İlk seans ve aynı hafta yaptığımız Bağlar Çalışması’ndan 1 yıl sonra ağustos 2019’da Işıl Hn’dan yeni bir randevu talebi aldım. Aradan uzun zaman geçtiği için yeni bir çalışma konusu olup olmadığını sordum. Seçtiği konuya göre bireysel seans veya grup çalışması önerebileceğim için ne konuda çalışmak istediğini sorduğumda aşağıdaki gibi yanıtladı:
” Eylül hanım çalışmak istediğim konular şu şekilde;
- Ben hayatımda nerdeyse 3 yılda bir her şeyin yolunda olduğu bir arkadaş grubumdan bi anda dışlanma gibi bir durum yaşıyorum. Ben ve benim yanımda olan bir iki insan, benim haklı olduğumu düşünse de ben hiç bir zaman haklılığımı ispatlayamıyorum ve o insanları hayatımdan çıkarıyorum. Şehir değişiyor, insanlar değişiyor, sebep değişiyor ama senaryo hep aynı. Bu döngüyü kırmak istiyorum.
- Bir diğer durum ise duygusal boyutta görüştüğüm konuştuğum erkekler sanki beni mutlu etmek için hayatıma girmiyor da bende beklenti oluşturup o beklentiyi yerine getirmeyip beni kırmak için hayatıma giriyorlar. Ben hep kendimi görüşelim konuşalım diye çabalarken buluyorum ve karşımdaki insanların başına bir şekilde bi durum geliyor, bir aksilik çıkıyor, o oluyor bu oluyor ve o şey gerçekleşmiyor. Erkeklere karşı çocuk gibi beklentiye girmekten onların bir şeyleri ayarlamasını çözmesini ve yanıma gelmesini beklemekten çok sıkıldım. Bunun babamla ilgili olduğu kanaatindeyim, benim çocukluğum babamın parası olsun da beni görmeye gelsin diye beklemekle geçti, 5 yaşındayken babam yanıma gelsin diye bilet parası biriktirmişliğim var, bir süre sonra babamın bahanelerini gerçekçi bulmamaya başladım ve güvenim sarsıldı. Şu anki ilişkilerimde de aynı durumu sürekli yaşıyorum bu yaram sürekli kanatılırken buluyorum kendimi. “
Yazdığı her 2 sorunun da babasıyla ilgili olduğunu düşündüğüm için o anda email atarak 1 gün sonra Bağlar Çalışması olduğunu ve yazdığı konu başlıklarına çok daha uygun olabileceğini söyledim. Işıl Hn anında kabul etti ve hızlıca organize ettik.
Bu arada, Işıl Hn’dan bir yıldır herhangi bir geri-bildirim almamış olduğum için o arada neler olduğunu bilmiyordum. Bu sebeple çalışmaya gelmeden önce , son 1 yıl içindeki sadece önemli gelişme ve değişiklikler varsa yazmasını rica ettim.
Bunun üzerine aldığım uzun ve detaylı email:
” Eylül Hanım Merhaba,
Öncelikle ben size ilk regresyon seansı öncesi ilişkimden biraz bahsetmek istiyorum.
2014 yılının Mart ayında başlayan bir ilişkim vardı. Partnerim hem ekonomik açıdan iki yakası bi araya gelmeyen, ne kadar çabalasa da para kazanamayan ya da kazandığını elde tutmayı başaramayan bu konuda bahtsız bir insandı. Ben de ilişkide hem ebeveyn hem sevgili olmuştum, birlikte yaşıyor gibiydik ve neredeyse tüm yaşam gereksinimlerimizi ben karşılıyordum, geliri kendi harçlığımdan sağlıyordum, eve geldiğinde yesin diye yemek yapıyordum, çamaşırlarını yıkıyordum. Bu 3 yıl içerisinde gerçekten hiç karakterimde olmayan bir insana dönüşmüştüm, üstelik bunu mutlu olmamama rağmen istemsiz söylene söylene yapmaya devam ediyordum. İletişim dinamiğinde ise ben onu sürekli yönlendirmeye çalışıyordum hayatını düzenlemeye çalışıyordum kendimce ve o da yanımda olmadığı zamanlarda beni resmen unutuyordu ve bu yüzden de sürekli kavga ediyorduk, bir kısır döngü gibiydi fakat tüm bunlara rağmen o süreçte çok sevdiğimi hayatımın aşkı olduğunu düşünüyordum bunların hiçbirini yaşarken göremiyordum.
2018’in Temmuz ayında sizinle ilk defa regresyon seansı yapmıştık ve birkaç gün sonra ise babamla ilgili problemlerimden ötürü bağlar çalışmasına katılmıştım. (Bununla ilgili detaylar sizde mevcut olduğundan ayrıntıya girmiyorum dilerseniz yazabilirim.)
SEANSLAR SONRASI DEĞİŞİMLER: ( Temmuz 2018 bireysel seans+ Bağlar Çalışması )
1- Bu seanslardan sonra Ağustos sonu Eylül başı gibi ilişkim konusunda ciddi bir aydınlanma yaşadım ve açıkçası bu değişimin seanstan bu kadar kısa süre sonra olduğunu şu an yazarken farkediyorum. O süreçte bir kaç aylığına farklı şehirlerdeydik. Partnerime ve bu ilişkiye muhtaç olmadığımı, bu ilişkinin beni ne kadar mutsuz ettiğini ve onsuz daha güzel bir hayat sürdürebileceğimi farkettim. Gözümdeki perde kalktı desem gerçekten abartmış olmam. Onun gün içinde bana yazmıyor beni aramıyor olması daha önceden bana kafayı yedirip çılgına döndürüyordu ve bunu her yaşadığımda kavga ediyordum, bağırıp çağırıp sinir krizi geçiriyordum. Bunun yerine rahat bir şekilde kendi hayatımla ilgilenmeye başladım. Bunu takıntı haline getirme durumum ortadan kalktı, ona karşı olan öfkem dindi. Yıllarca takıntı yapıp kendimi yıprattığım olayları önemsememeyi başarabilir hale geldim. Eylül sonunda ise ilişkimi suçlamadan, konuşarak rahat bir şekilde bitirebildim. Görünmez zincirlerimi farkedip onlardan kurtulmuşum gibi rahatladım. Bu ilişkimi bitirmemle alakalı değildi, ben ruhsal olarak özgürleşmiştim. Daha önce farkedemediğim şeyleri farketmeye başladıkça zaten hayatımda rolünü tamamlayan insanlar hayatımdan kolaylıkla bana acı çektirmeden çıktı.
2- İlişkiden bağımsız olarak yaşadığım değişim dönüşümden biraz bahsedecek olursam; her konuda sinirlenen, en ufak şeye bağırıp çağırıp azar atan halim aydan aya azalmaya başladı. Özellikle Ekim-Kasım ayından sonra, öncesinde her gün birileriyle kavga eden ben çok daha sakin, dingin bir insana dönüşmeye başlamıştım bunu gerçekten hissediyordum. Eskiden iki güne bir, haftada iki gibi bir oranla neredeyse herkesle kavga edebilme potansiyeline sahiptim; artık bu şekilde tartışmaları çok nadir yaşıyorum ve eskisi gibi abartı tepkiler vermiyorum.
3- Bir şeyleri kontrol etme, başkalarının hayatlarına müdahale etme, düzene koyma gibi huylarımda ciddi azalmalar meydana geldi ve bunun değişmesi beni çok hafifletti. Artık kendi hayatımı umursayıp kendi mutluluğum, kendi isteklerim için kararlar almaya başladım. 2015’ten itibaren dönüştüğüm o anaç karakterden eser kalmadı tekrar kendi yaşıma döndüm diyebilirim.
4- Babamla iletişimimiz bana göre farkedilir şekilde değişti. Bu konuyla ilgili değişimi 2019 Mayıs- Haziran aylarında gözlemledim. Eskiden babamı hiç aramazdım aklıma gelse de aramak istemezdim o aradığında ise gerilirdim, konuşmak istemezdim, sesini duymak rahatsız ederdi. 4-5 aydır daha rahat konuştuğumu farkettim ve son 1-2 aydır o aramadan aklıma gelmeye ve ben de aramaya başladım. Konuşmalarımız daha rahat daha eğlenceli hale geldi.
5- Aynı şekilde babamın ailesiyle de hiçbir bağım yoktu görüşmek konuşmak istemezdim. Geçtiğimiz bayram babaannemi, babamı tüm halalarımı amcalarımı herkesi kimse hatırlatmadan aramak istediğim için aradım, bu durumun yeni bir durum olduğunu annemin şaşkınlığıyla farkına vardım. Ve onlarla konuşmak beni gerçekten mutlu etti. Kendimi ilk defa bu aileye ait hissettim, onların benden bir parça olduğunu farkettim.
Yaklaşık 1 sene içerisinde hayatımdaki gözlemleyebildiğim değişim dönüşümler bu şekilde…
Özellikle söylemek isterim ki bunlar için size, işinize olan özeninize ve emeğinize minnettarım,
Sevgiyle kalın… ”
2. BAĞLAR ÇALIŞMASI: ( Ağustos 2019 )
Bu çalışma öncesinde Işıl hn’la yaptığımız kısa sohbet sırasında babasıyla ilgili verdiği bazı bilgiler ve birkaç örnek sonucunda , babanın hal ve tavırlarının bende bir konuda şüphe uyandırması sonucunda kendisine şöyle bir tavsiyede bulundum: ” Babandan uzakta yaşadığın için onun hayatıyla ilgili her detayı bilmiyor olabilirsin. Eğer arada hala görüşüyorsan bir sohbet anında fırsatın olursa kendisinden veyahut bir yakınınızdan öğrenme şansın olursa, geçmişte kendisine bir psikiyatrist tarafından herhangi bir teşhis konulup konulmadığını, ilaç kullandığı bir dönem olup olmadığını öğrenebilirsen iyi olur. Çünkü sen hayatın boyunca babanın davranışlarına öfkelenirken, aslında onun tüm bu davranışlarının sebebi belki senin bilmediğin bir rahatsızlığa sahip olması olabilir. Dolayısı ile evliliğini, işini herşeyini kaybetmesinin ardında böyle bir ihtimal varsa, bunu bilmende fayda var. ”
Bunun üzerine Işıl hn öğrenince bana bilgi vereceğini belirtti. Biz de çalışmamıza başladık. Yaptığımız çalışma baba eksenli ilerledi ve şöyle bir bilgi ortaya çıktı: Işıl hn henüz 3-4 yaşlarında iken babası evden ayrılıyordu. ( Ayrılış şekli ile ilgili detaya girmeyeceğim fakat herkesi karşısına alarak ve eşinin ailesi tarafından aniden dışlanarak ayrılmak zorunda kalıyordu ). Işıl Hn ise bu senaryoyu kendi hayatında her 3,5 yılda bir tekrarlıyordu. Lise 1 de, üniversite 1 de ve üniversite son sınıfta ait olduğu arkadaş grubundan dışlanmıştı. ( en üstte yazdığı konu başlıklarından ilki ).
Babayla olan bağlanma şeklini içeren bir çalışma yaptıktan sonra seansımızı noktaladık.
1 HAFTA SONRA:
” Eylül Hanım Merhaba,

“Eylül hanım,Unutmamak için babamla aldığım notları sizinle paylaşıyorum. Yine de biraz uzun kusura bakmayın…
……….. ( Aileyle ilgili özel bilgiler olduğu için tarafımca sansür uygulanmıştır. ) ………………
……………………………………… ……………………………………………………………………………………………….
Babama direkt olarak sormadım fakat bana annemden ayrıldıktan sonraki süreçte, bir dönem hastanede kaldığını ve ağır depresyon geçirdiğini söylemişti.
Ek bilgi; Ailede kalp hastalıkları, alerji ve depresyon genetik olarak mevcut.
………………………………………………………… ”
NOTLAR:
1-Işıl Hn’ın en üstte yazdığı her iki konu da babasıyla ilgiliydi. Babası, ailede dışlanmış kişi olduğu için, babasına olan sevgisinden dolayı onun travmasını her 3,5 senede bir tekrar ediyordu. Bu sevgi türüne aile diziminde ” kör sevgi ” deniyor.
2- İlk seansa geldiğinde halen devam eden 3 yıllık ilişkisindeki erkek arkadaşını tarif ederken kullandığı kelimelerden göreceğiniz üzere, babasına benzeyen bir erkek seçmiş ve annesi ile babasının ilişki modelini tekrar ediyordu.
Bu da aklıma aşağıdaki sözü getirdi:
“ Bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Biri annesi, diğeri babası, üçüncüsü ise anne-baba arasındaki ilişki şekli. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir. “
Dr. Byron Norton
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan