
Bildiğiniz üzere İstanbul-Mersin arasında sürekli seyahat ediyorum. O yüzden 1 aylık programım genelde haftalar öncesinden programlanmış oluyor. Bundan yaklaşık 35-40 gün önce, bir gece yarısı tam da şubat ayına dair tüm İstanbul randevu planını tamamlamış bilgisayarımı kapatıp yatmak üzereyken ” ACİL ” başlıklı bir email aldım.
Emailin içinde ismi geçen kişilerden biri daha önce çalıştığım bir danışanımdı. Bu danışanım bana ilk geldiğinde kendisine beni bir psikoloğun önerdiğini ve ” Bu kişiye gözü kapalı gidebilirsin ” dendiğini söylemişti. Bu psikoloğun ismini sorduğumda ise kişiyi tanımıyor olmam beni daha çok etkilemişti. Çünkü ben özellikle iş hayatında beni kişisel olarak tanıyanlardan ziyade, hiç tanımayan kişilerin görüşlerini daha objektif bulduğum için daha çok önemserim. Dolayısıyla hiç tanımadığım bu psikoloğun adını bile bilmediğim için sosyal medya üzerinden kendisine teşekkür etttiğimi hatırlıyorum. İlginç bir konu olunca hem konu, hem de konuyu danışanıma aktaran kişi aklımda kalmıştı.
Bu sefer yazan, psikologun önerisini ileten yakın arkadaşı olan kişiydi:
” Merhaba Eylul Hanım,
…..’a psikolog tavsiyesini ileten kişi ben, ( ismi )…
Uzun zamandır sizi takip ediyorum . Reiki hocası olmamın yanında uzun yıllardır bilinçaltı çalışmaları konusunda egitimler alıyorum ancak uygulama aşamasına gecmiyorum.
12 yasındaki oglumun surekli yasadıgı dejavular ve ara ara kafasının ıcınde seslerin cokkk yukselmesi sorunlarıyla basetmeye calışıyoruz doktorların soyledıgıne gore onemli bir mesele degil ustun zekalı oldugu tespit edildikten sonra bu sorunların yasanabilecegine benzer orneklerle biz de inandık.
Ancak son 10 gundur her gece kabuslar ve hatta aynı ruyalarla uyanıp uzun sure kendini toparlayamıyor. Herseyın çok hızlandıgını ve buna dayanamadıgını hatırladıgı kadarıyla sonra anlatabiliyor.
Doktor uyku teroru olabilecegini ancak yapılacak birsey olmadıgını soyluyor
Ve ben içsel olarak bu sorunun cozumlenmesinin sizinle mumkun oldugunu hissediyorum 10 gundur uyumayan ve ilk kez caresizlik içinde kalan ben sizden şubat ayında oglum … ….’la çalışmanız konusunda ricada bulunmak ve eger bu mumkun olursa cokkk mutlu bir anne olacagımı belirtmek isterim.
Şimdiden tesekkurler. “
***
Açıkçası, programım doluydu ve yeni birini almam imkansızdı ama İstanbul’da çok yoğun çalıştığım için her 3 günde 1 kendime koyduğum küçük dinlenme molaları vardı. Çocuk seanslarını 1 saatle sınırlı tuttuğum için böylesi acil bir durumda bu çocuğa da dinlenme saatimde seans yapabileceğimi düşünerek anneyle yazışmaya başladım.
İlk soruma aldığım cevap:
“Hicbir teshis yok.
Sadece ustun zekalilarin egitim aldigi …… adli merkezdeki pedagog sag ve sol beyin arasinda cok fark oldugunu bunun da bir dengesizlik yaratabilecegini soyledi.
Hicbir ilac ya da teshis yok …
Yasitlariyla iletisim kurmada sorunu olmasa da onlarla vakit gecirmekten sıkılan ve surekli onlara kızan soylenen elestiren bir yapisi var …
Ozellikle yalan uydurma, adaletsizlik, haksizlik gibi cocuklar ya da buyukler arasindaki her turlu davranisi seziyor ve cok sinirleniyor…
Ancak bir teshis ya da tedavi durumu yok .
Gordugu ruyada da tam anlatamasa da hep ayni olan seyler var
Sesler, cok hizli sayi sayma
Cok hizli gecen zaman
Mary hanim otelden cikis yapti diyen biri var, o yalan soyleyerek otelden para aldi diyor…Hersey cok hizli diyor .”
***

Ben İstanbul’a gelmeden evvel her türlü tıbbi kontrolden geçmiş olduğu için kendisine ilk haftasonu randevu verdim. Annesinin doldurduğu formda oğlunun belki epilepsi olabilir şüphesiyle 24 saat boyunca EEG’sinin çekildiği ve hiçbir sorun bulunamadığını yazıyordu. Ayrıca gündüze yansıyan bir sorun yaşamadığı için psikiyatrist de sorun yok demişti. Doktorların söylediği son şey şuydu: “
Belki gece terörü olabilir ama bu konuda tıbben yapabileceğimiz birşey yok. “.
