BENİM HİKAYEM-2 ( Misofonya-3.Bölüm )

Standard

NE, NEDEN TETİKLENMİŞTİ? DOĞUMUM SIRASINDA BİRŞEY Mİ OLMUŞTU?

Bu tarz bedeni içeren çalışmalarda, neyin ne zaman tetiklendiği veya neden olduğu üzerine konuşulup analiz edilmez ve yorumlar yapılmaz. Ancak size fikir vermesi açısından bazı bilgiler ekleyeceğim.

Anne karnı döneminden sonra dünyaya doğumumuz ( şartlarına bağlı olarak az veya çok ) zaten bir travmadır. Kendimizi güvende hissedip çoğunlukla uyuyarak geçirdiğimiz bir dönemden ilk ayrılıştır. Bu bizim yaşamla bağlanma şeklimizi etkileyen en önemli konulardan biridir. Benim artık uyuyamadığım ve kendimi güvende hissetmediğim bir dönemde, doğum travmamın tetiklenmesi bu açıdan anlamlı.

Bu seansta doğum travmamın tetiklenmesine en başta şaşırmıştım çünkü regresyon eğitimi sırasında bizler ana karnı ve 0-6 yaş dönemlerimize doğum travmasını içerecek şekilde bakmıştık. Hatta aradan birkaç yıl geçtikten sonra bana üst üste çok sayıda kayıp ikiz sendromu vakası geldiği zaman o konuyu yabancı kaynaklar dahil o kadar araştırdığımda, bazı semptomları küçükken benim de yaşadığımı farkedince, acaba bende de bilinmeyen bir kayıp ikiz sendromu hikayesi var mı diye bir meslektaşımla sadece o döneme yönelik tekrar baktığımızda gerçekten böyle bir hikaye bulmuştuk.

Benden önce doğan ve bebekken ölen ablamı biliyordum ancak kayıp ikizim olduğu hiç kimse tarafından bilinmiyordu. O yüzden hem yıllar önce gittiğim ilk aile diziminde 1 tane fazla çocuk sayısı çıktığını ( kafadan sallıyor herhalde diye geçiştirmiştim ), sonra aile dizimi eğitimlerine başladığımda bir modülde Svagito’nun yaptığı kısa seansta yine 1 tane fazla çocuk görünmesi gibi detayları hatırlayınca kafamda parçalar birleşmişti.

Bütün bunları üst üste koyduğumuzda:

-ölen bebekten sonra benim çok istenerek yapılan bir bebek olmam

-annemin hamileliği sırasında kötü birşey yaşamaması

-normal doğumla doğup anneyle direkt ten tene temas kurmuş olmam

-çevre tarafından sevilen, el üstünde tutulan bir bebeklik geçirmiş olmam HİÇBİR ŞEYİN ETKİSİNİ NÖTRALİZE ETMİYOR.

Çünkü:

-Ana karnındaki süreyi, yaklaşık 1 yıl önce doktora görürdüğü bebeği eve dönerken kucağında ölen travmatik bir annenin karnında geçirdim yani ben anne rahmine düştüğümde olayın üstünden henüz 7,5-8 ay geçtiği için benim proje amacım annemin yas dönemine denk geliyor . Bu annenin henüz tamamlanmamış yas süreci, donukluğu ister istemez ana karnında başlayan bağlanma şeklimizi etkilemiş olabilir.

-Üstüne bir de ana karnında gerçekleşen kayıp ikiz sendromu etkisini eklersek sadece bu ikisi bile bir çocuğun dünyaya geliş anını ve anneyle o ilk temasını etkileyebilir. ( Bu yorumu bugüne kadar yaptığım çok sayıda ana karnı ve doğumu içeren regresyon çalışmalarında edindiğim izlenimlere göre yaptım. )

Kısacası; çok istenerek yapılmış ve güzel bir çocukluk geçirmiş olmama rağmen o ilk an tetiklendiği için o ana tekrar baktık. Travma çalışırken bunun bir soğan kabuğu gibi katman katman yapılardan oluştuğunu ve bazen hiç ummadığınız basit bir konunun bardağınızı taşıran son damla olabileceğini hesaba katmak gerekir.

Regresyon çalışmalarında da böyledir. Bir geçmiş hayat anısına çalışılmış olması, 3 yıl sonra başka bir konu için gittiğinizde aynı geçmiş hayatın başka bir yönü ile karşılaşmayacağınız anlamına gelmez. Bu sefer farklı bir yönden farklı bir etkiye bakmanız gerekebilir.

ŞU AN MİSOFONYAM NE DURUMDA? HALA SES DUYARLILIĞIM VAR MI?

2. Bölümde bahsettiğim gibi, bu seanstan bir süre sonra farklı bir yere taşındım. Orada ses duyarlılığım sıfırlandı mı? Hayır tabii ki. Ses izolasyonu çok iyi değildi ama asla bu tarzda uykumu, hayatımı etkileyecek tarzda şeyler yaşamadım.

Şu anda son 2 yıldır yaşadığım yerde ise yan taraftaki köşkten gelen köpek, kedi, kaz, ördek, hatta bir ara pandemideki kapanma döneminde duyduğum horoz sesleri beni hiç rahatsız etmediği gibi, köyde yaşıyor hissi verdiği için yüzümü gülümseten detaylar oldu. Bahçede geceleri gördüğüm kirpiler, kuş sesleri, kelebekler ve arılar görmek de mutlu ediyor. Ama sanmayın ki kırsaldayım… ana caddeye 1 paralel sokakta oturuyorum ve bazen gerçekten gürültülü olabiliyor.

Mesela geçtiğimiz aylarda sokağımızdaki, caddelerdeki tüm yağmur boruları değişti… yol delme makineleri günlerce çalıştı. O dönemde uykusuz olduğum birkaç sabah sese aldırmadan kestirebildiğime şahit oldum. Önceden bu asla mümkün değildi.

Yine altını çizmek isterim ki, her türlü sese karşı duyarsız biri olmadım. Beni sakız çiğneyip patlatan ve höpürdeterek çay-çorba içen 10 kişi ile aynı odaya kapatsanız, ” Aa, çok güzel patlatıyorsunuz, hüpletiyorsunuz.. lütfen devam edin ” demem. Burada önemli nokta şu: sizde bir şeyler değişince DIŞ DÜNYA DA DEĞİŞİYOR. Bu vakayı bu kadar uzun yazmamın sebebi de budur. İçerde bir şeyler değişince, sizin dış dünyada karşılaştığınız durumlar ya değişiyor ya da artık sizi daha az etkiler duruma geliyor.

KARMA ASTROLOJİSİ İLE İLGİLENENLER İÇİN EK NOTLAR:

1-Karma astrolojisinde GAD ( güney ay düğümü ), son 7-9 yaşamı ifade eder. Ben 2013’ten beri aldığım regresyon seanslarında bunlardan çok daha geçmişte olabileceklerle de karşılaştım. Genelde bir sorun üzerine baktığım bu geçmiş yaşamların çoğunda erkeğim. GAD ‘ım da eril; savaşçı, asker, liderlerde bulunup dik başlılığıyla ve cesaretiyle tanınan bir burç. Bu hayatımdaki tüm kişisel gezegenlerim dişil, edilgen burçlarda iken GAD’ın 1.evde yer alması kişiliğimi arka planda çalışan bir program gibi etkiliyordu.

2-Normal şartlarda GAD ile alakalı konular 33 yaşına kadar bizi daha çok etkisi altında tutar. 33 Yaşından sonra ise KAD ( kuzey ay düğümü ) kendisini daha çok belli etmeye başlar. Regresyon çalışmalarından sonra beklediğimiz şey de GAD bağlantılı hayatların dönüştürülmesinden sonra artık etkisini yitirmesi ve kişinin hayat planında olması gereken yöne ( KAD’a ) doğru gitmesini kolaylaştırmasıdır.

Ancak bende şöyle bir durum gerçekleşti ki ancak karma astrolojisi eğitiminden sonra sebebini daha iyi anlayabildim: Natal haritamda güneş, merkür ve venüs kavuşumu olan bir insanken ikincil ilerletilmiş haritamda ( secondary progress ) güneşim ve merkürüm GAD’ımın olduğu burca geçiyor ve bu 3’lü orada resmen halay çekiyorlar. MC’de yani meslek, kariyer, iş hayatımızı yöneten 10. evdeki Anteres isimli sabit yıldıza falan hiç girmiyorum ama onu da hesaba katarsak; .Bu benim, meslek hayatımın ilk yıllarında bu GAD’ın etkisi ile yine çok idealist bir asker gibi olmamı açıklıyor. 2016’da kiraladığım ve benim misofonyamın ortaya çıkmasına vesile olan o mekanı kiralarken orayı bir karargah olarak kullanma kafasındaydım. Yapacak çok iş, anlatacak çok konu ve belki de dünyada düzeltilecek çok mesele vardı. (😀). Herşey, sadece kendimizi geliştirmek için aldığımız ve eğitim boyunca kendimiz üzerinde çalıştığımız regresyon ileri teknikler eğitimlerinden sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Karma astrolojisi ise açıklama kısmında son noktayı koydu.

3- Bazen başımıza gelen şeyleri o anda kötü bir şey olarak algılarız veya bunu bir çeşit kendini sabote etme ( self-sabotage ) olarak görme eğiliminde olabiliriz. Ancak büyük resme baktığımız zaman, belki zaman , belki şartlar , belki de gittiğimiz yön o anda doğru değildir. Ruh ( spiritüel astrolojide RA: Tanrısal Öz ), bu enkarnasyonda KAD’a gidebilmek için o sırada başka bir yola gitmesi-başka deneyim alanı kazanması gerektiğini bilir ve bazen hayat sizi bu farklı deneyim alanlarına yönlendirmek için o anda ısrar ettiğiniz yolunuza engeller döşeyebilir. Bu da muhtemelen en hassas olduğunuz konu veya kişiler tarafından olacaktır.

Misofonya bir sonuçtur. Ama asıl önemli olan soru şudur: Neyden rahatsız oldun veya oluyorsun ki sinir sisteminin böyle tepki verebileceği şartlar oluşturuyorsun? Doğru yerde misin , doğru işi mi yapıyorsun, doğru insanla mı birliktesin? Seni ne besler? Bu hayata gelirken deneyimlemeyi seçtiğin yaşam alanın üzerinde misin yoksa hala GAD kafasında mısın?

Ve yazının sonlarına gelmekteyken bilinçaltımdaki DJ uzun zamandır duymadığım aşağıdaki şarkıyı çalmaya başladı. Bir hanım kız GAD’ına sesleniyor: ))) ( İngilizce bilmeyenler için özellikle Türkçe alt yazılı video linkini ekledim. )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

Yorum bırakın