Bu haftaki vaka örneğimizde yine bir eklenti ve şimdiki hayat regresyonu var.
Işıl Hn 30’lu yaşlarının başında genç ve çalışan bir kadındı. İş hayatında başarılı biri olmasına rağmen kendini hayatı boyunca hep yetersiz hissettiğinden şikayet ediyordu ve bu yetersizlik duygusunun kaynağına bakıp dönüştürmek amacıyla seansa gelmişti. Başarılı bir iş hayatı vardı ama bulunduğu mevki kendisini tatmin etmiyordu. Çocukluğundan bu yana her zaman insanları alttan aldığını, ” HAYIR” demek istediği durumlarda bile insanları kırmamak adına hayır diyemediğini söylüyordu. Kendini güzel bulmadığını ve hiçbir şeye layık görmediğini, iş hayatında müdürleri tarafından takdir edilen bir çalışan olmasına rağmen içinden sürekli ” ben ne yaptım ki ” diye geçirdiğini eklemişti.



Seanstan 7 gün sonra haberleştiğimizde ” .. Geçtiğimiz hafta gayet iyi geçti. Sadece 3 gün önce üst üste birkaç olay gelince biraz moralim bozulur gibi oldu ama hemen topladım kendimi. Genel olarak iç huzurum daha iyi, o da dışarıya yansıyor olmalı ki birkaç kişi çok iyi göründüğümü söyledi 🙂 … ” dedi.
Gece uyanmaların eskisi gibi devam ediyor mu, ne durumda diye sorduğumda ise , eskiden her gece birkaç kere uyandığını ve korku hissettiğini, seanstan sonraki dönemde sadece 2 kere uyandığını ama bu sefer korkmadığını, çok kahve içen biri olarak kahveyi azaltmaya karar verdiğini ve belki de bu sebeple uyanmışımdır diyerek tekrar yattığını söyledi.
NOTLAR:
1-Bu yazı, kürtaj konusu ile ilgili bir eklenti durumunu ve insanı nasıl etkileyebileceğine dair örnek bir vakayı içeriyor. Amacımız kürtajla ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme veya yorum yapmak değildir.
2-Kürtaj, aile dizimi seanslarında da özellikle dikkat edilen ve incelenen bir konudur. Kişilerin günlük yaşamlarında annelerinin düşük-kürtaj hikayelerini bilip bilmemelerinin veya hem çocuğun hem de annenin zihnen bu gerçeği kabul edip etmelerinin konuyla ilgisi yoktur. Kişilerin bilinçaltında yani ruhsal boyutta bu durumu nasıl algıladıkları asıl etkiyi yaratan şey oluyor. Dolayısı ile sağlıkla ilgili zorunlu sebeplerden dolayı çocuğu aldırmak zorunda kalmanız, sizin bilinçaltınızda bundan dolayı suçluluk hissetmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Veya illaki her kürtaj vakasında herkes aynı oranda etkilenir ve herkes mutlaka suçluluk hisseder diye bir genelleme de yapılamıyor.
Buradaki örnekte, kürtajla alınan bebek kendisinin istenmediğini, dışlandığını ve kendisine yaşam hakkı tanınmadığını hissetmiş ve ışığa geçemeyerek bu etkiyi anne aracılığıyla bir sonraki kardeşine taşımış. Anne rahmi kanalıyla bu enerjiyi bir sonraki bebeğine aktarmış. Bir sonraki kardeş ise, kendisine sağlanan yaşam hakkı kendisinden önce gelen kardeşe tanınmadığı için suçluluk duygusu ile bu eklentiyi bugüne kadar kendi enerji alanında yıllarca taşımış.
Daha önce de dediğim gibi kürtajların kişileri etkileme şekli ve oranı kişiden kişiye değişiklik gösteriyor fakat şu ana kadar gözlemlediğim vakalara bakarak diyebilirim ki ailede önce doğan ve erken ölen bebeklerin, düşüklerin, kürtajların bir sonraki doğan kardeşi etkileme oranının yüksek olduğu şeklinde.
3- Örnek vakamızda danışan bedeninde sanki birşey onu mıknatıs gibi yukarıya çekiyormuş gibi hissetmişti. Bu semptomları seansa gelmeden 2 gün önce gördüğü rüyasında ve 2 ay önce bir gece aniden uyandığında da hissetmişti. Sanki metal ve soğuk birşey sırtından aşağı iniyordu ve aynı anda korku da hissediyordu. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi tüm bu korku ve hisler, kürtajla alınan bebeğin alınma şekli ve alınırken bebeğin yaşadığı duygularla bağlantılıydı.
Danışan bu semptomları seanstan önce bizzat yaşadığı için bir açıdan şanslıydı çünkü seansta yaşadığı semptomlarla bire-bir örtüştüğü için , eklentiyi daha kolay algılamasını ve aradaki bağlantıları çok daha kolay kurmasını sağladı.