Tüm bu bilgiler ışığında ismine Mert diyeceğim danışanımla bir araya geldiğimizde, karşımda küçük bir çocuk beklerken neredeyse boyu benim boyuma yakın 12 yaşında bir delikanlı ile karşılaştım.:) Haliyle iletişim kurmak benim için çok kolay oldu. Küçük çocuklarda kullandığım oyunlara ve türlü numaralara hiç ihtiyaç kalmadı. Tabiki burada danışanın motivasyonu da fark yarattı çünkü bu küçük danışanım her gece yaşadığı bu kabusu çözmek için benimle iyi bir işbirliği yaptı.

Sohbetimiz sırasında bana bu sorunu 1 aydır yaşadığını, neredeyse hergün uyuduktan 2 saat sonra uyandığını , giderek bu sürelerin biraz öne çekildiğini, sebebini bilmediği bir şekilde konuşmaya başladığını , ilk 10 gün boyunca kafasında sayıların çok hızlı bir şekilde döndüğünü, sonraki günler daha farklı şeyler olmaya başladığını ve gördüğü kabusları sabahları hatırlamadığını ekledi. Daha önce annesinden aldığım bilgi ise, bazı geceler bilmediği bir dilde konuştuğu şeklindeydi. Hatta bir gece oğlu anneye ” Y
eni Selma’yı istiyoruz diyorlar ” demişti .
***
Eklentiden şüphe ettiğim için seansa enerji temizliği ile başladım. Tahminimizde haklı çıktık. Yalnız bu esnada farkettiğim başka bir durum daha oldu ve o anda başının bir bölümünde daha farklı bir enerji algıladığım için oraya müdahale etmem gerekti. Ancak orayı da temizledikten sonra imgeler netleşti.
Gelmişken kendisiyle doğum travması da çalıştım. Seans sonunda gönderdiğimiz eklentiye dair bir resim çizmesini istedim. Mükemmelliyetçi olduğu için hemen 2 dk’da çizemeyeceğini, uzun süreceğini söyledi. Ben de onu dinlenme molamda araya aldığım ve çizim için extra vaktim olmadığı için akşam eve gidince çizip annesi aracılığıyla bana gönderebileceğini söyledim. Bu şekilde anlaştık ve ayrıldık. ( Altta çizdiği silüet, eklentinin görüntüsü: Yarısı siyah, yarısı beyaz olan ve arkası dönük bir erkek figürü )
Annesi onu almaya geldiğinde bu konuya bir ekleme yaptı: ” Oğlum çok mükemmelliyetçi. Aslında o yüzden de getirmeyi düşünüyorum size..).” . Ben bunu duyunca hem şaşırdım hem de gülümsedim çünkü ilk defa bir küçük danışanın mükemmelliyetçiliğinden şikayet edildiğini duyuyordum. Ve ne tesadüf ki bu danışanımla ortak bir özelliğimiz vardı: mükemmelliyetçilik…:)
Seans özel bir vaka olduğu için Mert’in annesinden hergün sabah ilk iş bana email atarak o gece oğlunun uyanıp uyanmadığını, nasıl uyuduğunu yazmasını rica ettim.
***
Geri-bildirimler:
-1. Gün: ” Gece uyandı ama atak yaşamadı. ” Ben izin vermedim ” diyerek geri yattı. Herhangi birşey olmadı.”
-2. Gün: “Hic uyanmadi tum gece
Bu duruma benzer geceleri 1 ayda en fazla 4-5 gece ve araliklarla yasadik
Umarim artik saymayi biraktigimiz huzurlu gecelerimiz baslamistir .
Cok tesekkurler ..Sevgiler…”
-3. Gün: ” Merhaba eylul hanim hic aksatmiyoruz calismayi 🙂
Bir geceyi daha biz uyumasak da oglumuz huzurla tamamladi ..
Tekrar tesekkurler . Sevgiler…”
-4. Gün: “ Huzurlu bir gece daha
Cok sukur …
Tesekkurler ,sevgiler.”
-5. Gün: “Bir gece daha huzurlu ve hic bir sorun olmadan gecti .
Cok tesekkurler .Sevgiler .“
-6. Gün: ” Eylul hanim merhaba ;
Yasadigimiz bu zorlu deneyimin ilk anindan itibaren butun kalbimle inandim sizinle cozecegimize ..Bugun 6.gece
Oglumun her sabah bu gece de birsey olmadi derken gulen gozleri icin varliginiza minnetttarim …
Sevgiler...”
7 gün takip ettikten sonra durumun tekrarlamadığını görmemize rağmen yine de emin olmak için bir hafta daha gözlemlemek istedim.
-8. Gün: ” Merhaba eylul hanim
Kusura bakmayin bugun bir turlu yazamadim
Gece herhangi bir benzeri problem yasanmadi
Cok ruya gorup cok uyandigi bir geceydi
Yazmam gerekir mi bilmiyorum ama ruyasinda kardesi oldugunu benimle birlikte Ankaraya gidip dondugumuzde babasinin ona “Mert, kardesin öldü özür dilerim ” dedigini gormus
Uyandiginda gozlerinde yas vardi .
Bunun disinda bir danisaninizin paylastiginiz geri bildirimi dikkatimi cekti .
Mert’in de dirseklerinde tam bu surec oncesi cikan sigilimsi buyuk cikintilar vardi
Hic iyilesek gibi degildi .
Bir haftadir kuculduler ..
Tekrar tesekkurler .
Iyi geceler diliyoruz ..”
-9. Gün: “Merhaba eylul hanim;
Bir geceyi daha sakin ve huzurlu gecirdik
Tesekkurler .Sevgiler “
-10. Gün
…..
-…..
Artık annesi bana uyku durumunu bildirmeyi bıraktı. Herhangi bir sorun çıkarsa haberleşeceğiz. Mart ayında hem Mert ile başka bir konuda, hem de annesiyle kendisinin talebi üzerine ayrı bir konuda çalışacağız.
***
NOTLAR:
1-Çocuklarla olan seansları yetişkin seanslarından daha çok önemsediğimi daha önce de yazmıştım. Düşünsenize, bu çocuğun annesi regresyon terapisinden haberdar olmasaydı oğlu için ne yapacaktı? Kabus dolu geceler muhtemelen aylarca veya yıllarca devam edecekti..ve belki ilerde uyku için ilaç bile vermek zorunda kalacağı günler gelecekti.
O yüzden işimi her geçen gün daha çok seviyorum. İnsanların iyileştiklerini görmek-duymak bir tiyatrocunun alkışla beslenmesi gibi birşey. Yani benim için işimin en tatmin edici yanı, insanlardan aldığım geri-bildirimler. Yoksa sonucunu takip edemiyorsam bana göre seans yapmanın hiçbir manası yok.
2-GECE TERÖRÜ olabilir denen konu, bu vakada benim için sadece bir eklenti seansıydı. Yalnız dikkat ettiyseniz bu soruna el atmadan evvel konunun öncelikle tıp doktorları tarafından kontrol edilmiş ve her türlü tetkik yapılmış olduğundan ve tıbbi bir çaresi olmadığından emin oldum. O yüzden her benzer sorun olduğunda lütfen genelleme yapmayınız ve ilk etapta bir tıp doktoruna başvurunuz.
” Eklenti ” konusu çok daha geniş çaplı bir konu olduğundan burada çok detaya girmeyeceğim ama sadece şu kısa tanımlamayı kullanabiliriz: Bizim enerji alanımızda bulunan ama bize ait olmayan enerjilere EKLENTİ diyoruz. ( bakınız: Sıkça Sorulan Sorular bölümü )
Bu vakada çocuk danışan tarafından çizilen bir eklenti silüeti mevcut idi. Aldığımız bilgiler doğrultusunda bu eklenti, Fransa’da intihar ederek ölmüş birinin enerjisinden başka birşey değildi. Neden bu çocuğu seçmiş derseniz, seansta kendime not ettiğim bilgi şu: Mert 1 ay önce çok üzüldüğü travmatik bir olay yaşamış. O sırada eş-zamanlı olarak okulda da haksızlık olarak gördüğü başka bir duruma şahit olmuş. Bu iki travma üst üste geldiğinde ve Mert’te tetiklenen duygu Fransa’da ölen kişinin duygusuyla aynı frekanslarda olduğunda Mert bu enerjiyi doğrudan kendisine çekmişti. Seans sırasında bu enerjiyi ait olduğu yere gönderdikten sonra Mert’in annesini de bu tür durumlardan korunma yollarıyla ilgili kısaca bilgilendirdim.
Mert’in yaşadığı travmatik vaka üzerine kendisiyle biraz sohbet edip etkilenme durumuna baktım. Eğer ihtiyaç duyarsak ilerde çalışacağız ama şimdilik kendisi konuyu zaten halletmiş gibi görünüyor.
3-Burada bahsettiğim eklenti konusunu anlamakta zorlanıyorsanız şöyle düşünün: nasıl ki bağışıklık sisteminiz düştüğünde vücudunuz daha kolay hastalanıyorsa, ciddi bir travma yaşadığınızda hissettiğiniz yoğun duygularla ( öfke, çeşitli korkular…vb ) , kendinize birtakım olumsuz enerjileri çekebiliyorsunuz.
Eminim ilk defa duyanlara saçma gelecektir ama durum tamamı ile bundan ibaret. Ben sonuçla ilgilendiğim için gerisi sadece teferruat. Ama emin olabilirsiniz ki böyle bir şeyi 15-20 sene önce duysam ben de inanmakta zorluk çeker hatta sizin delirdiğinizi düşünürdüm..:)) O yüzden yaptığım işe baktığımda zaman zaman kendi kendime şöyle espriler yaparım: BİR ANALİTİĞİN HAZİN SONU ( ya da ANALİTİK PLAZA İNSANININ HAZİN SONU ) ismiyle belki bir gün kısa hayat hikayemi yazarım size. Hiç gerçekçi değil diye küçükken bilim-kurgu bile izlemeyen ve gözüyle görüp algılamadığı hiçbir şeye inanmayan birinden bu aşamaya nasıl geldiğimi belki birgün size de anlatırım.
O gün gelene kadar kendinize iyi bakın..:))
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili