BENİM HİKAYEM-2 ( Misofonya-3.Bölüm )

Standard

NE, NEDEN TETİKLENMİŞTİ? DOĞUMUM SIRASINDA BİRŞEY Mİ OLMUŞTU?

Bu tarz bedeni içeren çalışmalarda, neyin ne zaman tetiklendiği veya neden olduğu üzerine konuşulup analiz edilmez ve yorumlar yapılmaz. Ancak size fikir vermesi açısından bazı bilgiler ekleyeceğim.

Anne karnı döneminden sonra dünyaya doğumumuz ( şartlarına bağlı olarak az veya çok ) zaten bir travmadır. Kendimizi güvende hissedip çoğunlukla uyuyarak geçirdiğimiz bir dönemden ilk ayrılıştır. Bu bizim yaşamla bağlanma şeklimizi etkileyen en önemli konulardan biridir. Benim artık uyuyamadığım ve kendimi güvende hissetmediğim bir dönemde, doğum travmamın tetiklenmesi bu açıdan anlamlı.

Bu seansta doğum travmamın tetiklenmesine en başta şaşırmıştım çünkü regresyon eğitimi sırasında bizler ana karnı ve 0-6 yaş dönemlerimize doğum travmasını içerecek şekilde bakmıştık. Hatta aradan birkaç yıl geçtikten sonra bana üst üste çok sayıda kayıp ikiz sendromu vakası geldiği zaman o konuyu yabancı kaynaklar dahil o kadar araştırdığımda, bazı semptomları küçükken benim de yaşadığımı farkedince, acaba bende de bilinmeyen bir kayıp ikiz sendromu hikayesi var mı diye bir meslektaşımla sadece o döneme yönelik tekrar baktığımızda gerçekten böyle bir hikaye bulmuştuk.

Benden önce doğan ve bebekken ölen ablamı biliyordum ancak kayıp ikizim olduğu hiç kimse tarafından bilinmiyordu. O yüzden hem yıllar önce gittiğim ilk aile diziminde 1 tane fazla çocuk sayısı çıktığını ( kafadan sallıyor herhalde diye geçiştirmiştim ), sonra aile dizimi eğitimlerine başladığımda bir modülde Svagito’nun yaptığı kısa seansta yine 1 tane fazla çocuk görünmesi gibi detayları hatırlayınca kafamda parçalar birleşmişti.

Bütün bunları üst üste koyduğumuzda:

-ölen bebekten sonra benim çok istenerek yapılan bir bebek olmam

-annemin hamileliği sırasında kötü birşey yaşamaması

-normal doğumla doğup anneyle direkt ten tene temas kurmuş olmam

-çevre tarafından sevilen, el üstünde tutulan bir bebeklik geçirmiş olmam HİÇBİR ŞEYİN ETKİSİNİ NÖTRALİZE ETMİYOR.

Çünkü:

-Ana karnındaki süreyi, yaklaşık 1 yıl önce doktora görürdüğü bebeği eve dönerken kucağında ölen travmatik bir annenin karnında geçirdim yani ben anne rahmine düştüğümde olayın üstünden henüz 7,5-8 ay geçtiği için benim proje amacım annemin yas dönemine denk geliyor . Bu annenin henüz tamamlanmamış yas süreci, donukluğu ister istemez ana karnında başlayan bağlanma şeklimizi etkilemiş olabilir.

-Üstüne bir de ana karnında gerçekleşen kayıp ikiz sendromu etkisini eklersek sadece bu ikisi bile bir çocuğun dünyaya geliş anını ve anneyle o ilk temasını etkileyebilir. ( Bu yorumu bugüne kadar yaptığım çok sayıda ana karnı ve doğumu içeren regresyon çalışmalarında edindiğim izlenimlere göre yaptım. )

Kısacası; çok istenerek yapılmış ve güzel bir çocukluk geçirmiş olmama rağmen o ilk an tetiklendiği için o ana tekrar baktık. Travma çalışırken bunun bir soğan kabuğu gibi katman katman yapılardan oluştuğunu ve bazen hiç ummadığınız basit bir konunun bardağınızı taşıran son damla olabileceğini hesaba katmak gerekir.

Regresyon çalışmalarında da böyledir. Bir geçmiş hayat anısına çalışılmış olması, 3 yıl sonra başka bir konu için gittiğinizde aynı geçmiş hayatın başka bir yönü ile karşılaşmayacağınız anlamına gelmez. Bu sefer farklı bir yönden farklı bir etkiye bakmanız gerekebilir.

ŞU AN MİSOFONYAM NE DURUMDA? HALA SES DUYARLILIĞIM VAR MI?

2. Bölümde bahsettiğim gibi, bu seanstan bir süre sonra farklı bir yere taşındım. Orada ses duyarlılığım sıfırlandı mı? Hayır tabii ki. Ses izolasyonu çok iyi değildi ama asla bu tarzda uykumu, hayatımı etkileyecek tarzda şeyler yaşamadım.

Şu anda son 2 yıldır yaşadığım yerde ise yan taraftaki köşkten gelen köpek, kedi, kaz, ördek, hatta bir ara pandemideki kapanma döneminde duyduğum horoz sesleri beni hiç rahatsız etmediği gibi, köyde yaşıyor hissi verdiği için yüzümü gülümseten detaylar oldu. Bahçede geceleri gördüğüm kirpiler, kuş sesleri, kelebekler ve arılar görmek de mutlu ediyor. Ama sanmayın ki kırsaldayım… ana caddeye 1 paralel sokakta oturuyorum ve bazen gerçekten gürültülü olabiliyor.

Mesela geçtiğimiz aylarda sokağımızdaki, caddelerdeki tüm yağmur boruları değişti… yol delme makineleri günlerce çalıştı. O dönemde uykusuz olduğum birkaç sabah sese aldırmadan kestirebildiğime şahit oldum. Önceden bu asla mümkün değildi.

Yine altını çizmek isterim ki, her türlü sese karşı duyarsız biri olmadım. Beni sakız çiğneyip patlatan ve höpürdeterek çay-çorba içen 10 kişi ile aynı odaya kapatsanız, ” Aa, çok güzel patlatıyorsunuz, hüpletiyorsunuz.. lütfen devam edin ” demem. Burada önemli nokta şu: sizde bir şeyler değişince DIŞ DÜNYA DA DEĞİŞİYOR. Bu vakayı bu kadar uzun yazmamın sebebi de budur. İçerde bir şeyler değişince, sizin dış dünyada karşılaştığınız durumlar ya değişiyor ya da artık sizi daha az etkiler duruma geliyor.

KARMA ASTROLOJİSİ İLE İLGİLENENLER İÇİN EK NOTLAR:

1-Karma astrolojisinde GAD ( güney ay düğümü ), son 7-9 yaşamı ifade eder. Ben 2013’ten beri aldığım regresyon seanslarında bunlardan çok daha geçmişte olabileceklerle de karşılaştım. Genelde bir sorun üzerine baktığım bu geçmiş yaşamların çoğunda erkeğim. GAD ‘ım da eril; savaşçı, asker, liderlerde bulunup dik başlılığıyla ve cesaretiyle tanınan bir burç. Bu hayatımdaki tüm kişisel gezegenlerim dişil, edilgen burçlarda iken GAD’ın 1.evde yer alması kişiliğimi arka planda çalışan bir program gibi etkiliyordu.

2-Normal şartlarda GAD ile alakalı konular 33 yaşına kadar bizi daha çok etkisi altında tutar. 33 Yaşından sonra ise KAD ( kuzey ay düğümü ) kendisini daha çok belli etmeye başlar. Regresyon çalışmalarından sonra beklediğimiz şey de GAD bağlantılı hayatların dönüştürülmesinden sonra artık etkisini yitirmesi ve kişinin hayat planında olması gereken yöne ( KAD’a ) doğru gitmesini kolaylaştırmasıdır.

Ancak bende şöyle bir durum gerçekleşti ki ancak karma astrolojisi eğitiminden sonra sebebini daha iyi anlayabildim: Natal haritamda güneş, merkür ve venüs kavuşumu olan bir insanken ikincil ilerletilmiş haritamda ( secondary progress ) güneşim ve merkürüm GAD’ımın olduğu burca geçiyor ve bu 3’lü orada resmen halay çekiyorlar. MC’de yani meslek, kariyer, iş hayatımızı yöneten 10. evdeki Anteres isimli sabit yıldıza falan hiç girmiyorum ama onu da hesaba katarsak; .Bu benim, meslek hayatımın ilk yıllarında bu GAD’ın etkisi ile yine çok idealist bir asker gibi olmamı açıklıyor. 2016’da kiraladığım ve benim misofonyamın ortaya çıkmasına vesile olan o mekanı kiralarken orayı bir karargah olarak kullanma kafasındaydım. Yapacak çok iş, anlatacak çok konu ve belki de dünyada düzeltilecek çok mesele vardı. (😀). Herşey, sadece kendimizi geliştirmek için aldığımız ve eğitim boyunca kendimiz üzerinde çalıştığımız regresyon ileri teknikler eğitimlerinden sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Karma astrolojisi ise açıklama kısmında son noktayı koydu.

3- Bazen başımıza gelen şeyleri o anda kötü bir şey olarak algılarız veya bunu bir çeşit kendini sabote etme ( self-sabotage ) olarak görme eğiliminde olabiliriz. Ancak büyük resme baktığımız zaman, belki zaman , belki şartlar , belki de gittiğimiz yön o anda doğru değildir. Ruh ( spiritüel astrolojide RA: Tanrısal Öz ), bu enkarnasyonda KAD’a gidebilmek için o sırada başka bir yola gitmesi-başka deneyim alanı kazanması gerektiğini bilir ve bazen hayat sizi bu farklı deneyim alanlarına yönlendirmek için o anda ısrar ettiğiniz yolunuza engeller döşeyebilir. Bu da muhtemelen en hassas olduğunuz konu veya kişiler tarafından olacaktır.

Misofonya bir sonuçtur. Ama asıl önemli olan soru şudur: Neyden rahatsız oldun veya oluyorsun ki sinir sisteminin böyle tepki verebileceği şartlar oluşturuyorsun? Doğru yerde misin , doğru işi mi yapıyorsun, doğru insanla mı birliktesin? Seni ne besler? Bu hayata gelirken deneyimlemeyi seçtiğin yaşam alanın üzerinde misin yoksa hala GAD kafasında mısın?

Ve yazının sonlarına gelmekteyken bilinçaltımdaki DJ uzun zamandır duymadığım aşağıdaki şarkıyı çalmaya başladı. Bir hanım kız GAD’ına sesleniyor: ))) ( İngilizce bilmeyenler için özellikle Türkçe alt yazılı video linkini ekledim. )

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BENİM HİKAYEM-2 ( Misofonya-2.Bölüm )

Standard

Süreç devam ederken, o dönemde regresyonla ilgili ileri teknikleri içeren bir eğitime katıldım. Bu tarz eğitimlerde genelde bir teknik olur ve bizler eğitim sonunda bu tekniği içerecek şekilde kendi üzerimizde çalışırız. Aradan uzun zaman geçtiği için seçtiğim konudan emin değilim ancak orada birbiriyle bağlantılı olarak keşfettiğimiz geçmiş yaşam anılarından birinden çok etkilendiğimi net hatırlıyorum.

Komutan olduğum bir geçmiş yaşamda, savaşla ilgili hatalı bir kararımdan dolayı çok sayıda askerim ölüyor. Kan gölüne dönmüş o meydanı gezerken hepsinin ölümünden kendimi sorumlu tutuyorum ve yoğun suçluluk duygusuyla başedemeyip ölmek istiyorum. Ordan sonra kendimce kurduğum bağlantılar arasında şu var: bir daha kitleleri içeren veya etkileyebileyecek her türlü durumdan/karardan imtina etmeye çalışıyor olabilirim.

NE ALAKA DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM.. ☺

Şöyle ki; ben bu daireyi kiraladığımda orası bir nevi benim karargahım gibi olacaktı. Orayla ilgili çok fazla planım vardı. Salonda videolar çekip bir program hazırlayacaktım. Kışın ise o arka tarafa bakan sessiz odaların birinde kamp kurup ilk kitabımı yazacaktım. Bütün bu sesler nedeniyle bırakın planlarımı gerçekleştirmeyi, uyumak için bile orada kalamaz oldum. Ve bu ses konusu benim en hassas noktam olduğu için, tam daha geniş kitlelere ulaşacak bir işe girişeceğim zaman kendimi bir şekilde sabote ettiğimi düşünüyorum. ( İlerleyen dönemde karşılaştığım başka bir geçmiş yaşam anısı ( yine bir komutan alt kimlik ) son 1 senedir karma astrolojisi ile desteklenen bilgiler sayesinde bunu daha iyi anladım ama uzatmamak adına bu detaylara girmiyorum. )

O eğitimden sonraki dönemde yeni bir daire bakmaya başladım. Anadolu Yakasında nereye baksam hemen yanıbaşında devam etmekte olan veya yeni başlayan bir inşaat vardı. Sonunda bir tane güzel yer bulup kaparo verdim ama bu sefer de emlakçı-ev sahibi kanadında başka sorun çıktı ve kaparom iade edildi. Bunun üzerine motivasyonum tamamen sıfırlandı ve artık daire bakmayı da bırakıp kendimi tamamen akışa teslim ettim.

Tam o sırada yıllardır devam ettiğim aile dizimi eğitimi modüllerinden biri denk geldi. Ve ben orada ilk defa parmak kaldırıp çalışma yapmak istedim. Hocamın yanına oturup konu olarak ses duyarlılığımdan bahsettiğimde üstüne çok fazla konuşmamız gerekmedi çünkü bedenim zaten herşeyi anlatmaya başlamıştı. Bu sebeple bana aile dizimi uygulamayıp bedenimle çalıştı yani aslında travma çalıştık.

Görünüşe göre bu sorunlar taa doğum travmama kadar tetiklemişti. Bir çok arkadaşımızın fiziki desteğini alarak, doğum travmam çalışıldı. Bedenen çok zorlandığımı ve çok fazla öfkenin açığa çıktığını hatırlıyorum. Hatta çalışma sonunda bana ” Hala birazcık var…sonra buna kendin tekrar bakabilirsin ” dediğini not almışım. Değerlendirme bölümünde ise bana ” Kendine huzurlu/sakin bir yer bulabilirsin. Dünyada böyle yerler de var ” dediğinde kaşlarımı kaldırarak ; ” İstanbul’da mı? ” diye cevap vermiştim gülümseyerek. Açıkçası pek inandırıcı gelmemişti yakın çevrede öyle bir yer bulabilmek.

VE SONRA YENİ BİR YERE TAŞINDIM

Eğitimden döndükten yaklaşık 2 ay sonra yine bir gün Beşiktaş’a kardeşimin yanına geçiyordum ki yolda emlakçım aradı: “Eylül hn size kışın gösterdiğim bahçe katı bir ev vardı, biraz pahalıydı. Oranın sahibi yurtdışından kısa bir süreliğine buraya geldi. Eğer siz tutarsanız, fiyatı da indirecekler ” dedi. İndirdikleri fiyat bile benim o anki oturduğum dairenin fiyatından daha yüksekti. Ben de artık bu konuda o kadar bıkkındım ki tüm arayışımı durdurduğum bir dönemde gelen teklif karşısında içimden şöyle düşündüm: ” Ya bugüne kadar hep birileri bana teklif sundu, kabul edip kaparo ödediğimde bile bu iş olmadı. Bir kere de ben karşı teklif yapayım bakalım ” dedim ve nasıl olsa kabul edilmez sanarak akşam emlakçımı arayıp ” Şu anki oturduğum daire ile aynı fiyata indirsinler, hemen yarın taşınayım ” dedim. Ve teklifimin kabul edildiğini ertesi gün şaşırarak öğrendim.

Eee, söz ağızdan bir kere çıkar… mecburen hemen taşınma işlemlerine başladım. Burası :

-sahilde 5+1, neredeyse 2 daire büyüklüğünde ve girişteki salonla mutfağın olduğu bölümden diğer bölüme geçmek için bile araya çelik kapı konulmuş

– belli ki benden önce oturan kişi feng shui biliyormuş ( bazı aksesuarlar sebebiyle anladım )bir önceki kiracı tarafından bir sürü mutfak eşyası ile dolabın içinde dev bir şişe şampanya bırakılmış

-şömineli kocaman bir salonu olan

-önünde ve arkasında bahçesi olan, balkonundan arka bahçeye inilebilen, otopark sorunu olmayan

-apartman görevlisinin günde 2 kere servise çıkıp marketten ihtiyaçlarımızı aldığı ve çok iyi, babacan bir insan olduğu için her türlü tamirat-tadilat işlerimizde yardımcı olduğu

-ve sadece 2 sokak mesafede olan bir yerdi.

Normalde hem ses olur diye hem de güvenlik gerekçesiyle hiçbir zaman bahçe katında yaşamayı düşünmemiştim ancak burası her tarafı demirli, bahçe duvarlarının üstüne dikenli teller çekilmiş, son derece güvenli bir yerdi. Kedim Kalben’le ( #kalbenkisakuyruk ) işte burada karşılaştık.

Sonuç itibariyle, hocamın sözleri aklıma geldi. İstanbul’da da olsa böyle yerler vardır, bulabilirsin demişti ama ben inanmamıştım. Aramam bile gerekmedi, emlakçım sayesinde ev beni buldu. Bina yaşça benden büyüktü, dolayısıyla iyi bir ses izolasyonu yoktu tabiki ama sabah 6’lara kadar bass sesleriyle titreyen bir binadan sonra herşey mükemmele yakın sayılırdı. Hatta burası eskiden yazlık olarak yapıldığı için kendimi ilk etapta yazlığa taşınmış gibi hissetmiştim. Bahçede en sevdiğim ağaçlar vardı: palmiyeler, limon, yenidünya, çam vb. Bir ara soldaki apartmanın bahçesinden horoz sesleri de duyar gibi olduğumda artık gülmeye başlayıp hocamın kulağını çok çınlattım. 😀

Bir sonraki bölümde:

-ne niye tetiklendi ? neden doğum travması, doğumum esnasında bir şey mi olmuştu ?

-şu anda misofonyam ne durumda, hala ses duyarlılığım var mı?

-peki şimdi nasıl bir yerde yaşıyorum?

gibi soruların cevaplarını bulabileceğiniz şekilde notlar içerecek.

Ayrıca benim kendi kendime bulduğum başka sebepler ile de destekleyeceğim bu tablonun dışında, astroloji bilenler için birazcık farklı bir dil kullanarak ek açıklamalar yapacağım. Bunların hepsine bir bütün olarak baktığınızda neden aynı sorunlara her zaman aynı tekniği kullanmadığımı da anlamış olacaksınız.

( DEVAM EDECEK … )

Eylül Erdoğan

BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ: ” KİVİ ALERJİSİ ” ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Şermin diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başında, bekar ve çalışan bir kadındı. Kendisiyle 2020 yılında çalışmaya başladığımızda ana konumuz iş hayatıyla ilgili sorunlardı. Ancak seanslarda ilerlerken başka alanlarda da geri-bildirimler aldığım için hem alerji hem de psiko-biyoloji konusuna örnek olması açısından bu vakayı paylaşıyorum.

2. SEANS: Bu seansta ana karnı ve 0-6 yaş dönemine bakmaya niyet ederek bir araya gelmiştik. Ana karnı dönemini keşfederken annesinin çocuk denecek yaşta kendinden çok büyük yaşta biriyle zorla evlendirildiğini, yaşı küçük olduğu için birkaç sene sonra Şermin hn’a hamile kalınca resmi nikah yapıldığını ve bir çocuk gelin olarak bu dönemi bir nevi tecavüz hisleriyle geçirdiğini öğrendim.

Hamilelik sürecini yalnız, desteksiz ve korkularla geçiren annenin doğumu da oldukça zor geçince apar topar sezaryene alınıyordu.

Doğumdan sonra 0-3 yaş dönemine dair önemli bir anıyı keşfediyorduk ki Şermin hn kendiliğinden başka bir anıyı hatırladı.

Buradan sonra Şermin Hn ergenlik döneminde geçen ve taciz içeren birkaç anıyı daha hatırladı ve bu sebeple seansın akışı mecburen değiştirmek zorunda kaldık. Bu taciz anlarını daha önce hiçbir yerde kimseyle konuşamadığını belirttiği ve olumsuz etkilendiğini gördüğüm için bu konuya öncelik verip beden terapi ağırlıklı ilerledik. Ana karnı ve 0-6 yaş dönüştürme konusunu ise başka bir zamana bıraktık.

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-Kg bağlantısı

-Sık idrara çıkma

-Yaşam enerjisi düşüklüğü ve

-Kivi alerjisinin bu konularla bağlantısı olduğunu düşünüyorum.

-Ana karnı dönemini keşifte kaldığımız için, bir sonraki seansta mutlaka ana karnından başlayarak ilerle.

NOT: Geri-bildirim ve NOTLAR bölümleri vakanın ikinci bölümünde yer alacaktır.

BİR TETİKLENME HİKAYESİ

Standard

B2

İsmine Büşra diyeceğim danışanım, 30’lu yaşlarının sonlarında bekar ve çalışan bir kadındı. Kendisiyle 2017’nin yaz aylarından beri ara ara gerektikçe yani konu benim alanıma girebilecek bir konu oldukça çalışıyoruz. Aslında uzun zamana yayılmış bir çalışma olduğu için toplu olarak kitabıma ayırdığım vakalardan biriydi ancak beden terapi ile ilgili bir örnek olması açısından burada sadece 11. seansımıza yer vereceğim.

2020 başlarında yaptığımız 11. seansa başlamadan evvel 10. seanstan sonraki dönemde bilmem gerekenlerle ilgili geri-bildirimlerini sorduğumda:

1- X.. dizisini ( çocuk istismarı temalı bir dizi ) izledikten sonra tetiklendim. Belim ve omuzlarım ağrımaya başladı. Bu normalde de çok stres yaşadığım zamanlarda ara ara olurdu yani yıllardır vardı.

2-İki sene önce yoga yapmaya başlayana kadar bedenimle bağlantım yoktu. Yoga yapınca iyi geliyor ama sonradan tekrar o halime dönüyordum.*

3-İşlerimdeki artış devam ediyor. Sadece benim sağlık durumum sebebiyle ertelemeler oldu. Hala yeni müşteriler geliyor.

 

Bu geri-bildirimlerden sonra ..X.. dizisini izledikten sonra tetiklenen konusu ile ilgili sorular sormaya başladım. Hatırlayabildiği kadarıyla 6-11 yaş arasında yaşadığı tacizleri kronolojik olarak not ettim.

 

seans

 

Seansa başladığımızda verdiğim komut üzerine Büşra hn ilk tacizin yaşandığı, henüz 2 yaşında olduğu ve normal şartlarda hatırlamadığı bir sahneye geçiş yaptı. Burada kendime aldığım özel notta ” ayaklarını sıkarak içeri büküyor bu sahnede ” yazmışım. Ailece gezmeye gittikleri bir günde gezmeye gittikleri ailenin oğlu tarafından başka bir odaya götürülüyor ve orada ergen yaşlarda olan ailenin oğlunun soğuk ellerini kıyafetinin içine sokarak bedenine dokunduğunu söylüyordu.

 

B3Bir Sonraki Taciz: 4 Yaşında enişte tarafından gerçekleştiriliyordu. Bu sahneyi de seans sırasında verdiğim komut üzerine hatırladı. Benzer şekilde bir aile gezmesi sırasında şeker verme ve oyun oynama bahanesi ile evin yatak odasına götürülerek yatağa uzandırılıyordu. Bu oyun adı altında geçen sohbet sırasında kapının kilitlendiğini ve pantolonunu çıkaralım mı diye sorulduğunu hatırladı. Bu esnada pantolon çıkarılmasına tepki verince oyun kıyafet üzerinden ilerliyordu.

Buradan itibaren zaten ön görüşme sırasında hatırladığı :

6 yaş: Komşunun kocası tarafından sıkıştırılmaları

B4

8 Yaş: Sokakta yürürken mahalledeki marangoz tarafından çağırılarak ardından kapının kapatılması ve marangoz masasının üzerinde taciz edilmesi ile ilgili anı ( ki burada sadece taciz değil, buradan çıkamayacağım galiba ve beni öldürebilir düşünceleri de olduğu için şu ana kadar olan sahneler arasındaki en olumsuz kareler buradaydı. Tam anlamıyla bir tecavüz gerçekleşmemiş olsa da oradan çıktığında tecavüze uğramış gibi hissettiğini, donup kaldığını ve kimseye birşey anlatmadığını belirtti. Ayrıca o dönemde bu donukluğu annesi tarafından farkedilmediği için annesine içerliyor ve o günden sonra kimseyle birşey konuşmamaya karar veriyordu. )

9-10 Yaşları: Yakın çevresindeki ergen yaştaki bazı erkekler tarafından dokunmalar ve zorla öpmeler içeren sahneleri

sırasıyla beden terapi ağırlıklı çalışarak dönüştürmeye çalıştık.

Ek olarak seans sonunda sınır belirleme konusunda yine bedeni içeren extra bir çalışma yaparak seansı noktaladık.

 

Kendime aldığım özel notlarda:

-Kilo konusuna katkısı olacağını düşünüyorum. Takip ederek karar ver.

-24 Gün önce yapılan 10. seanstan bu yana kiloda değişim başlamış mı diye görmek için  yine ofiste bulunan aynı tartı ile tartılmasını rica ettiğimde, kilosunun 1,4 kg azalmış olduğunu gördük.

-İlerde tetiklenme sürerse gölge hayat çalışılmalı.

 

12

3.GÜN:

” Merhaba Eylül Hanım,

Kendimi çok iyi hissediyorum. 18 yaşındaki hallerim gibi içim içime sığmıyor, enerjim cok yukseldi. Bedenim bariz bir sekilde ısındı, onceden kendimi isitmam cok zordu. Ara ara aglama istegi geldi. Babama ne kadar özlem duyduğumu ve annemi ne kadar sevdiğimi hatırlayıp bayagi bir agladim. Agrilarim cok buyuk bir oranda azaldılar. 
Teşekkür ederim:)    “
9.GÜN:

Merhaba Eylül Hanım,

B6Kendimi çok değişik hissediyorum. Bu bir hafta içerisinde neden bir partnerimin olmadığını düşünerek ve buna üzülerek geçirdim. Yakınlığa ne kadar ihtiyacım olduğunu fark ettim. Nasıl bu kadar doğal olan bir isteği bunca zaman kendimden bile saklamaya çalıştigima inanamadim ve buna ne kadar enerji harcadığımi gördüm. Bugün itibariyle buna üzülmemin beyhude olduğunu düşünmeye başladım. Sanki o tren kaçmış gibi düşünürken, neden şimdi içinde huzurlu hissettigim bir ilişki yaşamayayım diye düşünmeye başladım. Bu ihtimali düşünmek bile fazlasıyla enerjik hissettiriyor. Artik agri hissetmiyorum. Bundan sonra yapacagim ve yapmak istedigim her seye enerjimin yetecegini düşünüyorum ve bunu düşünürken  heyecanlanıyorum. 
Çok teşekkür ederim 🙂    “
Konu artık ilişkilere geldiği için kendisine birkaç kitap önerisi içeren emaille cevap verdim.
Bu seanstan kısa bir süre sonra başka bir konu için randevu talebinde bulunduğundan yaklaşık 1 ay sonra tekrar bir araya geldik. O seanstan sonraki geri-bildirimlerle bu seansın geri-bildirimlerinin karışmaması için ilerleyen tarihteki geri-bildirimleri buraya eklemedim.
Ş11NOTLAR:
1-*: Büşra Hn’ın yoga yaptığı zaman kendisini daha iyi hissedip daha sonra tekrar eski haline geri döndüğünü belirtmişti.
Tüm ruhsal travmalarımız zaten beden hafızamıza kaydedilirken, söz konusu olan bedene yönelik bir tehlike-zarar içeren ( taciz, tecavüz, fiziksel şiddet-dayak, kaza, ameliyat vb ) travma olduğu zaman işin içine bir de bedenin yaşadığı travma giriyor. Bu tip durumlarda kişi o anda acıya dayanamadığı noktada-hissetmemek için ruhunun bir parçası bedeninden ayrışabiliyor. Şamanlar buna ” ruhun kayıp parçası ” derler. Konuyu ruh, beden, zihin bütünlüğü olarak ele alırsak, aynı anda hem bedenin hem ruhumuzun yaşadığı bir travmada bu ayrışma çok daha güçlü olabiliyor. Dolayısıyla bedende olmayı gerektiren bir faaliyet olan yoga yaparken iyi hissedebilirsiniz ancak orada ciddi bir ayrışma varsa bunu ancak o çok derinlerdeki yarayla yüzleşerek ve gerekli dönüştürme işlemini yaparak ve yine bedenle çalışarak şifalandırabilirsiniz. Ancak o zaman kaybettiğiniz ruh parçanız size kalıcı olarak dönebilir.
B5
Benzer bir yorumu başka danışanlardan da duymuştum: ” Eylül hn,  daha önceden yoga yapmadan duramazdım 3 gün. İçimde sürekli sıkıntı ve kötü hisler olurdu. Şimdi bunlar çok çok azaldı ve çok uzun zamandır yoga yapmıyorum. Buna rağmen kendimi kötü hissetmiyorum…” . Bu sebeple ayrışma konusunun önemine değinmek için biraz detaya girdim.
2- Yıllardır online seans yapmama kararımda etkili olan en önemli sebep, konunun beden terapi gerektirebilecek bir konu çıkabilme ihtimalidir. Beden terapi için mutlaka yüz yüze çalışmayı tercih ediyorum.
Karantina sürecinde artık online görüşmelere başladıysam da burada bile ön görüşme yapmadan direkt olarak seans için randevu vermiyorum. Ön görüşme sonrasındaki değerlendirme bölümünde şu konular şu teknikle online olabilir ama şu konular mutlaka yüz yüze görüşme gerektirir gibi yorumlarda bulunuyorum. ( Eğer konusu benim alanıma giriyorsa )
3-Bu vakada Büşra hn geçmişinde uzun yıllar psikoterapi görmüş ve farkındalığı yüksek birisi olması sebebiyle ..X..dizisini izledikten sonra tetiklendiğini farketti. Burada çok küçük yaşta olanları normalde hatırlamasa da sonuçta beden kayıt tuttuğu için benzer bir hikaye ile karşılaştığında ağrıları daha da arttı. Bu örnek, şimdiki hayatta yaşanan bir travmanın tetiklenmesine örnek olarak paylaşıldı ama tetiklenme konusu o kadar geniş kapsamlı bir konu ki tetiklendiğiniz şey bazen bireysel olarak sadece size ait bir anı bile olmayabilir.
Bu hassas konuyu yazmama izin verdiği için Büşra Hn’a tekrar teşekkür ederim.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

A1

İsmine Açelya diyeceğim danışanım, 40’lı yaşlarının başlarında, yurtdışında yaşayan  bir kadındı. 2019 yaz aylarında ilk defa bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” Mesleki özgüven problemimi ve genel özgüven problemimi çözmek ” yazmıştı.

Açelya hn erkek arkadaşının iş nedeniyle yurtdışına gittiğini ve kendisinin de ona eşlik ederek 2 yıldır yurtdışında yaşadığını belirtmişti.

Yaklaşık 7 yıldır çalışmıyordu ve son 2 yıldır erkek arkadaşına bağımlı bir hayat yaşıyordu. Bu sebeple daha çok mesleki anlamdaki özgüven probleminden şikayetçi idi.

Tüm hayatını ilgilendiren sorular sorduğum uzun ön-görüşmemizde aldığım bazı bilgiler:

-anne ve babası çalışan insanlar oldukları için ve o dönemde şu anki gibi bir doğum izni süresi olmadığı için bebekken kendisine bakacak kimsenin bulunmadığı

-0-3 Aylık bebekken, annesinin kendisini lojmanda telefon ahizesini yanında açık bırakarak işe gittiği; bebek ağladığı zaman annesinin veya babasının eve gelip ilgilendiği

A3

-doğduktan sonra ilk hafta içinde annesinin göğsünün yara ve iltihap olduğunu ve o günden sonra bir daha süt içmediği

-tek çocuk olduğu ve 1,5 yaşından itibaren kreşe gönderildiği

-ilerleyen yaşlarında babasının genelde evde olmadığı, işten çıktıktan sonra arkadaşlarıyla kağıt oynayarak geç saatlerde eve geldiği

-annesinde sayısı net olmayan birkaç düşük ve kürtajlar olduğu

-küçükken mahalle bakkalının kendisini ve bazı arkadaşlarını taciz ettiğini dışardan duyan annesinin bunu duyduğunda “ Ama o bize hasta yolluyor ” demesinden olumsuz etkilendiği

-30’lu yaşlarda iken kendisine bir psikiyatrist tarafından ADHD ( hiperaktivite ) teşhisi konulup o dönemlerde 2-3 sene ilaç tedavisi uygulandığı; bu sürenin sonunda tedaviyi kendi isteğiyle sonlandırdıktan sonra yıllardır ilaç kullanmadığı

 

seans

 

İlk defa gelen herkese kısa eklenti temizliği ile başlattığım için bu seansa da öyle başladık. Daha yatağa uzanıp derin nefesler almaya başlar başlamaz bedeninin çok yoğun şekilde sarsılmaya başladığını gördüm. Sanki çok üşüyen biri gibi yatakta dalga hareketi yaparak sallanmaya başlaması çok rastladığım bir durum değildir. ( Bugüne kadar 7 yıl içinde belki 2 ya da 3 kere rastlamışımdır )

Bunun üzerine Açelya Hn’a daha önce bedenen böyle birşey yaşayıp yaşamadığını sordum. Yurtdışında katıldığı bir meditasyon kampında benzer şeyin olduğundan bahsedince, bu meditatif çalışmaya rehberlik eden birinin bulunup bulunmadığını ve müdahale edip etmediğini sordum.

A4Brezilyalı bir şamanın liderlik ettiği bu çalışmada şaman kendisine bunun korkulacak birşey olmadığını ve sakin kalmasının yeterli olacağını ve onun koruması altında olduğunu bildirmişti. Bu sorunun derin meditasyon anlarında bir kere de nefes çalışması yaparken yaşadığını ekledi.

Bu bölümde beden çok yoğun birşey(ler)in etkisi altında ve hareketli olduğu için kendime özel bir not ekledim…” Bedeni sanki doğum yapar gibi ileri geri istemsizce, elektrik veriliyor gibi hızlıca sarsılıyor, ilerdeki seanslarda bunun bir daha olup olmadığına bak.”

Bu sarsılmaların doğum travmasıyla ilgisinin olduğunu kinesiyoloji ile teyit ettikten sonra ilk seansa beden terapi içeren doğum travması konusuyla başlamak zorunda kaldık. Dolayısı ile ön-görüşmede seçtiğimiz konu ile ilerleyemedik.

Bu doğumu travmatik yapan başka bir faktör; sezaryen ile gerçekleşen doğumda anneye o dönemde narkoz olmadığı için eter verilmiş olması ve annenin doğum sırasında yaşanan herşeyi duymuş olmasıydı. Tamamen beden terapi uyguladığım bu bölümden sonra, bu konu ile ilgili detayları annesinden öğrenmesini rica ederek seansı noktaladım.

 

Kendime aldığım özel notlarda:

-Yurtdışında yaşadığı ve Türkiye’ye kısa süreli geldiği için bir bireysel seans daha yaparak nasıl ilerleneceğine takip ederek karar ver.

-Bağlar Çalışması’na uyan çok konusu var.  …….   ………   …………  vb. konulara mutlaka Bağlar ile bakılmalı.

g2

 

7.GÜN:

Selamlar,

İlk 24 saat; Seans sonrası sadece uyudum diyebilirim. Eve gittim 17.30 gibi uyudum, arada uyanıp minikbi altar yapıp bir mum yakıp, bişeyler yiyip tekrar uyudum. ilk 24 saat aklımdaki tek soru ama ben daha önce bağımsız özgür kendi ayakları üstünde duran bi insandım son 7 yıl olan bu çalışmama hali bağımlılıktan mı yani, oldu.

Son bir hafta çok yoğundu, genelde yalnızdım, ve enerjim çok iyiydi. Hatta regl’yken bile normalde sancılı geçtiği için yatarım bu sefer aktif olmam gerekti ve bunun için pek mırın kırın etmedim. Istanbulda olmanın çokrahatlatıcı olduğunu, burdayken kendimi kimseye karşı borçlu hissetmediğimi farkettim.

Bugün hiç olmadığı kadar üzgünüm, çok üzgünüm. Sürekli ağlamak istiyorum ama olamıyor, kalbim çarpıyor ve ağrıyor. Şu anda oluşan belli bir nedenden ötürü değil bu his.

Benim bugün istanbula gelmem gerekti son anda, carsamba veya persembe yazlığa dönmem gerekicek yine. Salı öğleden sonra 17.00 civarında müsait olabilir misiniz bir sonraki seans için?

Teşekürler

 

Belirttiği tarihte programım müsait değildi fakat yurdışına dönmeden önce tekrar bir boşluk ayarlayıp 2. seans için randevulaştık.

 

( Devam edecek…….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

EGZAMA HAKKINDA BİR VAKA ( 1.Bölüm)

Standard

İsmine Tülay diyeceğim danışanım 30’larının sonlarında, evli, çocuklu ve çalışan bir kadın. Temmuz 2018’de kendisiyle ilk defa seansımızı yaptık. Çalışmaya geldiğinde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne “egzama ” yazmıştı.

Bana gelmeden 1 sene önce başka bir danışmanla ilk regresyon terapisi deneyimini farklı bir konu seçerek denediği için tekniğe yabancı değildi ama yine de ilk defa gelen herkese yaptığım üzere, regresyon hakkında kısa bir bilgilendirme yaparak ön-görüşmeye başladım.

EGZAMA: 2008 Yılında ilk defa ensesinde başlamıştı ve o günden beri devam ediyordu. ( Gelişmeleri takip etmek için seans öncesinde ense fotoğrafını çekmiştim. Bu egzama başlamadan önceki yıl iş hayatında sıkıntılı bir süreç geçirmişti.

Ensedeki egzama devam etmekte iken, 2014 yılında 2. çocuğuna hamile kaldığı dönemde kalçasındaki egzaması başlamıştı ve her iki bölgedeki egzamalar da hala devam ediyordu.

İlk defa seansa gelen herkese sorduğum sorularımı sorduktan sonra seansa yine ilk defa gelen herkese uyguladığım gibi kısa eklenti temizliği ile başladım. Bu arada, bazı danışanlar geliş şekliyle bile yoğun eklentileri olduğunu daha kapıdan girerken belli ederler. Tülay hn da randevuya gelirken farklı bir apartmana girip başkasının ziline basarak, kafasının bayağı karışık olduğu konusunda dikkatimi çekmişti. Bu sebeple eklenti ihtimali benim için ön plana geçti.

 

seans

 

1.EKLENTİ:

5 Yıldır kendisinde olan, işle ilgili bir grup çalışması sırasında kendisine gönderilen 3 adet eklenti grubuydu.

Etkileri: Öfke; unutkanlık; insan ilişkilerini olumsuz etkileme; ani öfke patlamaları ve tahammülsüzlük; kalça bölgesindeki egzama; baş ağrıları; meditasyon yaptığı anlarda üst üste geğirme ihtiyacı duyması; yorgunluk; işlerini yapmak konusunda isteksizlik ve tembellik ( evi toplamak veya yemek yapmak istemiyorum diye ekledi ); kaşıntılar ( popo, sağ kulak içi, saç dipleri, sol kasık ) ve ense kökünde ağrı

Bu eklentileri çekmesine sebep olan konuya baktıktan sonra devam ettik.

2.EKLENTİ:

4-5 Yaşlarından beri kendisinde bulunan, o yaşlarda apartmanın merdiveninde tanımadığı bir adamın adres sormasıyla başlayan bir taciz anında korkuyla çektiği 5 adet eklenti grubuydu.

T3Etkileri: Korku ve gerginlik; ağlamayı engelleme ( Burada şu detayı ekledi: ” Normalde pek ağlayan biri değilimdir ama bugün buraya seansa gelirken arabada ağladım. Şimdi farkettim ki ben o aslında taciz anında ve o gün boyunca ağlayamamıştım “; kötü birşey olacak kaygısı özellikle eşi şehirdışına iş seyahati yaptığı uzun dönemlerde; takıntılı düşünceler ( mesela eleştirildiği zaman kafasına çok takması ve o konunun gün boyunca zihninde sürekli dönüp durması )

 

Bu bölümde taciz anısına detaylı olarak çalıştık ve beden terapi uyguladık. Ondan sonra bu sebeple çektiği 5 eklentiyi temizledik.

Bu Eklentilerin Etkileri : Öksürük ve ensede ağrılar

 

Seans sonunda kendime aldığım özel notlarda; hala eklentileri olduğunu düşündüğümü ve ilerde tekrar bakılması gerektiğini yazmışım. Ayrıca aile sistemiyle ilgili çok fazla konu başlığı olduğu için ilk birkaç seanstan sonra tamamen BAĞLAR ÇALIŞMASI ile ilerlenmesinde fayda olduğunu belirtmişim.

 

g2

1.GÜN:

” Merhaba bir gün doldu geri bildirim yapıyorum.

1 gün olmasına rağmen iyi gelişmeler var bende özellikle evin temizliği konusunda. Dün akşamdan beri evi düzenliyorum temizliyorum. Artık dağınıklık beni rahatsız ediyor. Baya bi toparladım. Dolaplar ve çekmecelere geldi sıra. Her şey sıkış tepiş şimdi farkediyorum. Zihnim daha berrak, daha sakinim daha hafifim. Gece çok iyi uyudum. Rüyamda başkasıyla evliydim ve 5 aylık bir kız çocuğuna hamileydim çalıştığımız travma ile ilgisi olabilir belki. Mutluydum duygu olarak. Ensem ve popom çok daha az kaşındı bugün. Namazlarımı kısaltarak kılıyordum sıkılıyordum dünden beri normal hali ile kılıyorum ve daha yavaş okuyorum sureleri. Dua dinliyorum arabada hiç dinlemezdim açıkçası rahatsız olurdum. Sukünet hali mevcut. O unutkanlık ve dalgınlık hali yüzde 80 azaldı. Şimdilik bunlar çok güzel gelişmeler benim için. Teşekkürler tekrar görüşmek üzere.

2.GÜN:

” Merhaba bugün eşim geldi bir değişiklik daha oldu. Aramızda hep bir negatif itici enerji olageldi benden ona doğruydu daha çok. Eve para harcamama sorunu da vardı ki ben itiyorum diye düşünürdüm hep. Bugün uzun zamandır ihtiyacım olan ancak ertelediği ev eşyalarımızı aldı. O negatif enerji de yok aramızda. Hakikaten çok enteresan. Bu tür enerjilere inanmama rağmen bu kadar etkili olduğunu düşünmezdim. İyi ki daha fazla direnmeyip gelmişim.

Sevgiler…. Kolaylıklar dilerim.”

 

52 GÜN SONRA ( 2. Seans için bir araya geldiğimizde aldığım bilgiler ):

1-Eklenti seansından sonra kafam daha net oldu. Kendim için gerçekten ne istiyorum, ne istemiyorumu düşündüm. Kendi sınırlarımı çizdim. Eşimle boşanmaya karar verdim. Boşanmayı 2 yıldır düşünüyordum zaten, sadece korku ve kaygılarım yüzünden erteliyordum. Eşim de kabul etti, anlaşmalı olarak ayrılacağız. Geçen hafta mahkemeye başvurduk.

Eşim zaten işi gereği uzun seyahatlere çıkıyor ve ayda 1 yanımıza geliyordu. Sadece kış aylarında biraz yanımızda kalıyordu.

T7.jpg

2-Artık insanlara karşı sınırlarımı daha net çiziyorum. Annem hayatıma çok müdahale ederdi. Ona da sınır koydum. Çocuklarıma paralı bakıyordu ve bunun haricinde de sürekli kendi evi için de birşeyler talep ediyordu. Çocukları ondan alıp bakıcıya verdim. Bakıcıya verince daha az para harcadığımı farkettim. Annem en başta bozuldu ama aramızda şu anda herhangi bir iletişim sorunu veya küslük yok.

3-EGZAMA: Saçımın içindeki egzamalarım tamamen geçti. Ensede sağa doğru bir tane büyük 9 cm civarı çapında bir egzamam vardı. ( İlk seansta fotoğrafını çekmiştik ). O leke bayağı küçülüp 3 cm’lere kadar küçüldü. ( NOT: 2.Seans öncesi tekrar fotoğraf çektik. )

Kalçamdaki egzamalar seanstan önceki dönemde hergün kaşınıyordu ve kabuklanıyordu. O kaşıntı şu anda sadece haftada 1 gibi çok hafif olarak oluyor. Eskiden kaşınırken kanardı. Şimdi kan gelmiyor. Son durumuna bakıp sonra bilgi veririm.

T14-Daha çok su içmeye başladım. Önceden az içiyordum. Bu kendiliğinden oldu, çaba sarfetmedim. Bunun beni bayağı ferahlattığını hissediyorum.

5-Kıyafetlerimin rengi ve seçimlerim değişti. Önceden mavi-lacivert-siyah renkli giyiniyordum. Daha feminen renklere döndüm ve tüm gardrobu yeniledim. Şimdiki renklerim fuşya, lila ve mor tonlarında.

 

6-Babama karşı kendi içimde biraz yumuşama yaşadım. Onunla en son 2005’te görüşmüştüm. Geçen yıl o da İstanbul’a taşındı diye duydum.

7-Öfkem bayağı azaldı, %40’lara indi. Ani öfke patlamalarım ve tahammülsüzlüğüm ise tamamen geçti.

8-Unutkanlığım vardı. %60’lara indi diyebilirim.

9-Baş ağrıları: Seans öncesindeki 1 ay yoğunlaşmış durumdaydı. Birkaç günde bir, yoğun bir ağrı gelip gidiyordu. Şimdi tamamen geçti. Bu sürede hiç ağrımadı.

10-Meditasyon yaparken hep geğiriyordum, üst üste ve birkaç kere oluyordu. Geğirmeler geçti. Sadece esnemeler devam ediyor..Ne zaman meditasyon yapsam esnemeye başlıyorum. Bunun tam olarak nedenini bilmiyorum.

11-Yorgunluğum geçti. Yaşam enerjim arttı. Artık evi toparlıyorum. Eski eşyaları, giymediğim kıyafet ve kutuları attım. Yatağımı değiştirdim. Yeni çarşaflar aldım.Daha kaliteli ve yumuşak çarşaflar aldım. ( BURADA, bu durumun boşanma kararıyla ilgisi olup olmadığını sordum. ) Boşanma ile ilgisi yok.bunlar seanstan sonraki ilk haftada oldu.

Evde yemek yapmıyordum pek. Şimdi evdeysem ben yapıyorum. Çocuklarla kahvaltı etmek için bile dışarı çıkardık, pek evde yemezdik. Şimdi kahvaltıları düzene oturttum, artık evde yapıyoruz.

12- Evde yemek yemeye başlayınca, hesabımda para birikti. Eskiden kahvaltıyı bile dışarda yaptığımız için çok fazla para harcıyormuşum.

13-Sağ kulağımın içindeki ve sol kasığımdaki kaşıntılar tamamen geçti.

14-Korku: Geceleri aniden uyandığımda korkabiliyordum. O durum da geçti, bedensel gerginliğim de geçti.

15-Kötü birşey olacak veya sevdiğim birine ( evde çocuklara veya bana ) birşey olacak kaygım vardı. Özellikle de eşim gittiğinde oluyordu. Bu seferki gidişinde olmadı.

16-Takıntılı düşüncelerim gitti. Teflon tavaya döndüm. Eskiden eleştirildiğim zaman kafaya çok takardım, artık o kadar önemsemiyorum.

17-Kuru öksürük: Eşim eve geldiği zamanlarda olurdu. Bu öksürük de bayağı azaldı. %50’lere indi.

18-Çevremden arkadaşlar da bana ” yüzünde bir aydınlanma var ” dediler.  ( Burada biraz gülüştük )

 

v9

 

NOTLAR:

1- Seanslardan sonraki tamir fazı süresi içinde evi düzenlemeye, eski kırık dökük ve gereksiz eşyaları atanlara ve evde temizlik-düzenleme yapanlara daha önce de rastladığım oldu. Kendim de geçmişte bir-iki kez deneyimlemiştim. Bunu, bilinçaltının dışarıya yansıması olarak görebilirsiniz. Kafanız çok karışıksa, bu durum evinize ofisinize, dolaplarınıza yansır. Zihinsel bir berraklık ise aynı şekilde sizde bir düzen ve sadeleşme ihtiyacı doğurabilir.

 

2- Bu vaka, egzama temalı görünse de aslında o konuya henüz girmedik ve danışanın en çok ihtiyaç duyduğu üzere eklentilerle başladık. Üstünüzde bu kadar kafa karıştıran eklentiniz varsa, zaten kaliteli bir trans geçiş gerçekleşmeyeceği için ilk seanslarda bazen sizin geliş sebebiniz olan konuya hiç giremediğimiz olur. Mecburen eklentilerle başlamak zorunda kaldığımız durumlarda ise iyi tarafı şudur: eklentiler gittikçe daha berrak bir zihinle gelirsiniz ve seanslar ilerledikçe daha kolay geçiş yapabilirsiniz.

 

3- Bu yazıda kullanılan egzama fotoğrafı temsilidir, danışana ait değildir.

 

 

( Devam edecek….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

MİKS BİR VAKA-II ( 4. Bölüm )

Standard

Z1

Zuhal Hn, uzak bir şehirden geldiği için, üçüncü seanstan bir gün sonra dördüncü seans için tekrar biraraya geldik.

Ön-görüşmede doğum şekli, süresi ve 0-6 yaş dönemine dair bazı sorular sorduktan sonra hemen seansa geçtik.

 

seans

Ana karnı dönemini keşfederken 8. günde giden bir kayıp ikizi olduğunu algıladı.

7 Aylık olduğu bir sahnede, babaannesinin ev işleriyle ilgili bir konuda annesine bağırdığını, annesinin karşılık vermek istediğini ama veremediği algıladı. O esnada annesinin sol göğsünün ağrıdığını ekledi.

8 Aylık olduğu bir sahnede; babasının annesiyle birlikte olmak için zorladığını ve annesinin bırakıp gitmek istediğini ama yapamadığını ve bu sebeple bu sahnede anne-babasının ayrılmalarından korktuğunu algıladı.

Doğum anı kolay ve sorunsuz geçiyordu. Doğduktan sonra annesinin kucağına verildiğinde annesinin ağladığını, doğumun kolay geçmesi sebebiyle mutlu olduğunu ama yine kız çocuğu olmasından dolayı biraz kırgın olduğunu belirtti. Annesinin sütü, doğumdan 12-13 saat sonra gelmeye başladığı için ilk gün kendisine mama veriliyordu.

Babasıyla ilk karşılaşma anında babasının kendisini kucağına alıp şefkatle baktığını ve ” Yine mi kız? ” diyerek annesine gülümsediğini söyledi. Bu cümle sebebiyle Zuhal hn olumsuz etkilenmiyordu fakat annesinin babasına karşı mahçup hissettiğini farketti. Babasının kucağındayken, annesinin kucağında olduğundan daha güvende hissettiğini, babasının yüzüne çok güzel baktığını anlattı.

 

Z12

 

0-1 Yaş Arası: Annesinin uyudu sanarak kendisini salıncağa yatırdığı bir sahnede, annesi odadan çıkar çıkmaz onun arkasından gitmek istediği için ayağa kalkmaya çalışırken beşik şeklindeki yüksek salıncaktan yere düştüğünü ve başının arkasını çarptığını algıladı. Bu sahnede çok ağlıyordu ve annesi başka bir odada olduğundan sesini geç duyup dönüyordu. Bu sahnede annesinin kucağında sakinleştirilmeye çalışırken dahi ağlamaya devam ediyor ve terk edilmiş hissediyordu.

 

 

2 Yaş: Bağırsaklarında sürekli bir ağrı olduğundan bahsettiği bu sahnede, annesiyle gezmeye gittiklerinde kaşla göz arasında yerde bulduğu bir toplu iğneyi yutuyordu. Yuttuktan hemen sonra annesi tarafından farkediliyordu fakat çoktan yutmuş olduğundan annesi hiçbirşey yapamıyordu. Toplu iğneyi dik bir şekilde yutsa da boğazında ve midesinde acı hissediyordu. Annesi tarafından o gün doktora götürülmediğini , annesinin telaşını gördükçe daha da çok korkup ağladığını anlattı. Toplu iğne yüzünden 2 gün boyunca bağırsaklarında sancı çektikten sonra tuvaletini yaptığında iğneyi çıkardığını ve çıkış anında acı hissetmediğini belirtti.

 

Z114 Yaş: Annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiği bir sahnede, saçlarının kesilmemesi için çok ağlıyordu. Bakımının zor olması sebebiyle annesi tarafından saçlarının kısacık kesildiğini ve babasının buna engel olamadığını belirtti. Saçlarının zorla kesilmesi, o anda çocuk bilinciyle, kayıp duygusu yaşamasına sebep olmuştu ve hatta annesinin kendisini sevmediğini düşünmesine sebep olmuştu.

 

5 Yaş: Annesinin babasıyla birlikte işte olduğu bir anda kendisine bakan ablası tarafından dövüldüğü bir sahneyi keşfettiğimizde etrafta kendisini koruyacak kimse olmadığını düşünüyor ve çok yalnız hissediyordu.

Bütün bu sahneleri keşfettikten sonra, bu sahnelerin Zuhal Hn üzerindeki etkilerini dönüştürmeye çalıştık. Bedenine zarar gelen durumlar olduğu için buradaki travma izleri için beden terapi uyguladık.

 

Bu arada, ana karnı dönemi içinde kendisine eklenen bir eklenti daha algılamıştı. O eklentiyi de seans senasında gönderdik.

 

12

3 GÜN SONRA:

” 4.seanstan sonra üzerinden 24 saat geçti biraz da geç kaldım yazmakta, seans çıkışı epey yorgundum zaten yorucu olacağı bilgisini vermiştiniz, gene de o gece yürüyüşümü yaptım güzel vakit geçirdim rahat uyudum boğazımdaki acı ( NOT: TOPLU İĞNE SAHNESİYLE İLGİLİ BEDENDEKİ İZ )  bir iki gün sürdü ama ruhumdaki kayıp parçayı bulmuş olmak beni inanılmaz rahatlattı, malumunuz kayıp ikiz sendromu olduğum seans esnasında ortaya çıktı, ondan sonra ertesi gün arkadaşlarımla görüştüm hayata daha uyumlu ve olumlu dinginleşmiş olduğumu farkettim, eski olumsuz ruh halim de ortadan kalkmıştı ciddi bir huzur vardı üzerimde, kendimi yeniden keşfetmenin hazzı da tabi. 0-7 yaş aralığına baktık sizinle, bu dönemde çok fazla olumsuz şeylerin yaşanmamış olması beni sevindirdi ben daha olumsuz bir tablo bekliyordum, açıkçası 3. ve 4. seans benim hayatımın dönüm noktası oldu kendimi ilk kez tanıdığım ve anladığım kendimle yüzleştiğim yüklerimi bıraktığım inanılmaz güçlü seanslardı, enerji artışı karamsarlığın olumsuz etkilerinin geçmesi beni inanılmaz rahatlattı ve mutlu etti ben size çok ama çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, sevgilerle. ”

Z38. GÜN:

” Merhaba Eylül hanım, son iki seansın üstünden bir hafta geçti bu sürede gayet iyi normal zamanlarımdan fazla enerjik huzurlu ve sakindim, ölme isteğimde azalma oldu yüzde yetmiş civarı, çektiğim tarifsiz acılar da hemen hemen çok azaldı dünyaya ve hayata daha uyumlu hissediyorum kendimi, önceden düzenin bir parçası gibi bile hissedemez kendimi atılmış itilmiş dışlanmış hissederdim. Uykularım düzenli dinlenmiş olarak kendiliğimden uyanıyorum hala burnumdan rahat nefes alabiliyorum, öfke kontrolü konusunda epey iyiyim, insan ilişkilerimde aile içi ilişkilerimde inanılmaz bir rahatlama oldu o görünmez tıkanıklık çözüldü, içimi kemirip kafamın içinde dönüp duran sancılar acılar bir bir azaldı, etkileri yaşadıkça daha çok yazacağım size çok teşekkür ederim. ”

 

20 GÜN SONRA:

 Seanstan sonra harika bir iki hafta yaşadım her anlamda rahatladığım bir süreçti, hatta eminim etrafımdakiler bendeki bu durumu kıskandı ama elimde değil aşırı enerjik ve pozitiftim durduğum yerde duramayacak kadar iyiydim, ta ki Y ( Şehir ismi ) ‘e dönmeden önceki akşama kadar, 26 ağustos sabah yola çıkmadan evvel ailemle bir tartışma yaşadım, aslında olay benle ilgili değildi genel olarak geçmiş olaylarla ilgili konuşuluyordu nasıl olduysa konu bana geldi ve benim hatalarım üzerinden konuşulmaya başlandı zaten geriye yani Y’ ( şehir )ye dönmek konusunda gergindim ayrılık yaşayacağım yeni bir hayata başlayacağım vb. için endişeli ve gergindim ki ailemin bana karşı kullandığı suçlayıcı ve aşağılayıcı dilden epey rahatsız oldum ve kendimi tutamayıp istemediğim tepkiler verdim sinirlendim geçmişe yönelik olumsuz konuşup kalp kırdım tatsız ayrıldık, bu durum bir süre beni olumsuz etkilediyse de tekrar toparlandım bi hafta içinde olumsuz etkiler üzerimden kalktı yeni bir hayata başladım burda. Etrafımdan olumlu yorumlar aldım yüzüne renk gelmiş, çok iyi görünüyorsun vb şekilde, ölme isteğim ara sıra yoklasa da kesinlikle eski boyutta değil sadece minicik anlarda olup geçiyor kendimi ikna ve teselli edebiliyorum, önceden canım hiçbir şey yapmak istemezken şimdi gayet istekli bir halde yaşıyorum evimi düzenlemeyi günlük işler yapmayı kendi sevdiğim şeylerle meşgul olmayı kendime yetmeyi başarabiliyorum, burun tıkanıklığım normalde Y ( şehir )  şartlarında had safhada olurken geldiğimden beri problem yaşamıyorum gayet güzel nefes alabiliyorum kendimi dinç, dingin ve olumlu buluyorum, önceden kitap okuyamazdım okuyabiliyorum, gereksiz muhabbetler yapmıyorum olgunlaştığımı büyüdüğümü hissediyorum ilk defa, sağlık problemlerim konusundaki şikayetlerim mesela astımım çok azaldı, alerjilerim aynı şekilde azaldı, sırt ağrılarım azaldı kendime karşı duyduğum öfke terse döndü kendimi sevmeye başladım, içimde kanayıp duran yara kapandı, içten içe sürüp duran eski hesaplaşmalarım nerdeyse bitti, eski eşime karşı duyduğum öfke vb duygular tamamen ortadan kalktı hiç umursamaz bir duruma geldim nerdeyse hiçbir olay yaşamamışım gibi oldu, sadece eski eşim yakın arkadaşlarıma telefon aracılığıyla ulaştı hala benden haber almaya çalışıyor ama ben gene umursamıyorum onda da bu durumun sonlanmasını bekliyorum, karşıma çıkmadı çünkü aşırı meyli olsa karşıma çıkacağına inanıyorum, açıkçası kendimi başka biri gibi hissediyorum, çünkü eskiden olsa kendimle başbaşa kalmak istemezdim direkt kendimi suçlayacak birşeyler bularak huzursuz olurdum şimdi ibadetlerimi elimden geldiğince yerine getirecek kadar istekli ve huzurlu hissediyorum önceden çoğu ibadetimi yerine getiremezdim, kısacası bende büyük bir değişim var hem de gözle görülür şekilde, umarım bu enerjimi artıracak ve koruyacak yolu da bulurum çünkü kendime çok iyi geldim, yaşamayı hayatta olmayı seviyorum gözlerimin içi gülüyor… Size çok ama çok teşekkür ediyorum, yazdığınız 3.bölüm için kolaylıklar sevgiler iyi çalışmalar.

******************

1 Ay Sonra ( Vaka yazısının teyidi için telefonda konuştuğumuzda ) : Göğüs kafesinde bir yarık varmış gibi tanımladığı, tarif edemediği bir acı şeklinde hissettiği durumu ve ayrıca geceleri yoklayan ölme isteği düşüncesinde değişiklik olup olmadığını sordum. Her ikisinin de tamamen geçtiğini belirtti.

 

Ş11

NOTLAR:

1- KAYIP İKİZ SENDROMU: Bknz. ekteki vakanın ” NOTLAR ” bölümü:  BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 2. Bölüm )

2- Bu seansta, danışanın bedenine zarar gelen kaza, dayak, saçın zorla fiziksel şiddet uygulanarak kesilmesi gibi sahneler vardı. Bu bölümleri çalışırken yoğun beden terapi uyguladık çünkü bedenimizin de travmalarla ilgili bir hafızası var.

3- İlerde gelmeyi düşünen danışanları yönlendirmemek adına, Zuhal Hn’ın göğüs kafesinde hissettiği acının ve ölme isteğinin hangi konuyla alakalı olduğunu, orada nasıl bir işlem yaptığımızı ve neden bu seanstan sonra tamamen geçtiği gibi konuları seans içerisinde özellikle belirtmedim.

4- Zuhal Hn’ın hiçbir yere ait hissetmeme sorununda iyileşmeler başladı. Fakat atalarından gelen bazı etkiler taşıdığını da hissettiğim için, bu konuya ilerleyen tarihlerde BAĞLAR ÇALIŞMASI isimli, regresyon harici-farklı teknikler kullandığım grup çalışması içinde özel olarak bakacağız.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

MİKS BİR VAKA-II ( 2. Bölüm )

Standard

Z1

İlk seanstan iki gün sonra Zuhal Hn ile 2. seans için bir araya geldiğimizde verdiği geri-bildirimleri vakanın ilk bölümünün sonunda yazmıştım.

Seansa başlamadan evvel ek bilgi olarak geçmişte yaşadığı bir ilişkisiyle ilgili detay bilgi verdi. Lise bittikten sonra üniversite sınavını kazanamayınca evde çok eleştirildiği, az harçlık verildiği ve dışarı çıkmasının bile yasak olduğu depresif bir dönemde çocukluk arkadaşıyla yolları kesişmişti.

Z9Daha ilişkilerinin başlarında çocukluk arkadaşı Cihan’ın tecavüzüne uğramıştı ve Zuhal hn ailesine söylemekle tehdit edildiği için 3-4 sene boyunca bu ilişkiye devam etmek zorunda kalmıştı. İlişkileri boyunca hem dayak yemiş hem de tehdit edilmişti. Erkek arkadaşı bu 3-4 yıl boyunca sürekli olarak evleneceklerini de vadetmişti fakat 4. yıla geldiklerinde ” Ben evlenecek durumda değilim. Nerden baksan 10 yılım var evlenmeme ” demişti. Zuhal Hn ise evlilik konusunu bahane ederek ayrılmayı başarmıştı.

Bu ilk ilişkisinden bir süre sonra karşısına gerçekten etkilendiği bir erkek arkadaşı çıkmıştı fakat bu süreçte ise geçmişte yaşadığı olayların etkisiyle suçluluk duyduğu için tecavüz dahil yaşadığı her detayı sevdiği adama anlatarak vicdanını rahatlatmak istemişti. Erkek arkadaşı Selim , Zuhal hn’ın çocukluk arkadaşı Cihan’la yaşadığı ilişkide başına gelenleri öğrendikten sonra en başta önemsemiyor gibi görünse de evlilik sürecine girildikten sonra herşeyi bahane etmeye başlamıştı. Zuhal Hn’ın annesi de aradaki statü farkı yüzünden bu ilişkiye ve evliliğe baştan karşı çıkmıştı. Sonunda Zuhal hn sevdiği adam tarafından terkedilmişti.

İlk seansta üstü kapalı değindiği bu konuyu detaylıca anlattıktan sonra, seansımızda mutlaka bu konuya bakarak beden terapi yapmamız gerektiğini belirttim. Lakin, henüz seansın başındayken yine yoğun olarak eklenti algıladığı ve 11 ‘in üstünde olduğunu belirttiği için 2. seansımız da eklenti seansı olarak başladı.

 

seans

 

v61.EKLENTİ:

Üniversiteye girdiği ilk yıl yabancı bir dilde hazırlık sınıfı okurken çok zorlanmıştı. Hazırlık sınıfını okumayı istemiyordu. Aynı yıl, çocukluk arkadaşıyla ilişkilerinin de sonlarıydı. Cihan, kendisini sürekli dövdüğü için yoğun öfke ve nefret duyguları ile 8 adet eklenti çekmişti.

Dayakların sebebi genelde kıskançlık olarak gösterilse de Cihan’ın dövmek için mutlaka bir bahane yarattığını ekledi.

8 Eklentinin Etkileri: Yorgunluk ve halsizlik; titreme ( üşüme kaynaklı ürperme tarzında 10 sn süren ve haftada 2-3 kere olan titremeler  ); boyunda, ellerde ve midede ağrı; karında şişkinlik ve guruldamalar, sindirim sorunları ; kafa içinde uğuldama; daha öfkeli olma; kafa karışıklığı; özellikle sağ tarafında boyundan bele kadar inen sırt ağrıları; sağ kol ve dirseklerde ağrı

Seansın bu bölümünde dayak konusunda beden terapi ağırlıklı çalıştık. Tecavüz konusuna ise ayrıca beden terapi uyguladık. Yoğun olarak beden terapi ağırlıklı çalıştığımız bu bölümden sonra ilk sevgilisi olan Cihan’a öfkeyle çektiği tüm eklentileri gönderdik.

Bu ilişki, hala üzerinde olumsuz izleri olan ve benim ” tamamlanmamış ilişki ” olarak gördüğüm bir konu olduğu için, bu ilişkiye tamamlama çalışması yaptık.

 

 

v72.EKLENTİ:

17 Yaşındayken ilk defa tek başına bindiği bir toplu taşıma aracında yaşadığı, günümüzde halk arasında da ” fortçuluk ( frottörizm ) ” olarak tabir edilen bir taciz yaşamıştı. Ne olduğunu anladığında yoğun utanç ve suçluluk duymuştu. Bu olayın yaşandığı gün 3 adet eklenti çekmişti.

3 Eklentinin Etkileri: Sürekli olarak şiddetli sırt, boyun ağrıları; ellerde ve dirseklerde ağrı

Bu bölümde, yaşadığı tacizle ilgili beden terapi yaptıktan sonra eklentileri gönderdik.

 

 

 

v83.EKLENTİ:

1 Yıldır kendisinde olan, suçluluk hissettiği bir konuyla ilgili çektiği farklı bir eklenti modeliydi.

Bu eklentinin etkileri: Karında şişkinlik ve ölme isteği

Bu eklentisini de gönderdikten sonra, çocukluk arkadaşından sonra ilişki yaşadığı ve sırrını anlattıktan bir süre sonra terkedildiği eski erkek arkadaşı Selim’e hala yoğun duyguları olduğu için bu ilişki için de ” bir ilişkiyi tamamlamak ” olarak tanımlayabileceğim bir çalışma yaptık. Seansı bu şekilde bitirdik.

 

 

12

4.GÜN:

” İyi geceler , günlerdir yollarda olduğum için yazamadım, yorgunluk olduğu için biraz beklemeyi daha uygun buldum, her anlamda daha iyiyim, sadece ..Y (Şehir ismi)’e evime geldiğimden beri ara ara bir korku oluyor kısa temizliği yapıyorum ama daha fazla birşey yapabilirsem yolu varsa gösterirseniz sevinirim ……………… daha ayrıntılı yazacağım çok teşekkür ederim. Herşey için emeğiniz için.”

 

Bu emailine verdiğim cevapta, kısa eklenti temizliği ile ilgili birkaç detayı hatırlatarak evi içerecek şekilde düzenli yapmasını, düzenli uyguladıktan bir süre sonra tekrar yazmasını rica ettim.

 

13.GÜN:

 Yaklaşık bir haftadır aşırı şişkinlik ve kabızlık yaşıyorum yeme şeklimi değiştirmedim, tatlı düşkünlüğüm ve yeme bozukluğum tekrar ataklandı, eskiye göre dincim ve bilincim yerinde fakat sürekli huzursuzluk devam ediyor kimseyle konuşmak görüşmek istemiyorum ailemi bile aramadım şu süreçte, eşime olan öfkem artıyor dinlenemiyorum, eklenti temizliğini yapıyorum,  iyileşmeler zamanla, bazen bir ay sonra belli olur dediğiniz için telaş yapmamaya çalışıyorum, ama bir yandan da işte gördün mü gene işe yaramadı bulduğun çözüm diye hiç susmayan bir ses var beynimde, biraz da hastayım kırıklığım var, emeğinize gerçekten çok teşekkür ederim ama maalesef durum bu.”

 

3 AY SONRA:

” İyi geceler …. tarihlerinde bol eklentili iki seans yaptık sizinle bu seansların ikincisinde ilişki tamamlama yaptık ama sürekli aynı duygu düşünce ve özlemler bende nüksediyor sürekli aynı sarmalın içindeyim bi türlü kurtulamıyorum kurtulacağıma dair inancım tamdı hiç değilse bu yükümün hafiflemesi beni epey rahatlatacaktı ama bu da olmadı, neden ilişki tamamlama seansı yaptığımız halde ben kopamadım acaba bunun bi cevabı var mıdır teşekkür ederim iyi geceler.

Kendisine verdiğim cevapta, çok fazla konu başlığı olduğu için uzun süreli bir çalışma gerektiğini, yoğun eklenti ve bedene zarar gelen ve iz bırakan durumlar olduğu için o konularla başladığımızı, ilk etapta beklentimin fiziksel sağlığında biraz iyileşmeler, yaşam enerjisinde artma olduğunu, asıl değişimin derin konulara gireceğimiz regresyon seanslarından sonra daha yoğun hissedilebileceğini, sonraki etapta ise Bağlar isimli grup çalışmasına katılımını gerektirecek birkaç konu başlığı olduğunu hatırlatarak bu şekilde bir yol ilerlememizi tavsiye ettim.

3 ay 2 gün sonra:

Açıkçası sırt ağrılarım kalmayacak kadar azaldı ama alerjilerimde değişen bişey yok, hala aynı seviyede yaşıyorum burun tıkanıklığı astımı.. Bu arada seanslardan yaklaşık bir ay sonra içimde tam anlamıyla bir mucize oldu,-  en büyük sorunum olan obezite için X’i ( tıbbi bir metot ) denemeye  karar verdim ve seanstan 1,5 ay sonra yaptım. Bu metodu üç yıldır düşünüyordum ama karar veremiyordum müthiş bir kararlılıkla uygulamaya koydum 5 hafta oldu ve ben 15 kg verdim, benim için en önemli adım buna karar vermemdi ve benim için imkansızı başardım, tabi bu sebeple biraz para harcamak zorunda kaldım ve borçlandım ama sağlığım yerine gelmeye başladı bunun için çok mutluyum…

Sadece ilişki tamamlama yaptığımız halde ara ara Selim krizlerinin nüksetmesi beni zorluyor, Cihan’la ilgili kısımda sorun yok, size tekrar gelmek istiyorum ama haziran ayına kadar randevu talep edemiyorum malesef. Enerji artışını, zihinde berraklığı yaşadım epey düzeldim ama şu an eskiye nazaran daha az beslendiğim için ister istemez halsizlik yaşıyorum, durumum bu şekilde, teşekkür ederim size. ”

X3

Hazır hissettiği zaman yazmasını ve yol masraflarını minimize etmek için bir dahaki gelişinde Bağlar Çalışması’na denk getirecek şekilde gelmesini ve 1 gün öncesinde ana karnı ve 0-6 yaş çalışmamızı tavsiye ettim.

 

Ş11

 

NOTLAR:

1-Cihan’a karşı hiçbir olumsuz duygusu kalmamasına rağmen, neden hala ara ara Selim’i düşündüğünü ilerleyen bölümlerde göreceksiniz.

2-Eklenti seanslarından sonra, zihinsel berraklık ve kişinin yıllardır ertelediği şeyleri büyük bir kararlılıkla ve iradeyle yaptığına daha önce defalarca rastlamıştım. İlk 2 seansta obezite konusuna öncelik vermeyip beden terapi ağırlıklı çalışmamız, bol miktarda eklenti göndermemiz, obezite konusuna sıra gelmeden danışanın o konuda çözüm bulmasına etki etmiş olabilir. Kendisinin görüşü ve yorumu bu yönde olduğu için ilerleyen seansta belirtmişti.

3-Kişilerde çok fazla sayıda eklenti olduğu zaman, kaliteli bir trans geçiş sağlanamayacağından ötürü ve bedenine zarar gelen çok sayıda şimdiki hayat travması olduğundan ötürü, öncelik sıralamamızı bu şekilde seçtik. Her danışanın ilerleme yönü ve hızı birbirinden farklıdır. Ve genel eğilim, en ufak bir olumsuzlukta ” bu da işe yaramadı ” düşüncesidir. Halbuki , ön-görüşmede herkese aynı şeyi anlatırım. Eğer çok sayıda eklentiniz varsa, bunları kendinize neden çektiğiniz üzerine uzun soluklu bir çalışma yapmak gerekir. 30-40 Yılda oluşan tüm travmalara 2 saatte bakamayız. Bu yüzden, konu başlığınız çoksa, kendinize biraz zaman tanımalısınız.

Zuhal Hn’ın üstteki geri-bildirimlerini özellikle sizlerle paylaştım çünkü benzer süreçlerden geçen kişiler olmuş olabilir.

 

Hiç beklemediğim bir şekilde, ilk seanstan 6,5 ay sonra Zuhal hn benden yine randevu istedi ve 3. seans için kapıyı açıp da onu karşımda gördüğümde bambaşka biri olarak içeri girdi. Bana göre asıl hikaye burada başlıyordu…

 

( devam edecek…..)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

BİR DOĞUM TRAVMASI HİKAYESİ-2. Bölüm

Standard

M6

 

Melike ile ilk seansımızdan 9 hafta sonra ikinci seans için tekrar biraraya geldiğimizde bu süreçte farkettiği geri-bildirimlerini sorarak seansa başladım. Aldığım bilgiler:

1-Önceden halamlara çok bağlıydım. Onlara hiç laf söyletmezdim. Ama bu aralar onlara öfke duymaya başladım. Eskiden olsa onların yanında sabahtan akşama kadar durabilirdim. Son 1 haftadır, iftarı yapar yapmaz hemen eve gitmek istiyorum. Bunun sebebi; halalarımdan birinin hayatıma annemden bile fazla müdahae ettiğini farkettim. Bu konu benim içimde birikmiş. Diğerlerine ise sebepsiz bir öfkem var. Bu aralar hiç yanlarına gitmek istemiyorum.

2-Kısa eklenti temizliğini pek yapmadım. Aklıma gelmiyor.

3-Eskisi kadar kafama herşeyi takmıyorum.

4-İlk seansa kadar olan dönemde ellerim çok titriyordu. Titremesi çok azaldı. Babamın işyerine gittiğimde de hala titrediğini farkettim. Sebebini anlamadım.

5-Evdeki kardeşimle, seanstan sonra aram daha iyi oldu.

6-Mide ağrılarım ve bulantım seanstan sonra tamamen geçti.

7-Yemek konusunda çok iştahlı değilim ama az da olsa yemek yiyorum. Bu süreçte, hiç yemek yemediğim gün olmadı.

 

seans

 

Ön-görüşmede eklentiden şüphe ettiğim için seansı eklenti temizliği ile başlattım. Bu esnada bedeninde yoğun duyarlılıklar olduğu için seansı eklenti temizliği yönünde ilerlettik.

1.EKLENTi GRUBU:

8 Yıldır kendisinde bulunan, kuzenlerinden birinin düğünü sırasında meydana gelen tartışma sırasında öfkeyle çektiği bir eklenti modeliydi. 3 Farklı model içeren toplam 18 tane eklenti çekmişti. Bu eklentileri onun daha öfkeli, daha alıngan biri olmasına ve insanlardan korkmasına sebep olmuştu. Ayrıca eklentilerden bir bölümü, ellerinin titremesinde etkili olmuş, mide bulantısı ve ağrılara yol açmıştı.

Bu bölümde eklenti çekmesine sebep olan ve bütün sülaleyi etkileyen konuya ve kuzeniyle olan ilişkisine detaylıca değindikten sonra eklentileri gönderdik.

Bu seanstan bir gün sonra ilk defa Bağlar Çalışması’na katıldı. Bu çalışmada ise köken aile ilişkilerine çalıştık.

 

12

 

28 Gün sonra ( 3. Seans öncesinde aldığım bilgiler ):

1-Yıllardır görüşmediğimiz kuzenim …Abla’yı neredeyse hergün düşünür ve üzülürdüm. Acaba napıyor, neden gelmiyor diye sürekli kafamdan geçirirdim. Seanstan sonra artık düşünmemeye başladım. Onun konusu akrabalar arasında yine geçti. Bu sefer hiç etkilenmedim. Eskiden olsa üzlüp balkona çıkardım. Şimdi, içimden onun kaderine saygı duyduğumu söylüyorum. Annem yanımda olduğu bir an onun yüzüne de sesli olarak söyledim. Annem de gülerek ” Süper, kızım. Böyle devam et ” dedi.

2-Seanslardan sonra şu da oldu. Eskiden halamlara çok bağlıydım. Arkadaşlarımla planım varsa bile iptal eder ve eğer halamlar toplanmışsa onlarla görüşmeyi tercih ederdim. Artık bunu zorunluluk gibi yapmıyorum. Toplandıklarında yine arıyorlar. O anda işim varsa ya da canım gitmek istemiyorsa gitmiyorum. Bu durumu annem farketti ve bundan memnun. ” Ben gittiğim zaman bile senin canın gelmek istemiyorsa gelme ” diyor. Ben de bu sefer arkadaşlarımla görüşmeyi tercih ettim.

3-Elimin titremesi, ikinci seanstan sonra daha da azaldı, %10’lara indi. ( NOT: Bu esnada ellerinin titremesine baktık. Belli bile olmayacak derecede azalmıştı. ) Artık çayları doldurabiliyorum.

4-Eskiden konuşurken insanların gözünün içine bakamaz, göz teması kuramazdım. Şimdi bakabiliyorum. ( NOT: İlk seans sırasında hiç göz teması kurmadan konuştuğunu hatırlıyorum. Üçüncü seans öncesindeki ön görüşmede ise tamamen göz teması kurarak konuştuğunu gördüm. ). Artık yolda yabancı birine birşey sormam gerekse bile sorabiliyorum. Eskiden hiç soramazdım.

 

Ş11

NOTLAR:

1-Melike’ye küçükken disleksi tanısı konulmuştu ve bu yaşına kadar hiç göz teması kurmadan iletişim kurmuştu. İkinsi seanstan sonra tamamen göz teması kurmaya başlaması, genelleme yapmamak kaydıyla bu durumun değişebilir olduğunu göstermesi açısından sevindirici bir gelişmeydi. Üçüncü seansımızda ise disleksi nedeniyle özel eğitim aldığı dönemde yaşadığı birkaç soruna baktık.

2-İlk seansta yazdığım doğum travması Melike’nin tüm hayatını etkilemiş sonuçlar doğurmuştu. Ellerinin titremesi, doğum sırasında yaşadığı şok üzerinde çalıştıktan sonra azaldı ve ikinci seanstan sonra nerdeyse yok denecek seviyeye indi. Bu yüzden bedene yönelik travmatik anlarda öncelikle bedenle çalışırım. Beden hafızası çoğu vakada bize neye bakmamız gerektiği yönünde yol gösterir.

3-İlk seanstan itibaren Melike’de en çok dikkatimi çeken diğer önemli konu; olgunlaşma-bireyselleşme ve aileden ayrışmaya başlaması oldu. Regresyonla bireysel çalışıp aile ve ikili ilişkilerini içeren konularda ise grup çalışması yapmıştık. İlk seansla üçüncü seans arasında katıldığı 2 adet Bağlar Çalışması’nın etkisiyle tamamen aileye endeksli bir hayattan, artık kendi kararlarını verebilen, arkadaşlarıyla da sosyalleşmeye başlayan bir birey olmaya başlaması benim açımdan diğer bir sevindirici gelişme çünkü hayatı tamamen anne-baba ve halalar ekseninde dönüyordu. Bebeklikten bir genç kıza dönüşümünü bu kadar kısa sürede beklemiyordum. Değişime bu kadar açık olduğu için kendisini tebrik eder ve vakayı yazmama izin verdiği için de teşekkür ederim.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR DOĞUM TRAVMASI HİKAYESİ-1. Bölüm

Standard

M6

 

19-20 Yaşlarındaki Melike’nin akrabalarından birkaçı daha önce danışanım oldukları için kendisi de seansa gelmeye karar vermişti. Seans için bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” kaygı; korku ” yazmıştı.

M1Melike’ye 5 yaşında disleksi tanısı konulmuştu. Ön görüşmemiz sırasında ne tip durumlarda kaygıları ve korkuları olduğunu sorduğumda kendisinden aşağıdaki bilgileri aldım:

-Yakın çevresindeki insanlar ; özellikle anne ve babasıyla ilgili konularda ( ..X Kişi… şu konuyu öğrense acaba üzülür mü?, acaba teyzem anneme kırıldı mı? …vb ) kaygılanıyordu.

-Kaygılandığı anlarda midesine ağrı giriyordu. Mide sorunuyla ilgili daha önceden doktora gitmişti fakat yapılan tetkiklerde midesiyle ilgili hiçbir sorun çıkmamıştı.

-Midesine ağrı girdiği zaman bulantı da eşlik ediyordu ve stresli olduğu anlarda yemek de yiyemiyordu. Hatta bazen tüm gün yemek yemediği oluyordu.

 

M3.jpg

 

Annesinden aldığım bilgiler doğrultusunda: 

Melike, 8 aylıkken sezaryenle doğmuştu. Doğduktan sonraki dönemde 2 hafta kadar kuvözde kalmıştı. Bebekliği boyunca da sık sık havale geçirmişti.

 

Kendisine 5 yaşında disleksi ( özel öğrenme güçlüğü ) tanısı konulunca konusunda uzman bir eğitmenden 7. sınıfa kadar özel ders almıştı.

Annesinin hamileliği boyunca sürekli kanamaları olmuştu ve düşük riski vardı. Doğuma 3-4 haftalık bir süre kaldığında anne hastalanmış ve ateşlenmişti. Yüksek ateşin bebeğin kalbine zarar verebileceği, kalp ritminde zayıflık yaratabileceği şüphesiyle doktoru tarafından muayene edilirken annesinin suyu gelmişti. Muayene sırasında gerçekleşen bu durum üzerine bebeğe zarar gelmemesi anne hemen doğuma alınmış, doğum normal yollardan gerçekleşmeyince ise sezaryen ile gerçekleşmişti.

 

M5Melike, doğumdan hemen sonra 12 gün küvözde kalmış, annesiyle beraber taburcu edilip eve gönderildikten sonra evde hiç uyanmayınca tekrar hastaneye götürülmüş ve bu sefer de 14 gün daha küvözde kalmıştı. Bu 14 gün süre içinde sık sık havale geçirdiği bilgisi doktor tarafından annesine verilmişti.

0-5 Yaş Arası: Akranlarından birazcık geri kalması ve zor yemek yemesi dışında başka bir sorun farkedilmemişti.

 

 

ŞU ANDA DEVAM EDEN MEVCUT SORUNLARINI SORDUĞUMDA ALDIĞIM CEVAPLAR:

1-Baş Ağrısı: Haftada 2-3 kere başımın bir yanı ( şakaklardan birinin çevresinde ) zonklar. Genelde uyuyunca kendiliğinden geçer. Bu yıllardır olan bir sorun. Bu konuyla ilgili doktora da gitmiştim fakat MR çekilip bakıldığında herhangi birşey çıkmadı.

2-Ellerde Titreme: Çocukluktan beri var. Mesela evde misafir varken çay götürürsem, ellerim heyecandan titriyor, yanaklarım kızarıyor. Biraz utanıyorum. Bu durumdan çok rahatsız oluyorum çünkü utanmamam gerekn yerde bile utanıyorum..mesela misafir yakın bir akrabaysa bile oluyor.

3-Aşırı Kaygı: Mesela bugün seansımı beklerken sabahtan beri aynı kafede saatlerce oturduk. ( BENİM NOTUM: Seansa uzak bir şehirden gelmişlerdi. İlk seansa Melike’nin kuzenini, sonra kendisini aldığım için annesiyle birlikte dışarda bir kafede 3-4 saat beklemek durumunda kaldılar. ) Bu kafedeki adamlar-garsonlar acaba bize birşey derler mi diye kaygılandım. Annem “ burası kafe, birşey olmaz ” dediği halde ben yine de taktım.

4-Stres Durumu : İnsanların içine girmek istiyorum ama diyelim ki birinin doğumgünü var. 1 Hafta önceden davet edildiğimde hemen kafama takıyorum. Acaba nasıl geçecek diye düşünüyorum.

 

seans

 

Seansa başladığımızda öncelikle kısa bir eklenti temizliği yapıp ciddi birşeye rastlamazsam direkt ana karnı dönemine bakmayı düşünüyordum ki Melike direkt olarak bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetmeye başladı. Sanki koltuk sallanıyor gibi titremeler ve dönme oluyor dediği anda kısa bir metotla bunun doğum travması olduğundan emin olduktan sonra hemen doğum anına regresyon yaptık.

Doğum sırasında annesinin hissettiği panik duygusunu sahiplenmişti ve bedeninde yoğun izler taşıyordu. Bu sebeple yoğun olarak beden terapi uyguladığımız ve özellikle de küvözde kaldığı döneme de baktığımız bir seans oldu. Annesinin yoğun ateşle doktora gittiği andan itibaren gerçekleşen her bir olay travma üstüne travma yarattığı için annesiyle sağlıklı bir bağlanma gerçekleşememişti. Bu sebeple doğduktan sonraki küvöz döneminin etkisini de dönüştürmeye ve annesiyle sağlıklı bir bağ kurabilmesine çalıştık.

Beden üzerinde çok çalıştığımız bir seans oldu.

 

 

12

 

1.GÜN:

” Merhaba Eylül hanım,

İlk akşam ağlama isteği geldi ağladim
Sonra kendimde bi rahatlık hissediyorum
 anneme karşi iyi hissediyorum
Sizi çok seviyorum
1 HAFTA SONRA:

” Merhaba Eylül hanım

Bu haftam çok güzel geçti kendimi çok iyi hissediyorum bu hafta hiç başim midem ağrimadi kafama hiç birşey takmadım .Anneme sinir olmuyorum aramız gayet iyi çok mutluyum. Çok rahatlamiş hissediyorum. Sevgiler
2 HAFTA SONRA:

” Eylül hanım merhaba

Bu hafta çok rahatladım kendimi çok iyi hissediyorum kaygı ve korkularım geçti dişarda daha rahatım ellerimin titremesi geçti baş ve mide ağrılarım geçti. Teşekkür ederim
Sevgiler

23 GÜN SONRA:

” Merhaba Eylül hanım

Herşey yolunda ara sıra kafama birşeyler takılıyor ama eskisi kadar değil. Baş ve mide ağrilarım geçti. Elim eskisi kadar çok titremiyor .Sevgiler 
26 GÜN SONRA : ( Annesine gözlemlerini sorduğumda )

Özellikle öfke nöbetleri geçti. Daha sakin, kaygı durumu çok farketti.

Ellerindeki titreme çok azaldı. Çok teşekkür ederiz. ….. …………….”
Ş11
NOTLAR:
1- Bu seans,  bebek ana karnında iken annenin yaşadıklarının, doğum sırasında yaşanılanların ve üstüne 2 farklı kuvöz döneminin bebek üzerindeki etkilerini çok net göstermesi açısından önemliydi. Travma üstüne travma yaşanması ile etkiler katlanmıştı ve biz ilk seansta bunlardan sadece birkaçına bakabilmiştik. Bu sebeple bir kere beden üzerinde çalışmanın tüm sorunları için yeterli olmayacağını bilerek bir süre daha gözlemlemek isterken Melike’nin daha ilk ayında kaydettiği değişimler beklediğimin çok üstünde oldu. Bu da başka sorunları açısından da bize umut verdi.
2-Ana karnındaki bebekler, annelerinin duygu-düşüncelerinden etkilenirler ve hatta bazılarını sahiplenirler. Bu sebeple anne adaylarına tavsiyem; sadece bebeğiniz doğduktan sonra olanlar değil, o sizin karnınızdayken olanlar bile önemli olduğu için bebeğinizle henüz ana karnındayken bağ kurmaya başlamanız önemlidir. ( Özellikle de sorun anlarında )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

MİKS BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

İlk seanstan yaklaşık 70 gün sonra Eda Hn ile tekrar bir araya geldik. İkinci seansa başlamadan evvel ilk seanstan sonraki dönemde farkettiği gelişmeleri sorduğumda aşağıdaki geri-bildirimlerini aldım:

1-Kardeşimle iletişim daha iyi. Mesela artık benim fikirlerimi önemsiyor. Eskiden hiç önemsemezdi.

2- 15 Yaşından beri boyun ağrısı (ense ) çekiyordum. Eskiden bunun çalışmakla ilgili olduğunu sanıyordum. Eklenti seansından sonra tamamen geçti.

3-Öfkemde azalma var, daha sakinim. Sırt ağrılarım geçti.

4- Seansa kadar olan süreçte neredeyse 3 günde 1 başım ağrırdı ( son 6-7 aydır ) . Seanstan sonra hiç ağrımadı.  Bir de tansiyon sorunum vardı , ağır ilaçlar içiyordum. İlk seanstan sonra bu durum tamamen ortadan kalktı.  İlaçları bıraktım.

 

seans

 

Seansa yine kısa eklenti temizliği ile başladık. Bu bölüm uzun sürünce ve yoğun bedensel duyarlılık olunca bedenindeki duyarlılık üzerinden ilerledik.

Boğazımda yüzeyde tırtıklı birşey gibi ” diye tanımladığı bu duyarlılığı önce eklenti olarak tarif ettiyse de sonradan bunun ana karnı döneminde oluşan bir travma izi olduğunu keşfettik.

E4

O henüz annesinin karnında 3 aylık bir bebekken anne ve babası kavga ediyorlardı. Bu sırada babası annesinin boğazına sarılmış vaziyette küfrediyor “ …, benden mi yaptın bu çocuğu ? ” diye  bağırıyordu. Daha sonra ise annesini yatağa yatırarak diğer elindeki bıçağı boğazına dayıyordu. Bıçak yanlışlıkla küçük bir kesiğe yol açıyor ve annesinin boğazı kanıyordu. Bu esnada Eda Hn ( anne karnında ) babası tarafından istenmediğini hissettiği için ” Ölmek istiyorum ” diyordu. Böylece boğazına kordon dolanmasını sağlıyordu.

Olayın gerçekleştiği gün babası evden ayrılınca, annesi üstündeki gecelikle kendi annesinin evine sığınıyordu.

 

Bu arada, seans içindeki bir bölümde ruhunun bu aileyi seçmekteki proje amacına kısaca bakarken neden bu babayı seçtiği konusunda çok kısa bir geçmiş yaşam anısı hatırladı ve aradaki bağlantıları kurdu.

Daha sonra anne karnını keşfetmeye devam ettik.

 

 

E5Doğum Sahnesi: 9 Aylık süremi doldurmama rağmen doğmuyorum. Boğazımda kordon var, onu sıkmaya çalışıyorum. ” dedi. Bu esnada herkese, sisteme, hatta Tanrı’ya bile öfkeliyim diye ekledi.

Sezaryenle doğduğu için annesini ancak 5-6 saat sonra görebildiğini, annesinin güzel koktuğunu ama onu anneliğe henüz hazır olmayan acemi biri olarak algıladığını ekledi.

Babası ise o gün sarhoş olduğu için hastaneye ancak doğumdan 1 gün sonra geliyordu.

Doğduktan sonra 4,5 aylık bebek olduğu dönemde evde annesiyle yaşadığı başka tatsız bir anıyı daha keşfettikten sonra bu travmaların onun üzerindeki olumsuz etkilerini dönüştürmeye koyulduk. Bedendeki duyarlılıklar için BEDEN TERAPİ uyguladık.

Ana karnı ve 0-1 yaş dönemini keşfedip dönüştürmeye çalıştığımız bu seansı noktaladıktan sonra Eda Hn’a ilerde bir gün , farklı bir teknik kullandığım grup çalışmasına katılmasında fayda olduğunu söyledim. BAĞLAR ÇALIŞMASI ismini verdiğim bu grup çalışmasında, hem anne hem baba tarafında birden fazla evlilikler ve henüz görmediği kardeşleri olduğu için biraz farklı bir formatta o konulara bakmak istediğimi belirttim. Eda Hn istekli olsa da ilerleyen aylarda herhangi bir grup çalışmasına katılamadı.

 

g2

 

2. Seanstan sonra Eda Hn ile grup çalışması için birkaç kez haberleştiysek de elinde olmayan nedenlerle bu çalışmalara katılamadı. O dönemde, eski nişanlısından devraldığı borçlar sebebiyle icralarla uğraştığını ve evlerinde başka sorunlar da olduğunu çok sonradan öğrenebildim.

Yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra, bu sene kış aylarında hiç beklemediğim bir anda Eda Hn’dan oldukça karamsar bir email aldım. Görüşmediğimiz dönemde olanları kısaca özetlemişti ve bulunduğu şehirde babasının kötü bir imajı olduğu için bunun iş bulabilmesine engel olduğundan, çıkış yolu bulamadığından bahsediyordu.

Ayrıca , babasının birtakım borçlarından dolayı da tehdit edildiğini ve aynı evde yaşadıkları için kendini güvende hissetmediğinden de bahsediyordu.

 

( Devam edecek…. )

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR GAY’İN HİKAYESİ-2. Bölüm

Standard

C1

Can Bey ile ilk seansın üzerinden 2 ay geçtikten sonra 2. seans için bir araya gelebildik. Seansa başlamadan evvel kendisine bu sürede herhangi bir gelişme olup olmadığını sorduğumda aldığım geri-bildirimler:

-Seanstan önce iş anlamında flört ettiğim üniversite arkadaşımla iş anlaşması yaptık. Haftada 3-4 gün danışmanlık vereceğim.

-Önceki üniversitemden daha iyi bir üniversiteye geçtim. Burada maaşım %35-40 civarı artmış oldu.

-Farklı bir şehirden görüştüğüm firma vardı.Onlardan seminer talebi aldım.

-Uluslararası bir organizasyondan davetiye aldım. ( NOT: Danışan gizliliği sebebiyle organizasyon adını belirtmedik )

-Yurtiçi bir firmadan da önümüzdeki sene için bir teklif aldım.

C2

-Ufak flörtlerim oldu. Bir tanesiyle tatil yaptık ama yürümedi, uyuşamadık. Bir diğer denememde ise şehirlerarası mesafeye yenik düştü.

-Birlikte yaşadığım kız kardeşimle evleri ayırmaya karar verdik.

SEANS

Konu: İkili ilişkiler seçmiştik fakat henüz seansa başlarken hissetttiği duyarlılıklar nedeniyle çocukluk travmalarına bağlı öfkesine çalışmak zorunda kaldık.

Bu sahnelerden birinde çok küçükken dans ettiği için akrabaları tarafından eleştirildiği bir sahne vardı. Erkekler dans etmez diye azarlanıyordu.

4-5 Yaşında: Anneanne ve babası arasında geçen tartışmalara şahit olduğu için çok olumsuz etkileniyordu.

5-6 Yaşında: Kızlarıyla oynadığı için bir komşuları tarafından evden kovuluyordu.

7 yaşında: İlkokul öğretmeni tarafından uygulanan yoğun fiziksel şiddet vardı.

Bütün bu travmatik sahneleri dönüştürdükten sonra babasıyla ilişkisine çalıştık. Son olarak ise benim “ tamamlanmamış ilişki* olarak gördüğüm eski sevgilisi ile ilişkisine kısaca çalıştık.

12

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylül hanım günaydın,

Dün gece 11.30 gibi uyudum. Çeşitli rüyalar gördüm karmaşık. Sabah büyük abdestim kanlı çıktı. Dün sizden sonra uzun uzun yürüdüm. Tarifsiz bir huzur ve hafiflik vardı. Çok dikkat çektiğimi de eklemeliyim, erkek ve kadınlar dikkatle göz göze geliyordum. Genelde bu çok olur ama sanki biraz daha fazla dikkat çektim. Kahve alıp parkta yayıldım çimlere. Herkes çok kibardı bana karşı aslında ben Dünya’ya kibardım ondan dolayı.

Yeni şirkete gittim arkadaşlarımla çalışacağım yere. Tadilat devam ediyor ama harika bir yer olmuş. Simit aldım bir girdim içeri bunlar uyuşmuş dans ettim :))) bunların enerjisi acayip yükseldi.

19.30 gibi çıkıp .. bir balıkçıya girdim müthiş güleryüzlü bir esnaf.

Sonra da uyudum.

Sevgiler

Seanstan 5 gün sonra:

“Eylül hanım merhaba,

 Yeni gelişmeler hakkında bilgi vermek isterim. İlk hafta Pazartesi ve Salı günü .. Üniversite’sinde ki derslerime başladım. İlk iki gün çok keyifli ve pozitif geçti.  Okulun ağırlığı kariyerimin gelişimine yarıyor. Güzel bir atmosfer var, üniversite havasını soluyorum.
 
Üniversiteden arkadaşlarla işe haftaya Çarşamba başlayacağız. Öyle haber verdiler.
 
Dün akşam …… ..açılış partisine davetli katıldım. Bizim iş piyasamız çok çirkin ve ego içeren bir ortam. Açıkçası bana zamanında kötü bedeller ödeten kimseler ile yüz yüze geldiğimde çok geriliyorum. …….Zaman zaman kısa eklenti temizliğini tekrarladım.
 
Ünlü bir halkla ilişkiler firmasının ortağının ” senin  isminin ve marka değerinin oldugunu goruyorum “demesi beni onore etti. demekki onca sıkıntı boşuna değilmiş.. …..
…….
 
Özel hayatımda beni sosyal medyadan bulmuş olan kişiyle Cuma gunu bir araya geleceğiz. Dun partide cektigim resmi instagramda paylaşınca, “tabi bizim haberimiz yok .. 🙂 ” diye yazmış.   ….  ………………… ( sansür uygulandı )
 
Durumlar bende boyle :))
 
sizden yeni terapi için randevü rica ederim.
 
Kardeşim ile geçinemiyorum. Hep eskiye dayalı ve ego sorunları. Ayrıca sosyal ilişkilerimde bu tarz ortamlarda karşılaştıgım iş açısından bana geçmişte kotuluk eden insanlara karşı içimde dehset bir ofke var. Ayrıca kendimi onaylanmamış, yetersiz, başarısız hissediyorum onlarla karşılaşınca..anneme karşı muthiş ofkeliyim yıllardır. ……………
……………………   …………………………….”
Seanstan 21 gün sonra:

” Merhaba Eylül Hanım,

Son gelişmeler şöyle..,

1.Okul 3.cü haftaya girdi iyi gidiyor ancak 2-3 saatimi kırptılar.

2.  ………………’da sergim var su an. Bugün açıldı. Sergilemeyi iyi yapamamışlar ama ben sosyal medyada paylaştım. ….. Reklamın iyisi kotusu olmaz.

3. Bugün yurtiçi firma ile çalışmaya başladık. Ödememi aldım.

4. Özel hayatta tanışmalar oluyor bakalım hayırlısı ne diyelim umutsuz yaşanmaz. Hayat arkadaşına niyet ettim Allah büyüktür diyorum.

5. Sağlığım moralim iyi eksersizlerimi aksatmamaya ( çok yorgun olursam yapmıyorum ) ancak beslenmemi sağlıklı tercih ve öğünlerle sürdürüyorum çok şükür diyorum herşey için.

6. Kardeşim haftasonu yeni evine geçiyor.

7. Annem burda. Hiç anlaşamıyoruz. Çok zıt karakterleriz pek konuşmuyoruz evin içinde. Babamla aram eskisinden daha iyi…….

Sevgiler “

Ş11NOTLAR:
1-Danışan kolaylıkla bulunup-tanınabilecek biri olduğu için ve kimliğinin açığa çıkmaması için bu vakada bolca sansür uyguladık. Bu sebeple hiçbir organizasyon veya üniversite ismi paylaşmadık ve bazı bilgileri ise hikayenin akışını etkilemeyecek şekilde değiştirdik.
2-Kendisi seanslardan sonraki süreçte birkaç kere seans için gelmeye niyet ettiyse de iş hayatı çok yoğunlaştığı için 7 aydır seansa gelemedi. Eğer gelebilirse çalışmaya devam edeceğiz.:)
3-TAMAMLANMAMIŞ İLİŞKİ: ” Teşekkür ederim” diyemediğiniz kişiden ayrılmazsınız. Eğer geçmişte ilişki yaşadığınız kişileri onure edebilirseniz şu andaki mevcut ilişkinizdeki kişi de rahatlar.
Bazen ilişki yıllar önce bitmiştir ama kişi suçluluk duygusu vb duygularla ilişkisini halen devam ettirmektedir. Ya da öyle danışanlara denk gelmişimdir ki kadının kocası yıllar önce vefat etmiştir ve kendisi ağzıyla “hayatımda artık yeni bir hayat arkadaşı istiyorum ” der. Lakin seans içinde baktığımızda eski kocasına duyduğu nefreti o kadar güçlüdür ki hala eski kocasıyla evli olduğunun farkına bile varamaz. Hayatınıza doğru insanı çekmek istiyorsanız öncelikle geçmiş defterleri doğru şekilde kapatmak gibi bir göreviniz var.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BOL EKLENTİLİ BİR TACİZ VAKASI-1.Bölüm

Standard

b2

İsmine Bahar diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarda bir kişisel gelişim uzmanı. Regresyon terapisi için benden ilk randevu aldığında seans için gayet istekli ve heyecanlı olmasına rağmen tam da seansa birkaç gün kala orta kulağında iltihaplanma  içeren ağır bir gribal hastalığa yakalandı.*

Bu sebeple ilk seansa gelemedi ama yaklaşık 1 ay sonra tekrar randevu alıp geldiğinde bu sefer Cihangir’de seans yaptığım binanın sokağında rastlaştık ve yukarıya beraber çıktık. Benim için enteresan olduğundan akımda kalan bir detay olarak o gün ne sabahki ne akşamki seansta elektrik kesilmedi ama onunla yukarı çıkacağımız zaman elektrik kesildi ve biz asansör yerine elimizde cep telefonu ışığıyla yukarıya çıkabildik. Ancak biz içeri girdiğimizde elektrik gelmişti.

Ön görüşme sırasında kendisinden aldığım bilgiler doğrultusunda bana gelmeden önce aşağıdaki çalışmalara katılmıştı:

-Aile Dizimi: 3 seans

-John of God’a katılım ( fiziksel bir hastalık sebebiyle )

-Kuantum Terapi: Geçmişte almıştı.

-Somatik Deneyimleme: Halen devam ediyordu

Doldurduğu formda çalışma konusu olarak  ” İlişkiler Konusundaki Tıkanıklıkların Çözümlenmesi” yazmıştı.

b4Uzun bir ön görüşmeden sonra seansa başladığımızda vücudunun çeşitli yerlerinde gezinen bazı enerjiler hissetti fakat trans geçiş konusunda ciddi anlamda sorun yaşadık. Oldukça zorlayıcı denemelerimden sonra cinsel bölgede algıladığı enerji üzerinden keşif yapmaya çalışırken 3 yaşında iken dedesi tarafından taciz edildiği bir sahneyi algıladı. Taciz esnasında bedenden ayrıştığı için ** ( psikiyatristlerin disosiasyon olarak tabir ettikleri konu )  bu anı keşfederken aşırı derecede zorlandık.

Taciz şu şekilde gerçekleşiyordu: Küçükken evlerinde kalan dedesi, evde kimsenin olmadığı bir anda ebeveynlerin yatak odasında 3 yaşındaki torununun üzerine kıyafetli olarak uzanıyor ve sağ bacağını okşayarak sol kulağına*** ” Bu oyunu kimseye söylemeyeceksin ” diyordu.

Küçük çocuk bu olanlara anlam veremiyor ve korkudan kimseyle paylaşmıyordu. O esnada yaşadığı travma nedeniyle bedenden ayrışmış olduğu için de konuyu hayatı boyunca hatırlamadan hayatına devam ediyordu.

Oldukça zorlayıcı bir konu olduğu için 3 saat süren ilk seansımızı sadece bu anıyı dönüştürmeye ayırdık. O güne kadar birçok çalışmaya katılmış ama henüz yüzeye çıkmamış olan bu konunun teke-tek ve güvene dayalı bir ortamda çıkmış olması sebebiyle onun adına sevindim çünkü bir grup çalışması içerisinde ortaya çıksaydı muhtemelen daha da zorlayıcı bir deneyim olabilirdi.

 

12

 

Seanstan 1 gün sonra:

” Eylul hnm mrb,

Dunden beri az zaman gecmesine ragmen cok farkli hissediyorum kendimi. Cok rahatladim genel olarak. Sabah kalktigimda sol kulagim biraz agriyodu birkac kez gun icinde de tekrar etti. Hic dusus yasamadim yasayacagimi da sanmiyorum oncesinde yasayip bitirmistim o dususleri gibi hissediyorum cunku. Cok huzurlu hissediyorum gercekten icimde bitmis gibi. . Bu arada cok zor varabildim dun eve 3 saat kadar surdu ve hep esnemeyle gecti. aksam da cok erkenden yataga yapistim resmen ve cok derin uyudum hic kalkmadan. Bugun bir dinginlik var icimde ve huzur. Haber vermek istedim.”
Seanstan 9 gün sonra:

” Eylul hanim mrb,

2 gun once geri bildirim yapmistim ( NOT: Bahsedilen email bana ulaşmamıştı )  ama aradan bir iki gun gibi kisa bir zaman gecmesine ragmen ben kendimi cok ama cok iyi hissediyorum ve bunu yaptigimiz seansa bagliyorum. Tesekkur edip bilgilendirmek istedim.”
Seanstan 1 ay sonra attığı emailde, ilk seansa başladığımızda cinsel bölgede dolaştığını farkettiği bir enerjiyi hala hissettiğini ve bunun uzun zamandır kendisinde olduğunu söyledi. Ben de kendisinin seansta en az 2 eklentisi olduğu yönünde bilgi verdiğini ama ilk etapta taciz çalışmak zorunda kaldığımız için eklentilere bakamadığımızı, onlara da mutlaka bakmak gerektiği için tekrar gelmesi gerektiğini tavsiye ettim. Bunun üzerine 2. seans için yazışmaya başladık. Bu seanstan 2 ay sonra 2. seans için bir araya geldiğimizde ise tamamen eklenti odaklı bir çalışma yaptık. Bu seansı 2. bölümde paylaşacağım.
8
 
NOTLAR:
1-*: Bahar Hn’ın bana gelmeye niyet ettiği andan itibaren tam da seansa gelmesine 2 gün kala ağır bir gribal enfeksiyon geçirmesi tesadüfen değildi. Aslında farkında olmadan iyileşme sürecini başlatarak tamir fazına girmişti.
2-**: Psikiyatristlerin disosiasyon dedikleri konuya şamanlar ” ruhun kayıp parçası ” derler. Travma konusunu çok önemsediğim ve bedenle çalışmanın önemini defalarca gördüğüm için bana ilk defa seansa gelen herkese çok kısa da olsa bu konudan bahsederim. Herkese çizerek anlattığım bu konuyu, belki yakın zamanda fırsat bulursam videoya çekerek internete de yüklemeye düşünüyorum.
3-***: Bunu anlamak için psiko-biyoloji eğitimi almaya gerek yok ama psiko-biyoloji eğitiminden de bildiğim bir bilgi: Evet, bazılarınızın tahmin ettiği gibi, danışanın dedesi 3 yaşındayken onun sol kulağına eğilerek tehdit etmişti. Ve Bahar hn bana seansa gelmeden birkaç gün önce çocukluk yıllarından bu yana ilk defa orta kulak enfeksiyonu yaşamaya başlamıştı..Bu  ilk etapta sizlere ürkütücü gelebilir ama olaya tamir fazı olarak bakarsanız aslında orada bedenin iyileşmeye karar verip bunun için bir seferberlik başlatması olarak yorumlayabiliriz. Buna ek olarak; Bahar Hn o günden bu yana yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen bir daha kulak enfeksiyonu yaşamadı.
4-Bu vakayı neden paylaştım? Emin olabilirsiniz ki daha önce buna benzer yüzlerce seans yaptım hatta daha ağır vakalara rastladım. Bahar Hn yazmama izin verdiği için yazabildim ve bu vesileyle sizlere bedenle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedim.
( DEVAM EDECEK…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-5. Bölüm

Standard

a1

ALTINCI SEANS
Bir önceki seansın sonundaki notlarda da belirttiğim üzere Berna Hn’ın yeme ataklarıyla ilgili inişli-çıkışlı bir dalgalanma yaşanıyordu ve bu durum sadece geçmiş hayat bağlantılı değildi. Bu sebeple 29.04.2016’da tekrar bir araya geldiğimizde öncelikle kısa bir eklenti temizliği yaparak başladık. Bu esnada Berna Hn şimdiki hayatında küçüklüğündeki bir anıya gitti. Bunun üzerinde beden terapi ağırlıklı çalıştığımız bir seans oldu.
Kendisiyle ilk seansımızda eski erkek arkadaşının fiziksel şiddeti ve tecavüzünü çalışmıştık ve o seanstan sonra kilolarında azalma olmuştu fakat bugüne kadar bildiğim başka tacizi yoktu. Ön görüşmede bu soruları mutlaka sorduğum için geçmişinde başka taciz olmadığı şeklindeki notlarımın tersine seans içinde hissettiğim kadarıyla bedeninde özellikle cinsel bölgede bu tarzda bir kalıntı enerji vardı.
Küçükken ailede yaşadığı bazı fiziksel şiddet sahnelerini dönüştürdükten sonra tam da bu kalıntı enerjiyi algıladığım ama kendisinin söylemesi için beklediğim an geldiğinde, Berna Hn’ın tuvaleti geldi. Bu sebeple kısa bir mola verdik. Ardından seansa devam ederken biraz da benim zorlamamla 7-8 yaş civarı eniştesi tarafından taciz edildiği bir sahneyi keşfettik. Kendisi bu sahneyi keşfederken tıpkı o dönemde yaptığı gibi kıkır kıkır gülmeye başladı…Bu durumun hoşuna gittiğini ve eniştesinin kendisini o esnada sevdiğini sandığını söyledi.
Yine 7-8  yaşlarındayken bu eniştenin 15-18 yaş arasındaki 2 oğlu tarafından da taciz ediliyordu ve yine aynı şekilde bunu bir oyun sanıyordu.
Aynı enişte tarafından son taciz edilişinde ise yaşı 14-15 olduğu için artık birşeylerin yanlış olduğunun farkına varıp korkuyor ve donup kalıyordu.
Bütün sahneleri dönüştürüp bedenle de çalıştık.
a2
GERİ-BİLDİRİMLER:
Gece rahat uyudum uykum herhangi bir sebeple bölünmedi. herhangi bir ağrı yada yorgunluk hissetmedim.sadece bugün normalden fazla tuvalete çıktığımı farkettim. Işık hassasiyetim şu anda yok.
Sevgiler
7 Gün Sonra:
Eylül hanım merhaba
Fiziksel açıdan kendimi çok yorgun hissettiğim bir dönem geçirdim.son iki gündür bi öfkeli bi ağlamalı bir ruh hali içindeyim.kafamın içi karmakarışık durumda .sık idrara çıkma problemi ilk günden sonra geçti.annem daha önce de yanlarına dönmem için istekte bulunurdu fakat son bir haftadır nerdeyse hergün söylemeye başladı .bu dönemde ailemin yanına gelmek iyi mi oldu kötü mü anlayamadım .kafam çok karışık şu anda
Sevgiler 
Bu seanstan sonra, BAĞLAR isimli grup çalışmasına da katıldığı için üzerine 3 ay ara verdik ve biraz durumları gözlemlemek istedik.
3 ay sonra bugüne kadar farkettiği tüm sorunlarını özetlediği emaili:

” merhaba eylül hanım nasılsınız uzun bir yazı olacak sabrınız için şimdiden teşekkürler…

 1-) köpeklerle ilgili korkma durumunda azalma söz konusu artık hayatımı eskisi kadar etkilemiyor.bu durumla ilgili farkettiğim durum genel olarak bir hayvan fobim var .aslında hemen hemen hepsini görünce önce bir irkiliyorum.
 2-) askere giden o kişiyle  alakalı geri döndüğünde tekrar eski süreçleri yaşar mıyım korkusu vardı fakat korktuğum gibi olmadı. aksine ona karşı duygusal açıdan o kadar nötr ve sakinim ki kendime şaşırdım. Bağımlılık çalışmanın önemini bir kez daha anladım.
 
3-)kilo ile ilgili sürecim iyi gidiyor.verdiğim kiloları enteresan bir biçimde geri almadım.fakat dikkatimi çeken bir şey belli bir kilonun altına düşünce hemen beyin olarak ben bu kiloları geri almalıyım olgusunun oluşması ve panik halinde yemek yemeye başlamam.yani geçmişe dönüp baktığımda sürekli 60 kilo civarına gelince tekrar aynı şekilde yemeye başlamam gibi.
 
4-)takıntılı  ve kaprisli bir insan olduğumun farkına vardım.özellikle bu konuda arkadaş çevreme ve geçmişte partner adaylarıma çok zorluklar yaşatmışım.bu konu şu an neden bu kadar önem kazandı. şu an hoşlandığım biri var ve onun da bana karşı boş olmadığını biliyorum.fakat bu konuyla ilgili bir adım atamıyorum. ciddi anlamda KAYGI KORKU ENDİŞE VE YETERSİZLİK DUYGUM var. örn..eğitim durumu benden daha iyi benden daha çok parası var benimle ne işi olur gibi…
 
5-)alışveriş konusuyla alakalı artık hiçbir sorunum kalmadı.harcamalarım düzene girdi.
 
6-)eş partner ile alakalı farkettiğim durum yeni tanıştığım bir kişiyle ilgili önceleri çok hevesli oluyorum fakat bir süre sonra o kişinin yada durumun olumsuz taraflarını görüyorum yada olmayan şeyleri sorun ediyorum.eleştirmeye başlıyorum o kişiyi beğenmiyorum ve ondan uzaklaşıyorum.
 
7-)dokunulma ve temas fobim var.bu durum herkese karşı değil hayatımda çok değer verdiğim insanlara karşı annem babam çok sevdiğim yakın kız arkadaşlarım partner gibi,iş yerinde yada sosyal çevremde herhangi biriyle el sıkışmak sarılmak yada yanlışlıkla bana temas etmesi herhangi bir sorun teşkil etmiyor.
 
8-)para konusuna gelecek olursak gereksiz  harcama yapmıyorum fakat ne zaman kenara para koymak istesem yada bunu aklımdan bile geçirsem hemen o miktarı elimden çıkartacak bir durum söz konusu oluyor .mesela bu ay terapi  için ayırdığım parayı kenara koydum daha sonra kullanmak üzere ev sahibim bir hafta önce arayıp kiraya zam yaptı.
  
9-)başladığım herşeyi yarım bırakıyorum. bu bir kurs olabilir bir ilişki  yada aklınıza gelebilecek herşey olabilir .bana iyi gelecek herşeyden bir süre sonra sebepsiz bahanelerle uzaklaşıyorum.hayatımda ki bu yarım kalmışlık hissi beni çok etkiliyor.kendimde yeni birşeylere başlama cesareti bulamıyorum ya yine yarım bırakırsam korkusuyla
 
tabi bu yazdıklarım genel olarak olumsuz bir tablo çizmiş olabilir ama genel olarak hayatım daha iyi durumda ve olmaya da devam edecek buna inanıyorum.bu yazdığım durumların hepsi bende uzun süredir mevcut , bazıları eski ilişki sürecimle başlamış bazıları daha önce önümde ki bazı şeyleri çözümleyince ancak şimdi farkedebildim bu durumları.
 
sevgiler
 v9
NOTLAR:
a31-Sık  idrara çıkma konusu: Taciz vakalarında sıklıkla karşılaştığım bir durumdur. Ama her vakada belirttiğim üzere her sık idrara çıkan kişiyi tacize uğramıştır diye genelleme yapamıyoruz. Üstelik bu vakada tacizi yaşayan çocuk o anda istismar edildiğini anlamamıştı bile ama çocuğun ruhu ve bedeni bunu yanlış bir enerji olarak hafızasına kaydetmişti. Bu sebepler diyebiliriz ki, çocukluk travmalarınızı hatırlamıyor olmanız, onların hayatlarınızı olumsuz etkilemediği anlamına gelmez.
2-Yeme ataklarını bir şekilde durdurmuştuk fakat bu sefer de Berna Hn’ın 60 kiloya kadar indikten sonra orada direnç gösterdiğini farketmiştik. Bedeni 60 kilonun altına düştüğü zaman bunu bir tehlike olarak algılıyor ve yeme dürtüsü tetikleniyordu. Bir sonraki seansta neden 60’ı gördüğünde alarm verdiğinin sebebine baktık. Bu seans da bir sonraki vaka olarak yazılacak.
3-Berna Hn ile uzun süreli bir çalışma yaptığımız için çalışmadığımız konuları da içeren uzun geri-bildirimini  sizlerle paylaştım. ( Ör: Köpek korkusu )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BOL EKLENTİLİ BİR VAJİNİSMUS HİKAYESİ ( 2. Bölüm )

Standard

v4

Esra Hn ile ilk seansımızdan 107 gün yani 3,5 ay sonra 2. seans için bir araya gelebildik. Bu uzun arada neler olduğunu sorduğumda bana idrar yollarında ve sol göğsündeki iltihaplanma sorunundan ve idrar yolları için hala antibiyotik kullandığından* bahsetmişti.

İlk seansı daha önce okumadıysanız tıklayınız : BOL EKLENTİLİ BİR VAJİNİSMUS HİKAYESİ ( 1. Bölüm )

 

İKİNCİ SEANS

Konu: ” Cinsellikle ilgili blokaj ”

İlk seansa geldiğinde ön-görüşmemizi biraz daha uzun tuttuğumuz için Esra Hn’ın geçmişiyle ilgili notlarımda bu konuyla bağlantılı detaylar da vardı:

-İlk evliliğinde eşiyle vajinismus sebebiyle birlikte olamadıkları

-Sonradan 2 çocukları olduğu için ilk eşinin boşanmak istemediğini

-18 yıllık evlilikte maximum 10-20 kere birlikte olabildiklerini ama bunlarda da hiçbirşey hissetmediğini

-18 yıllık süre boyunca ilk eşin sürekli başka sevgilileri olduğunu ve artık son yıllarda eve çok az uğramaya başladığını

-Onca yıl boyunca sorunun kendisinde olduğunu sanarak evliliğini devam ettirdiğini ama en sonunda sorunun kendinden kaynaklanmadığını anladığı noktada ilk eşle anlaşarak boşandıklarını belirtmişti.

 

Bu ilk evlilikten sonra yaklaşık 2 yıl flört ettiği bir arkadaşıyla 2 evliliğini yapmıştı. Lakin evlilik için imza attıkları andan itibaren Esra Hn’da yine cinsel isteksizlik başlamıştı.Evlenmeden önce aralarındaki çekim konusunda hiçbir sorunları yoktu ama evlendikten sonra durumun bu hale gelmesi Esra Hn’ın dikkatini çekmişti.

Yaptığımız seans bir geçmiş hayat seansı şeklinde geçti fakat seansa başlamadan hemen evvel Esra Hn’ın daha önceki seansta çıkmayan bir eklentisi daha olduğu için önce ona çalışmak zorunda kaldık. Bu eklenti tanıdık bir enerjiydi ve 2 yıldır sırt bölgesinde taşıyordu. Sırtında , boynunda ağrılara,karaciğerinde problemlere ve mide bulantısına yol açan bir eklenti türüydü. Bu eklentiye çalıştıktan sonra geçmiş hayat izi şeklinde ortaya çıkan diğer semptomlara bakarak hikayesini keşfettik.

Çalıştığımız geçmiş hayatında manastırda yaşayan bir rahibeydi. Manastıra 3-4 günde bir gelip giden zengin bir misyoner olarak tarif ettiği adamla yaşadığı ilişkiden dolayı hamile kalıyordu. Hamileliği sonlandırmak için de sağ yumurtalığa yakın olan bölgeye doğru alttan bıçak saplıyordu. Bu olaydan sonra adam manastıra bir daha hiç gelmiyordu.

Bu geçmiş hayatı hem çocuğunu öldürdüğü için, hem de cinsellik yaşadığı için yoğun suçluluk duygularıyla geçiyordu. Konuyu 2 rahibe dışında kimse bilmiyordu..ve o hayatının her günü birbirinin aynı olacak şekilde erkeklerle hiç görüşmeden, sadece affedilmek içinTanrı’ya dua ederek geçiyordu.

Bu geçmiş hayatın tüm olumsuz etkilerini dönüştürdükten sonra seansı noktaladık.

 

E8

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 2 gün sonra gönderdiği emailde:

Eylül hanim iyi aksamlar,
3 gündür göz kapaklarimin üstünde agirlik var gibi. Fiziksel olarak yorgunlugum yok fakat hicbirsey de yapasim yok. Isten geri kalan saatlerde uyukluyorum. Iki aksamdir cok rüya gordum ama sabahleyin hatirlayamadim hicbirini. Bence önemlilerdi.
Bunun disinda önemli bir gelisme oldu dün uzun zamandir ilk kez benim istegimle gunduz vakti esimle birlikte olduk. O  verdiğiniz  ( seans içinde aldığım rehberlikle yapmasını istediğim küçük bir çalışma )  çalışmayı yapiyorum ve mucizevi bir etkisi var. Güzel gecti, isteksizligim hic mi hic yoktu.
Bizim icin cok iyi ve mutluluk verici.

Bugün de olumsuz duygular icindeydim. Normalde üstünde bile durmayacagim esimin ailesi ile ilgili konularda fazla agresiftim. Butun gün bu konulari gecmis gelecek sardim durdum. Düşüncelerimi zaptedemez bir durumdayim.
Tamir fazi doneminde oldugumu bu tarz duygularin olabilecegini kendime telkin edip durdum.Iki günüm böyle gecti Eylül Hanimcim. Önümüzdeki günlerde daha güzel degisimler olacagina inancim var. Teşekkür ediyor iyi geceler diliyorum.
Sevgiler.”

Seanstan 6 gün sonra gönderdiği emailde:

Iyi geceler Eylül Hanim,
Seansin Üzerinden 6 gun gecti. 2. Gunde size geri bildirimde bulunmustum. Daha sonraki bugune kadarki surecte fiziksel olarak kendimi daha iyi hissediyorum. Yorgunlugum gecti. Ruyalarim devam ediyor. Cok ilginc olmasina ragmen pek hatirlayamadim. Dun sabaha karsi sarışın masmavi gözlü bir bebegim oldugunu gordugum ruyayi hatirliyorum sadece.

Cinsellikle olan süreçte regl oldugum icin biraz kesintide.  Bununla ilgili yine geri bildirimlerde bulunacagim.
Bu konuyla ilgili yine bir mucize oldu. Kucuklugumden beri adet sancisi cekiyorum ve bazen hastanelik olacak noktaya gelen agrilarim oluyor. Bu ayki regl sürecinde agri cekmedim. ** Bu  regresyon calismasinda arindigim tüm noktalarin beni ozellikle kadinlik, cinsellik noktasinda bir iyileşme kaydedecek seviyeye getirdigini düşünüyorum. Teşekkür ediyorum tekrardan.
Sevgiler.  “

2 hafta sonra:

Merhaba Eylül hanim,
Bugun seansin uzerinden 14 gun gecti. Reglimden sonra bir akrabamızın rahatsizligi dolayısıyla …Y..( farklı şehir )’e gecmek zorunda kaldim. Eşim dün geldi. Aksam birlikte olduk. Yine herhangi bir sıkıntı yasamadim. Oldukca istekliydim. Akrabamızın evinde oldugumuz icin bile bir tedirginlik yasamadim. Normalde baskasinin evinde eşimle birlikte olmazdim acikcasi.😊
Teşekkür ediyorum.
Sevgiler. “

1 Ay sonra :

Merhaba Eylül Hnm,
Çok yoğun bir dönem yasiyoruz. Akrabamız agir hasta ve ayrıca oğlunun düğünü  var yarin.  Biz hala Y( farklı şehir )’deyiz. Size bildirdigimden baska 2 kez daha birlikte olduk. Hic bir isteksizlik olmadi. Yani herşey gayet yolunda.

O söylediğiniz çalışmayı da aksamlari yapiyorum özellikle birlikte olacagimiz zaman öncesinde yaptigimda çok etkili oluyor. Gündüzleri de aklima geldiginde  yapmaya calistim.
Çok teşekkür ederim.
Iyi geceler.

Esra Hn’ın bu konuda bir sorunu kalmadığını görünce artık geri-bildirimde bulunmasına gerek olmadığını belirtim.

v9

NOTLAR:

1-* : Esra Hn ile ilk seansımız eklenti seansı şeklinde geçtikten sonra benimle asıl çalışmaya niyet ettiği konuyla ilgili 2. kere görüşmek istemesine rağmen o arada sağlık sorunları yaşaması tesadüfen değil demiştim. Bir kez şifalanmaya niyet ettiğiniz zaman eğer bu niyetiniz içtense, bedeninizde uyur vaziyette olan ve belki de ilerde size daha ciddi sorunlar yaşatabilecek olan bazı sağlık sorunlarınızı uyandırabilirsiniz. Bedenimizin de bir hafızası var..ve buradaki örnekte gördüğünüz gibi, Esra Hn’ın bu hayatında evlilik gündeme geldiğinde anneliği temsil eden sol göğsünün iltihaplanması, ve o hayatta bıçak saplamak zorunda kaldığı idrar yolları bölgesinin de iltihaplanması ve bütün bunların tam da seansa gelmeden önce ortaya çıkarak şifalanmaya başlaması şaşırtıcı değil.

2-** : Regl ağrıları, dişilikle ilgili bir konu olduğu için, o bölgede yapılan bir çalışmadan sonra terapi notlarımızda olmamasına ve terapi hedefimiz olmamasına rağmen, Esra Hn hayatı boyunca çektiği regl ağrılarından da kurtulmuş oldu. Bunun örneklerine daha önce defalarca rastladım..Hatta BONUS FAYDA olarak adlandırdığım bu durumla ilgili daha önce bir vaka yazmıştım: BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ

3- Cinsellikle ilgili bir sorununuz olduğu zaman ilk etapta bir doktora ve cinsel terapi konusunda uzmanlaşmış bir profesyonele gitmenizi tavsiye ederim. Eğer sorununuz fiziksel veya psikolojik nedenlere bağlı değil ise ve mevcut durumunuz uygulanan terapilerle değişmiyorsa, ancak o aşamada bir regresyon terapistine başvurmayı düşünmelisiniz. Buradaki vakada ve aldığım her vakada, kişinin daha önce doktora gitmiş olmasına özen gösteririm. O yüzden her vakada belirttiğim üzere, burada da genelleme yapmamanızı ve sorununuzun kaynağını illa ki bir geçmiş hayatta aramamanızı rica edeceğim.

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-4. Bölüm

Standard

ŞY1

18.03.2016’da Berna Hn ile bir kez daha bir araya geldik. Şehirdışından gelip gidiyor olması sebebiyle seans aralıklarımız yaklaşık 40 gün civarı aralıklarla sürüyordu ve her yeni seansta daha önce bilmediğimiz yeni bir durum ortaya çıkmaya başladığı için son 3 seansın konusu tabir-i caizse beklemediğimiz yerden çıkıyordu. Özellikle de Berna Hn, seansa gelmeden önce tetiklenen bir bünyeye sahip olmasaydı sanırım işimiz çok zor olacaktı çünkü alttaki seansta ruh sağlığı yerinde değilken ölen bir alt kimlik ve dolayısıyla keşfi beni bir hayli zorlayan bir geçmiş hayat hikayesi var. Seans notlarına geçmeden önce son günlerinin nasıl geçtiğini sorduğumda Berna Hn’ın yine tetiklenmiş bir vaziyette seansa geldiğini farkettim.

 

 

DÖRDÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

1-Seans sonrası tamir fazı bittiği andan itibaren sırtımda sanki kanatlarım çıkıyormuş gibi yoğun bir ağrı var. Onun dışında ayak bilekleri ve dizlerin yan tarafları ( eklem bölgeleri ) ağrıyor. Baş ağrısı da var. Gözlerimdeki hassasiyet iyice arttı. Bunların hepsinin aynı zamanda olduğu da oluyor.

O12-Tamir fazı bittiği andan itibaren uyku sorunum başladı. Sabahları zor kalkıyorum. Özellikle son 1 haftadır 2,5 saat civarı uyuduğum için enerjim düşük.

3-Evde durmak istemiyorum. Eve girince de çıkmak istemiyorum.

4-Çok su içmeye başladım.İçerden birşey kuruyor gibi hissediyorum. Şu anda 2-3 lt civarı içiyorum. Eskiden bu kadar içmediğim için dikkatimi çekti.

5-Çok üşüyorum. Yüzüm ve başım yanıyor..vücudum üşüyor.. ( Berna Hn çoktan seansa geçiş yapmaya başlamıştı bile….)

 

 

 

BEŞİNCİ SEANS

Daha konuşurken seansın etkileri başladığı için çok kısa bir metotla bunun bir geçmiş hayat izi olduğunu anladıktan sonra hemen ilk sahneye geçiş yaptık.

046-7 yaşında güzel giyinmiş bir kız çocuğu olarak ormanlık bir alanda patikadan yürüyerek altında bank olan bir ağacın altına gelip oturuyordu. Gelirken yolda şarkı söylediğini ve çok mutlu hissettiğini söylüyordu. Bu sahnede verdiği daha başka birçok detay vardı ama içimde birşeylerin doğru olmadığına dair bir izlenim de uyanmaya başlamıştı. İngilizce tabiriyle herşey gerçek olamayacak kadar iyiydi. ( too good to be true ).

Bu sebeple hayatın başka anılarına bakmak istedim ve zorluk derecesi: “yeni mezunken denk gelse belki terapiste mesleği bırakmayı düşündürecek zorlukta”  bir seansta adım adım ilerlemeye koyulduk.

***

3-4 YAŞ: İzbe bir yerde, eski bir binanın balkonunda salıncakta sallanıyordu. Yine orman vardı ve yalnızdı. Beni buraya bırakıp gittiler diyordu ve sonrasında içerden gelen babaannesini algılıyordu.

***

O52 YAŞ: Bu dönem dudaklarının dikili olduğundan ve konuşamadığından bahsediyordu. Anne-babası 2 yaşında iken onu babaannesine bırakıp başka bir yere gidiyorlardı.

Hergün annemlerin beni bıraktığı saatte salıncağa binip sallanarak onları bekliyorum, sürekli ağlıyorum ama gelmiyorlar. ”  diyordu.

 

***

 

076-7 YAŞ: Artık dudakları dikili değildi. ” Babaannem dikişleri kesmiş, konuşabiliyorum” diyordu. Bu yaşa geldiğinde evdeki babaanesine veda ederek ayrılıyor ve anne-babasını bulmak için o ilk sahnedeki patika yoldan ormana doğru yürüyordu. Orada bulduğu bankta 16-17 yaşına kadar oturduğunu söylediği an aslında ölmüş ve arafta kaldığını anladığım andı.

 

***

 

8 YAŞ: Yine arafta geçen bir sahneydi. ( Buraya kadar anlattığı  birçok sahne ve detay oldu ama buraları kısa geçiyorum. Birazdan neden kısa geçtiğimi anlayacaksınız )

O6

7-7,5 YAŞ: İntihar ederek öldüğü anı keşfettik. Anne-babasının kendisini istemediğini düşünüp terkedilmiş ve yalnızlık duygularıyla birlikte kendini iskeleden suya bırakıyordu ve yüzme bilmediği için boğularak ölüyordu.

 

***

 

Ruhsal boyutta iken bile gerçekleri algılayamadığı için önce bozulan algıları düzelterek işe başladık. Buradayken şizofreni gibi bir hastalığı olduğunu ve olmayan şeyleri oluyormuş gibi anlattığını farketti. Aslında doğuştan omurilikte sorunu olan yatağa bağımlı bir çocuk olduğunu, 8 yaşına geldiğinde ailesinin şehirdışında bir işleri için 2-3 günlüğüne giderken kendisini komşularına emanet ettiklerini ( babaanne diye anlattığı kadın ) ama gittikleri yerde bulaşıcı bir hastalık nedeniyle öldükleri için geri dönemediklerini, onların ölüm haberlerini aldıktan sonra ruh sağlığının tamamen bozulduğunu ve günlerce ağladıktan sonra yemek yemeyi reddederek açlıktan kendini öldürdüğünü söylüyordu. Komşu kadın geldiğinde yemek yiyormuş gibi yapıp sonrasında kusuyordu.

 

O12Buradaki sahnelerden birinde Tanrı’ya çok öfkeliydi. ” Kötürüm olduğum için sana hiç kızmadım ama tek dayanağım olan ailemi aldığın için sana çok kızgınım ” diyordu..Hayatın adil olmadığını, kendini öldürerek bir nevi adaleti sağladığını söylüyordu ve bu sahneleri anlatırken yoğun katarsis yaşıyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede rehberi ona bu hayatta yalnızlığı deneyimlemek ve hayatta kalabilmek için birilerinin bakımına muhtaç olmadığını, tek başına da varolabileceğini öğrenmeye geldiğini hatırlattı.

Tanrı’nın huzuruna çıktığı anda ise kendini yere çökmüş, başı öne eğik ama vücudundan alevler çıkacak kadar kızgın olarak gördü.

Kötürüm olduğum için sana hiçbir zaman öfke hissetmedim. Ama anne-babamı benden neden aldın? Onlar benim tek mutluluk kaynağımdı.

Tanrı: Onlar zaten benimdi. Sen de benimsin…

O14Bunu duyduğunda bir anda yüzünde gülümseme belirdi ve bana ” Bir anda aydınlanma yaşadım. Sanki tüm cevabımı aldım. İçimdeki boşluğun dolduğunu hissediyorum..etrafımda bir ışık huzmesi oldu..her yer ışık artık. ” dedi.

O anda anladı ki ruhunun planında bedensel engelli olarak doğmasının özel bir anlamı vardı. “Tanrı’dan gelen herşeyi kabullenmek için seçmişim ve bunu gerçekten de kabul etmişim ama sonrasında annemi-babamı HERŞEY yerine koymuşum ve Tanrı’yla olan bağımı unutmuşum” dedi.

 

Bu geçmiş hayattan taşıdığı olumsuz izleri şifalandırdıktan sonra hayatı tamamen dönüştürdük. Son aşamada rehberi ona şimdiki hayatıyla ilgili özel bir tavsiyede bulundu: ” Seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenmelisin. Başına gelen şeylerden dolayı başkalarını suçlama.

 

 

O11.jpg

GERİ-BİLDİRİMLER:

1.GÜN: “Boğaz ağrım sabah çalışmaya gelirken hala biraz vardı fakat şimdi yok sırtımda ki ağrı da baya bi azaldı dün akşam geç uyudum fakat uykuya dalmakta problem olduğu için değil enerjik hissettiğim için uyumadım bugün de gayet iyi hissettim gün boyunca kendimi.

Berna Hn şehirdışından geldiği için ve her ay çalışma şansımız olmadığı için kendisini seanstan bir gün sonra yaptığım ve farklı teknik uyguladığım bir grup çalışmasına aldım. Dolayısıyla tamir fazı etkilerinin daha yoğun ve normalden çok daha uzun yaşama ihtimali olabileceğini belirttim .

7. GÜN:Eylül hanım nasılsınız
Tamir fazı dönemiyle ilgili size bilgi vermek istedim
Genel olarak vücudumda ki ağrılar geçti .uykularım düzene girmeye başladı .rahat bir tamir fazı dönemi geçirdim fakat dikkatimi çeken bir durum var.6.gün sabah uyandığımda rahat nefes alamadığımı farkettim bu durum gün boyunca devam etti .bugün de biraz azalmış olsada bu durum devam ediyor.kendini ifade edememe problemi de daha bariz bir şekilde ortaya çıktı resmen konuşurken cümle kuramaz haldeyim . Yemek yeme durumu da devam ediyor .fiziksel olarak ta yüz ve boyun bölgemde sivilceler çıktı normalde adet dönemlerimde dönemsel olarak 1 yada 2 sivilcem olurdu fakat bu sefer ciddi şekilde sivilcelendim.duygu ve düşünce olarak daha pozitif bir süreçteyim
Sevgiler

 

20. GÜN:

09merhaba eylül hanım nasılsınız

uzun zaman olduğu için size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.vücudumda ki tüm ağrılar tamamen geçti.uyku düzenim normale döndü.eski enerjik ve neşeli halime döndüm.hatta çoğu zaman kendimi şarkı söylerken ve dans ederken buluyorum.aynaya baktığımda eskisi gibi gözlerinin içi gülen kızı görmek çok güzel bir duygu.en önemlisi de huzur duygusunu fazlasıyla yaşantımda hissediyorum.o kişiyle alakalı duygusal açıdan ciddi rahatlamış durumdayım.
gelelim olumsuz belirtilere en son seansta ortaya çıkan yeme bozukluğu devam ediyor.bağımlı şekilde karbonhidrat tüketiyorum.dolayısıyla da kilo almaya devam ediyorum. ( * )
kendini ifade problemi yazı aşamasında düzeldi fakat konuşma aşamasında aralıklarla da olsa devam ediyor.
yeni farkettiğim üç durum var .birincisi başkalarına karşı sınırlarımı etkili biçimde çizememek (**) ikincisi de hayatımla ilgili gerekli kararları almak fakat bunları uygulamaya koymamak için hep bir bahane bulmak.bahane bulmasam da o gün mutlaka bu kararımı baltalamak adına fiziksel belirtiler gösteriyorum.örneğin çok aşırı çalışmasam bile kendimi çok yorgun hisstemek ,baş ağrısı gibi
üçüncü durum en yakın arkadaşımı kıskanmaya başladım.bana hayatıyla ilgili olumlu birşey anlattığı zaman sevincine ortak olmak yerine onun moralini bozacak şeyler söyleyebiliyorum.bazen hiçbirşey yokken bana söylediği birşey yüzünden ona karşı ani çıkışlarım oluyor.sadece bu kişiye karşı böyle tavırlar sergiliyorum
sevgiler “
8
NOTLAR:
1-*: Anladık ki 5. seanstan sonra ortaya çıkan tıkınırcasına yeme durumu , ruhsal sağlığı yerinde olmadan ve kendini aç bırakarak öldüğü bu geçmiş hayatla bağlantılı olsa da sadece bu hayatla sınırlı değil.Bu geçmiş hayattaki durum sebeplerden biri ama tek başına yeterli değil ve bakılması gereken başka önemli durumlar var. ( Bir sonraki seansta tesadüfen keşfettiğimiz bu sebebi gelecek ay ayrı bir vaka olarak yazacağım. Neden tesadüfen bulduğumuz ise başlı başına ayrı bir konu başlığı ve bence çok önemli bir konu )
2-**: Berna Hn’ın alanla ilgili de bir sorunu olduğu ortaya çıktı ki bu sınır çizememe sorunu bir sonraki seansta keşfettiğimiz durumla da iç içe bir konu.
3- Berna Hn’ın algıları bozulmuş alt kimliğinin şimdiki hayatında defalarca uyarıldığına yaptığımız şimdiki hayat seanslarında daha önce de şahit oldum. ( Bknz:  BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3 ) Kayıp ikiziyle ayrışma anında da algıları bozulmuştu.
Bu tarz seanslar oldukça zorlayıcı seanslar olsa da kendisine bana bu konuda bayağı deneyim kazandırdığı için ayrıca teşekkür ederim çünkü bu algı düzeltme konusunda bir kısayol keşfetmeme sebep oldu.
4- Berna Hn’ın kişi bağımlılığında ciddi bir rahatlama vardı ve artık o takıntı haline getirdiği kişinin aklına bile gelmediği zamanlar yaşıyordu. Ailesi ile işler yolunda ilerliyordu ve yaptığımız grup çalışmasının da katkılarıyla buzlar eriyordu ama tuhaf bir şekilde bedeni bize yeme bozukluğu konusunda hala birşeylerin eksik olduğu sinyalini veriyordu..Bu durumun ardından ne çıkacağını açıkçası ben de çok merak etmeye başlamıştım. Bunu 5. Bölümde bulacaksınız…
(Devam edecek…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

BİR KADINA ŞİDDET HİKAYESİ

Standard

8

 

Bu vakayı ilk defa facebook sayfasında yazacağımı duyurduğumda kullandığım cümle şuydu: ” Bugün neredeyse 1 sene önce çalıştığım bir danışan aradı ve bu süre içinde olanları anlattı. Çok şaşırdım. Vaka olarak yazılacak. ”

Normalde bırakın 9 ay önce yaptığım bir seansın içeriğini hatırlamayı, ben geçen hafta yaptığım bir seansın içeriğini bile hatırlayamazken, bu danışanın konusunu hemen hatırlamıştım. Çünkü hem konusu ve yaşadığı şiddet beni etkilemişti, hem de boy boy çocuğu olduğu için bir daha gelememesi aklımda yer etmişti ve açıkçası umutsuz olduğum bir konuydu. Okuduğunuz zaman neden şaşırdığımı anlayacaksınız..

6Bundan 8,5-9 ay önce bir yaz günüydü…. Seans yaptığım şehirlerden birine biraz uzak bir ilçeden gelen danışanım seansa gelebilmek için yaşları 8’in altında olan 3  çocuğunu birilerine emanet ederek gelmişti. İsmine Hatice diyeceğim bu danışanım üniversite mezunu, türbanlı bir ev hanımıydı ve yaşı daha 30 bile değildi.

Doldurduğu formda konu bölümüne ” Eşimle olan problemler” yazmıştı. Ön görüşmeye geçtiğimizde eşinin sürekli dışarıda arkadaşlarıyla gezip tozmasından ve kendisini aldatmasından bahsetmeye başladı. Ayrıca eşi tarafından hem sözlü , hem de fiziksel şiddete maruz kalıyordu. Eşine karşılık verdiği zaman kendisini tehdit ettiğini “ Ben seni öldürmezsem rahat etmeyeceğim. Sen çok geçimsizsin. ” dediğini ekledi. Eğer suyuna giderse ve karışmazsa işler biraz daha iyi gidiyordu.

En son kavgaları bana gelmeden 2 gün önce gerçekleşmişti. Hatice Hn ikindi saatinden itibaren eşini cep telefonundan aramış ama bir türlü ulaşamamıştı. Gece geç saatte eve gelen eşine ” İkindinden beri arıyorum, eve neden gelmiyorsun ” diye sorunca  ise ” Bana karışamazsın. Sana hesap vermek zorunda değilim ” şeklinde bir karşılık almıştı.

Kavga ettikleri o gün eşinin boğazını sıkıtığını, sesleri duyan komşuların polis çağırdıklarını ama ağlamaktan polislerle konuşamadığını ve eşinden şikayetçi olmadığını belirtti.

 

Aileler tanıştığı için kocasını küçüklükten beri tanıyordu. Evliliğinin başından beri hep mutsuz olmasına rağmen belki de ona bağımlı olduğunu düşünüyor ve çocukları sebebiyle başka bir alternatif düşünemiyordu.

Uyuşturucu madde  kullanan eşinin birkaç kere kendisine de içirdiğini, bu maddeyi aldığında bir kez başı dönüp bayıldığını söylüyordu. Eşi bu maddeyi aldığında sürekli cinsellikten bahsetmek istiyor, kendisinin ise tam tersi olarak daha çok Tanrı’yı düşündüğünü ve ” Şu an kötü birşey yapıyorum, beni affet ” diye dualar ettiğini ekliyordu.

 

7En çok da eşinin aynı apartmandaki 2 komşuyla da birlikte olduğunu duyduğunda çok üzülmüştü. Bunun üzerine eşinin uyuşturucu kullandığını kayınbiraderi ile paylaştiğinda ise yine tehdit edilerek ” Beğenmiyorsan defolup gidersin ” şeklinde bir karşılık aldığını söyledi.

Köken aile hikayesine baktığımda ise şu detayları not etmiştim:

-Anne ve baba o daha ilkokula başlamadan boşanmışlar

-Babası iş için başka bir şehirde yaşarken annesinin üstüne başka bir kadın getirmiş..Annesi o sırada Hatice Hn’a hamileymiş..Annesi bebeği düşürmeye çalışmış ama başarılı olamamış

-Anne ve baba boşandıktan sonra 19 yaşına kadar olan süre boyunca babasını sadece 1 kez görebilmiş

-Baba başka bir şehirde kendine bir hayat kurmuş. Orada 2. eşinden de boşandığını duymuşlar.

-Anne 2. evliliğini yapmış ve üvey babasının maddi durumu iyiymiş.

-Annenin 2. evlilikten 2 çocuğu daha olmuş ve Hatice Hn onları da kardeş olarak görüp gayet yakın ilişkiler kurmuş

-Aynı anne-babadan bir abisi daha varmış. Abisi de Hatice Hn’ın eşine yakın bir profil çizdiği için abisinin karısı da Hatice Hn gibi çok mutsuzmuş.

 

Seansa başladığımızda  ilk gittiği sahne 5 yaşındayken yaşadığı travmatik bir andı. O yüzden ana karnı içeren bir şimdiki hayat regresyon seansı şeklinde ilerledi. Açıkçası, Hatice Hn’ın bu şartlarda yaşarken , yakın bir zamanda tekrar seansa gelebileceğinden şüpheliydim..o yüzden sürem elverdiğince küçüklükte yaşadığı travmaların üzerinden geçmek istedim.

Ana karnını keşfettiğimizde:

-Annesi Hatice Hn’a 3 aylık hamileyken babasını terkedip başka bir şehirdeki ailesinin yanına gitmişti. Aldatıldığı için eşini terketmişti ama gittiği yerde de çok kısıtlandığı için mutsuzdu.

10-Annenin Hatice Hn’a 8 aylık hamile olduğu başka bir sahnede, anne ile baba tekrar bir aradalardı ama bu sefer babası annesini kapının önüne koyuyordu. Burada kalbinin sıkıştığını ve ikisine de çok kızgın olduğunu çünkü ikisinin de aslında birbirlerini aldattıklarını söylüyordu. ” Doğmak istemiyorum ” diyordu , ” Doğmak istemiyorum. “…

-Doğum anını keşfettiğimizde yine annesinin kendi ailesinin bulunduğu şehirdelerdi. Doğduğunda herkese ve herşeye öfkeli olduğunu, o gün herkesin kendisine acıyarak bakmasından çok rahatsız olduğunu söylüyordu.

 

 

11-Baba ile ilk karşılaşma anını keşfettiğimizde Hatice Hn artık 4-5 yaşlarına gelmişti. Başka bir şehirde yaşayan baba polislerle eve geliyor ve kızını alıp götürmek istiyordu. Hatice Hn ise babaya karşı öfkeli olduğundan üst kata kaçıyordu. O sahnedeki duygularını tarif ederken ” Babamı bıçaklamak, ona zarar vermek istiyorum..Bizi bıraktığı için öfkeliyim ” diyordu. Sonunda polis zoruyla da olsa babası hem abisini hem kendisini evden alarak çıkıyor, çocuklarını önce yemeğe sonra da parka götürüyordu.Salıncakta sallanırken tüm duyguları birbirine karışmıştı Hatice Hn’ın..Salıncakta sallandığı için mutluydu ama geçmişten dolayı babasına hala öfkeliydi.

-6 yaşındaki bir sahnede üvey babası tarafından uygulanan küçük bir fiziksel şiddet ve cezalandırma sahnesi vardı. Burada asıl öfke üvey babaya değil, evde olmasına rağmen olaya hiç tepki vermeyen annesineydi.

 

Hatice Hn, trans geçiş konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadığı ve iyi işbirliği yaptığı için bu sahneleri hızlı hızlı keşfedince birkaç taciz ve dayak sahnesine de yer vermiştim. Onlara ayrıca beden terapi içeren bir çalışma yaptım.

 

3

Hatice Hn’ın bana söylediği başka bir konusu daha vardı. Din konusunda yoğun takıntıları vardı ve sürekli vesvese halindeydi. Ayrıca cinsel konularla ilgili de çocukluğundan itibaren süregelen bir tiksinme sözkonusuydu. Bununla bağlantılı olduğunu hissettiğim çocukluk anılarından birinde daha 5-6 yaşlarındayken annesi ile üvey babasının kapısı açık olan odasından içeri girdiğinde yerde yarı çıplak olduklarını görüyor ve tiksiniyordu. O anda annesini de “kötü kadın ” gibi algıladığını anlatmıştı. Biraz daha büyüdükten sonra başka bir dönemde de annesinin mahalleden tanıdıkları bir adamla fazla haşır neşir olduğundan rahatsızlık duyuyor ve annesinin üvey babasını aldattığını düşünerek annesine müthiş bir öfke duyuyordu.

Böyle bir aldatma sahnesini bire-bir görmese de annesinin o adamla görüştüğünden neredeyse emindi. O andan itibaren öyle nefretle doluydu ki artık oralardan kaçıp gitmek istiyordu. Sonrasında da zaten öfkesinden dolayı hastalandığını ( hastalığı öfkesinin yarattığını seans içinde farketti ) ve bir süre evde yatmak zorunda kaldığını ekledi.

15Tüm bu sahneleri dönüştürmeye başladığımızda siz de tahmin edersiniz ki bolca öfkenin açığa çıktığı bir seans oldu. Beden terapiyi yoğun olarak kullandık. Anne ve baba ile çalıştığım bölümlerde öfke enerjisi gidince babasını bile çok kolay affedip hatta sarılmak istemesi beni şaşırttı.

Annesine empati göstermeye başladığı bir sahnede sol omzuna ağrı girdi.

Dönüştürmeye başladığımız andan itibaren ilk etapta cinsellikten iğrenme, tiksinme şeklinde anlattığı bölümlerde artık böyle hissetmediğini belirtti.

Notlarıma bakarken eşiyle ilgili bölümde eşinin ona ” Herşey güzel olacak ” diye bir msj verdiğini yazmışım. Ne yalan söyleyeyim, bu vakayı yazarken seans notlarımda görünce yine şaşırdım.

Rehberi ile bir araya geldiği anda ise rehberi  ” Çok mutlu olacaksın.Üzülme… ” demişti.

Kendime aldığım özel notta ise ” 7 yaşında olanlara ve abi ile ilişkisine bak ” demişim. Ama bir daha çalışmadığımız için o not seans notlarımda öylece kalmış.

 

12

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Hatice Hn aktif olarak email kullanamıyordu. Çocuklar tüm vaktini alıyordu. O yüzden kendisiyle seanstan sonraki günlerde 2 kere konuştuktan sonra bir daha hiç konuşamadık. O ilk haftaki görüşmede öğrendiğim kadarıyla çocuklarını da alıp bir süreliğine evden uzaklaşmıştı. Gittiği yerde telefonu bile iyi çekmediği için bir daha hiç haberleşemedik.

Bundan yaklaşık 8,5 ay sonra sanırım hala benim facebook sayfamı takip ediyormuş ki orada geri-bildirim konusunda verdiğim örnekleri görünce telefon açıp kendi yaşadıklarını anlatmak istemiş.

 

8,5 Ay İçinde Olanlar:

Annemle aram düzeldi. Eşim neredeyse muhteşem biri haline geldi. Üstelik yıllardır istiyordum ama almıyordu. Bana bir araba bile aldı.Bütün kötü alışkanlıkları bitti. Hayatım düzene girdi. Teşekkürler..  ”

Ben: ” Nasıl yani, gerçekten mi Hatice Hn…  ” şeklinde ilk bocalamadan sonra bunların ne zaman olduğunu yani yaklaşık tarihleri sordum ve yazmasını istedim.

Cevabı: ” Seanstan 2 ay sonra annemle aram düzeldi. Seanstan 6-7 ay sonra yani yıl sonunda eşim de değişti.Bütün kötü alışkanlıklarını bırakma kararı aldı. Hatta yılbaşından bu yana namaza da başladı.

Benimle uzun vadeli çalışan danışanlarım bilirler, işim sözkonusu olduğunda yani seans anında biraz mesafeli ve ciddi olurum. Hatta bugüne kadar fazlasıyla otoriter davranmak zorunda kaldığım kişiler de olmuştur. Ama bu geri-bildirimleri alırken şaşkınlıkla gülmek arasında gittim geldim. Hatice Hn bana getirmek istediği başka birilerinden bahsetmeye başladı ve böylece aramızda farklı bir diyalog gelişmeye başladı. O ana kadar kendimi tutmaya çalıştım amaaaa…  En sonunda Hatice Hn, bana ” Eşim bu tarz şeylere inanmıyor ve size geldiğimi bilmiyor ama kendisi gelmeden onun için mesela işleri için birşeyler yapabilir miyiz sizle? ” dediğinde artık o noktada koptum ve gülmeye başladım. ” Bakın Hatice hn, ben hoca ya da büyücü değilim…. bunları ben yapmadım. Bakın adımı PANTOLONLU EYLÜL HOCA’ya falan çıkarmayın lütfen . Amannn haa :)) ” dedim.

Telefonu kapatmadan evvel bu vakayı yazmak için ön onayını da aldım ve kendisinin izniyle de ufak tefek sansürler uygulayarak paylaşıyorum.

 

 

8

NOTLAR:

1-Bu vakayı farklı bir örnek olduğu için ve regresyon terapisinin dinle hiçbir ilgisinin olmadığını, her düşünceden danışanın bu çalışmaya geldiğini göstermek için paylaştım. Bugüne kadar bu terapiye yurtdışında yaşayan ateist görüşe sahip kişiler de geldi, Karadeniz’in bir kasabasında yaşayan türbanlı ev hanımı da geldi.

Beden ölünce herşeyin sona ereceğini düşünen insanlara bile ilk defa geldiklerinde mutlaka bu işin mantığını çizerek anlatırım. Eğer kişi illa ki herşeyin bu yaşamdaki bedeni öldüğünde sonlanacağı görüşündeyse, o kişiyle sadece şimdiki hayat ve ana karnı regresyonu çalışırım.

Kişinin neye inandığı beni ilgilendirmez ama kişinin iyileşmeye olan inancı ve isteği beni çok ilgilendirir çünkü motivasyon ve teslimiyet gerçekten de şifalanmada fark yaratıyor.

2-Yukarıdaki vakada beden terapi, travma ve içsel çocuk içeren bölümler vardı. Bugün yaşadığımız travmaların bazıları geçmişte yaşanan travmaların tekrar edilerek yaşanmasından oluşur.BİR EBEVEYNİNİZDEN NE KADAR ÇOK NEFRET EDERSENİZ, ONUN ÖZELLİKLERİNİ KENDİNİZE O KADAR ÇOK ÇEKERSİNİZ. NEFRETİNİZ SİZİ O EBEVEYNİNİZE DAHA ÇOK BAĞLAR. ZAMANLA O NEFRET ETTİĞİNİZ EBEVEYNE BENZEDİĞİNİZİ FARKETTİĞİNİZ ZAMAN DURUN VE ŞÖYLE BİRKAÇ ADIM GERİYE GİDİP ONLARIN YAŞADIĞI ZAMANA VE KOŞULLARINA BAKIN. SONRA DA EĞER YAPABİLİRSENİZ, SADECE BU DÜNYAYA GELMENİZE VESİLE OLDUKLARI İÇİN BİLE OLSA ONLARA İÇTEN BİR TEŞEKKÜR EDİN.

3-” Pantolonlu Eylül Hoca ” espirisine gelince; eğer bu blogu uzun zamandır takip ediyorsanız, şifayı verenin ben olmadığımı her zaman yazıyorum ve söylüyorum. Burada Hatice Hn’ın inancının ve niyetinin gücü (dualarının payı ) yadsınamaz. Ve en önemlisi ise evinden ayrılıp gittiği zaman bile gösterdiği sabır ve teslimiyet duygusu azımsanamaz.

Diyeceğim odur ki; hayatta gerçekleşme ihtimaline inanmadığınız birşeyden faydalanamazsınız. Dolayısıyla Hatice Hn kendi inancı ve iradesiyle bu sonuca ulaştı. Ben ise sadece aracı oldum..ve herzaman yaptığım gibi sadece seansı yönettim.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

 

 

….

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-2. Bölüm

Standard

ŞY1

İlk 2 seansın üzerinden 2 ay geçtikten sonra Berna Hn ile tekrar biraraya geldik. Bu sefer yeni seansımız için ön-görüşme yapmaya başlamadan evvel bu 2 aylık sürede bilmem gereken önemli birşey olup olmadığını sordum. Bu arada fiziksel görünümünde bir değişiklik olduğunu hissettim ama emin olamadığım için kendisine sordum. Aldığım geri-bildirimler aşağıdaki gibi:

  1. İlk 2 seans sonrası 2 ayda 6 kg gitti. Eskiden de deniyordum ama 1-2 gün sonra diyeti bırakıyordum. Bu sefer biraz dikkat etmeyle 6 kg gitti.
  2. Uyku düzenim çok düzeldi. Uykuya dalmakta ve uyanmakta sorun yaşamıyorum artık. Eskiden hep dayak yemiş gibi kalkıyordum. ( Bir önceki seansta rüya kapanı ile ilgili gördüğü rüyayı hatırladık )
  3. Eskiden melankolik biriydim, herşeyi kafama takardım. Artık takmıyorum. Uzun yıllar boyunca melankolik olunca, insan bu duruma önce bir afallayıp şaşırıyor.
  4. Sezgilerim ciddi derecede kuvvetlendi. Kahin gibi değilim ama birçok şeyi öngörebiliyorum. Başkalarının hayatına dair bile sezgilerim oluyor. Bakış açım çok genişledi.
  5. İlk seansa geldiğimde sık idrara çıkma sorunu vardı. İlk 2 seanstan sonra geçti.

                                                 ÜÇÜNCÜ SEANS

ŞY4

Bu seansta hangi konuyu çalışmak istediğini sorduğumda ilk sıraya ” alışveriş bağımlılığı ” konusunu koydu. Bu konunun ilk ilişkisiyle beraber başladığını, 2008’den bu yana dönem dönem hortladığını ve son 2 haftadır yine gündemde olduğunu belirtti. Alışveriş yaptığında sadece 10 dakikalığına da olsa kendisini güçlü ve değerli hissediyordu.

ŞY8Bu konuyla bağlantılı bir geçmiş hayat çalıştığımızda 5-6 yaşlarında yaşlarında hali vakti yerinde bir ailenin tek çocuğu olduğu bir hayata geçiş yaptı. Bu hayatta astım gibi bir hastalığı olduğu için fazlaca koruma altında yetiştiriliyordu ve dışarıya çıkmasına izin verilmediği birgün kendini, üzerine hiçbir kalın kıyafet almadan ormana doğru deliler gibi koşarken buluyordu. En sonunda nefesi birden tıkanıp dizlerinin üstüne çöktüğünde boğazını tutuyor ve nefesi kesiliyordu. O esnada eve hayli uzak mesafede olduğu için yardım da alamıyor ve ormanda tek başına ölüyordu.

ŞY9Çok kısa bir hayat olmasına rağmen ilk etapta arafta kaldığı bir sahneden giriş yaptığımız için keşfi biraz zorlu olan bir seans oldu. Birçok bilgiye ruhsal boyutta erişebildik. Babasının ailesinin isteği üzerine annesiyle zorla evlendirildiğini, çocuk sahibi olmayı istemediğini, o yüzden evde babasının kendisine karşı kayıtsız olduğunu algıladı. Bu sebeple aslında babasını cezalandırmak istediği için evden kaçtığını ve kaçarken öleceğini bildiğini hatırladı.

Bu geçmiş hayatı baştan sonra dönüştürdük ve ileride bakmak üzerine kendim için birkaç özel not alarak seansı noktadım.

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra haberleştiğimizde: ” Seanstan sonra ki ilk günüm sakin geçti. dün akşam rahat uyudum rüya görmedim.herhangi bir huzursuzluk hissi yoktu.bel bölgem deki ağrı gün boyu devam etti.biraz iştah artışı var . ” diye yazdı.

Seanstan 7 gün sonra emailleştiğimizde:

” Merhaba eylül hanım. Bel bölgemdeki ağrı geçti genel olarak bu hafta boyunca hiç Ağrı’m olmadı .kendimde ciddi bir enerji artışı gözlemledim .alışveriş yapma konusuna gelince hala içimde birşeyleri alma hissi var fakat enterasan biçimde alışveriş yapmıyorum bu duyguya rağmen 5.gün gördüğüm rüyada beni rahatsız edecek derecede bir müzik sesi vardı ve bu sesten dolayı uykumdan uyandım hatta uyandığımda biraz başım ağrıyordu. Sevgiler

ŞY108. Gün:  İlk defa şu ana kadar gayet önemsiz ve geçmişte kalmış biriymiş gibi anlattığı ilişkiden bahsetmeye başladı: ” Kişi bağımlılığı konusuna çalışmamız gerekecek sanırım çünkü bahsettiğim kişiye doğru ciddi bir yönelme durumum var.

8. Günden itibaren bahsetmeye başladığı ilişkisi hakkında ne kadar mutsuz olduğunu öğrenmem üzerine kendisine neden bu kadar önemli detayları seanstan sonra anlattığını sorduğum ve bunun üzerine detaylı yazıştığımız bir gün oldu. Böyle bir konu gündemdeyken alışveriş bağımlılığı konusunun tekrar tetiklenebileceğini ve yetersiz kalacağını belirttim. Bunun üzerine aşağıda göreceğiniz üzere danışan sürekli olarak başka konular ve sorunlar bulmaya ve ” … … bu konuya da çalışmamız gerekecek sanırım ” diyerek asıl sorunu ertelemeye başladı:

13. Gün:

” merhaba eylül hanım nasılsınız? kendimi son 2 gündür çok halsiz ve mutsuz hissediyorum.sanki köşeye sıkışmışım gibi .evde durmak istemiyorum eve mümkün olduğunca geç geliyorum sonrada yemek yiyip yatıyorum.sürekli bir ağlama hissi var içimde .mide bulantılarım ve baş ağrım var .sanırım bir sonraki seansın konusu benim açımdan belli oldu. sizede bahsettiğim ….. kişiyle ilgili çalışmamız gerekecek. çünkü fazlasıyla bu konu kafamı meşgul ediyor.düşünmeden duramıyorum. yani bunu size söylerken çok utanıyorum ama …    ……  …  . Alışveriş konusuna gelince eskisi gibi canım sürekli alışveriş yapmak istemiyor.birşeyi almadan çok düşünüyorum.hatta bugün kendimce çok şaşıracağım bir cümle kurdum ev almak istiyorum dedim herkese  bir anda sanırım köklenme ihtiyacım açığa çıktısevgiler. 

ŞY1117. Gün:
” maddi problemlerime yol açan durumlardan bir tanesi de başladığım işleri hep yarım bırakmam örneğin ingilizce kursuna başlayıp yarım bırakmam o tatmin duygusunu tam olarak yaşayamadığım için hep yeni arayışlar içerisindeyim. bu hayatımda bir çok noktada böyle maalesef o yeni arayışlarda parasız olmuyor. geçen düşünürken aklıma geldi .seans olarak başladığı işi bitirememe duygusuna da çalışmak gerekecek sanırım .bu arada harika bir iş çıkardınız artık mağazaya girip ihtiyacım olan bir şeyi almak için bile 50 sefer düşünür hale geldim. sevgiler.
İş ciddi hale gelince ve danışan bu konuyla yüzleşmeye hazır olunca 1 ay sonra tekrar randevulaştık. Bu seans ise bir sonraki vakanın konusu olacak.
ŞY13.jpg
NOTLAR:
1-Mix bir vaka olduğu için sizlerle paylaşmayı seçtiğim bu yolculuğun üçüncü seansında görmenizi istediğim en önemli şey: Danışan bir konuyla-sorunla yüzleşmeye hazır olmadığı müddetçe, danışman olarak bizlerin hiçbirşey yapamayacağı konusu. Bu vakada danışanın yaşadığı ilişki türü üçüncü seansımıza kadar onu hiç rahatsız etmiyordu.
Üçüncü seansta babadan sevgi alamadığı için gizli intihar dediğimiz şeyi yapan, algıları bozulmuş küçük bir çocuk vardı. Seans içinde size çok bahsetmediysem de o küçük çocuğun bozulan algıları üzerine ayrıca beden terapi yaptık. Ancak ondan sonra seans akmaya başladı ve birçok bilgiye ruhsal boyutta erişebildik.
2-Bağımlılık çok katmanlı bir konudur. Burada da gördüğünüz üzere alışveriş bağımlılığı ile başladık ama ikinci adımda kişi bağımlılığına geçiş yaptık. Kişi bağımlılığı birçok insan tarafından ya hiç bilinmez, ya yanlış algılanır, bazen de takıntı veya aşk sanılır. Bazen aşkla karıştırıldığında kişi yaşadığı şeyin aşk olmadığını mantıken bilir ama asla onsuz bir dünyayı hayal bile edemediği için tüm hayatını öyle geçirebilir. Hiçbir zaman sigara, uyuşturucu gibi madde bağımlılıkları kadar önemsenmez ve dikkate alınmaz ama benim en çok önemsediğim konuların başında gelir. Neden derseniz, sigaranın, alkolün veya uyuşturucunun zararlı olduğu herkes tarafından bilinir ve buna yönelik önlemler alınarak tedavi merkezleri kurulur. Bu tarz bağımlılığı olan kişiler bazı durumlarda idare bile edilir.
Ama hiçbir zaman bir kişi bağımlısının ne yaşadığını, ne kadar acı çektiğini dışarıdan bakarak anlayamazsınız. Birçok intiharın veya cinayetin altında yatan ana sebep dışarıdan görüldüğü gibi o anda kişinin alkol veya uyuşturucu almış olması değil ( buzdağının görünen kısmı ),  daha da altında yatan sebep kişi bağımlılığıdır. Kişi bağımlılığının da altında bambaşka dinamikler vardır . Bu konu soğan kabuğu gibi o kadar katmanlıdır ki tek bir seans bağımlılık konusunda çoğunlukla yetersiz kalmaktadır.
3-Bu konuyla bağlantılı olarak öğrendiğimde çok şaşırdığım konulardan biri , DSM*‘nin ( Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders )  son sürümü olan DSM V’te sadece madde bağımlılıklarını değil, madde istismarı ile seyreden kompulsif davranışlara ek olarak madde istismarı ile seyretmeyen kompulsif davranışları ( seks bağımlılığı, kumar bağımlılığı, internet bağımlılığı vb ) da MADDE KULLANIMI ve BAĞIMLILIK BOZUKLUKLARI kategorisi altında sınıflandırmış olması. Bu da demek oluyor ki bağımlılık davranışı dünyada ancak ve ancak 2013 yılından itibaren tanınmış oluyor.
* : Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ” Ruhsal Bozukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı ” dır.
4– Danışanın geri-bildirimlerini sadece birkaç yerde sansür uygulayarak orijinal haliyle bıraktığım için birçok noktalama ve yazım hatası var. Bilerek o şekilde bıraktım.
( Devam edecek…)
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-1. Bölüm

Standard

ŞY1

İsmine Berna diyeceğim danışanım 20’li yaşlarının sonlarında, genç, bekar ve çalışan bir kadındı. Seanslara şehirdışından geldiği için ilk kez 2015 yılı-ekim ayında bir araya geldiğimizde yol maliyetlerini de düşürmek amacıyla 1 gün arayla 2 seans çalıştık.

İlk defa geldiğinde doldurduğu form üzerinde yazdığı konular para ve ilişkiler konusuydu. Her iki teması da oldukça genel ve tek başına en az 3-4 seans çalışılması gereken konular olduğundan uzun bir ön-görüme sonucunda kendisi ile ufak bir çalışma planı yaptık.

İLK SEANS

ŞY2Hem kendisinde hem ailesinde yüksek sayıda düşük-kürtaj hikayesi olduğu için ve farklı farklı hikayelerini dinlerken dikkatimi çeken konular olduğu için öncelikle bu konuya bakmak istedim. Aile sistemini de içeren kapsamlı bir çalışma yaptık.

İKİNCİ SEANS ( İlk Seanstan 1 Gün Sonra )

24 Saat çok kısa bir süre olmasına rağmen, seanstan sonra herhangi bir tamir fazı semptomu yaşayıp yaşamadığını ve farklı bir durum yaşayıp yaşamadığını sorduğumda:

Normalde haftasonu 9.30 civarı uyanırım. Bugün 8.30 civarı uyandım. Kendimi dinç hissettim. İçime dönmüş, etrafımdaki hiçbirşeyden etkilenmiyor gibiydim.

Sabah ışıktan rahatsız oldum. Öğlene kadar devam etti. Öğlen 13’te tekrar uyudum ..gün ışığından rahatsız oluyordum. 15.30 gibi kalktığımda geçmişti.

Gece enteresan birşey oldu. Normalde yalnız yaşamanın etkisi olarak gece 5-10 kere açarım. Bu sefer daha çok uyandım. Uyandığımda objeleri algılayamadım. Karışık rüyalar gördüm. Yatağımın başında rüya kapanı vardır. Rüyamda bir kadın onu alıp karşı duvara attı ve ” Buna ihtiyacın yok ” dedi. Rüya orada bitti. Bir anda dehşete kapıldım çünkü bir anda biri geliyor ve bana sormadan benim sevdiğim birşeyi atıyordu.

Burada ben , ” Rüyadaki kadın kimdi, tanıdık biri miydi ? ”  diye sorduğumda biraz bekleyerek ”  Haa.. o sizdiniz ” dedi. Bunun üzerine şaşırarak gülümsedim.

Öğlen yattığımda rüyamda evimin koridoruna işedim. O kadar çok yaptım ki bitmedi…sanki 3-4 kişi yapmış kadar işedim. Ama sonunda pelvic bölgemde rahatlama hissettim.

ŞY3

İkinci seans konusu: Şimdiki hayatında bedenine uygulanan fiziksel şiddet ve hatta tecavüz ( erkek arkadaşı tarafından beraberliğe zorlanma ) olduğu için öncelikle beden terapi ağırlıklı bir seans yaptık. Ben bir psikiyatrist değilim fakat anlattığı örnekler dolayısıyla eski erkek arkadaşının pek de ruh sağlığı yerinde olan biri olduğunu söyleyemeyeceğim. Uzun süren ilişkileri boyunca anlık reaksiyonlarla defalarca boğazını sıkmış ve kendisini tehdit ederek ilişkinin devam etmesini sağlamıştı. Böylesi bir ilişkiden sağ salim kurtulduğu için şanslıydı.

Bu seansın bir yerinde babaya olan öfkesine de çalıştık.

NOT-1: Mix bir vaka olduğu için bu danışanın 3. ve 4. seanslarını da ayrı ayrı yazacağım. Böylelikle bir danışanın devam eden regresyon terapi yolculuğunu adım adım görme şansınız olacak.

NOT-2: Şifalanma bir süreçtir. Bazı insanların sandığı gibi, danışan 1 seans alıp kapıdan çıktığı andan itibaren olan hayatında bambaşka bir insan olmuyor. Seans sırasında yüzleştiği konuları kabullenebilmesi ve içselleştirebilmesi oranında şifalanma oluyor ve bu durum da ancak geri-bildirimlerle gözlemlenerek takip edilebiliyor. Yüksek ego genelde sorun yaratıyor ama aşağıdaki özellikler ise tam tersi olarak şifalanmada fark yaratıyor:

– ruhsal zeka ( farkındalık )

– yüksek motivasyon ( sorunu çözme isteği )

-işbirliğine açık olma ( danışmanla seans sırasında ve sonrasında işbirliği yapma ve terapiye dair tavsiyelerini dikkate alma )

( Devam edecek……..)

Sevgiler,

Eylül Erdoğan

EGONUN DİRENCİ-1

Standard

Bu haftaki vakamız toplam iki seanstan oluştuğu ve iki farklı regresyon terapi yöntemi içerdiği için iki bölüme ayırdım.

İsmine Derya Hn diyeceğim danışanım 25-30 yaş aralığında,  daha önce başından bir evlilik geçmiş, Doğu Anadolu’da yaşayan ve çalışan bir bayan. Seans için kendisiyle aylar önce ben İstanbul’da iken emailleşmiştik. Yıllık iznine denk getirecek şekilde ayarlamaya çalışarak seans almak için benim bulunduğum şehre geleceğini söylemişti. İlk niyet ettiği tarihte merdivenlerden düştüğü için belini incitti ve kuyruksokumunda hafif bir eğrilik oluştu. Bu yüzden seansımızı ileri bir tarihe ertelemek durumunda kaldık.

2İyileştikten sonra beni tekrar aradığında spiritüel konuları çok sevdiğini ve regresyon terapisini mutlaka denemek istediğini söyledi. Spiritüel konularla ilgili geçmiş deneyimlerini konuşurken söylediği iki örnek dikkatimi çekmişti. İlk olarak;  3-4 yıl önce Ankara’da oldukça popüler bir merkezde uzman kişiler tarafından iki gün boyunca üzerinde birtakım çalışmalar yapıldığını ( tekniklerin adını özellikle yazmıyorum ) ama bunlardan pek fayda göremediğini söyledi. İkinci olarak ise,  2 yıl önce reiki tarzı enerjilerle çalışmak için şifa teknikleri kursuna yazıldığını ama tam ödeme yapacağı günün gecesinde evine hırsız girmesi sebebiyle kursu bıraktığını söyledi. Evine giren hırsız hem kurs parasını hem de bilgisayarını çalmıştı. Ödeme yapmadan kursa gitmeye çekindiği için daha yolun başında iken kursu bırakmıştı.

 

12Derya Hn bu örnekleri verince aklıma gelen ilk şey, benden de ilk randevu almaya kalktığında birkaç ay boyunca yazışmamız ve tam geleceği hafta merdivenlerden düşmesi oldu. Bu kadar çok aksiliğin her defasında onu bulması bana, sanki bir tesadüf değilmiş gibi gelmişti. O yüzden seans öncesi öngörüşmemiz sırasında konu bir şekilde bu aksiliklere geldiğinde ağzından şu cümleler döküldü: “ Hergün yürüdüğüm bir yoldu, üstelik ayağımda da düz ayakkabı vardı. Nasıl kaydığımı ve düştüğümü hiç anlamadım.” Bu noktada kendisine egomuzun bazen değişime yoğun direnç gösterebileceğinden bahsettim. Seans yapmadan, bu durumun neyden kaynaklandığını asla bilemeyeceğimizi , bazen güçlü bir eklentinin bile kişinin seansa gelmesini engelleyebilecek kadar etkili olabileceğini de ekledim.

 

22Öngörüşme sırasında ilk çalışma konusu olarak ilişkiler konusunu seçmişti.  2 yıl süren evliliğini “Sanki evden uzaklaşmak ve evlenmiş olmak için evlenmiştim. Bir anda oldu herşey, nasıl oldu anlamadım. Daha evlendiğim gün bile ben bu evliliğe, bu eve ait değilim dedim kendi kendime. Boşanınca babam başıma kalkar diye düşündüğüm için 2 sene bekledim ve o sırada normal bir evlilikte yaşanması gereken yakınlık da pek yaşanmadı” şeklinde anlatmıştı.

 

 

6Biten evliliğinden bir süre sonra hayatına girmeye çalışan erkekler olduğunu ama hepsinde de nedense hep aynı şekilde sonuçlandığını söyledi. Hepsi Derya Hn’ın peşinden uzun bir süre koşuyorlar, uğraşıyorlar, hatta evlenme teklifi ediyorlardı ama tam Derya Hn düşünüp ilişkiye ” evet ” demeye karar verdiğinde, tekrarlayan bir döngü olarak aniden arazi oluyorlardı. Hatta telefona bile çıkmıyorlardı. Bu duruma anlam veremiyordu ve sebebini merak ediyordu.

Öngörüşmemiz sırasında birçok soru sorduğum için verdiği örneklerden ilişkilerinde bağımlılık teması olduğunu farkedip kenara gerekli notumu almıştım. Seansa başladığımızda ise kendisiyle şimdiki hayat regresyonu yapmayı seçtik, çünkü Derya Hn inancı gereği geçmiş yaşamlara inanmıyordu. Ayrıca küçüklüğüne dair verdiği örnekler aşırı katı kuralların olduğu bir ortamda büyüdüğünü ve bundan çok etkilendiğini gösteriyordu. O yüzden ana karnı sürecini de dahil ederek 0-6 yaş aralığını çalışmayı uygun bulduk.

 

Derya Hn, bana seansa gelmeden birkaç ay evvel ilaç kullanmak istediği için psikiyatriste gittiğini de söylemişti. Psikiyatrist ise kendisinde ilaç kullanmasını gerektiren herhangi bir durum olmadığını söyleyerek onu psikoloğa yönlendirmişti. 2-3 seanslık psikoterapiden sonra psikologa gitmeyi bıraktığını ve regresyon terapisini denemeye karar verdiğini belirtti.

 

Çalışmamıza başladığımızda Derya Hn transa geçmekte zorlanacağını düşünüyordu ve zihnini geri planda bırakmakta gerçekten zorlanıyordu. Aslında ilk sahnede kolaylıkla transa geçmişti ve bedenindeki duyarlılıkları çok rahat algılamıştı ama kafasında transa geçmeyi zor birşey gibi algıladığı için sürekli zihniyle transa geçip geçmediğini sorguluyordu.

 

23

Keşfettiğimiz sahnelerin birinde Derya Hn 3-4 yaşındaydı. D. Anadolu’da şu anda yaşadığı  şehirde, doğduğu evin bahçesinde oynuyordu. Kendisini tarif ederken ” erkek çocuğu gibi ” ifadesini kullanmıştı. Babasından korktuğunu ve sert tutumundan dolayı ondan nefret ettiğini düşündüğü bir an vardı. O anda gözlerinde yoğun duyarlılık ve batma hissi yaşadı.

 

 

24Başka bir sahnede 2 yaşındaydı. Yaramazlık yaptığı için halasının kendisini korkutmak amaçlı balkondan aşağı sarkıttığı bir sahneye geçiş yaptı. Bu sahnede yine yoğun korku, öfke ve güvensizlik vardı. Ayrıca kendini çok değersiz hissedip bilinçaltında “uslu çocuk olmalıyım ” şeklinde bir kayıt yapmıştı.

 

Anne karnında olduğu bir anda ise kendisini 7 aylık olarak algıladı. Bu sahnede anne rahminin enerjisini çok kasvetli bir ortam olarak belirtti ve çok huzursuzum dedi. Bu huzursuzluğun annesinden ona geçen bir duygu olduğunu anladıktan sonra ise annesinin neden huzursuz olduğunu anlatmaya başladı. Anlattığına göre annesi babası ile evlendikten sonra kocasının ailesiyle yaşamaya başlamıştı. Orada yaşadığı süreçte dışardan gelen gelin olarak kendini dışlanmış ve yalnız hissediyordu. Derya Hn’ın geçiş yaptığı bu sahnede ise evde büyük bir kalabalık vardı ve annesi hamile olarak bir köşede yalnız başına oturuyordu.

 

Konumuz ilişkiler olduğu için seans içerisinde vaktimiz yettiği kadarıyla ergenlik ve lise dönemindeki birkaç önemli anıya da bakmak istedim:

 

1412-13 yaşlarında , hala D. Anadolu’daki doğduğu şehirde yaşıyorlardı ama 3-4 yaşından sonra artık dedesinin evinde değil, bu kez kendi evlerine geçmişlerdi. Annesinin onu masada erkekler konusunda uyardığı ve “…erkeklere dikkat edeceksin, adımıza kötü birşey getirmeyeceksin…” dediği bir sahneye geçiş yaptı. Henüz ortaokuldaydı ve platonik olarak çok sevdiği bir çocuk vardı. Çocuğun da onu sevdiğine emindi ama annesinin uyarıları ve kültürel baskı sebebiyle okul hayatı boyunca erkeklerden çok uzak durduğunu, çok sevdiği bu çocuğa bir kez bile merhaba diyemediğini söyledi.

13 yaşındayken annesi ve babası Akdeniz Bölgesi’ndeki büyük bir şehre taşınmaya karar veriyordu. Yaşadığı şehirden ayrılırken sevdiği çocuğa veda bile edemiyordu ve taşındıkları şehre gittiklerinde üzüntüden hastalanıyordu. Taşındıkları büyük şehre uzun süre ısınamıyordu ve kendini çok mutsuz hisediyordu. Bu sahnede annesine karşı  hissettiği yoğun öfkesine, aşkını yaşayamamaktan kaynaklanan pişmanlık duygusu da eşlik ediyordu.

 

15Diğer bir sahnede, 19 yaşında İç Anadolu’daki bir üniversitede okuduğu bir ana geçiş yaptı. 13 yaşındayken ayrıldıkları şehirde kalan geçmişteki platonik aşkı ile bir şekilde bir araya gelip çıkmaya başlıyorlardı. Birbirlerinden uzakta oldukları için çok az görüşme şansına sahip olarak 1,5 yıl süren bu ilişki Derya Hn’ın mantığının bu ilişkiyi onaylamaması sebebiyle bitiyordu. Görüşmedikleri o 6 yıl boyunca aralarında ciddi bir uçurum oluşmuştu. Sevdiği genç adam, okumayıp çalışmayı ve tüm ailesine bakmayı seçmişti. Başka bir şehre sürekli gidip gelerek onu sık sık ziyaret edebilmesi söz konusu değildi. Derya Hn ise aralarındaki eğitim farkını oldukça önemsiyordu. Aylarca üzülüp ağlamasına rağmen ayrılık kararı aldığını ve asla geriye dönmediğini söyledi. Bu sahnede sevgilisini bir anda bırakıp gittiği için ve ilişkiye devam edemediği için kendini suçlu hissediyordu.

Tüm bu sahneleri keşfettikten sonra hepsini dönüştürmeye koyulduk.  Doğumunun gerçekleştiği esnada kız çocuk olarak doğduğu için babaannesinin kültürü gereği durumdan çok hoşnut olmadığını algıladı ve ona ” Bu evrenin planıydı. Beni bu şekilde kabul etmek zorundasın. Unutma ki senin annen de bir kadın…” dedi.

Diğer sahneleri de tek tek dönüştürerek içsel çocuk bölümüne geçtik. Ardından rehberiyle buluştuğu ana geldik. Rehber kelimesini ilk defa duyuyordu. Ona kısaca açıkladığımda rehberini algılayabildiğini ve onun karşısında gülümseyerek oturduğunu söyledi. Rehberinden herhangi özel bir mesaj algılamadı.

Şifa bölümünden sonra kendisi ile seansı değerlendirmeye başladık:

a) Gözlerinde yoğun baskı hissettiği anı hatırladı ve “ gözlerimde bozukluk var gerçekten de, hatta bu hafta hazır izindeyken göz doktoruna gidecektim. ” dedi. ” Seansta hissettiğim şey gerçek gibiydi ” diyerek de şaşkınlığını ifade etti. Seans esnasında çalışma konumuzla bağlantılı olan ve vücudumuzda kayıtlı olan tüm travma izlerinin açığa çıkabildiği için bu tarz bedensel duyarlılıkların normal olduğunu, bu sebeple Dr. Roger WOOLGER tarafından geliştirilen ” BEDEN TERAPİ” yöntemini uyguladığımızı söyledim.

b) Seans boyunca sürekli su içme ihtiyacı duyduğumu ve ilk defa bir seans sırasında 1 şişe suyu bitirmeme rağmen sanki hiç su içmemişim gibi ağzımda yoğun kuruluk hissettiğimi söyledim. Böyle bir şey bana ilk defa olduğu için dikkatimi çekmişti. O yüzden kendisine gündelik yaşam içinde çok su içip içmediğini sordum. “ Kendimi bildim bileli çok su içerim. Bir kerede en az 3-4 bardak su içerim. Her gece uyandığımda yaklaşık 1 litre su içerim çünkü ağzımda kuruluk oluyor, ne kadar içersem içeyim suyun tadını alamıyorum. ” dedi. Bunun üzerine şeker hastalığı olup olmadığını sordum. Hiç test yaptırmadığını söyledi. Kendisinden doktora gittiğinde bu durumu araştırmasını ve en azından önlem olarak şeker testi yaptırmasını rica ettim.

c) Bana öngörüşmede verdiği özel hayatına ilişkin bir detaya ek olarak seans içerisindeki ilk sahnede kendini erkek çocuğu gibi tarif etmesi, babaannenin erkek torun istemesi, küçüklükte çok bastırılmış bir ortamda büyümesi gibi sebepler yüzünden dişil enerjiye bakılmalı şeklinde not almıştım. Değerlendirme kısmında her ay regl dönemlerini çok ağrılı yaşadığını da söyledi. İlerde bu konulara bakmak üzere ikimiz de gerekli notlarımızı aldık.

d) Seans sırasında babaanne ile karşılaştığı sahnede , kendisini ifade etmişti fakat onu affetmek istememişti. Bu tarz durumlarda danışanı asla karşısındaki kişiyi affetmeye zorlamadığımız için  o bölümü o şekilde kapatmıştık.

***

Derya Hn ile seanstan bir gün sonra konuştuğumuzda ” Seanstan sonra başımda ağırlık gibi hafif bir baş ağrısı oldu, uyuyunca geçti. Akşam hafif bir mide bulantısı da oldu. Diğer günlere nazaran dün gece daha çok kalktım ve her kalktığımda da yarım saat kadar oturdum. Önceki günler kadar çok su içmedim. Dünden beri su içmem azaldı, gece kalktığımda 1 bardak su içebildim. Ben bunun mide bulantım sebebiyle öyle olduğunu düşündüm. Bugün mide bulantım yok. Sabahtan beri çok su içmedim yine. Normalde gece kalktığımda 1 lt su içerdim, hep ağızda kuruluk olurdu. Şu anda ağzımda kuruluk yok.” dedi.

Seansımızın üzerinden 2 gün geçmişti. O gece yatağa yattığımda herzamanki gibi eklentiler için günlük temizlik ve korumamı yaptım ( bu yöntemi seans sonunda danışanlara da öğretiyorum ). Tam gözlerimi kapamış uyumak üzereyken bir anda gözümün önüne yaşlı, kısa boylu, tombul, beyaz tenli, başı kapalı ve çok kızgın ve çatık kaşlı bir teyzenin yüz ifadesi geldi. Tanımadığım birine ait bu yüz ifadesinin Derya Hn’la ilgisi olabileceği fikri de bu bir anlık görüntüye eşlik etti ama üzerinde fazla düşünmeden uyudum.

Ertesi gün öğle saatlerinde Derya Hn beni aradı. Gece biraz tedirgin uyuduğunu, birkaç kez uyandığını , bunların seansla bir ilgisinin olup olmadığını sordu. Ben de”  seanstan sonraki ilk 1-2 gün nadiren de olsa gece uyanmaları olabiliyor. Size öğrettiğim temizlik ve korunma yöntemini uygulayın. Endişe edilecek bir durum yok. Bu arada bana babaannenizin bir resmi varsa gönderebilir misiniz? ” dedim. Fotoğrafı gördüğümde gece uyumadan hemen önce gözümün önüne gelen kızgın teyzenin Derya Hn’ın babaannesi olduğunu anladım. Belli ki Derya Hn’ın babaannesi torunu tarafından affedilmek ve kabul edilmek istiyordu. Açıkçası böyle bir seans benim de başıma ilk defa geliyordu. Normal şartlarda seans öncesi ve sonrası hem mekanı hem de kendimi temizleyip enerjisel koruma altına alırım ve danışanla ilgili bu tarz bağlantılara asla girmem. Ama buradaki babaanne belli ki durumdan aşırı rahatsız olmuştu ve bana bir karelik de olsa görüntüsünü yansıtarak bu konuya tekrar bakmamızı rica istemişti.

Telefon görüşmemizden sonraki günlerde Derya hn daha rahattı.

Seanstan 1 hafta sonra konuştuğumuzda “İlk 3 günü yoğun yaşadım. Onun dışında mide bulantılarım çok azaldı ve geçti. Su içmem ise eskiye oranla azaldı. ” dedi. 7. günden itibaren tamamen normale dönmüştü.

Yıllık izni bitmek üzere olduğu için ve benim yaşadığım şehre çok uzak bir yerden geldiği için 2. seansı da o şehrine dönmeden yapmaya karar verdik. Birçok ilki bir arada barındıran ve benim için de enteresan bir deneyim olan bu seansların ikincisi ise yazının 2. bölümünün konusu.:)

 

(DEVAM EDECEK…)

NOT: Her yazımın altında çoğunlukla eklediğim özel “NOTLAR ” bölümü ikinci yazının altında topluca belirtilecektir.

Sevgilerimle…