MESLEKİ ÖZGÜVEN PROBLEMİ HAKKINDA BİR VAKA ( 2. Bölüm )

Standard

A1İlk seanstan 16 gün sonra Açelya Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan önce aldığım geri-bildirimleri ve farkındalıkları aşağıdaki gibi:

1-Seanstan sonraki ilk hafta Türkiye’de olmamla daha huzurlu ve bağımsız hisettim. X ‘de ( Avrupa’da bir ülke ) iken erkek arkadaşım üzerinden bir hayat yaşadığımı ve bunun beni içten içe rahatsız ettiğini farkettim.

2-Benim bu son 7 senem çalışmamam üzerine kurulu. Kendi ayaklarım üzerinde duramama konusu 7 senedir var. Ondan önceki zamanlarda kendi ayaklarım üzerinde durduğumu düşünüyordum ama öyle değilmiş.

A5Örneğin: Sigara ve içki vardı, 2012’de bıraktım. Erkek arkadaşıma karşı kişi bağımlılığım vardı. Ondan ayrıldığımda ise bir kız arkadaşıma bağlanmıştım. Herşeyimi ona anlatıyordum, bir kişiye yükleniyordum. Karşı taraf da sonunda kaçıyordu. Yakın 2 kız arkadaşım da aynı şekilde davrandı. En başta beni çok sevdikleri için kompanse ediyorlardı ama 5 sene sonra artık telefonumu açmamaya ya da bana daha az zaman ayırmaya başlıyorlardı. Normal olarak kendi erkek arkadaşlarına vakit ayırmak istiyorlardı. Ben de kinlenip ” Görür o benim erkek arkadaşım olunca ” diyordum.

3-Hayatımda birçok şeyi ( yeme-içmesel olarak ) şak diye kesebiliyorum. Mesela süt ürünleri gibi…pat diye kesebiliyorum. Ama benim için bir kişiyi bırakmak çok zor. Bence şu andaki ilişkimin ………..( Erkek arkadaşı da danışanım olduğu için burada sansür uyguladım )………………….         ……………….. Erkek arkadaşım çok çalışıyor ve bana az vakit ayırıyor. Uzun süre hiç birbirimize dokunmadığımız oluyor…haliyle ben de artık birşeyleri talep etmeyi bıraktım.

 

A6

4-Bütün ikili ilişkilerim hep ayrılma üzerine kurulu. İlişki bir ayını doldurunca hep ayrılmak istiyorum. Karşı taraf evet de dese, hayır da dese sürekli inişli-çıkışlı oluyor. Hep ayrılıp, 1 hafta içinde barışarak devam ediyorduk. Bu sorun benden kaynaklanıyor.

 

 

 

seans

 

Daha seansa başlamadan evvel yatağa uzandığında eklenti olduğuna dair bedensel duyarlılıklar hissettiği için biraz bekledim. İlk seansta olduğu gibi tekrar bedeninde dalgalanmalar olur gibi titremeler olunca bu sefer seansa eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 2-3 Senedir kendisinde bulunan, yalnızlık duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Etkileri: Yalnızlık korkusuna ve panik duygusuna yol açmıştı. Tembellik ve ağırlık yaratmıştı. ( Çok bilgi alamadığımı not ederek bir sonraki eklentisine geçmişim. )

 

2.EKLENTİ: Suçluluk duygusu ile çektiği, 15 yıldır kendisine bulunan bir eklentiydi.

Etkileri: Ayaklarının altının sürekli soğuk olmasına sebep olmuştu.

 

3.EKLENTİ: Yalnızlık duygusu ile çektiği 3 adet eklentiydi ve hepsi birbiri ile bağlantılı bir konuyu içeriyordu.

Etkileri: Öfke ve inatçılığa sebep olmuşlardı. Hareket kabiliyetinin olmamasına, tembelliğe ve kendi deyimiyle hımbıllığa yol açmışlardı. Dışlanmışlık duygusuna; ilkokul 1’den üniversite bire kadar süren şişmanlığa sebep olmuşlardı. Okulda konsantrasyon sorununa, zihinsel dağınıklığa sebep olarak dolaylı yoldan başarısız olmasına katkıda bulunmuşlardı. Ayrıca ellerinde karıncalanmaya ve kollarında güçsüzlüğe yol açmışlardı.

 

A74.EKLENTİ: 11 Yaşında yatılı okula gittiği dönemde yalnızlık duygusuyla çektiği 30’un üzerinde olduğunu belirttiği gezinen enerjilerdi.

Etkileri: 3. Eklenti bölümünde belirtilen etkilerle benzer etkilere yol açmışlardı. Ayrıca seansta bedenindeki istemsiz hareketlere de sebep olmuşlardı.

11 Yaşındaki dönemi içeren bir çalışma yaptıktan sonra tüm eklentileri göndererek seansı noktaladık.

Kendime aldığım özel notlarda:

-Eklenti çekme sebeplerine çalışırken bilgi almakta zorlandım. Söylediğinden daha yüksek sayıda eklentisi olduğunu ve trans geçişi olumsuz etkilediklerini düşünüyorum.

-Yalnızlık duygusunun kaynağına çalışılmalı.

-Bundan sonraki süreçte BAĞLAR Çalışması ile ilerlemekte fayda var çünkü en büyük sorun anne ile bağlanma. Bağlar ile daha hızlı ilerlenebilir.

g2

 

1.GÜN:

Dün ve bu sabah çok üzgündüm. İçimden erkek arkadaşımla kavga edip durdum hatta gece kabusluydu. Ve çok ama çok sıcaktı. butun pencereleri actım ancak bir kaç kere uyanmam gerekti kesinlikle deliksiz uyumadım ve sabah 7.30’da uyandım yinede. Dünkü gece ve sabah ilk saatlerdeki hissim daha çok içimde bir boşluk oluşmuş gibi bir histi.

Sevgiler  ”

 

7.GÜN:

Günaydın,

İlk 3 gün çokça yoğundu, ilişkilerin abc’sini okurken her sayfada deli gibi ağladım neredeyse. İçimdeki yaraları görmek topluca çok fazla geldi sanırım. Bir de seansta yaptığımız anne olma kavramı ve duygusal olarak kendimi kitlemiş olma halim tekrar tekrar yaşadığım birşey oldu. Bu iki konu içimi dağladı tekrar tekrar. Anne olmayı niye kabul edemediğimi anlamaya çalıştım. Son günler daha enerjik daha anlayışı yüksek geçti. İnsanlarla ( sokakta tanımadıklarım, bi anlığına gördüğüm ) aramda olan bağı sezdim bu çok özel ve muhteşem bir histi. Kitabı zihnim daha da açılarak okumaya devam ediyorum ağlamak şu anda saçma geliyor mesela:)

Sevgiler  ”

 

 

Açelya hn, bu 2.seanstan yaklaşık 11 gün sonra yapılacak olan Bağlar Çalışması’na katılarak orada da 2 seans almaya karar verdi. ( Yurtdışından gelen danışanlar çok sık Türkiye’ye gelemedikleri için gelmişken en az 2 seans olacak şekilde vakit ayırmalarını tavsiye ediyorum.)

Bağlar Çalışması ile ilgili bölüm vaka yazısının 3. bölümünde yer alacaktır.

 

( Devam edecek….)

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

KİLO ALMA-VERME DENGESİZLİĞİ ÜZERİNE BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

F1

İsmine Fulya diyeceğim danışanla temmuz 2019’da ilk defa bir araya geldiğimizde doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne ” kilo alıp vermemin dengesizliği ” yazmıştı.

40 yaşlarının başlarında olan Fulya hn evli, çocuklu, çalışan bir kadındı ve yurtdışında yaşıyordu.

Kilo alıp verme konusunda verdiği örnekler arasında:

-2-3 ayda 10 kg verip, 7 kg’sunu geri almak

-5 Sene önce 3 ay içinde 17 kg verip, 1 sene içinde 19 kg olarak geri almak vardı.

Diğer 2 kardeşi oldukça ince olmalarına rağmen Fulya hn küçüklükten beri hep toplu bir çocuk olduğu için ilk diyetini ailesinin baskısıyla henüz ilkokulda iken uygulamak zorunda kalmıştı.

Baba tarafındaki kadınların hepsinin 100 kg’nun üzerinde olduğunu, bu durumun babasının şişman kadın sevmeyerek kg takıntısı geliştirmesine sebep olabileceğinden bahsetti.

Detaylı yaptığımız ön görüşmeden sonra kısa eklenti temizliği ile başladığımız seansın henüz başındayken eklenti algıladığı için seansımıza eklenti temizliği ile başladık.

1.EKLENTİ: 7 Yıldır kendisinde bulunan, 2012 yılında on yıllık küslükten sonra babası ile ilk konuşmaya başladığı yıl kendisine, suçluluk duygusu ile çektiği bir eklentiydi.

Şu anki eşiyle evlenmek istediğinde ailesi özellikle de babası evliliğe karşı çıkmıştı. Fulya hn 4 yıl boyunca belki babası ikna olur diye beklemişti ama babasının kararı değişmemişti. Bu sebeple ailesinin onayı olmayan bir evlilik yaparak yurtdışına yerleşmişti. Bu süreçte babası 2012 yılına kadar kızıyla görüşmeyi reddetmişti.

Bu sebeple 2012’de gelen eklentisi, babasına karşı susması yönünde bir etki yaratmak için gelmişti.

F2Etkileri: Hayır diyememesine ve sürekli insanları kırdığını düşünmesine sebep olmuştu. Kabızlık, yorgunluk, ağırlık, sanki depresyondaymış gibi sürekli uyumasına ve yemek yemesine sebep olmuştu. Ayrıca sol göz civarı migren gibi şiddetli ağrılar yaratmıştı.

Eklentisini gönderdikten sonra babasına öfke konusuna giriş yaparak seansı noktaladık.

 

Bu seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda:

-Bağlar Çalışması ile ilerlenmeli. 3 Ayrı bölgeden göç eden ataları var.

-Halaların hepsi kilolu. Kg sebepleri araştırılmalı.

-Baba çok katı. Baba temalı çalışılmalı.

yazmışım.

 

g2

 

1.GÜN SONRA:

Günaydın Eylül Hanım,

Dünkü seanstan sonra birşeyler yeyip eve gittim. Gece yatana kadar korkunç bir şekilde bir baş ağrım vardı. Hatta sol tarafım daha şiddetliydi. Kızlar gözümün küçüldüğünü söylediler.
Şu anda iyiyim . Birazdan yola çıkıcaz. “

9. GÜN:

” Günaydın Eylül Hanım,

Bu güne kadar kendimi çok iyi hissettim. Hiçbir sorun yok. Sadece dün çok başım döndü ve kendimi halsiz hissettim. Dün babamla beraberdik acaba ondan mı diye düşündüm?
Bu arada babamla da çok çok iyiyiz. Sanırım bu durumun kendi de farkında, o da çok mutlu. Haftaya çarşamba dönüyorum. Ama 3.10–18.10 tarihleri arası tatilim. Eğer bu arada herhangi bir bağlar çalışması denk gelirse büyük ihtimal gelebilirim.
Size iyi çalışmalar diliyorum. “

1 AY SONRA:

Merhaba Eylül Hanım,
Şu ana kadarki durumumdan çok mutluyum. Daha aktif, neşeli ve dinç hissediyorum kendimi. Seans sonrası konuşmuştuk bağlar çalışması için, ekimde gelebileceğimi söylemiştim. 01.10 tarihine bilet aldım. Bir-iki haftalığına İstanbula geliyorum. O süre zarfında herhangi bir randevu olanağı var mı acaba?
Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
Sevgiler

                                                **********************

Kendisine verdiğim cevapta, sık sık gelemeyeceği için Bağlar Çalışması’na katılması halinde gelmişken 2 seans almasını önerdim. O da önerimi kabul etti ve bir sonraki çalışmamızı farklı teknikler kullandığım grup çalışması olan BAĞLAR ÇALIŞMASI’na katılacak şekilde organize ettik.

( …………………devam edecek )

NOTLAR Bölümü, 3. bölüm yazısının sonunda yer alacaktır. Bu yazının son düzenleme işleri bitmek üzereyken fonda çalan şarkının bu vakaya cuk oturduğunu hissettiğim için şarkıyı sizlerle de paylaşıyorum. Sözlere dikkat…

ŞARKICININ ŞARKISI

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

BABALAR VE KIZLARI ( 2. Bölüm )

Standard

I3

İlk seans ve aynı hafta yaptığımız Bağlar Çalışması’ndan 1 yıl sonra ağustos 2019’da Işıl Hn’dan yeni bir randevu talebi aldım. Aradan uzun zaman geçtiği için yeni bir çalışma konusu olup olmadığını sordum. Seçtiği konuya göre bireysel seans veya grup çalışması önerebileceğim için ne konuda çalışmak istediğini sorduğumda aşağıdaki gibi yanıtladı:

” Eylül hanım çalışmak istediğim konular şu şekilde;

  1. Ben hayatımda nerdeyse 3 yılda bir her şeyin yolunda olduğu bir arkadaş grubumdan bi anda dışlanma gibi bir durum yaşıyorum. Ben ve benim yanımda olan bir iki insan, benim haklı olduğumu düşünse de ben hiç bir zaman haklılığımı ispatlayamıyorum ve o insanları hayatımdan çıkarıyorum. Şehir değişiyor, insanlar değişiyor, sebep değişiyor ama senaryo hep aynı. Bu döngüyü kırmak istiyorum.
  2. Bir diğer durum ise duygusal boyutta görüştüğüm konuştuğum erkekler sanki beni mutlu etmek için hayatıma girmiyor da bende beklenti oluşturup o beklentiyi yerine getirmeyip beni kırmak için hayatıma giriyorlar. Ben hep kendimi görüşelim konuşalım diye çabalarken buluyorum ve karşımdaki insanların başına bir şekilde bi durum geliyor, bir aksilik çıkıyor, o oluyor bu oluyor ve o şey gerçekleşmiyor. Erkeklere karşı çocuk gibi beklentiye girmekten onların bir şeyleri ayarlamasını çözmesini ve yanıma gelmesini beklemekten çok sıkıldım. Bunun babamla ilgili olduğu kanaatindeyim, benim çocukluğum babamın parası olsun da beni görmeye gelsin diye beklemekle geçti, 5 yaşındayken babam yanıma gelsin diye bilet parası biriktirmişliğim var, bir süre sonra babamın bahanelerini gerçekçi bulmamaya başladım ve güvenim sarsıldı. Şu anki ilişkilerimde de aynı durumu sürekli yaşıyorum bu yaram sürekli kanatılırken buluyorum kendimi. “

 

Yazdığı her 2 sorunun da babasıyla ilgili olduğunu düşündüğüm için o anda email atarak 1 gün sonra Bağlar Çalışması olduğunu ve yazdığı konu başlıklarına çok daha uygun olabileceğini söyledim. Işıl Hn anında kabul etti ve hızlıca organize ettik.

Bu arada, Işıl Hn’dan bir yıldır herhangi bir geri-bildirim almamış olduğum için o arada neler olduğunu bilmiyordum. Bu sebeple çalışmaya gelmeden önce , son 1 yıl içindeki  sadece önemli gelişme ve değişiklikler varsa yazmasını rica ettim.

Bunun üzerine aldığım uzun ve detaylı email:

Eylül Hanım Merhaba,

I1

Öncelikle ben size ilk regresyon seansı öncesi ilişkimden biraz bahsetmek istiyorum.
2014 yılının Mart ayında başlayan bir ilişkim vardı. Partnerim hem ekonomik açıdan iki yakası bi araya gelmeyen, ne kadar çabalasa da para kazanamayan ya da kazandığını elde tutmayı başaramayan bu konuda bahtsız bir insandı. Ben de ilişkide hem ebeveyn hem sevgili olmuştum, birlikte yaşıyor gibiydik ve neredeyse tüm yaşam gereksinimlerimizi ben karşılıyordum, geliri kendi harçlığımdan sağlıyordum, eve geldiğinde yesin diye yemek yapıyordum, çamaşırlarını yıkıyordum. Bu 3 yıl içerisinde gerçekten hiç karakterimde olmayan bir insana dönüşmüştüm, üstelik bunu mutlu olmamama rağmen istemsiz söylene söylene yapmaya devam ediyordum. İletişim dinamiğinde ise ben onu sürekli yönlendirmeye çalışıyordum hayatını düzenlemeye çalışıyordum kendimce ve o da yanımda olmadığı zamanlarda beni resmen unutuyordu ve bu yüzden de sürekli kavga ediyorduk, bir kısır döngü gibiydi fakat tüm bunlara rağmen o süreçte çok sevdiğimi hayatımın aşkı olduğunu düşünüyordum bunların hiçbirini yaşarken göremiyordum.

2018’in Temmuz ayında sizinle ilk defa regresyon seansı yapmıştık ve birkaç gün sonra ise babamla ilgili problemlerimden ötürü bağlar çalışmasına katılmıştım. (Bununla ilgili detaylar sizde mevcut olduğundan ayrıntıya girmiyorum dilerseniz yazabilirim.)

SEANSLAR SONRASI DEĞİŞİMLER: ( Temmuz 2018  bireysel seans+ Bağlar Çalışması )

1- Bu seanslardan sonra Ağustos sonu Eylül başı gibi ilişkim konusunda ciddi bir aydınlanma yaşadım ve açıkçası bu değişimin seanstan bu kadar kısa süre sonra olduğunu şu an yazarken farkediyorum. O süreçte bir kaç aylığına farklı şehirlerdeydik. Partnerime ve bu ilişkiye muhtaç olmadığımı, bu ilişkinin beni ne kadar mutsuz ettiğini ve onsuz daha güzel bir hayat sürdürebileceğimi farkettim. Gözümdeki perde kalktı desem gerçekten abartmış olmam. Onun gün içinde bana yazmıyor beni aramıyor olması daha önceden bana kafayı yedirip çılgına döndürüyordu ve bunu her yaşadığımda kavga ediyordum, bağırıp çağırıp sinir krizi geçiriyordum. Bunun yerine rahat bir şekilde kendi hayatımla ilgilenmeye başladım. Bunu takıntı haline getirme durumum ortadan kalktı, ona karşı olan öfkem dindi. Yıllarca takıntı yapıp kendimi yıprattığım olayları önemsememeyi başarabilir hale geldim. Eylül sonunda ise ilişkimi suçlamadan, konuşarak rahat bir şekilde bitirebildim. Görünmez zincirlerimi farkedip onlardan kurtulmuşum gibi rahatladım. Bu ilişkimi bitirmemle alakalı değildi, ben ruhsal olarak özgürleşmiştim. Daha önce farkedemediğim şeyleri farketmeye başladıkça zaten hayatımda rolünü tamamlayan insanlar hayatımdan kolaylıkla bana acı çektirmeden çıktı.

I92- İlişkiden bağımsız olarak yaşadığım değişim dönüşümden biraz bahsedecek olursam; her konuda sinirlenen, en ufak şeye bağırıp çağırıp azar atan halim aydan aya azalmaya başladı. Özellikle Ekim-Kasım ayından sonra, öncesinde her gün birileriyle kavga eden ben çok daha sakin, dingin bir insana dönüşmeye başlamıştım bunu gerçekten hissediyordum. Eskiden iki güne bir, haftada iki gibi bir oranla neredeyse herkesle kavga edebilme potansiyeline sahiptim; artık bu şekilde tartışmaları çok nadir yaşıyorum ve eskisi gibi abartı tepkiler vermiyorum.

3- Bir şeyleri kontrol etme, başkalarının hayatlarına müdahale etme, düzene koyma gibi huylarımda ciddi azalmalar meydana geldi ve bunun değişmesi beni çok hafifletti. Artık kendi hayatımı umursayıp kendi mutluluğum, kendi isteklerim için kararlar almaya başladım. 2015’ten itibaren dönüştüğüm o anaç karakterden eser kalmadı tekrar kendi yaşıma döndüm diyebilirim.

4- Babamla iletişimimiz bana göre farkedilir şekilde değişti. Bu konuyla ilgili değişimi 2019 Mayıs- Haziran aylarında gözlemledim. Eskiden babamı hiç aramazdım aklıma gelse de aramak istemezdim o aradığında ise gerilirdim, konuşmak istemezdim, sesini duymak rahatsız ederdi. 4-5 aydır daha rahat konuştuğumu farkettim ve son 1-2 aydır o aramadan aklıma gelmeye ve ben de aramaya başladım. Konuşmalarımız daha rahat daha eğlenceli hale geldi.

I10.jpg

5- Aynı şekilde babamın ailesiyle de hiçbir bağım yoktu görüşmek konuşmak istemezdim. Geçtiğimiz bayram babaannemi, babamı tüm halalarımı amcalarımı herkesi kimse hatırlatmadan aramak istediğim için aradım, bu durumun yeni bir durum olduğunu annemin şaşkınlığıyla farkına vardım. Ve onlarla konuşmak beni gerçekten mutlu etti. Kendimi ilk defa bu aileye ait hissettim, onların benden bir parça olduğunu farkettim.

Yaklaşık 1 sene içerisinde hayatımdaki gözlemleyebildiğim değişim dönüşümler bu şekilde…

Özellikle söylemek isterim ki bunlar için size, işinize olan özeninize ve emeğinize minnettarım,

Sevgiyle kalın… 

 

seans

 

 

b

2. BAĞLAR ÇALIŞMASI: ( Ağustos 2019 )

Bu çalışma öncesinde Işıl hn’la yaptığımız kısa sohbet sırasında babasıyla ilgili verdiği bazı bilgiler ve birkaç örnek sonucunda , babanın hal ve tavırlarının bende bir konuda şüphe uyandırması sonucunda kendisine şöyle bir tavsiyede bulundum: ” Babandan uzakta yaşadığın için onun hayatıyla ilgili her detayı bilmiyor olabilirsin. Eğer arada hala görüşüyorsan bir sohbet anında fırsatın olursa kendisinden veyahut bir yakınınızdan öğrenme şansın olursa, geçmişte kendisine bir psikiyatrist tarafından herhangi bir teşhis konulup konulmadığını, ilaç kullandığı bir dönem olup olmadığını öğrenebilirsen iyi olur. Çünkü sen hayatın boyunca babanın davranışlarına öfkelenirken, aslında onun tüm bu davranışlarının sebebi belki senin bilmediğin bir rahatsızlığa sahip olması olabilir. Dolayısı ile evliliğini, işini herşeyini kaybetmesinin ardında böyle bir ihtimal varsa, bunu bilmende fayda var. ”

Bunun üzerine Işıl hn öğrenince bana bilgi vereceğini belirtti. Biz de çalışmamıza başladık. Yaptığımız çalışma baba eksenli ilerledi ve şöyle bir bilgi ortaya çıktı: Işıl hn henüz 3-4 yaşlarında iken babası evden ayrılıyordu. ( Ayrılış şekli ile ilgili detaya girmeyeceğim fakat herkesi karşısına alarak ve eşinin ailesi tarafından aniden dışlanarak ayrılmak zorunda kalıyordu ). Işıl Hn ise bu senaryoyu kendi hayatında her 3,5 yılda bir tekrarlıyordu. Lise 1 de, üniversite 1 de ve üniversite son sınıfta ait olduğu arkadaş grubundan dışlanmıştı. ( en üstte yazdığı konu başlıklarından ilki ).

Babayla olan bağlanma şeklini içeren bir çalışma yaptıktan sonra seansımızı noktaladık.

 

1 HAFTA SONRA:

Eylül Hanım Merhaba,

Geçen gün bahsettiğim duygusallığım ve yaşadığım olumsuzluklar bir iki gün sonra geçti.
I8Çok güzel bir gelişme oldu, babamın çalışma koşullarından dolayı kaldığı yerlerden ötürü yanına gidemediğimden bahsetmiştim hatırlarsınız. Birkaç haftalığına B…. şehrinde halamların yanında olduğunu öğrendim ve 3-4 günlüğüne babamın yanına gidip onunla vakit geçirme fırsatım oldu, bu bana gerçekten çok iyi geldi. Hatta ben oradayken şans eseri bir gün sonra babaannem, diğer halam ve amcamın da yaşadıkları şehirden hafta sonu için geleceğini öğrendim ve bir anda herkesi görme fırsatım oldu. Mucize gibi gelişti tüm olaylar baştan sona.
Size asıl bahsetmek istediğim olay ise şu; ilk gittiğim gece halam ve babamla otururken hiçbir çabaya gerek kalmadan babamın annesi ve babasını etkilemiş olan hikayeler neredeyse isimlere varana kadar önüme serildi. Bu öğrendiklerimle ilgili bu tarz durumlarda nasıl bir yöntemle ilerliyorsunuz? Müsait bir gününüzde ofisinize gelerek sonraki seans için ön görüşme gibi bir şey mi yaparız veya başka bir şekilde derseniz o şekilde de iletebilirim.
Sevgiler,                  “
10 GÜN SONRA:

Eylül hanım,Unutmamak için babamla aldığım notları sizinle paylaşıyorum. Yine de biraz uzun kusura bakmayın…

……….. ( Aileyle ilgili özel bilgiler olduğu için tarafımca sansür uygulanmıştır. ) ………………

………………………………………            ……………………………………………………………………………………………….

Babama direkt olarak sormadım fakat bana annemden ayrıldıktan sonraki süreçte, bir dönem hastanede kaldığını ve ağır depresyon geçirdiğini söylemişti.

Ek bilgi; Ailede kalp hastalıkları, alerji ve depresyon genetik olarak mevcut.

…………………………………………………………                         ”

 

Ş11NOTLAR:

1-Işıl Hn’ın en üstte yazdığı her iki konu da babasıyla ilgiliydi. Babası, ailede dışlanmış kişi olduğu için, babasına olan sevgisinden dolayı onun travmasını her 3,5 senede bir tekrar ediyordu. Bu sevgi türüne aile diziminde ” kör sevgi ” deniyor.

2- İlk seansa geldiğinde halen devam eden 3 yıllık ilişkisindeki erkek arkadaşını tarif ederken kullandığı kelimelerden göreceğiniz üzere,  babasına benzeyen bir erkek seçmiş ve annesi ile babasının ilişki modelini tekrar ediyordu.

Bu da aklıma aşağıdaki sözü getirdi:

Bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Biri annesi, diğeri babası, üçüncüsü ise anne-baba arasındaki ilişki şekli. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir.  “

                                                                                           Dr. Byron Norton

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

MİKS BİR VAKA ( 1. Bölüm )

Standard

İsmine Eda diyeceğim danışanım 30’lu yaşlarının başlarında, yeni evli bir kadındı. Seansa ilk kez geldiği 2016’nın yaz aylarında Cihangir’de seans yapıyordum.

Doldurduğu form üzerindeki çalışmaya geliş sebebiniz bölümüne:

” 1- Maddi sıkıntılar ; 2- Aile ilişkilerim  ”  yazmıştı.

E1Hayati tehlikesi yüksek olan ciddi bir ameliyattan sonra hayatında radikal kararlar alarak yeni bir hayata başlamıştı. İyi bir işi ve kazancı varken, geçirdiği ameliyattan sonra kendisini maddi anlamda kullandığını farkettiği nişanlısıyla yollarını ayırmasına ayırmıştı fakat hala eski nişanlısından kalan borçları ödüyordu.

Bu arada geçirdiği ameliyattan sonra uzun süre raporlu olduğundan iş hayatına bir süre ara vermek zorunda kalmış , sonrasında ise başka şehirde yaşayan baba ocağına dönmüştü. Baba ocağına döndüğü şehirde hem  kendi işini kurmuş, hem de evlenmişti.

Küçük yaştayken anne-babası boşanmış, şartlar gereği kardeşiyle birlikte bir süre babasıyla kalmışlardı. Annesi sonradan velayet davası açtıysa da davayı kazanamamış ve babalarıyla kalmaya devam etmişlerdi.

Alkolik ve çapkın olarak tanımladığı babası annesinden sonra hiç evlenmemiş fakat 3 ayrı kadından çocuk sahibi olmuştu. Annesi ise 2 evlilik daha yaparak son evliliğinden 2 çocuk sahibi olmuştu. Eda hn, babadan olan 2 kardeşini hayatında hiç görmese de anne tarafından olan kardeşleriyle yılda 1 kez de olsa görüşüyordu.

E2Babasından 19 yaşına kadar şiddet görmüştü.  Bunlardan bir tanesiyle ilgili verdiği örnekte  15 Yaşındayken babası ona intihar mektubu imzalarak kızını zorla pencereye çıkarıyordu ve oradan kendisini atmasını istiyordu. Babası bunu sadece tehdit amaçlı yapmış olsa da, yaşadığı travma ruhunda derin yaralar açmıştı.

Eda hn, babası gibi kendisinin de yaklaşık 7-8 sene önce alkol problemi yaşadığı bir dönem olduğunu ve bu sebeple bir hastanede 10 gün kadar alkol tedavisi gördüğünü ekledi.

Şimdi eşiyle yeni bir hayat kurmuşlardı ve her ikisi de ailelerinin desteğiyle yaşamlarını devam ettiriyorlardı.

Hem geçmişin izleri, hem de şu anda yaşadığı zorlukları bir nebze olsa aşabilmek için seansa gelmişti.

 

 

seans

 

Çalışmaya kısa bir eklenti temizliği ile başladık. Eda Hn 4 tane eklenti olduğunu teyit edince seansımıza eklenti temizliği ile devam ettik.

1.EKLENTİ:

26 Yıldır kendisinde bulunan bu eklentisi ense bölgesine yerleşmişti. Çocukluk yaşlarından beri eşlik eden bu eklenti boyun ve ense ağrılarına sebep olmuş, ayrıca ikili ilişkilerini olumsuz etkileyerek onu bir nevi yalnızlaştırmıştı.

2.EKLENTİ:

Sol diz kapağına yerleşmiş olan bu eklentisi 5 yıldır ondaydı. Bu eklentisi sol dizinde ve ayaklarında ağrı yaratmış, ayrıca insanlara karşı daha anaç olmasına sebep olmuştu.

3.EKLENTİ:

Sağ arka kürek kemiğinin üstünde bir kütle ( mecazi anlamda ) gibi algıladığı bu eklentisinin kendisine başka biri tarafından gönderildiğini algıladı. 8 Yıldır taşıdığı bu eklentisi

-devam eden sırt ağrıları

-öfke ve agresiflik

-takıntılar

-işlerinin kötü gitmesi ve bereket sorunlarına sebep olmuştu.

 

4.EKLENTİ:

Başının sol üst tarafına yerleşmiş bir eklenti modeliydi. Sadece 2 aydır kendisine eşlik ettiğini algıladığı bu eklentisi son 2 aylık süreçte biraz boşluk duygusuna ve baş ağrısına sebep olmuştu.

 

Eda Hn, neredeyse bütün eklentilerini terk edilme duygusu ve yalnızlık duygusu ile çekmişti. Seanstan sonra Eda hn’a bu seansın tek başına yeterli olmayacağını ve çok fazla konu başlığı olduğu için biraz uzun soluklu bir çalışma yapmak gerekeceğini söyledim.

 

g2

 

Seanstan 11 gün sonra:

” Merhaba, Eylül hn,

Belirgin olarak ilk bir kaç gün başağrılarım oldu. Işık hassasiyetim oldu. 
Genel olarak öfkemle başa çıkabilmeyi öğrenmeye çalışmamda sizin eklenti temizliği ile ilgili söyledikleriniz çok faydalı oldu.
Seanstan çıkınca eşimi aramıştım, sesine ne oldu dedi. Çok neşeli ve bambaşka biri gibi konuştuğumu ve buna çok şaşırdığını söyledi. 

Ailemle yaşadığım sorunlarla yüzleşmeye başladım, hatta onların da yüzleşmeye başlamalarını sağladım. Biraz sürtüşme ve ses yüksekliği oluyor. Ama idare ediyoruz.

Kesinlikle artık boynum ağrımıyor. O ağrı her zaman olurdu ve çoğu zaman uzun süre oturmakta zorlanırdım. Kendimi bildim bileli boynum hep ağrırdı ve hep yaşam kalitemi olumsuz etkilerdi.
Bunun dışında içsel anlamda biraz karamsarlaştım diyebilirim.
Ölüm çok yakınımda gibi geliyor. 
Ölümden korkmuyorum ama eşim ve ailemin bana bir şey olacak diye korkuları var. Belki onların bu tavrından bana da öyle geliyor olabilir. 
Herhangi bir sağlık problemim yok çok şükür. 
Ama öyle geliyor bana bazen. 
Sanki yapacak işlerim var ama ne olduğunu bilmiyorum.
Hani böyle evden çıkarken evde önemli bişi unutmuşsunuzdur gibi bir his olur ya, tam olarak öyleyim. Hep “Ne yapacaktım ? ” durumu yani. 

Günümü eğlenceli geçirmeye çalışıyorum. 

İş anlamında yeni bi oluşuma girecektik, ama mevzuatsal sıkıntılara takıldık.
Maddiyat ile ilgili her geçen gün ödemeler artıyor. Ailemin zengin olan kısmıyla konuştum biraz ama onların destek olacağı yok. (En azından konuştum, bugüne kadar hiç öyle bişi yapmamıştım) 
Ve ben ne zaman işe gitmek istesem hastalanıp yatak döşek kımıldayamacak şekilde yatıyorum. Sürekli uyumak istiyorum. 

Şimdilik bu kadar. Varsa da aklıma gelmiyor.

Tamir fazı semptomu sordunuz, yine bambaşka şeyler yazdım. 
Çünkü kimse sizin gibi “nasılsın” diye sormuyor.
Hoş kalmanız dileğiyle.  Sevgiler.

 

 

 

*: Mesleğe ilk başladığım yıllarda, tamir fazı dönemini danışanın nasıl geçirdiği konusunda dosyamda bilgi olması gerektiğini düşünerek, eğer danışandan hiç dönüş olmamışsa mutlaka ya arar ya da emaille bilgi almaya çalışırdım. Biraz mükemmelliyetçiliğin vermiş olduğu görevini tam yerine getirme isteği, biraz da bunu yapmama imkan verecek kadar vaktimin olması sebebiyle işi sıkı tutar, tabiri-i caizse danışanın yakasına yapışırdım.  Zaman içinde bu durum değişti. Son 1-1,5 yıldır bu sorumluluğu tamamen danışana bıraktım. Seanstan sonra ne tip durumlarda bilgi vermeleri gerektiğine dair bilgi veriyorum. Özel dönemleri belirtiyorum. Bunun dışında,  eskisi kadar sıkı takip etmiyorum. Yukarıdaki örnekte Eda hn’ın kastettiği şey bu: Seanstan sonra ses çıkmayınca ” İlk hafta herhangi bir semptom yaşadınız mı? ” diye sormuş olmamla ilgili. Yani, danışanlara öyle sürekli ” nasılsınız? ” diye sormuyorum. Yanlış anlama ve öyle bir beklenti olmaması için eklemek istedim..)

 

( Devam edecek…….)

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-7. Bölüm

Standard

ŞY1

SEKİZİNCİ SEANS:

Konu: Dişilik üzerine çalışmaya niyet etmiştik ama seans öncesindeki ön-görüşmede eklentiden şüphelendiğim için önce eklenti durumuna bakılmalı şeklinde not almışım.

1.Eklenti: Yalnızlık duygusuyla çektiği ve 2010’dan beri taşıdığı bir enerjiydi. Sağ kolunda kütle gibi bir ağırlık yaratıyordu ve bu durumu özellikle son 1 haftadır hissettiğini söylüyordu.

Bu eklentisinin üzerindeki olumsuz etkileri oldukça fazlaydı:

-kendisini çaresiz hissettiği her durumda içe kapanmasına ve insanlarla ilişkilerini koparmasına

-kendisini kadın gibi hissetmemesine; dış görünümüne gerekli özeni göstermemesine, bakımlı olmak-temiz olmak gibi şeyleri 6 yıldır ihmal etmesine

-aşırı derecede yemeğe düşkün olmasına, her mutsuz olduğunda yemeğe ve özellikle tatlılara saldırmasına

-hayatında çok fazla gel-git yaratmasına, olayların hep negatif taraflarını görmesine yol açmıştı.

Bu eklentisini biraz zor gönderdik çünkü acıdan ve çaresizlikten beslenmenin hoşuna gittiğini belirtti.

2.Eklenti: Eski erkek arkadaşı ile bağlantılı bir çeşit lanet enerjisiydi. 2014 yılından beri taşıyordu. Burada bir ilişkiyi tamamlama çalışması yapmak durumunda kaldık.

3.Eklenti: 1 Yaşındayken köydeki evlerinin önünde çektiği bir enerjiydi. Bugüne kadar birçok seansta bu eklentisini gizlemiş olması ilginçti. Yüzünde bazı seanslarda zaman zaman farkettiğim dalga geçer gibi bir gülümseme ifadesinin sebebiydi. Hatta bir seansta kendisine açıkça : ” Eğer seni tanımıyor olsaydım ve bu ifadeyle ilk defa seansa gelmiş olsaydın muhtemelen bir daha randevu vermezdim ” .  demiştim.

O anda farketti ki karşısındaki insanı üst seviyeden biri olarak nitelendirdiği her durumda yüzünde bu sahte, dalga geçer gibi ifade oluyordu ve rahatsız olsa da buna engel olamıyordu. Bu eklentisi de hep tatminsiz, huzursuz ve sevgiye aç olmasına katkı sağlamıştı.

4.Eklenti: Sırtında bir geçmiş yaşam izi olarak algıladığı için kısaca bir keşif yaptık. Zengin bir ailenin kambur kızıydı. 45 Yaşına kadar içe dönük bir hayat yaşamasına ve yalnız ölmesine sebep olmuştu. Ölürken kamburu sebebiyle Tanrı’ya duyduğu yoğun öfkeyi farketti. Bunun üzerine neden böyle bir hayat yaşadığına da kısaca baktık ve dönüştürdük.

Tam seansı noktalamak üzereyken yeni bir eklenti algıladı.

5.Eklenti: Kuzeni tarafından 2008’de gönderilen bir lanet enerjisiydi. Sol gözünün diğerinden farklı olmasına, daha küçük görünmesine sebep olmuştu. Ayrıca hiçkimseye güven duyamamasına sebep olmuştu.

Bu son eklentiden sonra seansı noktaladık.

 

g2

1.Gün

” Merhaba eylül hanım,

Seans sonrası ilk günüm rahat geçti.herhangi bir fiziksel yorgunluk hissetmedim.sadece yoğun şekilde baş dönmem vardı 2 gün boyunca.enerjimde ciddi bir Artış var...”
8.Gün

Merhaba eylül hanım nasılsınız

İlk defa size mail atarken bu kadar isteksizim konu yerine isim isim yerine konu falan yazmalar bir sürü aksilik oldu
1. Hafta boyunca el ve ayak eklemlerimde ciddi ağrılarım oldu fakat hepsi geçti
2 .bu hafta boyunca dışarı çıktığımda herzaman gittiğim yerleri sanki ilk defa görüyormuşum gibi farklı bir hisle izledim sanki gözümde bir perde varmış ve kalkmış gibi
3.sol gözümde beddua enerjisinden kaynaklanan küçülme düzeldi artık eşit gözlere sahibim çok mutluyum.ayrıca kuzenim ve onunla yaşadığımız problemle ilgili de bende bir esneme oldu hala görüşmüyoruz fakat bu durum beni eskisi kadar üzmüyor
4.hafta boyunca dönem dönem eskisi gibi gülme eğilimlerim olsa da oldukça azaldı bunu farkedebiliyorum.sanırım gönderdiğimiz eklentiden sonra insanların bana yaklaşımları da değişti.daha sıcak ve samimiler .tanımadığım telefonda konuştuğum müşteri ilişkileri danışmanıyla çok ilginç bir diyalog yaşadım .ayrıntı vermicem çok uzun olur.beni hiç tanımayan sadece sesimi bilen bir İnsan olarak bana konuşma süresince sürekli fiziksel ve ruhsal vs özelliklerimle ilgili iltifatlarda bulundu.bende normalde böyle durumlarda karşımdakine her zaman haddini bildirip mesafeyi korurdum.hiç kızmadım şaka gibi olayı pek anlatamadım ama siz beni anladınız
5.dün arkadaşlarımla ayda bir toplanıp yaptığımız …. çalışmamız vardı dün ilk defa kendimi o ortama topluluğa ait hissettim.karakterlerin içine tam olarak girebildim.bu Harika birşey benim için
6. gelelim kilo ve alışveriş konusuna,eskisine göre çok daha fazla yemeye başladım.tıkınırcasına yemiyorum fakat yemek yemekten aşırı haz alıyorum kendimi durduramıyorum.alışveriş bu hafta boyunca gereksiz harcamalar yaptım hatta şu anda bu maili de yapılan bir alışveriş seansının ardından yazıyorum.sanırım bu problem sabotajcı yanımla alakalı değil
Bütün iyileşmelerde önce konunun bir dip yaptığını, bu yüzden tamir fazı dönemindeki iştah artışına takılmayıp birkaç hafta daha takip etmesini tavsiye ettim.
1.Ay

merhaba eylül hanım nasılsınız seansın üzerinden 1 ay geçti .size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.

1. bu seans sonrası benim için en sevindirici gelişme insanların bana karşı olan bakış açılarının değişmesi oldu. gönderdiğimiz eklenti ile beraber resmen yüzümden bir maske kalkmış gibi.insanlar artık benim daha sıcak ve daha olumlu biri olduğumu düşünüyor .bende bu şekilde hissediyorum daha sakin ve pozitif bir insan oldum. eklenti kaynaklı o itici görüntü ve davranışlarım gidince ki ben bunun farkında bile değildim,insanların bana olan yaklaşım ve konuşmaları çok değişti.

2. bir diğer güzel gelişme ise sol gözümde beddua enerjisinden kaynaklanan küçülmenin düzelmiş olması.bu düzelme  bütün yüz konturüme yansıdı.eskiden gülerken genelde dudağımın sol kısmı kapalı sağ tarafı aralık olurdu örn yarım ağız gülme şekli gibi.bu durum tamamen düzeldi en güzeli de gözlerimin ikisi de eşit büyüklükte kısmı felçli görüntüm düzeldiği için çok mutluyum.

3. bağlar çalışmasına bağladığım bir durum gelişti. tabi bu sizin bakış açınızla bir gelişme sayılırmı bilmiyorum ama.babam vergi borcu sebebiyle bankadan kredi kullanamıyordu.hesaplara el konulur çünkü bu durumda paranız olsa da kullanamazsınız.borçlarınızı düzenli ödesenizde hiçbir banka size kredi vermez.geçen konuştuğumda bankadan kredi alabileceğini ve işini geliştirebileceğini söyledi.

olumsuz devam eden durumlar

1-yemek yeme durumunda herhangi bir düzelme olmadı.kilo almaya devam ediyorum.seansın üzerine 3 kg almış durumdayım.tıkınırcasına yemiyorum ama yediğim yemekten keyif aldığım söylenemez.

2-alışveriş problemi.

kilo ve alışveriş bunlar benim hayatımı sabote eden 2 önemli başlık ve bunları çözmeden başka hiçbirşeye odaklanamıyorum.* partner evlilik dişil enerji artık bu konulara bakmam lazım birazda ama olmuyor bi türlü ……………..    ”

 

3 Ay Sonra:

  merhaba eylül hanım nasılsınız uzun zaman oldu.öncelikle güzel gelişmelerden bahsedelim .sizinle ağustos ayı içerisinde çalıştığımız 61 kiloda sabit kalma sorunu ile ilgili seanstan sonra bir gelişme olmamıştı. akabinde ekim ayı içerisinde yaptığımız seansta ortaya çıkan sabotajcı kimlik çalışmamızın üzerinden 5 hafta geçtikten sonra bir anda karar vererek diyetisyene gittim. biliyorsunuz daha önce de böyle bir sürecim olmuştu fakat hüsranla sonuçlandı.15 kasımda başladığım bu sürecimde bugün itibariyle 5.5 haftada 5 kilo verdim. başlangıç kilom 65.100 gram idi. 61 kilo civarında 1.5 hafta boyunca bir duraksama oldu ama ben herşeye rağmen düzeni bozmayınca o direnci kırdım.. bu sürecin diğerinden farkı nedir derseniz şöyle özetleyeyim`;

-öncelikle tıkınırcasına yeme krizlerimin hiçbirini yaşamadım ki bu durum biz sizinle çalışmaya başladığımızdan itibaren ara ara tekrarlayan bir durumdu tamamen düzeldi hissediyorum

-sürekli canımın tatlı istemesi ve karbonhidrat krizlerine girmem tamamen düzeldi artık kendi irademi kullanarak besin grupları arasında dengeleme ve seçim yapabiliyorum.yani masada bir sürü tatlı pasta çikolata vs seçenekler olsa da ben çoğunlukla ya bunları tüketmiyorum yada çok az bir miktar alıp kendimi durdurabiliyorum. bunu yapmak için kendi irademle savaşmıyorum spontane bir biçimde oluyor

-evde düzenli olarak yemek yapmaya başladım ve bundan gerçekten keyif alıyorum.bazen ne kadar vaktim olmasa da asla dışarı da kalorili ve sağlıksız besinler tüketmiyorum ve eve gelip kendi yemeğimi yiyorum.bu konu neden önemli benim en büyük harcama kaynaklarımdan bir tanesi de sürekli abur cubur ve dışarda yemek yeme durumuydu

-bu öyle bir duygu ki aslında benim normalim buymuş  kilo ile ilgili takıntımdan kurtulduktan sonra kilo vermeye başladım ve bu sürecim beni o kadar mutlu ediyor ki

-bir diğer gelişmede önceden olsa hayatımda bir olumsuzluk olduğunda iyi giden herşeyi  boşverip tabiri caizse kendimi salıverir herşeyden vazgeçerdim ama bu süreçte hiçte öyle olmadı .aksine gerek işte gerek kendi hayatımda zorlandığım süreçlerden geçtim.ama kendime şöyle dedim  hayatında iyi giden şeyler var ve bir kaç olumsuzluk yüzünden bunları feda etmemelisin artık bunu ayrımını çok net yapabiliyorum.eskiden olsa diyeti boz kendini yemeğe ver bunlara artık hayatımda yer yok

-birde arkadaşlarım ekim ayında ki seanstan bu yana sürekli çok sevimli çok iyi olduğumu tabiri caizse yüzüme nur indiğini huyumun değiştiğini söylüyorlar .eh tabi seansta  ortaya çıkan itici ve sabotajcı kimlikten sonra bunun olması gayet normal

-bağlar çalışmasından dolayı babamın parasal durumlarında iyi gelişmeler oldu.elindeki parayı tutamayan adam hatırı sayılır bir miktarda para biriktirdi şaşkınlık içerisindeyim darısı başıma diyorum. bolluk bereket yağıyor resmen işyerine

bu kadar iyi gelişmenin yanında soğan kabuğu misali ortaya çıkan yeni durumlarda mevcut.           …………   …………………….

…              ………………………………………

….                …………………………

konuyu toparlamak gerekirse sizinde dediğiniz gibi sonuca değil sürece odaklı gitmek lazım.sizinle uzun zamandır çalışıyoruz ve ben ilk başladığım noktadan o kadar uzaktayım ki her geçen gün daha iyi ve güzele giden bir hayatım oldu.hep kötüye odaklı değil iyi şeyleri görerek yaşamak lazım o zaman kötü giden durumları düzeltmek içinde inancımız ve enerjimiz oluyor.her zaman başaramıyorum bu dediğimi ama ne olursa olsun içimizde korumamız gereken en kıymetli şey bir gün herşeyin iyi olacağına dair umudumuzu yitirmemek ve bir köşede oturup ağlanıp sızlamak yerine hayatımızla ilgili sorumluluk alıp harekete geçmek  “

 

v9

 

NOTLAR:

1-*Berna Hn artık doyumlu bir ilişki yaşamak istediğini söylüyordu ve bu doğrultuda çalışmaya başlamaya niyet ettiğimizde birçok eklentisi çıktığı için odağımızı değiştirmek zorunda kalmıştık. Artık bir sonraki seansta bu konulara bakalım diye ertelediğimizde ise bu sefer daha önceden iyileşme gördüğümüz konuların tekrar hortlaması dikkatimi çekmişti. Hem kendi içinde bu durumları düşünüp tartması için, hem de hortlayan bazı sorunların kendisini demotive etmesiyle bu sefer biraz uzun ara verdik. Ben ise bu direncin sebebini merak etmekteydim ama danışan yüzleşmeye kesin kararlı ve istekli olmadığı müddetçe danışman olarak elimizden birşey gelmediği için onun ruhunun hızına saygı duyarak bekledim.

2-Bir sonraki seansımızı ise 5 ay sonra gerçekleştirdik. ( Arada Bağlar Çalışması’na da katıldığı için bazen danışanlara uzun ara vermemiz gerektiğini benim tavsiye ettiğim durumlar da olur ). 9. Seansın özetini ise bir sonraki bölümde bulacaksınız.

 

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

 

 

KİLO SORUNU ( 3. Bölüm )

Standard

h

İrem Hn ile ilk 2 seansımızı 15 gün ara ile yapmıştık ve bu seans özetlerini daha önce sizlerle paylaşmıştım.

3. Seans için tekrar bir araya geldiğimizde kendisine o aradaki süreçte olan gelişmeleri sordum. Seans öncesi aldığım geri-bildirimler şöyleydi:

a) Anneye olan öfkem seanslardan önce çok daha yoğundu. Şu anda azalma olsa da öfkem devam ediyor. Mesela şu anda aynı evde konuşmuyoruz.

b) Baba ile iletişimim kopuk. Onun eve maddi katkısının az olduğunu düşünüyorum. Evin ihtiyaçlarını annemin maaş kartıyla ben hallediyorum. Babam ise parasını harcamayıp biriktiriyor. Benim maaş ise borçlarıma gidiyor.

 

m

c) Bu süreçte 3 kg verdim. Spor salonuna yazıldım ama haziran ortası gibi başlayacağım. Biraz protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum ama herhangi bir diyet listesi uygulamıyorum. Eğer canım tatlı isterse bile sadece tadımlık da olsa yiyorum.

Aldığım notlara göre İrem Hn’ın kendi görüntüsü-kilosu, spor kararı ve uyguladığı beslenme düzeni ile ilgili herhangi bir sorun görünmüyordu ama İrem Hn’ın en baştan beri farkettiğim ve mutlaka bakılması gereken konuları arasında gördüğüm ebeveynlere öfke ve kibir konuları vardı. Bu konuyu çözümleyemediğimiz müddetçe kendisi çok istese de ebeveynlerinden asla özgürleşemeyecekti ve onlarla yaşamaya devam etmek durumunda kalacaktı. Başka bir konusu olan para sorunu yaşaması bile bununla bağlantılı gibi görünüyordu. Kendini öyle bir borç altına sokmuştu ki 40 lı yaşlarda olmasına rağmen hala onlarla yaşamaya mecbur kalacağı bir hayat yaratmıştı..aslında hem tek başına yaşayabilmesine olanak sağlayacak bir işi, hem de part-time olarak yaptığı bir ek-işi olmasına rağmen, sürekli bir kısır döngü şeklinde devam eden para sorunu yaşıyordu.

 

yAslında 3. seans randevusunu konuşma aşamasında niyetimizi ilişkiler konusuna giriş yapmak olarak belirlemiştik çünkü şimdiki hayatında hep sorunlu ilişkiler yaşamış ve çok kısa süren sorunlu bir evlilik yaşamıştı. Ama ön-görüşmemizin sonunda vardığım kanaat, (regresyon terapisi dışında extra olarak aldığım başka bir psikoterapi yöntemine göre ), danışanım İrem Hn’ın annesine saygısı yoktu. O yüzden kendine bu tarz, asla bir araya gelme ihtimali olmayan türden ilişki modellerini çekiyordu. Ayrıca henüz görüşmemizin başında bile anne ile öfke problemi olduğundan bahsetmişti. O yüzden bu 3. çalışmamızda annesi ile olan bağlanma şekline bakmaya karar verdim ve bu konuda farklı bir psikoterapi yöntemi kullanmayı tercih ettim. Dolayısı ile bu 3. seansı bir regresyon terapi seansı olarak değil de bu seanslardan bağımsız olarak arada kullanılmış farklı bir metot olarak okumanızda fayda var.

 

Yaptığımız çalışma, danışanın annesi ile olan ilişkisini bilinçaltında nasıl algıladığını gösteren bir çalışmaydı:

a) Tahmin ettiğim üzere, danışanın annesi ile güvenli bir şekilde kurulmuş bir bağlantısı yoktu. Ölmüş olan ve ağır bir kader yaşamış olan anneanne ile anne arasındaki kopukluk, burada anne ile danışan arasında da bir şekilde tekrarlıyordu. Çocukların anneanneye öfkeli olmalarında ise başka dinamikler etkiliydi. Bu bölüme bakıp danışanın annesi ile ilk defa bağlantı kurmasını sağladık. Anneannenin D. Anadolu’daki ezilmiş kadın atalarına kadar giden kapsamlı bir çalışma oldu.

zb) Bunun dışında tamamen alan sayesinde keşfettiğimiz ve danışanın da seans içerisinde doğruladığı başka bir durum daha tespit ettik. İrem Hn’ın annesi, şu anki eşiyle yani İrem hn’ın babasıyla evlenmeden önce gençliğinde başka birini sevmişti ve onunla evlenmek istemişti. Fakat ailesi onun daha eğitimli ve iyi bir işi olan kişi ile yani İrem Hn’ın şu anki babası ile evlendirmişlerdi. Terapi sırasında bu ilişkinin tamamlanmamış bir ilişki olduğunu, eski sevgilinin hala orada takılı kaldığını, İrem Hn’ın ise sistemdeki bu durumdan etkilendiğini farkettik. Bu bölüm üzerinde de bir çalışma yaptıktan sonra seansımızı sonlandırdık.

 

Seanstan sonra İrem Hn oldukça rahatlamış ve hafiflemiş görünüyordu. Hatta eve gittiğimde kendisinden aşağıdaki mesajı aldım:

”  Eylül hanım iyi akşamlar. Bu çalışma çok iyi geldi. İyi ki buna karar verdiniz, çok etkilendim. Özellikle anneannemin ağrılarını bildiğiniz sahneden çok etkilendim. Benim için doğru insan olduğunuzu biliyordum. Bir kere daha anladım. Kendimi çok yorgun ama huzurlu hissediyorum. Tekrar teşekkür ederim herşey için. Sizinle gidebileceğim son noktaya kadar gitmek istiyorum. Karanlık hiç nokta kalmasın istiyorum. Bir sonraki seansı sabırsızlıkla bekliyeceğim. Sevgiler.  ….Evren bilinmezlerle dolu. Hergün yeni birşey öğrenmek çok etkileyici. İyi akşamlar.  ”

Birkaç gün sonra haberleştiğimizde ise dayısı ile beraber anneannesinin mezarını ziyaret etmeye gittiklerini söyledi. Sesi mutlu geliyordu. Yaptığımız seanstan sonra böyle bir ziyaret planması ve bunun için yaklaşık 100 km yol yapması çok manidardı.

vSeanstan yaklaşık birkaç hafta sonra haberleştiğimizde uykusuzluk sorununun geçtiğini, önceki dönemlere göre daha rahat uyuduğunu, seanstan sonraki dönemde annesi ile tekrar konuşmaya başladıkları belirti. Fakat İstanbul’da olduğum bir dönemde kendisinden aldığım emaile göre bu sefer baba ile çatışmışlardı . Artık tek başına yaşamak istiyordu fakat bunu gerçekleştirebilecek finansmana şu anda sahip değildi ama bir taraftan da ruhu baba ile olan sessiz çatışmayı da gün yüzüne çıkararak çözmesi gerektiğini gösteriyordu.

Gördüğünüz gibi, bu çalışmadan sonra yavaş yavaş bolluk-bereket konusuna da giriş yapmış bulunuyoruz. Bunu etkileyen tek bir faktör yok ama danışanımla beraber önümüze çıkan ve iç içe geçmiş her sorunu dönüştürerek ilerleme kararı verdiğimiz için bir süre daha kendisi ile çalışmaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Ortalama ayda bir kere çalışarak süreç içerisinde durumu gözlemleyebilmemize imkan verecek şekilde süre bırakarak yolumuza devam ediyoruz.

Kendisi ile bu hafta 4. seansımızı yapmaya karar verdik. O seansta çalışılacak konuya, seans öncesi aldığım geri-bildirimlere göre karar vereceğiz. Bu arada danışan gizliliği diye bir kural olmasaydı her seans öncesinde kendisinin fotoğraflarını çeker ve kişinin değişen enerjisinin görünümünü zamanla nasıl değiştirdiğini sizlere de göstermek isterdim ama maalesef etik kurallar gereği böyle birşey yapmamız mümkün değil.

Bu arada geçen hafta kendisi ile karşılaştığımızda yeni birkaç şey daha farkettiğini söyledi ki bunlar benim için çok önemli detaylardı:

1-İrem Hn, annesiyle olan bağlantısına baktığımız bu seanstan sonraki hafta içerisinde vücudunda yoğun ısı artışı olduğunu* ve birkaç gün boyunca iştahının çok arttığını** ama sonra normale döndüğünü belirti.

2-Artık anneannesi aklına geldiğinde kalbinin sıkışmadığını, kendini çok daha rahat ve huzurlu hissettiğini söyledi. Eskiden anneannesine karşı kendini hem borçlu hem de suçlu hissediyordu. Sebebini daha önceki vakalardan birinde tesadüfen keşfedip dönüştürmüştük.

 

j

NOTLAR:

1-Bu blogta regresyon terapisi üzerine yazdığım için onun dışında kullandığım yöntem olursa, çok detaya girmeden sadece neye baktığımızı aktarıyorum. Dolayısı ile bu bölümü okurken bunu gözönünde bulundurmanızı rica ederim. Regresyon Terapisi ile de anne ile bağlanma şeklimize bakabiliriz , hatta anne dışında birçok kişi ile aynı anda karşılaşabiliriz. Ama ben burada bizzat enerjinin içinde olarak anneye özel bir çalışma yapmayı tercih ettim.

2-Tamamlanmamış eski ilişkiler konusu, ilerdeki ilişkileri de etkileyen önemli bir konudur. Bunun ne kadar önemli olduğunu bilseydiniz, kapıyı çarpıp gitmeden önce iki kere daha düşünürdünüz. Son zamanlarda bu tarz seanslara sık sık denk geliyorum.

Yaşadığınız olaylar sırasında sizin kendinizi suçlu veya suçsuz hissetmeniz önemlidir. Ama ilahi bir vicdan mekanizması vardır ki o sizin kendinizi nasıl hissettiğinizden daha da önemlidir. Kimisi buna ilahi adalet gibi isimler takar ama ” kollektif vicdan” demek daha doğru olur. Neyi, niçin yaptığınızı bilmeden yaparsınız, kendi bilincinizin dışında bir güç tarafından yönetilirsiniz. Çünkü sistem kişilere herzaman eşit yaklaşır ve denge ister.

3-Bu yaşamınızda anne veya babaya duyduğunuz öfke negatif duygularınız sadece bu yaşamla bağlantılı değildir. Bazen bakarsınız ki kişinin bu yaşamda anne-babası ile görünürde bariz bir sorunu yoktur, mantıklı bir gerekçesi yoktur ama taraflardan biri bazen bastırılmış bir öfkeye sahip olabilir. Bunun nedenine baktığınızda, kaynağını bambaşka bir yaşamda bulabilirsiniz. Eğer kaynağa gidip sebebi görüp kabul etmezseniz, dönüştürmezseniz belki de ömrünüz bu bastırılmış öfkenin sebebini anlamadan gelir ve geçer.

Örnek vermek gerekirse; normalde anne-babaya çok düşkün gibi görünmeyen çok bağımsız yaradılışlı bir insan, sırf başka bir hayatta ebeveynleriyle kalan eksik bir parçayı tamamlamak için 40’lı-50’li yaşlardan sonra bile olsa ailesinin yanına dönmeyi ve başka yaşamda eksik kalmış olan o zamanı tamamlamayı seçebilir. Ruh, eksik kalan şeyi herzaman tamamlamayı seçer. Ama insan zihni deneyimin içindeyken bu davranışın bilinçaltındaki sebebini asla bilemeyeceği için, genelde kendine uygun zemin yaratmak adına ailesinin yanına dönmek zorunda kalacağı olayları yaratmayı seçer ve derinlerde kalan gerçek sebebin farkında olmayabilir.

Buradan şunu çıkarmayalım; her 40 yaşından sonra ailesinin yanına dönen kişi başka yaşamda eksik kalan birşeyi tamamlamaya çalışıyor diye genelleme yapamayız. Burada sadece bir örnek veriyorum ve herzaman dediğim gibi her vakanın kendi içerisinde çok özel olduğunun altını çizmek istiyorum.

4-* : İrem Hn’ın sonradan farkedip bana aktardığı geri-bildirimlerin benzerini, daha önce anne ile bağlanma şeklini içeren şekilde regresyon terapisi yaptığım danışanlardan da duyduğum olmuştu. Bildiğiniz gibi seanstan sonraki tamir fazı döneminde herkesin tepkisi farklı şekilde olabiliyor. Anne ile olan bağlanma konularında ilk günlerde iştah artışı olabilmekte çünkü şifalanma sırasında vücudunuz daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu ise özellikle karbonhidratlı veya şekerli şeylere geçici bir aşerme şeklinde olabiliyor. Geçici bir etki olduğu için bu konuda çok fazla panik yapmaya gerek yok.

5-**: Burada İrem Hn açısından oldukça önemli bir geri-bildirim daha var. Kendisi ile yaptığımız 2 .seansta şimdiki hayat regresyonu çalışmıştık. Doğum sahnesinde ( o kadar iyi hatırlıyorum ki ) çok üşümüştü. O kadar çok üşümüştü ki ben Mersin gibi bir yerde, üstünde battaniye olmasına rağmen ısıtıcı birşey açmak zorunda kalmıştım. O sahnedeki üşümesini gördükten sonra “ Kışın mı doğdunuz? ” diye sormuştum. ” Evet ” demişti. Buradaki üşüme sadece kışın doğmasıyla bağlantılı değildi. Anne ile bebek arasındaki mesafeyi de anlatıyordu. Annesinin kucağında olan ve annesinin sevgisini-sıcaklığını hisseden bir bebek hiçbir zaman o kadar çok üşümez. Kısacası buradaki üşüme sadece fiziksel bir üşüme değildi.

Bu detayı göz önünde bulundurduğumuzda, İrem Hn’ın bu seanstan sonraki hafta çok ısındığını hissetmesi şifalanma süreci ile bağlantılı. Mersin’de yaşadığı için haliyle biraz terlediği bir hafta olmuştu ama önemli olan annesi ile olan bağının şifalanmasıydı. Nitekim annesi ile de konuşmaya başlamaları da yine aynı haftaya denk düşmüştü.

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki vakada görüşmek üzere…

 

 

Sevgilerimle,

Eylül Erdoğan

KİLO SORUNU (1. Bölüm )

Standard

kg3İsmine İrem diyeceğim danışanım 40’lı yaşlarda, geçmişte başından çok kısa süreli bir evlilik geçmiş ve şu anda ailesiyla yaşayan bir devlet memuru. Kendisi ile mart 2015’te çalışmaya başladık ve şu ana kadar 2 seans çalıştık. 3. seansını ise bu hafta gerçekleştireceğiz.

İrem Hn’ın doldurduğu formda çalışmak istediği konu kilo sorunu olarak görünüyordu. Ama ön-görüşmemiz sırasında aldığım detaylara baktığımda sadece şimdiki hayat regresyonu yapılabilecek konuları bile en az 2-3 seans sürecek gibi görünüyordu. Bu hayatındaki travmaları ve verdiği tepkileri de not aldığımda yoğun bağımlılık temasına eşlik eden gizli kalmış kurban mod ve asi ruh temaları da farketmiştim.

Bu yazıda ilk seansımızı özet geçeceğim için şimdiki hayatına ilişkin detaylara ikinci yazımda yer vereceğim.

İlk seansımızda danışanın seçtiği konuyla bağlantılı çalışmak istedim. Yani kilo sorunu ile bağlantılı olan bir ana baktık. İrem Hn hem kolaylıkla bedensel duyarlılıkları hissetti, hem de bir geçmiş hayat sahnesine geçiş yapabildi.

a

İlk sahnede kendini 3-4 yaşlarında, kıvırcık saçlı bir kız çocuğu olarak tarif etmişti. İlerleyen sahnede verdiği detaylar sebebiyle ( annesinin onu görmemesi, duymaması, yazın herkes ince giyinmişken onun üstünde kışlık kıyafetler olması) sebebiyle ailesini bırakıp ışığa geçememiş bir ruh olarak arada kaldığını farkettik.

Bir sonraki komutumda İrem Hn benzer temaya sahip olan başka bir geçmiş hayata sıçradı. Belli ki ruhu aynı deneyimi birçok yaşamında tekrarlamıştı.

 

cBaştan sonra aynı hayatı keşfetmemiz gerektiği için bu 2. geçiş yaptığı hayatı baştan sona keşfettik. 1,5 yaşında sonlanan kısa bir hayattı. Geçiş yaptığı ilk sahnede kendini 1,5 yaşında bir erkek çocuğu olarak beşiğinde yatarken algıladı. Çok hasta ve yüksek ateşli olduğu için sürekli ağladığını söyledi. Yemen’de yaşayan fakir bir ailenin ilk çocuğuydu ve annesinin çaresiz bakışları altında ağlamaktan morarırcasına bir hal alıp sonunda ölüyordu. Bu yaşamında da eklenti olarak kalmıştı ve annesinden ayrılmak istemediği için ışığa geçmemişti. Yaklaşık 1 yıl kadar arada kaldıktan sonra (araf )  ışığa zorlukla geçiş yapıyordu.

 

Ruhsal boyuta geçtiğinde ülkede o dönemde salgın olduğunu ve kızamıktan öldüğünü algıladı. Ruhsal planı gereği hastalıktan öleceğini biliyordu ama gitmek istemiyordu. Hayata ve Tanrı’ya kızgındı. “Neden ben?” diyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede, rehberine sormasını istedim:” Bu çocuğun neyi öğrenmesi gerekiyormuş?” . Rehberi ” Zamanı geldiğinde bazı şeyleri bırakabilmeyi, bırakıp gidebilme cesaretini gösterebilmeyi ” şeklinde cevap verdi.

Bu hayatında da aynı sınavı verdiğini, herşeye çok bağlı olduğunu ve en ufak birşeyini bile kaybedince çılgına döndüğünü söyledi.

O sırada rehberi ona ” Bunu anlaman için sana çok yardım ettim.” dedi.

mRuhsal boyutta anne-babasıyla bir araya geldiği sahnede yoğun katarsis yaşadı. Babası ona ” Senden sonra çocuğumuz olmadı. Seni özlüyorduk oğlum” dedi ve ” Bundan sonraki yaşamında mutlu ol ” diye ekledi.

Burada danışanın bağımlı yapısı yine devreye girdi ve ” Onları seviyorum. Başka bir yaşamda onların yine annem-babam olmalarını istiyorum. ” dedi. Bu bölümde kendisine çok kısaca ruhlar arasında asla ayrılık olmadığından ve sistemden bahsettim.

Rehberi ise ” Öyle olması gerekiyordu, senin suçun değildi. Hastalık vardı ve senin ayrılman gerekiyordu. ” dedi.

İlerleyen aşamada bu hayatı tamamıyla dönüştürdükten sonra rehberiyle tekrar bir araya geldiği sahnede rehberi ona şimdiki hayatına ilişkin şu tavsiyede bulundu: ” Öfkelerinden kurtul. Affedemediklerini affedip özgürleştir, bırak gitsinler. Yüklerinden arın. ” dedi.

 

kBağlantılar: 

1-” O öfkeli halim bu hayatta da vardı. Ölmemek için direnme gücü, gerçekleri kabul etmeme ve inat etme bu hayatta da var.”

2-” O zaman hastalıktan ölmüşüm. Bu hayatımda sağlığıma aşırı derecede dikkat ediyorum ve ölüm korkum var. Hatta bu hayatımda 12 yaşımda çok tehlikeli bir hastalık geçirdim ve 3 ay boyunca ağır ateşle yattım. Doktor benim direncime hayran kalmıştı. ”

3-” Anneme ve babama olan bağımlılığım şimdiki hayatta da var. ”

4-“Bırakamama sorunu var. Ayrıca herşeyi istifliyorum. Oradaki çocuğun ailesi fakirdi..belki de ondan kilo’yu tutuyor olabilirim.”

O geçmiş hayatında, bu hayatından tanıdığın insanlar var mı diye sorduğumda ise : “O geçmiş hayatımdaki annem, bu hayattaki annemin arkadaşı Yasemin Teyze’ydi. Yasemin Teyze’nin evlendikten sonra 5 yıl boyunca çocuğu olmamış. Sonra annem beni doğurduğunda beni o kadar çok sevmiş ki hormonları gelişmiş ve çocuk sahibi olmuş.Ayrıca o geçmiş yaşamdaki babam, bu yaşamımdaki lise öğretmenim. O da geç evlenip geç çocuk sahibi oldu.” dedi.

 

Geri-bildirimler:

İrem Hn ile uzun süreli çalışmaya karar verdiğimiz için kendisinden geri-bildirimleri düzenli olarak yazılı geçmesini talep etmiştim. İlk seanstan sonraki tamir fazı dönemini içeren yazısı aşağıdaki gibi:

” Eylül hanım, ilk gün biraz rahat gibiydim ancak hafif bir yorgunluk vardı, erken uyumayı tercih ettim. Baş ağrısı ve üstümde hafif bir ağırlık oldu ama sabah uyandığımda tüm semptomlar geçmişti.

2. günden itibaren yoğun bir hüzün ve arada önceki hayatlarımı düşündüğüm bir içe dönüş yaşadım. Akşam olunca kendimi yorgun ve bitkin hissettim. Zihnim susmadı.

l3. günden itibaren vücudumda sürekli bir sıcaklık hissettim ve yoğun bir öfkeee… nedenini bilmediğim yoğun bir öfke yaşadım. Tahammülsüzlük….herkese ve herşeye öfkelendim, sebepli ya da sebepsiz….en çok anneme öfkeliydim….nefretle karışık bir öfke duydum ona..Ağlama isteğim oldu ara ara….kendimi yalnız ve değersiz hissettim…öfke beni çok yordu ve enerjimi düşürdü sanki. Özellikle 5. gün çok halsiz ve yorgundum. Enerjimi ne yaparsam yapayım yükseltemedim. Sanki bana ait olan birşeyimi sonsuza kadar yitirmiş kadar hüzünlü hissettim kendimi. ( Muhtemelen İrem Hn’ın yıllardır enerj alanında bulunan güçlü bir eklentisi gitmişti ve ruhu bu yüzden hüzün hissediyordu )

Umarım bugünden itibaren blokajlarım çözülmeye ve kendimi daha iyi hissetmeye başlarım. Bir sonraki çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Sürekli manik depresif bir ruh haliyle yaşamak istemiyorum. Değişken ruh hali beni en çok yoran şey…dinginlik, huzur istiyorum hayatımda. Umarım bunları sonraki çalışmalarda hayatıma yerleştirmeyi başarırım. Herşey için teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.sevgiler….”

İrem Hn yukarıda yazan semptomları yaşarken kendisiyle birkaç kere telefonda görüştük. Tamir fazı dönemini herkes bu kadar ağır atlatmadığı için diğer danışanlarıma göre çok daha sık haberleştik ve kendisine neden bu kadar yoğun öfkenin açığa çıkabileceği konusunda biraz bilgi verdim. 7 günlük tamir fazı bittikten sonra arayı çok açmadan 2. seansımızı yapmamız gerektiğini belirttim ancak İrem Hn’ın o hafta iş ile ilgili yoğunluğu olduğu için 2. seansımızı 15 gün sonra gerçekleştirebildik. Bu 2. seansı bir sonraki yazımda paylaşacağım için burada detaya girmiyorum. Ama görüşmelerimiz sırasında söylediği bazı cümleler aşağıda:

y”  Yaşadıklarımı kentsel dönüşüm projesine benzetiyorum. Yıllardır var olan ama doğru olmayanı yıkıp yerine doğru ve yeni olanı inşa etmek. Bazı yıkımlar kolay, bazıları zor olur. Benimki de zor olanlardan, yapacak birşey yok. Zor bir insanım. Yüzeysel şeyler beni tatmin etmiyor. İçsel huzuru kolay bulamıyorum. Yılların yorgunluğu da var tabi… “

NOTLAR:

1-Bu vaka, uzun süreli bir çalışmanın ilk seansını kapsıyor. Dolayısı ile daha sonra yazınlanacak olan 2. bölümü okumadan herhangi bir yargıda bulunmamanızı tavsiye ederim çünkü bu vaka, şu ana kadar çalıştığım danışanlarım arasında gördüğüm tamir fazı devresini en ağır atlatan iki vakadan biri. O yüzden bu vakaya bakarak genelleme yapmak sizi yanıltabilir. Tamir fazı devresini çok kolay atlatan danışanların oranı çok daha yüksektir.

Paylaştığım vakalar arasında bir tane de böyle örnek bulunmasını istedim. Neyse ki sadece ilk seans sonrası yoğun öfke ile karşılaştık ve ikincisi çok daha farklı geçti.

2-İrem Hn’ın seanstan sonraki birkaç gün neden yoğun öfke hissettiği konusuna gelince; yukarıda detayını vermediğim çok önemli birkaç neden var:

3a) İrem Hn, bundan yaklaşık 8-9 sene önce ciddi bir travma sonrası psikolojik sorun yaşamış ve doktoru kendisinin o dönemde evde yalnız kalmasını istemediği için hastanede 4 ay kadar kalmasını ve tedavi görmesini sağlamıştı. Bu süreç içerisinde kendisine yoğun ilaç tedavisi de uygulandığından yaşadığı sorunlar bir nevi ilaçlarla bastırılmış , İrem Hn’ın sorunu da bana göre aslında uyutulmuştu. Hastaneden yaz aylarında çıkıp ailesinin yanında kaldıktan bir süre sonra da aslında İrem Hn’ın düzelemediğinin farkedildiğini ve doktorunun tekrardan hastaneye yatmasını talep ettiğini söylemişti. İrem Hn ise bu sefer hastanede yatmak yerine uzun süreli rapor alarak bir yurt ortamında kalmayı tercih etmişti.

Geçmişte baskılanmış bu öfke şimdi ilk seansımızdan sonra yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Bu öfkeyi şuna benzetebilirsiniz: vücudunuzun bir yerinde cerahatli bir bölge var ve bu bölge vücudunuzda kalırsa size zarar verecek. Şimdi bu ilk seansla o bölgeye el atılmış oldu ve cerahat temizlenmeye başlandı. O yüzden ilk seansımız  sonrası danışanda olumsuz duygular çıkmaya başlaması çok normal.Tıpkı ameliyattan çıkmış ve cerahati temizlenmiş bir insanın ameliyattan sonra birkaç gün ağrı çekmesi ve nekahat evresi gibi.

b) Danışanım, benle çalışmaya başlamadan önce malesef hiçbir eğitimi olmayan ama regresyon terapisi yaptığını söyleyen kişilerle bir-iki seanslık deneyimi olmuş ve bu kişiler de öfkeyi sadece baskılamasına sebep olmuştu. O yüzden zaman zaman sayfamda da paylaşıyorum, bilinçaltı temizleme-formatlama tarzı 2 günlük seminerlerle yılların birikimi olan bir sorunu çözemezsiniz. Hele hele ki bir insanın geçmişinde ciddi travmaları ve hastanede yattığı bir süreci varsa, o kişiyle seans yapmadan evvel gerçek bir regresyon terapistinin 10 kere düşünmesi gerekir. Eğitimi olsa bile, eğer bir vaka ile başetmekte endişesi varsa o vakayı kesinlikle almamalı. Çünkü ben yaptım-oldu mantığı, o an anlamasanız bile danışana fayda değil, zarar verebilir.

3-Farkettiniz mi bilmiyorum ama danışan ile çalışırken ana hedefim kilo değildi. Çünkü kilo benim için sadece bir gösterge ve çalışmalarımızın vücuttaki yansıması olacak. Kişi ne yapıyorsa yapsın, kilo gitmiyorsa veya gidip geri geliyorsa burda yapılması gereken sürekli diyet şeklinizi değiştirmeniz değil, düşünce şeklinizi kaynağından değiştirmenizdir. Olay kafada bitiyor gibi komik laflar etmeyeceğim çünkü olay kafada bitmiyor.)) Zihinsel yöntemler işe yaramaz malesef çünkü konu zihinden değil bilinçaltından kaynaklanıyor.

eKİLO ne demek? Ben vücudumda birşeyleri stokluyorum-istifliyorum demek. Ben kendimi güçsüz hissediyorum demek. Benim kendimi güçlü hissetmem için ne yapmam lazım? Eğer kendi içimdeki güçten bihabersem, birşeylerden beslenmem lazım. Burdaki beslenme kelimesi sizi yanıltmasın, bu bir yemek de olabilir, enerjisel beslenme de olabilir. Hele ki ben enerjisel olarak beslendiğim bir kaynağımı yitirirsem ne olur? Bozguna uğrayabilirim… yemeğe saldırabilirim. Tok olmama rağmen canım sürekli abur cubur veya tatlı isteyebilir. Kilom arttıkça da ben bilinçaltımda kendimi daha güçlü hissederim çünkü heybetim, ağırlığım artmştır ve tüm dünyaya ben burdayım demektedir. Hayata güvenim olmadığı için de eşyaları stokladığım gibi vücudumda kiloyu stoklarım. Konunun ucu kök çakraya kadar gider. Hatta anne ile bağlanma şeklinize kadar gider ki bu aile dizimi yapan terapistlerin de çok önemsediği bir konudur.

kg5Buradaki danışanım evinde de ciddi stok yapan bir kadın. Derin dondurucusunda en az 6 ay yenecek yiyecek olduğundan bahsetti. Sürekli gereksiz alışveriş yaptığından ve sürekli abur cubur yediğinden. Bildiğiniz gibi, sürekli alışveriş yapmak da bir bağımlılık türü…mutsuz bir insanın geçici bir süre için rahatlama yöntemi. Etki süresi ise yaktığınız bir sigaradan çok farklı değil..

Sonuç olarak, kilo bağımlı kişilik yapısında rastlanan ve tek seansın yeterli olmadığı bir konu. O yüzden danışanımla biraz daha çalışmaya devam edeceğiz.

4-Öldükten sonra bir süre dünyada kalmak, yani arada kalmak da bağımlı kişilik yapısında sık rastlanan bir durumdur. Bunlara İngilizce’de ” EARTHBOUND SPIRITS ” deniyor. Yukarıdaki vakada 1,5 yaşında ölen çocuk anne-babasını bırakmak istemediği için ışığa geçemiyordu ve bir süre ailesinin yanında kalıyordu. Hatta danışanın ilk olarak geçiş yaptığı hayatta tarif ettiği karakter de aslında ölmüş ama öldüğünün farkında olmayan bir çocuktu. Bu, arada kalma konusu da sizi ürkütmesin. Seanslarda hiçbir zaman korkutucu şeyler olmuyor. Hatta diyebilirim ki regresyon terapisi ölüm korkusuna bire-bir olan bir seans türüdür. Çünkü asla uydurmanızın mümkün olmadığı mükemmel bir kurgu ve ilahi bir düzen var. Kişinin bunu farketmesi ciddi bir şifalanmaya yol açıyor. Yazının bir sonraki bölümünde daha detaylı göreceğiz.)

Sevgilerimle…