ERKEK DANIŞAN : EKLENTİ SEANSI

Standard

ö1

İsmine Ömer diyeceğim danışanım 50’li yaşların ortasında emekli bir askerdi. Seansa eşinin tavsiyesi ile gelmişti.

Seans öncesi doldurduğu formda çalışmaya geliş sebebi bölümüne ” Uyku öncesi yaşadığım duygular ve kalp çarpıntısı hissi ” yazmıştı.

Bu sorunu yaklaşık 1,5 aydır yaşıyordu. Neredeyse hergün uyku öncesinde panik atak geçirir gibi olduğunu ve nefes almakta zorlandığını belirtti. Bu durum ilk gerçekleştiğinde gece yatakta zıpladığını ve sabaha kadar uyuyamadığını ekledi.

Son dönemlerde travmatik birşey yaşamadığını ama sağlığıyla ilgili olarak çok defa hastaneye gidip geldiği bir dönem geçirdiğini ve 1 yıldır aralıksız olarak hastaneye düzenli gidip geldiğini söyledi.

Emekli olduktan 1 sene sonra kalp krizi olup olmadığı kesin olarak teyit edilemeyen bir kriz geçirmişti. Aynı dönemde troid, prostat, mide problemleri ortaya çıkmıştı.

Seansa eklenti temizliği ile başladık ve yoğun duyarlılıklar olunca eklenti seansı şeklinde ilerlemeye karar verdik.

1.EKLENTİ: Kendisinin o güne kadar haberdar olmadığı bir kayıp ikiz hikayesi çıktı. Kayıp ikizi kızdı. Bu kısımda detayları algılamakta zorlandığı için bu bölümü en sona bırakarak seansa devam ettik.

2.EKLENTİ: Bir tanıdığı tarafından kendisine şifa amaçlı reiki tarzında bir enerji gönderilirken aktarılan 2 adet olumsuz enerjiydi. Bunlar kendisinde baş ağrılarına, konsantrasyon sorununa ve gezinen ağrılara yol açmışlardı.*

3. EKLENTİ: Bu eklentiyi çalışırken tuvaleti geldiği için kısa bir mola verdik. Midede hassasiyete ve şişliğe yol açan bir eklenti türüydü.

En sonunda yine kayıp ikiz konusuna döndük. Kayıp ikizi algılamakta zorlandığı için burada daha önceki deneyimlerimde işe yaradığını gördüğüm farklı bir materyal kullandım. Bunun üzerine katarsis yaşadı ve o anda farkettiğim kadarıyla katarsis yaşamasına kendisi bile şaşırdı.

Seans bitiminde kendisine uyumadan önce yaşadığı bu durumu takip etmesini ve bana hafta bittiğinde çok kısa bir rapor göndermesini rica ettim.

 

 

12

1.GÜN

Eylül Hanım merhaba

Sizin yanınızdan ayrıldıktan itibaren 24 saat içinde rahatlama hissi devam etti. Tamir fazı belirtilerini okudum bu belirtilerin hiçbirisi bende olmadı birgün öncesinden farklı değildim rahatlama hissi hariç.. Dün gece gayet güzel uykuya daldım ve uyanmadım çalışmada belirttiğim his olmadı.. Saygılarımla iyi çalışmalar...”
8.GÜN

Merhaba Eylül Hanım;

Seansın üzerinden 8 gün geçti. Tamir fazı belirtilerinden hiç birisi bende olmadı. Seans sonrası iki gün oldukça rahattım. Sonraki günlerde anlık olmak üzere size bahsettiğim hissi yaşadım ancak uzun süreli değil anlıktı. Gece uyumada sıkıntı yaşamıyorum ancak bazen yan yatarken sıkıntılanıyorum. Bu fiziksel bir rahatsızlık da olabilir tabi ki göbeğim rahatsız ediyor olabilir:))) İyi çalışmalar… Saygılarımla….”
15 GÜN SONRA

Merhaba Eylül Hanım;

Size geçen hafta cuma günü mail atmıştım. O gece yine uyumakta zorlandım göğüs bölgemde hissettiğim o garip his bir süre devam etti. O geceden sonra olmadı ama ben kendimi rahatlamış hissetmiyorum. Acaba bu gece de olacak mı diye tedirgin yatıyorum. Bunun dışında her şey normal. İyi geceler iyi çalışmalar…”
55 GÜN SONRA

Merhabalar Eylül Hanım

Çok şükür o hissi bir daha yaşamadım. Teşekkür ederim emekleriniz için.
F18
NOTLAR:
1-*:  Bu konunun örneklerine daha önce defalarca rastladım. Bu reiki benzeri birşey olabilir veya size uygulanan bir bio-enerji seansı olabilir veyahut da auranızı genişletecek çalışmalar yapılan türlü ortamlar olabilir. Bir enerji aktarımı sırasında siz kendinizi o kişiye açarsınız. Eğer size uygulama yapan kişinin birtakım eklentileri varsa, o anda o kişinin bazı türdeki eklentilerine de açık halde olursunuz.
Ör: Geçmişte yaptığım seanslardan birinde danışanım sağlık sektöründendi. Kendisi zaman zaman yurtdışından Türkiye’ye gelen bir bio-enerji uygulayıcısından bio-enerji seansı alıp eklem ağrılarını dindirmişti. Ama her ne hikmetse bu ağrılar dönem dönem kendini tekrarlıyordu. Seans içinde farkettik ki bu kişi danışana arada bir ağrı yaratacak türden enerjiler göndermiş. Böylece danışan ağrı yaşadıkça kendisine ihtiyaç duyulacağı ve Türkiye’ye çağırılacağı için kendisine bir nevi ticari döngü yaratmıştı.
Bu vakada ise bilinçli ve kötü niyetle aktarılan birşey yoktu ama sonuçta bir enerji aktarımı sırasında danışana gelen 2 olumsuz enerji vardı.
Dolayısıyla; kendinizi kimlere açtığınız önemli..hele hele tepe çakranızı her önüne gelene elletmemenizi özellikle tavsiye ederim.
2- Kayıp İkiz Sendromu: Bu konuda daha önceki vakalarda detaylı açıklama yazmıştım. Bakınız:  BİR KAYIP İKİZ SENDROMU ÖRNEĞİ ( 2. Bölüm )
3- Danışan bana gelmeden önce tüm tıbbi kontrollerden geçmişti ve rahatsızlığı fiziksel nedenlere dayanmıyordu.  ( kalp rahatsızlığı veya panik atak sebebiyle olmadığı biliniyordu.) Bu yüzden kendisini seansa alabildim.
Bu seansta meslek belirtme nedenim: Danışan eski bir üst düzey asker ve mesleği gereği geçmişte çok sayıda ölüme şahit olmuştu. Bu durum onu yeterince travmatize etmiş olarak düşünebilirsiniz.
Seans sonucu rahatsızlığın geçmiş olması sebebiyle benim bu vaka için belirtebileceğim tek cümlelik yorumum: Danışanın kaybetme ve ölüm korkusu tetiklenecek şekilde üst üste birtakım travmalar yaşayınca eklentileri harekete geçmişti…
Sevgiler,
Eylül Erdoğan

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU ( BINGE EATING DISORDER )

Standard

Young Pretty Woman Sitting Exhausted At Work

Bu vakada ismine Deniz Hn diyeceğim danışanım finans sektöründe çalışan, 40’lı yaşlarda, evli ve üniversite çağında bir çocuğu olan bir kadın. Kendisi ile daha önce seminerime katılmış olan bir arkadaşı aracılığı ile temasa geçtik . Farklı şehirlerde yaşadığımız için öncelikle regresyon terapisine uygun olup olmadığını tespit etmeye çalıştık.

 

kg1Deniz Hn’ın benimle çalışmak istediği sorunu, stres altındayken daha da yoğunlaşan kontrolsüzce yeme isteğiydi. Bu sebeple son bir sene içerisinde yaklaşık 10 kg almıştı.  Bu konularla bağlantılı olarak geçen sene bir psikiyatriste gitmişti ve kendisine panik atak ile tıkınırcasına yeme sendromu*  icin iki farklı ilaç verilmişti.

 

Randevu aşamasında kişilere daha önce psikoloğa veya psikiyatriste gidip gitmediklerini, herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadıklarını mutlaka soruyorum. Eğer SIKÇA SORULAN SORULAR bölümünü okuduysanız, psikiyatriste gitmeyi gerektiren vakalarla veya ağır psikosomatik ilaç kullanan kişilerle asla çalışma yapılmadığını biliyorsunuzdur. Bu sebeple, henüz randevu vermeden önce Deniz Hn’dan da kullandığı ilaçların isimlerini ve dozlarını alarak ne kadar süredir kullandığını sordum. Kullandığı ilaçlar ağır ilaçlar değildi ama yine de bu ilaçları bir senedir kullanıyor olmasının bizim seansımızı yani transa geçişini etkileyip etkilemeyeceğini bir nöro-psikiyatrist ile teyit ettikten sonra kendisine randevu verdim.

kg2

Bir araya geldiğimizde doldurduğu formda, çalışmaya geliş sebebi bölümüne üç konu yazmıştı:

-kontrolsüzce yeme isteği

-insanlara hayır diyememe

-sevilme ihtiyacı

 

Bu üç konu birbirinden farklı konular gibi görünse de aslında hepsi bağımlılık teması altında incelenebilecek konulardı. Dolayısı ile sadece çalışma konuları bile bana danışan hakkında fikir vermesine rağmen tabiki usul gereği detaylı bir öngörüşme yaptık. Bu öngörüşme sırasında ergenlik döneminde iken anne ve babasını birer yıl arayla kaybettiğini öğrendim. Aile sisteminde bakılması gereken konuları not ettim. Ayrıca evliliğinde yaşadığı ve kısmen geçmişte kalan sorunlarını ve bu sorunların çocuğunu nasıl etkilediği gibi durumları da ilerdeki çalışmalar için not ettim.

Hemen sonrasında seansımıza geçtik ve seans konumuz olarak ” kontrol edilemeyen sürekli yeme dürtüsü” nü seçtik. Bununla bağlantılı olan sorunun kaynağına baktığımızda  Deniz Hn bana Türkiye’de geçen bir geçmiş hayat hikayesi anlatmaya başladı. Geçiş yaptığı ilk sahne, o geçmiş hayatın sonlandığı yani o yaşamındaki öldüğü andı. ( Not: Bu durum, seans deneyimi olmayan kişileri hiç korkutmasın. Aşağıda yer alan NOTLAR bölümünde daha detaylı açıklıyorum. )

 

kg7Bu geçmiş hayatı baştan sona keşfettiğimizde iki çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olduğunu ve bir kız çocuğu olduğunu gördü. Başka bir sahnede 6 yaşında olduğunu ve erkek kardeşinin henüz bebek olduğunu, anne-babası erkek kardeşini severken kendisinin kenarda onları kıskançlıkla izlediğini, üzüldüğünü ve terk-edilmiş gibi hissettiğini söyledi. Ayrıca anne-babaya öfke duyduğunu ” beni sevmiyorlar galiba, ben olmasam daha iyi ” şeklinde iç geçirdiğini söyledi.

Bu düşünceler tüm hayatına damgasını vuruyordu ve ebeveynlerinden alamadığı sevgiyi sağlayacak başka bir kaynak arayışıyla yirmili yaşlarına geldiğinde bir gence aşık oluyordu.

 

kg823 yaşında olduğunu söylediği sahnede aşık olduğu gençten bahsederken o esnada bedeninde karnına yayılan bir sıcaklık algıladı. Sol kolunda sıcaklık oluştuğunu ve aşkın heyecanından midesinde bir ağırlık hissettiğini söyledi. ” Çok seviyorum, çok mutluyum ama karşı taraf aynı duyguda değil, o bana aynı değeri vermiyor” dedi. O esnada ağzında kuruluk da hissetti.

Aşkına aynı karşılığı vermeyen bir sevgilisi olduğu için müthiş bir hayal kırıklığı duyuyordu ama ” Üzüntü verse de vazgeçemiyorum. Yeter ki yanımda olsun, değer vermese de razıyım. ” diyordu.

Sevgilisiyle buluştukları başka bir sahnede yine kendisini çok değersiz hissettiği bir an vardı. Sevgilisi ” gereksiz konuşuyorsun ” gibi bir ifade ile bakıyor ve sonra çekip gidiyordu. Çamurlara bata çıka arkasından koşmaya çalışırken yetişemeyeceğini anlayıp durduğunda göğsünün sıkıştığını ve kendini ifade edemediği için boğuluyormuş gibi hissettiğini söyledi. Bu ana çaresizlik, büyük bir üzüntü ve terk edilmişlik duyguları eşlik ediyordu ve içinden” neden hep böyle oluyor, sanki kimse beni istemiyor ” diyordu.

 

2124 yaşına geldiğinde kendini o gençle evlenirken gördü. Düğün sırasında mutlu değildi ve ” evet” deme konusunda tereddütlüydü. “Vazgeçemediğim için evleniyorum ama aslında yanlış yaptığımı biliyorum. İnsanlar toplandı artık, evlenmem gerekiyor. ” dedi. Düğün sahnesinde anne-babası çok silikti. Ayrıca erkek kardeşinin de düğünde olmadığını algıladı. Kardeşinin neden orada olmadığını sorduğumda ise ” Kavgalıyız, konuşmuyoruz. Sevgilimle evlenmemi istememiş. ” dedi.

