SABRİ’NİN HİKAYESİ ( 2. Bölüm )

Standard

Birinci bölümde bahsettiğim şekilde bir rehberlik aldıktan sonra çalışmamıza başladığımızda, Rana Hn’ın baba sisteminden birşey taşıdığını farkettik . Burada enteresan bir şekilde konu Sabri isimleri üzerinden ilerledi. Rana Hn’ın kendinden önce doğup 3 yaşındayken ölen abisi Sabri’ydi ve aynı isim kendisine verilmişti. Baba sisteminden üst kuşaktan bir dedenin adı da Sabri’ydi.

Sabri Dede’nin babası savaş döneminde Arnavutluk’taki ilk eşi vefat ettikten sonra ilk göç ettiği Yunanistan’da evlenip çocuk sahibi olmuş, daha sonra onları terk ederek Bulgaristan’a göç etmişti. Bulgaristan’da tekrar evlenip çocuk sahibi olmuş, sonra onları da terk ederek Türkiye’ye göç etmişti. Sabri Dede böyle bir babanın Türkiye’de doğan ilk çocuğuydu. Sabri Dede’nin sisteminden gelen ağır etkileri içeren detaylı bir çalışma yaptık.

Çalışmadan bir gün sonra: ” Merhaba Eylül hanım , Dünkü çalışmada dedemin şeker hastalığı ve benim gece kalkıp yemem üzerine çözülmeler olmuştu. Dün gece ilk defa gece kalkıp tatlı yemedim .  “

Kendisine verdiğim cevapta, normalde bu kadar hızlı bir gelişme beklemediğimi ama güzel bir gelişme olduğunu, bunun sadece o güne has bir durum olup olmadığını anlamak için bir süre daha gözlemleyip bilgi vermesini rica ettim.

2 HAFTA SONRA: ” Yıllardır her gece uyanıp tatlı, çikolata yerdim. Bağlar Çalışması’ndan sonraki geceden bu yana hiç kalkıp tatlı yemedim.

8 AY SONRA: ( Vakanın yazım aşamasında sorduğumda )

” …. Hala geceleri kalkıp tatlı yemiyorum. Takıntılı düşüncelerim çok azaldı.

NOTLAR:

1-Bu çalışmada gördüğünüz gibi, biz aslında Rana Hn’ın yıllardır kalkıp geceleri tatlı, çikolatalı ürünler yediğini bilmiyorduk. Hayatının ilk 5 yılında adının Sabri Can olduğunu ve annesinin kendisine hala bu isimle hitap ettiğini de bilmiyorduk. Dolayısıyla bu konu başlığını seçerek bir araya gelmemiştik ancak sistem öylesine eş-zamanlılıklar yarattı ki, aslında bize ” siz bu konu için bir araya gelmediniz ama Sabri’ye dikkat edin ” dedi. Aldığımız sonuca göre yorum yaparsak; Rana hn şeker hastası değildi fakat her gece tatlıya saldırması ile Sabri Dede’nin şeker hastalığının sebepleri arasında bir bağlantı vardı .

SABRİ

2-Bağlar Çalışması’ndan sonra farkettim ki bizim bahçedeki kedi Sabri ile Rana Hn fiziksel olarak da benziyorlardı. İkisi de sarışın, aynı tonlarda yeşil gözlere sahipti. Kedi Sabri, diğer sokak kedilerine göre daha narin , güzel bir hayvandı ve havalar ilk soğuk yaptığında hastalanıp aksırıp tıksırmaya ve nefes almakta zorlanmaya başlayınca ona bir klube yapıp içine polar mont serdim. Neyse ki özel bakımla kendini toparladı. Bu vakayı yazarken notlarda görüp hatırladım ki Rana Hn da astım nedeniyle nefes alma problemi yaşayıp sprey kullanıyordu.

3- Rana Hn ile bir seans daha çalıştık. Orada konu başlığı farklı olup Sabri ile ilgisi olmadığı için muhtemelen burada yer almayacak. Bu vakanın yazılma nedeni; bazen seçtiğimiz konular dışında konular çıkabileceği ve eş-zamanlılık konusuna farklı bir örnek teşkil etmesiydi.

Vakayı yazmama izin verdiği ve taslak metinleri hızlı onayladığı için Rana Hn’a tekrar teşekkür ederim.🙏

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR BABA-KIZ HİKAYESİ ( 2.Bölüm )

Standard

b1.BAĞLAR ÇALIŞMASI:

İlk seansımızdan 1 ay sonra Suna Hn ilk defa Bağlar Çalışması’na katıldığında annesi ile bağlanma şekline çalıştık. Bu çalışma sırasında dikkatimi çeken nokta; annenin kendi köken ailesinde yaşanmış bir travmayı Suna Hn ile ilişkisinde tekrarlandığı idi.

2.BAĞLAR ÇALIŞMASI:

İlk Bağlar Çalışması’ndan 1 ay sonra katıldığı 2. Bağlar Çalışması’nda baba ile bağlanma şekline bakarak derin bir çalışma yaptık. Bu çalışma esnasında ise dikkatimi çeken konu:  Suna hn’ın babaannesinin çok yüksek sayıda ölen bebeğinin ardından hayatta kalan ilk çocuğunun Suna hn’ın babası olması; babaanne-dede arasındaki çatışmalı ilişki sebebiyle oğlunu evde partneri gibi konumlandığı idi.

 

12

 

2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 4 GÜN SONRA:

” ……………….Ondan önce de eklenti seansı yapmıştık, size ilk geldiğimde kilo veremiyor olmamdan rahatsız olduğumu belirtmiştim. Seanstan sonraki hafta diyetisyene başladım. İki ay oldu ve yaptığım diyete göre pek kilo veremedim. 2-2,5 kilo değişti. Ancak yeme ataklarım baya azaldı, yine oluyor ama eskiye göre daha kontrollüyüm.

Bir sonraki görüşmemizde diyabet hastalığı üzerine çalışmak istiyorum, Bağlar’a mı gelmemi önerirsiniz yoksa bireysel seans mı daha iyi olur? Ailemde şeker hastalığı pek yaygın değil çünkü.
Teşekkürler .  “
2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 3,5 AY SONRA:

” Eylül Hanım merhaba,

S81 Ay arayla katıldığım iki Bağlar Çalışması’nın üstünden 3-4 ay geçti ve geçen hafta 5 yıldır görüşmediğimiz babam benimle ve kardeşlerimle görüşmek istedi, ben gerildiğim için yüz yüze görüşmeye gitmedim ama kardeşim gitti. Bambaşka birisi ile karşılaştığını söyledi. Eskiden herşey için etrafındaki insanları suçlayan adam şimdi hatalarını kabul eden, bundan sonrasında telafi etmek için şans isteyen birine dönüşmüş. Herşeyi dramaya bağlayan sürekli ajitasyon yapan biriydi ama şimdi oldukça mantıklı konuşan, neşeli ve sahip olduğu şeyler için şükrettiğini söyleyen biri olmuş. Bunları kardeşimden başka biri söylese asla inanmam,abartıyor derdim. Henüz kendim görüşemediğim için onun bana anlattıklarını paylaşmak istedim sizinle. Benimle ve hatta hiç görmediği çocuğumla da görüşmek istedi ama ben cesaretimi toplayamadım henüz. Ayna karşısında onunla konuşmanın provasını yaparken bile sinirlerim boşalıyor ağlamaya başlıyorum. Onun karşısında da böyle güçsüz görünmek istemediğim için şimdilik erteliyorum.

Yardımlarınız için tekrar teşekkürler. “

 

**********

Kendisine cevabımda BAĞLAR ÇALIŞMASI’nın etkilerinin uzun vadede gösteren bir çalışma olduğunu, babası odaklı yaptığımız son çalışmadan babasının da şifa almış olmasına sevindiğimi, farklı gelişme olursa haberleşebileceğimizi belirttim.

S9

 

2. BAĞLAR ÇALIŞMASI’NDAN 5 AY SONRA:

” Merhaba Eylül Hanım,

S10.jpgYaklaşık iki aydır haftada bir, iki haftada bir gibi sıklıkla görüşüyoruz babamla. Bize karşı çok ilgili, torunu ile vakit geçirmekten çok mutlu gibi görünüyor. Onu görmeye geleceği zaman sevdiği abur cuburlardan alıyor. Bu başka dedeler için normal yada sıradan bişey gibi görünse de babamın eski hali için çok ütopik bir tavır. Hala gerçek olduğuna inanamıyorum bazen. İlk görüşmelerde çok gerilsem de ben de baya rahatladım, arada bir oğlumun fotoğraflarını göndermeye bile başladım.
Şimdilik aklıma sadece bunlar geliyor.
Tekrar teşekkür ederim desteğiniz için.
Sevgiler. “

 

 

Ş11

NOTLAR:

1-Bu vakayı çok merak edilen, sürekli sorular aldığım Bağlar Çalışması hakkında bir örnek olması açısından yazdım. Regresyon seansı bireysel çalışmadır, Bağlar Çalışması ise farklı tekniklerin kullanıldığı bir grup çalışmasıdır.

2-Hem anneden hem babadan alamadığımızda, hayatın ilerleyen aşamalarında  herhangi bir alanda sorun yaşamamız çoğu zaman kaçınılmaz oluyor. Suna Hn’ın yeme ataklarının azalması, az da olsa kilo vermeye başlaması ve bu konuda eskiye göre biraz daha iradeli olmaya başlamasının  bu çalışmanın bonus faydası olduğunu düşünüyorum.

Ancak yeme bozukluğu ile ilgili konuya ayrıca bireysel olarak bakmak gerekir. Nasıl ki vücudumuz bu kiloları bir günde almıyorsa, bütün bu kiloların da bir günde gitmesini bekleyemeyiz hele ki tıbbi bir soruna dayanıyorken. Bu tip durumlarda doktor kontrollü bir tedavi+diyet uygulanmasını tavsiye ederim. Benim yapabileceğim şey ise sadece sizi yemeye iten duygusal sebeplere çalışmak olabilir. Bu ise bir süreç gerektirir.

3-Bağlar Çalışması’ndan 3 ay sonra gibi bir sürede babasının bambaşka bir insan olarak hayatlarına müdahil olması, Bağlar Çalışması’nda sistemik çalıştığımız için diğer kişilerin de şifa alabilecekleri konusunda güzel bir örnek oluşturmuş. Bu sebeple bu vakayı Bağlar Çalışması açısından bir örnek olarak paylaşmak istedim.

Bağlar Çalışması; belli bir beklentiyle değil, beklentisiz ve açık bir kalple geldiğinizde, beklenmeyeni beklediğimiz bir çalışmadır…Bir keresinde iki kere regresyon deneyip eklenti dışında hiçbirşey yapamadığımız, trans sorunu yaşayan bir danışanın Bağlar Çalışması’na katıldıktan sonra 4 yıldır regl olmadığı halde bir ay sonra tekrardan sağlıklı bir şekilde regl olmaya başladığına şahit oldum. Çalışma konumuz bu değildi ama o günkü grupta dişilikle ilgili birşeyler çalışılmış olmalı ki böyle bir bonus fayda oldu.

Başka bir bonus fayda örneği; bir danışanın araba kullanma sorunu vardı ama çalışma konumuz bu değildi…Başka bir konusuna çalışırken karşımıza ebeveynini ve amcasını içeren bir araba kazası travması çıkınca o konuya çalıştık. Aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra hem kendisi hem de konudan hiç haberi olmayan kuzeni ( kazaya şahit olan amcanın çocuğu )  aynı anda araba kullanmaya başladılar. Onun öncesinde danışanın arabası olmasına rağmen yıllardır otoparkta bekliyordu ve bu çalıştığımız kaza kendisi hayattayken şahit olduğu bir kaza değildi.

Dolayısıyla, sadece kendi travmalarımız değil ebeveynlerimiz hatta bazen atalarımızın travmalarının da izlerini taşıyabiliyoruz. Bu sebeple ilk görüşmede detaylı bir ön görüşme yaptığım kişilerin ihtiyaçlarına göre bir yol haritası belirliyoruz. Bireysel çalışmanın yeterli olmadığı durumlarda ise Bağlar Çalışması’nı bir takviye aracı olarak kullanıyoruz.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ: “MİGREN”

Standard

m1

İsmine Ceren diyeceğim danışanım 20’li yaşlarının sonunda, oldukça alımlı, bekar ve çalışan bir kadındı. Yaz ortalarında seansa ilk kez geldiğinde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebi bölümüne ” ikili ilişkilerde tekrarlayan olaylar ” yazmıştı.

İki uzun ilişkisinde de terk edildikten kısa süre sonra erkek arkadaşları genelde ailelerinin buldukları biriyle evleniyorlardı. Üçüncü ilişkisi de tam ilk seansa geldiği gün basit bir mesajla bitmişti. Bu ilişkisinde evlilik düşünülüp konuşulurken erkek arkadaşının ebeveynlerinden birinin vefatı sebebiyle diğer evebeynini yalnız bırakmamak için onun bulunduğu şehre taşınmasıyla beraber ilişkileri çıkmaza girmişti. Ceren hn, erkek arkadaşının ebeveyninin yaşadığı küçük ilçede mesleğine devam edemeyeceği için evlenerek en azından o ilçenin bağlı bulunduğu büyük şehre taşınmayı kabul etmişti fakat erkek arkadaşı bu isteğini geri çevirerek ayrılmayı tercih etmişti.

Tüm ilişkilerinin ortak teması: Hiçbirinde ilişkiye severek başlamamasıydı. Bütün ilişkileri genellikle karşı tarafın yoğun ilgi-alakası ile başlıyor, bir süre sonra Ceren hn karşı tarafa kalbini açmaya başladığında nedense hep sorunlar başlıyor ve bir şekilde terkediliyordu.

Bu uzun ilişki yaşadığı kişilerden birine gerçekten aşık olmuştu ve hayatımda aşık olduğum tek ilişkim diye tanımlamıştı. Fakat bu kişi de Ceren Hn’ı maddi anlamda zayıf bularak ilişkiyi bitirmiş ve çok kısa bir süre sonra zengin bir ailenin kızıyla evlenmişti.

Anne ve babası o daha ilkokuldayken evleri ayırmışlardı. Babası başka bir kadına aşık olmuş ve hem annesini hem aşık olduğu kadını aynı anda idare etmeye kalkmıştı. Annesi bir süre durumu kabullense de bir müddet sonra işle ilgili parasal bazı nedenlerden dolayı hukuken de ayrılmışlardı. Babası bu arada eski sevgilisiyle beraber yaşamaya başlamıştı. Buna rağmen çocuklarını ziyaret etmek için her geldiğinde çocukların anneleriyle yaşadığı eski evlerinde kalıyor ve eskisi gibi hayatlarına her alanda müdahale ediyordu.

m4Ceren hn, sürekli tartışma ve kavgalarla geçen travmatik bir dönem olduğu için 8 yaşından öncesine ait hiçbir anıyı hatırlamıyordu. 8 yaşına dair hatırladığı tek anı  babasının annesine şiddet uyguladığı bir sahneydi.

Bu esnada kendisinin yoğun sinirsel baş ağrılarının olduğundan, stresli olduğu her an veya alkol aldığında başının ağrıdığından bahsetti. ( NOT: Bu esnada form üzerinde de, seans sırasındaki ön görüşme bölümünde de migreni olduğunu söylemeyi unutmuştu. Ben bunu ancak seanstan aylar sonra migreninin yok olduğunu söylemek için aradığında öğrenecektim. )

M10.jpgKendisiyle bir geçmiş hayat çalıştık. Bu geçmiş hayatında annesi fakir olduğu için babasını ezen ve onu terkedip pavyonda çalışmaya başlayan bir kadının pavyonda büyüttüğü kız çocuğuydu.

Ülke olarak Küba ve 60’lı yıllara yakın bir dönem olduğunu söylemişti. Daha sonra pavyona gelip giden bir İngilizle evleniyor ve ona bağımlı bir hayat sürüyordu.

m8Evliliklerinin üzerinden çok geçmeden bir gün eşiyle yatakta uyurlarken evlerine giren çok iri cüsseli bir adam önce eşini öldürüyor sonra da Ceren hn’a tecavüz ediyordu. Bu esnada kocasının yasadışı işlerle uğraştığını, uyuşturucu satıcısı olduğunu ve o iri cüsseli adamın bağlı bulunduğu grubun mallarını çaldığını tesadüfen öğreniyordu.

Tecavüz sahnesinden sonra iri cüsseli adamın arkasından üstüne atladığında ise adam tarafından itiliyor ve başını duvara çarparak kafa travması sebebiyle ölüyordu. Ölüm anında iken karnında minik bir bebeği olduğunu ve elini karnının üzerine koyarak öldüğünü farketti.

Bu hayatın izlerini beden terapi ile dönüştürdük. O esnada migreni olduğunu bilmiyordum ama baş ağrılarından bahsettiği için başına özel bir çalışma yaptık.

Seans sonunda rehberi ona ” Güçlü olmayı ve kendini korumayı abartma. Anın tadını çıkar. Başına gelen herşeyi affet..” dedi.

 

g2

 

1 Gün Sonra:

Merhaba Eylül Hnm;

Seanstan sonra baş dönmesi ve yorgunluk yaşadım.Seans esnasında karın bölgemdeki ağrı ara ara oldu.Başımın tepesinde ağrı değil ama değişik bir ağırlık vardı.Dinlenmek istiyorum devamlı.Ruh halimde ara ara çok neşeli ara ara çok durgunum.Devamlı bu hayatımda ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiler  “

 

14 Gün Sonra:

” İlk gün baş dönmesi yaşadım ardından 1 hafta boyunca baş ağrısı çektim çalışma yaptığımız yerde.Daha sonrasında baş ağrısı çekmedim.Rüyalar görmeye başladım,art arda bir sürü.Çalışmadan 3-4 gün sonra uyku ve uyanıklık arasında başımda iri birinin durduğunu hissettim eskiden çok korkmama rağmen o an korkmadım gözümü açtığımda kayboldu .Hergün eklenti çalışmasını yapıyorum ve beni daha dinç hissettiriyor.Düşüncelerim değişmeye başladı artık hayatın bir deneyim olduğunu düşünüyorum ve herşeye rağmen hayatın güzelliklerinin olduğunu biliyorum.Eskiden kızdığım insanlara kızmamaya başladım onların da bana öğretmek istedikleri vardı diyorum.Daha pozitif olmaya başladım.Bir sonraki seansımızı heyecanla bekliyorum. Sevgiler,saygılar...”

***

M2.jpgSeanstan yaklaşık 11 hafta sonra migreninin geçtiğini belirtmek için yazdığında bir migreni olduğundan haberdar olduğum için kendisine bunu ne zamandır, ne sıklıkla ve ne şekilde yaşadığını sordum.. Aldığım cevap:

***

Yaklaşık 7-8 yıl öncesinde başladı baş ağrılarım.Doktora gittim,strese bağlı olarak ve regl öncesi ve sonrası hormonların değişiminden dolayı migren atağı geçirdiğimi söyledi.Seanstan önce ayda 1-2 kere şiddetli baş ağrısı geçirirdim.Regl öncesi veya sonrası,üzüldüğümde,ağladığımda,strese girdiğimde yaşardım.Hastaneye gider iğne yaptırırdım.Baş ağrısıyla beraber mide bulantısı da yapardı.Seanstan sonra yaklaşık olarak bir hafta baş ağrısı yaşadım.*  Hergün şiddeti azalan bir ağrıydı.** Daha sonrasında 1-2 kere baş ağrısı yaşadım ama bunlar açlıktan ve susuzluktan olan sızı gibi hafif ağrılardı.Seans öncesindeki dönemde çok şiddetli geçiyordu.Özellikle üzüldüğümde ve ağladığımda acıdan kendimi hastaneye zor atardım.Seanstan sonra üzüldüğüm konular oldu, ağladığım zamanlar da oldu hiçbir şekilde şiddetli migren atağı geçirmedim. Sevgiler...”

 E8
Seanstan yaklaşık 5 ay sonra 2. Seans için biraraya geldiğimizde:
1-Bu hayatta aşık olduğum tek kişi dediği eski ilişkisinde kendisini maddi anlamda zayıf görüp zengin bir ailenin kızıyla mantık evliliği yapan eski erkek arkadaşı bir yerde karşılaştıktan sonra Ceren hn’ı arayıp ısrarla görüşmek istemiş, hayatında biri olup olmadığını, evlenme planı olup olmadığını sormuş. Ceren hn ise bir kere görüşüp yüzleşme yaşamış. Karşı taraf hem evliliğine devam etme hem de kendisi ile ara sıra görüşmek niyetinde olduğunu hissettirince içinde söylenmemiş hiçbir söz bırakmadan bu konuyu noktalamış ve kesin olarak HAYIR demişti.
2-Seanstan 15 gün sonra,  seansa geldiği gün ayrıldığı son erkek arkadaşı ona geri dönmüş ve tekrar denemişlerdi. Aynı sorun sebebiyle kısa sürede tekrar ayrılmışlardı. Bu sefer Ceren hn, evlenme planları yaparken aralarında anlaştıkları konuya uymadığı için ve aynı sebeple bittiği için kendini kandırılmış hissediyordu, erkek arkadaşına yoğun öfke duyuyordu ve artık ona sevgim kalmadı diyordu.
 v9
                                                                         
NOTLAR:
 1- BONUS FAYDA: Seanslarda çalışma konusu olarak seçmesek bile zaman zaman farklı alanlarda da iyileşmeler elde edilir. Bunları ancak seanslardan sonraki süreç içerisinde danışanın geri-bildirimleriyle gözlemleme şansımız olduğu için önceden kestiremediğimiz bu durumlarla ilgili sağlanan olumlu gelişmelere ” bonus fayda ” deriz.
2-*: Seanslardan sonra ilk 7-10 günlük döneme tamir fazı evresi deriz. Bu dönemde kimi danışanlarda hiçbir fiziksel semptom gelişmezken, kimi danışanlarda baş ağrısı, bağırsak hassasiyeti, yorgunluk, iştahta azalma veya artma, uyku ihtiyacı vb semptomlar oluşabilir. Bunlar vücudun iyileşmeye verdiği tepkilerdir.
3-**: Tamir fazında ortaya çıkabilecek semptomlar ilk gün yoğun olsa bile her geçen gün azalarak geçer ve kişi genelde 1 hafta içinde normale döner. Bu sürecin takip edilerek zamanında terapiste bilgi verilmesi önemlidir.
( Ceren Hn ile çalışmaya devam ediyoruz. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

BOL EKLENTİLİ BİR VAJİNİSMUS HİKAYESİ ( 2. Bölüm )

Standard

v4

Esra Hn ile ilk seansımızdan 107 gün yani 3,5 ay sonra 2. seans için bir araya gelebildik. Bu uzun arada neler olduğunu sorduğumda bana idrar yollarında ve sol göğsündeki iltihaplanma sorunundan ve idrar yolları için hala antibiyotik kullandığından* bahsetmişti.

İlk seansı daha önce okumadıysanız tıklayınız : BOL EKLENTİLİ BİR VAJİNİSMUS HİKAYESİ ( 1. Bölüm )

 

İKİNCİ SEANS

Konu: ” Cinsellikle ilgili blokaj ”

İlk seansa geldiğinde ön-görüşmemizi biraz daha uzun tuttuğumuz için Esra Hn’ın geçmişiyle ilgili notlarımda bu konuyla bağlantılı detaylar da vardı:

-İlk evliliğinde eşiyle vajinismus sebebiyle birlikte olamadıkları

-Sonradan 2 çocukları olduğu için ilk eşinin boşanmak istemediğini

-18 yıllık evlilikte maximum 10-20 kere birlikte olabildiklerini ama bunlarda da hiçbirşey hissetmediğini

-18 yıllık süre boyunca ilk eşin sürekli başka sevgilileri olduğunu ve artık son yıllarda eve çok az uğramaya başladığını

-Onca yıl boyunca sorunun kendisinde olduğunu sanarak evliliğini devam ettirdiğini ama en sonunda sorunun kendinden kaynaklanmadığını anladığı noktada ilk eşle anlaşarak boşandıklarını belirtmişti.

 

Bu ilk evlilikten sonra yaklaşık 2 yıl flört ettiği bir arkadaşıyla 2 evliliğini yapmıştı. Lakin evlilik için imza attıkları andan itibaren Esra Hn’da yine cinsel isteksizlik başlamıştı.Evlenmeden önce aralarındaki çekim konusunda hiçbir sorunları yoktu ama evlendikten sonra durumun bu hale gelmesi Esra Hn’ın dikkatini çekmişti.

Yaptığımız seans bir geçmiş hayat seansı şeklinde geçti fakat seansa başlamadan hemen evvel Esra Hn’ın daha önceki seansta çıkmayan bir eklentisi daha olduğu için önce ona çalışmak zorunda kaldık. Bu eklenti tanıdık bir enerjiydi ve 2 yıldır sırt bölgesinde taşıyordu. Sırtında , boynunda ağrılara,karaciğerinde problemlere ve mide bulantısına yol açan bir eklenti türüydü. Bu eklentiye çalıştıktan sonra geçmiş hayat izi şeklinde ortaya çıkan diğer semptomlara bakarak hikayesini keşfettik.

Çalıştığımız geçmiş hayatında manastırda yaşayan bir rahibeydi. Manastıra 3-4 günde bir gelip giden zengin bir misyoner olarak tarif ettiği adamla yaşadığı ilişkiden dolayı hamile kalıyordu. Hamileliği sonlandırmak için de sağ yumurtalığa yakın olan bölgeye doğru alttan bıçak saplıyordu. Bu olaydan sonra adam manastıra bir daha hiç gelmiyordu.

Bu geçmiş hayatı hem çocuğunu öldürdüğü için, hem de cinsellik yaşadığı için yoğun suçluluk duygularıyla geçiyordu. Konuyu 2 rahibe dışında kimse bilmiyordu..ve o hayatının her günü birbirinin aynı olacak şekilde erkeklerle hiç görüşmeden, sadece affedilmek içinTanrı’ya dua ederek geçiyordu.

Bu geçmiş hayatın tüm olumsuz etkilerini dönüştürdükten sonra seansı noktaladık.

 

E8

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 2 gün sonra gönderdiği emailde:

Eylül hanim iyi aksamlar,
3 gündür göz kapaklarimin üstünde agirlik var gibi. Fiziksel olarak yorgunlugum yok fakat hicbirsey de yapasim yok. Isten geri kalan saatlerde uyukluyorum. Iki aksamdir cok rüya gordum ama sabahleyin hatirlayamadim hicbirini. Bence önemlilerdi.
Bunun disinda önemli bir gelisme oldu dün uzun zamandir ilk kez benim istegimle gunduz vakti esimle birlikte olduk. O  verdiğiniz  ( seans içinde aldığım rehberlikle yapmasını istediğim küçük bir çalışma )  çalışmayı yapiyorum ve mucizevi bir etkisi var. Güzel gecti, isteksizligim hic mi hic yoktu.
Bizim icin cok iyi ve mutluluk verici.

Bugün de olumsuz duygular icindeydim. Normalde üstünde bile durmayacagim esimin ailesi ile ilgili konularda fazla agresiftim. Butun gün bu konulari gecmis gelecek sardim durdum. Düşüncelerimi zaptedemez bir durumdayim.
Tamir fazi doneminde oldugumu bu tarz duygularin olabilecegini kendime telkin edip durdum.Iki günüm böyle gecti Eylül Hanimcim. Önümüzdeki günlerde daha güzel degisimler olacagina inancim var. Teşekkür ediyor iyi geceler diliyorum.
Sevgiler.”

Seanstan 6 gün sonra gönderdiği emailde:

Iyi geceler Eylül Hanim,
Seansin Üzerinden 6 gun gecti. 2. Gunde size geri bildirimde bulunmustum. Daha sonraki bugune kadarki surecte fiziksel olarak kendimi daha iyi hissediyorum. Yorgunlugum gecti. Ruyalarim devam ediyor. Cok ilginc olmasina ragmen pek hatirlayamadim. Dun sabaha karsi sarışın masmavi gözlü bir bebegim oldugunu gordugum ruyayi hatirliyorum sadece.

Cinsellikle olan süreçte regl oldugum icin biraz kesintide.  Bununla ilgili yine geri bildirimlerde bulunacagim.
Bu konuyla ilgili yine bir mucize oldu. Kucuklugumden beri adet sancisi cekiyorum ve bazen hastanelik olacak noktaya gelen agrilarim oluyor. Bu ayki regl sürecinde agri cekmedim. ** Bu  regresyon calismasinda arindigim tüm noktalarin beni ozellikle kadinlik, cinsellik noktasinda bir iyileşme kaydedecek seviyeye getirdigini düşünüyorum. Teşekkür ediyorum tekrardan.
Sevgiler.  “

2 hafta sonra:

Merhaba Eylül hanim,
Bugun seansin uzerinden 14 gun gecti. Reglimden sonra bir akrabamızın rahatsizligi dolayısıyla …Y..( farklı şehir )’e gecmek zorunda kaldim. Eşim dün geldi. Aksam birlikte olduk. Yine herhangi bir sıkıntı yasamadim. Oldukca istekliydim. Akrabamızın evinde oldugumuz icin bile bir tedirginlik yasamadim. Normalde baskasinin evinde eşimle birlikte olmazdim acikcasi.😊
Teşekkür ediyorum.
Sevgiler. “

1 Ay sonra :

Merhaba Eylül Hnm,
Çok yoğun bir dönem yasiyoruz. Akrabamız agir hasta ve ayrıca oğlunun düğünü  var yarin.  Biz hala Y( farklı şehir )’deyiz. Size bildirdigimden baska 2 kez daha birlikte olduk. Hic bir isteksizlik olmadi. Yani herşey gayet yolunda.

O söylediğiniz çalışmayı da aksamlari yapiyorum özellikle birlikte olacagimiz zaman öncesinde yaptigimda çok etkili oluyor. Gündüzleri de aklima geldiginde  yapmaya calistim.
Çok teşekkür ederim.
Iyi geceler.

Esra Hn’ın bu konuda bir sorunu kalmadığını görünce artık geri-bildirimde bulunmasına gerek olmadığını belirtim.

v9

NOTLAR:

1-* : Esra Hn ile ilk seansımız eklenti seansı şeklinde geçtikten sonra benimle asıl çalışmaya niyet ettiği konuyla ilgili 2. kere görüşmek istemesine rağmen o arada sağlık sorunları yaşaması tesadüfen değil demiştim. Bir kez şifalanmaya niyet ettiğiniz zaman eğer bu niyetiniz içtense, bedeninizde uyur vaziyette olan ve belki de ilerde size daha ciddi sorunlar yaşatabilecek olan bazı sağlık sorunlarınızı uyandırabilirsiniz. Bedenimizin de bir hafızası var..ve buradaki örnekte gördüğünüz gibi, Esra Hn’ın bu hayatında evlilik gündeme geldiğinde anneliği temsil eden sol göğsünün iltihaplanması, ve o hayatta bıçak saplamak zorunda kaldığı idrar yolları bölgesinin de iltihaplanması ve bütün bunların tam da seansa gelmeden önce ortaya çıkarak şifalanmaya başlaması şaşırtıcı değil.

2-** : Regl ağrıları, dişilikle ilgili bir konu olduğu için, o bölgede yapılan bir çalışmadan sonra terapi notlarımızda olmamasına ve terapi hedefimiz olmamasına rağmen, Esra Hn hayatı boyunca çektiği regl ağrılarından da kurtulmuş oldu. Bunun örneklerine daha önce defalarca rastladım..Hatta BONUS FAYDA olarak adlandırdığım bu durumla ilgili daha önce bir vaka yazmıştım: BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ

3- Cinsellikle ilgili bir sorununuz olduğu zaman ilk etapta bir doktora ve cinsel terapi konusunda uzmanlaşmış bir profesyonele gitmenizi tavsiye ederim. Eğer sorununuz fiziksel veya psikolojik nedenlere bağlı değil ise ve mevcut durumunuz uygulanan terapilerle değişmiyorsa, ancak o aşamada bir regresyon terapistine başvurmayı düşünmelisiniz. Buradaki vakada ve aldığım her vakada, kişinin daha önce doktora gitmiş olmasına özen gösteririm. O yüzden her vakada belirttiğim üzere, burada da genelleme yapmamanızı ve sorununuzun kaynağını illa ki bir geçmiş hayatta aramamanızı rica edeceğim.

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR BONUS FAYDA HİKAYESİ

Standard

b1

İsmine Meltem hn diyeceğim danışanım erken 40’larında, başından kısa süreli bir evlilik geçmiş ve boşanmış ama bu evliliği sırasında ve sonrasında hep ailesiyle birlikte yaşamış bir kadın. Bana ilk geldiğinde kendisiyle ” değersizlik duygusu ” üzerine çalışmıştık. O seanstan sonra ciddi oranda şifalanma olduğu için 2. seansımızda kendisinin isteği üzerine ilişkiler temalı çalıştık.

2. seansımızda konuyu, şu anda tekrarlayan ilişki problemleriyle bağlantılı blokajlarına bakmak olarak seçerek komutumu verdiğim anda Meltem Hn direkt olarak bu hayatının ana karnındaki bir andan giriş yaptı. Söylediğine göre bu sahnede 3 günlük bir cenindi. Orada olmak istemiyordu ama tutunmak zorundayım diyordu.

b3Başka bir sahnede yine ana karnında ve 1,5 aylıktı. Babası çalışmadığı için annesinin babasına pek güven duymadığını ve bebeği aldırmak istediğini algıladı. Babası sürekli olarak bir işe giriyor ama kısa sürede çıkıyordu. Anne de çalışıyordu ve eğer hamilelik devam ederse işten ayrılması gerekeceği için bebeğini aldırmayı düşünüyordu. Bu sahnede teyzesinin annesini ikna ettiğini ve aldırmasını engellediğini farketti ve ufak çaplı bir katarsis yaşadı.

Başka bir sahnede yine ana karnındaydı ama bu sefer 5-6 aylıktı. Bulunduğu yere ait olamama duygusu yoğundu ve “Benim burda ne işim var? Niye kimse benimle iletişim kurmuyor?” şeklinde düşünüyordu

b4Doğum anına geçtiğimizde doğmak istemediğini ve direndiğini söyledi. Bu hayattaki doğumunu sorduğumda 2 güne yayılan uzun ve sancılı bir doğumla dünyaya geldiğini annesinden teyit etmişti.

Doğumdan sonra babasıyla ilk karşılaştığı anda gergindi ve babası onu eline aldığında elleriyle havada tutmasından rahatsız oluyordu.

 

b61 yaşında olduğu başka bir sahnede annesi ile babaannesi arasında geçen bir konuşma sonrasında babası ortama girip duyduklarını yanlış anlayınca önce annesine vuruyor sonra da Meltem Hn’ı alarak bir akrabasına götürüyordu. Anne ise o sahnede karlar üzerinde yalın ayak bir vaziyette arkalarından koşuyor ama yetişemiyordu.  Meltem Hn bu sahnede olanlara anlam veremiyor, çok korkmuş ve koparılmış hissediyordu.

Babasının kendisini götürdüğü akrabası hem babasını hem de bebeğini istemediği için bir adam tarafından tekrar alınarak annesine geri götürülüyordu.

Souvenir Shopping Grand Bazaar

 

3,5 yaşında olduğu başka bir sahnede annesiyle pazar yerinde kaybolma hikayesi vardı.

8-9 yaşında olduğu başka bir anda ise kardeşinin doğduğu gün yaşadıklarını keşfettik.

 

Tüm bu sahneleri tek tek dönüştürürken bir-iki şeyden şüphelendiğim için kendisine özel bir komut ve telkin verdim. Ve bazı yerlerde birkaç kere tekrarlattım.

Kardeşinin doğduğu gün hissettiği duyguları da dönüştürdük.

Babasına olan kızgınlığı azalsa da seans sonunda hala varlığını koruyordu. Bu tip durumlarda danışanı asla affetmeye zorlamayız. İlerde bakmak üzere gerekli notlarımı alarak seansı noktaladım.

Seans bitiminde ben de hava almak ve diğer randevum öncesinde biraz volta atmak için dışarı çıkınca Meltem Hn’ı almaya gelen annesi ve kızkardeşi ile karşılaştık. Kızkardeşi de seans almayı düşündüğü için ayaküstü 5 dk konuştuk.

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Seanstan 1 gün sonra Meltem Hn ile haberleştiğimizde: ” Eylül Hanım merhaba .Yaklaşık son 20 dk’dır yoğun bir baş ağrısı ve kalp çarpıntısı mevcut, ve bütün gün göğsümde bası hissi yaşıyorum ve dünden bu tarafa boğazımda sanki bir kitle var gibi yapışıp kalmış hissi ve sürekli yutkunma isteği mevcut …Bütün gün yapmam gereken işlere rağmen hiç bir iş yapma gücü bulamadım kendimde ve bilemiyorum seansımızla ilgisi var mıdır seans öncesi aşırı derecede son iki gündür gergindim ve midemde bir yumru hissi vardı ve durduk yere sağ üst çenede ki dişlerimin dibinde aşırı bir kanama mevcut oldu birden bire aniden (ben bu durumu birikmiş öfke ile ilişkilendirdim ama sizin yorumunuz ne olur bilemiyorum)…Yine sürekli uyku hali mevcuttu hatta gece geç yatan birisi olarak dün erkenden yataktaydım ama daha önce ki seans sonrasında da yaşadığım gibi bir direnç mevcuttu yine ,çünkü vücudum uyku istiyor ama beynim istemsiz direnç gösterip bedenimi uyanık tutmak istiyordu sonra sizin verdiğiniz temizleme işlemini yapınca biraz daha rahatladım…Ve dün annemden bana hamileyken babamın annemin karnını okşarken  HAKAN diye sevmesinden bahsetti , düşünün niyetini entegre etme halini ve daha dünyaya gelmeden bir adım bile varmış ! Aslında ne kadar önemli ve çok hassas bir süreç daha anne karnındaki bir bebeğe kendi niyetimizi ve bilinçaltımızı yansıtma hallerimiz…Benden şimdilik bu kadar Eylül Hanım..Size sevgilerimi gönderiyorum. ”

***
b8Seanstan 10 gün sonra emailleştiğimizde: ” Eylül Hanım yeniden merhaba. Size benim için asıl önemli olan gelişmeyi aktarmayı unuttuğumu fark ettim…Yaptığımız ana karnı regresyon seansının etkisinden midir bilemiyorum ama ben bu ayki regl sürecimi hiç olmadığım kadar rahat bir şekilde geçirdim hatta geçiriyorum…Şöyle ki ; normalde ben regllerimi oldum olası hep aşırı derecede sancılı geçiririm,ağrı kesiciyi artık leblebi gibi alırım , yoğun kanamam olur hatta zaman zaman el ayak tırnaklarım dudaklarım morarır yedi gün sürer ve maalesef benim her ay hayatımın 7 günü iptal olur ve ilk 3 gün bildiğiniz yatak döşek pozisyonunda olurum, hatta regl olmadan önceki günlerde de eklem ağrılarım göğüs ağrılarım ve çeşitli rutin sıkıntılarım olur. Ama bu sefer ki regl dönemim hatta öncesinde o bilindik belirtiler ve sıkıntıları yaşamadım, hatta sabah yataktan çok ciddi sancılarla uyanırdım ama bu sefer hiç anlamadım bile tuvalette iç çamaşırımda leke görünce şok oldum , ” ben bu şekilde olmazdım” dedim kendi kendime ve sancım çok hafif, o da sadece ilk gün oldu ama ağrı kesici alacak boyutta bir sancı değildi, artmasını bekledim artınca alırım diye düşündüm ama hiç gerek olmadı şükürler olsun …Ve ben günlük normal aktivelerimi çok rahat bir şekilde gerçekleştirdim hatta dışarıda olan işlerimi bile hallettim ve çok yoğun kanamam olmadı…Ve kendimi çok hafif hissettim…Umarım sayenizde şifalanmışımdır ve bu durum bundan sonra hep böyle geçer inşallah..Sevgilerimle…

 ***
Benim Meltem Hn’a verdiğim cevapta: “Merhaba Meltem hn.  …..  En önemli bilgiyi neredeyse söylemeyi atlayacakmışsınız. Ailede olan bitenlerden daha önemli bir geri-bildirim bu çünkü seansın bazı bölümlerinde dişilikle ilgili özel bir çalışma yapmıştım. Dişiliği reddetmek (size anne karnındayken Hakan diye hitap edilmesi bile dişiliği reddetmek için başlı başına bir sebep ) , regl ağrılarına yol açabilir. Siz bu konuda şifa almışsınız gibi görünüyor çünkü ağrının azalması da bir şifadır. Umarım tamamen geçer ve ilerdeki aylarda da böyle rahat geçirirsiniz…… …… Sizin adınıza sevindim.. …………………Tamir fazında olan hafif ağrı-sızılar ve ağlamalar normal.  Asıl değişimi zamanla daha iyi anlarsınız. ” dedim.
 ***

13. gün aldığım email: ” Merhaba Eylül Hanım.Size geçen gün yazmıştım geri bildirim olarak regl konusunda …Şimdi size bir iki ufak bilgi vermek istiyorum son durumumla alakalı. Daha önce nasıl regl olduğumdan bahsetmiştim size tüm bunlara ek olarak ise ; normalde çok sancılı bir şekilde başlıyan reglim pis koyu kahverengi şeklinde başlardı ama bu sefer ki reglim daha öncede belirttiğim gibi hiç sancısız ve gayet açık renkte temiz bir kan rengi ile başlamıştı ve dediğim gibi dolu dolu yoğun kanamalı 7 gün sürerdi ama ilginçtir ki bu sefer 4 gün sürdü ve 5. gün gayet azalmış yine temiz kan rengi ile bitti ( ki normalde de 8.güne sarkan o pis koyukahverengi akıntı şeklinde biterdi)….İnanırmısınız ben hala şaşkınım ….Ilk 9 yaşında babamdan yediğim dayak sonrası (anlatmıştım nasıl olduğunu) ilk reglmi olmuş ve o günden bugüne hep sancılarla bir ömür geçirmiş doktorların bile çözüm bulamadığı sadece ilaç verip gönderdiği ,kısa süren vajinismus tedavisinde bile psikologun bile çözüm bulamadığı artık kaderim dediğim regl sancılarımın bu şekilde son bulmuş olması inanın beni hem şaşırttı hem çok mutlu etti …Umuyorum önümüzde ki aylarda da hep böyle geçer …Sanırım dişiliğimle barışmanın ve yeniden keşfetmenin bir emaresi bu durum….Size çok teşekkür ediyorum Eylül Hanım. Sevgilerimle…

 

Bu yazışmalardan sonra Meltem Hn’dan reglini gözlemlemesini, 30 küsür yıldır gerçekleşen haliyle farklarını not almasını hatta buna iyileşti diyebilmemiz için bir sonraki regl tarihinde olanları da not almasını rica ettim. Bunu rica ettiğim sırada öğrendim ki ;

b9-aralarında 7-8 yaş bulunan kız kardeşi de yıllardır aynı sorundan müzdaripmiş

-bizim seans tarihimizden sonraki hafta ilk olarak kızkardeşi regl olmuş ve hayatında ilk defa ağrısız geçirince bu duruma çok şaşırdığı için ablasıyla yani Meltem Hn ile paylaşmış

-ilk etapta bu durumu seansla ilişkilendiremedikleri için bana söylemeyi düşünememişler

Açıkçası benim de ilk defa başıma böyle bir hadise gelse ben olsam ben de hemen seansla ilişkilendiremezdim. Bu durum ancak Meltem Hn ilk reglini kardeşinden sonra yaşayıp aynı şekilde kendisi de ağrısız-sızısız atlatınca dikkat çekti. O yüzden kardeşinin bir sonraki reglinde olanları da gözlemleyip ikisini birlikte yazmalarını rica ettim.

SONUÇ: Biri 28-29 yıldır , diğeri 30 küsür yıldır regl olan ve ayda 7 günü iptal bir şekilde yaşayan, ağrı kesicileri bonibon gibi yutan bu iki kızkardeşin regl ağrıları ( adet sancıları ) tamamen geçti.

 

NOTLAR:

b111-İlişki sorunları ile ilgili ilk çalışmamızda danışanın ana karnından başlaması manidar. O dönemi keşfederken söylediği birkaç şeyden şüphelenmem ve bana ilk geldiğinde doldurduğu form üzerinde geçmişinde “vajinismus” tedavisi gördüğünü belirtmesinden dolayı seans içinde dişilikle ilgili çok kısa bir çalışma yaptım. Bu çalışma anne-babasını da içeriyordu. Hatta babaanneyi bile içeren kısa bir bölümü vardı. Dolayısı ile bu kadar kısa sürede sonucunu anlayabileceğimiz birşeyler olmasını beklemiyordum çünkü danışanlarımın regllerini nasıl geçirdiklerini normal şartlarda bilmem.)) Bilmediğim bu detay dişilikle ilgili çalışmanın işe yaradığı konusunda bize somut bir gösterge oldu. Tahmin ediyorum ki bu şifalanma enerjisi aile sisteminde de bir akış başlattı ve kız kardeş de bu şifalanmadan nasibini aldı. Yoksa bunun başka bir açıklamasını bulamıyorum. O yüzden bu vakayı yazmadan önce paylaştığım yazılarımda bilimsel bakış açısı bu örneği açıklamada yetersiz kalıyor demiştim.

Yalnız burada önemli bir nokta var ki zaten seans içinde size de aktarmıştım. Meltem Hn’ın kız kardeşi de bu konulara ilgili ve meraklıydı. Hatta seansımız bittiğinde kısa süreli de olsa ayaküstü tanışmış ve kendisinin de seans alma isteğini öğrenmiştim. Hal böyleyken,daha seansa girmeden şifalanan ilk danışanım olma ünvanını kendisine veriyor ve şifaya olan açıklığından dolayı da tebrik ediyorum.

2-Bu seans sırasında ne danışan ne ben kendisinin henüz annesinin karnındayken babası tarafından ” Hakan ” diye sevildiğini bilmiyorduk. Ancak çalışma bittikten sonraki dönem içinde annesi ile detayları paylaştığında annesi ona bu bilgiyi verdi.

Düşünün ki Türkiye’de ne çok kız çocuğunun başına gelmiştir bu ve benzeri örnekler. Bu kadar basit bir detay 40 küsür yaşındaki bir kadının 30 yılının her ayında 1 haftasını ağrılı-sızılı geçirmesine sebep olabiliyor.

b133-Meltem Hn’ın bana anlattığı başka bir detay daha vardı. Kendisi 9 yaşındayken küçük bir yaramazlık yaptığı için babası ona çok kızıyor, odasına götürüp orda poposunu açarak terlikle vuruyordu. O terliği yedikten 5-10 dk sonra Meltem Hn ‘ın ilk regli başlıyordu. Bu konuyu geçmişte gittiği psikologla paylaştığında psikologu babasının kendisine yaptığı şeyin aslında tacize gireceğini söylemesi üzerine Meltem Hn daha da yıkılıyordu. Zaten travmatik olan bir konu duyduğu kelimeyle daha da travmatikleşiyordu. İlerleyen süreçte de vajinismus tedavisinde fayda görmediğini düşünerek terapileri yarım bırakıyordu.

Bu vajinismus konusu ayrı bir konu ama Meltem Hn hakkında biraz daha detaylı bilginiz olması açısından paylaşıyorum. Yoksa kendisi ile buradaki çalışma konumuz kesinlikle vajinismus değil.

4-Geçen ay Meltem Hn ile 3. seansımızı da yaptık. Orada bu sefer taciz konusunu çalıştık. Erkek ismiyle sevilen bir bebekken ilerde bir de defalarca tacize uğradığını düşünün…Böyle bir kız çocuğunb14un ilerde sağlıklı bir kadın-erkek ilişkisi kurmasını bekleyebilir misiniz?  O da kuramamış hatta evlendiği zaman bile kocasıyla ailesinin yanında yaşamış ve işler yürümemiş. Kötü bir deneyim ve kısa süren evlilikten sonra Meltem Hn şu anda ailesiyle yaşamaya devam ediyor. Bu da ilerleyen aşamada kendisiyle bağımlılık çalışacağımızın sinyallerini veriyor. Yalnız burada eklemek istediğim önemli bir nokta daha var ki tüm bu olanlar karmik bir düzenin parçası, yani başımıza gelenlerle ilgili kurban moda bağlamak yerine Meltem Hn kendi inisiyatifini ele alarak bu konularını dönüştürmek için elinden geleni yapıyor. Günlerini evde oturup kendine acıyarak veya kaderi suçlayarak geçirmiyor.

 

b15Karma kısmen dönüştürülebilir ama ancak biz buna istekli ve hazırsak..gerekli yüzleşmeleri yapma cesaretine sahipsek. Hiçbir şey öyle sanıldığı gibi çok kolay olmuyor. Yani evinizden çıkıp manikür-pedikür yaptırmaya gider gibi bana gelirseniz ( bu değişimi size terapistin tek başına yapacağını sanırsanız ) bu iş olmuyor. Kısacası danışanın mutlak işbirliği gerekiyor.

 

5- Noktalama işaretleri ve imla kurallarında hatalar olduğunu biliyorum fakat danışanın emaillerinde özellikle düzeltme yapmadım. Orijinaline yakın bıraktım. Sadece biraz sansür uyguladım..)  Benim yazımda da sayıların yazıyla yazılması gerektiğini biliyorum. Ama sayı olarak yazınca daha dikkat çektiği ve yazının okunmasını kolaylaştırdığı için şimdilik bu şekilde yazıyorum.

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

EGONUN DİRENCİ-2

Standard

Yazının birinci bölümünde, Derya Hn ile yaptığımız ilk seanstan bahsetmiştim. Derya Hn seansa 12 saat süren bir yol katederek gelmişti ve rahat çalışabilmemiz için yıllık iznine denk getirmişti. Bu sebeple ikinci seansımızı da ilk seanstan sonraki tamir fazı süresi biter bitmez yapmaya karar verdik.

İkinci seansı yapmamız için birçok neden vardı:

1-İlişkilerde bağımlılık teması olan durumlarda min 2-3 seans çalışılması gerektiği için

2-İlk seansı yaptıktan bir gün sonraki gece gözümün önüne gelen yaşlı ve kızgın teyze görüntüsünü daha sonra fotoğrafla teyit ettiğimizde bu kişinin Derya Hn’ın affetmek istemediği babaannesinin çıkması: Danışan henüz çocukken kaybedilen babaannenin durumdan rahatsız olduğunu ve onunla danışan arasındaki ilişkiye özel olarak bakmamızda fayda olduğunu hissettirdi. (NOT: Bu durum ilk defa bir seanstan sonraki tamir fazı sürecinde kendiliğinden oluştu. Duru-görü veya duru-biliş özelliklerinin regresyon terapisi ile herhangi bir ilgisi yoktur. Regresyon terapi eğitimi içerisinde böyle bir yöntem öğretilmez ve kullanılmaz. Terapi yöntemi hakkında yanlış anlaşılma veya herhangi bir beklenti oluşmaması için bu detayı özellikle belirtmek istiyorum.  )

3-İlk seans öncesi yaptığımız ön görüşmeye dayanarak aldığımız notlar ve yaptığımız listede, Derya Hn’ın birden fazla sorunu vardı. Bir dahaki bir araya gelişimiz aylar sonra yine bir izin döneminde olabileceği için 1 hafta arayla 2 seans yapmaya karar vermiştik.

İlk seans üzerinden 8 gün geçtikten sonra 2. seansımız için tekrar buluştuk. Derya Hn o aradaki 1 haftalık sürede doktora giderek kan testini yaptırmıştı. Sonuçlar normal çıkmıştı. Aşırı derecede su içme konusu seanstan sonra azalmıştı ve hala o şekilde devam ediyordu. Elimizde seans öncesinde yapılan herhangi bir test sonucu olmadığı için karşılaştırma yapabileceğimiz herhangi başka bir belge yoktu ama bildiğiniz gibi, ilk seansı yaptığımızda böyle bir amacımız da yoktu. Eğer diabet amaçlı bir seans yapmış olsaydık, o zaman kendisinden daha önceki döneme ait bir test sonucunun kopyasını talep edecektim. Sonuç itibariyle, bu 1 haftalık süre içinde Derya Hn diabet hastası olmadığını öğrenmiş oldu.

Bir araya gelince, 2. seansımızın konusunu belirlemek üzere konuşmaya başladık. Derya Hn, kendisinde geçmişten gelen ve ilişki yaşamasına engel olabilecek herhangi bir eklenti olup olmadığından emin olmak istiyordu. İkinci önceliği ise, aidiyet sorunuydı. Tüm hayatı boyunca hep bir yere ait hissetmeme sorunu yaşamıştı. Ergenlik dönemindeyken ailesi güneydeki büyük bir şehre taşındığında o şehre ait hissedememişti. Yıllar sonra, D. Anadolu’daki doğup büyüdüğü şehre tayin istediğinde oraya da ait hissedememişti. Küçükken kendisini ailesine bile yabancı gibi hissediyordu ve ” sanki bu aileye ait değilim” diyordu. Evlilik yaptığı ilk gün de ” Ben bu evliliğe ait değilim, bu eve ait değilim..” demişti. Oldukça önemli bir sorundu ve sorduğum birkaç soruya daha onaylar şekilde cevap verince bende mutlaka bakılması gereken bir dünya dışı etki olabileceğine dair şüphe uyandırdı.

Derya Hn’ın içi rahat etsin diye önce eklenti taraması yaparak seansın akışını ona göre belirlemeye karar verdik. Eğer ciddi boyutta bir eklenti sorunu yoksa , seansımızın ana teması aidiyet hissedememe sorunu olacaktı.

Seans süremizi çok etkin kullanmak istediğim için ön görüşmeyi oldukça kısa tuttuk. Babaanne konusunu 2. seansa taşımamak için o bölüme öngörüşme süremiz içinde başka bir psikoterapi yöntemi ile baktık. Sonuçta 5-10 dk içerisinde babaanne ile torun arasında bağlantı kuruldu ve müthiş bir sevgi enerjisi açığa çıktı. Babaannenin tek derdi torunu tarafından yok sayılmaktı. Bu yoksayılma sorunu giderilince, babaanne torununu dişil enerji yönünden de desteklemeye başladı.

2. SEANS:

Yaptığımız eklenti taramasında Derya Hn’da herhangi bir eklentiye rastlamadık. Seansımızın akışını aidiyet hissedememenin kaynağına bakacak şekilde yönlendirdik. Bu noktada, yine beni çok şaşırtan ama aynı zamanda sevindiren bir gelişme oldu. İlk seansta şimdiki hayat travmalarına bakarken bile transa geçmekte zorlanan ve daha çalışmanın başında, dini inancı gereği geçmiş yaşamlara pek inanmadığını söyleyen Derya Hn, bana dünya dışı olarak kategorize edebileceğim bir hikaye anlatmaya başladı.

map

Verdiği tüm detaylar, ” LEMURYA DÖNEMİ ” olarak bilinen bir dönemi çağrıştırıyorduysa da seans boyunca kendisine bu bilgiyi vermedim.

Daha ilk gittiği sahnede yoğun bir yalnızlık, şaşkınlık duygusu hakimdi ve bunu bana tarif ederken ” ne yapacağımı bilmiyorum..aptal aptal çevreme bakınıyorum…aidiyet duygum yok ..” demişti. Bu hayatta yine aniden terkettiği bir sevgili teması, kaybolmuşluk ve pişmanlık duygusu vardı. Lakin çok istese de özür dileme, affedilmek için çaba harcama dürtüleri yoktu. Kendisini aşırı gururlu ve hatasını zor kabul eden biri olarak tarif ediyordu. Bu dönemden taşıdığı olumsuz etkileri şu andaki hayatında bayağı yoğun olarak yaşıyor ve aşağıdaki konularda kendisini olumsuz etkilediğini söylüyordu:

 

-ifade problemi

-özür dileyememe

-aşırı gurur

-sürekli arayış içinde olma

-aidiyet hissetmeme

b

 

Bu hayattan kalan ve hala taşıdığı olumsuz etkileri dönüştürdük ve şifalandırdık. Bu bölümde geleceğiyle ilgili öğrendiği bir detay üzerine gülümsedi ve ” artık umudum var ” dedi.

 

Rehberini algıladığı bölümde rehberinin başını okşadığını ve ” güvendesin ” dediğini söyledi. Bugün için sana herhangi bir tavsiyesi var mı diye sorduğumda ise ” geri döneceksin ” dediğini söyledi.

 

Çalışmamız bittiğinde seansla ilgili değerlendirme yaparken kendisine, bahsettiği dönemin ” Lemurya Dönemi ” olarak bilinen bir döneme benzediğini ve eğer merak ediyorsa bu dönemi araştırabileceğini, hatta bu ismi içeren bir kitap olduğunu da söyledim. Kitabı hemen alıp okumaya başlayacağını söyledi.

a

 

Ertesi gün haberleştiğimizde kitabı almış ve okumaya başlamıştı. Kendi deneyimine benzer bilgiler içerdiği için mutluydu.

 

 

 

Seanstan 2-3 gün sonra D.Anadolu’daki yaşadığı şehre dönerek iş başı yapacaktı. O yüzden geçen sene kaybettiği annesinin Akdeniz Bölgesindeki büyük bir şehirde bulunan mezarını ziyaret edeceğini söyledi. Bu ziyaretinde ilk defa çok hüzünlendiğini ve ilk defa D.Anadolu’daki yaşadığı şehre dönmek istemediğini belirtti. Mezarlığa olan ziyaretinden sonra hüzünlenince mide bulantısı yine başlamıştı. Kendisi, hayatı boyunca duygularını yoksayarak yaşadığı için belli ki bedeni onunla bu şekilde temas kurmaya çalışıyordu. Yola çıkacağı zaman yazıştığımızda, ilk defa ailesini geride bırakmak istemediğini ve yaşadığı şehre istemeye istemeye gideceğini söyledi. Olay her ne kadar üzücü gibi görünse de ben duruma aidiyet konusu olarak baktığımda aslında sonuç sevindiriciydi ve bu kadar kısa sürede etkisini göstermesi ise şifaya ne kadar açık olduğunu gösteriyordu. Annesi, kardeşi ve babası ile bağ kurulmuştu. Sorunlardan kaçarak uzaklaşma ve bu yüzden şehir değiştirme eğilimi de şifalanmaya başlamış olacaktı ki ilk defa istemeyerek ayrılmıştı ailesinin yaşadığı evden ve şehirden.

 

Seanstan 1 hafta sonra haberleştiğimizde, son günlerini biraz yorgun ve depresif geçirdiğini söyledi. İşini çok severek yapmadığını, çok kalabalık ve stresli bir ortamda çalıştığı için fiziksel olarak yorulduğunu belirtti. Ben de kendisine ilk seanstan bu yana çok kısa süre geçmesine rağmen ciddi yol katettiğini, ailesiyle ve yaşadığı şehirle bağlantı kurmaya başladığını söyledim. Ayrıca şu anda ailesinden uzakta, yalnız yaşadığı şehirdeki işi için şükran duyması ve bu dönemi kendini şifalandırma ve hayat yolunda nasıl ilerlemek istediğini belirleme dönemi olarak görebileceğini söyledim. Bu işi ve bu tayini kendisi istemişti. Dolayısıyla hayattaki seçimleri konusunda sorumluluk alması gerektiğini ve isterse zamanla yine bir tayinle ailesinin bulunduğu şehre dönmeyi seçebileceğini belirttim. Bana verdiği bir cevapta: ” …Evet haklisiniz iş konusunda. Her ne kadar memnun olmasam da kimseye muhtaç olmadan kendi parami kazanip hayatimi sürdürebildiğim icin şükrediyorum sürekli. ” dedi. İlk seanstan sonra normal düzeylere inen su içme oranının devam edip etmediğini sorduğumda ” Su içme isteğim eskisine oranla azaldi . Artık geceleri kalktığımda 1 lt değil, 1 bardak içiyorum. Eskiden çok su içsem de suya doyamazdım ama artık 1-2 bardak içince yeterli oluyor” dedi.

 

c

 

İkinci seansımızdan sonra olan herhangi başka bir farklılık var mı diye sorduğumda ise ” Eskiden saç derimde çok şiddetli kaşintilarim oluyordu. Nedenini bulamiyordum, temiz veya kirli hic farketmeden saçım sürekli kaşınıyordu .Onda da azalma oldu…..” dedi.

 

 

dSeanstan bir ay sonra haberleştiğimizde, hayatında ilk defa bir spor merkezine yazılarak spora başladığını ve enerjisini spora yönlendirdiğini söyledi. Bu kararı beni oldukça memnun etti çünkü düzenli spor yapması fiziksel bedeninin daha sağlıklı olmasını, fiziksel bedenin daha sağlıklı olması ise zihinsel ve ruhsal olarak daha sağlıklı olmasını sağlayacaktı.

 

Kendisi ile halen arada emailleşiyoruz. Bu vesile ile daha önceden bilmediğim ama bilmem gereken önemli bir detayı da gecikmeli de olsa öğrenmiş oldum. Derya Hn geçmişte yaptığı 2 yıllık evliliğindeki eski eşinin geçmişte boşandıklarından sonraki süreçte onu çok kıskandığını, hayatını kısıtlamaya çalıştığını, uzak bir şehre tayin istemesinde eski eşinin de etkili olduğunu söyledi. Şu anda böyle bir rahatsızlık olmadığını ama ilk taşındığında arkasından gelerek kendisini ziyaret ettiğini söyledi. Bunun üzerine kendisine  eğer ortada tamamlanmamış bir ilişki var ise, hayatına yeni bir ilişki çekmesine engel teşkil edeceğini, öncelikle geçmiş ilişkilerin kapısının sevgiyle kapatılması gerektiğini, sadece bu konunun bile son yıllarda yaşadığı ilişki probleminin nedeni olabileceğini söyledim. Bu yüzden ilerde bir araya geldiğimizde bakmak üzere, eski eşi ile olan ilişkisini de not ettik.

Derya Hn ile olan çalışmamıza ilerde devam edeceğiz. Dilerim hayatında güzel haberlerini paylaşacağım gelişmeler olur ve yine bir vaka konusu olarak hikayesini sizlerle paylaşırım.

 

 

NOTLAR:

1-Egonun Direnci 1 ve 2 olarak paylaştığım bu vakanın amacı, sizlere direnç gösteren egonun nelere yol açabileceğini göstermek. Hayatımızda önemli değişim-dönüşüm dönemlerinde hepimizin maruz kaldığı bir durum olmasına rağmen çoğumuz o anda bize engel çıkaran şeyin, değişimi ölüm gibi algılayan ve direnen egomuz olduğunu bilmeyiz. O yüzden tam da seansa gelmeye karar verdiğimizde:

-önemli bir işimiz çıkar

-erteleyemeyeceğimiz bir toplantı çıkar

-seansa az zaman kala hastalanırız

-sadece 2-3 saatliğine bile olsa çocukları bırakacak birini bulamayız

-nedense o ay paramız erken biter ve başka bir zamana erteleriz

-seansla ilgili hiçbir fikrimiz olmamasına rağmen karar verdikten sonra korkmaya başlarız, “acaba” lar başlar

-o gün saati veya yolu şaşırabiliriz

-sorunu bir şekilde erteleriz.

Bunları sağlayan şeyin egomuz olduğunu bilirsek ve sağlam bir irade gösterirsek, sorunlarımızı dönüştürmek yolunda adımlar atabiliriz.

2-Bu vaka örneğini paylaşmamın başka önemli bir sebebi, bu vakadaki danışanımın dini inancı gereği geçmiş yaşamlara inanmaması ama regresyonun sadece geçmiş yaşamlardan ibaret olmadığını öğrendiğinde bu çalışmaya katılmak istemesiydi. Ayrıca aşırı analitik bir bakış açısı olduğu için herşeye şüpheyle yaklaşan, şimdiki hayat anılarını keşfederken bile zorlanan ve transa geçemediğini sanmasına karşın , dünya dışı diye genel bir tabir kullandığım  ” Lemurya Dönemi” nde geçen hikayeyi anlatırken gayet akıcı bir şekilde gülümseyerek anlatmasıydı. Bu çalışmalara katılmanız için illa ki geçmiş yaşamlara inanmanız gerekmediğini gösteren güzel bir örnek olduğu için paylaştım.

Bu bloga ilk başladığımda, toplumun her kesimi tarafından kolaylıkla anlaşılmayacağını düşündüğüm vakalara ve özellikle ” dünya dışı etki ” ismiyle kısaca geçiştirdiğim örneklere çok fazla yer vermemeyi düşünüyordum. Fakat son zamanlarda bu örneklere o kadar artan düzeyde rastlıyorum ki, bu kadar fazla sayıda ve farklı dünya görüşündeki insanların hepsi benzer hikayeleri uyduruyor olamazlar diye düşünüyorum. Buradaki örnekte belirttiğim Derya Hn, dini sohbetlere katılan oldukça inançlı genç bir bayan ve inancı gereği reenkarnasyona inanmıyor. Ama seansı deneyecek kadar önyargısızdı. Özellikle onu seçmemin nedeni, şifalanmanız için birşeylere körü körüne bağlanmamız gerekmediğini göstermekti. Seansta anlattığınız hikayeyi zihniniz uyduruyor gibi algılasanız bile, bu hiç önemli değil. Benim önemsediğim tek şey, bu seanstan sonra danışanın şifaya ne kadar açık olduğu ve ne oranda şifalandığı.

 

3-BONUS FAYDALAR: Seanslarda sıklıkla farkettiğim bir konuyu bu örnekte rahatlıkla gözlemlemeniz mümkün. Mesela ilk seansta danışan ilişki yaşayamama gibi bir sorunla gelmişti. Ama yaptığımız seanstan sonra ağız kuruluğu, aşırı su içme gibi bazı fiziksel sorunları da şifalandı. Bunun sebeplerine dair burada detaya girmeyeceğim çünkü çok uzun sürer.

Kişinin babaannesi ile kopuk olan bağlantısını gidermek de hedefimiz değildi ama o kısım da bonus bir fayda oldu. Atalarla olan bağlarımız da oldukça önemli bir konu olup bizim bugün yaşadığımız herhangi bir sorunumuzda etkili olabiliyorlar.

İkinci seansımızda amacımız aidiyet hissedememenin kaynağına bakmaktı. Ama bonus fayda olarak danışanın daha önce öngörüşmede belirtmediği alerjilerinde şifalanma oldu.  Duygularını ifade etmesinde iyileşme oldu. Aile bağlarında iyileşme oldu. Fiziksel bedeninde enerji artışı oldu.

O yüzden seanslardan sonraki dönemlere dikkat etmek gerekiyor. Çalışma konumuzla bağlantısı yok gibi görünen öyle değişimler ve gelişmeler olabilir ki bunları “bonus faydalar” olarak değerlendirmek gerekir. O yüzden danışanlara bu noktada büyük görev düşüyor çünkü bir danışanın farkındalığı ne kadar yüksekse değişimi ancak o kadar farkedebiliyor. Malesef danışan kendindeki değişimin farkında olmazsa ve bana geri-bildirimde bulunmazsa, benim bu değişimleri bilme ve takip etme şansım olmuyor.

4- SON DAKİKA GELİŞMESİ: Bu yazıyı 28 Şubat 2015 gecesi tamamlamıştım fakat kontrol ve son düzenlemeler için bugüne yani 1 Mart 2015’e bırakmıştım. Tam yazıyı son kez okuyup düzenlemeye oturmuştum ki Derya Hn’dan bir email geldi.

İlk seansımızın ön görüşmesinde bahsettiği, bir yıldır kendisiyle birlikte olmak için her türlü çabayı sarf eden ama tam da Derya Hn duygularından emin olup evet dediği noktada arazi olduğunu söylediği kişi 2. seansımızdan 1 gün sonra tekrar ortaya çıkmıştı. Bu sefer Derya Hn, duygu-düşüncelerini ilk defa açıkça belirtmeyi seçmişti ve kişi yine türlü bahanelerle ondan uzaklaşmıştı.

Bu olaylar olurken benim konuyla ilgili herhangi bir bilgim yoktu. Lakin geçtiğimiz haftaiçinde öğrendiğimde Derya Hn’a ilk seanstan sonra söylediğim ” eril-dişil” konusuna ve eski ilişkilerinin- evliliğinin sonlanma şekline bakmamız gerektiğini tekrar hatırlattım. Benim olayı algılayış şeklim, Derya Hn’ın bana anlattıklarından farklıydı. O yüzden geçtiğimiz hafta içinde haberleştiğimizde ve bu kişinin kendisinden yine uzaklaştığını öğrendiğimde ” Belki de karşı tarafa güven vermeyen senin davranışların ve iletişim şeklindir ” demiştim.

Bugün gelen emailde, Derya Hn bahsi geçen kişinin dün gece kendisini aradığını ve konuşma sırasında kendisine  “bana güven vermiyorsun, hareketlerinle beni itiyorsun, evlenirsem beni boşarsın, ama seni de seviyorum ve bırakmak istemiyorum ”  dediğini,  daha önce birçok konuşmaları olduğunu ama böyle bir cümleyi ilk defa kurduğunu söyledi. O yüzden Derya Hn çok şaşırmıştı ve bu gelişmeyi benle paylaşmak istemişti. Emailinin sonunda ise şöyle diyordu:

“…....iki taraflı yoğun duygu var ama ilişki en fazla bir hafta düzgün gidiyor, sonrası hep çatışmayla geçiyor. Anlayacağınız ne seninle ne sensiz türü bir iliski durumumuz var ve ben bütün ilişkilerimde bunu yaşıyorum. Ama bu sefer bunu çözmek istiyorum. Onunla olur veya olmaz ama ben kendimi düzeltmek istiyorum.”

Derya Hn’ın geldiği nokta ve kurduğu son cümle benim için çok anlamlı. Kişileri takıntı haline getirmek yerine, kendi içimize bakabilme yürekliliğini gösterdiğimizde ilişkilerimizde şifalanma kaçınılmaz olacaktır.

 

Sevgilerimle…