BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-4. Bölüm

Standard

ŞY1

18.03.2016’da Berna Hn ile bir kez daha bir araya geldik. Şehirdışından gelip gidiyor olması sebebiyle seans aralıklarımız yaklaşık 40 gün civarı aralıklarla sürüyordu ve her yeni seansta daha önce bilmediğimiz yeni bir durum ortaya çıkmaya başladığı için son 3 seansın konusu tabir-i caizse beklemediğimiz yerden çıkıyordu. Özellikle de Berna Hn, seansa gelmeden önce tetiklenen bir bünyeye sahip olmasaydı sanırım işimiz çok zor olacaktı çünkü alttaki seansta ruh sağlığı yerinde değilken ölen bir alt kimlik ve dolayısıyla keşfi beni bir hayli zorlayan bir geçmiş hayat hikayesi var. Seans notlarına geçmeden önce son günlerinin nasıl geçtiğini sorduğumda Berna Hn’ın yine tetiklenmiş bir vaziyette seansa geldiğini farkettim.

 

 

DÖRDÜNCÜ SEANS SONRASI GELİŞMELER:

1-Seans sonrası tamir fazı bittiği andan itibaren sırtımda sanki kanatlarım çıkıyormuş gibi yoğun bir ağrı var. Onun dışında ayak bilekleri ve dizlerin yan tarafları ( eklem bölgeleri ) ağrıyor. Baş ağrısı da var. Gözlerimdeki hassasiyet iyice arttı. Bunların hepsinin aynı zamanda olduğu da oluyor.

O12-Tamir fazı bittiği andan itibaren uyku sorunum başladı. Sabahları zor kalkıyorum. Özellikle son 1 haftadır 2,5 saat civarı uyuduğum için enerjim düşük.

3-Evde durmak istemiyorum. Eve girince de çıkmak istemiyorum.

4-Çok su içmeye başladım.İçerden birşey kuruyor gibi hissediyorum. Şu anda 2-3 lt civarı içiyorum. Eskiden bu kadar içmediğim için dikkatimi çekti.

5-Çok üşüyorum. Yüzüm ve başım yanıyor..vücudum üşüyor.. ( Berna Hn çoktan seansa geçiş yapmaya başlamıştı bile….)

 

 

 

BEŞİNCİ SEANS

Daha konuşurken seansın etkileri başladığı için çok kısa bir metotla bunun bir geçmiş hayat izi olduğunu anladıktan sonra hemen ilk sahneye geçiş yaptık.

046-7 yaşında güzel giyinmiş bir kız çocuğu olarak ormanlık bir alanda patikadan yürüyerek altında bank olan bir ağacın altına gelip oturuyordu. Gelirken yolda şarkı söylediğini ve çok mutlu hissettiğini söylüyordu. Bu sahnede verdiği daha başka birçok detay vardı ama içimde birşeylerin doğru olmadığına dair bir izlenim de uyanmaya başlamıştı. İngilizce tabiriyle herşey gerçek olamayacak kadar iyiydi. ( too good to be true ).

Bu sebeple hayatın başka anılarına bakmak istedim ve zorluk derecesi: “yeni mezunken denk gelse belki terapiste mesleği bırakmayı düşündürecek zorlukta”  bir seansta adım adım ilerlemeye koyulduk.

***

3-4 YAŞ: İzbe bir yerde, eski bir binanın balkonunda salıncakta sallanıyordu. Yine orman vardı ve yalnızdı. Beni buraya bırakıp gittiler diyordu ve sonrasında içerden gelen babaannesini algılıyordu.

***

O52 YAŞ: Bu dönem dudaklarının dikili olduğundan ve konuşamadığından bahsediyordu. Anne-babası 2 yaşında iken onu babaannesine bırakıp başka bir yere gidiyorlardı.

Hergün annemlerin beni bıraktığı saatte salıncağa binip sallanarak onları bekliyorum, sürekli ağlıyorum ama gelmiyorlar. ”  diyordu.

 

***

 

076-7 YAŞ: Artık dudakları dikili değildi. ” Babaannem dikişleri kesmiş, konuşabiliyorum” diyordu. Bu yaşa geldiğinde evdeki babaanesine veda ederek ayrılıyor ve anne-babasını bulmak için o ilk sahnedeki patika yoldan ormana doğru yürüyordu. Orada bulduğu bankta 16-17 yaşına kadar oturduğunu söylediği an aslında ölmüş ve arafta kaldığını anladığım andı.

 

***

 

8 YAŞ: Yine arafta geçen bir sahneydi. ( Buraya kadar anlattığı  birçok sahne ve detay oldu ama buraları kısa geçiyorum. Birazdan neden kısa geçtiğimi anlayacaksınız )

O6

7-7,5 YAŞ: İntihar ederek öldüğü anı keşfettik. Anne-babasının kendisini istemediğini düşünüp terkedilmiş ve yalnızlık duygularıyla birlikte kendini iskeleden suya bırakıyordu ve yüzme bilmediği için boğularak ölüyordu.

 

***

 

Ruhsal boyutta iken bile gerçekleri algılayamadığı için önce bozulan algıları düzelterek işe başladık. Buradayken şizofreni gibi bir hastalığı olduğunu ve olmayan şeyleri oluyormuş gibi anlattığını farketti. Aslında doğuştan omurilikte sorunu olan yatağa bağımlı bir çocuk olduğunu, 8 yaşına geldiğinde ailesinin şehirdışında bir işleri için 2-3 günlüğüne giderken kendisini komşularına emanet ettiklerini ( babaanne diye anlattığı kadın ) ama gittikleri yerde bulaşıcı bir hastalık nedeniyle öldükleri için geri dönemediklerini, onların ölüm haberlerini aldıktan sonra ruh sağlığının tamamen bozulduğunu ve günlerce ağladıktan sonra yemek yemeyi reddederek açlıktan kendini öldürdüğünü söylüyordu. Komşu kadın geldiğinde yemek yiyormuş gibi yapıp sonrasında kusuyordu.

 

O12Buradaki sahnelerden birinde Tanrı’ya çok öfkeliydi. ” Kötürüm olduğum için sana hiç kızmadım ama tek dayanağım olan ailemi aldığın için sana çok kızgınım ” diyordu..Hayatın adil olmadığını, kendini öldürerek bir nevi adaleti sağladığını söylüyordu ve bu sahneleri anlatırken yoğun katarsis yaşıyordu.

Rehberiyle bir araya geldiği sahnede rehberi ona bu hayatta yalnızlığı deneyimlemek ve hayatta kalabilmek için birilerinin bakımına muhtaç olmadığını, tek başına da varolabileceğini öğrenmeye geldiğini hatırlattı.

Tanrı’nın huzuruna çıktığı anda ise kendini yere çökmüş, başı öne eğik ama vücudundan alevler çıkacak kadar kızgın olarak gördü.

Kötürüm olduğum için sana hiçbir zaman öfke hissetmedim. Ama anne-babamı benden neden aldın? Onlar benim tek mutluluk kaynağımdı.

Tanrı: Onlar zaten benimdi. Sen de benimsin…

O14Bunu duyduğunda bir anda yüzünde gülümseme belirdi ve bana ” Bir anda aydınlanma yaşadım. Sanki tüm cevabımı aldım. İçimdeki boşluğun dolduğunu hissediyorum..etrafımda bir ışık huzmesi oldu..her yer ışık artık. ” dedi.

O anda anladı ki ruhunun planında bedensel engelli olarak doğmasının özel bir anlamı vardı. “Tanrı’dan gelen herşeyi kabullenmek için seçmişim ve bunu gerçekten de kabul etmişim ama sonrasında annemi-babamı HERŞEY yerine koymuşum ve Tanrı’yla olan bağımı unutmuşum” dedi.

 

Bu geçmiş hayattan taşıdığı olumsuz izleri şifalandırdıktan sonra hayatı tamamen dönüştürdük. Son aşamada rehberi ona şimdiki hayatıyla ilgili özel bir tavsiyede bulundu: ” Seçimlerinin sorumluluğunu almayı öğrenmelisin. Başına gelen şeylerden dolayı başkalarını suçlama.

 

 

O11.jpg

GERİ-BİLDİRİMLER:

1.GÜN: “Boğaz ağrım sabah çalışmaya gelirken hala biraz vardı fakat şimdi yok sırtımda ki ağrı da baya bi azaldı dün akşam geç uyudum fakat uykuya dalmakta problem olduğu için değil enerjik hissettiğim için uyumadım bugün de gayet iyi hissettim gün boyunca kendimi.

Berna Hn şehirdışından geldiği için ve her ay çalışma şansımız olmadığı için kendisini seanstan bir gün sonra yaptığım ve farklı teknik uyguladığım bir grup çalışmasına aldım. Dolayısıyla tamir fazı etkilerinin daha yoğun ve normalden çok daha uzun yaşama ihtimali olabileceğini belirttim .

7. GÜN:Eylül hanım nasılsınız
Tamir fazı dönemiyle ilgili size bilgi vermek istedim
Genel olarak vücudumda ki ağrılar geçti .uykularım düzene girmeye başladı .rahat bir tamir fazı dönemi geçirdim fakat dikkatimi çeken bir durum var.6.gün sabah uyandığımda rahat nefes alamadığımı farkettim bu durum gün boyunca devam etti .bugün de biraz azalmış olsada bu durum devam ediyor.kendini ifade edememe problemi de daha bariz bir şekilde ortaya çıktı resmen konuşurken cümle kuramaz haldeyim . Yemek yeme durumu da devam ediyor .fiziksel olarak ta yüz ve boyun bölgemde sivilceler çıktı normalde adet dönemlerimde dönemsel olarak 1 yada 2 sivilcem olurdu fakat bu sefer ciddi şekilde sivilcelendim.duygu ve düşünce olarak daha pozitif bir süreçteyim
Sevgiler

 

20. GÜN:

09merhaba eylül hanım nasılsınız

uzun zaman olduğu için size sürecimle ilgili bilgi vermek istedim.vücudumda ki tüm ağrılar tamamen geçti.uyku düzenim normale döndü.eski enerjik ve neşeli halime döndüm.hatta çoğu zaman kendimi şarkı söylerken ve dans ederken buluyorum.aynaya baktığımda eskisi gibi gözlerinin içi gülen kızı görmek çok güzel bir duygu.en önemlisi de huzur duygusunu fazlasıyla yaşantımda hissediyorum.o kişiyle alakalı duygusal açıdan ciddi rahatlamış durumdayım.
gelelim olumsuz belirtilere en son seansta ortaya çıkan yeme bozukluğu devam ediyor.bağımlı şekilde karbonhidrat tüketiyorum.dolayısıyla da kilo almaya devam ediyorum. ( * )
kendini ifade problemi yazı aşamasında düzeldi fakat konuşma aşamasında aralıklarla da olsa devam ediyor.
yeni farkettiğim üç durum var .birincisi başkalarına karşı sınırlarımı etkili biçimde çizememek (**) ikincisi de hayatımla ilgili gerekli kararları almak fakat bunları uygulamaya koymamak için hep bir bahane bulmak.bahane bulmasam da o gün mutlaka bu kararımı baltalamak adına fiziksel belirtiler gösteriyorum.örneğin çok aşırı çalışmasam bile kendimi çok yorgun hisstemek ,baş ağrısı gibi
üçüncü durum en yakın arkadaşımı kıskanmaya başladım.bana hayatıyla ilgili olumlu birşey anlattığı zaman sevincine ortak olmak yerine onun moralini bozacak şeyler söyleyebiliyorum.bazen hiçbirşey yokken bana söylediği birşey yüzünden ona karşı ani çıkışlarım oluyor.sadece bu kişiye karşı böyle tavırlar sergiliyorum
sevgiler “
8
NOTLAR:
1-*: Anladık ki 5. seanstan sonra ortaya çıkan tıkınırcasına yeme durumu , ruhsal sağlığı yerinde olmadan ve kendini aç bırakarak öldüğü bu geçmiş hayatla bağlantılı olsa da sadece bu hayatla sınırlı değil.Bu geçmiş hayattaki durum sebeplerden biri ama tek başına yeterli değil ve bakılması gereken başka önemli durumlar var. ( Bir sonraki seansta tesadüfen keşfettiğimiz bu sebebi gelecek ay ayrı bir vaka olarak yazacağım. Neden tesadüfen bulduğumuz ise başlı başına ayrı bir konu başlığı ve bence çok önemli bir konu )
2-**: Berna Hn’ın alanla ilgili de bir sorunu olduğu ortaya çıktı ki bu sınır çizememe sorunu bir sonraki seansta keşfettiğimiz durumla da iç içe bir konu.
3- Berna Hn’ın algıları bozulmuş alt kimliğinin şimdiki hayatında defalarca uyarıldığına yaptığımız şimdiki hayat seanslarında daha önce de şahit oldum. ( Bknz:  BİR ŞİFALANMA YOLCULUĞU-3 ) Kayıp ikiziyle ayrışma anında da algıları bozulmuştu.
Bu tarz seanslar oldukça zorlayıcı seanslar olsa da kendisine bana bu konuda bayağı deneyim kazandırdığı için ayrıca teşekkür ederim çünkü bu algı düzeltme konusunda bir kısayol keşfetmeme sebep oldu.
4- Berna Hn’ın kişi bağımlılığında ciddi bir rahatlama vardı ve artık o takıntı haline getirdiği kişinin aklına bile gelmediği zamanlar yaşıyordu. Ailesi ile işler yolunda ilerliyordu ve yaptığımız grup çalışmasının da katkılarıyla buzlar eriyordu ama tuhaf bir şekilde bedeni bize yeme bozukluğu konusunda hala birşeylerin eksik olduğu sinyalini veriyordu..Bu durumun ardından ne çıkacağını açıkçası ben de çok merak etmeye başlamıştım. Bunu 5. Bölümde bulacaksınız…
(Devam edecek…. )
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s