeylerden dolayı başkalarını suçlama.

 

 

O11.jpg

GERİ-BİLDİRİMLER:

1.GÜN: “Boğaz ağrım sabah çalışmaya gelirken hala biraz vardı fakat şimdi yok sırtımda ki ağrı da baya bi azaldı dün akşam geç uyudum fakat uykuya dalmakta problem olduğu için değil enerjik hissettiğim için uyumadım bugün de gayet iyi hissettim gün boyunca kendimi.

Berna Hn şehirdışından geldiği için ve her ay çalışma şansımız olmadığı için kendisini seanstan bir gün sonra yaptığım ve farklı teknik uyguladığım bir grup çalışmasına aldım. Dolayısıyla tamir fazı etkilerinin daha yoğun ve normalden çok daha uzun yaşama ihtimali olabileceğini belirttim .

7. GÜN:Eylül hanım nasılsınız
Tamir fazı dönemiyle ilgili size bilgi vermek istedim
Genel olarak vücudumda ki ağrılar geçti .uykularım düzene girmeye başladı .rahat bir tamir fazı dönemi geçirdim fakat dikkatimi çeken bir durum var.6.gün sabah uyandığımda rahat nefes alamadığımı farkettim bu durum gün boyunca devam etti .bugün de biraz azalmış olsada bu durum devam ediyor.kendini ifade edememe problemi de daha bariz bir şekilde ortaya çıktı resmen konuşurken cümle kuramaz haldeyim . Yemek yeme durumu da devam ediyor .fiziksel olarak ta yüz ve boyun bölgemde sivilceler çıktı normalde adet dönemlerimde dönemsel olarak 1 yada 2 sivilcem olurdu fakat bu sefer ciddi şekilde sivilcelendim.duygu ve düşünce olarak daha pozitif bir süreçteyim
Sevgiler

 

20. GÜN:

09merhaba eylül hanım nasılsınız

uzun zaman olduğu için size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.vücudumda ki tüm ağrılar tamamen geçti.uyku düzenim normale döndü.eski enerjik ve neşeli halime döndüm.hatta çoğu zaman kendimi şarkı söylerken ve dans ederken buluyorum.aynaya baktığımda eskisi gibi gözlerinin içi gülen kızı görmek çok güzel bir duygu.en önemlisi de huzur duygusunu fazlasıyla yaşantımda hissediyorum.o kişiyle alakalı duygusal açıdan ciddi rahatlamış durumdayım.
gelelim olumsuz belirtilere en son seansta ortaya çıkan yeme bozukluğu devam ediyor.bağımlı şekilde karbonhidrat tüketiyorum.dolayısıyla da kilo almaya devam ediyorum. ( * )
kendini ifade problemi yazı aşamasında düzeldi fakat konuşma aşamasında aralıklarla da olsa devam ediyor.
yeni farkettiğim üç durum var .birincisi başkalarına karşı sınırlarımı etkili biçimde çizememek (**) ikincisi de hayatımla ilgili gerekli kararları almak fakat bunları uygulamaya koymamak için hep bir bahane bulmak.bahane bulmasam da o gün mutlaka bu kararımı baltalamak adına fiziksel belirtiler gösteriyorum.örneğin çok aşırı çalışmasam bile kendimi çok yorgun hisstemek ,baş ağrısı gibi
üçüncü durum en yakın arkadaşımı kıskanmaya başladım.bana hayatıyla ilgili olumlu birşey anlattığı zaman sevincine ortak olmak yerine onun moralini bozacak şeyler söyleyebiliyorum.bazen hiçbirşey yokken bana söylediği birşey yüzünden ona karşı ani çıkışlarım oluyor.sadece bu kişiye karşı böyle tavırlar sergiliyorum
sevgiler “
8
NOTLAR:
1-*: Anladık ki 5. seanstan sonra ortaya çıkan tıkınırcasına yeme durumu , ruhsal sağlığı yerinde olmadan ve kendini aç bırakarak öldüğü bu geçmiş hayatla bağlantılı olsa da sadece bu hayatla sınırlı değil.Bu geçmiş hayattaki durum sebeplerden biri ama tek başına yeterli değil ve bakılması gereken başka önemli durumlar var. ( Bir sonraki seansta tesadüfen keşfettiğimiz bu sebebi gelecek ay ayrı bir vaka olarak yazacağım. Neden tesadüfen bulduğumuz ise başlı başına ayrı bir konu başlığı ve bence çok önemli bir konu )
2-**: Berna Hn’ın alanla ilgili de bir sorunu olduğu ortaya çıktı ki bu sınır çizememe sorunu bir sonraki seansta keşfettiğimiz durumla da iç içe bir konu.
3- Berna Hn’ın algıları bozulmuş alt kimliğinin şimdiki hayatında defalarca uyarıldığına yaptığımız şimdiki hayat seanslarında daha önce de şahit oldum. ( Bknz:  BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3 ) Kayıp ikiziyle ayrışma anında da algıları bozulmuştu.
Bu tarz seanslar oldukça zorlayıcı seanslar olsa da kendisine bana bu konuda bayağı deneyim kazandırdığı için ayrıca teşekkür ederim çünkü bu algı düzeltme konusunda bir kısayol keşfetmeme sebep oldu.
4- Berna Hn’ın kişi bağımlılığında ciddi bir rahatlama vardı ve artık o takıntı haline getirdiği kişinin aklına bile gelmediği zamanlar yaşıyordu. Ailesi ile işler yolunda ilerliyordu ve yaptığımız grup çalışmasının da katkılarıyla buzlar eriyordu ama tuhaf bir şekilde bedeni bize yeme bozukluğu konusunda hala birşeylerin eksik olduğu sinyalini veriyordu..Bu durumun ardından ne çıkacağını açıkçası ben de çok merak etmeye başlamıştım. Bunu 5. Bölümde bulacaksınız…
(Devam edecek…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

FİBROMİYALJİ ( FIBROMYALGIA )

Standard

F11

İsmine Ferda diyeceğim danışanım yaklaşık 30 yaşlarında, evli, çalışan bir kadındı.

Doldurduğu formda fibromiyalji, gastrit, göz bozukluğu vb şikayetleri vardı. 5 Yıldır hayatına eşlik eden fibromiyalji rahatsızlığı sırasında yaşadığı semptomları aşağıdaki gibi özetlemişti:

F6-Hergün sabah uyandığımda kolumda beton bloklar varmış gibi ağırlık hissi

-Boyun ve sırt ağrıları

-Eklem bölgelerinde ağrılar ( Fibromiyalji, yumuşak kas romatizması olarak geçiyor )

-Ağrılı regl dönemleri ve hastalık başladığından bu yana ağrılı regle eşlik eden kusmalar

-Her ay regl döneminde ya hastanelik olma ya da hastaneye gidecek kadar kötü duruma gelip evde atlatma

-Ses, ışık, gürültüye duyarlılık. ( Örneğin; minibüs kornasına aşırı duyarlılık )

-Tansiyon düşüklüğü:9-5, 9-6 veya 10-5

 

Yaptığımız ön görüşmeden sonra rahat çalışabilmek için kısa bir alan temizliği ile başladık. Henüz temizlik işlemine yeni başlamıştık ki kendisi yoğun bir katarsis yaşamaya başladı. Açıkçası bana sıklıkla transa geçişi zor olan kişiler geldiği için daha seansa başlamadan geçiş yapan birine ilk defa denk gelince hem şaşırdım hem de kendi adıma sevindim.

Danışan direkt olarak geçiş yaptığı sahnede 35 yaşında bir kadındı. Kendini çöl gibi bir yerde yalnız ve doğum sancıları çekerken buldu. Doğum gerçekleştikten sonra ise ilerde ağaç bulunan bir yere geçiyordu.

F12Bu hayatı baştan sona keşfettiğimizde 7 yaşındayken babası tarafından yolun ortasında terkedildiğini gördü. Bu sahnede yerli görünümlü esmer bir adama teslim ediliyordu ve yine yoğun katarsis yaşıyordu. Adamın kendi babası olmadığını, beyaz olan ailesi tarafından ona teslim edildikten sonra bir gemi yolculuğu ile bambaşka bir yere götürüldüğünü, kendi ailesi gibi diğer beyazların da birer çocuklarını yerli diye tarif ettiği o adama teslim ettiklerini hatırladı. Ailesi zor durumdaydı ve kendisini adama para karşılığında veriyorlardı. Kendisi gibi gemideki diğer çocukların da tümünün beyaz olduğunu algıladı.

Yine aynı dönemde geçen uzun gemi yolculuğu sonrasında vardıkları yerdeki birkaç kısa an keşfettik..Bu sahnelerde kendini hep yalnız ve korkmuş hissediyordu. 7 yaş ile 16 yaş arasını yaşlı, esmer tenli bir kadının yanında ona yardım ederek geçiriyordu.

16 Yaşında olduğu başka bir sahnede yerlilerin ilerde bir adamı tören adı altında canlı canlı yaktıklarını gördü. Bu sahnede de yoğun katarsis yaşadı. O kişinin kuyu gibi birşeyin üzerinde kuzu gibi çevrilerek yerlilerin Tanrılarına bir çeşit kurban olarak sunduklarını söyledi.

Başka bir sahnede yine yerlilere ait vahşi bir sahneye şahit oluyordu. Bu sahnede 22 yaşındaydı ve çocuklarını isteyen adama hayır dediği için boğazı kesilen bir adamın ölümüne şahit oluyordu ve çok korkuyordu.

F1326 Yaşında olduğu başka bir sahnede, ilk sahnede yaşlı, sakallı adam diye tarif ettiği adamın 40 yaşlarında olduğunu ve kendisini bir kadın olarak çok sevdiğini algıladı. Yıllardır o bölgede bulunduğu için kendi teninin de artık güneşten biraz koyulaştığını, açıklık bir alanda birlikte otururlarken adamın kendisi ile birlikte yaşama isteğini açıkladığını ve o sırada şaşkınlık ve korku duysa da kendisinin de ona karşı sevgi bağı hissettiğini söylüyordu. Bu adam başka kabileden biri olduğu için adamın kabilesi tarafından istenmiyordu.

En baştaki doğum sahnesine geri döndüğümüzde yaşlı adam diye tarif ettiği yerli adamın çocuğun babası olduğunu ve kabilede olacaklardan ötürü doğum için kendisini oraya sakladığını hatırladı. Doğumdan sonra oraları terketmeye karar veriyorlardı ve doğum sonunda ” iyi ki geldi ” diye çok mutlu oluyordu. Ondan sonraki yıllarını deniz kenarında ada gibi bir yerde kızlarıyla beraber geçiriyorlardı. Yıllar bu şekilde birlikte geçtikten sonra 60 yaşına geldiğinde ölüyordu.

F15Ruhsal boyuta geçip ailesiyle karşılaştığı zaman çok yoğun katarsis yaşadı. Kendisinin para karşılığında verildiğini ve anne-babasının sonradan çok pişman olduklarını öğrendi. Onları affetmesine katkı sağlayan bir çalışma yaptıktan sonra kahkahalar atmaya ve “çok mutlu oldum ” demeye başladı.

Kendisine bakan yaşlı yerli kadınla da karşılaşıp  teşekkür etti. Eşi olan yerli adamla karşılaştığı sahnede ise danışanın bağımlı yanı devredeydi. Kızı ile karşılaştığı sahnede ise daha çok mahçuptu.

Bu hayat planının sebebi olarak öfkeli bir erkek olarak bedenlendiği başka bir hayatta annesi ile babasını içeren bir sahne gördü. ” Kendimi cezalandırmışım, sevgiyi öğrenememişim. ” dedi.

Sonrasında bu geçmiş hayatın izlerini dönüştürdük ve şifalandırdık.

 

Bağlantılar:

1- İlişkimde kendimi %100 açmak benim için bu hayatta da zor.

2-Bu hayatta da küçükken annemden sevgi alamadığımı düşünürdüm.

” O geçmiş hayatında , şimdiki hayattan tanıdığın birileri var mıydı ? ” diye sorduğumda ise bu hayattaki halasının, o geçmiş hayatta kendisine bakan yaşlı kadın olduğunu belirtti.

 

F10

Geri-bildirimler:

Seanstan sonraki ilk gün haberleştiğimizde:

“-Vücudumu dingin hissediyorum.

-Eve gidince 2 saat uyudum, sonra ise arkadaşlarımla çay içtim.

-Gece normal uyudum. Diğer günlere göre sabah daha erken ve daha kolay bir şekilde uyandım. Uyandığımda diğer günlere nazaran daha dinç hissediyordum.

-Bugün içinde elimi kolumu kaldıramama hali olmadı.  ”  dedi.

 

Seanstan 1 hafta sonra emailleştiğimizde tamir fazı sürecini aşağıdaki gibi özetledi:

F16” Merhabalar Eylül Hanim
Oncelikle seans dönüşü eve gidip uyuyup dinlendim.Ancak bedenimi zinde hissediyorum yine de . Isten cikmama ragmen haftam yogun gecti denebilir,derslere gittim,evimizin tapusunu alma esyalarimizi toparlama ve arkadas akraba dugun ziyaretleriyle gecti. Ama bunlar olurken ben eskisinden daha dinctim diyebilirim. Zaman zaman seans hakkinda dusundugumde sanki zihnimin oyunu gibi geldi bana sanki bir senaryo yazmisim gibiydi. Ancak zihin bir karmasadan ibaret ona guvenmiyorum;)
Bedenim ve kalbim o anlari derinden yaşadı. Kendimi anlamak,bilmek tanimak donusturmek yolunda 1 yilda attigim guzel bir farkindalik oldu benim icin. Size bir itirafta bulunayim hayatta en cok nefret ettigim roldür benim kurban rolü meger icimde tasiyormusum haberim yok..Meger sadece uzuluyor ve kendime cekiyormusum durumlari. Nerden mi anladim cunku ………………………..( Sansür uygulandı )  ……………………………………………………………………………………………………..
Ve daha bir cok sey sizinle yuzyuze paylasmak istedigim..katildigim meditasyon deneyimlerinde sevgiyi icime almak tasimakla ilgili bir sıkıntım oldugunu hep farkettim, ne zaman bunu farketsem uzuluyor ve agliyordum ancak sebebini anlayamiyordum zaten bu merakim beni yoneltti en cok regresyona ve size..Bence daha uzerinde calisacagimiz cok sey var bu buyuk bir kesif,insanin farkindaligin zirvesine yulselten bir kesif..
Fiziksel etkisi kötü yonde olmadi benim icin hatta aksine daha aktiftim sadece karnim cok şişti
Bir de sey dikkatimi cekti seansta yumurtaligima dogru sanci girdi ara ara giriyordu zaten cok eskiden bir kadin dogumcu bana yumurtaligin biri tembel görünüyor cocuk dogurmayi dusunuyorsan cok gecikme demisti acaba bir baglantisi olabilir mi diye düşündüm?
Simdi ben akil olarak aslinda seansta yasadigim ,hani donusturme yapiyoruz  ya herseyi,iste onlarin hepsini akil olarak biliyordum,ama kalpten uygulayamiyordum.Bunu  donusturmek en gercek olani..Zihnim hala cirit atiyor olabilir dunyada ama kalbim ve bedenim bana sukranla dolu ben de onlara. Simdiki ailemle biyolojik olan;) herseyin daha guzel ve anlayisla dolu olacagi kanisindayim..aslinda cok sey daha yazmak istiyorum..ara ara yine yazacagim..Simdi yeni evimde yeni esyalarla yeni sevgi dolu bir es ve yeni arinmis bedenimle huzurlu dingin olacagimi hissediyorum..Biliyorum terapistle danisanin iliskisi belli duzeyde olmali orda kalmali ama ben yine de cocuklarla ilgili bu konuda sohbet etmek isterim.Insan bu istiyor iste 😉
Sevgilerimle….  ”

F17

 

Seanstan 17 gün sonra aldığım emailde ” Ben artik bedenimdeki o bahsettigim agirligi, o halsizlik ataklarini yasamiyorum. Hatta zaman zaman kendimi yolda yürürken balon gibi hafif hissediyorum..En yakin zamanda sayfanizda bahsettiginiz kitabi da alacağım. . … ”  dedi.

 

Seanstan 27 gün sonra fibromiyalji ile ilgili bir sorum üzerine verdiği cevapta:

F7Merhabalar Eylül hanim mailiniz altta kalmis daha yeni gördüm. Fibromiyalji vucutta yogun agirlik hareket zorlugu yasatan ve huzursuzluk depresif bir hal takindiran bir yumusak kas romatizmasi. Sık idrara çıkma agrili regl donemleri isik ve sesten asiri rahatsizlik bel boyun kol bacak agrisi yapan bir rahatsizlik. 5 senedir bende mevcut ve cok sıkıntılı donemler yasadim. Katildigim meditasyon,nefes calismalari ve bireysel seanslar onemli derecede bunu azaltti ancak hala zaman zaman dedigim gibi halsiz dusuruyordu. Kendimi daha dogrusu bedenimi tamamen yasli gibi hissediyordum.sabah uyandigimda sanki kolum bacagimda beton bloklar gibi agirlikla uyaniyordum. Ancak regresyon seansindan sonra o agirligi  yasamiyorum. Uzun sure yerinde duramamak da baska bir sorundu. Sadece dans ederken ve meditasyon yaparken uzun sure kalabiliyordum. Ancak ilk hafta bile etkisini farkettim . arkadasima yemege gittigimizde gece yarisina kadar huzursuzlanmadan oturabildim.
Uykum hala ayni asiri ruya goruyorum ve kasilarak uyuyorum. Zaten ikinci seansta bununla ilgili sizinle konusmak istiyordum. Uyuyorum ancak derin uykuya dalamiyorum. Tabi sizin de fikrinizi alarak calismak ilk tercihim. Katildigim meditasyon calismalarinda ve reiki calismasinda farketmistim ki sevgi akisinda bir sorun yasiyordum. Zaten bu farkindalik beni regresyona yonlendirdi. Sizin seansinizla birlikte hem fibromiyalji hem sevgi akisi  konusunda onemli bir sifa aldigimi düşünüyorum. Hayatimla ilgili kendim olma yolunda attigim onemli adimlardan ve devamini iple cekiyorum. Cunku benim hayattan tek beklentim kendi icime dogru ilerlemek ,guzelligi daha guzel yapip yamuklari duzeltmek . Bu benim icin baslangicta aci dolu anlarla dolu olsa da su anda yasadigim her seye sukrediyorum. Her seyin farkina varmaya baslayip bunlari donusturmek benim icin keyifli bir oyun(tabiri caizse oyun).Bu yolda bana kattiginiz tum danismanliklar icin tesekkurler. Mutlu ,huzurlu,iyi bayramlar sevgiler..
Aşırı mutluyum sebebim yok tipki cocuklar gibi cunku cocuklarin da gulmek icin sebepleri yok;)
Ikinci seansta gorusmek dilegiyle.

 

İlk seanstan 37 gün sonra , Ferda Hn ile 2. bir seans daha yaptık ve bu sefer uyku problemine çalıştık. ( Benim için ayrı önemi olan, farklı ve güzel bir seans olduğu için belki ilerde onu da yazmak isteyebilirim. ) 37 gün sonra yapılan bu 2. seans öncesinde Ferda Hn ile öngörüşme yapmaya başlamadan evvel ilk seansı değerlendirdik:

geribildirim1-En üst bölümde yer alan fibromiyalji ile bağlantılı hiçbir semptom tekrarlamamıştı.

2-Beş senedir tekrarlayan sık idrara çıkma konusu kendiliğinden geçmişti.

3-Ayrıca yerinde duramama hallerinde de ciddi değişim vardı. Artık uzun süre rahatsız olmadan oturabiliyordu.

4-Hayatta en sevmediği ve rahatsız olduğu kurban modelinin kendinde de olduğunu farkedip başına gelenlerle ilgili sorumluluğu olduğunu kabul etmeye başlamıştı.

5-Sorunlar anında bir süre orada kaldıktan sonra ortamdan uzaklaşma eğilimi olduğunu ve bunu özellikle iş hayatında tekrarlayan döngüler olarak yaşadığını farketmişti.

Şu an itibariyle seansımızın üzerinden yaklaşık 3 ay geçti. Bu süre içinde semptomlar hiç tekrarlamadığı için fibromiyaljinin iyileştiğini kabul ettik ve bu sorundan müzdarip çok insan olduğundan hareketle Ferda Hn’ın da özel izniyle vakayı sizlerle paylaşmaya karar verdik.

 

 

F18NOTLAR:

1-Ferda Hn, bugüne kadar gördüğüm en dışa-vurumcu danışanım olma ünvanına sahip oldu. İlk defa daha tarama yapmaya bile başlamadan bir danışanım kendiliğinden trans geçiş yaptı. Derin daldığı ve bedenen de duyarlılıkları yoğun hissettiği için açıkçası seansın ilk bölümünde ses konusunda birazcık endişe ettim. Neyse ki kendisinin gözleri kapalı olduğu için o sırada benim şaşkın ve endişeli yüz ifademi görmedi.) Çünkü bu seansı Cihangir’de ses yalıtımının çok da iyi olmadığı bir binada gerçekleştirdim. Danışanım daha ilk sahnede doğum yapar gibi sesler çıkarınca ” ya şimdi komşular yardım için kapıya dayanırsa ve seans bölünürse ?” diye bir an düşündüysem de neyseki öyle bir sorun yaşamadık. O yüzden 2. seansımızda bağırmak istediğinde kullanmak üzere yastığı peşin peşin yanına koydum:)

 

2-Tıp doktoru olmadığım için ve hastalıkları tedavi etme gibi bir niyetle yola çıkmadığım için fibromiyalji hastalığıyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmayacağım. Bu hastalar genelde doktor doktor dolaştıktan sonra fibromiyalji tanısı konulduğu için son aşamada regresyon terapisine geliyorlar çünkü tıbben sebebi anlaşılamayan ağrılar regresyon terapisinin ilgilendiği alanlar arasında yer alıyor. O yüzden bu vakayı okuduktan sonra regresyon terapisi almaya niyet eden kişiler olursa onlardan ricam, ilk etapta her zaman bir tıp doktoruna gitmiş ve tüm kontrollerinizi yaptırmış olunuz. Ancak tıbben nedeni bulunamayan veya tıbbi tedavisi olmayan bir durum olduğunda regresyon terapisini deneyiniz. Ve her zaman uyardığım üzere, asla doktorunuzun bilgisi olmadan hiçbir ilacınızı kendi kararınızla bırakmayınız. Özellikle de psikosomatik ilaç kullanan kişilerde ilaçların doktora danışılmadan aniden bırakılmaması çok çok önemli bir konu.

 

3-Ferda Hn’ın mutlaka bakılması gereken önemli bir şimdiki hayat travması vardı ama ruhu ilk etapta fibromiyalji ile bağlantılı olan bu geçmiş hayata bakmayı tercih etmiş olacaktı ki daha seansa başlamadan kendiliğinden geçiş yaptı. Bana ise seansı yönetmekten başka yapacak birşey kalmadı. Dolayısı ile bu vaka, danışanın şifalanmaya ne kadar hazır olarak geldiğinin de güzel bir göstergesi olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.

Bugüne kadar ” Siz bu aşamada bu soruyu soruyorsanız ve/veya …. konusunda değişmekten endişe ediyorsanız, şu anda bu konuda çalışmaya hazır değilsinizdir. Kendinizi hazır hissettiğiniz zaman tekrar haberleşelim. ” diyerek randevu talebini geri çevirdiğim kişiler olduğu için bu noktaya özellikle dikkat çekmek istedim. Aslında regresyon terapisi için doğru zaman şudur: ” Yeter artık , ben … sorunumu çözmek istiyorum. Bunu ne pahasına olursa olsun çözeceğim/şifalandıracağım. ”  dediğiniz an doğru zamandır. Bu aşamada rehberinizden size yol göstermesini ve karşınıza uygun bir yöntem çıkarmasını talep edebilirsiniz. Emin olun, tereddütten uzak ve kalpten edilen bir niyet sizi çoğunlukla çözüme ulaştıracaktır. Ama en ufak tereddüt, korku, şüphecilik varsa ya da terapist sizde hiç güven uyandırmamışsa ya siz o seans için henüz hazır değilsinizdir, ya da terapist sizin için uygun kişi değildir. O yüzden size tavsiyem, seans almış olmak için değil; gerçekten şifalanmayı yürekten istediğiniz zaman bu yönteme başvurunuz.

4- Bu seansın çocukluk dönemini keşfederken Ferda Hn’ı biraz sıkıştırmıştım çünkü mantığıma uymayan bir-iki bilgi vermişti. İnsanlar neden çocuklarını bir gemiye bindirip başka bir ülkeye göndersinler ki diye düşünmüştüm. Bunları sorarken tabiki tarih bilgim yetersizdi…. ama kafamda hep merak ettiğim bir an olarak yer ettiği için, bu seansın üzerinden henüz 1-2 hafta bile geçmemişti ki bir gün Mersin’deki evde uzanmış dinlenirken tv’yi açtım. Kanalları değiştirirken normalde pek izlemediğim bir kanaldaki bir belgesele denk geldim. Belgeselde tam da Avrupa kıtasından binbir umutla Amerika kıtasına ilk göçmen taşıyan, her aileden ancak bir kişinin seçilerek yerleştirildiği, çoğunluğu genç ve çocuk olan bir gemiden bahsediliyordu. Seansta Ferda Hn’ın verdiği detaylarla örtüştüğü için müthiş etkilenerek belgeseli seyretmeye devam ettim. Eğer bu belgesele denk gelmeseydim, sanırım asla bir ailenin fakirlikten dolayı bir çocuğunu başka bir kıtada koloni kurulması amacıyla dönmemek üzere gönderebileceği fikrini anlayamayacaktım…

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

ABSÜRD BİR VAKA

Standard

absurd

 

İsmini neden “absürd” koyduğumu ancak vakayı okuduğunuzda anlayabileceğiniz bir vaka bu. Danışanım Şeyma Hn 25-30 yaşlarında genç, bekar ve çalışan bir kadın. Kendisi ile 2011 yılında iş amaçlı bulunduğumuz bir ortamda tanışmıştık. Ondan sonra geçen dört sene boyunca bir daha karşılaşmadık.

A10Kendisi ile yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ben hem sektör hem de şehir değiştirmiştim. Artık regresyon danışmanlığı yapıyor ve İstanbul-Mersin arasında mekik dokuyordum. Bu karşılaşmalarımız sırasında kendisiyle sohbet ederken regresyon terapisini ilk defa duyduğunu ama çok merak ettiğini, hem ilişkileriyle ilgili hem de para ve kariyer konularında tekrarlayan döngüleri olduğunu söyledi. Ben de kendisine ilk önceliği olan konu hangisiyse onunla ilgili bir seans yaparak başlayabileceğimizi söyledim.

İşin içinde maddi sorunlar da olunca ilk önceliği ona vermek istedi. Maddi anlamda biraz rahatlarsam ilerde diğer konulara da bakmak isterim dedi. Tanıdığım kadarıyla kendisi oldukça zeki, iyi eğitimli ve fazlasıyla analitik düşünce yapısına sahip biriydi. Kendisinin özellikle belirttiği diğer nokta ise, eğer beni şahsen tanımamış olsa, böyle bir deneyime asla kalkışmayacağı idi.

 

A4Neyse, gelelim seansımıza… Yoğun bir iş hayatı olduğu için onun seansını aralık ayında bir cumartesi akşamına koymuştum. Böylelikle pazar günü evinde dinlenmeye vakit bulabilir diye düşünmüştüm. Geç bir saatte başladığımız seans , Şeyma Hn’ın ilk seansı olması; egosunun bazı detaylarla yüzleşmek istemeyip es geçmek istemesi sebebiyle biraz uzun sürdü ama kendisi beklediğimden de kolay bir şekilde trans geçiş yapabildi.

Seans Konusu: Ailecek son yıllarda sürekli bir maddi kriz içinde olmaları, sürekli bir borç ödeme döngüsüne girip asla rahata erememeleriydi. Çok çalışkan bir elemandı ama ne yaparsa yapsın, kazandığı paralar hep bir şekilde borçlarına gidiyordu. Bunun sebebine bakmak istiyordu.

 

A12Seansa başladığımızda ilk geçiş yaptığımız sahne bir geçmiş hayat anısıydı ve yoğun olarak bedensel duyarlılıkları da hissettiği bir sahneydi. Bu sahnede kendini 45 yaşlarında bir kadın olarak gördü. Mutfakta kendisinden yaşça daha büyük bir erkekle para ile ilgili bir konuda tartışıyorlardı. Sonunda adam tarafından bıçaklanıp yere düşüyordu. Yerde yatmış kan kaybederken kedisi gelip yanında bekliyordu. Sahnede biraz ilerlediğimizde yaşça kendisine yakın bir kadın tarafından bulunup kurtarıldığını ve hastaneye kaldırıldığını gördü. Hastaneden çıktığında ise ilk işi eve giderek kedisini almak istemesiydi. Lakin kediyi aldığı anda ilk sahnede bıçaklandığı adam yine eve geliyor ve elinden kediyi alarak bu sefer de kedinin boynunu kırıyordu. Son derece şiddet içeren bu ilk sahnelerden sonra Şeyma Hn bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetti.

Bu geçmiş bir hayat gibi görünen hikayeyi baştan sona keşfettiğimizde, ilk sahnede o adam diye tarif ettiği kişinin aslında o hayattaki babası olduğunu algıladı.

A114-5 Yaşında olduğu sahnede yine aynı evdelerdi. Bu sefer kendisinden birkaç yaş büyük ablası , annesi ve babası da vardı. Mutfakta yemek yedikleri bu sahnenin ilerleyen bölümünde annesinin babasından boşanmak istediğini söylediğini ve bunun üzerine babasının masayı dağıtarak annesini boğarak öldürdüğünü, ablasıyla birlikte kaçarak bu sahneyi kapı aralığından dehşet içerisinde izlediklerini söyledi.

Annesinin cenaze sahnesinde babasının olmadığını, tabutun mezara indirilmesi sırasında yaşanan aksaklıktan dolayı erkeklere çok kızgın olduğunu ekledi.

 

10’lu yaşlarına geldiğinde ablasıyla beraber anneannesinin evinde yaşadıklarını gördü.

 

25-26 yaşlarında ise kendisini bir işyeri ortamında gördü. Bu sahnede de erkek patronundan tiksindiğini, erkeklerle iyi iletişim kuramadığını belirtiyordu.  Duruma taciz de eklenince işyerini kaçarak terkediyordu. Bu sahneye eşlik eden bir eklenti durumu olduğu için duruma müdahale etmem gerekti..ondan sonra seansa devam edebildik.

A13Bir sonraki sahnede ise anneannesinin ölmüş ve ablasının evlenmiş olduğunu algıladı. Kendisini çok yalnız ve mutsuz hissediyordu. 35-40’lı yaşları anneannenin evinde yalnız yaşayarak geçirdiği ve ablasına kırgın hissettiği sahnelerdi. Babası ise bu sahnelerde yer almıyordu.

45 yaşında olduğunu söylediği sahnede ise babasının annesini öldürdüğü için yıllarca hapis yatıp çıkmış olduğunu, mutfakta onunla bağıra çağıra tartıştıklarını algıladı. Babası kendisinden para istiyordu ama kanun dışı işler yaparak ömrünü geçiren babasına para vermek istemediğini söylüyordu. Tartışma sırasında babası sol tarafına bıçak saplıyordu. Aynı gün ablası tarafından kurtarılıyor ve iyileşiyordu.

A14Aradan bir süre geçtikten sonra ise en baştaki keşfettiğimiz yere dönüyorduk. Kedisini almak üzere eve geldiğinde babası kediyi öldürüyordu. Bavulunu alarak hoşlandığı adamın evine gidiyordu. Yalnız bu sahnelere eşlik eden çok enteresan birkaç durum vardı. Sahnelerde eklenti mi olduğunu, yoksa danışanın o hayattaki ruhsal sağlığının bozuk olduğuna mı işaret ettiğinden kesin olarak emin olamadığımız yaşlı bir kadının silüeti evdeki sahneye eşlik ediyordu ve kendisi bu yaşlı kadını her gördüğünde katarsis yaşıyordu. Bu detay benim için önemli bir detaydı fakat bazen danışanın izin verdiği ölçüde bilgi alabildiğimiz için orada çok fazla üstelemedim. Hoşlandığı adamın o yaşlı kadını öldürmüş olabileceğini hissettiğini söyledi ve bir bahaneyle o evden ayrıldığını ekledi.

Sonunda ablasının yanına gidip birkaç ay orda kaldıktan sonra eniştesinin kendisini istemediğine kulak misafiri oluyor ve bu sefer de kendine küçük bir daire kiralayarak yalnız yaşamaya başlıyordu. O dönemde ara sıra bulup çay içtiği ve sohbet ettiği tek arkadaşı yine geçmişte hoşlandığım adam diye tarif ettiği aynı adamdı.

 

A1555-65 yaşları arası bu şekilde geçiyordu ve 65 yaş civarında evinde tek başına uyurken ölüyordu.

Ruhsal boyuta geçtiğimizde, hoşlandığım adam diye tarif ettiği kişinin evine ilk gittiği zamanlarda hayali olarak gördüğü yaşlı kadının adamın bir parçası olduğunu, ondan bağımsız biri olmadığını öğrendi. Bu durum bende yine birtakım farklı seçeneklerle ilgili şüphe duyup kenara not almamı sağladı.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede, rehberi ona ” Sabırlı ol. Kendini daha iyi ifade et ve konuş.” dedi. Bunun üzerine kendisi de bu hayatında çoğu şeyi söylemeden kafada kurduğunu, bu yüzden kırgınlıklar olabildiğini ve geçerli sebep olmadan birilerine kırılabildiğini söyledi. Rehberi ayrıca ” Kendini motive etmeyi öğrenmen lazım.” dedi. Bunun üzerine Şeyma Hn gerçekten çok çabuk pes edip sıkılabildiğini belirtti. Rehberi ise ” Bunun yerine her ne yapıyorsan o anda orada ol ve kendini ona ver. ” dedi.

 

Bağlantılar:

-Kendini ifade etme problemi

-Susmayı tercih etme

-Kırgınlıklar

-Oradaki yaşlı kadın silüetinin bu yaşamdaki babaannesi ile benzerliği

Bu geçmiş yaşam hikayesini şifalandırıp dönüştürdükten sonra geç saatte ayrıldık. Ayrılırken Şeyma Hn’ın başında ağrı vardı. Kendisine ağır geçen seanslardan sonra bunun olabileceğini ve uyuyunca geçebilecek bir ağrı olduğunu söyledim.

 

Geri-bildirimler:

 

A041NKSeanstan 1 gün sonra haberleştiğimizde: ” Dün seans çok geç bittiği için çok uykulu hissettim ama aslında daha enerjik çıktığım söylenebilir. Kendimi iyi hissettim ve herhangi bir fiziksel rahatsızlığım olmadı. Gece çok rüya gördüm, bazılarını hatırlıyorum. Örneğin bir tanesinde saçım çok beyazlamıştı, çok şaşırıp üzülüyordum. Bugün de canlı ve enerjik olduğumu söyleyebilirim. Herhangi bir ağrım ya da fiziksel şikayetim yok. Herşey yolunda. ” dedi.

2. gün aldığım emailde: “Dün gece rüyamda seni gördüm ve saat 5 gibi uyanıp çok enteresan bir rüya bu, sabah mutlaka yazmam lazım dedim. Ama sonra 7.30’da uyandığımda gitmişti aklımdan… ” dedi.

Seanstan 1 hafta sonra haberleştiğimizde başka herhangi bir semptom yaşamadığını ve gayet iyi olduğunu belirtti. Çalışma konumuzla bağlantılı yeni bir gelişme olduğunda veya yeni bir bağlantı kurduğunda email atabileceğini söyledim.

Bu seansın üzerinden yaklaşık 2 ay geçtikten sonra kendisi ile yollarımız tekrar kesişti. Her zaman olduğu üzere, 2 seans arasındaki süremde yemek yemek ve volta atmak için Cihangir-İstiklal Caddesi arasnda yürürken tam da onun işyerinin yakınlarından geçiyordum ki bir şekilde denk geldik. Ayaküstü konuşurken o aradaki süreçte herhangi birşey olup olmadığını, para ile ilgili sıkıntılarının devam edip etmediğini sordum.

A8Şeyma Hn şaşırarak gülümsedi ve ” Aaa, sen bilmiyor musun o konuyu, pardon söylemeyi unuttum, o konu halloldu.” dedi. Bu sefer ben de şaşırmıştım çünkü bildiğim kadarıyla ailecek borç altındaydılar ve rakam öyle 1-2 ayda çalışmayla kapatılacak bir rakam değildi. Bunun üzerine ben: ” Peki, nasıl halloldu? Bu önemli bir detay ve benim bunu geri-bildirimi dosyama eklemem gerekir.” dedim.

Şeyma Hn: ” Kusura bakma, daha çok yeni..Geçen hafta bitti. Öyle bir şekilde halloldu ki ailecek tüm borçlarımızı kapattığımız gibi kuzenime bile yardım yaptım. Hatta üstüne cebimde biraz para bile kaldı. Ben de bu ay seni arayıp tekrar seansa geleyim diyordum, iyi oldu denk gelmemiz.” dedi ve bunu derken gülümsüyordu.

Ben halen şaşkındım ve bu işin nasıl bu kadar hızlı olduğunu merak ediyordum. Sonrasında öğrendim ki, Şeyma Hn’ın annesinin babasından kalan bir gayrımenkul varmış. Bu gayrımenkulun paylaşımı ve satışı çok sorunluymuş. O kadar uzun süredir satıştaymış ve satılmıyormuş ki, artık son 4-5 yıldır bu konudan tamamen umudu kesip düşünmeyi bırakmışlar. Seanstan 1 ay kadar sonra bir gün aniden dayılarından telefon gelmiş ve vekalet işleri için evden birilerinin ..X..(Anadolu’da bir şehir ) şehrine gitmesi gerekmiş. Satışın yapılması, paranın gelmesi, paranın tüm ailenin borçlarını kapatıp, üstüne cebinde harçlık kalacak şekilde hesabının eksiden artıya geçmesi ise benim ona rastlamamdan tam bir hafta önce tamamlanmış.

Bütün bunları dinlerken ben de şaşkınlıkla gülümsüyordum. Açıkçası seanstan sonra Şeyma Hn’ın analitik zihninin devreye girdiğini ve bunun şifa ile rezone olmasını engelleyebileceğini ya da şifayı alsa bile bunu anlayamayabileceğini düşünmüştüm. Gerçekten de kendisi tüm bu olaylar sırasında yıllar sonra gelen satışı ve tüm ailenin rahatlamasını seansla bağdaştıramamıştı. Ancak sistemin nasıl çalıştığını, olayların bazen beklediğimizin dışında çözümlerle de gelebileceğini, bir kişinin değişmesi veya şifalanmasının bazen kilitlenmiş olan bir sistemi açarak birden fazla insanın hayatında nasıl etkili sonuçlar doğurabileceğini açıkladım. Ondan sonra taşlar yerine daha çok oturmaya başladı ve Şeyma Hn bana bildirmesi gereken diğer önemli gelişmeleri de hatırladı.

 

A7Beni şaşırtan diğer olumlu gelişme ise bence en az para sorunu kadar önemliydi çünkü seansımız bittikten sonraki değerlendirme bölümünde Şeyma Hn’a aileye bağımlılık temasının bulunduğunu ve para sorununun ise buna hizmet ettiğini düşündüğümü söylemiştim. Geç saatte biten seans ve yoğun iş hayatı sebebiyle Şeyma Hn’ın bu bağlanlatıları anlamaması ve şifa alabilmesi için konsantre olması gerektiği yanılgısına düşmesine rağmen bu kadar büyük bir şifa alması şaşırtıcıydı. Üstelik aynı dönemde annesinin kendi evine, kendisinin ise bir ev arkadaşıyla ayrı eve çıkması da yine bu bağımlılık konusunda şifa aldığını gösteriyordu.

 

A18O anda ayaküstü konuştuğumuz için bana söylemeyi unuttuğu ama haziranda yaptığımız 2. seans öncesi belirttiği diğer detay ise ilk seansımızdan 1 ay sonra, uzun bir aradan sonra ilk defa biriyle çıkmaya başlaması olmuştu.

Gördüğünüz gibi, danışan anlamasa da bağlantıları kuramasa da, bu durum şifa almaya engel yaratmıyor. Sonuçta Şeyma Hn beni tanıyarak ve güvenerek seansa gelmişti. Yabancı biri olsa gitmem demişti ama laf olsun diye de seansa gelmemişti. Sorunlarını çözmek istemiş ve bunun için çok kısıtlı bir zamanı olsa bile zaman ayırmıştı. Kalben istemesi, şifaya açık olması da fark yaratmıştı.

 

 

NOTLAR:

1-Bu vakayı yazma nedenim, geçen ay aldığım bir sorudur: ” Vakalarınızda hep başarılı olmuş, şifalanmış kişilerden örnekler veriyorsunuz. Bu seanslara gelip de hiçbir fayda görmeyen kişilerle karşılaştınız mı? Herkes mutlaka şifalanıyor mu? Bu konuda beni bilgilendirebilir misiniz?

Cevabım ise biraz uzun ve örnekler içerecek şekilde olmuştu. Ama kısaca şunu içeriyordu: “”Regresyon Terapisi, danışmanın ve danışanın işbirliği yapması gereken bir çalışma şeklidir. Sorumluluk her zaman %50’dir. Seanstan sonraki ilk 1 haftalık süre tamir fazı dönemi olduğu için danışman tarafından takip edilmelidir. Bu süreçte ve sonrasında danışanın da danışmana geri-bildirimde bulunma, sorularına cevap verme gibi sorumluluğu vardır. Eğer danışan, hiçbir şekilde danışman ile işbirliği yapmıyorsa, geri-bildirimde bulunmuyorsa, danışmanın süreci takip edebilmesi ve gözlem yapabilmesi mümkün değildir.
Bu sebeple diyebilirim ki; bugüne kadar hiç şifa almamış bir insanla karşılaşmadım ama bugüne kadar şifa aldığını anlayamayan ve geri-bildirimde bulunmayan ya da şifalanma niyeti istikrarlı olmayan bazı vakalara rastladım.   .. …..  ….. ………………  ……….” 

2-Danışanların egolarının yüzleşmek istemedikleri, hatırlamak istemedikleri bazı anılari hatta yılları olabilir. Buna seanslarda sıklıkla rastlarız. Egomuz ancak başedebileceğimiz kadar bilgiyi hatırlar, yüzleşmek istemediği anlarda ise bazen seansı sabote etmeye de kalkabilir. Bu tip durumlarda danışmanın sezgileri ve deneyimi biraz da olsa fark yaratabilir.

3-Bu vaka, Şeyma Hn’la tesadüfen karşılaşmamız sonucunda yazılmıştır. Eminim bu şekilde hayatında birtakım değişimler yaşamaya başlamış ama seanstan birkaç ay sonra oldu ise bunu seansla ilişkilendirememiş birçok kişi vardır. Şeyma Hn’ın bir kısır döngü halinde olan hayatının farklı alanlarında da dönüşümler başladığını haziran ayında yaptığımız seans öncesinde öğrendiğim için kariyer alanında da büyük gelişmeler bekliyorum. Danışan gizliliğine büyük önem verdiğim için şimdilik o iki önemli detayı da açıkça belirtmeden devam ediyorum çünkü bu detaylar kendisinin kim olduğunu açığa çıkarabilecek detaylar olduğundan isteği üzerine yazımızda gözardı edilmiştir. Bu kadarıyla bile hem para, hem ev, hem aile, hem iş, hem ilişki alanında yıllardır olmayan köklü değişimler olması sebebiyle benim için bu vaka yeterince absürd’dür:)

Amacım her vakanın mucizevi sonuçlar yaratacağı beklentisi yaratmak değil, bilakis aradan zaman geçse bile bazen sonucun hiç ummadığınız extrem örnekler aracılığıyla da gelebildiğini göstererek bakış açınızı geniş tutmanıza katkı sağlamaktır.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU ( BINGE EATING DISORDER )

Standard

Young Pretty Woman Sitting Exhausted At Work

Bu vakada ismine Deniz Hn diyeceğim danışanım finans sektöründe çalışan, 40’lı yaşlarda, evli ve üniversite çağında bir çocuğu olan bir kadın. Kendisi ile daha önce seminerime katılmış olan bir arkadaşı aracılığı ile temasa geçtik . Farklı şehirlerde yaşadığımız için öncelikle regresyon terapisine uygun olup olmadığını tespit etmeye çalıştık.

 

kg1Deniz Hn’ın benimle çalışmak istediği sorunu, stres altındayken daha da yoğunlaşan kontrolsüzce yeme isteğiydi. Bu sebeple son bir sene içerisinde yaklaşık 10 kg almıştı.  Bu konularla bağlantılı olarak geçen sene bir psikiyatriste gitmişti ve kendisine panik atak ile tıkınırcasına yeme sendromu*  icin iki farklı ilaç verilmişti.

 

Randevu aşamasında kişilere daha önce psikoloğa veya psikiyatriste gidip gitmediklerini, herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadıklarını mutlaka soruyorum. Eğer SIKÇA SORULAN SORULAR bölümünü okuduysanız, psikiyatriste gitmeyi gerektiren vakalarla veya ağır psikosomatik ilaç kullanan kişilerle asla çalışma yapılmadığını biliyorsunuzdur. Bu sebeple, henüz randevu vermeden önce Deniz Hn’dan da kullandığı ilaçların isimlerini ve dozlarını alarak ne kadar süredir kullandığını sordum. Kullandığı ilaçlar ağır ilaçlar değildi ama yine de bu ilaçları bir senedir kullanıyor olmasının bizim seansımızı yani transa geçişini etkileyip etkilemeyeceğini bir nöro-psikiyatrist ile teyit ettikten sonra kendisine randevu verdim.

kg2

Bir araya geldiğimizde doldurduğu formda, çalışmaya geliş sebebi bölümüne üç konu yazmıştı:

-kontrolsüzce yeme isteği

-insanlara hayır diyememe

-sevilme ihtiyacı

 

Bu üç konu birbirinden farklı konular gibi görünse de aslında hepsi bağımlılık teması altında incelenebilecek konulardı. Dolayısı ile sadece çalışma konuları bile bana danışan hakkında fikir vermesine rağmen tabiki usul gereği detaylı bir öngörüşme yaptık. Bu öngörüşme sırasında ergenlik döneminde iken anne ve babasını birer yıl arayla kaybettiğini öğrendim. Aile sisteminde bakılması gereken konuları not ettim. Ayrıca evliliğinde yaşadığı ve kısmen geçmişte kalan sorunlarını ve bu sorunların çocuğunu nasıl etkilediği gibi durumları da ilerdeki çalışmalar için not ettim.

Hemen sonrasında seansımıza geçtik ve seans konumuz olarak ” kontrol edilemeyen sürekli yeme dürtüsü” nü seçtik. Bununla bağlantılı olan sorunun kaynağına baktığımızda  Deniz Hn bana Türkiye’de geçen bir geçmiş hayat hikayesi anlatmaya başladı. Geçiş yaptığı ilk sahne, o geçmiş hayatın sonlandığı yani o yaşamındaki öldüğü andı. ( Not: Bu durum, seans deneyimi olmayan kişileri hiç korkutmasın. Aşağıda yer alan NOTLAR bölümünde daha detaylı açıklıyorum. )

 

kg7Bu geçmiş hayatı baştan sona keşfettiğimizde iki çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olduğunu ve bir kız çocuğu olduğunu gördü. Başka bir sahnede 6 yaşında olduğunu ve erkek kardeşinin henüz bebek olduğunu, anne-babası erkek kardeşini severken kendisinin kenarda onları kıskançlıkla izlediğini, üzüldüğünü ve terk-edilmiş gibi hissettiğini söyledi. Ayrıca anne-babaya öfke duyduğunu ” beni sevmiyorlar galiba, ben olmasam daha iyi ” şeklinde iç geçirdiğini söyledi.

Bu düşünceler tüm hayatına damgasını vuruyordu ve ebeveynlerinden alamadığı sevgiyi sağlayacak başka bir kaynak arayışıyla yirmili yaşlarına geldiğinde bir gence aşık oluyordu.

 

kg823 yaşında olduğunu söylediği sahnede aşık olduğu gençten bahsederken o esnada bedeninde karnına yayılan bir sıcaklık algıladı. Sol kolunda sıcaklık oluştuğunu ve aşkın heyecanından midesinde bir ağırlık hissettiğini söyledi. ” Çok seviyorum, çok mutluyum ama karşı taraf aynı duyguda değil, o bana aynı değeri vermiyor” dedi. O esnada ağzında kuruluk da hissetti.

Aşkına aynı karşılığı vermeyen bir sevgilisi olduğu için müthiş bir hayal kırıklığı duyuyordu ama ” Üzüntü verse de vazgeçemiyorum. Yeter ki yanımda olsun, değer vermese de razıyım. ” diyordu.

Sevgilisiyle buluştukları başka bir sahnede yine kendisini çok değersiz hissettiği bir an vardı. Sevgilisi ” gereksiz konuşuyorsun ” gibi bir ifade ile bakıyor ve sonra çekip gidiyordu. Çamurlara bata çıka arkasından koşmaya çalışırken yetişemeyeceğini anlayıp durduğunda göğsünün sıkıştığını ve kendini ifade edemediği için boğuluyormuş gibi hissettiğini söyledi. Bu ana çaresizlik, büyük bir üzüntü ve terk edilmişlik duyguları eşlik ediyordu ve içinden” neden hep böyle oluyor, sanki kimse beni istemiyor ” diyordu.

 

2124 yaşına geldiğinde kendini o gençle evlenirken gördü. Düğün sırasında mutlu değildi ve ” evet” deme konusunda tereddütlüydü. “Vazgeçemediğim için evleniyorum ama aslında yanlış yaptığımı biliyorum. İnsanlar toplandı artık, evlenmem gerekiyor. ” dedi. Düğün sahnesinde anne-babası çok silikti. Ayrıca erkek kardeşinin de düğünde olmadığını algıladı. Kardeşinin neden orada olmadığını sorduğumda ise ” Kavgalıyız, konuşmuyoruz. Sevgilimle evlenmemi istememiş. ” dedi.

Eşiyle maddi durumlarının çok iyi olmadığını, nikah sonrası yemeğe gitmeden önce akrabalarından ödünç aldıkları gelin arabasını teslim ettikleri için gelinliğini çıkararak normal bir kıyafet giydiğini, sonra da  taksiye binerek yemeğe çıktıklarını söyledi. Yemek yemek için gittikleri restaurantta gelinlikli birini görünce çok üzüldüğünü ve arabayı teslim etmek zorunda kaldıkları akrabalarına çok kızdığını belirtti.

 

kg9Düğünden bir sene sonra 25 yaşında olduğu bir sahnede hamileydi. Evde yalnız olduğunu, kocasını beklediğini ve üzüntülü olduğunu belirtti. Kocasından ayrılamayacağı için kendini mutlu edecek başka birşey aradığını, o yüzden çocuk yaptığını ekledi.

Kocasını bekleyiş süreci uzayınca başına birşey gelebileceğini düşünerek evham yaptığını ve 8-9 aylık hamile olmasına rağmen kocasına bakmak için geceleyin dışarı çıktığını söyledi. Kocasının bir arabayla geldiğini üst geçitten görünce kocasına yakalanmamak için koşarak eve döndüğü ama kocasıyla aynı anda eve gelince ona yakalandığı bir sahne vardı. Kocası onu çok boğduğunu söylüyor ve direkt olarak yukarı çıkıyordu. Evde hiç konuşma olmadan direkt uyuduklarını söyledi. Bu sahnede, evlilik yaptığı için yoğun bir pişmanlık duygusuyla beraber bir daha kocasını aramaması ve merak etmemesi gerektiğini düşünüyordu.

 

kg10Bir sonraki sahnede yine 25 yaşındaydı fakat bu sefer kendini farklı bir yerde algıladı. Tarif ettiği yer bir hastaneye benziyordu ve odada yalnızdı. Çocuğunu doğurduktan sonraki süre içinde ruhsal sağlığının bozulduğunu ve ailesinin çocuğuna bakmak için çocuğu ondan aldıklarını algıladı. Bu sahnede koğuş gibi bir odada, kendini tek başına yere çökmüş, ileri-geri sallanırken gördü ama” birşey düşünmüyorum” dedi. Üzerindeki hastane kıyafetini tarif ederken o sırada hafiften başı ağrımaya ve ayak parmakları da uyuşmaya başladı.

Boşluk dışında birşey hissetmediğini söylediği bu sahnede içeriye eşinin girdiğini ama onu tanıyamadığını belirtti. Onu tanıyamayınca eşinin kendisini tutup bayağı sarstığını ve o sırada sendeleyip yere düşerken başını karyolanın kenarlarında bulunan sivri metal bir yere çarptığını söyledi. Bu bölümü anlatırken kollarından ellerine doğru soğuk bir akış ve ayak bileklerinde karıncalanma hissetti. Daha sonra bilincini kaybettiğini ve başından akan kanlar kollarından süzüldüğü için kollarından aşağıya doğru akış hissettiğini söyledi. Kocası onu o şekilde bırakıp kaçıyordu. Odaya birileri gelip kendisini kaldırmaya çalıştığında zaten ölmüş olduğunu , ölüm sebebini ise başını metale çarpma olarak belirtti. Bu bölümü anlatırken de bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetti.

 

kg12Ruhsal rahatsızlık sebebiyle hastane bölümünü keşfetmemiz biraz zorlayıcı oldu. O yüzden ruhsal boyuta geçtiğimiz zaman kendisi ile o dönemi daha rahat keşfettik. Ruhsal boyuttayken , hastalığının aslında hastane öncesi dönemden çok öncelere dayandığını, şizofreni benzeri bir rahatsızlığı olduğunu ve geç farkedildiğini söyledi.Kardeşinin, sevgilisiyle evlenmesine karşı olduğu için aslında haklı olduğunu ama hastalığı sebebiyle birçok şeyi yanlış algıladığı gibi kardeşini de yanlış algıladığını ve ona hayatı boyunca ters davrandığını farketti.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede hastalık potansiyelini doğuştan getirdiğini, bunun bağımlık teması için hizmet ettiğini, o yaşamda başarması gereken şeyin sevgiyi hissetmek olduğunu algıladı. Sevginin dokunmak ya da bir şeye sahip olmak demek olmadığını ve sevginin gösterilmeden de hissedebileceğini öğrenmesi gerektiğini söyledi.

Bu geçmiş yaşam izlerini ( not: Bunu ister bir geçmiş yaşam olarak düşünebilirsiniz-geçmiş yaşamlara inanmıyorsanız bilinçaltından çıkan bir hikaye olarak da düşünebilirsiniz ) tamamıyla dönüştürdük. Şimdiki hayatına ilişkin olarak rehberi Derya Hn’a ” sevildiğini hisset ” dedi.

Şu anki hayatı ile olan benzerliklere baktığımızda arada birçok bağlantı vardı. Bu hayatında da kardeşi doğunca benzer duygular hissettiğini, o doğduğu zaman yine ebeveynleri tarafından sevilmediğini düşündüğünü, eşiyle olan evililiğini yaptıktan sonra benzer şekilde değersizlik duyguları yaşadığını ve çocuğu olunca bu sevgisini çocuğuna yönlendirdiğini ; bu yaşamında da kardeşiyle arasının mesafeli olduğunu belirtti. Görünüşe göre benzerlikler açısından müthiş bir kurgu vardı ve bu hayatındaki eşi ile anlattığı geçmiş yaşamdaki eşi de aynıydı.

 

Şifa bölümünden sonra seansımızı sonlandırdık.

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Deniz Hn ile seanstan bir gün sonra konuştuğumuzda : ” Eylül hanım, ilk gün uykulu bir haldeydim. Sabah uyanamadım ve bu, gün boyu sürdü. Beynim boş gibiydi. Zihnim susmuştu sanki ,vücudumda bir hafiflik hissi vardı , ağırlıklarımdan kurtulmuştum sanki. Gün boyu yeme isteğim normaldi, aklıma bile gelmedi, garip bir şekilde huzurluyum.” dedi.

kg13
Bir hafta sonra haberleştiğimizde  ” Merhaba Eylül hanım. Gayet iyiyim, farklı bir durum yok. Sakinim , iyi uyuyorum, çabuk öfkelenmiyorum, herşeyi takmiyorum, relaks halindeyim. Bu duruma kendim bile şaşıyorum. Bir-iki stresli durum oldu, yemeğe saldırmadım, bu da güzel bir gelişme. Sonuç olarak gayet huzurlu bir hafta geçirdim.” şeklinde bilgi verdi .

 

 

kg419 gün sonra emailleştiğimizde: ” Merhaba Eylül hanım. Gayet iyiyim. Yine yemek yeme isteği duyuyorum ama bu sefer kontrollüyüm, kendimi kaybetmiyorum, istediğim yerde durabiliyorum. Sakinim, sadece geceleri uzun ve karışık rüyalar görüyorum ve ertesi gün kesinlikle hatırlayamıyorum. Hatırlamaya çalışmak beni yoruyor. Zaten cok yoğun çalıştığım için beynim biraz yorgun. Bu cumartesi doktora gideceğim, ilaçları bırakmak için konuşacağız bakalım. Teşekkürler. İyi akşamlar.” yazdı.

Bir ay sonra haberleştiğimizde: ” İyi aksamlar Eylül hanım. Evet , doktora göründüm. Aşamalı olarak 3 aylık bir süre içinde ilaçları bırakacağız. Onun haricinde iyiyim. Rüyalar da azaldı.” dedi.

NOTLAR:

1-İlk seansımızdan bu yana yaklaşık 40 gün geçti. Deniz Hn, bu süre içerisinde herhangi bir atak yaşamadı ve doktor kontrolünde ilaçları bırakma evresine girdi. Fakat bu durum, bizim çalışmamız açısından tek seansın tamamıyla yeterli olduğu anlamına gelmiyor. Başka vaka örneklerinde de belirttiğim gibi, bağımlı kişiliklerde en az 2-3 seans çalışmak gerekiyor. Hele ki kilo gibi bir konu, mutlaka uzun vadeli çalışılması gereken bir konu. O yüzden , lütfen bu vakayı tek seanslık bir konu gibi algılamayınız.

Bir seansta ciddi gelişme elde edilebildi fakat danışanı tetikleyebilecek birkaç faktöre daha bakmak gerekiyor. Buradaki danışanım açısından yorum yapmak gerekirse, sonraki aşamada mutlaka şimdiki hayat regresyonu yapmamız gerekiyor. O yüzden çalışmaya devam edeceğiz.

2-Bu vakadaki danışanım Deniz Hn, seans sırasında bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetti. Bu duyarlılıklar çoğunlukla seanslarda rastladığımız birşeydir ve birkaç açıdan önemlidir:

a) Yaşanan bedensel duyarlılıklar, o geçmiş hayatta yaşanan travmaların bedenimizde kayıtlı izleri olduğunu ve seans sırasında bu izlerin açığa çıktığını gösterir. Bedensel duyarlılıkların yoğun olması ise o geçmiş hayatın kişi üzerinde oldukça etkili olduğunu gösterir. Bedendeki duyarlılıkları seans sonuna doğru şifalandırmamız bu yüzden çok önemlidir. Regresyon Terapisi’nin gerçekten düzgün eğitim almış, deneyimli kişilerce yapılması da bu yüzden çok önemlidir. Aksi takdirde, tabir-i caizse uyuyan devi uyandırmış olursunuz. Ben bu sebeple, ekinde CD bulunan regresyon terapisi kitaplarını da çok doğru bulmuyorum. Dinlediğiniz o CD, sizin direkt olarak travmatik bir olayın yaşandığı sahneye geçiş yapmanızı sağlayabilir. Kendi kendinize terapistlik yapıp yönlendiremeyeceğinize göre boş yere bir travmayı açığa çıkarmış yani uyuyan devi uyandırmış olursunuz. Eğer üzerinde dönüştürme veya şifalandırma yapılmayacaksa, herhangi bir geçmiş yaşamı keşfetmenin anlamı ve mantığı yoktur. Biz seanslarda insanlara yaşamlar arasında magazin turu attırmıyoruz, keşfettiğimiz o yaşamlardaki travmatik anları ve o travmatik anların şu andaki yaşamınızı nasıl etkilediği bölümünü dönüştürmeye çalışıyoruz. Yani amacımız her zaman şu andaki mevcut yaşamımıza hizmet etmek.

b) Seans sonunda danışan ” tüm bu hikayeyi uydurmuş olsam bile bedenimdeki bu duyarlılıkları uydurmuş olamam” diye düşündüğü için çoğunlukla bedensel duyarlılıklar danışanın yaşadıklarını anlamasını ve bağlantı kurmasını kolaylaştırdığı için bize hizmet eder.

c) Seans içerisinde açığa çıkan bedensel duyarlılıklar seans bittiği zaman geçer. Bu yönde herhangi bir korkunuz olmasın.:) ( Sıkça sorulan sorular bölümünde anlatılan TAMİR FAZI döneminde yaşanan semptomlar, bu kapsamda değildir )

3-TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU: DSM V’te ” BINGE-EATING DISORDER ” ismiyle geçen bir çeşit yeme bozukluğudur. Tanı koymak ve atak sayısı takip etmek benim işim olmadığı için o bölümle ilgili detaya girmiyorum. Burada önemli olan şu ki, tanı koyan da, ilaç veren de, ilacı kesmeye karar veren de herzaman danışanın doktorudur. Ben bu sürece asla zarar vermeyecek şekilde duruma müdahil oluyorum.

4- Vakada danışanın daha ilk sahnesinde, o geçmiş hayatta öldüğü sahneden giriş yaptığını yazmıştım. Bu bizim sıklıkla karşılaştığımız ve gayet normal bir durumdur. Hayatında daha önce seans deneyimi olmayan kişileri ürkütebileceğini düşünerek bu notu ekliyorum. Bugüne kadar hiçbir seansta öldükten sonra yuvaya ( ışık, Allah katı, öbür taraf vb isimlerle anılan yer ) geçişi kötü bir deneyim gibi anlatan birine rastlamadım. Tam tersi o anı müthiş bir hafifleme, rahatlama ve huzur şeklinde ifade ederler. Bu durum kişinin inancından da bağımsızdır. Ateist olduğunu söyleyen kişilerle de çalıştım, dini inancı çok kuvvetli olup düzenli dini sohbetleri takip eden kişilerle de çalıştım. Hepsi seans içerisinde ruhsal boyutu algıladı.

O anın aslında hiç de korkutucu olmadığını görmek kişilerdeki ölüm korkusunun azalmasına da hizmet ediyor. Ayrıca sadece bu bedenden ibaret olmadığımızı anlamak da kişilerin bu hayattaki hal ve davranışlarını olumlu yönde etkiliyor.

 

Sevgilerimle…