Eşiyle maddi durumlarının çok iyi olmadığını, nikah sonrası yemeğe gitmeden önce akrabalarından ödünç aldıkları gelin arabasını teslim ettikleri için gelinliğini çıkararak normal bir kıyafet giydiğini, sonra da  taksiye binerek yemeğe çıktıklarını söyledi. Yemek yemek için gittikleri restaurantta gelinlikli birini görünce çok üzüldüğünü ve arabayı teslim etmek zorunda kaldıkları akrabalarına çok kızdığını belirtti.

 

kg9Düğünden bir sene sonra 25 yaşında olduğu bir sahnede hamileydi. Evde yalnız olduğunu, kocasını beklediğini ve üzüntülü olduğunu belirtti. Kocasından ayrılamayacağı için kendini mutlu edecek başka birşey aradığını, o yüzden çocuk yaptığını ekledi.

Kocasını bekleyiş süreci uzayınca başına birşey gelebileceğini düşünerek evham yaptığını ve 8-9 aylık hamile olmasına rağmen kocasına bakmak için geceleyin dışarı çıktığını söyledi. Kocasının bir arabayla geldiğini üst geçitten görünce kocasına yakalanmamak için koşarak eve döndüğü ama kocasıyla aynı anda eve gelince ona yakalandığı bir sahne vardı. Kocası onu çok boğduğunu söylüyor ve direkt olarak yukarı çıkıyordu. Evde hiç konuşma olmadan direkt uyuduklarını söyledi. Bu sahnede, evlilik yaptığı için yoğun bir pişmanlık duygusuyla beraber bir daha kocasını aramaması ve merak etmemesi gerektiğini düşünüyordu.

 

kg10Bir sonraki sahnede yine 25 yaşındaydı fakat bu sefer kendini farklı bir yerde algıladı. Tarif ettiği yer bir hastaneye benziyordu ve odada yalnızdı. Çocuğunu doğurduktan sonraki süre içinde ruhsal sağlığının bozulduğunu ve ailesinin çocuğuna bakmak için çocuğu ondan aldıklarını algıladı. Bu sahnede koğuş gibi bir odada, kendini tek başına yere çökmüş, ileri-geri sallanırken gördü ama” birşey düşünmüyorum” dedi. Üzerindeki hastane kıyafetini tarif ederken o sırada hafiften başı ağrımaya ve ayak parmakları da uyuşmaya başladı.

Boşluk dışında birşey hissetmediğini söylediği bu sahnede içeriye eşinin girdiğini ama onu tanıyamadığını belirtti. Onu tanıyamayınca eşinin kendisini tutup bayağı sarstığını ve o sırada sendeleyip yere düşerken başını karyolanın kenarlarında bulunan sivri metal bir yere çarptığını söyledi. Bu bölümü anlatırken kollarından ellerine doğru soğuk bir akış ve ayak bileklerinde karıncalanma hissetti. Daha sonra bilincini kaybettiğini ve başından akan kanlar kollarından süzüldüğü için kollarından aşağıya doğru akış hissettiğini söyledi. Kocası onu o şekilde bırakıp kaçıyordu. Odaya birileri gelip kendisini kaldırmaya çalıştığında zaten ölmüş olduğunu , ölüm sebebini ise başını metale çarpma olarak belirtti. Bu bölümü anlatırken de bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetti.

 

kg12Ruhsal rahatsızlık sebebiyle hastane bölümünü keşfetmemiz biraz zorlayıcı oldu. O yüzden ruhsal boyuta geçtiğimiz zaman kendisi ile o dönemi daha rahat keşfettik. Ruhsal boyuttayken , hastalığının aslında hastane öncesi dönemden çok öncelere dayandığını, şizofreni benzeri bir rahatsızlığı olduğunu ve geç farkedildiğini söyledi.Kardeşinin, sevgilisiyle evlenmesine karşı olduğu için aslında haklı olduğunu ama hastalığı sebebiyle birçok şeyi yanlış algıladığı gibi kardeşini de yanlış algıladığını ve ona hayatı boyunca ters davrandığını farketti.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede hastalık potansiyelini doğuştan getirdiğini, bunun bağımlık teması için hizmet ettiğini, o yaşamda başarması gereken şeyin sevgiyi hissetmek olduğunu algıladı. Sevginin dokunmak ya da bir şeye sahip olmak demek olmadığını ve sevginin gösterilmeden de hissedebileceğini öğrenmesi gerektiğini söyledi.

Bu geçmiş yaşam izlerini ( not: Bunu ister bir geçmiş yaşam olarak düşünebilirsiniz-geçmiş yaşamlara inanmıyorsanız bilinçaltından çıkan bir hikaye olarak da düşünebilirsiniz ) tamamıyla dönüştürdük. Şimdiki hayatına ilişkin olarak rehberi Derya Hn’a ” sevildiğini hisset ” dedi.

Şu anki hayatı ile olan benzerliklere baktığımızda arada birçok bağlantı vardı. Bu hayatında da kardeşi doğunca benzer duygular hissettiğini, o doğduğu zaman yine ebeveynleri tarafından sevilmediğini düşündüğünü, eşiyle olan evililiğini yaptıktan sonra benzer şekilde değersizlik duyguları yaşadığını ve çocuğu olunca bu sevgisini çocuğuna yönlendirdiğini ; bu yaşamında da kardeşiyle arasının mesafeli olduğunu belirtti. Görünüşe göre benzerlikler açısından müthiş bir kurgu vardı ve bu hayatındaki eşi ile anlattığı geçmiş yaşamdaki eşi de aynıydı.

 

Şifa bölümünden sonra seansımızı sonlandırdık.

 

GERİ-BİLDİRİMLER:

Deniz Hn ile seanstan bir gün sonra konuştuğumuzda : ” Eylül hanım, ilk gün uykulu bir haldeydim. Sabah uyanamadım ve bu, gün boyu sürdü. Beynim boş gibiydi. Zihnim susmuştu sanki ,vücudumda bir hafiflik hissi vardı , ağırlıklarımdan kurtulmuştum sanki. Gün boyu yeme isteğim normaldi, aklıma bile gelmedi, garip bir şekilde huzurluyum.” dedi.

kg13
Bir hafta sonra haberleştiğimizde  ” Merhaba Eylül hanım. Gayet iyiyim, farklı bir durum yok. Sakinim , iyi uyuyorum, çabuk öfkelenmiyorum, herşeyi takmiyorum, relaks halindeyim. Bu duruma kendim bile şaşıyorum. Bir-iki stresli durum oldu, yemeğe saldırmadım, bu da güzel bir gelişme. Sonuç olarak gayet huzurlu bir hafta geçirdim.” şeklinde bilgi verdi .

 

 

kg419 gün sonra emailleştiğimizde: ” Merhaba Eylül hanım. Gayet iyiyim. Yine yemek yeme isteği duyuyorum ama bu sefer kontrollüyüm, kendimi kaybetmiyorum, istediğim yerde durabiliyorum. Sakinim, sadece geceleri uzun ve karışık rüyalar görüyorum ve ertesi gün kesinlikle hatırlayamıyorum. Hatırlamaya çalışmak beni yoruyor. Zaten cok yoğun çalıştığım için beynim biraz yorgun. Bu cumartesi doktora gideceğim, ilaçları bırakmak için konuşacağız bakalım. Teşekkürler. İyi akşamlar.” yazdı.

Bir ay sonra haberleştiğimizde: ” İyi aksamlar Eylül hanım. Evet , doktora göründüm. Aşamalı olarak 3 aylık bir süre içinde ilaçları bırakacağız. Onun haricinde iyiyim. Rüyalar da azaldı.” dedi.

NOTLAR:

1-İlk seansımızdan bu yana yaklaşık 40 gün geçti. Deniz Hn, bu süre içerisinde herhangi bir atak yaşamadı ve doktor kontrolünde ilaçları bırakma evresine girdi. Fakat bu durum, bizim çalışmamız açısından tek seansın tamamıyla yeterli olduğu anlamına gelmiyor. Başka vaka örneklerinde de belirttiğim gibi, bağımlı kişiliklerde en az 2-3 seans çalışmak gerekiyor. Hele ki kilo gibi bir konu, mutlaka uzun vadeli çalışılması gereken bir konu. O yüzden , lütfen bu vakayı tek seanslık bir konu gibi algılamayınız.

Bir seansta ciddi gelişme elde edilebildi fakat danışanı tetikleyebilecek birkaç faktöre daha bakmak gerekiyor. Buradaki danışanım açısından yorum yapmak gerekirse, sonraki aşamada mutlaka şimdiki hayat regresyonu yapmamız gerekiyor. O yüzden çalışmaya devam edeceğiz.

2-Bu vakadaki danışanım Deniz Hn, seans sırasında bedeninde yoğun duyarlılıklar hissetti. Bu duyarlılıklar çoğunlukla seanslarda rastladığımız birşeydir ve birkaç açıdan önemlidir:

a) Yaşanan bedensel duyarlılıklar, o geçmiş hayatta yaşanan travmaların bedenimizde kayıtlı izleri olduğunu ve seans sırasında bu izlerin açığa çıktığını gösterir. Bedensel duyarlılıkların yoğun olması ise o geçmiş hayatın kişi üzerinde oldukça etkili olduğunu gösterir. Bedendeki duyarlılıkları seans sonuna doğru şifalandırmamız bu yüzden çok önemlidir. Regresyon Terapisi’nin gerçekten düzgün eğitim almış, deneyimli kişilerce yapılması da bu yüzden çok önemlidir. Aksi takdirde, tabir-i caizse uyuyan devi uyandırmış olursunuz. Ben bu sebeple, ekinde CD bulunan regresyon terapisi kitaplarını da çok doğru bulmuyorum. Dinlediğiniz o CD, sizin direkt olarak travmatik bir olayın yaşandığı sahneye geçiş yapmanızı sağlayabilir. Kendi kendinize terapistlik yapıp yönlendiremeyeceğinize göre boş yere bir travmayı açığa çıkarmış yani uyuyan devi uyandırmış olursunuz. Eğer üzerinde dönüştürme veya şifalandırma yapılmayacaksa, herhangi bir geçmiş yaşamı keşfetmenin anlamı ve mantığı yoktur. Biz seanslarda insanlara yaşamlar arasında magazin turu attırmıyoruz, keşfettiğimiz o yaşamlardaki travmatik anları ve o travmatik anların şu andaki yaşamınızı nasıl etkilediği bölümünü dönüştürmeye çalışıyoruz. Yani amacımız her zaman şu andaki mevcut yaşamımıza hizmet etmek.

b) Seans sonunda danışan ” tüm bu hikayeyi uydurmuş olsam bile bedenimdeki bu duyarlılıkları uydurmuş olamam” diye düşündüğü için çoğunlukla bedensel duyarlılıklar danışanın yaşadıklarını anlamasını ve bağlantı kurmasını kolaylaştırdığı için bize hizmet eder.

c) Seans içerisinde açığa çıkan bedensel duyarlılıklar seans bittiği zaman geçer. Bu yönde herhangi bir korkunuz olmasın.:) ( Sıkça sorulan sorular bölümünde anlatılan TAMİR FAZI döneminde yaşanan semptomlar, bu kapsamda değildir )

3-TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU: DSM V’te ” BINGE-EATING DISORDER ” ismiyle geçen bir çeşit yeme bozukluğudur. Tanı koymak ve atak sayısı takip etmek benim işim olmadığı için o bölümle ilgili detaya girmiyorum. Burada önemli olan şu ki, tanı koyan da, ilaç veren de, ilacı kesmeye karar veren de herzaman danışanın doktorudur. Ben bu sürece asla zarar vermeyecek şekilde duruma müdahil oluyorum.

4- Vakada danışanın daha ilk sahnesinde, o geçmiş hayatta öldüğü sahneden giriş yaptığını yazmıştım. Bu bizim sıklıkla karşılaştığımız ve gayet normal bir durumdur. Hayatında daha önce seans deneyimi olmayan kişileri ürkütebileceğini düşünerek bu notu ekliyorum. Bugüne kadar hiçbir seansta öldükten sonra yuvaya ( ışık, Allah katı, öbür taraf vb isimlerle anılan yer ) geçişi kötü bir deneyim gibi anlatan birine rastlamadım. Tam tersi o anı müthiş bir hafifleme, rahatlama ve huzur şeklinde ifade ederler. Bu durum kişinin inancından da bağımsızdır. Ateist olduğunu söyleyen kişilerle de çalıştım, dini inancı çok kuvvetli olup düzenli dini sohbetleri takip eden kişilerle de çalıştım. Hepsi seans içerisinde ruhsal boyutu algıladı.

O anın aslında hiç de korkutucu olmadığını görmek kişilerdeki ölüm korkusunun azalmasına da hizmet ediyor. Ayrıca sadece bu bedenden ibaret olmadığımızı anlamak da kişilerin bu hayattaki hal ve davranışlarını olumlu yönde etkiliyor.

 

Sevgilerimle…