
İsmine Bahadir diyeceğim danışan kasım ayı başında ilk yazdığı emailinde aşağıdaki gibi yazmıştı:
” Merhabalar ben …. direk konuya girmek istiyorum evlilik ile alakali problemlerim sebebiyle esimle aile terapisine gidiyoruz ancak esim kendisinde hicbir istek duygu sevgi hicbirsey kalmadigini aile terapistine dahi zorla geldigini evliligimizin bittigini birde bunu terapistten duymam gerektigini soyluyor su ara istemeden de olsa ona karsi baskici israrci bir tavir sergiliyorum onunla ne zaman konussam hep eski konulari aciyor dunde seni affedemiyorum dedi( ……… dönemindeki tavrim yüzünden) bende gecmisle alakali bu terapiyi yine esimden duymustum daha once regrasyon terapisi teklifini ona sundum aklina yatti benim icin bir umut oldu eger olumlu olursa insallah..bu konu hakkinda neler yapabiliriz ne zamana randevu alabiliriz bu arada ….(şehir ismi )’de yasiyoruz. ”
Benim kendisine verdiğim cevapta ise eşlere çift terapisi uygulamadığımı, sadece bireysel olarak regresyon danışmanlığı yaptığımı, ancak talepleri halinde eşi ve kendisi ile ayrı ayrı çalışarak evlilikteki sorunların kaynağına bireysel olarak bakabileceğimizi belirttim.
Ek olarak; kendisi ile ancak kendi randevusu hakkında yazışabileceğimi, eğer eşi seansa gelmek istiyorsa bana ayrıca kendisinin email göndermesi gerektiğini, gizlilik kuralları gereği eşinin seansından sonra kendisine herhangi bir bilgi veremeyeceğimi belirttim. Bunun üzerine Bahadır bey’in eşi bana direkt emaille ulaşarak, beni uzun zamandır takip ettiğini ve randevu almak istediğini belirtti. Kendisine sorduğum sorular üzerine aşağıdaki şekilde cevap verdi:
” Mrba eylül hanım. Eşimle msjlasmisiniz. Ben ……”den Meryem. …… 3 sorunuz olduğunu söyledi. 3.den başlıyorum geçmişe dair affedemedigim olaylar var aslında affetmek de istemiyorum bu yüzden boşanma aşamasına geldik ancak ben artık bu evliliği sürdürmek istemedigim halde eşim regresyonun ise yarayacağını düşündüğü için sizden randevu almak istedik. Diğer 2 soruyla ilgili daha önce psikiyatriste girmedim ve kullandığım bi ilaç yok. ”

Bu ana kadar benim gözümde oluşan tablo;
-Boşanma aşamasına gelmiş, bana 500 km kadar uzak bir şehirde yaşayan bir çift var.
-Bu çiftteki kadın kesin olarak evliliği bitirmeye kararlı. Bu sebeple çift terapisine gitmişler ama kararında herhangi bir değişiklik olmamış.
-Ancak eşlerden erkek olan bu evliliğin bitmesini istemiyor, bitmemesi için de eşinin fikrini değiştirmek adına her türlü yolu deniyor…hatta eşi regresyonla geçmişte yaşadıkları olumsuz olayların etkisinden kurtulabilma olsaılığına inandığı için, bunun belki evliliğini de kurtarabileceğini düşünüyor.
Hal böyle olunca, bir yanlış anlamaya mahal vermemek için her ikisi ile ayrı ayrı yazışarak; bazı konuların altını çizdim. O kadar uzun yoldan gelip daha da büyük hayal kırıklığı ile dönmelerini istemediğim için baştan ikisine de uyarılarımı yaptım:
Eşlerden kadın olana yazdığım email: ” Siz seans yapmaya istekli değilseniz, %100 olarak boşanmaya karar vermiş durumdaysanız, regresyon terapisi yaparak sizin fikrinizi değiştiremeyiz. Ancak şöyle yapılabilir: Geçmişte yaşanmış olaylardan dolayı sizde bir birikim varsa-ifade edilmemiş duygular varsa bunlara bakılabilir. Siz de kararınızı bunların etkisinden bağımsız olarak mevcut şartlara göre isterseniz tekrar değerlendirmeye alabilirsiniz. Bu şekilde sizin için uygun ise ona göre çalışma şeklimi içeren emaili göndereceğim. ”
***
Meryem hn çalışma şeklimi uygun bulup randevuyu teyit ettikten sonra eşi Bahadır bey de ayrı bir email göndererek, aynı günde kendisinin de seans almak istediğini belirtti:
” Calismak istedigim konunun ana basligi esimle aramda halledemedigim sorunlarin olmasi aile terapisti bunun kok aile sorunu oldugunu benim ailemden ayrisamadigimi soyledi bu konu ile alakali olabilir . Randevu icin haber bekliyorum sizden “
Sonuç itibariyle , şehirdışından gelecekleri için, ikisinin seansı aynı gün üst üste olacak şekilde ileri bir tarih için program yaptık.
MERYEM HN’IN SEANSI:
İlk olarak Meryem hn’ı seansa almak istedim çünkü Bahadır bey, geçmişte Meryem Hn’ın düşük yaptığı bir dönemde ona olan davranış şeklinden ötürü eşinin kendisini affedemediğini düşünüyordu. Meryem Hn ise boşanmaya kararlıydı ama artık Bahadır bey de bunu anlasın ve kabul etsin istiyordu.
Meryem Hn ile yaptığımız ön-görüşme sırasında sadece evlilikleri ile ilgili değil, tüm hayatını ilgilendiren birçok soru sordum. Meryem Hn, yıllar önce bir bebeğini 16 haftayı doldurduktan sonra karnındayken kaybetmişti ve o dönemde eşiyle sık tartıştıkları için buna üzüntünün, stresin yol açtığını düşünüyordu. Bebek alındıktan sonra yaptırdıkları genetik testte herhangi bir genetik soruna rastlanmayınca, doktorundan stres kaynaklı olarak da bebeğin olumsuz etkilenebileceğini, kalbinin durabileceğini belirtmesi üzerine bu olayla ilgili eşi Bahadır Bey’i suçluyordu. Evliliklerinde tek yaşadıkları sorun bu değildi fakat Meryem Hn özellikle bu konuya bayağı takılı kalmıştı.

Ön görüşme sırasında Meryem Hn’ın psikolojik danışman olduğunu ve daha önce çift terapisi konusunda alanında bayağı ünlü bir prof’a aile terapisi için gittiklerini; bu kişinin ilk seanstan sonra kendilerine ” Kadın bitti dediyse bitmiştir. Siz 11 yıllık evliliğinizde, 1 yıllık bir ilişkide kurulması gereken bağı bile kuramamışsınız ” dediğini; özellikle eşine ” Sen kök ailenden hiç ayrışamamışsın ve bu evliliğe dahil olamamışsın. Şu ana kadar evlilik bağı hiç oluşmamış. Bu evlilik bugüne kadar 11 yıl boyunca devam etmişse, bunun sebebi eşinizin güçlü olmasıdır. Kadın bitti diyorsa bitmiştir, 2. seansa gelmenize gerek yok. ” dediğini; tüm bu yorumlara rağmen eşinin ısrarıyla bir kere daha gittiklerini ve bu seansların kendisinin boşanmaya dair fikrini değiştirmediği söyledi.
Bunun üzerine, boşanmaya kesin kararlı olduğu halde neden bana gelmek istediğini tekrar sordum. Boşanma konusunda emin olduğunu fakat çocukları da olduğu için eşiyle iyi bir şekilde, anlaşarak ayrılmak istediğini, eşi ona böyle bir terapi fırsatı tanımışken de bu hakkını regresyondan yana kullanarak en azından evlilik bittiğinde geçmişteki o affedemediği konulara hala takılı kalmadan hayatına devam etmek istediğini belirtti. Yani evliliğini yine bitirmek istiyordu ama bu sayfayı düzgün bir şekilde, eşinin de isteğini yerine getirerek kapatmak istiyordu.
SEANSIN İLK BÖLÜMÜ:
İlk defa gelenlere yaptığım üzere seansı kısa eklenti temizliği ile başlattım. Meryem Hn 2 eklentisi olduğunu algılayınca seansı bu yönde ilerlettim.
1.EKLENTİ (GRUBU):
2,5-3 Yıldır kendisinde bulunan, iş sebebiyle farklı bir şehirde yaşadıkları dönemde eşinin uzun süreli olarak yanında olmadığı dönemde:
a)Yalnızlık ve değersizlik duyguları ile kendine çektiği 3 adet gezinen enerji
b)Annesine öfke ile çektiği 3 adet gezinen enerji
Bu 6 gezinen enerjinin etkileri: Sırtında, kürek kemikleri arasında 3 yıldır devam eden ağrılar; omuzlarda gerginlik ; bacaklarda özellikle o dönemde dayanılmaz olan ama azalsa da hala devam eden ağrılar; hergün olan ve geçmeyen yoğun baş ağrıları ( son 6 aydır meditasyon yapmaya başladığından beri sıklığı haftada 1’e inmiş )
c) O hassas döneminde arayıp sormadığı ve ilgilenmediği için eşine öfke ile 4 gezinen enerji
Bu 4 gezinen enerjinin etkileri: Baş ağrıları; sırtta ağrılar; eşe karşı soğukluk; daha hassas ve alıngan olmak ve eşine karşı kırgınlık
Bu bölümde yeri gelmişken, eşine biriktirdiği öfke konusunda bir çalışma yaptık. Bu esnada sorduğum bir soru üzerine, sadece o dönemde değil tüm ilişkileri boyunca eşine karşı öfke ile aslında toplam 13 tane eklenti çektiğini söyleyince bu diğer 9 eklentinin etkilerini de sordum.
9 Eklentinin Etkileri: Kafa karışıklığı; dalgınlık; unutkanlık; cinsel isteksizlik
SEANSIN 2.BÖLÜMÜ:
Bu bölümde 5 yıl önce karnındayken kaybettiği bebeğiyle ilgili çalışmak istedim. Bu bebek 4,5 aylıkken ölmüştü ve cinsiyeti belliydi. O günden sonra bazen rüyasında hala karnında bebeği varmış gibi kıpırtılar hissettiğini, yaptırdıkları gen testi nedeniyle bebeklerini hastaneden geri alamamış olmalarından dolayı derinlerde suçluluk duygusu taşıdığını farketti. Bu konu üzerinde biraz detaylı çalıştıktan sonra seansı noktaladık.
1.GÜN:
” …Eylül hanm yanlış hatırlamıyorsam geri bildirim istemiştiniz. Dün geceyi yolda geçirdiğim için mi bilmem ama tüm gün çok yorgun hissettim. Seansta konuştuğumuz sırt ve omuz ağrım bugün hiç olmadı sadece başımın on kısmında hafif bi ağrı oldu. Genelde baş ağrım sakaklardan enseye doğru ve siddetli olurdu. Son zamanlarda iştahsızlık sorunum vardı hatta biraz kilo kaybı da yaşamıştım ancak seanstan ciktigimdan beri çok iştahlı bi şekilde yemek yiyorum. Tüm gün kendimi sevecen ve pozitif hissettim. Aktaracaklarim bu kadardı iyi çalışmalar diliyorum..”
19.GÜN:
” ……… İlk hafta genelde kendimi yorgun hissettim ve sürekli yatıp dinlenmek istiyordum. Fiziksel değişiklik olarak bir de sırtımdaki kürek kemiklerinin arasındaki ağrı azaldı ama geçmedi. Eşim de benzer noktadan benzer bi ağrı duyduğunu söyledi ilk bi kaç gün. Sonra geçti onunki. Duygusal anlamda değişiklikler de oldu. Size gelirken eşimle aynı ortamda bile bulunmak istemedigim bi durumdaydım. Yüzünü görmek istemiyordum seanslardan sonra bu anlamda yumuşadım ve evliliğimizin kurtarılabilir yanları olduğunu düşünmeye başladım. Bunun seansta kaybettiğimiz bebekle ilgili yaptığımız çalışmayla ilgisi olduğunu düşünüyorum. “
( Bir sonraki bölümde Bahadır bey’in seansı ile DEVAM EDECEK… )
NOTLAR Bölümü: İlerleyen bölümlerde eklenecektir.
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili