
İkinci seanstan bir ay sonra Beste Hn ile tekrar biraraya geldik. Seansa başlamadan evvel aldığım extra bilgiler ve geri-bildirimler:
1-Sırt ağrılarım hala var, devam ediyor.
2-Unutkanlık, dalgınlık ve kafa karışıklığı %50 azaldı.
3-Öfkem %50 azaldı, daha rahatım.
4-Değersizlik duygusu ve izole olma hali %30 azaldı.
5-Şişkinlik ve gaz: Tamamen geçti. Regl dönemini de daha rahat atlattım. Önceden regl dönemlerinde daha duygusal ve histerik oluyordum. Tepkilerim abartılı oluyordu. Bu ay daha dengeli ve rahat atlattım. Hiç gerginlik yaşamadım.
6-Sağ diz kapağımda bu ay ağrı olmadı. Zaten çok sık olmuyordu.
7-Çok uyuma ve sabah sinirli uyanma: %70 azaldı. Artık çok uyusam bile öfkeyle uyanmıyorum. Sabah alarmına eskiden çok sinirlenirdim. O geçti ve bu durum beni bayağı mutlu ediyor.
8-Tembellikte %50 azalma var. Ayrıca genelde odaklanma sorunum vardı ve devam ediyor.
9-( Konuşurken sürekli saçıyla oynaması dikkatimi çekince sordum ). Gerildiğim zaman saçımla oynarım. Konuştuğum kişi çok yakınım biri değilse de oynarım. İşte yapmamaya dikkat ediyorum.
10-Gözlerim miyop ve 2,75 derece. Şu anda lens kullanıyorum.
11-Erteleme alışkanlığım var. Beni geren, stres yapan işleri son ana bırakabiliyorum.

Doğum şekli ile ilgili bazı sorular sorduktan sonra seansa başladık. 9 Aylıkken sezaryenle doğmuştu. Doğumdan sonra 1 gün kuvözde kalmıştı.
Ana karnındaki bazı önemli anları keşfederken bir eklenti algıladı. Bu eklentisi, annesinin kendisinden önce yaptığı bir düşükle ilgiliydi.
Ana karnındayken anne-babası arasındaki gerilimli iletişimden olumsuz etkilenmişti. Babasının annesini azarladığı ve annesinin susmayı tercih ettiği anlarda ise bedeninin sol tarafında ağrı ve sızı hissetti.
Sezaryen anını onun cümleleriyle paylaşıyorum:
“ Beyaz bir oda var…annem yatıyor. Karnını yarmışlar, kanlı…
Sarsılıyormuş gibi hissediyorum. Vücudum üşüyor, titriyorum. Annem baygın. Sızlama hissediyorum kollarımda ve bedenimde. Yer çekiliyormuş ve sallanıyormuş gibi hissediyorum.
Doktor ayaklarımdan ters tutuyor beni. Sıcak bir yerden soğuk bir yere geçtiğim için mutsuzum. Geri dönmek istiyorum. Orası sıcak ve daha rahat…daha küçük ve güvenli bir yer.
Doktor hemşirenin kucağına veriyor. O da kuvöz gibi birşeye koyup beni onunla başka odaya götürüyor. Şaşkınım çünkü başka yerdeyim ve burası sapsarı bir yer. Işık sarı ve çok ışık var. Rahatsız oluyorum. Çok fazla bebek var, çook fazla ışık var ve annemi geri istiyorum.

Anneme üzülüyorum orda baygın yattığı için. Kuvözde kapana kısılmış gibi hissediyorum. Babamın yanında da hep böyle kapana kısılmış gibi hissederim.
Birkaç saat kuvözde kalıyorum. Sonra annemin yanına götürüyorlar. Annem çok yorgun, baygın. Zor ayılıyor ve kalkmakta zorlanıyor. Kafasını zor kaldırıyor. Beni zor tutuyor ve yorgun bakıyor. Kendimi kötü hissediyorum. Ona zarar verdiğimi düşündüğüm için suçluluk duygum var.
Annem duygulanıp ağlıyor. Mutlu aslında ama yorgun. Bir de korkuyor artık 2 çocuğu olduğu için başedememekten ve bize sahip çıkamamaktan korkuyor.
…………………..Annemi 5 saat sonra daha diri görüyorum . ………………………….. ”
***
Hastane odasında bir tane eklenti algıladı. Bu eklenti o anda şokta olduğu için ona eklenmişti.
Doğduktan sonraki dönem içindeki olumsuz algıladığı anlara çalıştıktan sonra 3 yaşına kadar gelebildik.
3 Yaş: Babasının apartman görevlisine bağırdığı bir sahnede çok korkuyor ve kendisine de bağırmasından çekiniyordu.
Ana rahmi dönemi, doğum travması ve 0-3 yaş arasındaki olayların üzerindeki etkilerini dönüştürmeye çalıştık. Bu esnada doğum anına yoğun olarak beden terapi uyguladık. Ana karnından aldığı 3 ve doğduğu gün hastane ortamında çektiği 1 eklentisini gönderdik.
Ana Karnındaki Eklentilerinden İkisinin Etkileri: Yetersizlik, başarısızlık duygusu, özgüvensizlik, değersizlik ve dışlanmışlık duygularına sebep olmuşlardı. Ayrıca yorgunluk ve baş ağrılarının da eklenti etkisi olduğunu ekledi.
Aileye, arkadaşlarına, çalıştığı şirkete aidiyetsizlik duygusu olduğunu ve hayatı boyunca kendini hiçbir yere ait hissedemediğini, bunun da eklenti kaynaklı olduğunu belirtti.
Ana Karnındaki Eklentilerden Bir Tanesinin Etkileri: Küçük bir çocuk gibi hissetme, yaptığı işi başaramama korkusu ve sol alt bacakta 2-3 ayda 1 tekrarlayan ağrılar.
Doğduğu Gün Hastanede Gelen Eklentinin Etkisi: Kararsızlık, şaşkınlık, korku, karar verme ve hata yapma korkusu
Seanstan sonra kendime aldığım özel notlarda: ” Çok faydalanacağını düşündüğüm verimli bir seans oldu. 3 Yaş Sonrası ağır bir travması yoksa, BAĞLAR ÇALIŞMASI ( Sadece danışanlara açık olan ve farklı bir metot kullandığım grup çalışması ) ile ilerlenerek anne ile bağlanma şekline bakmakta fayda var. ” yazmışım.
Tavsiyem üzerine Beste Hn, bu seanstan 40 gün sonra BAĞLAR isimli grup çalışmasına katıldı.

1.GÜN:
” Eylül Hanım Merhaba,
Dün seanstan çıktıktan sonra elime bir bitki çayı alıp sahilde yürüdüm biraz. Sonrasında eve hiç gitmek istemediğimi fark ettim. Enerjim önceki seans sonrasındaki halime göre oldukça yüksekti. Fiziksel olarak hiç de yorgun hissetmiyordum.Sadece kollarım ağrıyordu. Önceden, bugün Kadıköy’de buluşabileceğimizi konuştuğumuz bir arkadaşımı arayıp buluşmak isterse yakınlarda olduğumu ve Kadıköy’e gelebileceğimi söyledim. Yürüyüş sonrası, arkadaşımla buluşup yemek yedik. Sonrasında Moda sahilinde yürüdük. Bu arada enerjim oldukça çabuk tükendi. Eve dönerken oldukça yorgundum.
Sağ kolumdaki ağrı bugün hala devam ediyor. Sol kolum iyi durumda. Onun dışında vücudumun başka bir bölgesinde de ağrı yok.
Bugün 11:00’da bir iş görüşmem vardı. Sabah uyanmakta biraz zorlandım. Yataktan pek çıkmak istemedim yine. 9:15 gibi yataktan alarm zoruyla kalktım.
Farklı departmanlardan 3 yöneticinin ve 2 de çalışanın olduğu toplam 5 kişilik bir mülakata girdim. Oldukça özgüvenli ve konuşkandım. Mülakat süresince sesim hiçbir şekilde titremedi. Mülakatın uzunluğundan muhtemelen çıkışta beyin olarak çok yorgun hissettim fakat yine de evime gidip yatmak istemedim. Canım dışarıda kalmak istedi. Önce bir AVM’de yemek yedim sonrasında da İstiklal’de bir işimi halletmeye gittim.
Sonrasında eve gelip bir film izledim. Filmin sonlarına doğru oldukça uykuluydum. Şuanda da biraz uykulu ve yorgun hissediyorum. Onun dışında da söylediğim gibi sağ kolum ağrılı. Psikolojik olarak da normal hissediyorum.
Seans sonrasında yaşadıklarım bu şekilde.
Teşekkürler,”
15 GÜN SONRA:
” Merhaba Eylül Hanım,
Arka arkaya çok fazla iş görüşmesi yaptım.Sonrasında kısa bir süre içinde de görüşme yaptığım bankalardan birinden iş teklifi aldım. Birkaç gün sonra da teklifi kabul ettim. Bu süreçte kafam çok dolu ve stresliydi. Size yazmayı unuttum ve sonrasında hatırladığımda da hep ihmal edip erteledim. Erteleme huyum hala kendini gösteriyor anlayacağınız 🙂
Seansı izleyen günler içerisinde sağ kolumdaki ağrı da yok oldu gitti. Arada bir belirgin sırt ağrısı hissediyorum. Belki de işte oturuş pozisyonumdan ya da yatağımdan kaynaklıdır… Emin olamıyorum bu konuda. Seanslarda hiç sırtımda yoğunluk hissetmedim daha önce aslında ama bu konu beni düşündürüyor. Sırtım dışında başka bir ağrım yok.
Bunun dışında seansın üzerinden 2 hafta geçmiş olmasına rağmen özgüven konusunda kendimi daha güçlü hissediyorum. Başka bir iyi haberim de bu ay da regl dönemimi duygusal anlamda oldukça rahat atlattım. Daha önceki eklenti seansında regl döneminde fazla hassasiyet göstermemden yakınmıştım.
Bir başka konuda, insan ilişkileri konusunda kendimi daha rahat ve özgüvenli hissediyorum. Daha önceden oldukça nadir görüştüğüm bir arkadaşımla daha sık görüşür olduk ve samimi sayılacak sohbetler ediyoruz. Önceleri insanlarla samimi olmak beni korkutur ve gererdi fakat şu an daha sık görüşmeye başladığım arkadaşımla paylaşımda bulunmak bana keyif veriyor, kendimi anlatmaktan ve zarar görmekten korkmuyorum. Dışarıda insanlarla vakit geçirmeye ve hafta sonları için plan yapmaya özen gösteriyorum. Evde oturmak canımı sıkıyor.
……………….. ………………………………… “
1 AY SONRA:
” Merhaba Eylül Hanım,
Mayısta yaptığımız seanstan sonra ilk geri bildirim mailimde de anlattığım gelişmelere benzer gelişmeler devam etti.
Öncelikle geçtiğimiz çarşamba günü diploma törenim vardı. Annem ve babam tören için yaşadıkları şehirden İstanbul’a geldiler. Diploma alacağım günü annem,babam ve ablamla gayet neşeli ve mutlu geçirdim. Normalde ailecek katıldığımız etkinliklerden çok sıkılır ve gergin olurum. Geçen yıl da okulun kep atma törenine katılmıştık ailecek. Orada oldukça gergin ve huzursuzdum, anın tadını pek çıkaramamıştım fakat bu yıl diploma törenimin her anı çok keyifli geçti. Sosyal olarak da hala daha aktifim iş çıkışları arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyorum ve keyif alıyorum.
Bir başka iyi gelişme de daha önce de söylediğim gibi regl dönemim yine daha rahat geçti. Karın ağrısı dışında bir psikolojik gerginlik hissetmedim.
Ayrıca hala sabahları daha huzurlu uyanıyorum ve geçen gece evimde kalan bir arkadaşım sabah kalktığımızda ” sabahları baya huzurlu uyanıyorsun sen” gibi bir yorum yaptı. Bu da benim için pozitif bir gelişmeydi 🙂 Buna ek olarak geçen gece sabahları işe giderken uyanmak için kurduğum alarmımı kurmayı unutmuşum. Buna rağmen sabah kendiliğimden, alarmsız uyandım ve işe vaktinde gittim.
Bir de odaklanma konusunda da küçük bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Elimdeki işe eskisine göre %20 daha iyi odaklanıyorum.
Bunun dışında sırt ağrılarım hafifledi.Sanırım iş yerinde oturduğum sandalyenin rahatsızlığından kaynaklanıyor. Bir hafta önce sandalyemi değiştirdim ve daha rahat bir pozisyonda oturuyorum. Şuan daha az ağrı hissediyorum. Evdeki yatağımda çok rahat sayılmaz. Bunun da sebep olabileceğini düşünüyorum. Durumu biraz daha takip edeceğim.
Bunların dışında fark ettiğim spesifik bir olay olmadı. Durum bu şekilde 🙂 Yarın görüşmek üzere
Teşekkürler,”
70 GÜN SONRA : ( Vakanın 2. bölümünü kontrol edip teyit etmesini istediğimde )
” Vaka yazısını okudum, değiştirmek istediğim bir yeri yok. Bu şekilde yayınlayabilirsiniz. Kendimle ilgili gelişmeler konusuna gelince bazı değişiklikler fark ettim.
Öncelikle 1 ay kadar önce oldukça pozitif bir olay yaşadım. Temmuzdaki Bağlar çalışmasına gelmeden önceki 2-3 gün önce tek başıma üniversitenin açık yüzme havuzuna gitmiştim. Amacım biraz kafa dinleyip kitap okumaktı. Bir şezlonga yerleşip güneş kremimi sürdükten sonra kitabımı okumaya başladım. Yarım saat kadar sonra kafamı kaldırıp etrafa bakarken 2016’da size geldiğim ilk seansta bahsettiğim, sevgilisi olup hayatıma giren adamın havuzun diğer tarafında görüş alınımda olduğunu fark ettim. Normalde onunla bir yerlerde karşılaşmak bana eskiden yaşattıklarını hatırlatır ve kötü hissederdim. O günse hiçbir şey hissetmedim ve kitabımı okumaya devam ettim. Havuza girip çıkması, kalkıp başka bir yerlere yürümesi hiç ilgimi çekmedi ve kaçamak bakış atma ihtiyacı bile hissetmedim. Son derece huzurlu bir şekilde vakit geçirdim. Sanki beni o kadar aşağılayıp kötü muamele yapan kişi o değildi. Bütün öfkem yerini sakinliğe ve daha güçlü bir özgüven hissine bırakmıştı. Mayıs ayında yaptığımız çalışmanın yararını gördüm yani.
Başka bir konu da fark ettiğiniz gibi hala odaklanmamı gerektirecek bazı konuları erteliyorum. Erteleme huyum eskisi kadar değil, yüzde 30 kadar azaldı diyebilirim fakat yine de önemli şeyleri erteleyebiliyorum, sizi durumumdan bilgilendirmek gibi…
3 haftadır teklifini kabul ettiğim şirketin eğitim sürecindeyim. Her gün benim gibi yeni mezun, işe yeni başlayacak adaylarla beraber eğitim görüyoruz. Dolayısıyla her gün dershane gibi tanımlayabileceğim bir ortamın içindeyim. Burada insanlarla oldukça çabuk kaynaştım. Oldukça özgüvenli ve girişkenim, bir yandan da biraz temkinliyim insanları iyi tanımadan her şeyimi ayrıntılı anlatmamaya çalışıyorum. Eğitimdeki insanlarla vakit geçirmeyi seviyorum ve kalıcı arkadaşlıklar edinmeye çalışıyorum.
Bunun dışında daha önce size sırt ağrımdan bahsetmiştim. Eski işimdeki sandalyemin rahatsızlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Oradan ayrıldıktan sonra sırt ağrılarım geçti. Spor sonrası ağrısı dışında şuan bir sırt ağrım yok.
Temmuzdaki Bağlar çalışmasında anne ile olan ilişkime bakmıştık. Sonrasında anneme olan bakış açım bir parça değişti. Bağlar çalışması annemin “anne” benim de “çocuk” olduğum konusunda bana farkındalık sağladı.
………… …………………………. …………………………………………
Teşekkürler, “

NOTLAR:
1- Vakanın bu 3. bölümünde doğum anını detaylı verdim. Amacım normal doğum veya sezaryen yönteminden herhangi biri diğerinden daha iyidir veya daha kötüdür şeklinde bir yorum yapmak veya insanları yönledirmek değil, sadece bir bebeğin gözünden durumu yorumsuz olarak aktarmak.
Bazen normal bir doğum, sezaryenden daha travmatik olabilir veyahut da sezaryenle doğum o anda hem bebeğin hem sizin sağlığınız için tek seçeneğiniz olabilir. Buna ancak doktorunuzun önerisiyle siz karar verebilirsiniz.
Günümüzde ” keşkesiz doğum ” konusunda uzman olan doktorlar var ve sezaryenle doğum da dahil olarak doğum anını en keşkesiz şekilde geçirebilmeniz için size uygun şartlar için çalışıp, ülkede yaygınlaşması için çalışmalar yapmaktadırlar.
***
2-Doğum travması, her ana karnı dönemine baktığım danışanla çalıştığım bir konudur. Sezaryen veya normal doğum olup olmaması tek başına bir kriter değildir. Yaptığım seanslarda, gayet kolay ve normal doğum ile doğduğu ve hemen annesine kavuştuğu halde, sezaryenle doğumdan daha travmatik geçiren danışanlara da rastlarım. Bu sebeple, doğum şekline gelene kadar bir sürü kriter üzerinde çalışırım.
Örneğin; annenin hamileliğini nasıl geçirdiği, annenin hamileliği sırasında herhangi büyük bir travma ( sevdiği bir insanı kaybetmek, kaza, dayak , bir önceki bebeğini kaybetmesi ve/veya bebeğini kaybetme korkusu…vb ) yaşayıp yaşamadığı bile bebek üzerinde etkili olduğundan önemli detaylardır.
Bu, en başta size kötü bir haber gibi görünse de iyi tarafı şudur ki; bunları keşfettiğimiz ve bildiğimiz zaman, bu etkiyi nispeten dönüştürme şansımız her zaman vardır.
***
3-Anneyle bağlanma şeklimiz üzerinde neden bu kadar durduğuma gelince; birçok kişi gündelik yaşantısına annesiyle olan bağlanma şeklinin hiçbir etkisi olmadığını düşünür ve önemsemez ama mesele sadece annenizle ilişkiniz değildir. Anne ile bağlanma şekliniz; ilerde yaşamla ilişkiniz, ikili ilişkileriniz ve hatta bazı durumlarda parayla bile ilişkiniz dahil olmak üzere birçok konuda sizi etkileyebilir.
***
Prof. Dr. Franz RUPPERT’in bir kitabından alıntı:
“Anne ve çocuk arasında güvenli ve destekleyici bir bağ kurma açısından uygun olmayan koşullar; prematüre doğum, küvöze konma, makina ve ekipman kullanımı, ilaç, narkoz, yeni doğanın anneden erken ayrılması, anne ve bebek arasında çok az fiziksel temas olması, emzirmeden kaçınma olabilir.
Anne ve çocuk için doğum deneyimi, korku ve acı ile damgalanmışsa, sıkıntılı ve kaygılı çocuk, daha sonradan annenin yoğun bakımına rağmen güvensiz ve yalnız hissedecektir. Bu ilk ilişkinin belirleyici izi, yakınlık ve güvende olmayla ilgili yanıt bulamayan bir ihtiyaç olabilir ve bu da daha ilerde çocuğun tüm ilişkilerine aktarılabilir. ”
Sevgilerimle,
Eylül Erdoğan
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili