SABRİ’NİN HİKAYESİ ( 2. Bölüm )

Standard

Birinci bölümde bahsettiğim şekilde bir rehberlik aldıktan sonra çalışmamıza başladığımızda, Rana Hn’ın baba sisteminden birşey taşıdığını farkettik . Burada enteresan bir şekilde konu Sabri isimleri üzerinden ilerledi. Rana Hn’ın kendinden önce doğup 3 yaşındayken ölen abisi Sabri’ydi ve aynı isim kendisine verilmişti. Baba sisteminden üst kuşaktan bir dedenin adı da Sabri’ydi.

Sabri Dede’nin babası savaş döneminde Arnavutluk’taki ilk eşi vefat ettikten sonra ilk göç ettiği Yunanistan’da evlenip çocuk sahibi olmuş, daha sonra onları terk ederek Bulgaristan’a göç etmişti. Bulgaristan’da tekrar evlenip çocuk sahibi olmuş, sonra onları da terk ederek Türkiye’ye göç etmişti. Sabri Dede böyle bir babanın Türkiye’de doğan ilk çocuğuydu. Sabri Dede’nin sisteminden gelen ağır etkileri içeren detaylı bir çalışma yaptık.

Çalışmadan bir gün sonra: ” Merhaba Eylül hanım , Dünkü çalışmada dedemin şeker hastalığı ve benim gece kalkıp yemem üzerine çözülmeler olmuştu. Dün gece ilk defa gece kalkıp tatlı yemedim .  “

Kendisine verdiğim cevapta, normalde bu kadar hızlı bir gelişme beklemediğimi ama güzel bir gelişme olduğunu, bunun sadece o güne has bir durum olup olmadığını anlamak için bir süre daha gözlemleyip bilgi vermesini rica ettim.

2 HAFTA SONRA: ” Yıllardır her gece uyanıp tatlı, çikolata yerdim. Bağlar Çalışması’ndan sonraki geceden bu yana hiç kalkıp tatlı yemedim.

8 AY SONRA: ( Vakanın yazım aşamasında sorduğumda )

” …. Hala geceleri kalkıp tatlı yemiyorum. Takıntılı düşüncelerim çok azaldı.

NOTLAR:

1-Bu çalışmada gördüğünüz gibi, biz aslında Rana Hn’ın yıllardır kalkıp geceleri tatlı, çikolatalı ürünler yediğini bilmiyorduk. Hayatının ilk 5 yılında adının Sabri Can olduğunu ve annesinin kendisine hala bu isimle hitap ettiğini de bilmiyorduk. Dolayısıyla bu konu başlığını seçerek bir araya gelmemiştik ancak sistem öylesine eş-zamanlılıklar yarattı ki, aslında bize ” siz bu konu için bir araya gelmediniz ama Sabri’ye dikkat edin ” dedi. Aldığımız sonuca göre yorum yaparsak; Rana hn şeker hastası değildi fakat her gece tatlıya saldırması ile Sabri Dede’nin şeker hastalığının sebepleri arasında bir bağlantı vardı .

SABRİ

2-Bağlar Çalışması’ndan sonra farkettim ki bizim bahçedeki kedi Sabri ile Rana Hn fiziksel olarak da benziyorlardı. İkisi de sarışın, aynı tonlarda yeşil gözlere sahipti. Kedi Sabri, diğer sokak kedilerine göre daha narin , güzel bir hayvandı ve havalar ilk soğuk yaptığında hastalanıp aksırıp tıksırmaya ve nefes almakta zorlanmaya başlayınca ona bir klube yapıp içine polar mont serdim. Neyse ki özel bakımla kendini toparladı. Bu vakayı yazarken notlarda görüp hatırladım ki Rana Hn da astım nedeniyle nefes alma problemi yaşayıp sprey kullanıyordu.

3- Rana Hn ile bir seans daha çalıştık. Orada konu başlığı farklı olup Sabri ile ilgisi olmadığı için muhtemelen burada yer almayacak. Bu vakanın yazılma nedeni; bazen seçtiğimiz konular dışında konular çıkabileceği ve eş-zamanlılık konusuna farklı bir örnek teşkil etmesiydi.

Vakayı yazmama izin verdiği ve taslak metinleri hızlı onayladığı için Rana Hn’a tekrar teşekkür ederim.🙏

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

SABRİ’NİN HİKAYESİ ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Rana diyeceğim danışanım 40 yaşlarında, evlenmiş-boşanmış, 1 çocuğu olan ve çalışan bir kadındı. Kendisi ile temmuz 2021’de yaptığımız online ön-görüşme öncesinde doldurduğu formda çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Değersizlik duygusu; sevmeyi bilmiyorum ve bu insan ilişkilerimi etkiliyor ” yazmıştı.

Değersizlik duygusu: Son yıllarda daha çok farkında olsa da aslında çocukluktan beri yaşadığı bir duygu olduğunu, ailede herhangi bir karar alınırken kendisine fikrinin hiç sorulmadığını belirtti. İkili ilişkilerde her ilgi gösterene karşılık verme ve daha sonra olmadığında sürekli o kişiyi düşünerek saplantı haline getirme ve bu durumdan zorlukla kurtulabildiğini ekledi.

Sevmeyi bilmeme konusu: İlişkilerde herhangi bir şeyi sorun olarak görmediğini ama insanların kusurlu yanlarını görerek onları sürekli düzeltmeye çalıştığını söyledi.

Online ön-görüşmelerde tüm hayatını ilgilendiren çok fazla soru sorduğum için bütün detaylara burada yer vermiyorum. Bazı önemli detaylar:

-küçükken ortaokul dönemine kadar çok sık fiziksel şiddet yaşadığını, şu anda ise annesinin sözleriyle dövdüğünü, küçüklükten beri tartışmalı bir iletişimlerinin olduğu

-köken ailede kendisinden önce doğup çocukken ölen bir abisi olduğu

-eşinden boşanma aşaması dahil fiziksel şiddet yaşadığı

-anne ve baba tarafında farklı ülkelerden göç hikayeleri olduğu

-çocukluğundan bu yana takıntı bozukluğu olduğunu ( titizlik , temizlik ve bazı şeyleri defalarca kontrol etme ) ama psikiyatristin OKB boyutunda olmadığını belirttiği

– geçmişinde anksiyete bozukluğu nedeniyle ilaç tedavisi uygulandığı

Kendime aldığım özel notlarda:

  1. İlk seansta eklenti çalış ( ön-görüşmede öğrendiğim bazı detaylar nedeniyle )
  2. Bağlar Çalışması’na uyan çok konu başlığı var. Yazın yüz yüze yapmaya başlayacağımız ilk çalışmaya katılabilir
  3. Küçükken ailede, evlendiğinde ise eşlerden fiziksel şiddet olduğu için ilerde beden terapi ağırlıklı bakmak gerekebilir yazmışım.

BAĞLAR ÇALIŞMASI: 2021 Ağustos başında yaptığımız yüz yüze Bağlar Çalışması’nda sıra Rana Hn’a geldiğinde ben kendisiyle konuşmaya başlamadan önce bir anda bahçeye 1 ay önce gelen minik kediyi hatırladım ” Aa, bugün gelmemiş. Bir önceki Bağlar’dan bir-iki gün önce yaklaşık 2 aylık minicik bir kedi gelmişti. Annesi tarafından terkedilmiş veya annesini kaybetmişti…hem çok küçüktü hem de o kadar sesli ağlıyordu ki bahçede aradık ama saklandığı için bulamadık. Adını da Sabri koymuştum…aslında bir hikayesi var Sabri’nin. ” dediğim anda Rana Hn şaşkın şaşkın bana bakarak ” Sabri benim adım dedi.

-Nasıl yani ? ( benim yüzüm ondan daha şaşkın oldu çünkü benim üniversiteden tanıdığım bir arkadaşımın çocukluk arkadaşıydı ve adı Rana olarak geçiyordu .)

-Adım Sabri benim

Sessizlik …. ( mavi ekran 😀 )

– Senin adın Rana değil miydi ?

– Bana önce Sabri Can ismi koyulmuş. Ben ilkokula başlayacağım zaman değiştirmişler. Benden önce doğup ölen abimin canı bende yaşasın diye annem bana hala Sabri Can der.

Asistanlar bu eş-zamanlılık karşısında şok vaziyette izliyorlardı. Normalde Bağlar Çalışmalarında konuşma yasağı vardır. Sadece çalışma öncesinde konu başlığıyla ilgili konuşuruz ve ben de üst üste yapacağımız çalışmaları yetiştirmek için arada hiç geyik muhabbetine girmeden direkt konuya girerim.

Ancak sıra Rana’ya geldiğinde aniden kalkıp balkondan bahçeye bakıp üstüne Sabri’nin hikayesini anlatmam ilginçti. Aslında bu bir çeşit rehberlikti. Eğer kediden bahsetmesem, Rana’nın hayatını bu kadar etkilemiş olan bu durumdan haberdar olmayacaktım.

NOT: Sabri’nin küçüklük hallerinden bir foto sağda. Şimdi kocaman delikanlı oldu. Vaka fotosu ise gizlilik kuralları gereği her zaman temsili resimlerden seçiliyor ve vakanın ilk taslak metni yazılıp danışan onayından geçtikten sonra ekleniyor.

( Devam edecek….. )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BENİM HİKAYEM-2 ( Misofonya-3.Bölüm )

Standard

NE, NEDEN TETİKLENMİŞTİ? DOĞUMUM SIRASINDA BİRŞEY Mİ OLMUŞTU?

Bu tarz bedeni içeren çalışmalarda, neyin ne zaman tetiklendiği veya neden olduğu üzerine konuşulup analiz edilmez ve yorumlar yapılmaz. Ancak size fikir vermesi açısından bazı bilgiler ekleyeceğim.

Anne karnı döneminden sonra dünyaya doğumumuz ( şartlarına bağlı olarak az veya çok ) zaten bir travmadır. Kendimizi güvende hissedip çoğunlukla uyuyarak geçirdiğimiz bir dönemden ilk ayrılıştır. Bu bizim yaşamla bağlanma şeklimizi etkileyen en önemli konulardan biridir. Benim artık uyuyamadığım ve kendimi güvende hissetmediğim bir dönemde, doğum travmamın tetiklenmesi bu açıdan anlamlı.

Bu seansta doğum travmamın tetiklenmesine en başta şaşırmıştım çünkü regresyon eğitimi sırasında bizler ana karnı ve 0-6 yaş dönemlerimize doğum travmasını içerecek şekilde bakmıştık. Hatta aradan birkaç yıl geçtikten sonra bana üst üste çok sayıda kayıp ikiz sendromu vakası geldiği zaman o konuyu yabancı kaynaklar dahil o kadar araştırdığımda, bazı semptomları küçükken benim de yaşadığımı farkedince, acaba bende de bilinmeyen bir kayıp ikiz sendromu hikayesi var mı diye bir meslektaşımla sadece o döneme yönelik tekrar baktığımızda gerçekten böyle bir hikaye bulmuştuk.

Benden önce doğan ve bebekken ölen ablamı biliyordum ancak kayıp ikizim olduğu hiç kimse tarafından bilinmiyordu. O yüzden hem yıllar önce gittiğim ilk aile diziminde 1 tane fazla çocuk sayısı çıktığını ( kafadan sallıyor herhalde diye geçiştirmiştim ), sonra aile dizimi eğitimlerine başladığımda bir modülde Svagito’nun yaptığı kısa seansta yine 1 tane fazla çocuk görünmesi gibi detayları hatırlayınca kafamda parçalar birleşmişti.

Bütün bunları üst üste koyduğumuzda:

-ölen bebekten sonra benim çok istenerek yapılan bir bebek olmam

-annemin hamileliği sırasında kötü birşey yaşamaması

-normal doğumla doğup anneyle direkt ten tene temas kurmuş olmam

-çevre tarafından sevilen, el üstünde tutulan bir bebeklik geçirmiş olmam HİÇBİR ŞEYİN ETKİSİNİ NÖTRALİZE ETMİYOR.

Çünkü:

-Ana karnındaki süreyi, yaklaşık 1 yıl önce doktora görürdüğü bebeği eve dönerken kucağında ölen travmatik bir annenin karnında geçirdim yani ben anne rahmine düştüğümde olayın üstünden henüz 7,5-8 ay geçtiği için benim proje amacım annemin yas dönemine denk geliyor . Bu annenin henüz tamamlanmamış yas süreci, donukluğu ister istemez ana karnında başlayan bağlanma şeklimizi etkilemiş olabilir.

-Üstüne bir de ana karnında gerçekleşen kayıp ikiz sendromu etkisini eklersek sadece bu ikisi bile bir çocuğun dünyaya geliş anını ve anneyle o ilk temasını etkileyebilir. ( Bu yorumu bugüne kadar yaptığım çok sayıda ana karnı ve doğumu içeren regresyon çalışmalarında edindiğim izlenimlere göre yaptım. )

Kısacası; çok istenerek yapılmış ve güzel bir çocukluk geçirmiş olmama rağmen o ilk an tetiklendiği için o ana tekrar baktık. Travma çalışırken bunun bir soğan kabuğu gibi katman katman yapılardan oluştuğunu ve bazen hiç ummadığınız basit bir konunun bardağınızı taşıran son damla olabileceğini hesaba katmak gerekir.

Regresyon çalışmalarında da böyledir. Bir geçmiş hayat anısına çalışılmış olması, 3 yıl sonra başka bir konu için gittiğinizde aynı geçmiş hayatın başka bir yönü ile karşılaşmayacağınız anlamına gelmez. Bu sefer farklı bir yönden farklı bir etkiye bakmanız gerekebilir.

ŞU AN MİSOFONYAM NE DURUMDA? HALA SES DUYARLILIĞIM VAR MI?

2. Bölümde bahsettiğim gibi, bu seanstan bir süre sonra farklı bir yere taşındım. Orada ses duyarlılığım sıfırlandı mı? Hayır tabii ki. Ses izolasyonu çok iyi değildi ama asla bu tarzda uykumu, hayatımı etkileyecek tarzda şeyler yaşamadım.

Şu anda son 2 yıldır yaşadığım yerde ise yan taraftaki köşkten gelen köpek, kedi, kaz, ördek, hatta bir ara pandemideki kapanma döneminde duyduğum horoz sesleri beni hiç rahatsız etmediği gibi, köyde yaşıyor hissi verdiği için yüzümü gülümseten detaylar oldu. Bahçede geceleri gördüğüm kirpiler, kuş sesleri, kelebekler ve arılar görmek de mutlu ediyor. Ama sanmayın ki kırsaldayım… ana caddeye 1 paralel sokakta oturuyorum ve bazen gerçekten gürültülü olabiliyor.

Mesela geçtiğimiz aylarda sokağımızdaki, caddelerdeki tüm yağmur boruları değişti… yol delme makineleri günlerce çalıştı. O dönemde uykusuz olduğum birkaç sabah sese aldırmadan kestirebildiğime şahit oldum. Önceden bu asla mümkün değildi.

Yine altını çizmek isterim ki, her türlü sese karşı duyarsız biri olmadım. Beni sakız çiğneyip patlatan ve höpürdeterek çay-çorba içen 10 kişi ile aynı odaya kapatsanız, ” Aa, çok güzel patlatıyorsunuz, hüpletiyorsunuz.. lütfen devam edin ” demem. Burada önemli nokta şu: sizde bir şeyler değişince DIŞ DÜNYA DA DEĞİŞİYOR. Bu vakayı bu kadar uzun yazmamın sebebi de budur. İçerde bir şeyler değişince, sizin dış dünyada karşılaştığınız durumlar ya değişiyor ya da artık sizi daha az etkiler duruma geliyor.

KARMA ASTROLOJİSİ İLE İLGİLENENLER İÇİN EK NOTLAR:

1-Karma astrolojisinde GAD ( güney ay düğümü ), son 7-9 yaşamı ifade eder. Ben 2013’ten beri aldığım regresyon seanslarında bunlardan çok daha geçmişte olabileceklerle de karşılaştım. Genelde bir sorun üzerine baktığım bu geçmiş yaşamların çoğunda erkeğim. GAD ‘ım da eril; savaşçı, asker, liderlerde bulunup dik başlılığıyla ve cesaretiyle tanınan bir burç. Bu hayatımdaki tüm kişisel gezegenlerim dişil, edilgen burçlarda iken GAD’ın 1.evde yer alması kişiliğimi arka planda çalışan bir program gibi etkiliyordu.

2-Normal şartlarda GAD ile alakalı konular 33 yaşına kadar bizi daha çok etkisi altında tutar. 33 Yaşından sonra ise KAD ( kuzey ay düğümü ) kendisini daha çok belli etmeye başlar. Regresyon çalışmalarından sonra beklediğimiz şey de GAD bağlantılı hayatların dönüştürülmesinden sonra artık etkisini yitirmesi ve kişinin hayat planında olması gereken yöne ( KAD’a ) doğru gitmesini kolaylaştırmasıdır.

Ancak bende şöyle bir durum gerçekleşti ki ancak karma astrolojisi eğitiminden sonra sebebini daha iyi anlayabildim: Natal haritamda güneş, merkür ve venüs kavuşumu olan bir insanken ikincil ilerletilmiş haritamda ( secondary progress ) güneşim ve merkürüm GAD’ımın olduğu burca geçiyor ve bu 3’lü orada resmen halay çekiyorlar. MC’de yani meslek, kariyer, iş hayatımızı yöneten 10. evdeki Anteres isimli sabit yıldıza falan hiç girmiyorum ama onu da hesaba katarsak; .Bu benim, meslek hayatımın ilk yıllarında bu GAD’ın etkisi ile yine çok idealist bir asker gibi olmamı açıklıyor. 2016’da kiraladığım ve benim misofonyamın ortaya çıkmasına vesile olan o mekanı kiralarken orayı bir karargah olarak kullanma kafasındaydım. Yapacak çok iş, anlatacak çok konu ve belki de dünyada düzeltilecek çok mesele vardı. (😀). Herşey, sadece kendimizi geliştirmek için aldığımız ve eğitim boyunca kendimiz üzerinde çalıştığımız regresyon ileri teknikler eğitimlerinden sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Karma astrolojisi ise açıklama kısmında son noktayı koydu.

3- Bazen başımıza gelen şeyleri o anda kötü bir şey olarak algılarız veya bunu bir çeşit kendini sabote etme ( self-sabotage ) olarak görme eğiliminde olabiliriz. Ancak büyük resme baktığımız zaman, belki zaman , belki şartlar , belki de gittiğimiz yön o anda doğru değildir. Ruh ( spiritüel astrolojide RA: Tanrısal Öz ), bu enkarnasyonda KAD’a gidebilmek için o sırada başka bir yola gitmesi-başka deneyim alanı kazanması gerektiğini bilir ve bazen hayat sizi bu farklı deneyim alanlarına yönlendirmek için o anda ısrar ettiğiniz yolunuza engeller döşeyebilir. Bu da muhtemelen en hassas olduğunuz konu veya kişiler tarafından olacaktır.

Misofonya bir sonuçtur. Ama asıl önemli olan soru şudur: Neyden rahatsız oldun veya oluyorsun ki sinir sisteminin böyle tepki verebileceği şartlar oluşturuyorsun? Doğru yerde misin , doğru işi mi yapıyorsun, doğru insanla mı birliktesin? Seni ne besler? Bu hayata gelirken deneyimlemeyi seçtiğin yaşam alanın üzerinde misin yoksa hala GAD kafasında mısın?

Ve yazının sonlarına gelmekteyken bilinçaltımdaki DJ uzun zamandır duymadığım aşağıdaki şarkıyı çalmaya başladı. Bir hanım kız GAD’ına sesleniyor: ))) ( İngilizce bilmeyenler için özellikle Türkçe alt yazılı video linkini ekledim. )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BENİM HİKAYEM-2 ( Misofonya-2.Bölüm )

Standard

Süreç devam ederken, o dönemde regresyonla ilgili ileri teknikleri içeren bir eğitime katıldım. Bu tarz eğitimlerde genelde bir teknik olur ve bizler eğitim sonunda bu tekniği içerecek şekilde kendi üzerimizde çalışırız. Aradan uzun zaman geçtiği için seçtiğim konudan emin değilim ancak orada birbiriyle bağlantılı olarak keşfettiğimiz geçmiş yaşam anılarından birinden çok etkilendiğimi net hatırlıyorum.

Komutan olduğum bir geçmiş yaşamda, savaşla ilgili hatalı bir kararımdan dolayı çok sayıda askerim ölüyor. Kan gölüne dönmüş o meydanı gezerken hepsinin ölümünden kendimi sorumlu tutuyorum ve yoğun suçluluk duygusuyla başedemeyip ölmek istiyorum. Ordan sonra kendimce kurduğum bağlantılar arasında şu var: bir daha kitleleri içeren veya etkileyebileyecek her türlü durumdan/karardan imtina etmeye çalışıyor olabilirim.

NE ALAKA DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM.. ☺

Şöyle ki; ben bu daireyi kiraladığımda orası bir nevi benim karargahım gibi olacaktı. Orayla ilgili çok fazla planım vardı. Salonda videolar çekip bir program hazırlayacaktım. Kışın ise o arka tarafa bakan sessiz odaların birinde kamp kurup ilk kitabımı yazacaktım. Bütün bu sesler nedeniyle bırakın planlarımı gerçekleştirmeyi, uyumak için bile orada kalamaz oldum. Ve bu ses konusu benim en hassas noktam olduğu için, tam daha geniş kitlelere ulaşacak bir işe girişeceğim zaman kendimi bir şekilde sabote ettiğimi düşünüyorum. ( İlerleyen dönemde karşılaştığım başka bir geçmiş yaşam anısı ( yine bir komutan alt kimlik ) son 1 senedir karma astrolojisi ile desteklenen bilgiler sayesinde bunu daha iyi anladım ama uzatmamak adına bu detaylara girmiyorum. )

O eğitimden sonraki dönemde yeni bir daire bakmaya başladım. Anadolu Yakasında nereye baksam hemen yanıbaşında devam etmekte olan veya yeni başlayan bir inşaat vardı. Sonunda bir tane güzel yer bulup kaparo verdim ama bu sefer de emlakçı-ev sahibi kanadında başka sorun çıktı ve kaparom iade edildi. Bunun üzerine motivasyonum tamamen sıfırlandı ve artık daire bakmayı da bırakıp kendimi tamamen akışa teslim ettim.

Tam o sırada yıllardır devam ettiğim aile dizimi eğitimi modüllerinden biri denk geldi. Ve ben orada ilk defa parmak kaldırıp çalışma yapmak istedim. Hocamın yanına oturup konu olarak ses duyarlılığımdan bahsettiğimde üstüne çok fazla konuşmamız gerekmedi çünkü bedenim zaten herşeyi anlatmaya başlamıştı. Bu sebeple bana aile dizimi uygulamayıp bedenimle çalıştı yani aslında travma çalıştık.

Görünüşe göre bu sorunlar taa doğum travmama kadar tetiklemişti. Bir çok arkadaşımızın fiziki desteğini alarak, doğum travmam çalışıldı. Bedenen çok zorlandığımı ve çok fazla öfkenin açığa çıktığını hatırlıyorum. Hatta çalışma sonunda bana ” Hala birazcık var…sonra buna kendin tekrar bakabilirsin ” dediğini not almışım. Değerlendirme bölümünde ise bana ” Kendine huzurlu/sakin bir yer bulabilirsin. Dünyada böyle yerler de var ” dediğinde kaşlarımı kaldırarak ; ” İstanbul’da mı? ” diye cevap vermiştim gülümseyerek. Açıkçası pek inandırıcı gelmemişti yakın çevrede öyle bir yer bulabilmek.

VE SONRA YENİ BİR YERE TAŞINDIM

Eğitimden döndükten yaklaşık 2 ay sonra yine bir gün Beşiktaş’a kardeşimin yanına geçiyordum ki yolda emlakçım aradı: “Eylül hn size kışın gösterdiğim bahçe katı bir ev vardı, biraz pahalıydı. Oranın sahibi yurtdışından kısa bir süreliğine buraya geldi. Eğer siz tutarsanız, fiyatı da indirecekler ” dedi. İndirdikleri fiyat bile benim o anki oturduğum dairenin fiyatından daha yüksekti. Ben de artık bu konuda o kadar bıkkındım ki tüm arayışımı durdurduğum bir dönemde gelen teklif karşısında içimden şöyle düşündüm: ” Ya bugüne kadar hep birileri bana teklif sundu, kabul edip kaparo ödediğimde bile bu iş olmadı. Bir kere de ben karşı teklif yapayım bakalım ” dedim ve nasıl olsa kabul edilmez sanarak akşam emlakçımı arayıp ” Şu anki oturduğum daire ile aynı fiyata indirsinler, hemen yarın taşınayım ” dedim. Ve teklifimin kabul edildiğini ertesi gün şaşırarak öğrendim.

Eee, söz ağızdan bir kere çıkar… mecburen hemen taşınma işlemlerine başladım. Burası :

-sahilde 5+1, neredeyse 2 daire büyüklüğünde ve girişteki salonla mutfağın olduğu bölümden diğer bölüme geçmek için bile araya çelik kapı konulmuş

– belli ki benden önce oturan kişi feng shui biliyormuş ( bazı aksesuarlar sebebiyle anladım )bir önceki kiracı tarafından bir sürü mutfak eşyası ile dolabın içinde dev bir şişe şampanya bırakılmış

-şömineli kocaman bir salonu olan

-önünde ve arkasında bahçesi olan, balkonundan arka bahçeye inilebilen, otopark sorunu olmayan

-apartman görevlisinin günde 2 kere servise çıkıp marketten ihtiyaçlarımızı aldığı ve çok iyi, babacan bir insan olduğu için her türlü tamirat-tadilat işlerimizde yardımcı olduğu

-ve sadece 2 sokak mesafede olan bir yerdi.

Normalde hem ses olur diye hem de güvenlik gerekçesiyle hiçbir zaman bahçe katında yaşamayı düşünmemiştim ancak burası her tarafı demirli, bahçe duvarlarının üstüne dikenli teller çekilmiş, son derece güvenli bir yerdi. Kedim Kalben’le ( #kalbenkisakuyruk ) işte burada karşılaştık.

Sonuç itibariyle, hocamın sözleri aklıma geldi. İstanbul’da da olsa böyle yerler vardır, bulabilirsin demişti ama ben inanmamıştım. Aramam bile gerekmedi, emlakçım sayesinde ev beni buldu. Bina yaşça benden büyüktü, dolayısıyla iyi bir ses izolasyonu yoktu tabiki ama sabah 6’lara kadar bass sesleriyle titreyen bir binadan sonra herşey mükemmele yakın sayılırdı. Hatta burası eskiden yazlık olarak yapıldığı için kendimi ilk etapta yazlığa taşınmış gibi hissetmiştim. Bahçede en sevdiğim ağaçlar vardı: palmiyeler, limon, yenidünya, çam vb. Bir ara soldaki apartmanın bahçesinden horoz sesleri de duyar gibi olduğumda artık gülmeye başlayıp hocamın kulağını çok çınlattım. 😀

Bir sonraki bölümde:

-ne niye tetiklendi ? neden doğum travması, doğumum esnasında bir şey mi olmuştu ?

-şu anda misofonyam ne durumda, hala ses duyarlılığım var mı?

-peki şimdi nasıl bir yerde yaşıyorum?

gibi soruların cevaplarını bulabileceğiniz şekilde notlar içerecek.

Ayrıca benim kendi kendime bulduğum başka sebepler ile de destekleyeceğim bu tablonun dışında, astroloji bilenler için birazcık farklı bir dil kullanarak ek açıklamalar yapacağım. Bunların hepsine bir bütün olarak baktığınızda neden aynı sorunlara her zaman aynı tekniği kullanmadığımı da anlamış olacaksınız.

( DEVAM EDECEK … )

Eylül Erdoğan

İLİŞKİLER HAKKINDA BİR VAKA (1. Bölüm: Ebeveynlerin Etkisi )

Standard

Kendisiyle ilk defa 2016 yılında üniversite öğrencisi iken çalıştığım ve konularını geçmişte vaka yazısı olarak yazdığım Beste Hn ile ilgili geçmiş hikayeleri aşağıdaki yazılarda bulabilirsiniz:

/https://regresyongunlugu.com/tag/akademik-stres/ ( 3 bölüm halinde )

Beste Hn ile 4. seansımızı 2018 yılında ekim başında yapmıştık.

Bu çalışmaya geldiğinde aldığım geri-bildirimler:

1-Eylül ayındaki Bağlar Çalışması’na katılmıştım. Aslında babamla ilişkime bakmak istemiştim ama konu anneme bağlanmıştı. Annemin kendi annesiyle olan bağlanma şeklinin benim annemle bağlanmamı etkilediği ortaya çıkmıştı. İlişkimizde henüz çok büyük değişim farketmedim ama o çalışmadan sonra anneme karşı anlayış geliştirdim, empati duyabiliyorum.

2-Mayıs 2018’deki son regresyon çalışmasından sonra daha çok su içmeye başladım.* Eskiden hiç aklıma gelmezdi.

3-Bir whatsapp grubum vardı. 5 kişilik üniversite arkadaşlarıydık. Bir gün buluşma planı yapıp gruba attım. Kimseden cevap alamayınca da gruptan çıktım. Eskiden olsa hatayı kendimde arar ve üzülürdüm. Şu anda kötü hissetmiyorum.

4-İşe gireli 2 ay oldu. İşten memnunum. ..X.. Firmasının genel müdürlüğünde pazarlama ve satış departmanındayım.

Seçtiği Konu: Fiziksel veya duygusal olarak etkilendiğim bir erkek olduğunda, onu görünce geriliyorum. Göz göze gelmemeye çalışıyorum uzak duruyorum. Şu anda hoşlandığım biri var işyerinde. Ama sevgilisi varmış. O yüzden uzak duruyorum. Kontrolü kaybetme korkum var. Kontrolü kaybedersem, kendimi küçük düşürürüm. Bir önceki kişide de böyle oldu. Onun sevgilisi olduğunu bilmiyordum ama öğrendiğimde de içimden keşke beni tercih etse diye geçirmiştim.

Bu çalışmada regresyon değil Bağlar Çalışması’nı bireysel olarak uygulamayı tercih ettim. 2016’dan beri tanıdığım ve aileden başka birileriyle de çalıştığım için hikayelerdeki etkiler paralellik gösterince ebeveynlerine ait olduğunu bildiğim bir hikayenin etkisine bakmak istedim. Buradaki hikaye Beste Hn’ın babasının ilk nişanlısı ile birlikteyken ayrılıp aynı işyerindeki annesi ile evlenmesi ile ilgiliydi.

Bu sebeple babasının ilk nişanlısını sisteme dahil ettiğimiz bir çalışma yaptık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Hem annenin hem de babanın aynı meslek grubundan olmaları ve bu mesleğin toplumda dışlanmışlık duygusuna yol açabilecek bir meslek olması dolayısı ile Beste Hn’ın hayatına etkileri olabilir. İlerde bu konuya bakılabilir.

-Anne ve babanın babaları yani dedeler de aynı meslektenmiş. Bu durum toplumsal dışlanma ve mesafeli ilişkiler getirebilir. Bu konu daha da önem kazandı. Mutlaka bakılmalı.

NOT:

1-*: Bugüne kadar yaptığım çalışmalar sonrası edindiğim geri-bildirimler doğrultusunda oluşan istatiktiksel bir bilgi: Anneyle bağlanma sorunu olan ( özellikle ciddi kopukluk olan ) danışanların hayatları boyunca neredeyse yok denecek kadar az su içtiklerine şahit oldum. Anneyle bağlanmayı şifalandırmak üzerine yaptığımız çalışmalardan bir süre sonra kendiliğinden oluşan bir bedensel tepki olarak daha fazla su içmeye başlamaları, benim için sembolik olarak anlamlıdır. Anne=yaşam, yaşam ise su demektir.

2-Bundan 15-20 yıl önce birisi bana, ebeveynlerimizin geçmiş ilişkilerinin ( nişanlılarının veya evliliklerinin ) de hayatımızı etkileyebileceğini söyleseydi muhtemelen inanmaz belki hurafe olarak görüp dalga bile geçebilirdim. Ancak sistemik bakış açısına göre eski ilişkiler de sisteme dahildir ve bu durum az veya çok, çocuklardan bir tanesini etkileyebilir. İspanya’da geçen, izlediğim bir vakada uçuk bir örnek olarak çocuklardan birinde bir tür deri hastalığına sebep olduğunu bile izlemiştim.

( Devam edecek…..)

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

Okumaya devam et

KÜÇÜK DANIŞAN VAKASI: UYKUSUZLUK ( SADECE ANNEYLE UYUMA VE SÜREKLİ UYANMA )

Standard

İsmine Fırat diyeceğim küçük danışanla hiç karşılaşmadık ancak kendisinin 6 yaşında olduğunu ve doğduğundan beri uyku sorunu yaşadığını annesinin aşağıdaki emaili ile öğrendim:

” ……… ………………… ………………………… …………..

Ama oğlumuz ile ilgili neredeyse dogdugundan beri aşamadığımız bir uyku problemi var. Pedegog ve çocuk psikiyatristleri ile hep çalıştık yıllardır. Sonuç anneye yanlış bağlanma, kaygı, anksiyete, sık taşınma sendromları, anal döneme dönme ve o dönemden iletişim kurma çabaları gibi daha bir sürüTeşhis sayabileceğim şekilde. Oyun terapi ile yol katedebiliyoruz fakat çok ağır. Psikiyatrist direkt prozac veriyor oğlum 6 bucuk yaşında kullanmak istemiyorum. Ama artık çok çok yıprandık. 8 yıllık evliyiz eşim 2 yıl uzak bir yerde görevliydi. Geri kalan 6 yıldır da asla aynı yataktaYatmadık. Oğlum benimle uyumazsa asla uyumuyor. Kendi odasında onunla yerde yattığım zaman bile.sorun ne kadar yorgun ve Uykusuz olursa olsun 6 yıldır deliksiz uyumaması. Organik bir problemi yok. Ama gece de 6 yaşında bir çocuk 5 6 kere. Muhakkak uyanıyor. Eğer odasında ise ve onu yatak odasına almamak konusunda ısrar edersem asla uyumuyor. Yanlışlıkla dalsa bile 10 dak. İçinde sürekli uyanıyor. Pandemi sebebiİle online seans yaptıgınızı farkettim. 6 yaşında bir çocuk ile online çaşılabilir mi? Ya da anne çocuk beraber mi çalışılır? ……………………… Pedegog emdr seansına henüz gerek görmediğini söylemişti ama oğluma hamileyken uykumdan çok aşırı korkarak uyanmış ve her gece istisnasız o doğana kadar çok huzursuz uyumuştum uyumak istememiştim. Uyumaktan korkmuştum resmen. Bununla alakalı olabileceğini düşünüyorum. Bakış açınızı son derece merak ediyorum bu olaya.Şimdiden teşekkür ederim iyi çalışmalar diliyorum. “

Kendisine verdiğim cevapta çok gerekmedikçe çocukları seansa almadığımı, böyle bir tabloda ilk etapta anneyi görmek isteyeceğimi ve ebeveyn üzerinden ilerlemeyi tercih edeceğimi belirttim.

Bunun üzerine anne ile online ön-görüşme yapmak için temmuz başında randevulaştık. Bu online ön-görüşme sırasında Fırat’ın annesine çok fazla soru sordum ve hamilelik süreci, çocuk doğmadan önce ve sonraki süreçte anne-babanın ilişki modeli dahil araştırdım.

Ön-görüşmemizin sonunda ancak fikir edinebildiğim için kendisine evde uygulaması için ödevler verdim. Hergün uygulamasını ve hergün ne yaptığını çok kısa ve öz bir şekilde bana yazarak gelişmelerden haberdar etmesini rica ettim.

Ayrıca kendisi için bir terapi defteri tutarak çocuğu ile ilgili yaptıklarını ve çocukta farkettiği gelişmeleri günü gününe tarihiyle not almasını rica ettim.

 

3.GÜN:

Eylül hanım iyi akşamlar.
… …….. Fırat’ın uyku durumunda herhangi bir değişiklik olmadı henüz. Minimum 4-5 maksimum 8 kere uyandı geceleri.
Fakat taşındığımız için çocuklara yeni oda yaptık ufaklığın beşiğini de biraz  erken ayırdık. En azından kendi odasında uyuyor anne yanında uyumak yerine. Henüz deliksiz uyumadı. Ruh hali çok iyi arkadaş edindi burada çok mutlu.
Yeniden haberleşmek üzere.. İyi çalışmalar.

Kendisine verdiğim cevapta oğlunun artık kendi odasında uyuyor olmasının önemli bir gelişme olduğunu, artık uyku konusuna ağırlık verebileceğimizi, 6-7 yıldır süren bir sorunun 2 günde düzelmesini beklemediğimi belirterek bu süreçte oğluna karşı sabırlı,anlayışlı olmasını tavsiye ettim.

 

4.GÜN:

İyi geceler Eylül Hanım. Fırat’a 4.günü uyguladığım gece Fırat 1 kere uyandı. Kaçta uyandığını bilmyiroum çünkü yanıma gelmedi ve daha fazla bir ışık yakıp geri  yattı i. Sonra sabah 5 te yatak odasına geldi ve yatak odasında yatmak için ağladı tepindi yerlere yattı. Ama amacı benim yanımda yatmak değildi odasının sıcak yatak odasının serin oldugunu söyledi. Zor ikna oldu ama  camı açarak odasına döndürmeyi başardık. 9 a kadar uyanmadan uyudu.. Sevgiler.. “

5.GÜN:

Günaydın eylül hanım, Dün gece Fırat’a 5.günü uyguladım.10 da uyudu. Ve 12 den sonra çok kötü bir gece geçirdik. 12 de bir kalktı sabha 5 e kadar neredeyse uyumadı. Korktuğunu söyledi.. Önceden uyansa bile onu yatagına geri götürdüğümüzde öpüşürdük ve kendisi uyurdu sma dün gece yanımda bekleyin diye hep ısrar etti. 2 kere babası 1 kere ben bekledik ama uyuduğunu düşünüp yatak odasına geçtiğimiz zaman hemen geri geldi. 5 ten sonra uyuyabildi ve 8 de kalktı. Mutlu uyandı. İyi çalışmalar. “

 

6.GÜN:

Eylül hanım merhabalar, dün gece Fırat’a 6 günü uyguladım arada uyandı sorular sordu geçiştirdim ve bekledim tekrar dalınca devam ettim. Ve gece sadece 1 kere uyandı. Umarım devamı gelir yavaş yavaş düzelme yaşıyoruzdur. Teşekkür ederimİyi çalışmalar...  “

 

7.GÜN:

Günaydın eylül hanım. Fırat bu gece 1 kere uyandı. Çok güzel uyuyor. Sevgiler..”

8.GÜN:

Iyi çalışmalar  eylül hanım, Fırat gene 1 kere uyandı 2 bucukta. Tekrar uyuyana kadar yanında beklememi istedi. Ve uyuyunca bir daha sabah 8 e kadar uyanmadı. Uykuları son 3  4 gündür çok güzel düzenli gidiyor. Alakası varmıdır bilmem ama biz eşimle gergin bozuk ve huzursuzuz. Daha ziyade benden kaynaklı olabilir. Kendimi patlamaya hazır bomba gibi hissediyorum her an herşey den kavga çıkartmaya hazır gibiyim onun yaptığı hiçbişey olmasada.. 
İyi çalışmalar. 
Not:size yazdığım herşeyi belki bir kaç cümle fazlası ile defter olarak tutuyorum
. “

 

11.GÜN:

Eylül hanım iyi akşamlar, Fırat’a söylediğiniz uygulamaya devam ediyorum. Gerekirse aylarca daha da devam ederim. Mucize gibi çünkü. Odasında yatagında maksimum 2 kere uyanarak uyuyor olması.. Şimdilik her gece  en az 1 en çok 2 kere uyanmaya devam ediyor. Yanına gidip uyumasını beklediğim sürece hiçbir sıkıntı yok. Kolay dalıyor ve sabaha kadar da uyuyor. Şehri değişti ortamı değişti odası değişti yatagı bile değişti. Ve sizinle çalışmaya başladık. Tüm bunlar  elbette etkili. Sizi bu zamanda  bulmam gerekiyormuş demekki. Yoksa burnumun dibindeydiniz ben X şehrindeyken ve sizi yıllardır takip ediyorum. Çözümün bu kadar basit olabileceği aklıma gelmezdi. Binlerce teşekkür ederim. 
Daha önce de bahsettiğim gibi ilk regresyon a ihtiyaç duyduğum zamanlaradaki gibi hissediyorum. Gene evliliğimi hayatımı sürekli sorguluyorum. Fırat çok güzel şifalandı ama ben çok kötü oldum.eşimle aynı evin içinde 3 gündür de konuşmuyorum ………………………………. ……. Bu kısır döngüye girmekten 8 yıldır bunaldım. Uygun olursa ben kendim de sizinle çalışmak isterim. Ama eğer sadece Fırat için bile kesiştiyse yolumuz buna da son derece minnettar kalıcam. En içten sevgilerimle.
  “

14.GÜN:

Eylül hanım iyi çalışmalar, Fırat hla 2 ya da 3 kez uyanmaya devam ediyor ama bensiz de sorunsuz dalıp uyuyor. Bazı günler  sadece  1 kere uyanıyor. İlle bir sebep söylüyor ama.ya çok sıcak diyor ya ses geldi dışardan diyor. Telkinlere devam ediyorum. Fırat’ın çalışmasını tabiki paylaşmanızda bir sakınca görmüyorum. Keşke her çalışmanızı paylaşabilseniz. İnanın okumak bile iyi geliyor.. Sevgiler... “

Kendisine verdiğim cevapta , yetişkin olarak bizlerin bile yazın bol sıvı alınca gece wc için veya sıcaktan terleyerek uyanmışsak su içip geri yattığımız zamanlar olabilirken, Fırat’ın şu anda yeni bir şehirde sıcaktan veya sesten uyanıp sonra kendiliğinden uykuya geri dalmasının o kadar da önemli olmadığını belirttim. Burada önemli noktanın çocuğun uyanmasına neden olan önemli bir sebep olup olmadığını, herhangi bir kötü rüya görüp görmediğini vs anlamaya çalışarak yine kendi defterine notlar almasını tavsiye ettim.

NOTLAR:

1-Bu vakada çocuğun uykusuzluk yaşaması ve sürekli kaygı içinde olması, ebeveynleriyle alakalı bir sorun gibi görünüyordu. Çocuklar anne karnındayken annelerinin yaşadığı her türlü stresten az ya da çok etkilenebileceği için ve anne hamileliğini sürekli korku içerisinde ve uykusuz geçirdiğini ön görüşmede bildirdiği için çalışmaya ana karnı dönemi ile başladım.

Ondan sonra ise şu anda yeni taşındıkları D.Anadolu’daki şehre varışlarına kadar ilerlettim. Şimdilik bu çalışmamız yeterli olmuş gibi göründüğü için burada sonlandırdık.

2-Buradaki durum için benim yorumum:

-Hamilelik sırasında anne-baba arasındaki çatışmalı ilişki

-Babanın asker olması ve görevi gereği D.Anadolu’ya tayini çıktığında anne ile bebeğin başka şehirde kalması ,

-çocuğun 2 yaşına kadar babasını sadece birkaç kere görmesi ( Ek olarak 4 yaşında iken babadan nefret ettiği için pedagoga götürüldüğü bilgisi ) ve birçok detay ile birlikte değerlendirdiğimde; her iki ebeveynle de bağlanma sorunu görünüyor.

Normal şartlarda Bağlar Çalışması’nda incelemeden genelde yorum yapmazdım ancak Fırat eğer bu şekilde devam etse idi, çocuğun bilinçdışında kendini annenin partneri olarak konumlandırmasından mütevellit ilerleyen hayatında çok fazla ikili ilişki sorunları yaşama potansiyeli yüksek olacaktı. O yüzden bu konuyu sadece basit bir uykusuzluk sorunu olarak görmedim.

3- Ailede ebeveynlerin asker, polis vb olmasının hatta anne-babanın kendi ebeveynlerinin de yine asker, polis vb olmasının sistemde yaratabileceği bazı etkiler vardır. Eğer ilerde ihtiyaç duyulursa bir sonraki aşamada bu konuya regresyon dışında teknikler kullandığım Bağlar Çalışması ile bakılmasında fayda görüyorum.

4- Fırat şifalandıktan sonra annenin sorun yaşamaya başlaması benim için çok anlamlı çünkü çocuk için çalışırken annenin duyguları üzerinden gittik. Öyle görünüyor ki çocuk artık bir çocuk gibi davranmaya başlayınca anne partneriyle olan sorunlarıyla yüzleşmek durumunda kaldı. Bu ise aslında kötü değil, iyi bir gelişme…böylece ebeveynler arasındaki sorunların altında yatan dinamiklere de bakabiliriz.Benim kolay kolay çocuk danışan kabul etmememin altında yatan sebep de budur. Çocuklar çoğunlukla ebeveynlerinden veya onların sistemlerinden aktarılan sorunlar yaşarlar. Eğer anne-baba veya en azından anne, seansa gelmeyi kabul etmiyorsa, benim çocuk için yapabileceğim çok fazla şey yoktur.

 

Davranışları bozuk ” çocukları, semptomları ortadan kalksın diye terapist ya da doktorlara götürme işi eğer anne babalar kendi durumlarına bakmaya hazır değilse başarısızlığa mahkumdur. Bir çocuğun ” davranış bozuklukları” ebeveynlerinin ruhsal ve duygusal donanımlarının aynasıdır ve çocuğa genelde en çok yardım edecek şey, ebeveynlerin bu aynaya bakmaya hazır olmaları ve kendilerinin ruhsal ve duygusal durumlarını daha iyi kavramalarıdır.

Prof. Dr. Franz Ruppert

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 3. Bölüm )

Standard

A1

İkinci seanstan 11 gün sonra Açelya Hn ile Bağlar Çalışması için bir araya geldik.

 

 

b

 

1.SEANS: İlk seansta Açelya Hn’ın anne ile bağlanma şeklini şifalandırmaya yönelik bir  çalışma yaptık. Burada dikkatimi çeken; anneanne ve babaanne arasındaki akrabalık sebebiyle sistemdeki erken ebeveyn kaybının Açelya Hn’ı hem anne hem baba tarafından etkilediği ve duble etki yarattığı idi.

2. SEANS: Köken ailede yüksek sayıda düşük ve kürtajın Açelya hn ile annesi arasındaki ilişkiyi ne derecede etkilediğini gördüğümüz bir çalışma oldu.

 

 

g2

53 GÜN SONRA:

” Selamlar,

Geç yanıtım için çok özür dilerim. Hep aklımda olmasına karşın sürekli de erteledim. 
..X’e ( Avrupa’da bir ülke )  döndüğümden beri erkek arkadaşımlar olan ilişkim çok süptil bir sekilde farklılaştı, bunu tam olarak tanımlayamıyorum ama biliyorum ki başka bir seviyede şu anda ilişkimiz. Tuhaf bir şekilde çok daha anlayışlı Hakan, yine eski patternler elbet devam etmiyor değil ama birşey shift oldu ve bu huzurlu bir durum. 
Kendimle ilgili olaraksa daha net olduğumu hissediyorum, sezgilerim ve empati hissim çok daha kuvvetlendi kendimi daha bir akışa bırakıyorum bunu yaparken hiç tereddüt etmiyorum bile, örneklersem, o anda o şeyi tam olarak niye yaptığımı bilmiyorum ama sonrasında o yaptığım şey aslında tam da yapmam gereken şey olmuş oluyor. Bir başka hissiyatımda kendi ayaklarım üzerinde durma arzumun artması,  evimi kiraya vererek değilde kendi mesleğimi yaparak para kazanma isteğimin zirve yapması. 
Yazdığınız gibi günlük tutmaya da tekrar başladım son 2 gündür yapabildim ancak devam ederim diye düşünerek yazıyorum. 
Kısa enerji temizliğini son 2 haftadır yapmayı unuttum, halbuki kendimi inanılmaz iyi hissettiriyordu, bunda uzun yolcululuğa çıkmış olmamın etkisi var. 
Son bir not: sevgilim ilk döndüğümde benimle ilgili birşey çalıştınız mı diye sormuştu, dedim hayır, çünkü ilişkimizde tanımlayamadığım değişimi onun da hissettiğini düşündürttü bu bana. 
Ve son bir not daha: anneme bakışımla ilgili oldu anneme olan öfkemi farkedip üzüldüm ve içimde bir parça onu daha da affetti, halbuki ben ona küsmüş olduğumu ona bebekliğimden gelen bir öfke duyduğımu hiç farketmemiştim. Annemin sürekli söylediği birşey vardır, bu çocuk annesini hiç sevmez zaten, hep babasını sever diye. Ben bunu yeni anladım 🙂 Haklıymış. 
Turkiyeye dönüş için bilet aldığımda mutlaka size yazmış olucam. 
Sevgiler
YAKLAŞIK 3,5-4 AY SONRA: ( Son Gelişmeler başlıklı email ile )

Selamlar,

Mutlu yıllar,
A4Tüm dünyaya gönderdiğim cv’lerimden bir tane şahane bir geri dönüş oldu;  ..Y.. ( Uzakdoğu’da dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip bir ülke )  🙂  mimarlık teklifi aldım, bu cumaya kadar en geç karar vermem gerekiyor. Hayatımda ilk defa bu kadar yüksek bir maaş teklifi alıyorum ve tam da istediğim şekilde mesleğimi yapabiliyor olucam. Tek ürkütücü yanı tüm herşeyin birkaç bin km uzakta gerçekleşiyor olması. Gerçekten korkutucu geliyor. 
İlişkisel olarak ise o da iyi gitmeye başladı tuhaf bir biçimde, Hakan yumuşadı, bana İstanbuldan döndüğümden beri daha yumuşak olduğumu söylüyor. Bana da sanki O daha bir yumuşamış gibi geliyor?
..Y..’e ( Uzakdoğu’da bir ülke ) gitme kararı ise aşk mı iş mi den çok yepyeni ve hiç bilinmeyene hazır mısın kararı gibi geliyor! 
Görüşmek üzere
Sevgiler
Aynı gün içinde işle ilgili detay sorduğumda aldığım yanıt:

🙂 Hızlı yanıtınız için çok çok teşekkür ederim. 

Evet bu Cumaya kadar bir yanıt vermem gerekiyor. 
Ben de bugün, imzalayacağım kontratı rica ettim şirketten, ki bir iki ay sonra ayrılmak istersem yaptırımlar neler öğrenebileyim diye. İş görüşmesini yaptım bile yani sadece benim yanıtıma kaldı herşey 🙂  
………………………………..şimdilik sizinle birlikte 5 kişi biliyor 🙂
Bir de birşey daha; her enerji temizliği yapıp uyuduğumda hep rüya görüyorum ve bu rüyalar her zaman güzel de olmuyorlar bunun nedeni ne olabilir? neredeyse eklenti temizliklerimi bu nedenle aksattığımı farkettim çünkü.
Sevgiler
8
NOTLAR:
1-Ne yalan söyleyeyim, Açelya Hn 7 yıldır aktif çalışma hayatı içinde olmadığı için, dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olan bir ülkeden iyi bir iş teklifi almasına ben bile çok şaşırdım. Bu bana, eğer gerçekten istersek birşeylerin gerçekleşebileceğini gösterdi.
Bu teklifi aldığında dünyada henüz Corona virüs olayları patlamamıştı ve henüz diğer ülkelerde bu virüse rastlanmamıştı. Dolayısıyla iş teklifinde anlaşmış ve deneme süresi belirlemiş olsalar da Açelya Hn henüz o ülkeye gitmedi ve bu konuyu beklemeye aldı diye biliyorum. Ancak her şekilde , oraya gitsin veya gitmesin, 7 senelik bir aradan sonra böyle bir teklif almış ve anlaşmış olması bile benim için iş konusunda önemli bir şifalanma göstergesi.
2-Özgüven konusunu mesleki ve genel olarak ayırt ederek bir çalışma yapmamıştık. Aslında daha çok , seansa geldiğinde farkettiğimiz durumlar üzerinden bir yol haritası çizmiştik. Dolayısıyla Açelya hn, kendi yaşam enerjisine odaklandığında ve özüne uygun hareket etmeye başladığında ( ki bu tamamen bir kişiye odaklı hayat kurup beklentide olmayı bırakmak demek ) , ikili ilişkisindeki durum 180 derece değişmeye başladı. Artık daha ılımlı, daha paylaşımlı bir ilişkileri var…hatta Açelya Hn’daki bu değişimin etkisi olmuştur diye düşünüyorum, erkek arkadaşı da sonradan danışanım oldu. Onunla da çalışma fırsatım olduğu için ilişkideki değişimi her iki taraftan da biliyorum.
A5
3-Neden bu vakayı paylaşmak istediğim konusuna gelince; anne ile bağlanma konusunun ne kadar önemli olduğuna çok iyi bir örnek olduğunu düşündüğüm içindi.
Bu seanstan sonra Açelya Hn, bir daha Türkiye’ye geldiğinde başka konularda ( son geri-bildiriminde sorduğu garip rüyalar görmesinin sebebi vb…) bir bireysel, bir de grup çalışması yaptık ancak bu seanslar mesleki özgüven konusu ile ilgili olmadığı için muhtelemen bu yazı dizisinde buna yer vermeyeceğim.
Burada sizlerle paylaşmak istediğim bir video var. Bu video Dr. Edward Tronick’in ” Hareketsiz Yüz Deneyi ” ismiyle aradığınızda bulabileceğiniz kısa bir videosu.
Annenin sadece kısa bir süreliğine bebeğine karşı tepkisiz kaldığında bebeğin verdiği tepkiler arasındaki farkı dikkatli izlemenizi tavsiye ederim.
4-Burada amacımız herhangi bir anneyi veya durumu yargılamak, eleştirmek değildir. Hiçbir anne hele bundan 40 yıl öncesinin şartlarını ve bilgilerini düşünecek olursak, bilerek ve isteyerek bebeğini henüz bir aylık iken başkasına emanet etmeyi veya yalnız bırakmayı tercih etmemiştir.
O dönemlerde şu andaki kadar bir doğum izni süresi bulunmadığı için, bebeğini daha 1 aylık bile olmadan kreşe emanet etmek zorunda kalan, bunun suçluluk duygusunu hala çok derinlerde taşıyan, geçmişte onlara veremediklerini şimdi 30-40 yaşındaki yetişkin evladına hala vermeye çalışan annelerle çalıştım.
Hiçbirşey için geç değildir ve bu bağlar bir şekilde az ya da çok ( kişi kalbini açmaya ne kadar hazırsa ) dönüştürülüp şifalandırılabilir.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

A1İlk seanstan 16 gün sonra Açelya Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan önce aldığım geri-bildirimleri ve farkındalıkları aşağıdaki gibi:

1-Seanstan sonraki ilk hafta Türkiye’de olmamla daha huzurlu ve bağımsız hisettim. X ‘de ( Avrupa’da bir ülke ) iken erkek arkadaşım üzerinden bir hayat yaşadığımı ve bunun beni içten içe rahatsız ettiğini farkettim.

2-Benim bu son 7 senem çalışmamam üzerine kurulu. Kendi ayaklarım üzerinde duramama konusu 7 senedir var. Ondan önceki zamanlarda kendi ayaklarım üzerinde durduğumu düşünüyordum ama öyle değilmiş.

A5Örneğin: Sigara ve içki vardı, 2012’de bıraktım. Erkek arkadaşıma karşı kişi bağımlılığım vardı. Ondan ayrıldığımda ise bir kız arkadaşıma bağlanmıştım. Herşeyimi ona anlatıyordum, bir kişiye yükleniyordum. Karşı taraf da sonunda kaçıyordu. Yakın 2 kız arkadaşım da aynı şekilde davrandı. En başta beni çok sevdikleri için kompanse ediyorlardı ama 5 sene sonra artık telefonumu açmamaya ya da bana daha az zaman ayırmaya başlıyorlardı. Normal olarak kendi erkek arkadaşlarına vakit ayırmak istiyorlardı. Ben de kinlenip ” Görür o benim erkek arkadaşım olunca ” diyordum.

3-Hayatımda birçok şeyi ( yeme-içmesel olarak ) şak diye kesebiliyorum. Mesela süt ürünleri gibi…pat diye kesebiliyorum. Ama benim için bir kişiyi bırakmak çok zor. Bence şu andaki ilişkimin ………..( Erkek arkadaşı da danışanım olduğu için burada sansür uyguladım )………………….         ……………….. Erkek arkadaşım çok çalışıyor ve bana az vakit ayırıyor. Uzun süre hiç birbirimize dokunmadığımız oluyor…haliyle ben de artık birşeyleri talep etmeyi bıraktım.

 

A6

4-Bütün ikili ilişkilerim hep ayrılma üzerine kurulu. İlişki bir ayını doldurunca hep ayrılmak istiyorum. Karşı taraf evet de dese, hayır da dese sürekli inişli-çıkışlı oluyor. Hep ayrılıp, 1 hafta içinde barışarak devam ediyorduk. Bu sorun benden kaynaklanıyor.

 

 

 

seans

 

Daha seansa başlamadan evvel yatağa uzandığında eklenti olduğuna dair bedensel duyarlılıklar hissettiği için biraz bekledim. İlk seansta olduğu gibi tekrar bedeninde dalgalanmalar olur gibi titremeler olunca bu sefer seansa eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 2-3 Senedir kendisinde bulunan, yalnızlık duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Yalnızlık korkusuna ve panik duygusuna yol açmıştı. Tembellik ve ağırlık yaratmıştı. ( Çok bilgi alamadığımı not ederek bir sonraki eklentisine geçmişim. )

 

2.EKLENTİ: Suçluluk duygusu ile çektiği, 15 yıldır kendisine bulunan bir eklentiydi.

Etkileri: Ayaklarının altının sürekli soğuk olmasına sebep olmuştu.

 

3.EKLENTİ: Yalnızlık duygusu ile çektiği 3 adet eklentiydi ve hepsi birbiri ile bağlantılı bir konuyu içeriyordu.

Etkileri: Öfke ve inatçılığa sebep olmuşlardı. Hareket kabiliyetinin olmamasına, tembelliğe ve kendi deyimiyle hımbıllığa yol açmışlardı. Dışlanmışlık duygusuna; ilkokul 1’den üniversite bire kadar süren şişmanlığa sebep olmuşlardı. Okulda konsantrasyon sorununa, zihinsel dağınıklığa sebep olarak dolaylı yoldan başarısız olmasına katkıda bulunmuşlardı. Ayrıca ellerinde karıncalanmaya ve kollarında güçsüzlüğe yol açmışlardı.

 

A74.EKLENTİ: 11 Yaşında yatılı okula gittiği dönemde yalnızlık duygusuyla çektiği 30’un üzerinde olduğunu belirttiği gezinen enerjilerdi.

Etkileri: 3. Eklenti bölümünde belirtilen etkilerle benzer etkilere yol açmışlardı. Ayrıca seansta bedenindeki istemsiz hareketlere de sebep olmuşlardı.

11 Yaşındaki dönemi içeren bir çalışma yaptıktan sonra tüm eklentileri göndererek seansı noktaladık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Eklenti çekme sebeplerine çalışırken bilgi almakta zorlandım. Söylediğinden daha yüksek sayıda eklentisi olduğunu ve trans geçişi olumsuz etkilediklerini düşünüyorum.

-Yalnızlık duygusunun kaynağına çalışılmalı.

-Bundan sonraki süreçte BAĞLAR Çalışması ile ilerlemekte fayda var çünkü en büyük sorun anne ile bağlanma. Bağlar ile daha hızlı ilerlenebilir.

g2

 

1.GÜN:

Dün ve bu sabah çok üzgündüm. İçimden erkek arkadaşımla kavga edip durdum hatta gece kabusluydu. Ve çok ama çok sıcaktı. butun pencereleri actım ancak bir kaç kere uyanmam gerekti kesinlikle deliksiz uyumadım ve sabah 7.30’da uyandım yinede. Dünkü gece ve sabah ilk saatlerdeki hissim daha çok içimde bir boşluk oluşmuş gibi bir histi.

Sevgiler  ”

 

7.GÜN:

Günaydın,

İlk 3 gün çokça yoğundu, ilişkilerin abc’sini okurken her sayfada deli gibi ağladım neredeyse. İçimdeki yaraları görmek topluca çok fazla geldi sanırım. Bir de seansta yaptığımız anne olma kavramı ve duygusal olarak kendimi kitlemiş olma halim tekrar tekrar yaşadığım birşey oldu. Bu iki konu içimi dağladı tekrar tekrar. Anne olmayı niye kabul edemediğimi anlamaya çalıştım. Son günler daha enerjik daha anlayışı yüksek geçti. İnsanlarla ( sokakta tanımadıklarım, bi anlığına gördüğüm ) aramda olan bağı sezdim bu çok özel ve muhteşem bir histi. Kitabı zihnim daha da açılarak okumaya devam ediyorum ağlamak şu anda saçma geliyor mesela:)

Sevgiler  ”

 

 

Açelya hn, bu 2.seanstan yaklaşık 11 gün sonra yapılacak olan Bağlar Çalışması’na katılarak orada da 2 seans almaya karar verdi. ( Yurtdışından gelen danışanlar çok sık Türkiye’ye gelemedikleri için gelmişken en az 2 seans olacak şekilde vakit ayırmalarını tavsiye ediyorum.)

Bağlar Çalışması ile ilgili bölüm vaka yazısının 3. bölümünde yer alacaktır.

 

( Devam edecek….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

TEKRARLAYAN LOHUSA DEPRESYONU HAKKINDA BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

L2

 

İlk seanstan yaklaşık 35 gün sonra Bağlar Çalışması’na ( regresyon terapisi dışında teknikleri kullandığım grup çalışması ) katıldı.

Burada seçtiği konu çocuğunu kabullenme ve bağlanma sorunuydu.

Çalışmaya başlamadan evvel kendisinden, ilk seansta takıntılı düşünceler olarak bahsettiği  anlarda kafasından geçirdiği cümleler genelde aynı cümleler olduğu için paylaşmasını rica ettim.

Bu cümleler : ” Bu çocuk benim mi? Anne olduğuma inanamıyorum. ” idi.

 

BBAĞLAR ÇALIŞMASI:

Burada yaptığımız çalışmada; anneannesinin 3 yaşındayken evlatlık verilmesinin hem anneanne-anne arasındaki ilişkide hem de Gönül hn ile anne arasındaki bağlanma şekli üzerindeki etkilerini gördük. Gönül Hn’da yoğun ebeveynleştirme teması da vardı. Bu konuları içeren detaylı bir çalışma yaptıktan sonra seansı noktaladık.

İlk seansımızdaki ön görüşmede, Gönül Hn küçükken annesinin psikolojik sorunları olduğundan bahsetmişti. Annesinin bu sorunları, evlendikten sonra başlamıştı. Bazen sinir krizleri geçirerek kas katı kesiliyor ve kilitlenerek konuşamayacak duruma geliyordu. Bu durum her yaşandığında ise hastaneye kaldırılarak sakinleştiriler yapılıyordu.

 

 

g2

 

28 GÜN SONRA:

” …Ben iyiyim Eylül Hanım çocuğuma daha da bağlandım tesadüfen annem bugün birşey söyledi.annemin kalp rahatsızlığı var kalp herkeste tek noktadan atım yaparken annemde bazen çift yerden atım yapmaya başlıyor (halk arasında bilinen taşıkardi değil) svt diye geçen bir rahatsızlık .üzüntü stres sıkıntılı durumlarda tetikleniyor ve çift atım başladığı zaman kalp atışları 200 e kadar cıkıyor ve nefes alamamaya konuşamamaya başlıyor elden ayaktan kesiliyor acile kaldırılması gerekiyor kendi kendine durmuyor .acilde bir iğneyle kalbi durdurup tekrardan başka bir iğne yaparak kalbi tekrar çalıştırıyorlar bunlar saniyelik zaman diliminde yapılan bir işlem.bazen stres sıkıntıya bağlı haftada 2 -3 kez bu şekilde hastaneye kaldırdığımız oluyor.bu akşam annemle konuşurken benim kalbim tam öyle olacakmış gibi hissediyorum başlayacak sanıyorum yatıyorum hop başlamadan geçiyor dedi bu hafta bi kaçkez oldu tam kötüleşmeye başlıyorum anlıyorum kalbimin tutacağını ama hop geçiyor bağlar çalışmasıyla bir alakası olabilir mi diye bana sordu? Bilemiyorum tabi alakası var mıdır ?annem bu rahatsızlığa ananem öldükten sonra sahip oldu.

 

Kendisine verdiğim cevapta, annesini ve anneannesini içeren bir çalışma yaptığımız için onda da bazı konularda şifalanmalara yol açabileceğini , bu sebeple bir süre daha gözlemlemelerini tavsiye ettim.

L6

 

3 AY SONRA:

Eylül hanım ,

valla herşey yolunda o duygular ,düşünceler  falan yok.bitti herşey. tekrarlar diye cok korkuyorum ama şu an hayat normal.annemin kalp rahatsızlığıyla ilgili tekrar ediyor mu diye sormuştunuz.bir süre durdu sonra sadece 2 kere oldu aynı gün 2 kere acile gitti annem.şimdi sordum kendisine, ayakta atlatıyorum kendi geçiyor dedi ,hastaneye sürekli gidecek kadar olmuyor dedi. annemi de başka konular için size göndereceğim.
Herşey için teşekkürler               “
Ş11
NOTLAR:
1-İlk seans sonunda kendime aldığım özel notlara göre, Gönül Hn’ın lohusa depresyonuna olumsuz etki edebilecek bir-iki konusu daha olabileceğini düşünüyorum. Ancak şimdilik bir bireysel seans ve Bağlar Çalışması ile danışanda arzu ettiği düzeyde bir şifalanma olduğu için , yeni bir randevu ayarlamadık. İlerde kendisi ihtiyaç duyduğunda, ilk seans sonunda önerdiğim konu(lara) bakılabilir.
2-Gönül Hn’ın annesinin daha önceden haftada 2-3 kere hastaneye kaldırıldığını bildiğim için, yaptığımız Bağlar Çalışması’nın annesinin şifalanmasına da katkıda bulunmuş olduğunu belirtebiliriz çünkü üzerinden  4 ay geçmesine rağmen bu süreçte hiç hastaneye gitmemiş.
Bağlar Çalışması’nda sadece danışanı değil , kişinin aile sistemini içeren bir çalışma yaptığımız için danışanın kendisi dışında kalan aile bireylerinde de zaman zaman iyileşmeler olduğuna rastlıyoruz.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

TEKRARLAYAN LOHUSA DEPRESYONU HAKKINDA BİR VAKA ( 1.Bölüm )

Standard

L2

İsmine Gönül Hanım diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının ortalarında, çalışan, evli ve çocuklu bir kadındı. Kendisi ile 2019’un eylül ayında ilk defa bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Lohusa depresyonu tekrarlaması ” yazmıştı.

Yaptığımız ilk ön görüşmede aldığım bazı bilgiler:

-3 Yıl önce kanama vb sağlık sorunları sebebiyle sorunlu geçen bir hamilelik sonrasında sezaryenle doğum yaptığı

-Doğum sırasında ek olarak miyomlarının alındığı için ameliyatın çok daha uzun sürmesi ve ağrılarının da daha yoğun olması sebebiyle ilk günleri çok zor geçirdiği

-Rahimdeki extra dikişler sebebiyle hastaneden eve çıktıktan sonraki süreçte bebeğini kucağına alamadığı, buna ek olarak göğüslerinde yaralar çıkması sebebiyle bebeği emzirirken çektiği acı sebebiyle bebeğiyle bağ kuramadığı için kendini garip hissettiği

-Tüm bunların üstüne başlayan lohusa depresyonu ile elini kolunu kaldıramayacak duruma gelmesi ; kafasında dönüp duran takıntılı düşünceler  sebebiyle gittiği psikologu tarafından psikiyatriste yönlendirilerek ilaç+ terapiye başlandığı

-İyileşince terapilerin sonlandırılmasına rağmen bir süre daha ilaç kullanımına devam edildiği dönemde durumun önce 4-5 gün, 3 ay sonra tekrar 4-5 gün ve 4 ay sonra tekrar birkaç gün olmak üzere nüksettiğini ve sonra 1 yıl boyunca tekrarlamadığını

 

L1-En son ataktan 1 yıl sonra bebeği 2 yaşına yaklaşırken sevdiği bir akrabasını kaybedince durumun tekrar nüksedip iyice ağırlaşarak ilerlediğini ve ek olarak artık haftasonlarında hafif hafif anksiyete de yaşamaya başladığı ; ” Şimdi napacağım, bu çocukla nasıl bütün gün vakit geçireceğim ” tarzı endişeli düşüncelerin iyice tavan yapmasının ardından kötüleşerek tekrar psikoloğuna gittiğini ve yine aynı şekilde psikiyatriste yönlendirildiği

-Psikiyatristi tarafından tekrar ilaç tedavisi uygulandıktan sonra hala terapiye devam ettiğini ve en son teşhisinin OKB+ depresyon + anksiyete olarak revize edildiği şeklindeydi.

 

Ailesi ve hayatıyla ilgili detaylı sorularımdan sonra seansa geçtik. Bu sorularım sırasında edindiğim izlenim lohusa depresyonu dışında oldukça fazla konu başlığımız olacağı şeklindeydi.

 

seans

 

Gönül hn, henüz seansın ilk dakikalarında iken 30’un üzerinde eklenti algılayınca seansa eklenti temizliği ile başlamak zorunda kaldık.

 

L3

1.EKLENTİ: 6 Yıldır kendisinde bulunan, bel fıtığı nedeniyle evde yatmak zorunda kaldığı bir dönemde çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Baş dönmesi ve baş ağrısı, gözünü kapattığı anlarda baş dönmesi, her pazar sabahı kötü bir modda uyanmasına sebep olmuştu. Yorgunluk ve ağırlık yaratmıştı.

 

2.EKLENTİ: 10 Yıldır kendisinde bulunan

a) Başarısızlık korkusu ile çektiği 7 gezinen enerji

Etkileri: Heyecanlı olmasına, işte rezil olma korkusuna sebep olmuşlardı. Karında gaz ve şişkinlik ile ara ara mide spazmlarıyla ilişkili sorunlar yaratmışlardı. Sürekli olarak işte panik olmasına ve her yaptığı şeyden şüphe duymasına ve hata yapmaktan korkmasına sebep olmuşlardı.

L4b) Eski müdürüne öfke ile çektiği 38 gezinen enerji

Etkileri: Sol bacağında özellikle stresli olduğu zamanlarda olan ağrılara, sindirim sorununa, kabızlığa, daha çok karbonhidrat ağırlıklı ve şekerli şeyler yeme isteğine yol açmışlardı. Müşterilere karşı daha tahammülsüz olmasına ve işini sevmemeye başlamasında etkili olmuşlardı. Aceleci olmasına, altlarına karşı daha despot olmasına, zaman konusunda panik olmasına yol açmış, saç diplerinde kaşıntı ve pullanmaya sebep olmuşlardı. İşyerinde panik olduğunda elinin-ayağının boşalır gibi hissetmesine, geceleri uykuya dalamamasına ve uyuyamamasına sebep olmuşlardı.

 

Tüm bu eklentileri çekme sebepleri üzerinde çalıştıktan sonra hepsini göndererek seansı noktaladık.

 

 

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-İlerde tekrar eklentisi çıkabilir. Geri-bildirime göre karar ver.

-Yaşadığı sorun anneannesinin travmasıyla başlıyor gibi görünüyor. Bundan sonraki süreçte Bağlar Çalışması ile ilerle

-Annesinden kendi doğumu oldukça travmatik. Doğum travmasına mutlaka bireysel çalış.

-Baba ile ilgili bir sır paylaştı. ( Özel bilgi içerdiği için burada sansür uyguladım ). Bu konuyla ilgili detay öğrenecek.

 

g2

 

1.GÜN:  ” Eylül hanım , dün akşam eve geldim çocuğumu babası yeni yatırıyordu bende özlediğim için yatağıma aldım beraber uyumak için.ben uykuya dalamadım biraz daldım uyandım baya bi uyuyamadım sonra biraz daha dalmışım sabaha kadar bölük pörçük uyudum ilk yattığımda sol bacağım ve sol kolum inanılmaz ağrıdı, sancıdı baya uzun süre .çocuğum yanımda çok ağlayarak bi kabus gördü ve uyandıramadın onu dualar okudum sarıldım baya sonra kabustan kalkabildi alakası var mıdır bilemiyorum.sabah biraz yorgun uyandım evden çıktım bütün gün baya hafiflemiş gibiydim uzun zamandır olmadığım kadar enerjiktim .
Dünkü ön görüşmede verdiğim bilgilerde düzeltmem gereken yerler var baya yanlış biliyormuşum.
Ananem …………………………………………………………………
………………………………………….Babamın anneme itiraf ettiği ……………….olayı vardı. …………………………………………

Birde benim doğumumda doktor anneme size söylediğim gibi benim için öldü diyor annem demeyin diyor sonra ağzımı burnumu falan açıyolar temizliyolar benden ses çıkıyor hemşireler yaşıyor diyor ama kuvöze alıyolar annem çektiği acıyla şoka giriyor titreme falan kendini kaybediyor ,sonrasını hatırlamıyo odasında uyanıyor 12 saat sonra falan tüm ameliyathanedeki üstüyle kanlı falan odasına bırakmışlar bizimkilere çok yoruldu sakın ellemeyin demişler ben 12 saat sonra falan anneme emdirilmek için getirilmişim.

L5

10.GÜN:Eylül Hanım,
Size gelmemin ertesi günü başlayan rahatlama ve enerjimin artması durumu artarak devam etti, hayata bağlandım tekrardan ,yaşam enerjim geri geldi sanki.Çocuğumla ilgili düşünceler bitti gibi ona bağlandım tekrardan ,depresyon ve anksiyeteden birşey kalmadı gibi ama Bağlar çalışmasıyla iyice derinlere inmek istiyorum.Sadece devam eden olumsuz etki uykuya dalamama devam ediyor 1 saatten fazla yatakta dolanıyorum,ayrıca uzun zamandır diyet yapamayan ben nefsime hakim olabiliyorum hem de çok sıkı bir şekilde. Teşekkürler..

 

 

Bu ilk seansımızdan yaklaşık 35 gün sonra Bağlar Çalışması için Gönül Hn ile tekrar bir araya geldik.  Bu çalışma ile ilgili detaylar ve NOTLAR bölümü, vakanın ikinci bölümünde yer alacaktır.

 

( Devam edecek…. )

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

ÇOCUK DANIŞAN HİKAYESİ: Dikkat Eksikliği, Uyum Problemi, Öfke, Yeme Problemi ( 2.Bölüm )

Standard

K2

Annesiyle yaptığımız ilk seanstan 23 gün sonra küçük danışan Kayra ile ilk defa bir araya geldiğimiz bu seansta annesinden de bize eşlik etmesini istedim.

Kayra bu sene ilkokula başlamıştı ve hem okulda hem de evde yaşadığı sorunlarla ilgili anne üzerinden ilerlettiğimiz ana karnı dönemi çalışmamız tamamlandıktan sonra doğum travması bölümüne hemen akabinde kuvözde kalma da olduğu için benim seans yapmam gerekti.

Çocuklarla çalışırken yetişkinlere uygulandığından tamamen başka teknikler kullandığımız için yaptığım her çalışmayı oyun içerecek şekilde kurguladık.

Bu seansta :

Kayra-resim yaptık ( Kayra’nın çizimlerinden bir tanesi ektedir. Sırtlan çizmek istedi. )

-doğum travması çalıştık

-enerji temizliği yaptık

Bütün bunları yaparken de sohbet ettik. Her aşamasında annenin de bulunduğu seansı noktaladıktan sonra Kayra’nın seansa gelirken tesbihle gelmesi ve daha önceden annesi tarafından gönderilen bazı fotoğraflarındaki kıyafetleri sebebiyle başka bir konu dikkatimi çekti. Bu konuya ilerde Bağlar Çalışması’nda çalışılması gerektiğine dair annesine emaillle bilgilendirme yaptım. Ancak bu konuya henüz çalışılmadığı için şu anda sadece bu çalışmayı içeren geri-bildirimler ile devam ediyorum.

a2

GERİ-BİLDİRİM:

1 GÜN SONRA:

Eylül hanım iyi günler. Ben öğleden sonra eve gelebiliyorum. Kayra dedesiyle gezmeye gitmiş. Akşam üzeri geldiler. Normalde annemler geldiğinde ya da başka biri varsa benle daha az iletişime geçer. Bugün gelir gelmez dışarıda yaptıklarını anlattı . Onun dışında farkettiğim bir şey yok.

Dün seanstan sonra marmaray bindiğimiz de sağ bileğini gösterip çok ağrıyor anne dedi.  Dedesiyle ilgili alnında bir şey olduğunu söylemişti seansta babamın alnının yanında yara gibi bir şey olmuş onu söylüyormuş. Güncel bir bilgiyi anlatmaya çalışmış . “

3 GÜN SONRA:

Eylül hanım merhaba 

Pazartesi seansa geldik. Bugün 3. gün olarak saydım . Kayra ile ilgili bilgilendirme seansında 3 dikkatimizi çekmişti. Bugün ishal ve kusması var. Kendini epey kötü hissediyor. İnşallah kolay atlatabilir. Bunu yazma ihtiyacı duyduğum için yazdım. İyi günler.
Doktora götürüp götürmediklerini, doktorun ne söylediğini sorduğumda aldığım yanıt:
9 GÜN SONRA:

İshal kusma için çocuk doktoruna götürdüm. Üşümüş dedi.ishal için bir ilaç verdi. 

Ben mailinizi yeni gördüm. 
Kayra’nın öğretmeni okulda mutlu olduğunu söylüyor. Memnun olduğunu ekliyor. Bu arada her şey olmasa da hiç yemediği bir kaç şeyin tadına baktı. Takıntıları çok fazlaydı daha sakin şimdilerde. 
Oğlum sakinleştikçe kızım hareketleniyor. Bu epey ilginç geliyor.
Azalan takıntılarının ne olduğunu farkettikçe bana yazmasını rica ettim.

Tamamdır. Zamanı da not alırım bundan sonra. Bugün müzik öğretmeniyle konuştum. Müziğe yeteneği olduğunu söyledi. Okulun ilk başlarında epey zor görünüyordu. Ama ben Kayra’nın dolu bir çocuk olduğunu biliyordum. Şimdi çok değişti dedi. Onu Bilsem sınavlarına yazdırdığını söyledi. Bilsem özel yetenekli çocukları belirlemek için yapılan bir sınav. Resim içinde resim öğretmeni yazdırmış. Kayra’da bu cevher var ama istemiyor.Resim yapamadığını düşünüyor. 

İnşallah dede için yapılacak çalışmada işe yaratacaktır. Bağlara katılmak istiyorum en kısa zamanda ama tarih bir türlü uymadı. “
10 GÜN SONRA:

Önceden sadece çıtır tavuk, patates kızartması, pizza ve hamsi yerdi. 2.seanstan 2 gün önce makarna yiyeceğini söyledi. Yaptım 3 tane makarna aldı ağzına şimdiye kadar hiç makarna yememişti…

 2. Seanstan 6 gün sonraydı kusma ve ishal inin geçmesi için benden börek yapmamı istedi. Normalde milföy yer ama diğer böreği bugüne kadar hiç yememişti.Milföy yağlı olur diğerinden yapayım dedim. İtiraz etmedi ve piştiğindede afiyetle yedi. 
Döneri çok sever ama nerde olursak olalım, sadece her zaman döner yediği yerden yerdi. Dün babasıyla beraber farklı bir yerde döner yemişler… Bu da takıntılı olduğu bir konuydu. “

ASLAN

Aslan ve oğlu*

” …….Onun dışında ilk seans sonrası verdiğiniz ödevler bana da iyi geldi. Beni de iyileştirdi. Oğluma uygularken aramızda ki sevgi bağı güçlendi. Bunu da ekleyebilirsiniz. “

Bugün okulun psikoloğu Kayra için daha olumlu konuştu. Öğretmeniyle arasında bağının güçlü olduğunu söyledi. Kayra’nın sevgiyi hissetmediği yerde durmayacağını ve öğretmeniyle bu sevgi bağının iyi olduğunu söyledi… Son gelişme. “
Sinirlendiği zaman sınıftan çıkıp gitmeleri bitti mi diye sorduğumda:
Evet bitti. Öğretmeniyle ve arkadaşlarıyla arası daha iyi. “
11 GÜN SONRA:
Kayra eskiden dedikleri olsun konusunda çok kararlıydı.şimdi konuşarak ikna edebilmeye başladım. Ani öfke patlamaları oluyor istediği olmadığı için. Ama eskiye göre epey yumuşadı. “
12 GÜN SONRA:

Eylül hanım iyi günler bugün Kayra’nın dersine giren branş öğretmenleriyle konuştuk. Öncelikle okulda herkes Kayra’yı tanıyor. Hepsi çok seviyor. Hepsinden ayrı ayrı bunları duyuyorum. Hatta Kayra ayrı benim gözümde diyen öğretmenler oldu. 

Okulun başına göre çok ilerleme gösterdi. Hiç yerinde durmayan bir çocuktu şimdi kurallara uymayanları uyarıyor diyen öğretmenler oldu. Sınıfın 2. Öğretmeni dedi beden eğitimi öğretmeni. Müzik öğretmeni çok sıcakkanlı, sevgi dolu bir çocuk dedi. 
  İstemediği şeyleri yaptırma konusunda sıkıntılarımız var sadece. Kayra’nın sınırlar konusunda ve istediği şeyler olmadığında ki tepkileri sıkıntı. Bu her zaman vardı. Kayra istemezse ona hiç bir şekilde yapılması gereken bir şey olsada yaptıramazdık. 
  Resim öğretmeni onda ki yetenek doğuştan gelen bir yetenek. Kendinden bir şeyler katıyor farklı bakıyor  diyor. Fakat istemediği şeyleri yaptıramıyorum diyor. Ona uygun onun tercih ettiği şeyleri yaptırmaya yönlendirmem gerekiyor diyor. 
  Onun dışında gelen yorumlar hep olumlu yönde… 
 Paylaşmak istedim. “
16 GÜN SONRA:
Merhaba Eylül hanım bende size yazmayı düşünüyordum. Pazartesi günü Kayra’yı okula hazırlarken bana o kadar sevimli ve sıcak geldi ki. Oğlumun gülüşünü farkettim. Genelde çok öfkeli ve sinirli gelirdi bana… Aramızda ki bağın sıcaklığı sanırım bu 😊  onun dışında benden İncir ve kuru üzüm almamı istedi. Şimdiye kadar hiç yemediği şeyler bunlarda. Okulda tadına bakmış. 

Onun dışında bir kaç kere istemediği şeyler olduğu için çok yoğun öfke patlamaları yaşadı. Ben sakinliğimi koruyup onu anlamaya çalıştım. Bu sefer babası yanımızda olmadığı halde ona öfkelendi. Ve kendisini hiç sevmediğini söyledi. 
Eklenebilecek yeni geri-bildirimler oldukça yazacağım.
“…..Dede ve anneanne varken normalde onları bırakmazdı ve onlarla evde kalırdı, ilk defa onlarla kalmak yerine bizimle gelmek istedi beraber nişana gittik. “
Ş11NOTLAR:
1-*: Kayra resim yaparken ben resim yapmadım, sadece sohbet edip notlar aldım fakat eskiden yaptığım tablolardan biri bu vaka yazısına uyduğu için görsellerde kullandım.
2-Çocukların doğuştan getirdikleri ruhsal bir karakterleri var. Bir dönem özel yetenekli çocuklarla çalıştığım için kendi gözlemim: Kayra gibi çocuklar ancak sevgiyle ikna edilirlerse, bir şeyin neden olduğu konusunda kendilerine mantıklı açıklamalar getirilirse , en başta yapmayı reddettikleri ama yapmaları gereken şeyleri yapmaya başlayabiliyorlar. Dolayısıyla kendisiyle bağ kurduğu öğretmenlerle daha da başarılı olacağını düşünüyorum.
3-Annesi işe başladığı andan itibaren bir süreliğine Kayra’ya anneanne baktığı için Kayra genelde anneanne evlerine geldiği zamanlarda onlarla kalmayı tercih eder ve annesiyle-babasıyla dışarı çıkmak istemezmiş. İlk seanstaki uygulamalardan sonra Kayra annesiyle daha yakın bağ kurmaya başlayınca artık anne ve babasıyla da sosyalleşmeye başladı. Bu da benim için anneyle daha yakın bir bağ kurmaya başladığının göstergesi olduğu için önemli bir ayrıntı.
4-Anneyle bağlanma şekli ve doğum travması çalışmamızın yani ikinci seansın üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen, okulda daha uyumlu ve kurallara uyan biri haline dönüşmesi hatta artık kurallara uymayanları uyarmaya başlamasının; ana karnı sürecinin, doğum şeklimizin ve doğduktan sonra olanların ( kuvözde kalma, anneden ayrı kalma, süt içememe vb. ) hayatımız üzerinde ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından önemli olduğu için bu vaka yazısını paylaşmak istedim. Paylaşmama izin verdiği için ebeveynine teşekkür ederim. Her vaka yazısında olduğu gibi burada da gerçek isim bilgisi yer almadan paylaşılmıştır.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR BABA-KIZ HİKAYESİ ( 2.Bölüm )

Standard

b1.BAĞLAR ÇALIŞMASI:

İlk seansımızdan 1 ay sonra Suna Hn ilk defa Bağlar Çalışması’na katıldığında annesi ile bağlanma şekline çalıştık. Bu çalışma sırasında dikkatimi çeken nokta; annenin kendi köken ailesinde yaşanmış bir travmayı Suna Hn ile ilişkisinde tekrarlandığı idi.

2.BAĞLAR ÇALIŞMASI:

İlk Bağlar Çalışması’ndan 1 ay sonra katıldığı 2. Bağlar Çalışması’nda baba ile bağlanma şekline bakarak derin bir çalışma yaptık. Bu çalışma esnasında ise dikkatimi çeken konu:  Suna hn’ın babaannesinin çok yüksek sayıda ölen bebeğinin ardından hayatta kalan ilk çocuğunun Suna hn’ın babası olması; babaanne-dede arasındaki çatışmalı ilişki sebebiyle oğlunu evde partneri gibi konumlandığı idi.

 

12

 

2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 4 GÜN SONRA:

” ……………….Ondan önce de eklenti seansı yapmıştık, size ilk geldiğimde kilo veremiyor olmamdan rahatsız olduğumu belirtmiştim. Seanstan sonraki hafta diyetisyene başladım. İki ay oldu ve yaptığım diyete göre pek kilo veremedim. 2-2,5 kilo değişti. Ancak yeme ataklarım baya azaldı, yine oluyor ama eskiye göre daha kontrollüyüm.

Bir sonraki görüşmemizde diyabet hastalığı üzerine çalışmak istiyorum, Bağlar’a mı gelmemi önerirsiniz yoksa bireysel seans mı daha iyi olur? Ailemde şeker hastalığı pek yaygın değil çünkü.
Teşekkürler .  “
2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 3,5 AY SONRA:

” Eylül Hanım merhaba,

S81 Ay arayla katıldığım iki Bağlar Çalışması’nın üstünden 3-4 ay geçti ve geçen hafta 5 yıldır görüşmediğimiz babam benimle ve kardeşlerimle görüşmek istedi, ben gerildiğim için yüz yüze görüşmeye gitmedim ama kardeşim gitti. Bambaşka birisi ile karşılaştığını söyledi. Eskiden herşey için etrafındaki insanları suçlayan adam şimdi hatalarını kabul eden, bundan sonrasında telafi etmek için şans isteyen birine dönüşmüş. Herşeyi dramaya bağlayan sürekli ajitasyon yapan biriydi ama şimdi oldukça mantıklı konuşan, neşeli ve sahip olduğu şeyler için şükrettiğini söyleyen biri olmuş. Bunları kardeşimden başka biri söylese asla inanmam,abartıyor derdim. Henüz kendim görüşemediğim için onun bana anlattıklarını paylaşmak istedim sizinle. Benimle ve hatta hiç görmediği çocuğumla da görüşmek istedi ama ben cesaretimi toplayamadım henüz. Ayna karşısında onunla konuşmanın provasını yaparken bile sinirlerim boşalıyor ağlamaya başlıyorum. Onun karşısında da böyle güçsüz görünmek istemediğim için şimdilik erteliyorum.

Yardımlarınız için tekrar teşekkürler. “

 

**********

Kendisine cevabımda BAĞLAR ÇALIŞMASI’nın etkilerinin uzun vadede gösteren bir çalışma olduğunu, babası odaklı yaptığımız son çalışmadan babasının da şifa almış olmasına sevindiğimi, farklı gelişme olursa haberleşebileceğimizi belirttim.

S9

 

2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 5 AY SONRA:

” Merhaba Eylül Hanım,

S10.jpgYaklaşık iki aydır haftada bir, iki haftada bir gibi sıklıkla görüşüyoruz babamla. Bize karşı çok ilgili, torunu ile vakit geçirmekten çok mutlu gibi görünüyor. Onu görmeye geleceği zaman sevdiği abur cuburlardan alıyor. Bu başka dedeler için normal yada sıradan bişey gibi görünse de babamın eski hali için çok ütopik bir tavır. Hala gerçek olduğuna inanamıyorum bazen. İlk görüşmelerde çok gerilsem de ben de baya rahatladım, arada bir oğlumun fotoğraflarını göndermeye bile başladım.
Şimdilik aklıma sadece bunlar geliyor.
Tekrar teşekkür ederim desteğiniz için.
Sevgiler. “

 

 

Ş11

NOTLAR:

1-Bu vakayı çok merak edilen, sürekli sorular aldığım Bağlar Çalışması hakkında bir örnek olması açısından yazdım. Regresyon seansı bireysel çalışmadır, Bağlar Çalışması ise farklı tekniklerin kullanıldığı bir grup çalışmasıdır.

2-Hem anneden hem babadan alamadığımızda, hayatın ilerleyen aşamalarında  herhangi bir alanda sorun yaşamamız çoğu zaman kaçınılmaz oluyor. Suna Hn’ın yeme ataklarının azalması, az da olsa kilo vermeye başlaması ve bu konuda eskiye göre biraz daha iradeli olmaya başlamasının  bu çalışmanın bonus faydası olduğunu düşünüyorum.

Ancak yeme bozukluğu ile ilgili konuya ayrıca bireysel olarak bakmak gerekir. Nasıl ki vücudumuz bu kiloları bir günde almıyorsa, bütün bu kiloların da bir günde gitmesini bekleyemeyiz hele ki tıbbi bir soruna dayanıyorken. Bu tip durumlarda doktor kontrollü bir tedavi+diyet uygulanmasını tavsiye ederim. Benim yapabileceğim şey ise sadece sizi yemeye iten duygusal sebeplere çalışmak olabilir. Bu ise bir süreç gerektirir.

3-Bağlar Çalışması’ndan 3 ay sonra gibi bir sürede babasının bambaşka bir insan olarak hayatlarına müdahil olması, Bağlar Çalışması’nda sistemik çalıştığımız için diğer kişilerin de şifa alabilecekleri konusunda güzel bir örnek oluşturmuş. Bu sebeple bu vakayı Bağlar Çalışması açısından bir örnek olarak paylaşmak istedim.

Bağlar Çalışması; belli bir beklentiyle değil, beklentisiz ve açık bir kalple geldiğinizde, beklenmeyeni beklediğimiz bir çalışmadır…Bir keresinde iki kere regresyon deneyip eklenti dışında hiçbirşey yapamadığımız, trans sorunu yaşayan bir danışanın Bağlar Çalışması’na katıldıktan sonra 4 yıldır regl olmadığı halde bir ay sonra tekrardan sağlıklı bir şekilde regl olmaya başladığına şahit oldum. Çalışma konumuz bu değildi ama o günkü grupta dişilikle ilgili birşeyler çalışılmış olmalı ki böyle bir bonus fayda oldu.

Başka bir bonus fayda örneği; bir danışanın araba kullanma sorunu vardı ama çalışma konumuz bu değildi…Başka bir konusuna çalışırken karşımıza ebeveynini ve amcasını içeren bir araba kazası travması çıkınca o konuya çalıştık. Aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra hem kendisi hem de konudan hiç haberi olmayan kuzeni ( kazaya şahit olan amcanın çocuğu )  aynı anda araba kullanmaya başladılar. Onun öncesinde danışanın arabası olmasına rağmen yıllardır otoparkta bekliyordu ve bu çalıştığımız kaza kendisi hayattayken şahit olduğu bir kaza değildi.

Dolayısıyla, sadece kendi travmalarımız değil ebeveynlerimiz hatta bazen atalarımızın travmalarının da izlerini taşıyabiliyoruz. Bu sebeple ilk görüşmede detaylı bir ön görüşme yaptığım kişilerin ihtiyaçlarına göre bir yol haritası belirliyoruz. Bireysel çalışmanın yeterli olmadığı durumlarda ise Bağlar Çalışması’nı bir takviye aracı olarak kullanıyoruz.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

BİR ÇİFTİN HİKAYESİ-3. Bölüm

Standard

m4

Hem Bahadır Bey’in hem de Meryem Hn’ın seanslarını yaptığımız ilk günkü buluşmamızdan tam 1 ay sonra Bağlar Çalışması için bir araya geldik.

( Daha önce, sosyal medyadaki bazı sayfalarımda bu çalışmam hakkında defalarca yazdım ama bilmeyenler için tekrar hatırlatayım:

bBAĞLAR ÇALIŞMASI:

Regresyon çalışması sırasında trans geçiş sorunu yaşayan danışanlara nasıl katkı sağlayabilirim düşüncesiyle yıllar önce oluşturduğum, regresyon dışında teknikleri kullandığım bir grup çalışmasıdır. Bu grup çalışması, ilk etapta trans geçiş sorunu yaşayan kişiler için oluşturulmuş olsa da zamanla hem danışanlarla karşılıklı edindiğimiz tecrübelerle hem de aldığım farklı eğitimlerle daha da gelişti ve artık sadece trans geçiş sorunu yaşayanların değil, bütün regresyon danışanlarımın süreçlerinde ihtiyaç duydukça başvurduğumuz farklı bir mecra olarak yerini aldı.

Bağlar Çalışması’nın en etkili olduğu alanlar:

-köken aile ilişkileri/ sorunları (Ör: ebeveyne öfke, kardeşlerle sorunlar vb..)

-erken ebeveyn kayıplarının etkileri

-ebeveynleştirme ( parentification )

-dişilikle ilgili sorunlar; annelikle ilgili sorunlar

-atasal etkiler ( göç travmaları, kayıp travmaları, genetik etkiler…vb )

-ikili ilişkilerde sorunlar; tamamlanmamış ilişkiler; hiç ilişki yaşayamamak

-bağlanma sorunları

-çoklu evlilikler; bu evliliklerden olan çocuklar

-bolluk-bereket sorunları…vb

-sebepsiz öfke, dışlanmışlık duygusu …vb

E8

MERYEM HN’IN SEANSI:

Meryem Hn’ın köken aile sistemiyle ilgili detaylı bir çalışma yaptık. Burada ne yaptığımıza, nelere baktığımıza değinmeyeceğim.

En çok dikkatimi çeken detaylardan biri : Meryem Hn’ın çocukluğundan itibaren sorun çıkarmayan-mükemmel evlat rolünü oynarken annesine karşı içerde biriktirdiği dağlar kadar öfkesi; öfkesini ifade etmekte zorlanması…öfkesini ifade etmesi gereken yerde gülerek öfkesini maskelemesi oldu.

Bu tip durumlarda kullandığımız özel metotlar olduğu için burada yoğun bir katarsis yaşandı.

M11.jpg

BAHADIR BEY’İN SEANSI:

Meryem Hn’ınkine benzer bir temayı Bahadır bey’in seansında gördüm. Bahadır bey’in sistemindeki kadınlarda çok ağır travmatik olaylar vardı ve Bahadır bey de annesine yük olmak istemeyen olgun evlat rolünü oynuyordu; hatta annesinin partneri gibi davranıyordu. Bu durum ise kendi evliliğinde sorunlar yaşanmasına sebep oluyordu.

Burada da detaya girmeyeceğim ama köken aile ve kendi ailesi arasındaki ilişkiyi içeren detaylı bir çalışma yaptık .

g2

2 Gün Sonra-MERYEM HN:  ( Vakanın 2. bölüm yazısında da belirtilmişti )

Mrba eylül hanım

Pazar günü ilk seanstan sonraki değişimler hakkında konusmustuk. Size geliş sebebimiz yani eşim için evliliğimizin bitis noktasına gelmesiydi. İlişkimiz içinden çıkılmaz bi haldeydi ve ben size geldiğimde ilişkimizle ilgili yapılacak hiçbişey olmadığını düşünüyordum sadece kendimde geçmişe dair asamadigim şeyler için gelmiştim. Seanstan sonra 20 gün içinde düşüncelerimde değişiklikler olmaya başladı. Eşimin yüzüne bile bakmak istemezken eve dönmesine izin verdim ve çözümsüz bi durumda olmadığımızı kabullendim. Eşime karşı çok öfkeleydim o da geçti. Adeta kalbimin kilitleri açıldı tekrar sevebileceğimi düşünmeye başladım. “
……        ……… ( burada bir soru sordum ) ……  …………..

Evet  2 aydır ayrı yaşıyorduk. Ama öncesinde de 1 yıldır falan  aynı evde yaşamamıza rağmen evlilikten ziyade ev arkadaşlığı modundaydik. “

10 Gün Sonra-MERYEM HN:

Mrb eylül hanım bir hafta içinde hayatımızda bazı değişimler oldu öncelikle eşimin ablasının evliliği de bizim durumumuz gibiydi ayrı yaşıyorlardı onlar da mali konular da sorunlar yaşamışlardı geçmişte gelir kaynakları olmasına rağmen ellerinde para tutamıyorlardı. Son durumda ikisi de işsizdi ve boşanma aşamasındalardı. Ancak geçen hafta ikisi de is buldu ve 2 gün önce birarada yaşamaya başladılar. İkinci gelişme eşimin erkek kardeşiyle çaba harcamamiza rağmen yakın bi ilişki kuramamıştık. 2,5 yıldır ..X… şehrindeyiz ve biz aramadan ya da plan yapmadan hiç biraraya gelmedik. Son 6 aydır eltimle yaşadığımız bi sorundan ötürü hiç görüşmüyorduk. Ancak dün sabah eşimin kardeşi aradı ve beraber kahvaltıya gitmeyi teklif etti. Gittik ve çok güzel vakit geçirdik. Bir de dün eşim mali konularda bi takım tasarruf önlemleri almaktan bahsetti. Halbuki geçmişte çok pervasız para harcamaları yüzünden anlasmazliklarimiz olmuştu.

Evliliğimiz şu anda çok iyi gidiyor olması gerektiği gibi saygı sevgi ve güven çerçevesinde. Halbuki onarilamayacak durumda olduğumuzu düşünüyordum size geldiğimde. Öncesinde aramıza duvarlar örülmüş gibiydi birbirimizi duymuyor görmüyor önemsemiyorduk aynı evde farklı iki hayat yasiyorduk. . ……………………………………….”

Yaklaşık 2 Ay Sonra-MERYEM HN:

Merhaba eylül hanım ,  son geri-bildirimden beri ilişkimiz açısından herşey yolunda gidiyor. Daha önce bizi olumsuz etkilediğini düşündüğüm tartışmamıza sebep olan ancak bi türlü hayatımızdan çıkaramadigimiz bu kişiler bişeyleri bahane edip tek tek hayatımızdan uzaklaşıyor. Bunun yerine daha huzurlu olduğumuz ortamlarda daha çok bulunmaya başladık özellikle yakın akrabalarla ilişkilerimiz olumlu yönde gelişti. Daha önce pek irtibat kuramıyorduk ve uzaklasmistik.

M12

1 Ay Sonra-BAHADIR BEY:

“…  Annem kardesim hic beklenmeyen zamanda olumlu adimlar atarak yaklasimda bulundular ve eşimle ilişkimizin düzelmesine katkıda bulundular. bunlar cok kisa bir zaman icinde oldu…mali konularda kendiliğinden olusan getirisi olma ihtimali olan 3-4 firsat cikti karsima suan icin somut birsey yok ben de temkinli adim atiyorum  tabi de olursa iyi bir katkisi olacak somut bir gelisme olursa onu da yazarim  …

F18

NOTLAR:

1-Regresyon çalışmasında bireysel çalışırız. Regresyon, konu itibariyle nokta atışıdır ve tüm bilgiler danışan aracılığıyla gelir. Burada danışanın çok zihinsel, çok kontrolcü olması veya çok eklentisinin olması seanslarda bazen bize engel yaratabilir çünkü tüm bilgiler danışanın zihin süzgecinden geçmektedir.

Bağlar Çalışması’nda ise her zaman olmasa da genelde sistemik çalışırız. Kullandığımız metot ise regresyonun tam tersidir; yani minimum konuşma içerir. Arada verdiğimiz molalarda bile inziva kuralları geçerlidir çünkü hem çalışmanın verimi açısından hem de katılımcıların kendilerini rahat hissetmeleri için kimsenin kimse hakkında veya sorunları hakkında birşey bilmiyor olması tavsiye edilir.

Bağlar Çalışması’nda her seferinde tek bir konuya bakabildiğmiz için, regresyon seansları gibi birden fazla katılım mümkündür. Ancak, sistemik çalışmalar yaptığımız için bazen sadece danışanda değil, çalışma konusuyla bağlantılı olarak aile sisteminde de olumlu yansımaları görülebilmektedir. Yukarıdaki örnekte; Bahadır bey’in köken ailesiyle ilgili eklenen geri-bildirimler bu konuda iyi bir örnektir.

2-İlişkiler , en çok projeksiyon yaptığımız alanların başında gelmektedir. Buradaki Bağlar Çalışması’nda Meryem Hn’ın Bahadır bey’de gördüğü paternin bir benzeri kendisinde çıkmıştı. Her ikisi de kendi köken ailelerindeki tamamlanmamış meselelerini şimdiki ailelerine taşımışlardı. Meryem Hn ile Bahadır bey’in ilişkisi alma-verme dengesine dayanan bir partner ilişkisinden uzaklaşmış olduğu için bu yönde bir çalışma yaptık.

14 Şubat 2019’da yazının teyidi için kendileriyle yazıştığımda herşeyin yolunda olduğunu belirttiler. Ben de özellikle bugüne yetiştirmeye çalıştığım bu yazıyı sevgililer günü henüz sona ermeden sizlerle paylaşıyorum…

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR ERKEK DANIŞAN HİKAYESİ: ” İşlerim Bir Türlü Yolunda Gitmiyor…”

Standard

G2

İsmine Gökhan diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarının ortalarında, evli ve çocuklu bir danışandı. Kendisi ile şu ana kadar sadece ekim 2017’de tek bir seans yapabildik.

Gökhan bey o sırada işsizdi ve çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” İşlerimin bir türlü yolunda gitmemesi ” yazmıştı. Ön-görüşmemiz sırasında konuştuğumuz detaylardan farkettik ki Gökhan bey her 2 senede bir en az 3-5 ay süreyle de olsa mutlaka işsiz kalıyordu. Yaptığı hiçbir iş, girdiği hiçbir yeni iş kolunda işler yolunda gitmiyordu ve hep dış koşullar sebebiyle sonlanıyordu.

Öğretmen bir babanın oğluydu ve küçüklüğü maddi sıkıntılar içinde geçmişti. Kendisi de bu alanda eğitim almış olmasına rağmen sırf küçüklüğündeki gibi maddi zorluk çekmemek için öğretmenlik yapmak yerine, yurtdışına giderek hem çalışmış hem de master yapmıştı. Yurtdışında bulunduğu süreçte çalıştığı işten iyi paralar kazanmış ve Türkiye’de iki ev sahibi olmuştu. Gelgelelim, evlenip Türkiye’ye dönünce işler hiç de umduğu gibi ilerlememişti.

G3Başvurduğu sektörde yöneticilik vasıflarında iş ararken kendisine garsonluk teklifi geliyordu. Bu sebeple farklı sektörlerde sıfırdan başlayarak çalışmaya başlamıştı. Bazı işlerin parası azdı, bazıları süreye bağlı proje işiydi ve 2 sene dolduğunda otomatik olarak işsiz kalıyordu. Sonunda arkadaşlarıyla kendi şirketini kurmuştu fakat bu işte de para kazanamamışlardı. Hatta 7 ay hiç iş yapamadıkları dönemler bile olmuştu. Sonunda bu işi de kapatmak zorunda kalarak kurumsal bir şirkette satış departmanına girmişti fakat tam 2 seneyi doldurmak üzereyken bu işinden çıkartılmıştı.

Bana seansa geldiğinde 3 aydır çalışmıyordu. Ön-görüşmemiz sırasında ” Başvurular yapıyorum. Görüşmeler de yapıyorum ama dönüş bile olmuyor ” dedi.

İlk defa seansa gelen herkese sorduğum sorulardan sonra seansa başladık.

Yoğun bir eklenti algılamadığı için ilk seansta ana karnı ve 0-6 yaş dönemine bakmaya karar verdim.

Gökhan bey, normal doğumla, 9 aydan 1-2 hafta önce ve kolaylıkla doğduğunu hatta ebe gelene kadar doğduğunu belirttikten sonra seansımıza geçtik.

 

seans

Anne karnındaki dönemi keşfederken Gökhan bey 4 aylık olduğu bir sahnede çok donuk olduğunu, annesine ait bir eklentinin olduğunu ama algılayamadığını belirtti.

Başka herhangi bir sahne keşfedemediğimiz için doğum travmasına bakmak istedim.

Doğum anında görmediği, bilmediği bir yere gidiyor olmanın verdiği yoğun korku vardı. O esnada annesinin korktuğunu hissettiği için daha da korktuğunu belirtti. Bu bölümdeki başka bazı detaylardan dolayı kendime ” anneyle bağlantısında kopukluk var ” diye özel bir not almışım.

Babasıyla olan kısma baktığımızda ise pek bir sorun görünmüyordu. Babaya, annesine olduğundan daha çok yakınlık duyuyordu ve onu görünce mutlu oluyordu.

Her ne kadar 0-6 yaş arası travmalarına bakmak istediysem de Gökhan bey hiçbir erken dönem anısına geçiş yapamadı. Bu sebeple ana karnı dönemini dönüştürmeye başladık. Fazla anıya değinemediğimiz için extra zamanım vardı. Bu zamanı Gökhan bey’e başka türlü nasıl yardımcı olabilirim düşüncesiyle kullanmak istedim.

G4

Bu bölümde anne-babasını ve atalarını içeren bir çalışma yaptık. Bunun sebebi ; Gökhan bey’in hem annesinin hem babasının tarafında ayrı bölgelerden göç hikayelerinin olmasıydı. Özellikle anne tarafının Yunanistan’dan göçleri çok yakın tarihliydi ve buraya detaya girmeyeceğim bazı travmatik detaylar içermekteydi.

Anneanne annesini doğurmadan önce en az 3 tane düşük yapmış ve kendi hayatındaki travmatik olaylar sebebiyle Gökhan bey’in annesiyle çocukken pek ilgilenememişti. Bu noktada Gökhan bey, kendisinin de küçükken benzer kaderi yaşayarak annesi tarafından değil de daha çok ablası tarafından bakıldığını ekleyince, bu bölümde daha çok anne tarafına ağırlık verdim.

Gökhan bey’in seans içinde donuk olması, bazı anlara geçiş yapamaması yakın tarihli ve travmatik göç hikayesi olan çoğu danışanda rastladığım bir etki olduğundan, bunun onunla ilgili birşey olmadığını biliyordum. Bu sebeple seanstan sonra Gökhan bey’e ilk fırsatta Bağlar Çalışması’na katılmasını tavsiye ettim. ( NOT: Bağlar Çalışması, regresyon dışında teknikler kullandığım, daha çok aile veya atalardan gelen travmatik etkilere çalıştığım bir grup çalışmasıdır. ) Gökhan bey 3 aydır işsiz olduğu gerekçesiyle yakın zamanda bu çalışmaya katılamayacağını ama ilerde katılmaya çalışacağını belirtti.

 

g2

1.GÜN:

” Eylül Hanım Merhaba,

Şu an için basit bir halsizlik dışında gayet iyi hissediyorum. Düşünce olarak biraz rahatlama oldu.
Bunların dışında iş için 2 yerden haber bekliyordum ve bu sabah ikisinden de maalesef olumsuz yanıt aldım ve biraz üzüldüm.
Fakat genel olarak iyiyim.
Teşekkürler

8.GÜN:

” Merhaba Eylül Hanım,

Bir hafta sonunda fiziksel olarak herşey gayet iyi.
Bu hafta içinde iş olarak CV im bir çok şirkete gitti. Daha olumlu hissediyorum.
Hatta ilk defa annem bize destek olmak için biraz para göndermiş.* Daha önce yaptığı birşey değildi.
Umarim işlerimiz en kısa zamanda yoluna girer.
Selamlar 
***
Bu son geri-bildirimden sonra Gökhan bey’den herhangi bir haber alamadım. Danışanlar yazmadığı müddetçe gelişmelerden haberim olmadığı için de, ben ilk zamanlar kendi kafamda ” Herhalde kaliteli bir trans geçiş olmadığı için Gökhan bey’in beklediği gibi bir çalışma olmadı ya da hayatında hemen olumlu birşeyler olmasını bekliyordu ve hemen olmayınca devam etmek istemedi..” gibi düşündüm ve Bağlar Çalışması tavsiyemi bir daha hatırlatmadım.
1 YIL SONRA: 
İlk defa randevu almak için yazan bir kişi bana emailinde kendisinin Gökhan bey’in referansıyla yazdığını, onun referansının kendisi için çok kıymetli olduğunu belirtince açıkçası şaşırdım çünkü seanstan sonra 1 yıl geçip hiç haber almayınca çalışma konumuzla ilgili hiçbir gelişme olmadı sanmıştım. Dolayısıyla bu vakayı biraz geri-bildirimlerin önemine dikkat çekmek için de paylaşmak istedim. Danışanlara her zaman seans sonunda ” Çalışma konumuzla ilgili olarak hayatınızda önemli birşey olursa bana yazabilirseniz iyi olur çünkü ben sizi ancak geri-bildirimleriniz sayesinde takip edebilirim. ” derim fakat genelde unutulur.
Referans verdiğine göre Gökhan bey’de olumlu birtakım şeyler olmuş olmalıydı diye merak ederek ben de Gökhan bey’e emaille gelişmeleri sordum. İlk aldığım cevap:

Eylül Hanım Merhaba,

Evet (X  kişisi)’ne sizi tavsiye ettim.
Hatırlayabilirseniz daha çok işimle ilgili size gelmiştim.
Şu an yaklaşık 1 senedir çalışıyorum. Farklı bir sektörde iş hayatıma devam ediyorum. İşlerimin yavaş yavaş yoluna girdiğini düşünüyorum.  
Ayrıca eşim de, bende olumlu değişikliklerin olduğunu söylüyor. Özellikle kendisine karşı.
Bildirim yapmadığım için kusura bakmayın. Bu konu çok aklıma gelmedi.
Yazdığınız için teşekkür ederim.”
***
Bu cevap üzerine eşinin farkettiği değişimleri sorarak eğer izin verirse vaka olarak yazmak istediğimi belirttim. Aldığım cevap:

Eylül Hanım Günaydın,

İlginiz için teşekkür ediyorum.
Öncelikle bloğunuzda isim vermeden paylaşabilirsiniz. Benim için bir sakıncası yok.
Seanstan tam 1 ay sonra iş buldum. Üstelik şimdiki patronum olan kişi benimle çok çalışmak istedi. İlk görüşmeden sonra ısrarla arayıp hemen işe başlamamı istedi ki bu iş benim için farklı bir sektör.
Şu anda kazancım çok olmasa da düzenli çalışıyorum ve borçlarımı bitiriyorum. Daha önce kendi işimi yapmak istedim ama bir türlü olmamıştı.
Kendime daha fazla güvendiğimi hissediyorum. Bu sektörde başarılı olduğumu düşünüyorum ve yakın gelecekte daha iyi olacağını biliyorum.
Eşim bendeki değişiklikleri sık sık söylüyor aslında. 
Onu daha iyi anladığımı söylüyor, önceden sanki benim gözümde bir perde varmış ve o perde kalkmış gibi diyor.
Daha önce bir konu üzerinde konuşup ortak hemfikir olmak zordu fakat şimdi oturup ortak kararlar alabiliyoruz, önceden benim dinler gibi göründüğümü aslında dinlemeyip kendi bildiğimi okuduğumu söylüyor.
Ayrıca bana söylediği, hayatımın kontrolünün şimdi daha çok kendi kontrolümde gördüğü. Önceden kontrolsüz bir şekilde oradan oraya savrulduğumu düşünüyormuş.
Şimdi iş konusunda ve gelecek konusunda kafamın daha net olduğunu söylüyor.
Eylül Hanım şimdilik hatırladığım bu kadar. 
Çok teşekkürler  “
Ş11
NOTLAR:
1-“Hatta ilk defa annem bize destek olmak için biraz para göndermiş.”*:  Bu gelişme benim içim çok manidar çünkü seansın son bölümünde yaptığımız özel çalışmada özellikle anne ve anne üst kuşaklara odaklı bir çalışma yapmıştık. Seansın üzerinden 1 hafta geçtikten sonra o güne kadar hiç maddi destekte bulunmamış olan annesinin kendiliğinden para yardımı yapması, yaptığımız çalışmaların aslında sadece çalıştığımız bireyleri etkilemediğini gösteriyor. Biz kendi içimizde değiştiğimiz zaman çevremizin tepkilerinde değişim olabiliyor.
2- Neden anne, göç, ataların anavatanı konularını önemsediğime gelince; anneyle bağlanma şeklimiz yaşamla bağlanma şeklimizi, ikili ilişkilerimizi, alma-verme dengemizi, parayla ilişkimizi ..vb konuları etkiler.
Eğer annemiz daha önceden yaşadığı bir travma nedeniyle üzgünse ve biz küçükken bizimle bizim istediğimiz şekilde ilgilenememiş ise, bu annenizin sizi hiç sevmediği anlamına gelmez. Sadece o anda sizin istediğiniz şekilde sevememiştir.
Annemle bağlanma şeklimde sorun varsa, büyük olasılıkla ikili ilişkimde sorunlar yaşarım. Gökhan bey’in eşiyle olan iletişiminde olan iyileşme bu alanda da şifalanma olduğunu gösteriyor.
Bu şekilde çok detay ve örnek verebilirim ama bu vakadaki en önemli ayrıntıya aşağıda değineceğim.
3-Gökhan bey’in annesi Yunanistan’da doğmuş ve yaklaşık 2 yaşındayken bütün evlerini, mallarını, tarlalarını orada bırakarak zorunlu olarak Türkiye’ye gelmişler. Bir yerden göç etmek zorunda kalmak ve üstüne üstlük bütün mallarını orada bırakıp başka bir ülkede herşeye sıfırdan başlamak zorunda kalmak, Gökhan bey’in annesi ve ailesi için zorlu bir durum ve ciddi bir travma.
İkinci önemli ayrıntı; Yunanistan’da doğan bir çocuk anavatanı olarak Yunanistan’ı görür. Oradan zorunlu olarak başka bir yere ( kendi ülkesi olsa bile ) gittiğinde bir uyum sorunu yaşar, hatta kendi ülkesinde dışlanabilir.
Şimdi gelelim en önemli detaya: Gökhan bey her 2 sene dolmaya yakın hep dış faktörler tarafından işinden oluyor, ya iflas ya kovulma ya da projesi sonlanıyordu. Aslında Gökhan bey, sadece annesinin ve annesinin ailesinin travmasını tekrar ediyor. Yurtdşındayken iyi kazanırken evlenip Türkiye’ye yerleştikten sonra çok çalışmasına rağmen para kazanamaması bile bir nevi atalarının travmasının tekrarı gibi sanki.
5
Malesef sadece kendi travmalarımızın etkisi altında değiliz. Ebeveynlerimiz çok travmatikse, onların halledemediği bazı işleri tekrar edip duruyoruz. Ta ki farkedip çözümleyene kadar. Freud’un ” tekrarlama güdüsü ” veya ” yineleme takıntısı” olarak tanımladığına benzer şekilde, bilindışımızdaki çözülememiş şeyleri bu sefer hatasız olarak gerçekleştirmek üzere tekrar edip duruyoruz. Bu noktada, çözümlenmemiş bu işlerin de farkında değilsek, Jung’un dediği gibi bütün bu olan bitenlere ” kader ” deyip geçiyoruz.
Bu yüzden hayatımızdaki döngülerin, tekrar eden sorunların farkında olmakla işe başlayabiliriz…Bu vesileyle Gökhan bey’i tebrik ediyorum ve yazmama izin verdiği için teşekkür ediyorum. Kaliteli bir trans geçişten daha önemli olan, her zaman açık bir kalple seansa gelmektir.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

MİKS BİR VAKA-II ( 4. Bölüm )

Standard

Z1

Zuhal Hn, uzak bir şehirden geldiği için, üçüncü seanstan bir gün sonra dördüncü seans için tekrar biraraya geldik.

Ön-görüşmede doğum şekli, süresi ve 0-6 yaş dönemine dair bazı sorular sorduktan sonra hemen seansa geçtik.

 

seans

Ana karnı dönemini keşfederken 8. günde giden bir kayıp ikizi olduğunu algıladı.

7 Aylık olduğu bir sahnede, babaannesinin ev işleriyle ilgili bir konuda annesine bağırdığını, annesinin karşılık vermek istediğini ama veremediği algıladı. O esnada annesinin sol göğsünün ağrıdığını ekledi.

8 Aylık olduğu bir sahnede; babasının annesiyle birlikte olmak için zorladığını ve annesinin bırakıp gitmek istediğini ama yapamadığını ve bu sebeple bu sahnede anne-babasının ayrılmalarından korktuğunu algıladı.

Doğum anı kolay ve sorunsuz geçiyordu. Doğduktan sonra annesinin kucağına verildiğinde annesinin ağladığını, doğumun kolay geçmesi sebebiyle mutlu olduğunu ama yine kız çocuğu olmasından dolayı biraz kırgın olduğunu belirtti. Annesinin sütü, doğumdan 12-13 saat sonra gelmeye başladığı için ilk gün kendisine mama veriliyordu.

Babasıyla ilk karşılaşma anında babasının kendisini kucağına alıp şefkatle baktığını ve ” Yine mi kız? ” diyerek annesine gülümsediğini söyledi. Bu cümle sebebiyle Zuhal hn olumsuz etkilenmiyordu fakat annesinin babasına karşı mahçup hissettiğini farketti. Babasının kucağındayken, annesinin kucağında olduğundan daha güvende hissettiğini, babasının yüzüne çok güzel baktığını anlattı.

 

Z12

 

0-1 Yaş Arası: Annesinin uyudu sanarak kendisini salıncağa yatırdığı bir sahnede, annesi odadan çıkar çıkmaz onun arkasından gitmek istediği için ayağa kalkmaya çalışırken beşik şeklindeki yüksek salıncaktan yere düştüğünü ve başının arkasını çarptığını algıladı. Bu sahnede çok ağlıyordu ve annesi başka bir odada olduğundan sesini geç duyup dönüyordu. Bu sahnede annesinin kucağında sakinleştirilmeye çalışırken dahi ağlamaya devam ediyor ve terk edilmiş hissediyordu.

 

 

2 Yaş: Bağırsaklarında sürekli bir ağrı olduğundan bahsettiği bu sahnede, annesiyle gezmeye gittiklerinde kaşla göz arasında yerde bulduğu bir toplu iğneyi yutuyordu. Yuttuktan hemen sonra annesi tarafından farkediliyordu fakat çoktan yutmuş olduğundan annesi hiçbirşey yapamıyordu. Toplu iğneyi dik bir şekilde yutsa da boğazında ve midesinde acı hissediyordu. Annesi tarafından o gün doktora götürülmediğini , annesinin telaşını gördükçe daha da çok korkup ağladığını anlattı. Toplu iğne yüzünden 2 gün boyunca bağırsaklarında sancı çektikten sonra tuvaletini yaptığında iğneyi çıkardığını ve çıkış anında acı hissetmediğini belirtti.

 

Z114 Yaş: Annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiği bir sahnede, saçlarının kesilmemesi için çok ağlıyordu. Bakımının zor olması sebebiyle annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiğini ve babasının buna engel olamadığını belirtti. Saçlarının zorla kesilmesi, o anda çocuk bilinciyle, kayıp duygusu yaşamasına sebep olmuştu ve hatta annesinin kendisini sevmediğini düşünmesine sebep olmuştu.

 

5 Yaş: Annesinin babasıyla birlikte işte olduğu bir anda kendisine bakan ablası tarafından dövüldüğü bir sahneyi keşfettiğimizde etrafta kendisini koruyacak kimse olmadığını düşünüyor ve çok yalnız hissediyordu.

Bütün bu sahneleri keşfettikten sonra, bu sahnelerin Zuhal Hn üzerindeki etkilerini dönüştürmeye çalıştık. Bedenine zarar gelen durumlar olduğu için buradaki travma izleri için beden terapi uyguladık.

 

Bu arada, ana karnı dönemi içinde kendisine eklenen bir eklenti daha algılamıştı. O eklentiyi de seans senasında gönderdik.

 

12

3 GÜN SONRA:

” 4.seanstan sonra üzerinden 24 saat geçti biraz da geç kaldım yazmakta, seans çıkışı epey yorgundum zaten yorucu olacağı bilgisini vermiştiniz, gene de o gece yürüyüşümü yaptım güzel vakit geçirdim rahat uyudum boğazımdaki acı ( NOT: TOPLU İĞNE SAHNESİYLE İLGİLİ BEDENDEKİ İZ )  bir iki gün sürdü ama ruhumdaki kayıp parçayı bulmuş olmak beni inanılmaz rahatlattı, malumunuz kayıp ikiz sendromu olduğum seans esnasında ortaya çıktı, ondan sonra ertesi gün arkadaşlarımla görüştüm hayata daha uyumlu ve olumlu dinginleşmiş olduğumu farkettim, eski olumsuz ruh halim de ortadan kalkmıştı ciddi bir huzur vardı üzerimde, kendimi yeniden keşfetmenin hazzı da tabi. 0-7 yaş aralığına baktık sizinle, bu dönemde çok fazla olumsuz şeylerin yaşanmamış olması beni sevindirdi ben daha olumsuz bir tablo bekliyordum, açıkçası 3. ve 4. seans benim hayatımın dönüm noktası oldu kendimi ilk kez tanıdığım ve anladığım kendimle yüzleştiğim yüklerimi bıraktığım inanılmaz güçlü seanslardı, enerji artışı karamsarlığın olumsuz etkilerinin geçmesi beni inanılmaz rahatlattı ve mutlu etti ben size çok ama çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, sevgilerle. ”

Z38. GÜN:

” Merhaba Eylül hanım, son iki seansın üstünden bir hafta geçti bu sürede gayet iyi normal zamanlarımdan fazla enerjik huzurlu ve sakindim, ölme isteğimde azalma oldu yüzde yetmiş civarı, çektiğim tarifsiz acılar da hemen hemen çok azaldı dünyaya ve hayata daha uyumlu hissediyorum kendimi, önceden düzenin bir parçası gibi bile hissedemez kendimi atılmış itilmiş dışlanmış hissederdim. Uykularım düzenli dinlenmiş olarak kendiliğimden uyanıyorum hala burnumdan rahat nefes alabiliyorum, öfke kontrolü konusunda epey iyiyim, insan ilişkilerimde aile içi ilişkilerimde inanılmaz bir rahatlama oldu o görünmez tıkanıklık çözüldü, içimi kemirip kafamın içinde dönüp duran sancılar acılar bir bir azaldı, etkileri yaşadıkça daha çok yazacağım size çok teşekkür ederim. ”

 

20 GÜN SONRA:

 Seanstan sonra harika bir iki hafta yaşadım her anlamda rahatladığım bir süreçti, hatta eminim etrafımdakiler bendeki bu durumu kıskandı ama elimde değil aşırı enerjik ve pozitiftim durduğum yerde duramayacak kadar iyiydim, ta ki Y ( Şehir ismi ) ‘e dönmeden önceki akşama kadar, 26 ağustos sabah yola çıkmadan evvel ailemle bir tartışma yaşadım, aslında olay benle ilgili değildi genel olarak geçmiş olaylarla ilgili konuşuluyordu nasıl olduysa konu bana geldi ve benim hatalarım üzerinden konuşulmaya başlandı zaten geriye yani Y’ ( şehir )ye dönmek konusunda gergindim ayrılık yaşayacağım yeni bir hayata başlayacağım vb. için endişeli ve gergindim ki ailemin bana karşı kullandığı suçlayıcı ve aşağılayıcı dilden epey rahatsız oldum ve kendimi tutamayıp istemediğim tepkiler verdim sinirlendim geçmişe yönelik olumsuz konuşup kalp kırdım tatsız ayrıldık, bu durum bir süre beni olumsuz etkilediyse de tekrar toparlandım bi hafta içinde olumsuz etkiler üzerimden kalktı yeni bir hayata başladım burda. Etrafımdan olumlu yorumlar aldım yüzüne renk gelmiş, çok iyi görünüyorsun vb şekilde, ölme isteğim ara sıra yoklasa da kesinlikle eski boyutta değil sadece minicik anlarda olup geçiyor kendimi ikna ve teselli edebiliyorum, önceden canım hiçbir şey yapmak istemezken şimdi gayet istekli bir halde yaşıyorum evimi düzenlemeyi günlük işler yapmayı kendi sevdiğim şeylerle meşgul olmayı kendime yetmeyi başarabiliyorum, burun tıkanıklığım normalde Y ( şehir )  şartlarında had safhada olurken geldiğimden beri problem yaşamıyorum gayet güzel nefes alabiliyorum kendimi dinç, dingin ve olumlu buluyorum, önceden kitap okuyamazdım okuyabiliyorum, gereksiz muhabbetler yapmıyorum olgunlaştığımı büyüdüğümü hissediyorum ilk defa, sağlık problemlerim konusundaki şikayetlerim mesela astımım çok azaldı, alerjilerim aynı şekilde azaldı, sırt ağrılarım azaldı kendime karşı duyduğum öfke terse döndü kendimi sevmeye başladım, içimde kanayıp duran yara kapandı, içten içe sürüp duran eski hesaplaşmalarım nerdeyse bitti, eski eşime karşı duyduğum öfke vb duygular tamamen ortadan kalktı hiç umursamaz bir duruma geldim nerdeyse hiçbir olay yaşamamışım gibi oldu, sadece eski eşim yakın arkadaşlarıma telefon aracılığıyla ulaştı hala benden haber almaya çalışıyor ama ben gene umursamıyorum onda da bu durumun sonlanmasını bekliyorum, karşıma çıkmadı çünkü aşırı meyli olsa karşıma çıkacağına inanıyorum, açıkçası kendimi başka biri gibi hissediyorum, çünkü eskiden olsa kendimle başbaşa kalmak istemezdim direkt kendimi suçlayacak birşeyler bularak huzursuz olurdum şimdi ibadetlerimi elimden geldiğince yerine getirecek kadar istekli ve huzurlu hissediyorum önceden çoğu ibadetimi yerine getiremezdim, kısacası bende büyük bir değişim var hem de gözle görülür şekilde, umarım bu enerjimi artıracak ve koruyacak yolu da bulurum çünkü kendime çok iyi geldim, yaşamayı hayatta olmayı seviyorum gözlerimin içi gülüyor… Size çok ama çok teşekkür ediyorum, yazdığınız 3.bölüm için kolaylıklar sevgiler iyi çalışmalar.

******************

1 Ay Sonra ( Vaka yazısının teyidi için telefonda konuştuğumuzda ) : Göğüs kafesinde bir yarık varmış gibi tanımladığı, tarif edemediği bir acı şeklinde hissettiği durumu ve ayrıca geceleri yoklayan ölme isteği düşüncesinde değişiklik olup olmadığını sordum. Her ikisinin de tamamen geçtiğini belirtti.

 

Ş11

NOTLAR:

1- KAYIP İKİZ SENDROMU: Bknz. ekteki vakanın ” NOTLAR ” bölümü:  BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 2. Bölüm )

2- Bu seansta, danışanın bedenine zarar gelen kaza, dayak, saçın zorla fiziksel şiddet uygulanarak kesilmesi gibi sahneler vardı. Bu bölümleri çalışırken yoğun beden terapi uyguladık çünkü bedenimizin de travmalarla ilgili bir hafızası var.

3- İlerde gelmeyi düşünen danışanları yönlendirmemek adına, Zuhal Hn’ın göğüs kafesinde hissettiği acının ve ölme isteğinin hangi konuyla alakalı olduğunu, orada nasıl bir işlem yaptığımızı ve neden bu seanstan sonra tamamen geçtiği gibi konuları seans içerisinde özellikle belirtmedim.

4- Zuhal Hn’ın hiçbir yere ait hissetmeme sorununda iyileşmeler başladı. Fakat atalarından gelen bazı etkiler taşıdığını da hissettiğim için, bu konuya ilerleyen tarihlerde BAĞLAR ÇALIŞMASI isimli, regresyon harici-farklı teknikler kullandığım grup çalışması içinde özel olarak bakacağız.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

AKADEMİK STRES; SIKILMIŞLIK HİSSİ; GÜVEN PROBLEMİ ( 3. Bölüm )

Standard

B1

İkinci seanstan bir ay sonra Beste Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan evvel aldığım extra bilgiler ve geri-bildirimler:

1-Sırt ağrılarım hala var, devam ediyor.

2-Unutkanlık, dalgınlık ve kafa karışıklığı %50 azaldı.

3-Öfkem %50 azaldı, daha rahatım.

4-Değersizlik duygusu ve izole olma hali %30 azaldı.

B55-Şişkinlik ve gaz: Tamamen geçti. Regl dönemini de daha rahat atlattım. Önceden regl dönemlerinde daha duygusal ve histerik oluyordum. Tepkilerim abartılı oluyordu. Bu ay daha dengeli ve rahat atlattım. Hiç gerginlik yaşamadım.

 

6-Sağ diz kapağımda bu ay ağrı olmadı. Zaten çok sık olmuyordu.

7-Çok uyuma ve sabah sinirli uyanma: %70 azaldı. Artık çok uyusam bile öfkeyle uyanmıyorum. Sabah alarmına eskiden çok sinirlenirdim. O geçti ve bu durum beni bayağı mutlu ediyor.

8-Tembellikte %50 azalma var. Ayrıca genelde odaklanma sorunum vardı ve devam ediyor.

9-( Konuşurken sürekli saçıyla oynaması dikkatimi çekince sordum ). Gerildiğim zaman saçımla oynarım. Konuştuğum kişi çok yakınım biri değilse de oynarım. İşte yapmamaya dikkat ediyorum.

10-Gözlerim miyop ve 2,75 derece. Şu anda lens kullanıyorum.

11-Erteleme alışkanlığım var. Beni geren, stres yapan işleri son ana bırakabiliyorum.

 

seans

 

Doğum şekli ile ilgili bazı sorular sorduktan sonra seansa başladık. 9 Aylıkken sezaryenle doğmuştu. Doğumdan sonra 1 gün kuvözde kalmıştı.

Ana karnındaki bazı önemli anları keşfederken bir eklenti algıladı. Bu eklentisi, annesinin kendisinden önce yaptığı bir düşükle ilgiliydi.

Ana karnındayken anne-babası arasındaki gerilimli iletişimden olumsuz etkilenmişti. Babasının annesini azarladığı ve annesinin susmayı tercih ettiği anlarda ise bedeninin sol tarafında ağrı ve sızı hissetti.

Sezaryen anını onun cümleleriyle paylaşıyorum:

Beyaz bir oda var…annem yatıyor. Karnını yarmışlar, kanlı…

Sarsılıyormuş gibi hissediyorum. Vücudum üşüyor, titriyorum. Annem baygın. Sızlama hissediyorum kollarımda ve bedenimde. Yer çekiliyormuş ve sallanıyormuş gibi hissediyorum.

Doktor ayaklarımdan ters tutuyor beni. Sıcak bir yerden soğuk bir yere geçtiğim için mutsuzum. Geri dönmek istiyorum. Orası sıcak ve daha rahat…daha küçük ve güvenli bir yer.

Doktor hemşirenin kucağına veriyor. O da kuvöz gibi birşeye koyup beni onunla başka odaya götürüyor. Şaşkınım çünkü başka yerdeyim ve burası sapsarı bir yer. Işık sarı ve çok ışık var. Rahatsız oluyorum. Çok fazla bebek var, çook fazla ışık var ve annemi geri istiyorum. 

 

kuvöz

Anneme üzülüyorum orda baygın yattığı için. Kuvözde kapana kısılmış gibi hissediyorum. Babamın yanında da hep böyle kapana kısılmış gibi hissederim.

Birkaç saat kuvözde kalıyorum. Sonra annemin yanına götürüyorlar. Annem çok yorgun, baygın. Zor ayılıyor ve kalkmakta zorlanıyor. Kafasını zor kaldırıyor. Beni zor tutuyor ve yorgun bakıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Ona zarar verdiğimi düşündüğüm için suçluluk duygum var.

Annem duygulanıp ağlıyor. Mutlu aslında ama yorgun. Bir de korkuyor artık 2 çocuğu olduğu için başedememekten ve bize sahip çıkamamaktan korkuyor.

…………………..Annemi 5 saat sonra daha diri görüyorum .       …………………………..            

***

 

Hastane odasında bir tane eklenti algıladı. Bu eklenti o anda şokta olduğu için ona eklenmişti.

Doğduktan sonraki dönem içindeki olumsuz algıladığı anlara çalıştıktan sonra 3 yaşına kadar gelebildik.

B4.jpg3 Yaş: Babasının apartman görevlisine bağırdığı bir sahnede çok korkuyor ve kendisine de bağırmasından çekiniyordu.

Ana rahmi dönemi, doğum travması ve 0-3 yaş arasındaki olayların üzerindeki etkilerini dönüştürmeye çalıştık. Bu esnada doğum anına yoğun olarak beden terapi uyguladık. Ana karnından aldığı 3 ve doğduğu gün hastane ortamında çektiği 1 eklentisini gönderdik.

Ana Karnındaki Eklentilerinden İkisinin Etkileri: Yetersizlik, başarısızlık duygusu, özgüvensizlik, değersizlik ve dışlanmışlık duygularına sebep olmuşlardı. Ayrıca yorgunluk ve baş ağrılarının da eklenti etkisi olduğunu ekledi.

Aileye, arkadaşlarına, çalıştığı şirkete aidiyetsizlik duygusu olduğunu ve hayatı boyunca kendini hiçbir yere ait hissedemediğini, bunun da eklenti kaynaklı olduğunu belirtti.

Ana Karnındaki Eklentilerden Bir Tanesinin Etkileri: Küçük bir çocuk gibi hissetme, yaptığı işi başaramama korkusu ve sol alt bacakta 2-3 ayda 1 tekrarlayan ağrılar.

Doğduğu Gün Hastanede Gelen Eklentinin Etkisi: Kararsızlık, şaşkınlık, korku, karar verme ve hata yapma korkusu

Seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda: ” Çok faydalanacağını düşündüğüm verimli bir seans oldu. 3 Yaş Sonrası ağır bir travması yoksa, BAĞLAR ÇALIŞMASI ( Sadece danışanlara açık olan ve farklı bir metot kullandığım grup çalışması ) ile ilerlenerek anne ile bağlanma şekline bakmakta fayda var. ” yazmışım.

Tavsiyem üzerine Beste Hn, bu seanstan 40 gün sonra BAĞLAR isimli grup çalışmasına katıldı.

g2

1.GÜN:

” Eylül Hanım Merhaba,

Dün seanstan çıktıktan sonra elime bir bitki çayı alıp sahilde yürüdüm biraz. Sonrasında eve hiç gitmek istemediğimi fark ettim. Enerjim önceki seans sonrasındaki halime göre oldukça yüksekti. Fiziksel olarak hiç de yorgun hissetmiyordum.Sadece kollarım ağrıyordu. Önceden, bugün Kadıköy’de buluşabileceğimizi konuştuğumuz bir arkadaşımı arayıp buluşmak isterse yakınlarda olduğumu ve Kadıköy’e gelebileceğimi söyledim. Yürüyüş sonrası, arkadaşımla buluşup yemek yedik. Sonrasında Moda sahilinde yürüdük. Bu arada enerjim oldukça çabuk tükendi. Eve dönerken oldukça yorgundum.
Sağ kolumdaki ağrı bugün hala devam ediyor. Sol kolum iyi durumda. Onun dışında vücudumun başka bir bölgesinde de ağrı yok.
Bugün 11:00’da bir iş görüşmem vardı. Sabah uyanmakta biraz zorlandım. Yataktan pek çıkmak istemedim yine. 9:15 gibi yataktan alarm zoruyla kalktım.
Farklı departmanlardan 3 yöneticinin ve 2 de çalışanın olduğu toplam 5 kişilik bir mülakata girdim. Oldukça özgüvenli ve konuşkandım. Mülakat süresince sesim hiçbir şekilde titremedi. Mülakatın uzunluğundan muhtemelen çıkışta beyin olarak çok yorgun hissettim fakat yine de evime gidip yatmak istemedim. Canım dışarıda kalmak istedi. Önce bir AVM’de yemek yedim sonrasında da İstiklal’de bir işimi halletmeye gittim.
Sonrasında eve gelip bir film izledim. Filmin sonlarına doğru oldukça uykuluydum. Şuanda da biraz uykulu ve yorgun hissediyorum. Onun dışında da söylediğim gibi sağ kolum ağrılı. Psikolojik olarak da normal hissediyorum.
Seans sonrasında yaşadıklarım bu şekilde.
Teşekkürler,”
15 GÜN SONRA:

” Merhaba Eylül Hanım,

Arka arkaya çok fazla iş görüşmesi yaptım.Sonrasında kısa bir süre içinde de görüşme yaptığım bankalardan birinden iş teklifi aldım. Birkaç gün sonra da teklifi kabul ettim.  Bu süreçte kafam çok dolu ve stresliydi. Size yazmayı unuttum ve sonrasında hatırladığımda da hep ihmal edip erteledim. Erteleme huyum hala kendini gösteriyor anlayacağınız 🙂
Seansı izleyen günler içerisinde sağ kolumdaki ağrı da yok oldu gitti. Arada bir belirgin sırt ağrısı hissediyorum. Belki de işte oturuş pozisyonumdan ya da yatağımdan kaynaklıdır… Emin olamıyorum bu konuda. Seanslarda hiç sırtımda yoğunluk hissetmedim daha önce aslında ama bu konu beni düşündürüyor. Sırtım dışında başka bir ağrım yok.
Bunun dışında seansın üzerinden 2 hafta geçmiş olmasına rağmen özgüven konusunda kendimi daha güçlü hissediyorum. Başka bir iyi haberim de bu ay da regl dönemimi duygusal anlamda oldukça rahat atlattım. Daha önceki eklenti seansında regl döneminde fazla hassasiyet göstermemden yakınmıştım.
Bir başka konuda, insan ilişkileri konusunda kendimi daha rahat ve özgüvenli hissediyorum. Daha önceden oldukça nadir görüştüğüm bir arkadaşımla daha sık görüşür olduk ve samimi sayılacak sohbetler ediyoruz. Önceleri insanlarla samimi olmak beni korkutur ve gererdi fakat şu an daha sık görüşmeye başladığım arkadaşımla paylaşımda bulunmak bana keyif veriyor, kendimi anlatmaktan ve zarar görmekten korkmuyorum. Dışarıda insanlarla vakit geçirmeye ve hafta sonları için plan yapmaya özen gösteriyorum. Evde oturmak canımı sıkıyor.   
………………..                  …………………………………           
1 AY SONRA:

” Merhaba Eylül Hanım,

Mayısta yaptığımız seanstan sonra ilk geri bildirim mailimde de anlattığım gelişmelere benzer gelişmeler devam etti.
Öncelikle geçtiğimiz çarşamba günü diploma törenim vardı. Annem ve babam tören için yaşadıkları şehirden İstanbul’a geldiler. Diploma alacağım günü annem,babam ve ablamla gayet neşeli ve mutlu geçirdim. Normalde ailecek katıldığımız etkinliklerden çok sıkılır ve gergin olurum. Geçen yıl da okulun kep atma törenine katılmıştık ailecek. Orada oldukça gergin ve huzursuzdum, anın tadını pek çıkaramamıştım fakat bu yıl diploma törenimin her anı çok keyifli geçti. Sosyal olarak da hala daha aktifim iş çıkışları arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyorum ve keyif alıyorum.
Bir başka iyi gelişme de daha önce de söylediğim gibi regl dönemim yine daha rahat geçti. Karın ağrısı dışında bir psikolojik gerginlik hissetmedim.
Ayrıca hala sabahları daha huzurlu uyanıyorum ve geçen gece evimde kalan bir arkadaşım sabah kalktığımızda ” sabahları baya huzurlu uyanıyorsun sen” gibi bir yorum yaptı. Bu da benim için pozitif bir gelişmeydi 🙂 Buna ek olarak geçen gece sabahları işe giderken uyanmak için kurduğum alarmımı kurmayı unutmuşum. Buna rağmen sabah kendiliğimden, alarmsız  uyandım ve işe vaktinde gittim.
Bir de odaklanma konusunda da küçük bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Elimdeki işe eskisine göre %20 daha iyi odaklanıyorum.
Bunun dışında sırt ağrılarım hafifledi.Sanırım iş yerinde oturduğum sandalyenin rahatsızlığından kaynaklanıyor. Bir hafta önce sandalyemi değiştirdim ve daha rahat bir pozisyonda oturuyorum. Şuan daha az ağrı hissediyorum. Evdeki yatağımda çok rahat sayılmaz. Bunun da sebep olabileceğini düşünüyorum. Durumu biraz daha takip edeceğim.
Bunların dışında fark ettiğim spesifik bir olay olmadı. Durum bu şekilde 🙂 Yarın görüşmek üzere
Teşekkürler,”
70 GÜN SONRA : ( Vakanın 2. bölümünü kontrol edip teyit etmesini istediğimde )

Vaka yazısını okudum, değiştirmek istediğim bir yeri yok. Bu şekilde yayınlayabilirsiniz. Kendimle ilgili gelişmeler konusuna gelince bazı değişiklikler fark ettim.

Öncelikle 1 ay kadar önce oldukça pozitif bir olay yaşadım. Temmuzdaki Bağlar çalışmasına gelmeden önceki 2-3 gün önce tek başıma üniversitenin açık yüzme havuzuna gitmiştim. Amacım biraz kafa dinleyip kitap okumaktı. Bir şezlonga yerleşip güneş kremimi sürdükten sonra kitabımı okumaya başladım. Yarım saat kadar sonra kafamı kaldırıp etrafa bakarken 2016’da size geldiğim ilk seansta bahsettiğim, sevgilisi olup hayatıma giren adamın havuzun diğer tarafında görüş alınımda olduğunu fark ettim. Normalde onunla bir yerlerde karşılaşmak bana eskiden yaşattıklarını hatırlatır ve kötü hissederdim. O günse hiçbir şey hissetmedim ve kitabımı okumaya devam ettim. Havuza girip çıkması, kalkıp başka bir yerlere yürümesi hiç ilgimi çekmedi ve kaçamak bakış atma ihtiyacı bile hissetmedim.  Son derece huzurlu bir şekilde vakit geçirdim. Sanki beni o kadar aşağılayıp kötü muamele yapan kişi o değildi. Bütün öfkem yerini sakinliğe ve daha güçlü bir özgüven hissine bırakmıştı. Mayıs ayında yaptığımız çalışmanın yararını gördüm yani.
Başka bir konu da fark ettiğiniz gibi hala odaklanmamı gerektirecek bazı konuları erteliyorum. Erteleme huyum eskisi kadar değil, yüzde 30 kadar azaldı diyebilirim fakat yine de önemli şeyleri erteleyebiliyorum, sizi durumumdan bilgilendirmek gibi…
3 haftadır teklifini kabul ettiğim şirketin eğitim sürecindeyim. Her gün benim gibi yeni mezun, işe yeni başlayacak adaylarla beraber eğitim görüyoruz. Dolayısıyla her gün dershane gibi tanımlayabileceğim bir ortamın içindeyim. Burada insanlarla oldukça çabuk kaynaştım. Oldukça özgüvenli ve girişkenim, bir yandan da biraz temkinliyim insanları iyi tanımadan her şeyimi ayrıntılı anlatmamaya çalışıyorum. Eğitimdeki insanlarla vakit geçirmeyi seviyorum ve kalıcı arkadaşlıklar edinmeye çalışıyorum.
Bunun dışında daha önce size sırt ağrımdan bahsetmiştim. Eski işimdeki sandalyemin rahatsızlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Oradan ayrıldıktan sonra sırt ağrılarım geçti. Spor sonrası ağrısı dışında şuan bir sırt ağrım yok.
Temmuzdaki Bağlar çalışmasında anne ile olan ilişkime bakmıştık. Sonrasında anneme olan bakış açım bir parça değişti. Bağlar çalışması annemin “anne” benim de “çocuk” olduğum konusunda bana farkındalık sağladı. 
…………         ………………………….          …………………………………………
Teşekkürler, “
Ş11
NOTLAR:
1- Vakanın bu 3. bölümünde doğum anını detaylı verdim. Amacım normal doğum veya sezaryen yönteminden herhangi biri diğerinden daha iyidir veya daha kötüdür şeklinde bir yorum yapmak veya insanları yönledirmek değil, sadece bir bebeğin gözünden durumu yorumsuz olarak aktarmak.
Bazen normal bir doğum, sezaryenden daha travmatik olabilir veyahut da sezaryenle doğum o anda hem bebeğin hem sizin sağlığınız için tek seçeneğiniz olabilir. Buna ancak doktorunuzun önerisiyle siz karar verebilirsiniz.
Günümüzde ” keşkesiz doğum ” konusunda uzman olan doktorlar var ve sezaryenle doğum da dahil olarak doğum anını en keşkesiz şekilde geçirebilmeniz için size uygun şartlar için çalışıp, ülkede yaygınlaşması için çalışmalar yapmaktadırlar.
***
2-Doğum travması, her ana karnı dönemine baktığım danışanla çalıştığım bir konudur. Sezaryen veya normal doğum olup olmaması tek başına bir kriter değildir. Yaptığım seanslarda, gayet kolay ve normal doğum ile doğduğu ve hemen annesine kavuştuğu halde, sezaryenle doğumdan daha travmatik geçiren danışanlara da rastlarım. Bu sebeple, doğum şekline gelene kadar bir sürü kriter üzerinde çalışırım.
Örneğin; annenin hamileliğini nasıl geçirdiği, annenin hamileliği sırasında herhangi büyük bir travma ( sevdiği bir insanı kaybetmek, kaza, dayak , bir önceki bebeğini kaybetmesi ve/veya bebeğini kaybetme korkusu…vb ) yaşayıp yaşamadığı bile bebek üzerinde etkili olduğundan önemli detaylardır.
Bu, en başta size kötü bir haber gibi görünse de iyi tarafı şudur ki; bunları keşfettiğimiz ve bildiğimiz zaman, bu etkiyi nispeten dönüştürme şansımız her zaman vardır.
***
3-Anneyle bağlanma şeklimiz üzerinde neden bu kadar durduğuma gelince; birçok kişi gündelik yaşantısına annesiyle olan bağlanma şeklinin hiçbir etkisi olmadığını düşünür ve önemsemez ama mesele sadece annenizle ilişkiniz değildir. Anne ile bağlanma şekliniz;  ilerde yaşamla ilişkiniz, ikili ilişkileriniz ve hatta bazı durumlarda parayla bile ilişkiniz dahil olmak üzere birçok konuda sizi etkileyebilir.
***
Prof. Dr. Franz RUPPERT’in bir kitabından alıntı:

Anne ve çocuk arasında güvenli ve destekleyici bir bağ kurma açısından uygun olmayan koşullar; prematüre doğum, küvöze konma, makina ve ekipman kullanımı, ilaç, narkoz, yeni doğanın anneden erken ayrılması, anne ve bebek arasında çok az fiziksel temas olması, emzirmeden kaçınma olabilir.
Anne ve çocuk için doğum deneyimi, korku ve acı ile damgalanmışsa, sıkıntılı ve kaygılı çocuk, daha sonradan annenin yoğun bakımına rağmen güvensiz ve yalnız hissedecektir. Bu ilk ilişkinin belirleyici izi, yakınlık ve güvende olmayla ilgili yanıt bulamayan bir ihtiyaç olabilir ve bu da daha ilerde çocuğun tüm ilişkilerine aktarılabilir.  

Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU- 9. Bölüm

Standard

a1

 

ONUNCU SEANS:

9. Seanstan 2 ay sonra, mayıs 2017’de Berna Hn ile tekrar biraraya geldiğimizde bu sefer konu olarak ilişkiler konusunu seçti ve ” artık bir ilişki yaşamak istiyorum ama bugüne kadar hep kendime evlenemeyeceğim kişileri çektim. ” diye ekledi.

İlişki konusuyla ilgili olarak komut verdiğimde kendiliğinden bir geçmiş hayata geçiş yaptı.

Bu geçmiş hayatında fakir bir ailede, farelerin kaynadığı bir ortamda mutsuz bir çocukluk geçiriyordu. Babasının alkolik ve sert bir adam olduğunu, annesini sürekli eleştirerek bağırdığını ve bu sebeple her ikisine de öfke duyduğunu söylüyordu. Babasına hergün alkol aldığı ve zayıf bir adam olduğu için, ama asıl öfkeyi kendisini savunmadığı ve ezdirdiği için annesine duyuyordu. Ve henüz daha 7 yaşlarındayken ” BÜYÜYÜNCE ZENGİN BİRİYLE EVLENİP KENDİMİ BU HAYATTAN KURTARACAĞIM, ANNEM GİBİ OLMAYACAĞIM ” şeklinde bir karar veriyordu.

Evlerde hizmetçilik yaparak adım adım planını uyguluyor ve sonunda zengin, yakışıklı ve bekar kişilerin olduğu bölgelere odaklı olarak işinde ilerliyordu.

19 Yaşına geldiğinde yeni girdiği işinde önce servis yaparken evin bekar ve zengin sahibini adım adım baştan çıkarıyor ve birlikte oldukları bir geceden sonra “mağdur, kirletilmiş kızı ” oynayarak onunla bir daha birlikte olmaktan kaçınıyordu. Bu esnada aslında ” içimde ona karşı hisler var ama duygularımı serbest bırakırsam hedefimden uzaklaşırım ” diyerek kaçan kovalanır taktiğini uyguluyordu.

2-3 Ay sonra evleniyorlar ve evlendikten 4 ay sonra ise kocasından ilk tokadını yediği bir sahnede başına darbe alarak hafıza kaybına uğruyordu. Hafıza kaybına uğradıktan sonra evden kaçtığını ve 6 yıl boyunca sokaklarda aç susuz yaşadığını, aşevlerinden ve çöpten beslendiğini, bir süre sonra artık erkek kıyafeti giyip saçını da kestiğini anlatıyordu.

25 Yaşına geldiğinde intiharla sonlanan bu hayatın etkilerini dönüştürdükten sonra seansı noktaladık.

İlk defa ilişki odaklı bir geçmiş hayat çalıştığımız bu seansın sonunda Berna Hn aşağıdaki bağlantıları kurdu:

1-Amaç ve hedeflere yönelik duygularımı her zaman arka planda bırakıyorum ve duygularıma izin vermiyorum.

2-Şimdiki hayatımda da seçtiğim karakterlerin her zaman sosyal sınıfına, fiziksel görüntüsüne önem verdim. Seçtiğim insanlarda ” ben bu kişiden ne fayda sağlayabilirim ” olarak bakıyorum. Bu kişileri bir basamak olarak görüyorum.

3-Tıpkı bu geçmiş hayattaki karakter gibi bu hayatımda cinsellik yaşarken yine soğuk ve mesafeli hissediyorum. Karşı tarafa da öyle hissettiriyorum. Bunu sanki görev icabı yapar gibi yapıyorum. Hatta ilk sevgilim bundan rahatsız olduğunu açıkça söylemişti.

4-İkili ilişkilerimde partnere yeterli sevgi ve hakettiği ilgiyi göstermeyip onları değersiz hissettirerek, onlardan da tepki olarak değersizlik duygusu alıyorum.

 

g2

3.GÜN:

” Eylül hanım nasılsınız kusura bakmayın dün atmam gereken mail ancak bugün atabildim.seanstan sonra genelde yorgun olurdum ama aksine çok enerjik durumdaydım.mutluluktan bi göbek atmadığım kaldı .gece de heyecan ve mutluluk vardı içimde .kendimi daha duygusal ve sakin hissediyorum. ”

11.GÜN:

Eylül hanım merhaba nasılsınız
Tamir fazı dönemi genel olarak sakin geçti.mümkün olduğunca evde dinlendim ve ailemle vakit geçirdim.yazmak istediğim başka şeyler de var ama kafam biraz karışık net değil o yüzden biraz daha bekleyip yazacağım.bu süreçte farkettiğim ve aslında ben önemsemesemde hayatımı etkilediğini anladığım durumlar var.ilişki çalıştığımız için hoşlandığım kişiyle karşılaşmak için sabırsızlanıyorum. Sevgiler

 

24.GÜN:

” Merhaba eylül hanım nasılsınız

Yaptığımız seans ile ilgili yeni bir ilişkiye başlamadım ama hoşlandığım biri var henüz kendisiyle herhangi bir iletişime girmedik .tabi bu durumda benim aşırı derecede utangaç olmamın etkisi de var. ilginç olan eskisine oranla çok daha fazla insanların dikkatini çektiğimi farkettim.
 
Bağlar çalışması ile ilgili geri-bildirim: 
Bitmemiş ilişki çalışmamız :çalışma yaptığımız kişi ile alakalı ciddi bir nötrleşme yaşadım çok iyi geldi onda da aynı şekilde bu durum söz konusu sanırım çalışma da bana söylediğiniz ” bu durumdan gizli haz duyuyorsun bunun farkında değilsin ” cümlesi çok etkili oldu.en güzel tarafı da ben her zaman etrafımda evli çocuklu nişanlı tiplerin olmasından şikayet ederdim şimdi o insanların hepsi etrafımdan temizlendi.  Sevgiler

 

40.GÜN:

” eylül hanım merhaba nasılsınız bugün facebookta ki yazınızı okudum. Birşeyi korkudan, alışkanlıktan veya boşluktan yapıyorsanız : ” Geçmiş olsun.

…………………………………………….hayatımda yaşadığım boşluğu doldurmak için sürekli spor yapıyorum.sinemaya gidiyorum vs yapabileceğim ne varsa yapıyorum en son eve geldiğimde de yorgunluktan sızıp uyuyarak ertesi gün kalkıp işe gidiyorum.insanlar bana sürekli ne kadar enerjiksin bu kadar şeyi yapmaya nasıl vakit buluyorsun diyor ama bilmiyorlar ki bunların hepsini yalnızlıktan yapıyorum.şöyle oturup düşününce gerçekten hiç arkadaşım yok olanlar da sürekli güzin ablaları yada dertlerinin çaresiymişim gibi sürekli bana sıkıntılarını anlatıyorlar.kaliteli vakit geçirmiyoruz yani bu sebeple de onlarla da görüşmeyi bıraktım.bu yeni bir olay mı  derseniz değil yıllardır bu durumdayım ama artık gerçekten çok ağır geliyor.ben artık yeni insanlarla tanışmak verimli ve kaliteli vakit geçirebileceğim arkadaşlar edinmek istiyorum. ben mi kendimi insanlardan soyutluyorum onlar mı bir sebepten dolayı benden uzak duruyor bilmiyorum .yada soğuk ulaşılmaz görünmez miyim yada ben gözümün önünde olan biteni mi görmüyorum .sorular sorular…hayatımda ki bu derin boşluğu doldurmak için sürekli yeni şeyler yeni oluşumlar peşindeyim.maalesef bir süre iyi geliyor bu yaptıklarım ama eninde sonunda aynı noktaya dönüyorum.sağlıklıyım bir işim var kültürlü donanımlı bir insanım bekarım vs uygun bütün kriterlere sahipken zihnimde nasıl bir girdabın pençesindeyim ki hiç arkadaşım yok bir sevgilim yok bu kadar yalnızlık çekiyorum,

yeni boşluk doldurma uğraşım aktif olarak spor yapmak ama normal sınırlar gelmesin aklınıza . …………….. neyse ki yapılan spor ve sağlıklı bir beslenmenin karşılığını oldukça fit bir vücut olarak geri alıyorum . sevgiler

 

3,5 AY SONRA:

” merhaba nasılsınız eylül hanım farkettim ki size attığım en son mailin üzerinden 1.5 ay geçmiş içimden size yazmak geldi.

öncelikle biraz olumlu durumlardan bahsedelim.görüşmediğimiz bu süre içerisinde mali durumumu iyileştirmek adına bazı adımlar attım.ben memur olduğum için sabit bir gelirim var.bir yerden piyango çıkmadığı sürece bunun artma şansı yok.bende bu konuda ki uçuk beklentilerimi bi kenara bırakıp e ticaret olayına başladım. internet üzerinden kullanmadığınız yada sıfır eşyalarınızı satabileceğiniz siteler var .bunlara üye oldum ve satış yapmaya başladım. hem evimde ki fazla eşyalardan kurtuluyorum hemde elime para geçiyor.bu durum sayesinde ben sadece bu işi biliyorum başka iş yapamam başarılı olamam yargımı kırmış oldum. ticaret yada herhangi başka ne iş olursa yapabileceğimi gördüm.bu konu uzun zamandır aklımdaydı ama aslında şu durumdan sonra daha fazla netlik kazandı.ailemin yanına kesin dönüş kararı aldım ve bundan sonra herşey bir anda gelişti.sanki evren doğru ve net bir karar aldığım için benim önümü açtı.böylece aslında eşyaları elimden çıkararak dönmeye hazırlık yapmaya başladım.hatta arkadaşlarımla konuşurken farketmeden ben giderken bu eşyamı sana hatıra bırakırım tarzı cümleler kurmaya başladım.ben bile şaşırıyorum bu duruma

ailevi olarak ta güzel gelişmeler var.uzun zamandır iş yerimizi değiştirmek istiyorduk fakat bir türlü uygun bir yer bulamadık.şu anda tuttuğumuz iş yeri yıllar önce bakıp fiyatından dolayı tutmadığımız bir yerdi.bu sefer dükkan sahibi çok ılımlı davrandı hem fiyatı düşürdü hemde biz acayip harika bir dükkan tuttuk. babam ev borcundan dolayı başka bir borca girmek istemiyordu fakat şu anda sıfır bir araba aldık ayrıca da işi büyütme planlarını da hızlandırdı. yani anlaycağınız babamda bende kafamızda ki sınırları kaldırıp risk almaya ve büyümeye karar verdik.bu durum beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam

ailemin yanına geri dönme kararı beni acayip olumlu etkiledi.inanılmaz pozitif ve enerjik bir ruh haline  büründüm.tabi ki henüz bu kararımı aileme açıklamadım.çünkü söyledikten sonra işler acayip hızlanacak biliyorum .dönmek konusunda tereddüt yaşamıyorum fakat bazı korkularımda yok değil.yeni bir çevre orda ki insanlar beni nasıl karşılayacak .büyük bir şehirde uzun zamandır yaşıyorum ve küçük bi yere taşınmak orda kendimi kısıtlanmış hissedermiyim bu tip korkularım var . o yüzden de bu kararımı bir türlü ailemle paylaşamıyorum.

diğer taraftan dönmek için ruhsal olarak hazır olduğum için eskiden yaşadığım bazı durumlar tekrarlıyor.12 yıl önce X şehrine geldiğimde ailemin yaşadığı şehirdeki bütün herkesle bağımı kopardım eş dost akraba arkadaş okul çevresi şimdi de aynı şeyi burda ki çevreme yapıyorum kendimi onlardan soyutlamaya başladım. normalde zaten çok ortam insanı değilim insanlarla görüşmek bana yük geliyor bu durumda nasıl değişir bilmiyorum .zaten bu sebeple de bir ilişki yaşama olasılığı çok düşüyor. yeni insanlar ve yeni bir çevre düşüncesi beni korkutuyor. sevgiler

v9

 

NOTLAR:

1-Bu seanstan sonra Berna Hn ile çalışmaya uzun bir ara verdik. Bu süreçte Berna Hn’dan çok sık olmasa da ara ara güncel bilgi alıyorum. Henüz şehir değiştirme kararını hayata geçirmediğini, bu konunun askıda olduğunu belirtti.

2-İlişki cephesi: Berna Hn,  ara ara sosyal bir ortamda karşılaşıp hoşlandığını söylediği kişi ile yaptığımız son seanstan sonra bir daha hiç karşılaşmadığını söyledi. Şu anda hayatında şehir değiştirme konusunu netleştiremediğini ve düzenini bozmakla ilgili endişeleri olduğunu ekledi. Aslında yakın bir ilişki yaşamak istemediğini farkettiğini ve bu konunun ancak hayatının diğer alanlarıyla ilgili belirsizlik ortadan kalktığında belki değişebileceğini söyledi.

3- Eğer kendinize sürekli bir araya gelemeyeceğiniz, ya da yakın bir ilişki yaşamak istediğinizi söylemenize rağmen hep bir engeli olan kişileri çekiyorsanız belki de yakın bir ilişki için yeterince hazır değilsinizdir. Özellikle hep nişanlı, evli erkekleri çekiyorsanız bu da bir çalışma konusudur.

4- Sanılanın aksine, ben çalışmalarımda size ilişki koçluğu yapmam. ” Bu çocuk senin ruh eşin, aman bırakma.” , ” Bu kişi sana uygun değil, terket ” gibi danışanı yönlendirici cümleler kurmam. Ben seanslarda sadece sizin yaşadığınız soruna ilişkin altta yatan nedenleri araştırırım. Eğer bu alandaki sorun spesifik bir konu değilse ( Ör: Ahmet’le iletişim sorunu, eşe ..konusunda öfke ..vb ) ve hayatınız boyunca ilişkiler alanı hep sorunlu olduysa, bu iş tek seanslık bir iş değildir. Kişinin ilerleme hızı da danışandan danışana farklılık gösterdiğinden gözleme dayalı ve zamana yayılan bir çalışma yaparız.

 

” Eğer bir kadın güçlü bir erkekle yüzleşemezse, annesine dönmeli ve partneriyle/eşiyle ilişkisinde derinleşmeden önce annesinden enerji almalıdır. Bu süreç zaman alabilir ve kişinin , kadınla erkek arasındaki olgun bir ilişkiye ne derece hazır olduğuna bağlıdır.   

                                      Svagito R. LIEBERMEISTER  “

 

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 2. Bölüm )

Standard

z3

Zerrin Hn ile ilk seansın üzerinden yaklaşık 50 gün  geçtikten sonra 2. seans için bir araya geldiğimizde aradaki gelişmeleri sorarak seansa başlamıştım. Bu geri-bildirimleri ise ilk seansın altında belirtmiştim. Henüz okumayanlar için link : BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 1. Bölüm )

2. Seansa kısa eklenti temizliği ile başladıktan sonra ana karnını ve 0-5 yaş arasını içeren bir şimdiki hayat regresyonu gerçekleştirdik.

Z2.jpgHenüz ana karnında 7 haftalık olduğu ilk sahnede sol kalçası çok hafif ağrıdı ve kalçası uyuştu. Burada halasının annesinin düşük yapması için annesine iğne yaptığını algıladı. Daha ilk sahnede istenmediğini düşünmüş ve şok olmuştu. ( Düşük iğnesi konusu anne ile teyit edilmiş gerçek bir bilgidir ). O anda kardeş ve düşük kelimeleri aklından geçince kayıp ikiz sendromundan şüphe ederek durumu araştırmaya başladım. Sonunda anladık ki 7. haftada annesi düşük yapması için iğne olduğunda o sırada ikiz olan bebeklerden biri düşüyor, diğeri ise ( Zerrin Hn) tutunmaya devam ediyordu. Tabiki ikiz gebelikten haberdar olmadıkları için diğer bebeğin büyümesini engelleyemiyorlardı. Bu sahnede kardeşini kaybetmesine sebep olduğu için annesine yoğun öfke hissetmişti.

7-9 Aylık olduğu döneme ait birkaç sahne daha keşfettikten sonra normal doğumla ama zor diye tarif ettiği doğum sahnesine geldik. Doğduğu anda çevrede bulunan hemşirelerden birinin varlığı onu rahatsız ediyordu.

z33 Yaş: Düştüğü için dedesi tarafından azarlandığı bir sahneyi keşfettik.

5 Yaş: Her gece annesiyle uyuduğunu ama babası vardiyalı çalıştığı için annesinin kocası eve geldiğinde Zerrin Hn’ın yanından ayrılarak kocasının yanına yatmaya gittiği bir anı hatırladı. Annesinin gidiş anında uyanmıştı ama annesi onu uyuyor sanmıştı. Çok üzüldüğü bu sahnede yine kalçası ağrıdı ve kendini çok yalnız hissetti.

Keşfettiğimiz sahnelerin onun üzerindeki etkisini dönüştürdükten sonra içsel çocuk çalışması yaptık ve anne ile ilişkisine ayrıca baktık.

Bu seanstan sonra, bugüne kadar ilk defa bir danışanıma ” Bu çalışma yeterli. Bu konu için uzun süre gelmenize gerek yok. Ama ilerde isterseniz kızınız için BAĞLAR ÇALIŞMASI’na gelebilirsiniz. ” dedim ve ilk defa böyle bir cümle kurmanın mutluluğunu yaşadım. Neden derseniz, bu danışanın tek ve spesifik bir konusu vardı ve 2 seanslık çalışmada danışanın da katkısıyla hızlı ilerleyerek bu konuları toparlayabildik.

 

g2

 

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylul hanim her sey yolunda, bir enerji artisi var ama uyku hali de cok fazla’. Yatsam 3 gun uyusam super olacakmis gibi..”

1 Hafta sonra:

” Eylul hanim merhabalar,

Her sey yolunda gayet iyi gidiyor 😊 Annemle de cumadan beri birlikteyiz, hala tartismadik bu bizim icin guzel bir gelisme 😊  …”
Seanstan 3-3,5 ay sonra:

” Eylul hanim merhabalar,

 İkinci seans sonrasinda yazmamistim size. Hem biraz zaman gecmesini bekledim hem de annemle bir sure birlikte yasayacagimiz icin o donemki degerlendirmemin daha dogru olacagini dusundum. 
Hatirlarsaniz annemle problemim vardi ve bu ikiz kardes sendromundan kaynakliydi. Onceden annemle birkac gun birlikte kalacak olsak 2. Gun mutlaka kavga etmeye baslardik. Kizima bakmak icin annem yanimiza yerlesti ve 1 aydir birlikteyiz. Hic tartismadik, sorun yasamadik. İlk zamanlarda yine anneme karsi bir ofke vardi ama birkac gunden sonra gecti. Kisa eklenti temizligini sik sik yapmamin etkisi var midir bilmiyorum. Bizdeki gelismeler bu sekilde. Cok tesekkur ederim size. 
Bir de esim de size gelmek istiyor. Onumuzdeki donemde ne zaman İstanbul’ da olacaksiniz acaba?  …….

Ş11

 

NOTLAR:

1-KAYIP İKİZ SENDROMU:  Kayıp ikiz sendromu ilk kez 1945 yılında Stoeckel tarafından tanımlanmıştır. Tıbbi araştırmalara göre her hamileliğin 1/8’i ikiz olarak başlıyor. Fakat bu ikizlerden bir tanesi ilk 28 gün içinde çoğu anne ikiz hamilelik yaşadığının farkında bile değilken ölüyor ve bazen hafif ağrı ve küçük kanamalarla vücuttan atılıyor. Yaşanan bu fiziksel durumun geride kalan ikiz kardeş açısından da birçok fiziksel ve psikolojik etkileri oluyor.

2-İnsanların genelleme gibi bir alışkanlığı olduğundan ötürü özellikle uyarı olarak eklemek istiyorum. Her anneye öfke duyan insan kayıp ikiz sendromundan muzdarip değildir. Veyahut da her kayıp ikiz sendromu olan kişi annesine öfke duyar diyemeyiz. Her vaka kendi içinde özeldir ve detaylar ayrıntıda gizlidir. Bu sebeple bu vakaları yazarken her detayı belirtmiyorum çünkü malesef bu ülkede 3-4 günde hızlandırılmış hipnoz eğitimi alarak veya 3-5 günlük koçluk eğitimi alarak regresyon terapisti olduğunu düşünen insanlar var. İnsanlara zarar verilmesine mahal vermemek adına burada detaylı olarak kişinin kayıp ikiz sendromu olup olmadığını nasıl anladığımızı , ne tür semptomlar gösterdiklerini ve tüm bu sahnelerin etkisini nasıl dönüştürdüğümü detaylıca açıklamıyorum.

3-Kayıp ikiz sendromu konusunda daha önce belgelendirilen bir çocuk danışan vakası yapmıştım. Böyle birşeyden  şüphelendiğimi eski bir danışanım olan annesiyle paylaştığımda kendisi 10 yıllık arşivini karıştırarak bana ultrason sonuçlarını göndermişti ve oğlunun kayıp ikizi olduğunu belgelerle teyit etmişti. O günden sonra oğlunda ciddi anlamda bir özgüven artışı olmasına kendisi de bayağı şaşırmıştı. Bu vakayı geçtiğimiz aylarda facebook sayfamızda ekine ultrason fotolarını ekleyerek paylaşmıştım. Bu bilgiyi de konuya bilimsel yaklaşan insanlara örnek olması açısından eklemek isterim.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 1. Bölüm )

Standard

z3

İsmine Zerrin diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başında, çalışan, evli ve küçük bir çocuğu olan biriydi. Çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Annemle ve çevremle olan ilişkileri yoluna koymak ” yazmıştı.

Haziran 2016’da kendisiyle ilk seansımızı yapmadan önce gerçekleştirdiğimiz ön görüşmede:

-annesi ile telefonda konuşurken bile sebepsiz bir öfke hissettiğini

-çok arkadaşı olmasına rağmen insanlarla derin bağlar kuramadığını

ve bazı çocukluk anılarını içeren detaylı bir konuşma yaptık.

Seansa başladığımızda ikimizin de dikkatini çeken bariz bir eklenti olunca seansı eklenti seansı olarak gerçekleştirdik.

 

z2Kendisinden aldığım bilgiler doğrultusunda toplam 3 eklenti çalıştık. Bunlardan ilki 5 yıl önce yoğun suçluluk duygusuyla çektiği bir eklenti türüydü ve bu 5 yıl boyunca vücudunda ağırlık ve baskı yarattığını söylemişti.

İkinci eklenti; 3 yıl önce öfkeyle çektiği bir enerji türüydü. Geçmişte borç verdiği bir yakın arkadaşının ilişkileri bittikten sonra kendisinden aldığı borcu geri ödememesi nedeniyle yoğun öfke duyduğu bir anda çekmişti. Bu eklentinin etkileri arasında ise eşiyle iletişim sorunları yaşaması, ani öfke patlamalarına yol açması, eşiyle yaptıkları plan ve projelerin hiçbir sebep yokken son anda direkten dönmesi ve bütün işlerin ters gitmesi gibi etkileri vardı.

Üçüncü eklenti; yine suçluluk duygusuyla kendine 2 yıl önce çektiği bir enerji türüydü. Bu eklentisi ise bir yanının hep eksik gibi hissetmesine yol açmıştı.

Belirttiği şekilde 3 eklentisine çalıştıktan sonra tam seansı bitirirken bedeninde olan semptomlardan dolayı kendisinde 1 eklenti daha olduğunu farkettik. Bu eklentinin türüyle ilgili şüphelerim daha çok ” kayıp ikiz sendromu ” üzerinde yoğunlaştığı için dosyama bu konuyla ilgili bir soru işareti yaptım.

Bir sonraki seansta annesinin hamilelikleriyle ilgili yaşadığı sağlık sorununa bağlı olarak ana karnı dönemine ve özellikle annesiyle bağlanma şekline bakmak istediğim için 2. seansta detaylı araştırmak üzere kayıp ikiz sendromuna dair notumu aldıktan sonra seansı noktaladık.

g2

1. gün

z1” Dun seanstan sonra mide bulantisi, bas agrisi ve basta agirlik, kulaklarda ugultu, bogazda kircillanma, hasta oluyormus gibi hassasiyet, esneme bir sure devam etti. Uyku bastirdi ve 1.5 saat gibi uyudum. Sonrasinda sol ayakta hafif karincalanma ve bogazdaki hassasiyet devam etti. Aksam 7 gibi oksuruk krizi tuttu 1 dk kadar surdu ve bir anda gecti. Aksam agizda karincalanma basladi. Yatinca kisa eklenti temizligi yaptim sol ayak parmak ucundan dize kadar dalgalanma oldu. Sanki sizinle seanstaki gibi guclu dalgalanma ve gezinme hissi oldu. Heyecanlaninca midede olan his vardi. Sabaha kadar o dalgalanmalar devam etti. Arada eklenti temizligi yaptim ve dua ettim. Arada sanki goruntuler oldu ama tam olarak anlayamadim. Sabah 5 gibi uyumusum. Uyandigimdan beri sol parmak ucu ve dizimin arasinda karincalanma ve dil, agiz ici ve arada yuzdeki karincalanma devam ediyor. Sik kullananlari okudugumda orada yazan semptomlar yasamam normal ama ozellikle ayak uzerinden dize kadar olan ve yuzdeki karincalanma normal mi bilemedim. ”

NOT: Normalden fazla semptom yaşadığı için endişelenmemesi için kendisi ile telefonda görüştük.

7. gün:

z4“Eylul hanim gunaydin,

Enerjim de artis olmustur mutlaka ama Merve ( kızı ) bu hafta beni o kadar uykusuz birakti ki anlamadim 😊 Sunda degisiklik oldu ama mesela yapmam gereken isleri onceden planlayip yapamazdim ama bu hafta tikir tikir her isimi hallettim. Bir de dun gece degisik bir sey oldu. Eklenti temizligini yaptim. Merve  hep mikirdaniyordu yanima aldim. Normalde emer arkasini doner uyur ama gogsume kadar girdi, kafasini omzuma yasladi. O sirada tum vucudum uyustu ve gozumun onunden cok hizli goruntuler gecmeye basladi. Su an hicbirini hatirlamiyorum ama soyle ifade edeyim. Hani bebeklere gosterilen egitici kartlar vardir ya, mesela top resmi var altinda top yaziyor. Onun gibi kartlar hizli hizli gecti sanki. Tek oss cizelgesini hatirliyorum. Bir kisiyi hayal meyal. İlk defa oluyor hayatimda”
E8
İlk seanstan yaklaşık 50 gün sonra 2. seans için bir araya geldiğimizde:
-Seanstan 22-23 gün sonra eşimle tam istediğimiz gibi bir yer bulduk ve işyerimizi oraya taşıdık.
-Eşimin işleri ters gidiyordu. Yaptığı bir projesi de iptal edilmişti. Seanstan 25 gün sonra patronu bu eski projeyi tekrar gündeme getirdi. ( NOT: Eklentilerden biri eşiyle kendisine gönderilen bir enerji türü olduğu için ve eşiyle iş ortaklığı da yaptıkları için bu geri-bildirimi benimle paylaşmıştı. )
( NOTLAR bölümü 2. seansı içeren bir sonraki yazının altına eklenecektir. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

ÇOCUK DANIŞAN VAKASI: UYKU SORUNU (2)

Standard

 

D4

6 Yaşındaki Derya ile yaptığımız regresyon terapi seansından sonra annesi ile çalışma yapmak istediğimi ve 2 seans çalıştığımızı söylemiştim. Aslında bu vakaya uyku sorunu diye başlamıştık ama arada sık idrara çıkma, anneyle bağlanma sorunu, annenin kızına karşı yaptığı öfkeli çıkışlardan duyduğu suçluluk duygusu dahil olmak üzere bayağı kapsamlı bir çalışma yaptık.

Annesinin sürekli yaşadığı kendini ifade etme konusundaki öfke patlamalarının ardından nasıl bir sebep çıktığını ilk vakadan okuyabilirsiniz.

Derya’nın annesiyle bağlanma şekline baktığım asıl çalışmamızı ise nisan sonunda gerçekleştirdik. Yalnız nisan sonundaki bu grup çalışmasına gelmeden önce Derya’nın annesinden birtakım olumlu haberler gelmeye başlamıştı. Çalışmadan tam 8 gün önce gönderdiği son email:

Sevgili Eylülcüğüm
sana bir gelişmeden haber vermek istiyorum bu benim çok dikkatimi çekti; Derya bebekliğinden beri bana ve babasına ağzın kokuyor der, ve  onu öpmemize izin vermezdi, ona dedim ki geçen gün seni 100 kere öpmek istiyorum , bana dedi ki öp o zaman, sonra dedi ki çok rahatladım sen beni öpünce, şimdilerde koynuna sokuluyorum, hatta soruyorum Derya ağzım kokuyor mu diye, hayır çok güzel kokuyorsun diyor. bir de beni çok sevdiğini söylüyor, aramızdaki buzlar eridi, artık neredeyse hiç kavga etmiyoruz bağırışmıyoruz. ancak etrafında bir iyi çocuklar, bir de kötü çocuklar var. Bir türlü kötülerden kopamıyor. kötü diyorum çünkü bütün arkadaşları ona bağırıyormuş oynatmıyormuş ve dalga geçiyormuş, ama o yine de onlar onu sevsin diye bekliyor. ben de kahroluyorum bu duruma, sürekli onların patronluk taslamalarna izin veriyor. hem üzülüyor hem de vazgeçemiyor

haber vereyim istedim, belki cumartesi geldiğimde bu konuyu seçerim diyorum….. ”

 

 

ŞY2Nisan sonundaki ebeveynler için yaptığım grup çalışmasında ortaya çıkanlar:

1-Annenin kendisinin de bilgisinin olmadığı bazı düşükleri olduğu; sanıldığı gibi bir düşük, iki kürtaj değil toplam altı bebeğin kaybedildiği

2-Annenin bu kaybedilmiş bebeklerine kayıtsız kalması sebebiyle Derya’nın onlara yakınlık duyduğu

3-Bebeklerden birinin istenmediğini daha yoğun hissettiğini gözlemledik.

Anne ile bağlanma konusu içerisine Türkiye ve Amerika konularını da yerleştirdik ve Derya’nın Türkiye-Amerika konusundaki kafa karışıklığını gidermeye çalıştık.

 

 

 

12

 

 

Seanstan çıktıktan 1-2 saat sonra kendisi de danışanım olan Derya’nın annesinden bir email aldım ki bugüne kadar hiçbir seanstan sonra bu kadar hızlı dönüş yapmamıştı. Sanırım bu kadar yoğun katarsis yaşadığı ilk seanstı. İlk defa bedeninde de çok yoğun semptomlar deneyimliyordu ve gerçekten bu grup çalışmasından çok etkilenmişti:

“Eylülcüm çok teşekkürler bugün için, her bir seanstan ayrı ayrı şifalandığımı hissediyorum bile…Büyük bir başağrısı, kalça ve bacak ağrısı ve mide bulantısı ile ayrıldım yanınızdan hala da devam ediyor. haber vermek istedim.  ..”  ( NOT: ANNE BU TAMİR FAZI SEMPTOMLARI NI 3 GÜN BOYUNCA YAŞADIĞINI BİLDİRDİ )

 

 

X2Çalışmadan 1 gün sonra:

Eylülcüğüm, bu sefer sana iki rüyamı anlatacağım.
1. si sana bağlar çalışmasına geleceğim sabah ……………………………………………..ve ben kendimi çok iyi hissettim bunun sonunda. hem yanlış birşey yapmadığım için gururlandım. bu hissi de hissederek uyandım.
Bu sabah da patronum ………………………..Ben de çok mutlu oldum, hem teklifimi kabul ettiği için hem de zaten daha iyi bir arabayı bana vermesini hakettiğimi düşündüğümden ve bunu dile getirebildiğimden, sonra da çok mutlu uyandım.
Normal şartlarda hiç böyle bir teklifi yapabilecek cesaretim yok biliyorsun. onun da zaten kabul edeceğini de hiç sanmam.
paylaşmak istedim.
Bu arada Tolga ( eşi ) bugün bana benim öfkelenmelerimin epeydir azaldığını fark ettiğini ve bu nedenle bizim daha az kavga ettiğimizi söyledi.
Öpüyorum seni, ve iyi ki karşıma çıktın yeniden

NOT: Derya’nın annesiyle yıllar öncesinden bir tanışıklığımız vardı ama onlar 13 sene Amerika’da kaldıkları için uzun süre görüşememiştik.

 

 

X32. Gün: 

“.. ..bu arada hala midem bulanıyor, bir de sesler çok yüksek gelmeye başladı, normalde çok yüksek sesle müzik dinlerim, şimdi kısma ihtiyacı hissediyorum sürekli.”**

NOT: İlginç olan şu ki, normalde kendi regresyon terapisi seanslarından sonra istediğim halde düzenli geri-bildirimde bulunmayan anne, bu son çalışmadan sonra daha sık ve düzenli bilgi vermeye başlamıştı ..))

 

 

 

 

 

Ş11NOTLAR:

1-*: Küçük çocuğunuz sizin sarılmanızdan veya öpmenizden ( abartmadığınız müddetçe ) rahatsız oluyorsa ve yukarıdaki örnekte olduğu gibi ” Ağzın kokuyor ” gibi gerçekte olmayan birşey algılıyorsa, çocuğunuzla aranızda sağlıklı bir bağlanma şekli olmama ihtimali yüksektir.

2-**: Tamir fazı dönemi içinde bu tarz durumlar olabilir. Bunun için genelde şu benzetmeyi kullanırım: bilgisayarınızda arka planda birtakım işlemler yapılırken bilgisayarın yavaşlaması gibidir. Normalde yüksek sesle müzik dinleyen birinin, bilinçaltının tozlu raflarında birtakım düzenlemeler yapılırken etraftaki uyaranlardan geçici bir süre için rahatsız olması gayet normal ve sağlıklı bir durumdur. O yüzden seans sonrasında en azından ilk günlerde kişilerin dinlenmeye ve içe dönmeye özen göstermelerini eğer bedenlerinin ihtiyacı varsa daha çok uyumaya ve dinlenmeye özen göstermelerini öneririz. Eklenti seansları bunun biraz haricindedir. Eklenti seanslarının sonrasındaki günlerde pek yorgunluk olmadığı gibi tam tersi olarak zamanla enerjide artış olmasını bekleriz. Çok ağır vakalarda bu tamir fazı süresi biraz daha uzun sürebilir.

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan